Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Kendimizi Boostlamamızın Çok Fazla Yöntemi Var

hasanmertayd

Merkür Yolcusu
Katılım
9 Kas 2020
Mesajlar
117
Tepki puanı
195
Puanları
58
Selam dostlar, bu konuyu şeker bağımlılığı konu başlığı altında açma nedenim çoğu konu şekerle alakalı olacak fakat hormonlardanda bahsedeceğim detaylı bir yazı sunarak, öğrendiklerimi sizlere sunarak nasıl birbirimize sürekli faydamız aramızdaki iletişim ağı ile gerçekleşiyor, benimde bildiklerim ile ne faydam olursa bir kişi bile bir insan hayatıdır diye düşünüyorum. Çoğu anlatacağım olay bilimsel veri kaynaklılardan kendi düşüncelerim olanlara parantez açacağım.

ÖNCELİKLE ŞEKER:

Şimdi arkadaşlar şeker karbonhidratlara verilen genel isimlerdir. Karbonhidratlar ise Ekmek,Makarna,Poğaça,Simit,Patates,Pilav,Bulgur diye gidiyor, eğer vucudumuza karbonhidrat sokarsak vucut bunu virus gibi birşey olarak tanımlıyor ve saldırıya geçiyor, yemek yediğimizde sindirirken zorluk çekiyoruz, yemek yedikden sonra bir yorgunluk geliyor işte bunun nedeni sadece sindirim sistemi değil, bağışlık sistemindeki savaşda işin içine girip aktive oluyor. Çok önemli bir konu karbonhidratı mitokondri(hücre) enerji yakımında karbonhidrat kullandığında enerji kaynağını oksijen ile birleşip yakıyor ve enerji üretiyor ATP ama sorun şurada eğer karbonhidrat ile enerji sağlarsa yaktığı yani ortaya çıkardığı enerjinin kalıntıları çıkıyor yani şöyle düşünün sobaya kömür atarsınız ve sonra külleri kalır işte o küller vucudunuzda birikiyor ve sadece karbonhidrat kullanarak her bir hücre yaklaşık 20 ATP enerji üretiyor fakat sadece yağ ile üretilen ATP enerjisi 100 ün üzerinde bu 5 kat daha enerji ile dolu hücreler anlamına geldiği gibi bu hücreler enerji yakarken oksijen ile yağ yakarken ortaya kömür-kül etkisi çıkmıyor yani kül diye bir şey çıkmıyor tertemiz bir enerji kaynağı olduğu için bu durumun fizyolojisi biraz daha fizyolojiden devam edelim. Şeker özellikle; şekerli içecekler furuktozlar, mısır şurupları normal glutenden vucuda 8 kat daha fazla zarar veriyor yani sen ekmek yiyorsun makarna yiyorsun tamam zarar alıyorsun ama sadece bir bardak kola içerek 8 tane ekmek yemiş gibi zarar açığa çıkarıyorsun ve arkadaşlar obezite, alzheimer, kronik yorgunluk teşhisleri son zamanlarda neden bu kadar herkesin gözle görebileceği şekilde arttı? Bağımsız araştırmalar var(Her bilimsel araştırma güvenilir değildir şirketler para ile bilimsel araştırma yaptırıyor ve artık bu günümüzde çoğu insan tarafından biliniyor), bu araştırlamalar son zamanlarda her türlü hastalıkların bunların içinde psikolojik hastalıklarda yer alıyor, şekerin doğrudan etkisi olduğunu açıklıyorlar, Tip1, Tip2 Tip3 diyabet basite alınacak hastalıklar mı, bir zevk uğruna? Hasta bir vucut nasıl mutlu olabilir, biz sadece beyin miyiz? Hem ruh hem beden hemde beyiniz, öyleyse bir bölgede hata olursa diğer bölgedede hata algılanmaz mı diğer bölgede bu durumdan nasibini almaz mı? Leptin ve İnsülin hormonlarını dengede tutmak çok önemlidir, bir tane hayatımız var herşeyden önce PMO dan bile önce ne yediğimiz vucudumuza ne aldığımız en büyük önem taşımalı. Gelelim psikolojik etkilerine şekerin kokainden 8 kat daha fazla bağımlılık yaptığına dair fareler üzerinde bilimsel araştırma mevcut, pskiytriler hastalarına depresyon ve kaygı hastalarını çok büyük oranla SSRI ilaçlar yazar yani bu ilaçların amacı Serotonin hormonunu beyinde daha fazla işlem yapmasını, beyinde daha çok aktif zaman geçirmelerini sağlar ve serotonin hormonunun %95 bağırsaklarda "Probiyotik" denilen bağırsak bakterileri üretir.(Her bakteri kötü değildir, bu bakterilerin bizim vucudumuz için hayati öneme sahip görevleri vardır, onlar öldürmek kolaydır, Şeker yiyerek, Alkol içerek, Sigara içerek, Sağlıksız beslenerek). Şimdi gelelim beyine ne oluyor beyinde şeker yediğimizde; Beta-Endorfin denilen bir endorfin çeşidi morfin benzeri etki yapan bir norotransmitter patlaması yaşanıyor, şekeri alı almaz vucudumuza ve diğer hormonlarla birlikde şeker mükemmel bir keyif ve zevk "Yalancı ihtiyaci" sanki gerçekten gerekliymiş edaa sı yaratak beynimizi kandırıyor ve bizde bu duruma inanıyoruz, bizler karnımızı doyurmuyoruz, bizler beynimizi doyuruyoruz, bazı insanlar öğününü yediğinde doyarken 5-6 saat acıkmazken diğerleri aradan 1 saat geçmeden neden sürekli açlık hislerini doyurmaya çalışıyorlar. 1-Dopamin, 2-Kan şekerinin ani yükselip modu yükseltip, ani çöküşü yoksunluk evresini aktif edip hormonları harekete geçirdiği için olabilir mi? Şeker arkadaşlar, Şeker gerçek bir zehir dir, çok ciddiyim insan oğlunun kendine icat ettiği en büyük zehir şekerdir, eğer şekeri vucudunuza alırsanız yavaş yavaş çökmeye başlıyacaksınız yaşlanmanızı hızlandıracaksınız, hastalıklara davetiye çıkartırken bağışıklık sistemini çökertip sürekli hasta olan dayanıksız, uyku sonrası bile yorgun kalkacak, işlerine odaklanamıyacak, konsantire olamıyacak, verminiz düşecek, enerjiniz hep yerlerde olacaktır, bu yazım ile birlikde şekeri bırakmayı düşünen arkadaşlarım şeker çok güçlü bir geri çekilme yaşatıyor ama bu kısa sürüyor 3-4 gün bazı insanlarda 10 günü bulabilir, bu kadar geri çekilme gücünün nedeni sadece dopamin sistemi ile değil daha çok kan şekerinin aşağıya yani normal seviyelerine çekilmesiyle ani bir düşüşün baş dönmesi algıda bozukluk, çok yorgun hissetme gibi sonuçlarıyla ilgili olacaktır, şunlara bakın şu geri çekilme evresine bakın, tıpkı bir uyuşturucu madde gibi değil mi? Karar sizin. Bu arada dostlar, şekeri bıraktım diyip bal yerseniz bir anlamı olmaz, meyve yenilebilir ama çok kısıtlı(be meyveden alacağım vitaminleri, Sağlıklı sebze ve sağlıklı karbonhidratlardan alıyorum), Bilirsiniz doğada her türlü yiyecek çeşidi bulunur ama zehirli çiçekde vardır zehirli mantarda bu durum onlar doğal olması zehirli olmaması anlamına geliyor, sadece kendinize sorun.

Gelelim Serotonine:

Dostlar geri çekilme yaşandığı an itibariyle vucutda serotonin yükselmeye başlıyacak büyük bir hızla, Serotoninin önemini şöyle açıklayım; Serotonin, Dopamin ile zıt çalışır, biri yükseldiğinde diğeri düşer, diğeri yükseldiğinde biri düşer. Serotonin yükseldiğinde endorfin eş zamanlı yükselir, endorfin yükseldiğinde testesteron eş zamanlı olarak yükselir bir domino taşı etkisi gibi düşünebilirsiniz, aksi durumda ne olur; Dopamin yükselirse cortizol(stres hormonu) yükselir ve cortizol yükseldiğinde östrejen(kadınlık hormonu) yükselir, neden fap yaptığımızda daha kaygılı hissederiz, daha depresif, daha stresli, daha ve daha çok düşünceli ve yerimizde duramadan birşeyler yapmak isteriz ama kaygılı ve rahatsız hisseder durumda? Dopamin aynı zamanda istek hormonudur, onu istiyorum bunu yapacağım sürekli beynimizin ön lobuna istekler sürer sürekli düşünceli olmaya sürekli kaygılı olmaya bizi iter ve buna mahkum kalırız, şimdi arkadaşlarım bana kızmasınlar insanlara öneri veriyoruz eyvallah amabir insan kaygılı ve düşünceli ve bunu kontrol edemiyecek durumdayken kitap önerisi pek işine yarayabilir mi veya meditasyon ha yarar ama minimal düzeyde ama bu durumdada kitaba mı odaklanıyım düşüncelere mi diye iç savaş geçirir daha da kötü hisseder, bana göre Serotonin dünyayı cennete çeviren tek hormondur benim için çok iyi deneyimlerim var,nofap sürecimizin ilerlerisinde de 25 li günler geçince aslında serotonin arttığı için enerji seviyemiz çok fazla yükseliyor bu hormon insanları yerinde duramaz hale getiriyor,hayat enerjisi, yaşan iksiri dediğimiz kavramlara oturabilecekdüzeyde bir hormon ve gelelim dopaminle nasıl işlevselliği var, şimdi arkadaşlar Serotonin ne kadar güçlü yükselirse dopmainde o kadar sert düşüş yaşar ve dopamin ne kadar sert düşüş yaşarsa dopmain reseptörleri o kadar hızlı açılmaya başlar o yüzden dopamin orucu yapan youtubedaki arkadaşlar sadece 3 günde 5 günde 7 günde verim alıyorlar, dopamin hayati öneme sahipdir, siz dopaminin doğal hormon seviye düzeyini bozarsanız, psikolojik hastalıklara kucak açmış olursunuz ve bunlar asla ama asla basite alınacak hastalıklar değil dünyayı cehenneme ızdıraba çevirir intahara kadar yolu vardır, şimdi ben serotonini vurguladım diye gidip ssri ilaçlara da sarılmayın o ilaçlar işlevlerini doğru düzgün yerine getiremiyorlar ziraa adam ssri antidepresan kullanmaya başlamış tam iyi oluyo sonra kötü niye mi? serotonin yükseliyor okey sorun yok ama adam hala yüksek düzeyde dopamin vermeye devam ediyorsürekli beyinde dalgalamalar oluyor hormonlar arasında biri bir fırlıyor iniyor sonra öteki fırlıyor bu dengesizlik beyinimizin yapısının içine ediyor iyicene maaf oluyorsunuz sizlere serotonini nasıl yükselteceğiniz hakkında bilgi verdim ilk başta beslenmenizi düzeltmeniz lazım bu şart en önemli şart, 2. sırada pmo var, ha sonrasında ben müziğide bırakırım eğlencelide videoları bırakırım diyorsanız o da size kalmış, bana şunu söylemeyin ee ot gibi mi yaşıyacağız hayır kardeşim inan bana serotonin düzeyin bir yükselsin cennetde gibi hissedeceksin heryer de mükemmel hissedeceksin güven bana ve dopamin resöplerinde açılacağı için hayattanda mükemmel zevk alıcaksın ve doygun, doymuş, tatmin olmuş hisseceksin çok önemli bir konu daha bu konuyuda Sinan Canan - Değişen beynim kitabından öğrendim; Önemli olan hormonlar değil reseptörler ne kadar fazla reseptör olursa o kadar fazla algılayıcımız olur ve diyelim ki bir luna parka gittin adrenalin salgıladın ama adrenalin reseptör alıcıları az olduğu için ortada fazla adrenalin hormonu kaldı onlarda gidiyor diğer reseptörlere oturuyor eğer senin dopamin reseptörlerin çok fazlaysa gelip oraya adrenalin oturursa sende adrenalin etkisi yaşamazsın doğrudan dopamin etkisi yaşarsın yanii luna parkda korkmak yerine haz alırsın dopamin hormonu az olduğu için stresde az olduğu için ve endorfinde yüksek olduğu için daha rahat serotoninde yüksek olduğu için daha canlı ve tatmin hissedersin.

Serototnin:

Serotonin (5-HT ya da 5-hidroksitriptamin), insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir nörotransmitterdir . Eksikliğinde depresif, yorgun, sıkılgan bir ruh hali görülür. Yapısal olarak monoamin grubuna girer ve triptofan aminoasiti ile triptofan hidroksilaz enziminin tepkimesi sonucu sentezlenir.

Dopamin:

• Hareket koordinasyonunu sağlamaya yardımcı olur.
• Hafıza ve öğrenme üzerinde etkilidir.
• Dikkat ve odaklanma üzerinde etkisi vardır.
• Algılamayı etkiler.
• Stres ve heyecan anlarında etkilidir.
• Ruh hali üzerinde belirleyici etkisi vardır.
• Uygu üzerinde etkilidir.
• Motivasyonu etkiler.
• Yaratıcılığa etkisi vardır.

Endorfin:

Endorfin
, Endorphin ("endogenous morphine"), vücutta bulunan ; benzeri etki gösteren yapıda . bezi ön lobu tarafından sentezlenir ve salgılanırlar. İnsan vücudunda ağrının azalması için beyin dokuları tarafından üretilen verilen isimdir. Hormonun işlevi, ağrının şiddetini azaltmak ve vücuda daha az rahatsızlık vermesini sağlamak için sinirleri uyuşturmaktır. Endorfinlerin ağrı kesici etkisi yaklaşık 30 kat daha fazladır.

Mutluluk hormonu olarak da anılır. Heyecan, ağrı, egzersiz, yiyecek tüketimi, cinsel ilişki, orgazm gibi durumlarda ve duş gibi suyla olan temaslarda salınımı artış gösterir

Kortizol:

Kortizol, böbrek üstü bezinin kabuk bölgesinde üretilen, vücudun strese gösterdiği tepkiyle ilişkili bir kortikosteroid hormondur. Kan basıncını ve şekerini artırır, kadınlarda kısırlığa neden olur ve bağışıklık sistemini baskılar.


Diğer hormon kaynaklarıda internette var arkadaşlar PMO ve şeker gibi illetler Nörepinefrin denilen odaklanma konusunda hayati önem taşıyan hormon düzeyini de alt-üst ediyor.

Güncelleme: minimum karbonhidratlı beslenme ve 24 saat aralıklı oruç hayatım boyunca peşimde olan anksiyete sosyal fobi depresyon sorunlarımı tamamen giderdi hem fizyolojik hemde zihinsel hastalıkların temel nedeni şekerli ve kötü beslenme sonucunda vucutta biriken hasarların sonucu ortaya çıkmış hastalıklar olduğunu bizzat tecrübe ettim ve bir de nofapın 90 günlük etkilerine yakın etki gösteriyor ketojenik diyet ve çok kısa bir zamanda max 7 gün içinde hissettiriyor şekerin geri çekilmesi fiziksel olarakda hissesiliyor en zorlandırıcı zamanı ilk 2 gün 3.günden itibaren rahatlama başlarken 7.gün ile birlikde birçok etkisibi hissetmeye başlıyorsunuz hiç denemeyen varsa bi deneyip aradaki farkları yorum olarak yazarsa çok memnun kalırım.

Güncelleme 2: Arkadaşlar şimdi paylaşacagım doktor çok bilgili ve dünyaca çok tanınan bir doktor neyin nesenini çok iyi açıklıyor aralıklı oruç nasıl yapılırdan tutunda şekerin depresyona nasıl neden olduğuna kadar ve çok önemli bir hastalık dehbin ana kaynağının şeker olduğuna kadar size 4 tane videosunu atıyorum diğerleri kanalında

 
Son düzenleme:

Linchx

Ay Yolcusu
Katılım
7 Haz 2022
Mesajlar
56
Tepki puanı
50
Puanları
21
Hangi etkinlikler dopamin reseptörlerini azaltır? (İyi bilinenler dışında)
 

hasanmertayd

Merkür Yolcusu
Katılım
9 Kas 2020
Mesajlar
117
Tepki puanı
195
Puanları
58
Müzik,Şeker,Eğlence programları(Televizyon programları da dahil güldür güldür vs. gibi),Kumar,sosyal medya olduğu gibi zarar(ama forum sitelerinde bilgilenme amacıyla yapılan eylemler ve youtube da öğretici bilgiler hariç), tabiki fast food yiyecekler, düşünce, şimdi düşünce nasıl olur dersin düşünce dopaminin ana kaynağı gibi bir şey aslında normalden daha az düşünmemiz lazım doğal seviyede, düşünce ve hayal etmemiz durumunda çok fazla dikkat etmeliyiz "Haz" duyacağımız düşünceler istemsizce önümüze gelecektir bu duruma yavaş yavaş beyini alıştırmak için her geldiği anda ya nefesine odaklanarak ya gözlerine ya başka bir konuya yani odak noktası oluşturup beynini farklı şeylerle meşgul ederek geçmesini bekleyerek odağını sürekli değiştirerek bu durumdan kurtulabilirsin ve bi zamandan sonra otomatik sistem zaten bunu işleyişe alacağı için ilk zamanlarda bunu yaparken zorlanırken ilerleyen zamanda bebek oyuncağı gibi kolaylaşacak. En basitinden sana yüksek haz veren şey bir koşu bile olabilir sen yüksek haz aldığınıanladığın anda o eylemi kesersen dopamin reseptörleri hızla yükselmeye devam edecektir.
 

hasanmertayd

Merkür Yolcusu
Katılım
9 Kas 2020
Mesajlar
117
Tepki puanı
195
Puanları
58
+Meditasyon soğuk duş beyindeki Amigdalanın aktifliğini azaltır Amigdala ise duygu yoğunlukludur. Stresi azaltır dolaylı yoldan Kortizolu.

Eli sağlık
Amigdala her bilinmeyen aktiviteyle karşılaştığında yüksek düzeyde korkulu, kaygılı ve endişeli hissetmemize neden olur. Soğuk duş yaptığımızda vucuda şok etkisi yaparak amigdalayı aktif hale getiriyoruz ve zamanla amigdalayı aktif ettiğimiz için korku, stres, kaygılı durumlarla başbaşa kaldığımızda soğuk duşun etkisiyle alışmış stres düzeyi sayesinde daha sakin kalıyoruz ve beynimizin o heyecan bölümüne daha çok odaklanmakdansa prefrontal kortekse daha fazla odaklanıp daha mantıklı kararlar alabiliyoruz ve meditasyon kasların kasılmak istiyor ama sen onları gevşek bırakıyorsun bu vucudu kontrol etmenin mükemmel düzeyde bir yöntemidir, zamanla meditasyonu ilerlettikce kendini kontrol etme olayı çok daha mükemmel hale geliyor ve hem soğuk duş etkisi hemde meditasyon etkisi ile korku ve kaygılarımızı çok daha verimli şekilde bitirip olması gereken düzeye getirmede çok ama çok başarılı oluyoruz. Yorumun için çok teşekkür ederim, bu konularda ki farkındalığımızda çoğalması ve neyi neden yaptığımızı bilmemiz ve her zaman için, heeeeer zaman için kendimizi geliştirecek ne yöntem olursa olsun, hayatımıza büyük bir yetenek kazandırıyor, tekrar teşekkürler.
 

hasanmertayd

Merkür Yolcusu
Katılım
9 Kas 2020
Mesajlar
117
Tepki puanı
195
Puanları
58
Açar mısın biraz ? 3 5 7 günden sonra ne oluyor ? Açılmaya devam etmiyorlar mı? Şahsen ben 8 yılda kapattım o reseptörleri 3 5 günde veya 90 günde toparlanacağına inanmam.
Dostum tek bir kaynak sun kendine dediğim gibi 3 gün sadece kitap okumak dışında bir şey yapma 3 gün sonra her istediğini yap açılıp açılmadığını doğrudan tecrübe et ve de ki ben 3 gün senin dediğin gibi yaptım ve bir şey olmadı ama o zaman de, denemeden deme lütfen
 

Bratislaw

Ay Yolcusu
Katılım
21 Nis 2022
Mesajlar
41
Tepki puanı
78
Puanları
21
Paylaşımın için çok teşekkür ediyorum sana. Gerçekten hepsi birbirleriyle bağlantılı şeyler. Hatta bağımlılıkların çoğu birbirleriyle bağlantılı.
 

hasanmertayd

Merkür Yolcusu
Katılım
9 Kas 2020
Mesajlar
117
Tepki puanı
195
Puanları
58
Paylaşımın için çok teşekkür ediyorum sana. Gerçekten hepsi birbirleriyle bağlantılı şeyler. Hatta bağımlılıkların çoğu birbirleriyle bağlantılı.
Kesinlikle haklısın bir bağımlılık diğer bir bağımlılığı tetikleme öncüsü bile diye biliriz. Değerli yorumun için bende sana çok teşekkür ediyorum.
 

Kaptan joker

Venüs Yolcusu
Katılım
21 Eyl 2021
Mesajlar
89
Tepki puanı
118
Puanları
39
Selam dostlar, bu konuyu şeker bağımlılığı konu başlığı altında açma nedenim çoğu konu şekerle alakalı olacak fakat hormonlardanda bahsedeceğim detaylı bir yazı sunarak, öğrendiklerimi sizlere sunarak nasıl birbirimize sürekli faydamız aramızdaki iletişim ağı ile gerçekleşiyor, benimde bildiklerim ile ne faydam olursa bir kişi bile bir insan hayatıdır diye düşünüyorum. Çoğu anlatacağım olay bilimsel veri kaynaklılardan kendi düşüncelerim olanlara parantez açacağım.

ÖNCELİKLE ŞEKER:

Şimdi arkadaşlar şeker karbonhidratlara verilen genel isimlerdir. Karbonhidratlar ise Ekmek,Makarna,Poğaça,Simit,Patates,Pilav,Bulgur diye gidiyor, eğer vucudumuza karbonhidrat sokarsak vucut bunu virus gibi birşey olarak tanımlıyor ve saldırıya geçiyor, yemek yediğimizde sindirirken zorluk çekiyoruz, yemek yedikden sonra bir yorgunluk geliyor işte bunun nedeni sadece sindirim sistemi değil, bağışlık sistemindeki savaşda işin içine girip aktive oluyor. Çok önemli bir konu karbonhidratı mitokondri(hücre) enerji yakımında karbonhidrat kullandığında enerji kaynağını oksijen ile birleşip yakıyor ve enerji üretiyor ATP ama sorun şurada eğer karbonhidrat ile enerji sağlarsa yaktığı yani ortaya çıkardığı enerjinin kalıntıları çıkıyor yani şöyle düşünün sobaya kömür atarsınız ve sonra külleri kalır işte o küller vucudunuzda birikiyor ve sadece karbonhidrat kullanarak her bir hücre yaklaşık 20 ATP enerji üretiyor fakat sadece yağ ile üretilen ATP enerjisi 100 ün üzerinde bu 5 kat daha enerji ile dolu hücreler anlamına geldiği gibi bu hücreler enerji yakarken oksijen ile yağ yakarken ortaya kömür-kül etkisi çıkmıyor yani kül diye bir şey çıkmıyor tertemiz bir enerji kaynağı olduğu için bu durumun fizyolojisi biraz daha fizyolojiden devam edelim. Şeker özellikle; şekerli içecekler furuktozlar, mısır şurupları normal glutenden vucuda 8 kat daha fazla zarar veriyor yani sen ekmek yiyorsun makarna yiyorsun tamam zarar alıyorsun ama sadece bir bardak kola içerek 8 tane ekmek yemiş gibi zarar açığa çıkarıyorsun ve arkadaşlar obezite, alzheimer, kronik yorgunluk teşhisleri son zamanlarda neden bu kadar herkesin gözle görebileceği şekilde arttı? Bağımsız araştırmalar var(Her bilimsel araştırma güvenilir değildir şirketler para ile bilimsel araştırma yaptırıyor ve artık bu günümüzde çoğu insan tarafından biliniyor), bu araştırlamalar son zamanlarda her türlü hastalıkların bunların içinde psikolojik hastalıklarda yer alıyor, şekerin doğrudan etkisi olduğunu açıklıyorlar, Tip1, Tip2 Tip3 diyabet basite alınacak hastalıklar mı, bir zevk uğruna? Hasta bir vucut nasıl mutlu olabilir, biz sadece beyin miyiz? Hem ruh hem beden hemde beyiniz, öyleyse bir bölgede hata olursa diğer bölgedede hata algılanmaz mı diğer bölgede bu durumdan nasibini almaz mı? Leptin ve İnsülin hormonlarını dengede tutmak çok önemlidir, bir tane hayatımız var herşeyden önce PMO dan bile önce ne yediğimiz vucudumuza ne aldığımız en büyük önem taşımalı. Gelelim psikolojik etkilerine şekerin kokainden 8 kat daha fazla bağımlılık yaptığına dair fareler üzerinde bilimsel araştırma mevcut, pskiytriler hastalarına depresyon ve kaygı hastalarını çok büyük oranla SSRI ilaçlar yazar yani bu ilaçların amacı Serotonin hormonunu beyinde daha fazla işlem yapmasını, beyinde daha çok aktif zaman geçirmelerini sağlar ve serotonin hormonunun %95 bağırsaklarda "Probiyotik" denilen bağırsak bakterileri üretir.(Her bakteri kötü değildir, bu bakterilerin bizim vucudumuz için hayati öneme sahip görevleri vardır, onlar öldürmek kolaydır, Şeker yiyerek, Alkol içerek, Sigara içerek, Sağlıksız beslenerek). Şimdi gelelim beyine ne oluyor beyinde şeker yediğimizde; Beta-Endorfin denilen bir endorfin çeşidi morfin benzeri etki yapan bir norotransmitter patlaması yaşanıyor, şekeri alı almaz vucudumuza ve diğer hormonlarla birlikde şeker mükemmel bir keyif ve zevk "Yalancı ihtiyaci" sanki gerçekten gerekliymiş edaa sı yaratak beynimizi kandırıyor ve bizde bu duruma inanıyoruz, bizler karnımızı doyurmuyoruz, bizler beynimizi doyuruyoruz, bazı insanlar öğününü yediğinde doyarken 5-6 saat acıkmazken diğerleri aradan 1 saat geçmeden neden sürekli açlık hislerini doyurmaya çalışıyorlar. 1-Dopamin, 2-Kan şekerinin ani yükselip modu yükseltip, ani çöküşü yoksunluk evresini aktif edip hormonları harekete geçirdiği için olabilir mi? Şeker arkadaşlar, Şeker gerçek bir zehir dir, çok ciddiyim insan oğlunun kendine icat ettiği en büyük zehir şekerdir, eğer şekeri vucudunuza alırsanız yavaş yavaş çökmeye başlıyacaksınız yaşlanmanızı hızlandıracaksınız, hastalıklara davetiye çıkartırken bağışıklık sistemini çökertip sürekli hasta olan dayanıksız, uyku sonrası bile yorgun kalkacak, işlerine odaklanamıyacak, konsantire olamıyacak, verminiz düşecek, enerjiniz hep yerlerde olacaktır, bu yazım ile birlikde şekeri bırakmayı düşünen arkadaşlarım şeker çok güçlü bir geri çekilme yaşatıyor ama bu kısa sürüyor 3-4 gün bazı insanlarda 10 günü bulabilir, bu kadar geri çekilme gücünün nedeni sadece dopamin sistemi ile değil daha çok kan şekerinin aşağıya yani normal seviyelerine çekilmesiyle ani bir düşüşün baş dönmesi algıda bozukluk, çok yorgun hissetme gibi sonuçlarıyla ilgili olacaktır, şunlara bakın şu geri çekilme evresine bakın, tıpkı bir uyuşturucu madde gibi değil mi? Karar sizin. Bu arada dostlar, şekeri bıraktım diyip bal yerseniz bir anlamı olmaz, meyve yenilebilir ama çok kısıtlı(be meyveden alacağım vitaminleri, Sağlıklı sebze ve sağlıklı karbonhidratlardan alıyorum), Bilirsiniz doğada her türlü yiyecek çeşidi bulunur ama zehirli çiçekde vardır zehirli mantarda bu durum onlar doğal olması zehirli olmaması anlamına geliyor, sadece kendinize sorun.

Gelelim Serotonine:

Dostlar geri çekilme yaşandığı an itibariyle vucutda serotonin yükselmeye başlıyacak büyük bir hızla, Serotoninin önemini şöyle açıklayım; Serotonin, Dopamin ile zıt çalışır, biri yükseldiğinde diğeri düşer, diğeri yükseldiğinde biri düşer. Serotonin yükseldiğinde endorfin eş zamanlı yükselir, endorfin yükseldiğinde testesteron eş zamanlı olarak yükselir bir domino taşı etkisi gibi düşünebilirsiniz, aksi durumda ne olur; Dopamin yükselirse cortizol(stres hormonu) yükselir ve cortizol yükseldiğinde östrejen(kadınlık hormonu) yükselir, neden fap yaptığımızda daha kaygılı hissederiz, daha depresif, daha stresli, daha ve daha çok düşünceli ve yerimizde duramadan birşeyler yapmak isteriz ama kaygılı ve rahatsız hisseder durumda? Dopamin aynı zamanda istek hormonudur, onu istiyorum bunu yapacağım sürekli beynimizin ön lobuna istekler sürer sürekli düşünceli olmaya sürekli kaygılı olmaya bizi iter ve buna mahkum kalırız, şimdi arkadaşlarım bana kızmasınlar insanlara öneri veriyoruz eyvallah amabir insan kaygılı ve düşünceli ve bunu kontrol edemiyecek durumdayken kitap önerisi pek işine yarayabilir mi veya meditasyon ha yarar ama minimal düzeyde ama bu durumdada kitaba mı odaklanıyım düşüncelere mi diye iç savaş geçirir daha da kötü hisseder, bana göre Serotonin dünyayı cennete çeviren tek hormondur benim için çok iyi deneyimlerim var,nofap sürecimizin ilerlerisinde de 25 li günler geçince aslında serotonin arttığı için enerji seviyemiz çok fazla yükseliyor bu hormon insanları yerinde duramaz hale getiriyor,hayat enerjisi, yaşan iksiri dediğimiz kavramlara oturabilecekdüzeyde bir hormon ve gelelim dopaminle nasıl işlevselliği var, şimdi arkadaşlar Serotonin ne kadar güçlü yükselirse dopmainde o kadar sert düşüş yaşar ve dopamin ne kadar sert düşüş yaşarsa dopmain reseptörleri o kadar hızlı açılmaya başlar o yüzden dopamin orucu yapan youtubedaki arkadaşlar sadece 3 günde 5 günde 7 günde verim alıyorlar, dopamin hayati öneme sahipdir, siz dopaminin doğal hormon seviye düzeyini bozarsanız, psikolojik hastalıklara kucak açmış olursunuz ve bunlar asla ama asla basite alınacak hastalıklar değil dünyayı cehenneme ızdıraba çevirir intahara kadar yolu vardır, şimdi ben serotonini vurguladım diye gidip ssri ilaçlara da sarılmayın o ilaçlar işlevlerini doğru düzgün yerine getiremiyorlar ziraa adam ssri antidepresan kullanmaya başlamış tam iyi oluyo sonra kötü niye mi? serotonin yükseliyor okey sorun yok ama adam hala yüksek düzeyde dopamin vermeye devam ediyorsürekli beyinde dalgalamalar oluyor hormonlar arasında biri bir fırlıyor iniyor sonra öteki fırlıyor bu dengesizlik beyinimizin yapısının içine ediyor iyicene maaf oluyorsunuz sizlere serotonini nasıl yükselteceğiniz hakkında bilgi verdim ilk başta beslenmenizi düzeltmeniz lazım bu şart en önemli şart, 2. sırada pmo var, ha sonrasında ben müziğide bırakırım eğlencelide videoları bırakırım diyorsanız o da size kalmış, bana şunu söylemeyin ee ot gibi mi yaşıyacağız hayır kardeşim inan bana serotonin düzeyin bir yükselsin cennetde gibi hissedeceksin heryer de mükemmel hissedeceksin güven bana ve dopamin resöplerinde açılacağı için hayattanda mükemmel zevk alıcaksın ve doygun, doymuş, tatmin olmuş hisseceksin çok önemli bir konu daha bu konuyuda Sinan Canan - Değişen beynim kitabından öğrendim; Önemli olan hormonlar değil reseptörler ne kadar fazla reseptör olursa o kadar fazla algılayıcımız olur ve diyelim ki bir luna parka gittin adrenalin salgıladın ama adrenalin reseptör alıcıları az olduğu için ortada fazla adrenalin hormonu kaldı onlarda gidiyor diğer reseptörlere oturuyor eğer senin dopamin reseptörlerin çok fazlaysa gelip oraya adrenalin oturursa sende adrenalin etkisi yaşamazsın doğrudan dopamin etkisi yaşarsın yanii luna parkda korkmak yerine haz alırsın dopamin hormonu az olduğu için stresde az olduğu için ve endorfinde yüksek olduğu için daha rahat serotoninde yüksek olduğu için daha canlı ve tatmin hissedersin.

Serototnin:

Serotonin (5-HT ya da 5-hidroksitriptamin), insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir nörotransmitterdir . Eksikliğinde depresif, yorgun, sıkılgan bir ruh hali görülür. Yapısal olarak monoamin grubuna girer ve triptofan aminoasiti ile triptofan hidroksilaz enziminin tepkimesi sonucu sentezlenir.

Dopamin:

• Hareket koordinasyonunu sağlamaya yardımcı olur.
• Hafıza ve öğrenme üzerinde etkilidir.
• Dikkat ve odaklanma üzerinde etkisi vardır.
• Algılamayı etkiler.
• Stres ve heyecan anlarında etkilidir.
• Ruh hali üzerinde belirleyici etkisi vardır.
• Uygu üzerinde etkilidir.
• Motivasyonu etkiler.
• Yaratıcılığa etkisi vardır.

Endorfin:

Endorfin
, Endorphin ("endogenous morphine"), vücutta bulunan ; benzeri etki gösteren yapıda . bezi ön lobu tarafından sentezlenir ve salgılanırlar. İnsan vücudunda ağrının azalması için beyin dokuları tarafından üretilen verilen isimdir. Hormonun işlevi, ağrının şiddetini azaltmak ve vücuda daha az rahatsızlık vermesini sağlamak için sinirleri uyuşturmaktır. Endorfinlerin ağrı kesici etkisi yaklaşık 30 kat daha fazladır.

Mutluluk hormonu olarak da anılır. Heyecan, ağrı, egzersiz, yiyecek tüketimi, cinsel ilişki, orgazm gibi durumlarda ve duş gibi suyla olan temaslarda salınımı artış gösterir

Kortizol:

Kortizol, böbrek üstü bezinin kabuk bölgesinde üretilen, vücudun strese gösterdiği tepkiyle ilişkili bir kortikosteroid hormondur. Kan basıncını ve şekerini artırır, kadınlarda kısırlığa neden olur ve bağışıklık sistemini baskılar.


Diğer hormon kaynaklarıda internette var arkadaşlar PMO ve şeker gibi illetler Nörepinefrin denilen odaklanma konusunda hayati önem taşıyan hormon düzeyini de alt-üst ediyor.
Ulan şu yazıyı 20 yaşında okusaydım ne vardı ki 🚬
 

hasanmertayd

Merkür Yolcusu
Katılım
9 Kas 2020
Mesajlar
117
Tepki puanı
195
Puanları
58
Ulan şu yazıyı 20 yaşında okusaydım ne vardı ki 🚬
Hiç bir şey için geç değil, benim çok çeşitli bağımlılıklarım vardı, sigarasından tut, alkolüne, uyuşturucu türlerine ve en çok beni maaf eden kumarına, antidepresanına ve şekerine kadar, günde bir kola içmeden duramazdım, çay bardağında çay içerken bile 7 çay kaşığı şeker atardım sonra sigara mı yakar, sigara-kola, sigara-kola yapardım, durmadan ve tabiki pmo ve benim asıl bağımlı olduğum olay 12 yaşlarımda başlayan bilgisayar oyunları için okula gitmediğim, okuldan kaçtığım zamanlar, 2 gün uykusuz sadece tuvalete kalkıp yemeği bile bilgisayar masasında yiyip bilgisayar oynadığım zamanlar. Hiç bir şey için geç değil dostum. Kendine olan inancın ve kendine vermiş olduğun değerin arttıkca kendin isteyeceksin zaten onu da bırakıyım bunu da bırakıyım diyeceksin ama önemli olan o başlangıç adımını atıp 10 tane mi zararlı bağımlılığım var, yavaş yavaş, uzun zaman alacağını bilerek istikrarla, inatla devam etmekdir olay. Bende sadece PMO kaldı inşallah ondan da kurtulacağım.
 
Son düzenleme:

Kaptan joker

Venüs Yolcusu
Katılım
21 Eyl 2021
Mesajlar
89
Tepki puanı
118
Puanları
39
Hiç bir şey için geç değil, benim çok çeşitli bağımlılıklarım vardı, sigarasından tut, alkolüne, uyuşturucu türlerine ve en çok beni maaf eden kumarına, antidepresanına ve şekerine kadar, günde bir kola içmeden duramazdım, çay bardağında çay içerken bile 7 çay kaşığı şeker atarım sonra sigara mı yakar, sigara-kola, sigara-kola yapardım, durmadan ve tabiki pmo ve benim asıl bağımlı olduğum olay 12 yaşlarımda başlayan bilgisayar oyunları için okula gitmediğim, okuldan kaçtığım zamanlar, 2 gün uykusuz sadece tuvalete kalkıp yemeği bile bilgisayar masasında yiyip bilgisayar oynadığım zamanlar. Hiç bir şey için geç değil dostum. Kendine olan inancın ve kendine vermiş olduğun değerin arttıkca kendin isteyeceksin zaten onu da bırakıyım bunu da bırakıyım diyeceksin ama önemli olan o başlangıç adımını atıp 10 tane mi zararlı bağımlılığım var, yavaş yavaş, uzun zaman alacağını bilerek istikrarla, inatla devam etmekdir olay. Bende sadece PMO kaldı inşallah ondan da kurtulacağım.
Mastürbasyon ve müzik dışında hiç bir bağımlılığım yok. Bunlarıda yenebilirsem bana karara ölüm yok.
 

ba_tu

Yeni Fapstronot
Katılım
29 Tem 2022
Mesajlar
18
Tepki puanı
21
Puanları
4
Eline sağlık çok değerli bi paylaşım olmuş, ben günde max. 3 hurma yiyorum tatlı isteği için, yaz olduğu için arada Karpuz yediğim oluyor o günler hurmayı yemiyorum, sence bi sakıncası varmı bunların?
 

hasanmertayd

Merkür Yolcusu
Katılım
9 Kas 2020
Mesajlar
117
Tepki puanı
195
Puanları
58
Eline sağlık çok değerli bi paylaşım olmuş, ben günde max. 3 hurma yiyorum tatlı isteği için, yaz olduğu için arada Karpuz yediğim oluyor o günler hurmayı yemiyorum, sence bi sakıncası varmı bunların?
Hurma konusunda sıkıntı yok, karpuz konusunda hafta da 1-2 ideal gibi duruyor ama ben bir uzman değilim, uzman olan özümüz ve özümüz bize doğruyu ve yanlışı ayırt edebileceğimiz sinyaller veriyor, bir şey yediğimizde rahatsız olabiliyoruz fiziksel reaksiyon ile tepki gösteriliyorsa onu yeme rahatsız oluyorum diyor bu şekilde sinyal veriyor veya bir eylem gerçekleştiriyorsun ama o eylemi yapmakdan hoşlanmıyorsun bağımlı olmuşsun, PMO yapmak istemiyorsun ama hormonların tüm vucudu ele geçiriyor ve yapmak istemediğin bir eylemi gerçekleştiriyorsun bu durumda yaptığın an itibariyle vucudun sana pskilojik olarak tepki gösteriyor kendini mutsuz, kaygılı, isteksiz, hayat enerjisi sönük halinde buluyorsun, birinci nedeni eylemin sonucu ve eylemin sonucu sonrası ortaya salgılann hormonlar sonrası verilen tepkiyi hissetmemize neden oluyor yani ilk başta eylem gerçekleşiyor sonrasında eylem gerçekleştikden sonra sen bile bile kendini bile bile istemediğin şeye boyun eğdiğin için reaksiyon sonucu hormon salgılanıyor yani vucudumuzu dinleyip ne kadar yiyeceğimizi (bozulmamış hormon seviyeleri hariç) zaten bedenimiz ve beynimizden gelen sinyalleri dinleyerek doğrudan kendi reçetemizi yazabiliriz.
 

cvehileyle

Jüpiter Yolcusu
Katılım
17 May 2022
Mesajlar
483
Tepki puanı
243
Puanları
76
Müzik,Şeker,Eğlence programları(Televizyon programları da dahil güldür güldür vs. gibi),Kumar,sosyal medya olduğu gibi zarar(ama forum sitelerinde bilgilenme amacıyla yapılan eylemler ve youtube da öğretici bilgiler hariç), tabiki fast food yiyecekler, düşünce, şimdi düşünce nasıl olur dersin düşünce dopaminin ana kaynağı gibi bir şey aslında normalden daha az düşünmemiz lazım doğal seviyede, düşünce ve hayal etmemiz durumunda çok fazla dikkat etmeliyiz "Haz" duyacağımız düşünceler istemsizce önümüze gelecektir bu duruma yavaş yavaş beyini alıştırmak için her geldiği anda ya nefesine odaklanarak ya gözlerine ya başka bir konuya yani odak noktası oluşturup beynini farklı şeylerle meşgul ederek geçmesini bekleyerek odağını sürekli değiştirerek bu durumdan kurtulabilirsin ve bi zamandan sonra otomatik sistem zaten bunu işleyişe alacağı için ilk zamanlarda bunu yaparken zorlanırken ilerleyen zamanda bebek oyuncağı gibi kolaylaşacak. En basitinden sana yüksek haz veren şey bir koşu bile olabilir sen yüksek haz aldığınıanladığın anda o eylemi kesersen dopamin reseptörleri hızla yükselmeye devam edecektir.
Güzel bir yaklaşım. Bazıları koşunun hazzından ne olacak, yapay sağlıksız hazların yerine sosyalleşme koşma spor gibi sağlıklı hazları koyuyoruz diyecekler.
 

LightElectricWave

Moderatör 🔱
Moderatör
Katılım
14 Nis 2023
Mesajlar
236
Tepki puanı
354
Puanları
111
Şeker bağımlılığı açısından okunması faydalı olacak bir yazı, teşekkürler.
 

tovbekar

Yeni Fapstronot
Katılım
10 Kas 2020
Mesajlar
9
Tepki puanı
31
Puanları
14
Şu yazıları keşke 13-14 yaşlarımda okusaydım ya da birileri bana anlatmış olsaydı.Eminim ki hayatım 180 derece farklı ilerlerdi.İlkokul-ortaokul çok başarılı bir öğrenciydim.Sınavlarda bulunduğum şehrin hep ilk 5 indeydim.Ortaokulun sonlarına doğru pmo ya başladım.Doğal olarak her şey tersine döndü derslerim kötüleşti.Okuduğumu anlamamaya başladım.Noluyo bana dediğimi hatırlıyorum.Şimdi öğreniyorum tabi beyin sisi kavramını.Yine de iyi bir lise kazandım.Etrafımdaki çoğu kişi zeki ve çalışkan insanlardı.Lisede tam olarak pmo bataklığına düştüm.Resmen kendimle yarışıyordum bir günde en fazla kaç defa yapacağım acaba diye.Zamanla beyin sisiyle beraber kronik yorgunluk,uyku hali vb durumlar da ortaya çıktı .Gün içinde defalarca mastürbasyon yapıp duş alıp,yatarken uyuyabilmek için bir daha yapardım.Tabi pmo yanında şeker,kola,paketlenmiş gıda,PC oyunları da cabası.Lise sonda bir de sigarayı ekledim.Lise bitti.Kazanamadım tabi.Derslerle falan alakam da kalmamıştı zaten.Hiçbir motivasyonum yoktu.Tekrar girdim sınava.Yine hazırlanmamıştım.Hazırlanacak halim de yoktu motivasyonum da.Kafam da almıyodu artık zaten.Daha dersanede ilk dersten itibaren uyku hali,yorgunluk etkisini hissettiriyordu.Tabi etraftaki çıplaklık,tetikleyiciler istemesek de hafızaya kazınıyordu.Eve gidince de bi pmo sonrası yine uyku.İnsanlar okuduğun liseye rağmen nasıl bu puanları alırsın diyorlardı.Sırf üniversite okumuş olmak için tercih yaptım.Artık o okuldan çıkıp da bu üniversiteye bu bölüme gidilir mi muhabbetleri başlamıştı.Ailem hep arkamdaydı.(Hayattaki tek şansım ailemin her konuda ve her süreçte desteklerini hissettirmeleri.Ben bu anlattığım hale gelene kadar ellerinden geleni esirgemediler.Psikoloğa gidelimler,hocalarla görüşmeler,özel ders aldıralımlar,ne derdin var niye böyle oldu vs.Beni toparlamak için ellerinden gelenin fazlasını yapmaya çalıştılar.Ancak malzeme ben olunca başta işe yarasa da sonrasında yine saplanıyordum bataklığa.)Üniversiteye gittim.Yeni şehir yeni kötü alışkanlıklar..İlk iki sene katlanarak devam etti.Dopamin salgılatacak yeni eylemler arıyordu resmen beynim:) Sonrasında toparlanmak için ilk adımımı attım.Sigarayı ve üniversite itibariyle başladığım alkolü bırakma kararı aldım.Bıraktım da.Sigarayı bırakmanın etkisiyle abur cubura vurdum kendimi.Sigara isteğini yemek ve tatlıyla kapatmaya çalışınca doğal olarak libido da arttı ve pmo sıklığı da:)Tek iyi yanı alkolü tamamen bırakmak oldu:) Yukarda arkadaşın da bahsettiği gibi serotonin azlığından artık kaygı,depresyon gibi sorunlar şiddetli olarak başladı.Beynim isyan etti resmen.Bu iradesiz yaşamın sonunda yol beni bir devlet hastanesinin psikiyatri polikliniğine getirdi.Tabi buraya gelene kadar yaşadığım psikolojik-psikiyatrik sıkıntıları yazmaya kalksam epey uzun sürer.Bu sıkıntıları yaşamayan da anlayamaz zaten psikiyatrik hastalıkların insana yaptıklarını ve yaptırdıklarını.Her dakikanız ölsem de bitse bu çile demekle geçer.Sürekli intiharı düşünürsünüz.Müslüman olmasaydım belki çoktan intihar etmiştim zaten.Neyse poliklinikten majör depresyon,okb ve yaygın anksiyete bozukluğu tanılarıyla ayrıldım.Elimde reçeteyle gidip eczaneden ssri içeren ilacımı ve uyuyabilmem için verilen ikinci ilacımı aldım.Tabiki ilaçla beraber bağımlılıklarım da devam ediyordu.Sigaraya da geri başlamıştım.Verilen doz yeterli gelmedi tabi 50 mg başladı yetmedi 100 mg la devam etti o da yetmedi 150 mg sonrasında 200 mg .Uzunca bir süredir kullanıyorum .son 2 senedir önce 150 ye sonra 100 mg a düşürdüm.Bu ilaçları bırakmanın da öyle kolay olmadığını gerçekten beyin fonksiyonları bozulmuş kişiler gayet iyi bilir.İnşallah tüm bağımlılıkarımızla beraber ilacı da tamamen bırakacağımız günler de gelir.Şu an her ne kadar sevmediğim bir bölüm okumuş ve istemediğim bir işte çalışıyo olsam da.Türkiye standartlarında gayet iyi gelir elde eden biriyim.İlaçlar en azından iyi şeylere şükredebilecek hale getiriyor:):)Bundan sonrası için hedefim sırasıyla bağımlılıklardan kurtulup, hayatın bana acı şekilde öğrettiği bu bilgilerden sonra her ne kadar profesyonel anlamda işime yaramayacak olsa da kültürel ve fiziksel olarak kendimi geliştirmek.Şüphesiz ben nefsime zulmedenlerden oldum.Siz olmayın:)Bu konunun altına yazmış olmam belki yanlış oldu ama yukarıda serotoninden bahsedildiği için,şiddetli bağımlılıkların serotonin döngüsünü,dolayısı ile de hayatınızı getireceği hali ya da potansiyelinizi kullanabilme imkanını nasıl elinizden aldığını örnek vererek anlatmak istedim.Belki bir genç öğüt ve ilham alır.
Bir iradesizin hikayesini dinlediniz…Beyninize ve ruhunuza iyi bakın.Sağlıcakla kalın :)
 

Alevlimeteor

Jüpiter Yolcusu
Katılım
25 Eki 2022
Mesajlar
192
Tepki puanı
259
Puanları
84
Besinlerin içeriği ile ilgili bilgi almak için Gıda Dedektifi Youtube kanalını takip edebilirsiniz. Gerçekten güzel bilgiler sunuyor.
 

müslüm

Ay Yolcusu
Katılım
17 Ara 2020
Mesajlar
39
Tepki puanı
59
Puanları
21
Hocam güzel yazı ama karbonhidratla ilgili bilgilerde sıkıntı var. Vücudun tüm makrolara ihtiyacı var, önemli olan bunları ihtiyacı kadar almak. Özellikle yağsız ve normal yağlı arkadaşların spordan bir müddet önce kompleks karbonhidrat alması gerek, yoksa kas erimesi olur.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst