holy_war_hunter
Ay Yolcusu
- Katılım
- 22 Tem 2021
- Mesajlar
- 15
- Tepki puanı
- 43
- Puanları
- 16
2014 yılında tesadüfen önüme bir doktorun yazısı çıktı .Bu yazı çay şekerinin zararları hakkındaydı .Yazıyı dikkatli bir şekilde okumaya başladım .İlk satırları okumaya başladıktan çok etkili bir yazı olduğunu anlamıştım ve kendimi iyice vererek tüm yazıyı okumaya karar verdim. Yazıda çay şekerinin kana karışmadığını ,aksine karaciğerde tortu halinde biriktiği yazıyordu. Asıl kanın ihtiyacı olan şekerin ise yediğimiz sebze meyvelerde olduğunu eklemişti yazar. Karaciğer tortu halinde biriken bu şekeri vücuttan atmak için epey bir uğraş veriyormuş ve bunun sonucunda karaciğerde yıpranma meydana geliyormuş. Şeker hastalığı da bu yolun sonuymuş. . İki hafta boyunca çaya şeker atmayıp kahvaltı haricinde ( kahvaltıda zaten tatlı şeyler oluyordu) kuru üzüm yedim sonra yavaş yavaş kuru üzüm yemeden çay içmeye çalıştım ilk baslarda çok acı geliyordu ,tadı hiç hoşuma gitmemişti hatta çayı bile bırakma noktasına geldim ancak her şeyde olduğu gibi burada da devam etmek sonuç verdi ve zamanla çaydaki o acı tadı bile hissetmez oldum. Ondan sonra çayın gerçek tadına vardım; şekersiz çay hayattaki en güzel şeymiş. Gerçekten bazen yanlışlıkla şeker atılmış çayları yudumladığımda kafama sanki biri taşla vurmuş gibi etki hissediyordum .Yıllarca kendime nasıl zarar verdiğimi anladım .O gün bugündür çaya asla şeker atmıyorum, misafirliğe giderken de şeker atmadığım için istediğim kadar çay içiyorum kimse rahatsız olmuyor çünkü şeker kaybına sebep olmuyorum? .İçilmeyen çay nasıl olsa dökülecek ha içmişim ha dökülmüş onlar için bir zararı yok. Umarım bu yazıyı okuyan herkes çaya şeker atmaktan kurtulur buna da vesile olmuş olurum. Vesselam...
Moderatörün son düzenlenenleri: