Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

2023’Te Tekrar Monk Mode / Ludwig

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
27

*testesteron hormonun düşük, öyle hissediyorum.
*bugün sabah ereksiyonu yaşadım.
*kesinlikle şikayet etmiyorum, biraz fazla acı çekiyorum. daha hassas olmaya başladım. bu acı, süreçten kaynaklı bir acı değil kesinlikle, cinsel perhiz devamında biraz daha olgun bir insan olmam için çektiğim bir acı gibi geliyor. PMO izleyememekten olduğunu zannetmiyorum.
*manevi değerlere çok daha önem vermeye başladım.
*insanlar kalbimi daha çok kırıyor, çünkü insanlara daha çok önem vermeye başladım
*zekamdaha çevik, daha rahat kavrıyorum
*yalanın her türlüsü azaldı belki kalmadı bile, içim dışım bir. konuşurken yalan söylemiyorum. insanları etkilemeye çalıimıyorum konuşurken. gereksiz yere kendimi övmüyorum vs. bir de daha rahat dinliyorum

biraz içimi dökeceğim, çünkü artık sabrım dolup taştı beyler/bayanlar;

*artık susmaya karar verdim. bunu bozmayacağım. kimin için olursa olsun. çünkü konuştuğum zaman hem haksız çıkıyorum(çünkü dinlemiyorlar). hem de, uğraşılmıyor gerçekten. bir insana değer veriyorsunuz, insan kendisine değer vermemiş, alıyor sizin değerinizi başınıza kakıyor, kalbinizi kırıyor, bir de benim gibi alıngan bir insansanız üzüldüğünüzle kalıyorsunuz. üzüldüğünüzü ifade ediyorsunuz, içten içe mutlu oluyor. insanların acayiplikleri çekilmiyor beyler. 1-2 insan dışında etrafımdaki tipler bildiğimiz böyle. artık direk, derdim kendim olacağım, kendimle uğraşacağım, geliyor musun gel kardeşim. gidiyor musun hadi güle güle. bu tezgahtan ya alırsın ya gidersin, diğer tezgahlardan "hiç" yer durursun.

*delikanlı bir adam, bir arkadaş istemiyorlar. sadece beraber eğlenebilecekleri, arada bir birbirlerini üzecekleri, sıradan, işlerine yaramayan vakit geçirebilecekleri arkadaşları istiyorlar.sonra gidip ağlıyorlar, yok meydanda adam kalmamış diye.

*valla beyler/bayanlar bu sürece girecekseniz, sizdeki gelişimi çekemeyen tipler, size sürekli köstek olacaklar. sizi aşağı çekmeye çalışacaklar, aşağı çekemedikleri zaman tutup düşman olacaklar, kurnaz kurnaz takılacaklar. etrafımdaki erkeklerin çoğu böyle, afedersiniz karı gibi arkadan iş çevirmeye çalışıp duruyorlar. kaç tane kadın gördüm, bu kadınsı erkekler kadar kurnaz tipleri görmedim. erkeklerde 1/10 oranında sağlam tipler var. babayiğit diyebileceğim. onlarla dost olacağım. geri kalan tipleri umursamayacağım inş.

*kızlarsa, bana daha çok ilgi, şevkat, sevgi göstermeye başladılar. daha çok takdir ediyorlar beni. ilgi göstermemi çok istiyorlar. şayet, bu süreci kadın-erkek ilişkileri için yapan arkadaşlar varsa. bu günlerden sonra, çok rahat edeceklerdir, sevgili bulmada vs.

*valla, dini noktada kendimi allaha çok ykaın hissediyorum. her ne kadar hissetmesemde, allahım beni daha çok sevdiğini ve bana yardım ettiğini hissediyorum.
*kapitalist sistem, düzen vs. bunların dışına çıkmaya başladığımı hissediyorum.

*kişiliğim biraz zayıf gibi, hala. dengesiz bir ruh haline sahip olduğumdan dolayı. hemen olmaz. kabul. pes edecek miyim ? tabii ki hayır!

***simam çok güzelleşti, daha yakışıklı duruyorum. sivilceler, çok azaldı.

*ara ara yoklayan etkiler ;
*boşlukta olma hissi
*dikkat dağınıklığı
*depresyon olabiliyor bazen
*deli olduğumu düşünüyorum ? asla normal bir insan olamayacağımı ?
*sinir, stres, üzgünlük halleri
*mutsuzluk vs. olabiliyor
*yaşarken bazen zorlanma, motivasyonunu bulamama.
*daha geniş perspektiflerden bakmaya başladığım için, bazı noktalar kafamı çok kurcalıyor.
*bazen, konuşurken doğru kelimeleri seçemiyorum. konuşurken, konuşmak için motive olamıyorum.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
PORNO, gösterime açılan çıplak yaşamdır.Eros'un hasmıdır.Bizzat cinselliği tahrip eder.Bu bakımdan ahlaktan bile daha etkilidir: "Cinsellik yüceltme, bastırma ve ahlakta değil, büyük ihtimalle cinsellikten bile daha cinsel olan şeyde kaybolur, pornoda. Pornonun cazibesi; canlı cinsellikte, ölü bir cinsel ilişki yapılması beklentisinden gelir. Pornonun müstehcen unsurları, cinsel ilişki fazlalığından değil, cinsel ilişki içermemesinden kaynaklanır.Bugün cinsellik, seksi haz düşmanı bir tutumla "kirli" bularak ondan kaçınan "saf aklın" değil, pornografinin tehdidi altındadır.Porno sanal bir mekanda yapılan bir cinsel ilişki değildir sadece.Bugün gerçek cinsel ilişki bile pornoya dönüşmektedir.
Byung-Chul Hal
EROS'UN ISTIRABI
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
30

*uyandım. öğlen vaktiydi. arkadaşlardaydım. arkadaşlar ufaktan takıldılar bana daha gözlerimi açar açmaz. bende onlara karşı bir şaka yaptım. baya güldüler. şakayla karışık rüyamdan bahsettim. yine güldüler. akşam tabu oynamıştık beraber. o zamanda oldukça gülmüş-eğlenmiştik. kalktıktan sonra onlarla oturup uzun bir süre sohbet ettim. iyi ve eğlenceli bir insan olmaya başladığımı fark ettim. 2 gün önce yazdığım şeyin saçmalık olduğunu, tabu oynadığımız ve çok eğlendiğimiz gece fark etmiştim. susmama ya da insanlara üstten bakmama gerek yoktu. fakat olsun. arada böyle günler yaşanabilirdi. sonuçta nf yapıyordum. ne kadar az hissetsemde, yoksunluk dönemindeydim. neyse, arkadaşlarla eğlendim, çok eğlenceli bir kişilik olmaya başladığımı fark ettim. evime geçtim. saçlarım uzundu. saçlarımı 3 numaraya vurdum.3 numara bana yakışıyor. biraz, uzaya giden ilk maymuna benziyorum ama:). başka bir arkadaşla buluşmak için dışarıya çıktım. onunla da eğlendik. öyle bir dosta sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. bundan emin olarak konuşuyorum. ikimiz de süreçteyiz. ikimiz de süreçte olmasak bu kadar yakın olabilir miydik bilmiyorum. onunla sözleştik. kano kursuna yazılacağız. oradan kaltım, gebzeye akrabalarımın yanına geldim. hangi kapıdan içeriye girsem, o oda mutlulukla doluyor. akrabalarımla konuşmaya onlarla berber eğlenmeye başladım. kuzenim, bana birlikte dışarı çıkmayı teklif etti, ben de kabul ettim. sohbet ede ede dışarı çıktık. oldukça eğlenceli ve hızlı günlerdi son 2 gün. ders ve ingilizce pek fazla çalışamadım. tek eksiğim bu.

*etkiler;
*arkadaşlarım artmaya, olan arkadaşlarımla aramdaki ilişki ise, gelişmeye başladı.
*bazen, bazı kişiler, erkek-kız farketmez, aynı ortamdaysak, çok uzun süre bakıyorlar. bu bir kaç defa başıma geldi. sordum. sende farklı bir güzellik var ona bakıyoruz dediler. acayip ?
*dini duygularım biraz az arkadaşlar. yoksunluk sendromuna bağlıyorum. bununla beraber allahla aramaki bağım arttı. bazı zamanlarda, manevi olarak eksiklik çektiğim zamanlarda başıma hep, işimi kolaylaştıracak şeyler geliyor.
*daha farklı bir insan olmaya başladığımı fark ediyorum. önceki etkilerde bahsettiğim gibi dikkat çekme vs. gibi durumlar olabiliyor. bazen insanlar söylemese de ben hissedebiliyorum.
*kızlarla konuşmaktan oldukça keyif alıyorum. kızların yanında bulunmaktan oldukça keyif alıyorum. kendimi daha çok erkek gibi hissediyorum. onlarla konuşmaktan hiç çekinmiyorum. kouşmaktan hiç çekinmiyorum..,
*boş boş gülümsüyorum. bir insanın yüzüne bakarken kendimi tutamıyorum gülümsüyorum. etrafa pozitif enerji yayıyorum.
*sivilcelerim azaldı ve yakışıklı olmaya başladım.
*kişisel bakımıma çok değer veriyorum.
*film izlemeyi hala bırakamadım başla-bırak oluyor.


-30. güne girdim. başladığım zamanı dün gibi hatırlıyorum.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
31

*durumlar kötü beyler. ders çalışılamıyor. arada bir prensiplerden tavizler veriliyor. geleceğe yönelik umutsuzlukta var.
*açıkçası, her şeyi bıraktıkça, önümde kupkuru bir çöl bulmaya başladım. gerçeğin çölü. bir ara hiçbir şeyden keyif alamaz, duygu hissedemez hallere girdiğim de oldu.
*gelecekte ne yapacağımı ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. geleceğin belirsizliği korkunç geliyor şu anda.
*kendime olan güvenim, gün geçtikçe yıpranıyor. dopamin hormonu lazım bir hormon. işlerimi yapamıyorum.yapıyorum. istikrar yok. stabilite az.
*ingilizce çalışmadım bugün, yalnızca 1.5 saat yazılım çalıştım. şeker yedim. müzik de dinledim biraz. bolca film izledim. canım çok sıkkın bu yüzden.
*kendimi toparlamam lazım. daha çalışkan bir insan olmam lazım.
*arada gerçekten, doğuştan bir rahatsızlığım olduğunu düşünüyorum.
*kafamdaki saçma düşünceler, aptal huzursuzluklar, garip haller dışında; her şey iyi. tıkırında.
*sanırım iyi günler geliyor. arada bir hissettiğim şu kafamın içindeki hiçlik duygusu olmasa, belki daha rahat ders çalışabilirdim. fakat bu hiçlik duygusu da bana, çok sanatsal bir keyif veriyor. geçeceğini bilmek iyi hissettiriyor hemde. ayrıca, zaten hayatım boyu çalışacağım. bu duyguyu yaşamalıyım diyorum o yüzden.
*ben kafası karışık bir adamım. aklımdakileri buraya döktüğüm zaman bile, ortaya çorbadan başka bir şey çıkmayabiliyor.
*takıntılarım yok ama, bu iyi bir şey. takıntılarınız yoksa, sorunlarınızın çoğundan kurtulursunuz.
*sadece biraz tembelliğim, metanet eksikliğim var. tam hallediyorum, hop tekrar kaçıyor, tam hallediyorum hop tekrar. böyle kovalamaca oldu. kötü huylarım kaçıyor, serbet kalıyorlar. ben de onları yakalayıp, hapse tıkmaya çalışıyorum.
*süper anlarda oluyor yani. hatta buraya böyle yazıyorum diye, sakın ola sanmayın, haya kötü gidiyor. hayat mükemmel gidiyor.PMO'yu bıraktıgımdan beri hayat kalitem;
unnamed.jpg
işte böyle. sadece, gerçeklerle yüzleştiğiniz zaman, gördüğünüz o can yakıcı manzara bazen, sizin canınızı acıtabiliyor. hepsi bu. üzgün değilim, gerçekleri gördüm.

-bu saçma yazıyı okumayın, oldukça gereksiz. ben bile ne yazdığımı bilmiyorum. doğru dürüst düzenleme bile yapmıyorum şip-şak yazıyorum hemen, yoksa her gün 30dk buraya gömmek istemiyorum. burada yazanlar yalnızca, bilinçaltımın, bembeyaz sayfaya yansıması. deliliğimi ancak böyle iyileştirebilirim. sakinliği böyle kazanabilirim. utanmadan, her şeyi dökerek.

*beynim kafayı yedi, en ufak bir şeyde dengesi altüst oluyor. direk. aslında ne yapmalıyım, video-film izlememeliyim, müzik dinlememeli şeker yememeli oyun oynamamalı, PMO yapmamalıyım. fakat bunları zorunluluk oldugundan degil. can sıkıntısına meydan okudugumdan yapmamalıyım. canım sıkıldıgı zaman, tavana bakıp boş boş duvarı izleyebilirim. hemen ardından, bir şeyler yapasım gelebilir. enerjik olabilirim. kendimi geliştirebilir. bambaşka sulara yelken açabilirim. neden kaçıyorum ki can sıkıntısından.sadece ben mi kaçıyorum. can sıkıntısından; biz modern dünyanın insanları, köşe bucak kaçıyoruz. halbuki can sıkıntısı bir yenilenmedir. yapman gerekenlere karşı enerjini yenileyen bir yenilenme. acaba hiç birimizin canı sıkılmadıgından mı derslerde başarısız, hobisiz, sıradan, aptal, okumayan ve araştırmayan et yığınları olduk ?
belki bize bir şeyler anlatmaya çalışan bu eğlence sektörü, belki hiç konuşmamalı. çünkü sorunun temeli belkide onlar. kendi kafalarına sıkıp ölmeliler belki. tüm sektör kafasına bir kursun sıkmalı. sektör ölmeli. araştırma ve aydınlanma dirilmeli, rönesans gelmeli, bence karanlık çağlarda yaşıyoruz. iyimser olmaya gerek yok. yogaistin biriysen, dagına çıkıp meditasyon yapabilirsin stresini geçirmeye çalışabilirsin. umrumda değil. aşağıya, isanların arasına indiin zaman, göreceksin ki; rengarenk fakat oldukça aptal bir dünyada yaşıyoruz. dışı çok süslü GDO'lu şişkin fakat vitaminsiz ve faydasız olan şeyler sadece meyveler değil günümüzde. insanlarda öyle. canları hiç sıkılmadığı için, ellerindekiyle eğlenmeyi bilememişler. haz duygularının ibresi şaşmış.
bende bu ibre düzelmeye başladı işte. cinsel kimliğimi keşfediyorum. vücudumu keşfediyorum. vücudum bana daha güzel geliyor. vücudum bana düşman olmamaya başladı. ona elimden geldiğince iyi bakıyorum. bugün baklavaları gömünce fark ettim. ona cidden bakıyorum bu da böyle devam edecek.
eğlenmem için yaşamam gerekiyor bu aralar. sadece can sıkıntısından biraz fazla kaçmış olabilirim. son 3-4 gündür. ama şimdi koydum kafaya, şöyle sağlam bir sıkılıcam. kafamı biraz dinleyebiliyim. sürecin en güzel olaylarından biri, kafamı hiçbir şey yapmaya gerek kalmaksızın dinleyebilmem.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
32

*sanki beynim PMO'ya geri dönmem için bana oyunlar oynuyor gibi.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
34

*eskisinden farklı bir şey yok. PMO çok az aklıma gelmeye başladı.
*her gün yazmanın bir mantığı kalmadı. etkiler dediğim gibi mükemmel, arada bir gelir güncellerim.

*Kendime bir hedef koyuyorum. 2-3 günde bir kriz provası yapılacak. mümkünse her gün yapılacak. sınır 3 gün. max her 3 günde bir krize girmişim gibi prova yapacağım.
 

Bakenga

Emekli Üretken Üye
Katılım
30 Kas 2020
Mesajlar
130
Tepki puanı
430
Puanları
108
Yaş
28
Uzun uzun yazdığın günlük raporlarını okumaktan büyük keyif alıyorum. İnşallah ayağın takılmadan mezun olursun dostum.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
36


*Sakinlik, dinginlik arrtı.
*rüyalar daha net ve uzun ayrıca keyif verici.
*bugün oldukça uyuşuğum, düşünüp konuşaıyorum bile, konuşurken kelime bulamıyorum. konuşmayı unuttum desem yeridir.
*yaptığım hiçbir şeyden anlam çıkaramıyorum. bu hal en az 1 haftadır var. böyle olunca, büyük bir boşluk hissi oluyor.
*testesteronum çok az, bazen sesim kısık çıkıyor.
*yoksunluk sendromu yaşıyorum arkadaşlar, bu aralar biraz daha şiddetli.
*bazı zamanlardaysa, normal bir insan kadar işlerimi yapabiliyorum. ama normal bir insanı geçip, süper özellikler kazanma durumu olmadı henüz bende. en azından, PMO bağlı dopaminin etkisi geçtikten sonra.
*oldukça rahat yaşıyorum fakat, anksiyete fobiler kişilik bozuklukları yok.
*daha alıngan olmaya başladım.
*havadan nem kapar hale geldim. bugün sabah 20dk you tubede gereksiz bir şey izledim. bütün günüm uyuşuk geçti. evham mı bilmiyorum kontrol edemiyorum.
***bütün bunları nötrleyen güzel bir etken var ki; alışkanlıklarımı bırakmamam ve eski heyecanımı korumam. ingilizce çalışma ve yazılımda, beynim haz almasa ile bunları yaparken ek enerji harcamıyor. oturup çalışabiliyorum. şu an sürecimi bozsam, dopamine boğulsam, yine de bu süreçteki kadar verim alamam.
--------------------
Krize girdim. 2 gün boyunca. her yalnız kaldığımda, üstümde farklı bir azgınlık durumu da vardı, sosyal hayatta vs. , P yıldızı'na bağlı olarak bir kriz geçirdim. aklıma p yıldızı geldi. onu izlerken aldığım hazzı özlemem dolayısıyla bir krize girdim. aklım artık kendisiyle otomatik olarak savaşıyor. fazla efor harcamadım. ama korkutmadı değil. bu aralarda, biraz bozma korkusuna bağlı olarak stres hali içerisindeyim.
-PMO bağımlısı olduğumu inkar etmiyorum. hala öyleyim. 12 yıl önce ilk izleyişim. 30 günde silinmez elbette. sanırım ne zaman PMO bağımlısı olduğumu inkar edersem, o zaman krizler başlıyor bende, gel gelelim, bu kendini kontrol edememe durumunda PMO'ya bağlı yoksunluk sendromunun da büyük bir etkisi var. Dopamin hormonu görmezden gelinemeyecek kadar önemli bir hormon sonuçta. kendimi kontrol edemediğimden
-bugün konuşurken, kelime seçmekte zorlandım. biraz utandım açıkçası.
-duygusal bir insan değilim. hem de hiç.
-namazlarımı kılmak istemiyorum. kendimi çok zorluyorum. bu zamana kadar iyi kıldım ama, o ayrı konu.

-------------------

*çok yakışıklı bir yazı olmadı. hülasa, halimden gayet memnunum arkadaşlar. durumum çok iyi. vicdanımı temiz ve rahat hissediyorum. burada yazdıklarımdan dolayı, şikayet ettiğim sanılmasın, halim PMO'nun sefilliğinden bin kat daha iyidir.
*yoksunluk sendromunun temel sebebinin, orgasmın ihtiyaç olduğunu düşünmem ve bir gün orgasm olamazsam mutlaka PMO'ya döneceğim hayali, olduğunu düşünüyorum. orgasm olmak zorunda değiliz, bunu arada bir hatırlatmam gerekiyor.
orgasm bir ödül değil. orgasm gerekli bir şey değil. orgasm olmak zorunda değilim. bu sadece bir dayatma. orgasm olmadan yaşayabilir ve kendimi kontrol edebilirim.

*tipim düzelmeye, daha yakışıklı bir insan olmaya başladım. dudaklarım mesala önceden çok çabuk kızarırdı, bu aralar öyle olmuyor. cildim dhaa parlak, gözlerim daha büyük gibi ? ve daha canlı bakıyorlar.

------------------

*anladım ki PMO faydası olmayan, zararı bol olan, yalnızca bir eğlence. bedeli büyük olan bir eğlence. bedeli hayat olan bir eğlence. bana zararlı olan bir şeyi bıraktığım için öncelikle oldukça mutluyum. zararlardan arındıkça şevkim artıyor. dünyaya bakışım değişiyor. insan ilişkilerimde oldukça gelişti. bazen umutsuz ve mutsuz hissettiğim zamanlar oluyor tabii.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
*37.gündeyim. zaman o kadar hızlı geçmiş ki. rekorumu kırmama 20 gün kaldı. 37 gündür özgürüm. süreçte olduğumu aklımdan çıkarmamaya çalışıyorum. krizlere hazırlıklı olmaya çalışıyorum.
*dinginliğim çok arttı. sakin kalabilmem. gelecek kaygımın olmaması.
*daha hoşgörülü bir insan olmaya da başladım.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
*en kötü geçen günlerim, çoğu insanın hayatının en güzel geçen günleri, ve onların uyuşturucularla (maddi-manevi) elde ettiği etkilerin çoğunu, ben her an elde ediyorum.
ayağımdan bir çıban çıkardım o kadar.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
39

*her şey gayet iyi. arada bir alt takımlar ağrıyor. ve yine arada bir azgınlık hali oluyor. GDO'lu vücut özleme seansı diyorum ben buna. nitekim, bu azgınlıklar beni krize davet ettiği gibi, kendi cinselliğimi keşfetmeme ve hayal kurmama vesile olduğu için bu seansları keyife çevirmeyi ve enerjiyi sahte piksellere değil, gerçeklere aktarmayı öğrenmeyi başardım diyebilirim.
*bu aralar testesteron artışı var.
*insanları kafaya takma ve insanlardan aşırı alınma hali devam ediyor.
*ince düşünen incinir mathilda, bu hep böyledir.
*insanlar bana bakıyor. uzun uzun süzüyorlar beni. kız/erkek hiç farketmemeye başladı.
*ders, sorumluluk aksıyor. aksamamalı paşa, dönmeyelim yine başa.

*beyler/bayanlar. size şunu söyleyeceğim. nf etkileri için yetecek. bakın PMO'yu bıraktığım ilk günden beri;
Her şey iyi. Her şey MÜKEMMEL. GİT GİDE MÜKEMMELLEŞİYOR. EĞER SEN TEREDDÜDDEYSEN PMO'DAN NE KAZANDIĞINI DÜŞÜN YALNIZCA.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
namaz ben hariç her şey aynı, ne ara bu kadar keyifli oldun ?

demedim mi sana şu görünene razı olma...
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
40

*şeker oldukça zararlı. ben buna yeterince karşı koyamadım. kendimi toplamaya karar verdim. bu sefer istisna olmadan şekeri bırakıcam. ramazan dolayısıyla sofraya konulan tatlıları canım çekmiş olabilir, bu bahane olmamalı. şeker bırakılmalı.
*her şey iyi. son hızla gelişimime devam ediyorum.
*yazmak istemiyorum. bugün moralim bozuk biraz.
*dün yine krize girdim. bunlara artçı kriz denebilir. küçük küçük neredeyse her akşam yaşıyorum bu krizleri. 10 günde bir falan da büyük kriz vuruyor.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
-konuşmak istiyorum bugün. nasıl hissettiğimden bahsetmek istiyorum. hissetmek bence gerçektir. gerçeğin kendisidir. ne hissediyorsanız ve bunu nasıl hissediyorsanız. aslında bu sizin kişiliğinizi ele verir.
-çocuk gibi hissediyorum. hiçbir şey yapmadan ve düşünmeden. hiçbir iddiada bulunmadan. bir karşılık ve plan olmaksınız sevebilirim. dost olabilirim. karıncayı izleyebilirim dakikalarca, çocukken yaptığım gibi. çocukken karıncayı suda boğulmaktan kurtarmıştım. yine kurtarabilirim. beklentisizdim. bu aralar öyleyim. eğlenmek için hiçbir şeye ihtiyacım yoktu. şuan öyle. günahlara yabancıydım. şuan da öyleyim. masumum, aziz dostum. son bir kaç gündür hissediyorum bunu. masumum. oldu işte. git gide artan bir masumluk. her geçen gün artıyor. masumluğum. yalansızlığım. üzülmelerim. ne kadar zevkli ve eğlenceli. kendimi bir peygamber vekili gibi hissediyorum. peygamberlerin ne yaşadıklarını daha iyi anlamaya başlıyorum. kafamda planlar yok. plan kurup durmuyorum. şeytanlıktan eser yok aziz dostum. eser kalmadı. sadece yaşıyorum. hissederek. aynı çocukken olduğu gibi. her an benim için bir oyun. bernard shaw der ki; yaşlandığımız için oyunu bırakmayız, oyunu bıraktığımız için yaşlanırız. yaşlı hissetmiyorum. biliyorum.
-gökyüzüne bakmak, bu kadar değerliyken neden alıcısı yok. einstein'ın dediği gibi dünyada 2 tür insan mı var sadece; her yerde mucize gören ve hiçbir yerde mucize görmeyen.
-maskem kalkmaya başladı dostlarım. dinin bundaki etkisi büyük. hele de namazın. meditasyon, kadın, para, etrafındaki kişiler, düşünmeni engelleyen o tüm sesler ve gereksiz manzaralar. kapısı kapattığın beyninin leş odaları, süslü gülücükler, utandıran sohbetler, atılan kahkahalar ve öldüren komedi. hiç birisi evet, hiç birisi namaz etmiyor. denedim. hepsini denedim. vallahi etmiyor. bu sabah kıldığım sabah namazı etmiyor hiç biri. bu kadar ucuz işte. elde etmek istediğin tüm o içgüdelerinin tedavisi bu kadar. bu kadar ucuz. yarım litre su. biz bez parçası. temiz vicdan. kulak arkası edebilirsin. sistem tarafından kandırıldın. sistemi her yerde görebilirsin. sokakta yürürken, güvendiğin bir arkadaşının yüzü, özendiğin sosyal medya balonları, tüm o saçma maskeler şu yüzü olmayanların taktığı, hatta sistemi devlet binalarında görebilirsin, okullarda görebilirsin, öğretmeninin iğrenç ahlakında bulabilirsin, kanıt mı istiyorsun ders dışında gidip öğretmenler odasına bak kahvehaneyle arasındaki 7 farkı bul, devam et hep masum olduğu söylenen işçilere bak çaycı ablaya bak, herkes över durur sistemi onda bulabilirsin, allah diyen hocada bulabilirsin, camide bile sistemi bulabilirsin;
sistemin bulaşamadığı tek yer için, kalbinin tam merkez noktası, kafandaki düşüncelerin, onlar neler biliyor musun, kalbinin merkezkaç noktasından dışarı bakan bir yarıçap, aklından geçen düşünceler bu farazi daireye hep teğet geçerler, susturulan düşünceler, görmezden gelmek ve yalan;
-bu yüzden ulaşamadın sevgili dostum, iflas ettin ve ölüsün bundan haberin yok. kendine yalan söylediğin her an bir parça öldürdün kendini, sistemin içinde boğuldun, çıkış noktan, var mı ?
bu yüzden namazı bulamadın. hayır, yazmayacaktım evet dini bir şey yazmayacaktım buraya, dayanamadım. kendi iğrençliğimi bilinç altımı akıtarak bu beyaz tuvale, resim yapmak istedim bundan, belki gogol gibi bakarak öldürürüm kendimi. sonuçta dönüp okuyacağım bunu.
bu yüzden namaz gelmedi sana yalancı.
istediğin kadını elde edebilirsin, aferim. biraz erkek gibi hisset, sonra ağla, anlayabiliyorsan haline ağlarsın. bu yazı da bana ders olsun.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
*şeker zaafiyeti 1 haftadır devam ediyor. bugün noktayı koydum. daha ağzıma sürmeyeceğim. PMO krizi ile beraber şeker krizlerine de hazırlanacağım şimdi.
*mutluyum ama huzursuzum, günlerim boş geçiyor. çok kötü değil, daha iyi olabilir.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst