Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Rodion Romanoviç | Günlük

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
04.01.2022 Gün|27

Yaşama sevinci diye bir kavram var albayım. Bunu bugün hissettim. Herkese neşeyle baktım, güldüm, kedileri sevdim , müzik dinledim. Kimseyi umursamadım. Ama şimdi büyük bir mod düşüklüğü var bunu yediğim şekere vermek istiyorum. Çok fazla keyifli olmak gerçekten iyi değil albayım.

Herkesin dediği şu orta yol nedir albayım? Mükemmel ile yanlış arasında, sevmek ile öfke arasında, çalışmak ile eğlence arasında...Bunu nereden buluyoruz, nasıl biliyoruz? Ortada bir yol oluyor ve huzur tam olarak orada. Çünkü biz öyle yüksekten düşmeye alışkın değiliz albayım. Everest dağına tırmanmaya gelmez hayat. Everest en soğuk yerdir ve orada uzun kalamazsın , elbet bir inişi vardır. Bunun yerine ortada kal . Çıkma en yukarı !


Anlamak isterdim albayım. Bir bakışta şu yüzlerde nelerin saklı olduğunu. Görmek isterdim albayım, bu gülen suratların neler düşündüğünü. Her insanın düşüncelerini önyargıma vardırmadan bilmek isterdim. Düşünmek istemiyorum albayım, biraz durmak sadece durmak ve sakinlemek istiyorum. Koşmaktan bıktım , yavaşlamak istiyorum. Her gördüğüm girdiyle umutlanmayı bırakmak istiyorum. Hayal kırıklıklarına hazır olmak ve umudu ileriye bırakmak istiyorum.

Bunları duygusal bir şekilde yazıyorum albayım. Yarın daha mutlu olacağım. İnsanlar görecek ,ders çalışacak ve Prens Mışkin'in (Dostoyevski-Budala kitabı karakteri) mirasını ne yaptığını göreceğim. Boş konuşmaktan o kadar korkar oldum albayım. Buraya da bir şey yazmak istemiyorum artık , o kadar boş oluyor ki ! Değişecek ise fikirlerim neden yazayım ki! Birileri boş konuşma diyecekse ne yapıyorum albayım ben? Ne için yaşıyorum? İnsanlara bağlı bir motivasyon ne kadar sürer albayım? Suratlarına bakmaya dayanamıyorum bazen, bazen de çok saf yüzleri görüyorum. Çocukları görüyorum albayım. Bir Kızılderili atasözü vardır;

"Bu vatanı dedelerimizden miras değil , çocuklarımızdan emanet aldık."

Çocuklar neden bu kadar güzel albayım? Bu dışarıdaki kediler neden bu kadar güzel? Konuşan bir kalabalıktan daha güzel nasıl olabilirler! Ne akılları ne yargıları olan bu şeyler nasıl diğer insanlardan daha güzel olabilir? Bana kalsa çoktan dünya batmıştı da bu masumlar sayesinde yaşamaya devam ediyoruz. Bizden bir cacık olmazdı yoksa! Hiç bakmayı denediniz mi? Masumluk, saflık ve neşe … Onlar diğerleri gibi değil, onlar neden öyle yaptığını sorgulamıyor. SENİ umursuyor ne yaptığına değil. Budala hikayesindeki Mari vardı , hayatı yerle bir olmuş bu kadına çocuklar can verdi. Bir gülücükle bile insan yaşama bağlanır mı dersiniz?

Bir gün daha gitti ve ben dünden daha iyi olduğumu söylemeyeceğim. Bugün sosyal bir çocuğun yaşadığım hayata imrendiğini (imrenme değil o acıma aptal) gördüm. Garipti! Sabah 6'da kalkarım ve günümün çoğunu ders çalışarak geçiririm. Sosyal medyam yoktur! Kitap okurum. Dışarı da pek dolanmam, kahvelere felan gitmem. Onlar ise bunları yapar ! Olduğumuz kişiler , olmamız gereken kişiler ve olamayacağımız kişiler. Ben de onların yaptığı şeyleri yapmak istiyorum bazen. Dolanmak istiyorum arkadaşlarımla , sahte gülücükler saçmak istiyorum hayata karşı ama olmuyor. Sanırım olamayacağım bir kişi bu !

Daha fazla yazmak istemiyorum. İyi geceler!
 
Son düzenleme:

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
05.01.2022 Gün|28

Şeker , şeker , şeker... Hayatımı bu kadar derinden etkilediğini dün anladım desem abartmış olmam. Her ne kadar bilgiyle yıkasak ta kendimizi suyun ulaşmadığı yerlere elimizi daldırmamız gerekiyor. Şeker ve diğer konular da çoğunun başına gelen bu albayım. Bilgi güçtür ama işlemedikten sonra ne işime yarar? Şekerin yararlı olduğunu söyleyen insanlar görmezsin. Okuduğum araştırma da İstanbul çevresindeki çoğu kişinin şeker yeme oranları normaldi. Bunun sebebinin insanların ankete doğru cevaplar vermediğinden olduğunu düşünüyorum . Çünkü kimse 'ben şeker yiyorum' damgasını yemek istemiyor.

Eski hayatım bir anlığına gözlerimin önüne geldi albayım. Yorgunluk , enerji yok, ders çalışırken sürekli odak kaçışı, eğlence ve zevke dalış... Sorunu hep kendimde zannettim , bu neyse kabul edilebilir bir şey. Ama bunları düzelmeyecek gerçekler olarak kabul ediyordum. Yani ben maldım albayım . Odaklanamayan, geri zekâlı, ne konuştuğunu bilmeyen , asosyal bir budalaydım. Ben bu idim zaten, değişmek mümkün değildi. Neverfap'e bir sürü katkı ithaf ettiğimizde bu inanılmaz geliyor çoğu insana . Bunun sebebi işte bu farkındalıktır. Değişebileceğin gerçeği ile göz göze gelmektir, farklı bir hayatın varlığı ile gelen neşedir. Varmak falan değil mevzu. Mutlu bir hayat peşinde koşarsan her an değişirsin. Günlük her bir hücren yenilenirken sen asla dün ki sen olmazken beyninde ve bakışında bir şeyleri değiştirmeyeceğine inanman en kadar abes albayım? Bu bakış idi benim değişimimi sağlayan ve sağlayacak olan . Mucize diyoruz ya işte o bu! Süper güçler diyoruz ya işte o bu! Fark etmektir önemli olan . İlk hamledir bu. kimse burada size daha iyi bir hayatı vermeyi garanti edemez. Bunu biz kimse yerine seçemeyiz bunu seçecek olan her bir insandır.

Başa geri dönelim. Şekerin de benim hayatımda eskiden bu sorunlara sebep olduğunu bilmezdim. Sorunları kendime ithaf ettiğimden ek kaynaklar (şeker, porno , yemek, oyun) suçlu filan değildi. Onları suçlu durumuna getirip kendimden ayırdığım zaman gerçek benliğime eriştim. Hırsızlardan kurtuldum ve elimde ne olduğuna baktım.
Dün baya bir şeker yedim ve akşam ve bugün sabah resmen ölü gibiydim. Resmen o eski halim aklıma geldi. Ders çalışamıyor , karnım ağrıyor hayata nefret kusuyordum. Üzülüyor ,ağlayacak gibi oluyor , kendimden nefret ediyordum. Bunu şekerin yaptığı ise gayet netti. Çünkü bunun öncesinde 1 aydır böyle net bir duygu yaşamadım. Her ne kadar inişli -çıkışlı duygular olsa da bu kadar net olmamıştı.

Lütfen aşağıdaki müziği benim için dinleyin albayım . İyi geceler!

 

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
06.01.2022 Gün|29

Prens miras ile bilmediği bir serüvene açıldı albayım. Bugün uzun yazmak istemiyorum. Boş yazarım gibime geliyor. Fazlaca yoruldum. Gidip yatmalıyım , gözüm ağrıyor. Cinsel enerjimin yükseldiğini hissediyorum ,ciddi bir dönemeçteyim . Vücudum güç kazanıyor sanki bir dönüşüm geçiriyor gibiyim. Bir böcekten bir insana doğru.

İyi geceler albayım!
 

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
07.01.2022 Gün|30

Budala kitabını okurken bugün garip şeyler hissettim albayım. Dostoyevski yaklaşık 130 yıl önceden bana sesleniyordu. "Ey ruhunda sıktın çeken , kendiyle konuşan arkadaşım bak burada aynısını yapan biri var" diyordu! Yalnız bir adamın önyargıları ile düşüncelerini anlatıyordu. Her okuduğumda ruhumda "e bu benim" dediğim olaylar dönüyordu. Ah şu Rusya kültürü de araya kaynamasa ne güzel olacak! Bunu da Oğuz Atay hallediyor albayım . Sen seversin onu.

Kitabı okuduktan sonra garip şeyler döndü albayım. Sıradan olayların insanı etkilediği bir gerçek. Benim hayatımda da hep böyle olmuştu. Hayatım hep sıradan olaylardan çıkarılan büyük sonuçlar ile değişti. Yürürken akla gelen bir fikir, bir insanın davranışı, veyahut küçücük şeyler işte albayım. Dışarıda 3 tane kız gördüm . Gülüp eğleniyorlardı, ilk başta tiksinti ile baktım, gerçekten neden tiksinti ile baktığımı bile bilmiyorum. Lütfen onları gözetlediğimi falan düşünmeyin, bu garip bir şeydi! Sadece dikkatimi çeken şey, onların dışarıdan ne kadar aciz göründüğüydü. Belki de önyargı eleğimi geçememişlerdi. Belki de herkesi aynı kefeye sokan beynim onları "aptal " kategorisine sokmuştu. Ama Dostoyevski üstadımdan sonra bende oluşan değişimde bu albayım. Durup farklı açılardan bakıyorum. Hava karanlıktı , pencereden bakıyordum , yüzleri zaten seçilmiyordu(benim miyopta bunda etkin) . Bir anlığına düşündüm, onlar gibi bir ortamda en az onlar kadar neşe dolu olduğumu ve etrafımdan sıyrıldığımı hatırladım. Tıpkı onlar gibi gülüyordum, onlar gibi etrafımı umursamıyor , gülmemi sınırlandırmaya çalışmıyordum. İnsanlardan utanmıyor , çevreden soyutlanıyor ve sohbetin keyfine varıyordum. Albayım bu nasıl bir dünya böyle! Yalnızlık başa bela , ama böyle bir sosyalliğin sonucu ne olacak? Bakınsanıza , etrafı komple boş vermiş oluyorum. Ben bunu istemiyorum albayım. Çok korkuyorum , ya bu gelişimin sonu kötü olursa. Ya insanlar beklediğim gibi değilde , bambaşka ise? Ya ORTA dediğim şu kavramı tutturamazsam? Ya akışa kapılırsam ? Bu yüzden çok temkinliyim bu yüzden gördüğüm çoğu insana ilk başta selam bile vermiyorum. Samimi olursam iki dakika da her şeyi dökeceğim ortaya. Ne var ne yok anlatacağım. Burada kısa süreli (aktif olarak kısa süreli yoksa eski forumdan beri buralardayız) kalmama rağmen resmen her türlü düşüncemi döktüm ortaya! Beni yargıladınız mı baylar? Aptal, ne kadar boş düşünüyor dediniz mi? Gene başladım albayım! Takmayım demi , ne düşünüyorlarsa düşünsünler. Böcek gibi hepsi zaten. Belki de yarın ölecekler, ne hadlerine beni eleştirmek (!). Uzun süredir bir şey paylaşmadım , çeviri hazırlıyorum . Çeviride hata olmaz albayım. Benim düşüncelerim değil derim yırtarım ha-ha. Albayım bir kere daha olmaz! Benim gururumla oynanamaz ! Ümit verilip, yarı yolda bırakılamaz. Sen bir işe yarıyorsun deyip sonra yok sayılamam. Yapamayacağım işler söylenip sonra aptal yerine konamam. Hayır albayım....hayır!

Bu sefer baya bir olacak gibi albayım. Ben bugün biraz farklı düşünüyorum. Farklılaştığımı hissediyorum. Bunlara Neverfap'ın etki ettiğini söylesem belki de gülenler olur. Gülsünler albayım , pek seviyorlar zaten! Yukarı çıkamayan ayı aşağı indirsin.

Çok gelişi güzel yazıyorum . Paylaşacağım çeviriden bahsedeyim biraz. Konusu gerçekten ilgi çekici. "NEDEN RELAPSE OLUYORUZ?" başlığı altında. İlginç bir bakış açısı var. Ama reddit easppeasy tarafından paylaşıldığı için bize uymayan bir sürü kısmı var. Orada herkesin PBKY okuduğunu varsayıyor. Hatta başka yöntem kabul edilmiyor yani. Bunu yapma da başarısız olanlara yönelik bir yazı. Biz de bunu okumaktan bile aciz olanlar var. Diğer kısım da Türkiye şartlarına uymayan durumlar var. Elimden geldiği kadar tavsiyelerini bizim foruma uygulayama ve açıklamaya çalışacağım. Bir iş yapıyoruz şurada düzgün olsun.

Buraya yazdığım şeyleri silmeyeceğim. Kalsın , ileride gelip bakarım . Aslında "ne kadar aptalmışım" demem daha güzel bir şey olur. Bu değiştiğimi gösterir. "Hala böyleyim dersem" demek ki hiçbir şey değişmemiş.

Zinciri Kırma metodolojisi ile spor yapmaya başlamayı düşünüyorum. Ufaktan adımlarını attım. Fazla kesinlik olmadan buraya yazmayayım .

Fazla uzattım albayım, iyi geceler diliyorum.

Bir alıntı ve müzik ile bitirelim.

Zamana bırak, zamanla her şey unutulur! Sonra akıllı olmaktansa şimdi akıllı olmak daha iyidir...
Dostoyevski-Budala


30 olmuş ha!

Zaman ne de cabuk geciyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göge bu kadar
Zaman ne de çabuk geciyor Mona.
 
Son düzenleme:

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
08.01.2022 Gün|31

Bugünü biraz yorumlayalım albayım. Sabah üzerime çöken o yorgunluk hissi de neydi öyle ? Ders çalışmak istememek neden oluşuyor albayım? Odak kayıpları ve "bırak artık şunu" hissi işte. Bunun benle alakası yok çünkü kendimi bu işe aşırı verdiğim zamanlar oluyor. Yani bir şey yapıyor olmalıyım ve üzerimde hissettiğim yükün tanımı bu olmalı. Bu işler hayatımı mahveden bağımlılıklar olmalı. Geçmişe kıyasla çok daha iyiyim. Prangaları kırdık ve özgürlüğe koştuk.

Sabah üzerime çöken yorgunluğa karşı koymaya çalışmadım çünkü biliyordum ki bunu bir önceki yaptığım aşırı zevkli olayların vücuttan çekilmesi yapmıştı. Aşırı zevkten kasıt ; uçuracak derecede mutlu edenler. Buna karşıyım albayım. Bir şey, insanı çok fazla mutlu etmemeli. Mutluluk kelimesini de açalım . Yani alkol aldıktan sonra olduğu gibi hissedilen ve hayal kurmalara neden olan şeyler. İnsan o anlar da öyle hayaller kuruyor ki ertesi gün bütün hayallerin bir bir fos olduğunu anladığında yıkılıyor. Müzik, şeker, PMO, insanlarla sohbet vs bu tip şeyler yapar. Ara sıra yapılması sıkıntı yaratmaz diye düşünüyorum , PMO hariç tabii ki onun bambaşka bir olayı var. Onu arkada pompalayan ve kasıtlı bir beyin yıkaması yapan bir topluluk var. Yani amaç eğlence değil insanları bağımlı yapmak. İnsanın mutluluğu amaç olmazsa her şey mubah olur zaten.

Öğlene kadar bu durumda uyudum, boş geçti . Öğlen bir arkadaşla ders çalıştık. Ders çalışırken gerçekten anlatma ve ifade yeteneğimin arttığını fark ettim. Kendimi daha uygun ifadeler ile ifade edebiliyordum. Albayım şu alçakgönüllülük ile kibir arasındaki sınırı da biri anlatsın. Geçen sene bir sınavdan 100 almıştım, arkadaşıma "ben bile 100 aldıysam herkes alırdı" gibi bir şey söyledim. O ise "neden kendini küçümsüyorsun" dedi. Ben bir an durdum , gerçekten o sınava çok çalışmıştım ve hakkımı almıştım. Milletin aptal olması beni neden akıllı yapsın zaten, ama benim hakkımı almam ve durumu açıklamam neden kibir olsun ki? 100 aldım evet, evet çok çalıştım ,evet bunu sana söylüyorum. Ne oldu yani? Kibirli olmadığımı biliyorum. Ama korkuyorum demiştim albayım? Sonuçta PMO bağımlısı olmak istemedik ama olduk. Ya gene farkına varmadan bir durumun ortasına dalarsak? Ya beynimi kullanmadan bir şeyin ortasına çekilirsem? Biraz risk almam gerek yoksa böyle olmayacak. Temkinli ve düzgün adımlar ile devam etmem gerek. ORTA YOL ! İşte burası neresi bulmam lazım. Burası öyle bir yer ki , huzurun ve mutluluğun olduğu bir yer.

Akşam ise bir grupla doyasıya sohbet ettik. Ne dersiniz albayım eğlenceli biri miyim ben? Benimle birlikte olmak ister miydiniz? İnsan sadece çıkarı olduğu birileriyle birlikte mi olur? Gerçekten bir insan diğer bir insanı sevebilir mi? Buna inanamıyorum albayım! Bir insanla bir insan ömür boyu birlikte olmaya karar versinler. Sevgi yetmez albayım. Bakın şimdi ne anlatacağım; evlilik iki insanın birbirine katlanmasıdır diyeceğim, "saçmalama" diyeceksiniz. Evet insan en çok ailesine ve sevdiklerine kızar. Böyle bir durum çok garip değil mi? Neden en çok sevdiğim kişiye kızıp kalbini kırıyorum?
Baktıkça insanlara, en ufak detayda ki kötülükleri bile görürsünüz ve artık dayanılmaz bir duruma gelir. Bir insanın sevmediğiniz özelliklerine katlanmanız gerekir. Kimse mükemmel değil ve olmak zorunda değil. Hatalar gayet normal şeylerdir. İşte bu yüzden bu katlanmaktır albayım. Bir insanın hatasına rağmen o insan ile birlikte olduysan onu daha ne kadar sevebilirsin zaten? Hatasını gördüğün halde ona kızmadıysan daha ne kadar sevebilirsin onu? Sevgin bunlara engel olur işte. Bu yüzden katlanmak dedim. Görmezden gelmek denebilir. Ama kimse kusursuz değildir ve her insanda hele ki ömrünün sonuna kadar aynı evde olacağın birine katlanmak zorundasınız albayım. Öyle yüksek sevgilere inanma ben. Kusura bakmayın.

Şu an saat kaç olmuş albayım? 1'e geliyor , bugün biraz sarktı , yarın daha iyi bir gün olacak.


İyi geceler albayım!

Yarın ki günlük yapılması gereken görevler
-Sabah diş fırçala -
-Sabah ve akşam kitap +
-1 dakika koşu (sorgulama albayım) +
 
Son düzenleme:

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
09.01.2022 Gün|32

Yarın ilk sınavım var albayım. Ben de nedense pek heyecan yok. Düzgün bir şekilde çalıştım belki bazı konularda beklemediğim sorular gelirse yapamayabilirim. Korkmuyorum ama artık bulunduğum şehirde olabildiğince sıkıldım ve evime gitmek istiyorum. Biraz rahatlamak ve arka taraftan sıkıştırılmadan özgürce çalışmak istiyorum. Kışın sobanın yanında hiç ısındınız mı albayım? Bu hazzı herkesin tatmasını isterdim. Dışarıdan gelirsen ve sobanın yanına geçersin . Özellikle dışarıda kar yağıyorsa harika olur. Alev alev yanıyordur. Hemen ısınırsın, kaçmak istersin yanından ama bir yandan da o kavurucu zevk yanına daha çok çeker seni. Soba edebiyatı yapmamayım şimdi albayım.

Kısaca evime gitmek istiyorum. 2 hafta içinde sınavlarım bitecek ben büte bırakmadan direk eve gitmek istiyorum. Sırf bu amaçla vizeden sonra çalışmaya başladım sınavlara. İyi de gitti , konu bakımından eksik hissetmiyorum. Ama bilinmezliğin verdiği bir korku var albayım. Neyin beni karşılayacağını bilememenin korkusu. Hocaların ne soracağını bilememe korkusu. Bunu da fazla takmıyorum , en kötü ihtimal büte kalırım ve eve gitmem biraz ertelenir.

Ders çalışırken bazen verim kaçıyor. Sadece ders çalıştığım için mutlu oluyor sonunda hiçbir şey bilmemiş oluyorum. Bugün sabah ve az önce hissettiğim gibi. Burada teoriği pratiğe geçirmemek önemli bir etken. Kafamda bir şeylerin ne olduğunu kuruyor ama gerçekte hiç görmüyorum, bu nedenle anlamlandıramıyorum. Lisede gördüğüm dersler de sıkıntım buydu. Dostoyevski'yi biraz daha güzel anlatsalardı Edebiyat 'ta o zaman tanışır ve ne olduğunu anlardım. Orhan Veli'nin Bir Yer Var şiirini gösterselerdi keşke. Neyse şuan bunu yapsam bile sınavlar daha çok teorik . Şaka ama bende teori konularda iyiyim. Yorum yeteneğim kuvvetli . Tam bir eşit ağrılık öğrencisiyim. Yazılımdaki alt kategori alanımı bu yıl belirlemeyi ve daha da ilerlemeyi düşünüyorum. Hayatım boyunca yapacağım şeyin ne olduğu önemli o yüzden sadece buna bile önem vereceğim.

Fazla uzatmayalım albayım. Bugün modum gayet sıradan. Monoton günler , monoton şeyler.... Aykut Enişte filmini izledim bugün. Filmler bana pek iyi gelmiyor. Hayal dünyam hemen arşa geçip beni diyar diyar gezdiriyor. Bu pek iyi bir şey değil benim için.

İyi geceler albayım!
 

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
10.01.2022 Gün|33

Sınav bizi ters köşe yaptı. Okuldaki eğitimden iyiden iyiye ümidi kestim. Ne kadar rahat hocalar değil mi? Umudumu çaldılar ama farkında değiller.

Bir katilden daha cani insanlar gördüm. Ümidimizi öldürenler gördüm.

Derken Dostoyevski gayet haklı.

Kriz kelimesini bugüne kadar kullanmadım, pek sevmediğim bir kelime zaten. Hayatımın dolu olması bunda etken albayım. Ama kötü anlar geçirdim, bunu eski yazılara bakarak görürsünüz. Beynimde porno diye bir seçenek kalmadı yoksa aklıma gelmedi değil. Geldiğinde bazen çok sevindiğim oluyor. Oh be iyi ki yapmıyorum falan diyorum .

Telefondan yazmak zor oluyor bugünlük yazacağım şeyler vardı ama kısa kestim.

Iyi geceler albayım!
 
Son düzenleme:

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
Şu cümleyi okuyunca yutkundum. Yutkundum ve kafam sızladı bir an... Aklıma geldi o insanlar, o yöneticiler!
Katilden daha cani tutması çok garibime gitmişti ama o kadar haklı olduğunu yeni yeni anlıyorum. Insanlar ne kadar rahat şaşıyorum bazen. Hoca sınıfa geldi ve üzerinde bir alışmışlik vardı , bize ocu gibi baktı resmen. Bir insanın hayatina doğrudan etki etmek amacın değilse neden akademisyen oldun be adam ? Bilmiyorum , bu böyle olmayacak , bu insanlar ile olmaz. Ama ümidimi tam kıramadilar. Her darbe yediğimde daha güçlü hissediyorum kendimi , bir yanlışı daha öğrendim diyorum ve ileri ki hedefleri daha da netleştiriyorum. Eliyorum ,eliyorum , eliyorum ve elimde hakikat ve doğru insanlar kalıyor.
 
Son düzenleme:

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
11.01.2022 Gün|34
Şeker orucunu yeniden başlatmam gerekiyor. Ya da komple bir dopamin detoksu lazım. Sınav dönemi olduğundan kendimi boşluğa verdim. Sınavların en sevmediğim özelliği bunlar zaten. Gereksiz bir özgüven ya da gereksiz bir başarısızlık hissi. Şekeri 1 aylık dönemde gayet iyi bir şekilde bırakmıştım ama yeniden yavaş yavaş yemeye başladım. Her türlü şekeri yemiyorum eskiye nazaran zaten çok iyi haldeyim. Spor ve yemek alanında muhteşem bir gelişim sağlamak istiyorum bu sene. İnsanın gelişiminin en büyük nişanesi olan dış kısmını, bu ikisi aşırı derecede ilgilendiriyor. Ruhumuz (benim için dinle ) edebiyatla , aklımız derslerle, dışımız sporla ve sağlıkla dolacak.

Spor anlamında bu sene sonunda bir hedefim var. Fitness gibi mevzulara girmeyeceğim. Spor için özel kısım ayıramam sadece hayatıma tatbik edebileceğim bir şey olan koşu ile bunu götüreceğim. Bu alelelade bir koşu değil ama bunun detaylarına sonra inerim. Dün ve bugün ki koşmam kıyaslandığında bugün yediğim yiyeceklerin doğrudan etkisi dikkatimi çekti. Yemek ve spor kardeşler . O yüzden yeniden üç şeyle birlikte şeker diyetine başlamayı düşünüyorum;

1-Paketli ürün yok.
2-Paketli ürün yerine sebze ve meyve.
3-Arttırmalı koşu.

1 yıl sonra sonuçlar inanılmaz olacak.



Medyayı takip etmeyi bıraktığıma oldukça sevindim albayım. Facebook, Twitter , İnstagram hepsini bir anda uzun zaman önce sildim. Yaptığım en muhteşem şeylerden biri idi. Konuşmaması gereken herkes orada konuşuyor. Konuşması gerekenler ise susmuş . Herkes günah keçileri arıyor ve kendini temize çıkarmaya çalışıyor. 'Biz' veya 'ben' diyen yok hep 'onlar' veya 'siz' var. Biz bir türlü millet olamadık albayım. Başkası ağlarken biz güldük. Biz ağlamayınca hiçbir problem olmadı. Dolaylı yoldan biz ağlatmadık mı o ağlayan kişiyi? Dostoyevski aklıma geldi bir an; babası öldüğü için sara hastası oldu bu adam. Babası tam bir alkolikti ve annesine eziyet ediyordu. Onun ölmesini istiyordu, öldü de; oysa kendisi hiçbir şey yapmamış sadece bunu istemişti . Bu onu bunalttı ve hasta etti. İnce düşünceye bakın albayım. Bizde her gün cinayetler işliyoruz baylar. Her gün uzakta bilmediğimiz birilerini kurşuna diziyoruz. Her günaha vardığımızda, her sözümüzde, her harekette bir başkasına tokat atıyoruz. Baylar ; bağlıyız birbirimize ,bunu görmesi bu kadar zor mu? Geçerken bir emekçi kardeşin yanında selam vermek bu kadar zor mu? Nankör insanoğlu! Gene nefretim , umudumun üstüne çıktı . Yalnız kalmak gerek , iyi insanlar gerek. Yoksa nasıl çeker insan bu hayatı?

Yüzünüze karşı bunları söyleyemem belki albayım. Ben Dostoyevski'nin tabiri ile tam bir BUDALA'yım. Hemen sömürülebilirim. İki surat yapana hemen özür dilerim. Bana dalga geçer gibi bakanlara karşı gelemem. Ben, hayattan vazgeçmiş bir hayal kahramanıyım. Ama albayım oyun yeni başladı. 'Fırtına öncesi sessizlik bu', geyiğini buraya sakladım. Daha büyük şeyler olacak :) . Öyle bir gireceğim ki hayat arenasına , hayallerim hedeflere hedeflerim gerçeklere gerçeklere başkalarının yüzlerine tokat olacak. Buda buraya not olsun!

Hade iyi geceler!

-Diş Firçala
-1.22 koşu
-Sabah akşam kitap

ek: Gece gene alıkoydu beni. Uykum benim için bazen çalışmaktan bile daha önemli hale geliyor. O yüzden bu ciddi problem, yatamıyorum . Birazdan yatacağım ama gene de yatış ve kalkış saatlerinde ki oynamalar enerjimi etkiliyor.
 
Son düzenleme:

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
12.01.2022 Gün|35
Koşuyu bugün yapmadım haftalık izin günüm bugün oldu. Kitapları okudum. İki tane sınavım vardı , ikisi de iyi geçti. Sınavlar normal hayatımı hep sekteye uğratıyor.

Bir şeyden bahsedeyim, bağımlılık ve kolay zevklerin ortak özelliğini ve döngü özelliğini konuşayım. Diyelim düz bir haldeyiz, monoton hayat devam ediyor ve biz ne mutlu ne mutsuzuz. Birden kolay zevk eren herhangi bir şey alıyoruz. Şeker , porno ,müzik, insan sohbeti vs. Mutlu oluyoruz ama sıkıntı çok büyük. Bunların en kötü özelliği yok olduklarından gelişen dopamin yoksunluğu. Ve bu hayatı bir müddet sonra ortadan - ' lere çekiyor. Kötü durum şu; Kolay zevkler bizi bir anlık yukarı çıkardığı için kahraman durumuna geçiyor. - 'den yukarı çıkmak için gene bunlara sarılıyoruz ve gene kısa sürede daha aşağı düşüyoruz. Daha kötüsü - olan bir hayata alışıyoruz. Bunun böyle olacağını ve başka hayatın imkansızlığına inanıyoruz. Bu bir döngü halinde yavaş yavaş devam ediyor kısa süreli net bir zarar olmadığı için hayatın daha berbat hale geldiği anlaşılmıyor ve bom bir bağımlının doğuşu.

Bugün akşam üzerime gelen aşırı yorgunluğun başka tanımı yoktu. Kendimi dopamin'e boğmuştum. Şekerli ürün ,müzik, arkadaş sohbeti (iğrenç porno tabiiki de bunların arasında olamaz) , bunların hepsini bugün yaptım ve akşam üzerime ilginç bir ağırlık çöktü. Bunu devam ettirirsem vücudum tolerans saplayacak ve ben daha da aşağı düşeceğim. Güzel yan bu baylar; Fark etmek ve düzelmek için çabalamak. Daha iyi bir hayatın varlığını biliyorum o yüzden bunun kölesi olacak değilim.

İyi geceler albayım!
 

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
13.01.2022 Gün|36
Koşuyu, diş fırçalamayı ve kitabı bugün uyguladım. Bunları zinciri kırma ile devam ettiriyorum. Sabah yağmur eşliğinde yanımda kahve kitap okumak o kadar güzel ki ! Kitap karakterleri bir an gözümün önüne geliyor. Biri ayağa kalkıyor , bağırıyor. Normalde gerçeklikten kopmak pek iyi değildir? Ama bu Dostoyevski zaten , gerçeğin ta kendisi , hayalin değil hayatın kendisi. Sabah vardığım keyifi anlık hissettim ve şu an bile devam ediyor. Geçmişte kaldığı halde hale tatmin oluyorum. Ne kadar mükemmel bir şey! Sınırı olması da güzel bir müddet sonra sıkılıyorsun. Durman ve başka bir işe geçmen gerekiyor yoksa boşuna okumuş oluyorsun. Bu benim için maksimum 50 sayfa minimum 20 sayfa.

Aslında o kadar da sosyal olmayan bir insan değilim. Sadece öyle olduğumu sanıyorum. İnsanlar ile birlikte olsam , yanlarında kendimi göstersem, yardımcı olsam hemen etrafım insanla dolar. Bunu yapacak gücü kendimde hissetmemem bir yana, bunu yaptığımda içine gireceğim sosyallik durumunun benim için faydalı olacağı meçhul. Şu anki olunan yalnızlık durumu da iyi değil. Sakin ve emin adımlar ile ilerliyorum. Kalite insanlar ve kaliteli konuşmalar seçmeye gayret ediyorum. Tartışabileceğim ve karakterime (özelliğime değil karakterime) değer veren insanlar ile birlikte olmak istiyorum. Hata yapmak veyahut ne söylediğimi umursamak biraz ikinci plana attığım durumlar. Hayal kırıklığı ve aşağılanmayı göze aldım. İnsanları o kadar ciddiye almıyorum . Bir oyun gibi , onlara ihtiyacım var ama hakim gene de benim. Çıkar amacı güttüğümü söylersiniz belki albayım. Evet maalesef, ilk gördüğüm insanlar ile karakterleri belli olmadığından - ki çoğu insan üzerine yaptığım ilk yorumlar doğru oluyor- çıkar amacı yani kendimi düşünerek hareket ediyorum. Söylediklerini dinliyor, sohbete katılıyor ama ciddiye almıyorum ve her an kaybedecek ve gidecek gibi düşünüyorum. O anın keyfine varıyorum , bir an sonra bitecek olduğunu bildiğimden o an her türlü potansiyel ve karakterimi ortaya koyuyorum ki arkadaş olalım veya ayrılalım.

BUDALA idim eskiden . İnsanların iyi olduğuna ve kurtuluşun onlarda olduğuna inanırdım. Hemen özür dilerdim. Kırmak istemez, birini üzdüğümde hemen üzülürdüm. Biraz düzeltme yapayım. İnsanlar kurtuluş değil onlara verdiğim anlamlar kurtuluş , onlar değil kurtuluşu sen sağlarsın albayım. Aptallık değil de ne bu? Bu hayatta kazanmak için maalesef kendimizi düşünmek zorundayız. İyi insan olarak tanımladığımız birey tipini çoğu kişi olmak istemez. Bazen insanların uçkuru hareket ve kötülükleri sevdiğini düşünüyorum.

Bugün Aile Arasında filmini izledim. Çok iyi değildi.
Bilemiyorum albayım. İnsanlara yardım ettikten sonra yardımım onlara değilde (benim için yaratıcı) genel içimde olan duyguya hizmet etmek aslında. Çünkü insana bağlandığında bir beklentiye giriliyor ve o hiç karşılanmıyor. Oysa içimizde var olduğunu kabul etmek bunu nefes almak gibi bir şey yapacaktır. Dilenen insanlara para vermem ama mendil satanlara veririm. Aslında para vermedim , hakkını verdim çünkü. Bunun için hatta gidip teşekkür etmeliyim belki de. İçimdeki iyilik duygusunu tatmin etmemi sağladığı için.

Belki bugün çok boş konuştum? Neyse en başta dediğim gibi fikirlerinizi alır eleğimden geçiririm. Ciddiye almam ama komple boş vermem de . Herkes değerlidir.
Yarın sınavım var ve haftaya memlekete gideceğim. Ah , çok özledim! İnsan albayım , ne kadar da güzel!

İyi geceler albayım!
 
Son düzenleme:

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
14.01.2022 Gün|37

Sınavım iyi geçti albayım. Önceki sınavlarda sorduğu soruları sormuştu. Çalışmayanlar dahi yüksek alacak. Burada iki duyguyu aynı anda hissediyorum: biri; kendim çalıştığım halde onların çalışmadan yüksek alması nedeniyle oluşan kıskançlık, ikincisi; onlarında yüksek alıp mutlu olmasıyla gelen hissettiğim sevinç. Garip şeyler albayım, onca hafta dersler işlendi(video açtı gitti) , şimdi gelip ezber bir sistemle sınav yapılması garip.

Bazen insanların dış görünüşleri ile yorumlanamayacağı söylenir. Anlamıyorum albayım ama ,bu genel de doğru yorumlarım ile sonuçlanıyor. Yüzler neden karakteri belli etmesin ki? Herkes için olmasa dahi çoğu insanın dışına bakarak içi hakkında yorum yapmak mümkün oluyor. Yüzleri karakterlerini anlatıyor. Birde iki üç kelam ettilerse , kişiyi anlamak çok kolay oluyor. Bu konuda pek yanılmıyorum. Saf suratlı insanlar en güzeli albayım. Hem erkekler hem kızlar için geçerli bu durum. İki gruptan da yüzleriyle saflığını belli edenler var. Saflık iyi anlam da bu arada. Ama kızlar için bence tehlikeli, kızlar masum rolü oynayabiliyor sanırım. Bu konuda hiçbir tecrübem yok o yüzden boş yazmaya lüzum yok.

Bugün koşuyu yaptım ama zorlandım , bunu iyiye yordum. Vücudum yavaş yavaş hizaya geliyor. Zorluğu dahi kabullenecek . Efendi burada benim bayım! Şeker diyetine başlamak üzere bir vahiy bekliyorum sanırım . Gelmeyeceğinin farkındayım ama bir türlü başlayacak zihin yapısını bulamadım. Bunu güzel bir şekilde düşünüp planlamam lazım. Beynim buradan vuruyor zaten, planlarken bile önüme set çekiyor. Bırak beni be kardeşim! Pascal bahsi ha! %100 kazanç ihtimali ve kaybetme ihtimali yok . Anlıyor musun güzel kardeşim beyin? Ha anladın mı? Anlasan iyi olur ?
Neymiş albayım? Kanıt mı istiyormuş? Ha-ha çok komik albayım. Daha ne kanıtı istiyormuş? Var ya bir sürü araştırma , kanıt! O kanıtı senden bekliyormuş , hareketlerinden ,inancından bekliyormuş , bizzat senden bekliyor. Başkalarının laflarıyla değil, senden , kendi yorumundan , inancından bekliyor. Öyle bir şey bekliyor ki yüreğinden kopsun ve onu ikna etsin istiyor. Yoksa oda kanıyor yalanlara, yoksa oda kabul ediyor yanlışı doğru olarak.

Albayım yeter anladım! Yeter albayım... Bende istiyorum albayım. Bir anda inanayım gerçeğe istiyorum. Okudukça değişiyim istiyorum, bir şey ilk bakışta gözüksün ve hakikat olarak karşımda belirsin istiyorum. Ama istemek albayım, neydi ki bu istemek? Yeter miymiş ki! Güldünüz gene albayım? Benle sizde mi dalga geçeceksiniz? Korkmayın bunu yerinize insanlar yapıyor zaten. İstemek yetmezmiş albayım , söyle ona bunu bende biliyorum. Göstereceğim albayım, kendi benliğime saygımdan bunu yapacağım. Gerçek hayalle birleşecek albayım. Hareketler düşüncelerin ağaçları olarak meyve verecek. Ben de bu denklemin meyvesi olacağım albayım. Ha-ha umut albayım, çok tehlikeli bir şey. Beni gene yakaladı. Oda mı burada yoksa? Evet burada , seni hiç bırakmamış zaten. Seni bu günlere getirenmiş. En yere düştüğün an kaldıranmış. Ağladığın an destek olanmış , çöktüğün an hayatı yaşanır kılanmış. O hep buradaymış zaten! Ona teşekkür falan edeceğimi sanmasın vaat ettiği şeyler hiç gelmedi ki albayım. Güzel hayatlarmış , destekmiş? Hadi be!

Yeter mi albayım? Bugün gerçeğe dönelim , siz bile hayalken ne gerçeği değil mi? Hayalimde sizle konuşurken ,beynimin sanal bir sürümüne hitap ederken, umudumu ayaklandırıp sohbet ederken, hayallerimi satmamı istemeyin! Gerçeğe tapmamı beklemeyin. Gerçekler , of be gerçekler. Yaşıyor muyum? Bu da ne böyle , ne yazıyorum ben , bunu bile bilmiyorum. Bazen yaşadığımı unutuyorum. Nerden hatırlayabilirim ki! Olay ne ara buraya geldi değil mi? Oysa basit bir koşu olayından bahsedeceğim demiştim. İçimde kalmış çıkmış olsun.

Her neyse varacağım yer neresi idi? Varmak için yazmadım ki zaten. Demek istediğinizi anladım albayım. Umuda söyle yanımda kalmaya devam etsin , beynime söyle ona göstereceğim BEN göstereceğim, hakikatimi göstereceğim ona. Seçenek meçenek kalmayacak , bırakacak yalanları . Sözlerim başkalarının değil , onun süzgecinden geçecek.

Kafam ağrıdı biraz. Ne kadar da güzel bir gün böyle. Gözüm de bir sıkıntı var sanırım , ışık çok fazla vuruyor. Mavi ışık filtresi açık birde , işe yaramıyor sanırım. Müzik dinliyorum biliyor musun albayım? Beatların üzerine yazılmış basit sözler işte , durun yazayım;

I'll be fine without you. I said I'll be fine. I won't think about you. I'll be better when you're gone.

Komik değil mi? Bende güldüm şu anda sizle albayım. Çok iyi geldi albayım. Ne kadar güzelmiş öyle kimse ne düşünür diye düşünmemek! Rahat rahat yazıyorum, ne geliyorsa yazıyorum ,ne düşünürsem yazıyorum , konuşur gibi yazıyorum.

Bitiriyorum albayım ama plansız iş olmaz. Hedefimiz net olsun;

Amacım kendi süper benliğime spor alanında ulaşmak. Bu genel amacım aslında. Bu yıllık amacım ise bir yere gidecek kadar koşu yapabilmek . Durmadan olacak bu! Bu amaç uğruna her gün koşulacak ve yemek düzeni sağlanacak. Önceki engeller ve hata durumlarında yapılacak şeyler tespit edilecek , belki buraya konu açarım.

Bunu uzun uzun bir ara konuşalım.

İyi geceler albayım!
 

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
15.01.2022 Gün|38
Bayanlar baylar karşınızda güçlü oyunları ile.... ALT BEYİN.

Gene başladı albayım. O garip rüya da neydi öyle? Rüyamda süreci bozuyordum , bunu her sürecimde yaşıyorum . Rüyamda süreci bozduğumu görüyorum, sabah kalkınca garip bir istek duyuyor , biraz zaman geçince unutuyorum. Ama tohumu eken alt beyin biraz daha sıkıştırarak bana süreci bozduruyor. Bilmediğim yerden darbe yemiş oluyordum. Şu an gösteri sahnesinde kimin olduğunu biliyorum. Oyunlarını biliyorum albayım, bu oyunlar ucuz oyunlar be! Hizaya gel kardeşim işte, ne uzattın ! Böyle bir zevk yok, böyle bir şey yok. Böyle bir seçenek hiç olmadı, bu seçenek ancak bir kadın da olabilir. Onu kazanmak içinde; güçlenmek gerek , daha iyi olmak gerek. Amaç tabii ki bir kadını elde etmek olamamalı aslında. Bu bana çok banel (bu kelimenin doğrusu 'banal' imiş. 'Bayağı' anlamına geliyor.) geliyor. Aptal oyunları bırak, kendine gel. Üst beyin -yani ben- olayı kavradım. Ama alt beynim libido yöneticisi olarak basıyor isteği. Bu isteğin karşılığı bir kadınla yaşanacak ilişkidir. Ama 7 yıldır yaşanan onca olayı yoksayamıyor üst beyin. Arıyor arıyor ve bunu buluyor. Ama kabul etmemesi gerektiğini öğrettim ona, ne olduğunu öğrettim. Farklı bakış açıları kazanmak bu yüzden önemli. Beyin her aradığında aynı porno görüntüleri bulup ,reddetmek ile uğraşmamalı. Direk farklı bir bakışla bakmalı.

Şimdi ileride "90 günde felsefi felsefi konuştun hiçbir etki görmedin" diyenler olacaktır diye onlara bir yazı göndereyim;

90 gün değil baylar 90+ 800 gün olacak. Ben Neverfap'ı yaklaşık olarak 2 yıl önce keşfettim. O zamandan bu yana her ne kadar pornoyu bırakamamış olsam da şu anda kazandığım bakış açısının %80'i bu dönemde gelişti. Bu dönemde her daim kendimi gelişime , ileriye , kişisel gelişime verdim. Pornoyla alakalı yazılar , başarı hikayeleri , faydalı videolar izledim. Göreceğim birçok etkiyi Neverfap'tan önce kazandığım bakış açısı ile başardım zaten. Neverfap'ın biyolojik olarak gelişen gelişimlerine kendilerini bağlayanlar bunları görmek için bekleye dursun, ben bunları pornoyu bırakmadan dahi elde etmiş bulunuyorum. Tabiiki bu bir potansiyel meselesi baylar , kilolu insan için zayıflamak bir başarı iken, zayıf insan için değildir.

Gelişim ve bilginin birçoğunu elde etmiş bulunuyorum, zaten olayı bitmiş hissediyorum. Bu sadece fikirlerimi düzenli tutmak için yazılmış bir günlük. 90 günde hiçbir şey olmayacak büyük ihtimal ve böyle bir beklentiye girmedim ben. Başta yazmıştım, bu pornoyu bırakma günlüğü değil diye. Pornoyu ilk gün bıraktım ben, sadece yeniden başlamamak istiyorum. Bunu sağlamak için gelişim gösteriyorum. Gelişim aslında genel bir terim albayım. İleri gitmeyen fiziksel olarak geri gitmez ama dünya döndükçe sende yerinde saydıkça geri gitmiş olacaksın. Gelişemeyen kaybetmeye mahkumdur.

Kısa süreli etki beklentilerine girmiyorum , yaptığım her şey 1 yıl 5 yıl 20 yıl sonraki kendim için. Kısa süreli en az 1 aylık etki görmeyi beklerim. Bu da normal yani.

Şimdi gidip şu şeker ve spor diyetini planlayayım. Burada konu açar mıyım bilmiyorum. Olabilir ama bilemiyorum...

İyi geceler albayım...

Ek: Önce hayaller vardı albayım, hiçbir şey yoktu insanın kafasında. Bir ümitti yaşamak. Hala da öyle. Hayaller albayım , garip şeyler . Birinin mutluluğunu görmek albayım, gülen birini görmek ,biliyorum albayım bugünlerde zor . Gülmek diyorum albayım, saf gülüşlerden bahsediyorum , o derinden gelen sevinçten bahsediyorum , kahkalardan değil. Sevinç dedim albayım , garip hüzünsel bir mutluktan gelen ve yüze vuran o gülme, bildiniz mi albayım?

Hayallerimi neden satacakmışım albayım? Kime satacağım? Memurlara , patronlara ,paraya ve diğer nice şeye satacakmışım yoksa hiçbir şey olmazmış. Ben de satacağım albayım, bir yüz daha güldüreyim diye satacağım hayallerimi . Ama albayım , o yaptığın şeyin doğruluğundan gelen his var ya! Bilmiyorum bunu hissettiniz mi ? Sımsıkı tutacağım hayalleri eminim bol bol kıranlar olacak umutları , görevleri bu zaten. Saçmalama diyenler , boş yapıyorsun diyenler , gerek yok diyenler , ne işine yarar diyenler, gene başladı diyenler ... ve niceleri...

Cevaplar anlamsız kalıyor, anlamak istemeyene , sorular değil bunların hiçbiri, yerine karar verilmiş dalga geçmeler . İnsanlar demiştik değil mi? En baştan beri bunu demiştik zaten. Daha bol bol diyeceğiz albayım. Bekleyelim görelim , daha neredeyiz ki zaten? 40 yaşında kardeşler var burada onlar ne gördü ki ben göreceğim zaten.
 
Son düzenleme:

Black Rose

Admin/Üst Düzey Moderatör
Üst Düzey Moderatör
Katılım
5 Kas 2020
Mesajlar
1,085
Tepki puanı
2,937
Puanları
180
Bazen insanların dış görünüşleri ile yorumlanamayacağı söylenir. Anlamıyorum albayım ama ,bu genel de doğru yorumlarım ile sonuçlanıyor. Yüzler neden karakteri belli etmesin ki? Herkes için olmasa dahi çoğu insanın dışına bakarak içi hakkında yorum yapmak mümkün oluyor. Yüzleri karakterlerini anlatıyor. Birde iki üç kelam ettilerse , kişiyi anlamak çok kolay oluyor. Bu konuda pek yanılmıyorum. Saf suratlı insanlar en güzeli albayım. Hem erkekler hem kızlar için geçerli bu durum. İki gruptan da yüzleriyle saflığını belli edenler var. Saflık iyi anlam da bu arada. Ama kızlar için bence tehlikeli, kızlar masum rolü oynayabiliyor sanırım. Bu konuda hiçbir tecrübem yok o yüzden boş yazmaya lüzum yok.
Katılıyorum, birkaç gündür çok açık fark ettiğim bir şeydi benim. Bazen bakışlarından bile anlayabiliyorsun. Benimle aynı düşünen birini burada görmek güzel oldu. Gözlem/Algı yeteneği çok büyük bir hediye bize. Olmayan insanlar için üzülüyorum. Fakat onlarda da benim eksikliklerim oluyor çoğu zaman. Bir yerden veren bir yerden alıyor!

Ben özellikle sürekli gülen insanları anlamıyorum (özellikle hemcinsim erkekler için) amacım kötümserlik- negatiflik değil yanlış anlaşılmasın. Sürekli somurtan, soğuk bakışlar atanları haliyle kimse sevmez ya, bende onun tam tersi de var. Bir insan neden sebepsiz yere neden güler ? Ya çok şapşaldır ya çok mutludur bunun cevabı değil mi? Ya da belki mutlu hissetmek, beyni kandırmak (beyin de öyle olmasa da istemsiz hormon salgılar) hatta kendini kandırmak için...
Bak tebessüm eder demiyorum orası farklı. Çoğu şeye, herhangi bir ortama girerken, yemek yerken, yolda yürürken. Niye?
Şu zamanda rahatsız olmaya başladım bundan. Belki hayata karşı gizli, içten bir mutsuzluğumdandır.
Ben sebepsiz yere içten gülmem, belki karşı cinse iyi dalgalar yollamak için veya çok mutluysan ( şu zamanda zor)

Bu insanları kıskanıyor muyum diye düşünüyorum cevabım ise hayır, onlara özenmiyorum ama anlayamıyorum ve tiksiniyorum. İnsan dediğin ağır başlı olmalı albayım, fazla değil ama yerinde olmalı. Ama ama bir yandan da karşı cins için böyle birini düşündüğüm de bana çekici geliyor! Hani şu neşeli sürekli gülümseyen masum, eğlenceli kızlar... Fazla büyütüyorum belki de, Ah şu alt beyin/ilkel beyin yok mu... İnsanı zıttı çekerler der ya. Hayata karşı bardağın boş tarafına bakan biri değilim fakat bazen fazla ağırbaşlıyımdır, zıtlıklar bazen gerçekten çekiyor insanı.

Bunları neden senin günlüğüne yazdım bilmiyorum. Kendi günlüğün olsun ona yaz diyeceksin/diyeceksiniz :) Silerim belki fakat bir yandan müzik dinlerken aklıma geldiler öyle. Rahatsız olduysan özelden yazarsın.
 
Son düzenleme:

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
Katılıyorum, birkaç gündür çok açık fark ettiğim bir şeydi benim. Bazen bakışlarından bile anlayabiliyorsun. Benimle aynı düşünen birini burada görmek güzel oldu. Gözlem/Algı yeteneği çok büyük bir hediye bize. Olmayan insanlar için üzülüyorum. Fakat onlarda da benim eksikliklerim oluyor çoğu zaman. Bir yerden veren bir yerden alıyor!

Ben özellikle sürekli gülen insanları anlamıyorum (özellikle hemcinsim erkekler için) amacım kötümserlik- negatiflik değil yanlış anlaşılmasın. Süreklş somurtan, soğuk bakışlar atanları haliyle kimse sevmez ya, bende onun tam tersi de var. Bir insan neden sebepsiz yere neden güler ? Ya çok şapşaldır ya çok mutludur bunun cevabı değil mi? Ya da belki mutlu hissetmek, beyni kandırmak (beyin de öyle olmasa da istemsiz hormon salgılar) hatta kendini kandırmak için...
Bak tebessüm eder demiyorum orası farklı. Çoğu şeye, bir ortama girdiğinde, yemek yerken, yolda yürürken. Niye?
Şu zamanda rahatsız olmaya başladım bundan. Belki hayata karşı gizli, içten bir mutsuzluğumdandır.
Ben sebepsiz yere içten içe gülmem, belki karşı cinse iyi dalgalar yollamak için veya çok mutluysan ( şu zamanda zor)

Bu insanları kıskanıyor muyum diye düşünüyorum cevabım ise hayır, onlara özenmiyorum ama anlayamıyorum ve tiksiniyorum. İnsan dediğin ağır başlı olmalı albayım, fazla değil ama yerinde olmalı. Ama ama bir yandan da karşı cins için böyle birini düşündüğüm de bana çekici geliyor! Hani şu neşeli sürekli gülümseyen masum, eğlenceli kızlar... Fazla büyütüyorum belki de, Ah şu alt beyin/ilkel beyin yok mu... İnsanı zıttı çekerler der ya. Hayata karşı bardağın boş tarafına bakan biri değilim fakat bazen fazla ağırbaşlıyımdır, zıtlıklar bazen gerçekten çekiyor insanı.

Bunları neden senin günlüğüne yazdım bilmiyorum. Kendi günlüğün olsun ona yaz diyeceksin/diyeceksiniz :) Silerim belki fakat bir yandan müzik dinlerken aklıma geldiler öyle. Rahatsız olduysan özelden yazarsın.
Bugün bu düşüncem bir kere daha kanıtlandı; Bence bir insanı yorumlamanın 5 adımı var;
1-Sadece dış görünüşü ile yorum yapmak.
2-Başkası ile konuşmasına yorum yapmak.
3-Senin ile konuşmasına yorum yapmak.
4-İleri tavırlı hareketleri ve kötü hareketlerine karşı yorum yapmak.
5-Kabullenmek.

bu 5 önyargı adımını geçerse biri dost oluyoruz. Sürekli birini görüyordum. Sadece başkası ile konuşmalarını , yüzünü ve bana hitap ettiğini bir anını yakaladım. Hiç hoşlanmadım. Tabiiki bu bir önyargı olduğu için ciddiye almak istemedim. Ama bugün müdürün karşısına saçma bir sebeple yüksek sesle bağırdığını görünce hiç yanılmadığımı anladım. Gayet te insan dış görünüşü ile anlaşılıyor. Ama buna değer vermiyor diğer adımlara şans veriyorum.

O sürekli gülenler hakkında da bir yorum yapmıştım. Hiç hoşuma gitmiyor. Özellikle kızlar ama erkekleri hiç anlamıyorum. Şu sırıtma olayı çok hoşuma gidiyor benim hem erkek hem kızlar için. Hafiften bir tebessüm her insana yakışıyor . Kahkaha çok kaba bir şey bence yapılmamalı. En boş şeye bile gülüyorlar , hiç mi hayatı umursamıyorlar? Kıskanıyor olabilir miyim? Bilemiyorum ama bu kadar mutlu olmak gereksiz.

O masum kızlar için üstte bir söz yazmıştım bilemiyorum ne kadar doğrudur . Masum rolü oynanabilir mi bilemiyorum? Ama çok hoşuma gittiğini bende inkar edemeyeceğim.

Rahat takıl hocam , insan bazen farklı bir gözle bakmak istiyor . Bu günlüğe ileride bakarsam sizin bu hoş düşüncelerinizi ve albayımı görürüm. Albayım ha! Oda burada zaten, sizi çok sevmiş.
 

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
16.01.2022 Gün|39
Albayım albayım… Müzik ve hayaller... Uçuk hayaller kurdunuz mu hiç? Ben sık sık yapıyorum bunu, özellikle müzik dinlerken. İnsanların yüzlerine para attığımı, karavanla Türkiye turu yaptığımı, sihirbazlık öğrenip gösteri düzenlediğimi falan işte. Bunlar ise izlediğim filmlerden falan gelen düşünceler hep. Olumlu veya olumsuz mu bilemiyorum. Birinin görüşünü veya durumunu direk almak , onun ağzından konuşmaktan başka bir şey değil. Geçiyor süzgeçten, öyle geliyor karşıma. Bazı hayalleri süzgeçten geçirip yapmak istiyorum ama gerçek hayat ,bilemiyorum bizi şaşırtıyor . Hayalleri büyük tutarsam hayal kırıklıkları da bol olur.

Albayım çok bunaldım artık, gitmek istiyorum . Şehir beni bunaltıyor. Bugünlerde günlerim hep boş geçiyor. Ne kendim gelişebiliyor ne ders çalışabiliyor, ne kitap okuyor ne de eve gidebiliyorum. Sıkıştım kaldım, kafam bir rahat olsa kendimi güzelliklere doğru yönelteceğim. Az kaldı , bitmek üzere ... Boş kalmak beni çok yoruyor, dolu olmam lazım. Yolda giderken şey düşündüm , hayatım bu kadar kısa iken her anı dolu geçirmeye çalışmak gerekmez mi? Ama buna odaklanmak olayın keyfini kaçırıyor . Düşünsenize ü bir şey yapmanızın amacı zamanla yarışmak , hep bir yarış içindesiniz. Bu pek hoş değil ve irade dayanmaz. İnsan herşeyi yapamaz ve bir şeyleri seçmek zorundayız.

Uzun yazmayayım bugün, bu hafta okulum bitecek. Ondan sonra çeviri, kitap, yazılım, spor, yemek ve diğer şeylerle alakalı planlarım var.

İyi geceler albayım!
 

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
17.01.2022 Gün|40

Libidom arşa vurdu albayım. Önceden bu hislerde bozduğumu hatırladım. Birçok insanın da bu histen dolayı bozduğunu düşünüyorum. Bu his ne kriz ne de ben mastürbasyon ve porno istiyorum hissi... Bu libido ve cinsel güdü ki nesli devam ettirmek ve kadınlara karşı bir his duymak için var. Hayvanlarda dahi var ve hayvansal bir güdü... Bu güdüyü hissetmek ve uygulamak için akla gerek yok. Anlıyorsunuz değil mi? Akla gerek yok! Yani üst beyin olarak bu hissi ne yaratan biziz ne yönlendiren biziz. Bu hep var ve bu ciddi bir güç. Bunu eminin herkes hisseder albayım.

Bunu ciddi derecede hissettim, ne olduğunu bildiğimden sakin oldum. Kısa bir süre sonra modumda bir düşüklük bekliyorum. Buna da hazırım. Hiçbir sorun yok gayet güzel gidiyorum, porno aklımda bitti zaten . Psikolojik değişimler hissetmeye başladım bile...

Eskiden albayım, beni bilirsiniz...Sanki , şey … Bağıran insan güçlüdür mantığındaydım, biri karşıma gelip bağırdığında hemen siner, özür dilerdim. Ne dediğine bakmaz, hemen ezik moduna geçerdim. Tam bir budalalık... Son zamanlarda birkaç defa sinirlenen ve öfkeli ve bağıran insanlar gördüm. İnsanlar ne kadar da değişken! Biri çok yapmacık bir şekilde öfkelendi , gerçek bir öfke bile değildi. Duvar filan yumrukluyordu ama çok komikti. Dışarıdan ne kadar aptal durduğunun eminim farkında değil. Önceden bunları görünce , kalbim tık tık atar ,heyecanlanır, kendime hakim olamaz, mantıklı düşünemezdim ama durdum... Ne kadarda yapmacıktı? Bağıran insanlar albayım … Haklı olduklarını sanıyorlar. Ezikliklerden , masumluktan ,saflıktan faydalanıyorlar. Bağırarak , küfrederek bastırıyorlar. Fikirlerini değil ,seslerini sunuyorlar albayım. Biri direk bana karşı sert bir uyarıda bulundu , yemeğe bakıyordum ve bana doğru bağırdı. Ben bir an durup hemen saf saf özür diledim. Oysa hiçbir şey yapmamıştım ,sadece yemeğe baktım . Özür dilenecek veya öfkelenecek bir durum yoktu. Kendimi kaybedip , sandalyeye çarptım , sonra moralim bozuldu. Hemen sonra fark ettim ne kadar gereksizdi... Bu kadar insanları umursamak. Banane yani! Bağırması kendi ezikliği... Bağırmak , haklı olmak değil, asıl o eziklik. Ben neden özür diliyorum ki?

Albayım orta yol dediğim kavram işte. Ne eziklik , ne kabadayılık ortası işte... Neresi bende bilmiyorum ama dayılanmak ta işe yaramaz. Ortasına doğru gidiyorum, dayılanmak daha da kötü , hiç uğraşamam - ki böyle bir adam değilim olmak ta istemem- ,gereksiz bir şey.

Yavaş yavaş sosyalliği hallediyorum albayım. Doğru mu dersiniz? Denedikçe yollar açılıyor diyordunuz , haklıymışsınız. Açılıyor albayım , ama bunun sevinçle hüzünle alakası yok. İrade ,disiplin, özveri, denemek , çaba ,emek varsa duygular hepsine yayılır halde. Haklı mıyım albayım? Bırakın haklı olmayı , haklı olmayı değil, anlatmayı tercih edelim.

Bugün koşuyu yaptım ve yeni birileri ile İngilizce konuşarak eğlenceli vakit geçirdim. Her ne kadar sosyallikten korksam da ilginç bir zevki var bu olayın.
Arayı tutturmak lazım. Budalalık etmeye ya da abartmaya lüzum yok.

Albayım İppolit'i bildiniz mi ? Yarın ölümden sizi ne kurtaracak? Biliyor musunuz , yarın ölmeyeceğinize dair hiçbir kanıt yok-siz zaten ölüsünüz ya-. Peki nedir bu rahatlık , yarın yaşayacağıma dair. İppolit bunu sorguladı albayım. 6 ay ömrü kalan bir insan … Kemal Sunal filminde değiliz albayım , saçmalamayı bırakın. Ölüm her an varken , bir doktorun 6 ay ömrünüz kaldı demesi kadar komik bir şey olabilir mi? Bunu hissetmek çok zor, hatırlatıcı bol bol varken birde albayım. Yakınları ölenler dahi bunu hissedemeyebilir. Bilgi tek başına yetmiyor.

Uzatmaya gene gelmiyor albayım... İyi geceler!
 

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
906
Tepki puanı
2,175
Puanları
160
Konum
Türkiye
Web Sitesi
1000kitap.com
17:03- Kar tüm ihtişamı ile yağmaya başladı ve kısa sürede -çok bilindik Edebiyat- şehrin günahlarını beyaza boyadı. Çocuklar dışarıda kayınıyor. Eskiden bizde yapardık ! Canım çekti albayım. Akşam bir kayınsam mı acaba? Çocuklar gibi... Mutlu ve neşeli...

18.01.2022 Gün|41

Evet , baya sinirlendim ama geçti albayım. Yarın olan iki sınavım ertelendi ve daha sonra online olarak yapılacak. Ben bu iki sınava da çalıştım ve başkalarının online olarak-ki bunu kendileri de itiraf ediyor- basitçe geçmesi zoruma gidiyor. Evet bu sınavlar pek önemli değil ama bilemiyorum albayım. Adaleti neden sağlarız? Ve kim diyebilir ki bu etkilemeyecek. Adalet , bir şey etkilenir mi diye mi yapılır? Adalet adalettir ve ne olursa olsun hakkıyla yapılır. Sonuca bakılmaz ! Bu gün buna baya sinirlendim ama geçti şimdi.

Kar albayım... Herkesi bugün baya bir neşelendirdi. İnsanlar ne kadar da şirin gözüktü beyaz bir karın altında. Yüzleri kapanıp , kendilerini bir an çocuk yaptıklarında ne kadar da mükemmel oldular. Saat 17' de dediğim gibi ben de gittim. Hemen yakındı zaten. Lastikleri altımıza alıp doyasıya kaydık. Üstüm lobuj oldu(karıştırma, oku geç, ıslandı anlamına geliyor) . Keyif aldım albayım, ciddi anlamda çocuklar kadar mutlu idim. Ölmemiş mi albayım ? Hani umut diyorum... Anlıyor musunuz ? Var mı galiba? Sokakta kayan çocuklar , neşeli insanlar ve önyargısız bir mutluluk. Albayım olur mu? Ümitlenmeye gelmez, yarın bu kadar beyaz olmayacak. Beyaz; siyah ayakkabıların , sert patronların , suratsız insanların , küfür eden haysiyetsizlerin, karaktersiz … neyse, altında ezilecek.

Albayım yorum gücüm gelişiyor , saflık etmemeye başlıyorum. Bazen insanların ne dediğime değilde , konuşacak birilerine ihtiyaçların oldukları için beni kullandıklarını düşünüyorum. Yani ben duvar gibiyim onların gözünde. O konuşacak , ben dinleyeceğim. Dinlemeyi sadece fikrime saygı veren insanlar konuşursam yaparım. Ben de bazen insanlara bunu yapıyorum , onlar ne düşünür umurumda değil . Anlatıyor , anlatıyor , anlatıyorum. Ama bir an durup soruyorum, ne yapıyorum ben diye.

Yakın zamanda eve gidiyorum , bugün karlı havada koşuyu gene de yaptım. Gece 1 olmuş farkındayım. Çok geç! Normalde ders çalışıp ,erken yatacaktım ama önemi kalmadı. Yarın biraz gezip tozacağım. Bakalım!


İyi geceler diliyorum!
 
Son düzenleme:
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst