Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

2023’Te Tekrar Monk Mode / Ludwig

Kasva

Yeni Fapstronot
Katılım
14 Kas 2020
Mesajlar
38
Tepki puanı
38
Puanları
21
Şöyle keyifle baştan sona okuyacağım bı günlük arıyordum galiba buldum :) çok bakmaya fırsatım olmadı ama sende ayrı bir enerji hissettim. Takipteyim sürecinde başarılar dostum.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
41

selamlar dostlar,

yaşamı anlamak gerçekten çok güç, bu kadar basit bir fiilin, PMO 'nun, bende bu derece etkiye sebep olması, doğrusu beni hep şaşırttı. psikolojik etmenlere bağlı olduğu düşünülebilir (seçkin zümrelerce veya her konuda fikri olan züppelerce).

1.5 yıldır deniyorum.bırakma evresinde karşılaşılan garip hallerin psikolojik olduğunu düşünmüyorum. bırakma sürecine girildiği zaman, insanın gerçekten kafasında bir şeyler değişiyor. kafada değişen bu şeyler, yalnızca PMO'yu bırakmamıza yarayan şeyler değil. sanki ruhum, kendini bu iğrenç fiile bir daha kaptırmamak için, hayatın her alanında beni değiştiriyor. böyle olmasaydı hissettiğim, garip diye tabir edebileceğim şeyleri yaşamamış olurdum.

hangi işe başladıysam, süreç başından beri sonunu getiremedim. :(. bu moral kırıcı ve özgüven zedeleyici bir etmen olabiliyor. kendimi güvensiz ve ezik hissediyorum. bir işi başaramayacak insan = benmişim gibi geliyor. bu acı verici değilse bir erkek için, o zaman nedir ki ?

açıkçası, tek umudum bi işi başaramayak insan olmamın, yoksunluk sendromuna bağlı durumlar sonucu meydana geldiği. sanırım bu flatline'ın geçmesini beklemekten başka bir seçeneğim yok. bazen düşündüklerimle geçirebiliyorum. uzun soluklu olmuyor ne yazık ki. sonra tekrar başlıyor. şu bizim flatline.

yanlışlar yaptım. sürece yakışmayacak yanlışlar. tetikleyici dolu dizileri izledim. şu, son bir kaç gündür. tehlikeli sınırlarda gezmek beni biraz heyecanlandırdı. bu heyecanı sevdim. kendimi kontrol etmem gerektiğini de bu anda fark ettim. yanlışlar yapılıyor, özellikle flatline evresi kendimce, oldukça zayıf olduğum bir evre. yanlışları bu neden yapmak daha da kolaylaşıyor bazen. heyecansız yaşadığım için. heyecanı yanlış yerlerde arayabiliyorum. kafamdaki motto değişmedi. başardıkça değil, başarısız oldukça daha çok hırslanmak lazım. bu mottoyu çiviyle kafama tekrar çakıyorum. kaldığım yerden devam ediyorum.

nerede kalmıştım, içimi döküyordum. belirtmeliyim ki içim oldukça karışık :). itelediğim çöpler, sahile vuruyor kimi günler. bu çöplerle baş edilemeyen günler oluyor elbette.

kafamdaki çöplerden biri bu sevgili dostlarım;
cinsel enerjimiz, aslında hayat enerjimiz demekse, cinsel enerjimiz bozuksa, hayatımız da bozuluyor olabilir mi ? ekranda, afedersiniz uçuruna her güzel gelen kızı izleyen bir birey. hayatı iyi yaşamayı hak etmiş midir? en kutsal şeyi sefilleştirmekten zevk alan bir insan, kutsal olan şeyleri nasıl tanımlar ki. kadınları anlayabilir mi. bilgiyi anlayabilir mi. sevmeyi anlayabilir mi. üzülmeyi biliyor mu.yaşamayı bilmediğini siz zaten biliyorsunuz :).

malum videoyu açtık. izliyoruz şuanda. bir eğlence içindeyiz. eğleniyoruz. hayat enerjimizle eğleniyoruz. hayatımızla eğleniyoruz. tüm güzel olan tüm hoş olan şeylerle eğleniyoruz işte. cinsel enerjimizi böyle yaptık. bizim için cinsel enerji eğlenmek demekti, onun için kullanılabilirdi. sonra bu cinsel enerjimizle yaşıyoruz. dost ediniyoruz, onunla eğleniyoruz, bir kız seviyoruz eğleniyoruz, bir bilgi ediniyoruz gerçekği aramak amaçlı değil eğlenmek amaçlı, etrafımızda oluşturduğumuz halka eğlenmek amaçlı, sözlerimiz eğlenmek amaçlı,
eğleniyoruz. sonra oyuncağımızı başka eğlenenler elimizden alıyorlar. tutuyoruz, ağlıyoruz bu sefer, eğlenemedik çünkü. eğlencemiz kaçtı. sanki şuçlu Allahmış gibi, hayatmış gibi ona buna sataşıp duruyoruz. peki, ya bir toplumda bu eğlenceyi elinin tersiyle iten bir birey sıyrılmaya başlarsa, nasıl hisseder? etrafında, kutsal şeyleri sefilleştiren bir hayat enerjisiyle kuşatılmışsınız, ne yapabilirsiniz ? etrafınıza düşman olmayı mı seçeeksiniz ? yoksa onlarla ortak bir paydada mı buluşacaksınız ? size olacak şeyi baştan söyliyim. çok üzüleceksiniz. insanlar çok üzecek. belki insanlar belki de sizin yüzünüzden bilmiyorum, ama çok üzülüyorum, çok yalnız hissediyorum bazen kendimi. güzel etkiler var elbette. lakin aziz dostum 2021'deyiz. insanlar mesaj kutularıyla konuşuyor artık. bir kadının gözlerine eskisi gibi bakan kaç kişi kaldı ? eskisi gibi kaç kadın kaldı ? kadın dediğimiz geleceğin annelerinde dahi ilgi bağımılığı oranı 10/9'dur belki. erkeklere hiç girmiyorum. erkeklerin tek istediği, kavga edebileceği bir arkadaş. fedakarlık yapmak istemediği, bazen kuyusunu kazacağı, bazen arkasından iş çevireceği. bencilce bir ilişki. yanımda duran bir biblo belki. ne yapacağım böyle bir dünyada ? yahu ben kaybolmayayım da kim kaybolsun ? insanlara bu durumu açıklamak mı istiyorsun ? dopaminin yok, bazen konuşamıyorsun bile. bazen konuştuğumu ben anlamıyorum.

çok alıngan bir insanım. küçükken de böyleydim. hemen ağlar kapanırdım içime. şimdi iyice alıngan olmaya başladım. :). :(. güzel olan tarafı, alınganlıktan sonra pes etmemem, sorunu problemi çözmeye çalışmam. hasır altı etmiyorum. belki bu alınganlık şeker yememden kaynaklı da olabilir ? son 1 hafta fazla şeker tükettim.

sanki bu içinde bulunduğum psikolojik hal. tırtılın kelebeğe dönüşmesi gibi. sancılı. üzen. yalnız hissettiren bir durum kabul. fakat PMO'daki gibi değil. çok hoşuma gidiyor.memnun oluyorum bile diyebilirim. size şu 40 günde, sanki 20-30 yıl yaşamış gibi hayatı öğrendim bile diyebilirim. hayatla bir olmaya başladım artık. hayat dolu hissediyorum. uyurken. kalktığımda vs.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
vay be yazım ne kadar düzgün olmuş.mutlu oldum şimdi okuyunca. ilk günlerdeki yazılarım, oldukça karmaşıktı. bu yazım bana çok nizami geldi açıkçası. bir de dopamin amcam olsaydı yanımda :D. o zaman kimse tutamazdı beni işte :D. krizlerde lazımsın dopamin amca :D buralarda çarçur etmeyelim seni. kriz bu tehlikeli. ya paşa, sonra dönmeyelim başa :D
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
yoksunluk sendromunun en çarpıcı özelliklerinden biri, insan ilişkilerinde beceriksizlik. insani duygularda da öyle. yazdıklarım ve düşündüklerim yanlış olabilir hatta yanlış olması çok büyük ihtimal dostlar. önemli bu günlükte, o günde neler yaşadığımı samimi bir dille yazmam. yazdığım yazıyı tekrar okuyup değiştirmiyorum bile. üstüne titremiyorum. istediğim sürece giren arkadaşların, kendilerini yalnız hissetmemeleri. yalnız hisseden olursa mesaj kutum açık. bol bol dertleşip konuşabiliriz. elimden geleni yapmaya çalışırım.


(çoğu zaman, değiştirmiyorum. sadece anlatım bozukluklarını gidermek amacıyla. bazen değiştiriyorum, gerçekten çok estetik arayışına girmişsem, o zaman değiştirdiğim yerleri tekrar siliyorum.)
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
42

selamlar dostlar;

*kendimi savaşçı gibi hissediyorum. çok fazla yenildim, pes etmedim şuansa rakibimin üstüne ard arda darbeler indirmekteyim. rakibim, oldukça zayıflamış durumda, dans ediyorum. erkeğin en büyük dansı savaşmaktır. erkek için en keyifli olan şeyse danstır. her an dans ediyorum. bu eğlenceyi milyonerler bile ruhunda tadamaz.

*çok kaybediyorum. bunlar beni ufak depresyonlara sürüklüyor. fakat, içimdeki enerjiden dolayı hemen ayağa kalkarak, kendimi toparlayabiliyorum. sorunlarımı çözebiliyorum ve onları hasır altı etmiyorum. savaşçı gibi hissettiğimi söylemiş miydim ?

*bir erkek olarak, savaşçı gibi hissettikten sonra, açıkçası çok sidik yarışına gerek duymuyorsunuz. umrunuzda olmuyor basit meseleler basit mevzular. kuzenim bir marketler zincirinde çalışıyor mesala. orada yetkili. bir kız. 20 yaşında. oraya çalışmaya 24 yaşında bir erkek geliyor. kuzenimin anlattığına göre gururuna dokunuyormuş, kuzenimden emir almak. çıkıntılık yapıyormuş. böyle aptal erkeklerden uzak durun. kendiniz böyle erkeklerdenseniz aptal olduğunuzu kabul edin, kendinizi değiştirin ve eski kendinizden uzak durun. eski aptal halimden uzak duruyorum.

*güzel kitap okudum bugün. 100 sayfa falan, hiç hissetmedim bile. kafamı indirdim ve kaldırdım bile diyebilirim. bunu dopamin yapıyorsa, kerata bazen kafasına göre salgılatabiliyor kendisini.

*PBKY kitabını okudum. çok güzel bilgiler var içerisinde tavsiye ederim. farklı bir metoddan gidiyor temel olarak, pmo'yu bırakmada iradenin gereksizliğine ve ihtiyaç olmaması esasına dayanarak hareket ediyor. böylece irademize gerek kalmıyormuş. kısmen de olsa katılmıyorum bu düşünceye. pornoyu bırakmak istiyorsanız, bazı depresyon ve yoğun duygulardan geçmek durumundasınız. bu işi yapmak kolay, karar vermek zor.
kararı da krizlerinizde veriyorsunuz. size tavsiyem ;

*PBKY kitabını, okuyun şiddetle tavsiyem. okurken içinde bulunduğunuz zihniyetinize sahip çıkın. okudum bıraktım kafasını bilinçaltınızdan silin.

*film izlemeyi bıraktım dün. oyun oynuyordum, önce onu sonra filmi bıraktım. açıkçası film dizi izlemeyi bırakmak zor. canım çok sıkılıyor belli dönemler. bazı işleri başarmak için, özellikle uzun soluklu işleri. can sıkıntısı güçlü bir motivasyon oluyor. can sıkıntısı ateşleyici bir etmen olabiliyor. can sıkıntımdan kaçmamaya çalışıyorum. şu an hayatımda eğlenmek için yapabileceğim ;
spor, kitap okuma, ders çalışma, sosyal aktiviteler, dışarı çıkıp gezme vs. kalmış durumda.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
43
* şuanda, mutsuz ve üzgün hissediyorum. geleceğe yönelik karamsarım. gökyüzüne bakıyorum. iyi geliyor. bulutlar, masmavi gökyüzü vs.
* öfkeli de hissediyorum.
* uzun zamandır, depresyonda olabilirim. sürekli peşimde geziyor. ondan kaçıyorum. sürekli bu bilinçteyim.
* sizin zihniyetinizi bilmem. ben depresyona bir psikolojik rahatsızlık olarak bakmıyorum. daha iyi bir versiyonuma yükselmem için, işletim sisteminin çıkardığı bir bug bu. depresyon vesilesiyle kendimi update ediyorum. bazı zamanlar bu depresyon zayıflıyor. ilk 90 günden dolayısıyla bu yoksunluk dönemlerinden geçince, depresyon düşüncelerinin kalacağını zannetmiyorum.
* hayattan kaçmadığımdan mıdır nedir, ki bence bundan. başıma ne gelse keyif alıyorum. erkeklerin en korktuğu şey olan bir kıza açılmaktan korkmuyorum şuanda. red yemekten korkmuyorum. red yedikten sonra içine gireceğim ruh halinden korkmuyorum, açıkçası daha beterlerini yaşadım. sürekli kendimi yenileyip geliştirdiğimi görüyorum. bunun motivasyonu çok büyük. siz GTA'yı hileyle oynayıp zevk almadan bitiriyorsunuz. bense hiç hile kullanmadan zorluklarıyla beraber, oyunun keyfini çıkarıyorum. açıkçası bu metafor yanlış, siz PMO bağımlıları, GTA'yı hileyle oynamaktan bile aciz kalıyorsunuz.
* bu olaylara başlamadan önce, samimi olan arkadaşlarımla aramın açıldığını görmek beni hala rahatsız ediyor. şuan. sakin kafayla düşünüyorum da. onların yaptığı arkadaşlık değildi ki. yalnızca yanımda duruyorlardı. gerçekten hayatta böyle çok insan olmuştu etrafımda. lisede özellikle. size hiçbir faydası, hayrı, iyiliği dokunmayan, sadece o zaman diliminde sizi vaatler veren ve bu vaatleri kendisi de tutmayan, fasulye gibi elemanlar.
* tamam bunun ne kadar doğru olduğunu anladım. peki neden bu çektiğim acı ve dışlanmışlık hissi her yerden ? sebebi oldukça basit. alışkanlık. beyin alışkanlıkları çok seviyor. elinden alınınca kafayı yiyor. çıldırıyor. hastalanıyor bile. ben bu alışkanlıktan sıyrılınca, etrafımdaki insanlar da değişmeye başladı, önceki yazılarımda bahsettim mi bilmiyorum. daha sağlam insanlarla karşılaşmaya başladım. bunlarla olan ilişkim de gelişti.
* fedakarlık, fedakarlık, fedakarlık. fedakarlık yapılmak zorunda. iyi etkileri okuyup bu iyi etkilerin sizde nasıl duracağı yönünde hayaller kurmak oldukça basit. bunun için ne kadar fedakarlık yapabilirsin. zevkinden, haz peşinde olmandan fedakarlık yapmak esas mevzu bu. bunu biliyordum. şimdi daha iyi anlamaya başladım.

*** son olarak, her şey gayet iyiye doğru gidiyor. iyi günlerin beni beklediğini hissedebiliyorum. ingilizcede, kitap okumada, yazılım da büyük ilerleme kaydettim. son olarak tek zevkim, bazen oyun bazen film-dizi ikilisinden de kendimi kopardıktan sonra, büyük bir pik elde edeceğim. hayallerimi gerçekleştireceğim. bu hayatı yaşacağım dostlar ! hiç bir şeyden kaçmıyorum. hiç bir konudada pes etmiyorum. hiç bir gulyabani de beni bu yoldan çeviremez.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
sabah depresyondaydım. şuan mutluluk krizi geçiriyorum. samimi söylüyorum şirazem kaydı beyler. bana neler oluyor böyle :D.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
10 gündür namaz kaçırmadım. namazlarımdan çok tatmin oluyorum .namazı hakkıyla kılmak istiyorsan, nf süper bir katalizör.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
* sürece başlamadan önce, kendimi yanında bulunduğum insanlardan daha ezik ya da onlara muhtaçmış gibi hissediyordum. şuanda yanımda bulunan insanlara karşı öyle bir hissim yok. gayet özgüvenli hissediyorum.
* sorumluluklarıma çok önem vermeye başladım.
* şunu eklemek istiyorum. arkadaşlar, çok fazla pes etme noktasına gelmiştim. yoksunluk dönemlerine bağlı olarak, insanlarla aramın kötü olduğu zamanlar, ailevi durumlar, psikolojik durumlar, bir ara hiç namaz kılamıyordum. şöyle bir şey vardı, ne zaman birine nofap anlatsam gidip evde sürecimi bozuyordum. bu süreçte, buna benze kötü günlerden 10 tane falan yaşamışımdır. kardeşlerim, eve gittiğimde aklıma o P yıldızları geliyordu. onların vücutlarını özlediğimi hissediyordum. onları izlerken aldığım o sapıkça zevki özlüyordum. hatta 10. günde mi ne, o kadar çok istemişti ki canım. bozmamak benim için imkansıza yakındı. çünkü o gün bir arkadaşıma nofap anlatmıştım ve acayiptir nofap anlattığım her sürecşmi bozmuştum. o gün pes etmedim. yanlış olduğumu kabul ettim ve daha çok çaba harcamaya karar verdim. şuanda o günlerin ekmeğini yiyorum. boş vites gibi hissediyorum bazen. krizlerde daha kolaylaşıyor.
* bugünlerde yine krize girebilirim. hissedebiliyorum bünyemi böyle durumlarda. şiddetli bir krize girebilirim. kahve içince böyle oluyordu. hep süreci bozuyordum. bakalım bu sefer kahve içtim süreci bozacak mıyım. yine pes etmek yok nelerden geçtik be. yolu yarıladık. hadi koçum.
 

Bakenga

Emekli Üretken Üye
Katılım
30 Kas 2020
Mesajlar
130
Tepki puanı
430
Puanları
108
Yaş
28
Şu p* yıldızlarının vücutlarını özleme meselesine baya güldüm .? Hakikaten biz neden hiç tanımadığımız insanların vücutlarını en ince ayrıntısına kadar biliyor ve görmediğimiz zaman yoksunluk duyuyoruz .? Dünyanın en saçma durumu olabilir, Allah affetsin.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
45

* vaziyet hal kötü, dün öğle namazıyla beraber cuma namazı kılınmadı. kendimi şuanda manevi olarak çok kötü hissediyorum.

* dün akşama kadar oyun oynadım bilgisayarda. sınavlarıma çalışamadım. kafam ve bünyem şuanda aşırı uyuşmuş durumda.

* dün krize girdim. uzun zamandır ilk defa bu kadar yapmak istediğimi ve bu kadar özlediğimi hatırlamıyorum. bir ara aklıma 44 gün bir şey değil, tekrar yaparsın gibi bir düşünce bile geldi saçmalığına bakar mısın ? reddedim krizi. krizin nedeni büyük ihtimalle namaz ve cumayı kılmamış olmamdı. bende bu hususta başarısız olduğumu ve başarılı olmak için daha çok çabalayacağımı, tekrar ettim. baktım azgınlık geçmiyor, onu yönlendirdim. tekrar bir kız düşündüm. gerçek hayatımdan. gerçek bir kız. o kızla alakalı hayal kurdum. sağlıklı bir erkek gibi. ondan sonra kriz yine geçti beyler. beynimin üreme merkezi biliyor ki. gerçek ve güzel kızlarla olan şansımı bu PMO tüketiyor. dolayısıyla PMO krizi geçti. hayal kurmaktan büyük zevk aldım yine. PMO'dan bin kat daha fazla bir zevk aldım. sadece hayal kurmaktan. zaten sahip olduğumuz, yaşam hakkımızla bize verilmiş böyle büyük bir zevk varsa ? milyar dolarlık sektörler neden varlar ? ve ne işe yarıyorlar ?

* biz PMO'yu bu zamana ait bir şey sanıyoruz. halbuki geçmiştede sıklıkla gözüken bir bela bu. PMO bu zamana has bir şey değil beyler/bayanlar. insanlık zamanı boyunca, bizim kökümüze kibrit suyu döken bir bela bu. bu yazıdan sonra aşağıya PMO ve zina ile alakalı bir yazı bırakacağım. tetikleyiciler var dikkat etmek lazım. lakin, ben bu yazıyı okurken tetikleyicilerden etkilendmedim. ben cinsel dürtülerime köle değilim. cinsel duygularım bana köle ve onu hayatımı imar etmek için çalıştırıyorum. hayatımdan beslenen canavarı KO etmeme çok az kaldı.

* bakın bu aralar, insanlarla iletişimim + yönde ilerliyor. duygularımı düşüncelerimi rahat ifade edebiliyorum ya. baya işime yaramaya başladı. dostlar. yalan da söylemiyorum. ne kadar güzel bir şeymiş. kendimi hayao miyazakinin animelerindeki, başroller gibi hissediyorum. içim dışım masumiyet dolu beyler. dün dini meseleleri aksatınca şuan , hal vaziyet biraz kötü ama ne yaparız, toparlarız yahu :D.

* bazı insanlar sizdeki bu masumiyeti , yalansızlığı kullanıyor. bencil duyguları için. bunlarla baktım olmuyor. bunlara en iyi ders onlarla iletişimi kesmek. ben de iletişimi kestim bu tiplerle. onlara olan tavrımı belli etmeye başladım. belli etmeye de devam edicem.

* bazı insanlar da sizdeki bu masumiyet ve yalansızlığı çok seviyor. uzun zamandır rast gelmedikleri için, çok seviyor sizi. biz de hayat enerjisiyle eğlenen tipler değiliz. arkadaşlarımızın bu samimi duygularını yüzüne çarpmıyoruz. mükemmel arkadaşlıklar doğuyor. daha yolun başındayım ama. bunu hissedebiliyorum. I can feel it.

* ne yazsam, ne yazsam.

* odaklanma ve bir işin sonunu getirme kapasitem çok fazla. dün oyun oynıyım dedim. öyle bir odaklanıyorum ki oyun oynarken. akıllara zarar. bir başlıyorum oyun oynamaya. kafayı kaldıramıyorum. illa bitircem. ders çalışırken ve bazen kitap okurken de böyle oluyor.

* arkadaş olarak bile, etrafımda kız yok. sevgili zaten yok, arkadaş zaten yok. ama olsaydı, eminim ki cazibem karşışında erirdi. bakışlarım duruşlarım fena, zaten sivilceler falan gitti. baya yakışıklı olmaya başladım. etrafımdakiler bana çaktırmadan yakışıklı falan diyor. aynadaki görüntümden memnunum. kız konusunda şimdiden özgüvenim tam. kız meseleleri için nf yapan arkadaşlar. bu günlerde hiç zorlanmayacaklardır.

* sanırım bugün bozsam. bir süre gelip buraya yazmam. utandığımdan da değil. sadece eskisi kadar çekici gelmez. buraya gelip boşluğa bağırıyormuş gibi yazı yazmak. :D. bu etkiyi isimlendiremiyorum fakat böyle güzel bir etkisi bulunuyor. sanırım buna tutkularımı keşfetmek diyebiliriz.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
-bulamadım. geçmişe baktım. araştırdım. ataraşdırdım yok. demek hayırlısı değilmiş. bulursam eklerim konunun altına
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
* arada bir umutsuz ve yenilme hissiyle dolup taşıyorum. gökyüzüne her baktığımda geçiyor. bulutları seyretmeyi çok seviyorum. belki bu süreçte gökyüzünü izlediğim için buralara geldim.
* insanlardan gizli-saklınız olmaması mükemmel. içinizi dışınız bir. mükemmel.
* kötü etki kalmadı gibi. kafamda projeler var bir takım. onlarla beraber şahlanacağım, sonra hayatım daha da mükemmel olacak.
 
B

Brock

Misafir
1.sayfayı okudumda sıradışı bi günlük emek vermişsiniz renk katmışsınız.hergün 1 sayfa okuyup bitircem inşallah :)
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
* yazma vakti. vira bismillah.
* yine kriz. yoruldum vallahi. bu sonuncu kriz biraz ağırdı. fakat kısaydı. canım aşırı çekti. yine özleme meseleleri. gün içinde tetikleyici faktörü de vardı. yine gerçek kız düşündüm. (yine cinsel ilişki hikayesimi yazıyosun feridun abi :D ) bildiğimiz cinsel ilişki hikayesi yazdım kafamdan. kriz zayıfladı. sonra uyuyakalmışım.
* şuanda kafam sünger gibi beyler. ne bir şey tutabiliyorum. ne bir şey anlayabiliyorum.
* süreçte ilerlemenin verdiği bir tatmin hissi var. her an. uyanmamdan uyumama kadar.
* insanlar beni çok seviyor. eskisinden daha da çok. eskiden de severlerdi.
* pozitif etkilerin hepsi var yine.
* you tube, müzik, sosyal medya. bu üçlüyü bırakın. flatline çok çok zayıf kalıyor. normalde ben bu günlerde, ruh gibi gezerdim etrafta. şuan bir şeyler hissedebiliyom en azından.
* yine şeker yedim. tatlılar çok güzel. dayanamadım. bir de gelip bana gıcıklık yapıyorlar. :(
* süreç gayet iyi gidiyor dostlar. farzı muhal süreci tam şuan bozsam. sürecimdeki güzel etkileri o kadar iyi fark ederim ki. bazı etkiler var. alışıyorsunuz. anlayamıyorsunuz bu etkileri. mesela benim şuan ilgi ve insan bağımlılığım çok az. süreci bozsam fark ederim bunu. bana kalırsa şuan tam fark edemiyorum. çünkü artık kişiliğim olmuş.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
47

* selamlar kardeşlerim, gelin biraz konuşalım.

* arkadaşlar süreç gayet, güzel ve zevkli geçiyor. iyisiyle ve kötüsüyle, PMO bağımlısı olduğum zamanlardan kat kat iyi durumdayım.

* krizler ne kadar ağır desemde bir bakımdan çok kolay bir bakımdan da biraz zor. kolay olan kısmı, krizlerde hormonal, hormon hafızası, bünye, alışkanlık, bağımlılık konusunda daha güçlü olmanız ve bu nedenle krizi daha rahat yenmeniz. krizlerde bu günlerde gözlemlediğim zor olan kısımsa; eski heyecanı geri aramak, rehavet, P yıldızlarıyla olan bağ (bende bu çok var), uzun zamandır yapmadığından dolayı gelen bir merak duygusu diyebilirim, yeni filmler, yeni p yıldızları vs. var mı ? ondan sonra, pmo izlerken sıkılırdım sonra sırf heyecan olsun diye, keşfedilmemiş p yıldızlarını, p filmlerini keşfederdim. ara sıra, geceleyin sadece düşünce olarak geliyor. hadi şu sanal haremine gir. hayatında göremeyeceğin kadınlarla sanat bir cinsel ilişki yaşa. kameraya attıkları gülümsemeleri gülücükleri, ezikçe sana atıyorlarmış gibi düşün. bu sefillikten zevk al. sabaha kadar, sabahtan akşama kadar dopamin-testesteron bombasına tut kendini, düşünceler. düşünceler. gün ilerledikçe ara ara böyle şiddetli biçimde bu heveslerle karşılaşıyorsunuz. ben bu sürecin 47. gündeyim çok az kızla flört ettim. malum pandemi. hatta sürecin 40- 45 günlük bölümünde çoğunlukla yalnız başımaydım. dolayısıyla her gün pmo hakkında düşündüm diyebilirim. sürekli bir şey hakkında düşününce, doğal olarak ona bir istek besliyorsunuz aynı zamanda. krizlerin bu günlerde zor olan kısmı bu, kararlılık. kararlı olmak lazım. kararlı olan bir insan bu günlerden sonra çok rahat edecektir. bence sosyal çevresi ve bir işi gücü olan arkadaşlar özellikle ilk 15 gün civarı sabredebilirlerse, ve her krizde akıllarına gelen düşüncelerin geçici ve o ana yönelik düşünceler olduğunu kavrayabilirlerse, zaten ilk 15 günden sonra sosyal çevrelerinde işlerinde elde ettikleri gerçek başarılar, hem ciddi bir motivasyon olacaktır hem de krizleri daha rahat yenebileceklerdir.

* kaç kere şeker yememe rağmen, kriz geçirmedim. belki benim kriz dediğime çoğunuz kriz bile demiyorsunuzdur.

* dediğim gibi bu günlerde çok rahat.

* belki önceden yazmışımdır. dopamin reseptörleri, beyin, cart curttan ziyade, farklı bir etki var. pmo yapmamakta. ruhunuza bir şey oluyor. bakın gerçekten. bunu şöyle açıklayayım;

ne zaman pmo yapsam, insanlarla olan ilişkilerim birden bozuluyor. bana eskisinden daha kötü davranmaya başlıyorlar, hiç bir sebep yokken. bunu sürece giren arkadaşlar çokça deneyimlemişlerdir halihazırda. insanlar sizi sevince, size her alanda yardımcı oluyorlar, siz de onlara yardımcı oluyorsunuz. insanların sizi çok çooook sevmesinden bahsediyorum. bir tebessümümle, insanlara öyle enerjiler veriyorum ve onları o kadar çok mulu ediyorum ki. bu deneyimler inanılmaz.

* masumiyet. benim uzun zamandır hedeflediğim bir olguydu. masumiyeti, uyurken, rüyalarınızda, insanlar sizi üzdüğü zaman, insanlar sizi sevdiği zaman, insanları sevdiğiniz zaman, pablo nerudanın deyişiyle;


Severim seni bilmeden nasıl, ne zaman, nereden,
basitçe severim seni, sorunsuz ve gurursuz,
başka türlü sevmeyi bilmediğim için böyle severim seni.

böyle seviyorsunuz işte, sorunsuz ve gurursuz. (konuyu dağıtma şapşik)

masumiyetle beraber, namaz mesela. namaz kılmak arkadaşlar bana mükemmel hissettiriyor. tekkelerde, zaviyelerde, kabede, hiç bir yerde bulunmayan, dinin özünden o ırmaktan kana kana su içmek gibi süreçteyken namaz kılmak. o kadar. ben sadece günlük 5 vakit namazla arkadaşlar, o kadar büyük sevaplar kazandığımı hissediyorum ki. ibadetlerin en zorunu yaparak, günah işlemeyerek. ki bence bu günah tüm günahların atası beyler. içki tüm günahların atasıysa, bu içkinin de atası buna eminim diyebilirim. efendimiz boşuna dememiş, ağız ve uçkur...

* gökyüzüne bakmak. bulutları geceyi izlemek, ayı izlemek. konuşan, hayat dolu bir kızın yüzüne bakmak, bir dostunuzun size sana varya, çok güveniyorum demesi ve elini omzunuza koyması, küçük bir çocuğun size çok masuma bir sevgi beslemesi, ve sizin onu bir şahsiyet, bir birey olarak görmeniz, bundan dolayı sizi daha daha çok sevmesi, kardeşinizin sizi sevmesi, annenizin size çok bağlanması, babanızın sizi görünce gözlerinin ışıldaması, spor yapmak, okumak, öğrenmek, her şeyden anlam çıkarmak fakat bu anlamların altında boğulmamak...
hayat, her şey için yetermiş diyorsunuz. yaşamam yetermiş. sapıklığa, ucuz heyecanlıklara, vahşiliğe gerek yokmuş ki :)

* işin ehli filozof ve din adamlarına göre, kainatta erkek ve kadın arasında olan o kadim çekim, aşk değildir. evet. aşk, benliği sevmez. yani bir kız farzı muhal. sizi siz olduğunuz için sevmez. siz de onu o olduğu için sevmezsiniz zaten. kadın ve erkek arasındaki cezbedir. çekim. yapboz parçaları gibi tamamlamak istemek birbirini. bakın bu mühim, çağın vebası olan meseleyi hallederseniz, kadınların asıl güzelliğini o zaman farkına varacaksınız. yalnızca size aşık olanbir kadından bahsetmiyorum. arkadaşınız ya da sizi seven herhangi bir kızdan bahsediyorum. o cezbeyi hissedeceksiniz. hani erkek hakim olmak ister ya. bundan dolayı kadınlara çok zulmetmişizdir aslında. daha çok hakim olmak isteyeceksiniz. buradaki acayip denge şu, kadın da isteyecek. kadın sizden ona hakim olmanızı isteyecek. bakın sizi incitmeye bile korkuyorlar. bunu tatmalısınız. bunu, geceden sahaba kadar, P yıldızlarını keşfetmek yerine, tatmalısınız. bunda ayıp bir şey yok. hatta kadınlara yakınlık ve istek duymak hayırlıdır derler.

* ditpim çok düzeldi. çok yakışıklı tatlı duruyorum. özgüvenimi baya etkiliyor. çok güzel gülüyorum. sivilcelerim de yok. ve sanki yüzümdeki kusurlar gitmiş gibi, şişkin dudak, cilt kusurları, defermasyonlar bazı, yüz hatlarının daha orantılı durması

*görüşürüz. sağlıcakla.

:D :) :D
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
ditpim yazmışım, düzeltemedim 5dk kuralı varmış. haha :D tipim olacak o.
sonradan okuyunca sondan 2. paragrafta, yanlış anlaşılmasın kadınlara hakim olmayı daha çok isterken, onlara zarar vermek istemiyorsunuz. aksine hiç bir nefret beslemiyorsunuz.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
48


küçükken, incil'deki hiçbir kahramanın nuh 'dan daha
talihsiz olamayacağını düşünürdüm. çünkü o, sel felaketi
yüzünden tam kırk gün boyunca bir geminin içinde
kapalı kalmıştı. sonra, çok sık hastalanmaya başladım
ve ben de çok uzun süre bir "gemi"de mahsur kaldım.
işte o zaman anladım ki nuh, gemisinden başka hiçbir
yerde dünyayı daha iyi göremezdi, gemisinin her yanı
tahtalarla kapatılmış ve dünyayı karanlık basmış olsa
bile.

marcel proust

rekorumu geçmeme yalnızca 7 gün kaldı.
 

Metal Yorgun

Deneyimli Üye
Katılım
11 Ara 2020
Mesajlar
240
Tepki puanı
189
Puanları
70
saat sabaha doğru 05:25 ve ben krizdeyim.
krizin gelişini yatağama uyumak için girmeden önce hissetmeye başladım. önce sıkı bir sinirlilik hali. git gide artacak biçimde aklıma gelen p yıldızları ve p sahneleri. şu an, yaklaşık 1 saattir krizle uğraşıyor durumdayım. ve erekte olamıyorum. evet. yeni fark ettiğim bir etki, erekte olamıyorum. 1 aya yakın bir süre geçmiş olabilir. son erekte olmam üzerinden. bunu neden şimdi anladığımı soracak olursanız. yatakta, afedersiniz vücut sıcaklığım yüksek haldeyken bile erekte olamamam. bununla bir sorunum yok orası ayrı. neyse;
çok çok çok şiddetli bir kriz içerisindeyim. zannımca bu günlerde, krizlerde artış oluyor zaten. en azından benim bünyemde öyle. krizdeyim tam şu anda. daha mücadelemin bitmediğini anlamış durumdayım. çok fazla istiyorum süreci bozmayı. aynı zamanda bozmamayı da istiyorum. yoksa burada ne işim var değil mi :)
tetikleyicilerden etkileniyorum. gerçek hayattaki kızlardan ve dizide-filmde gördüklerimden. muazzam biçimde etkileniyorum. süper güzel, süper çekici geliyorlar. en son 26.günümde rüyalandım bir sefer. belki bundandır. ama çok sanmıyorum. son iki gün haricinde böyle şiddetli bir azgınlık hissetmemiştim.
kafamdan hikaye yazdım diyelim. beynimi en azından gerçek olanla tatmin olmaya teşvik etmek için, gelgelelim eskisi kadar çok işe yaramadı.
meditasyon yaptım, eskisi kadar çok işe yaramadı.

anlayacağın, sevgili dostum bu kriz, sağlam krizlerden.

kendimi tahlil edecek olursam, şu anda hissettiğim, p yıldızları, onlara şiddetli bir özlem, heyecan arama isteği, şiddetli bir boşverme arzusu, problemlerden kaçma, hayatın stresinden ve yükünden "modern içki" olan PMO vasıtasıyla uzaklaşma, güzel bir kaç vücut görme isteği, bir kadından şefkat duyma ihtiyacı , videoları izleyip ve bana bakıp gülümsemelerini istiyorum böylece beni kabullenecekler ve bir kadın (güzel bir kadın) tarafından kabul edilmiş olma duygusunu tadacağım, ejeküle olmayla beraber gelen o anlık rahatlama ve gevşeme isteği, üzerimdeki gerginliği atmak istemem , süreci zaten bir gün kesinlikle başaracağım fakat o günün bugün olmayacağı hemen bundan bir sonraki süreç olacağı düşüncesi, aklıma gelen parça parça eski deneyimlerimden kaynaklanan o zevk

(buna sahte zevk demem için aklım bana işkence etti. böyle yazmadım zira bu paragrafta gerçekçi olmalıyım. yazar ne demiş gerçeklerden kaçarsan, seni mutlaka yakalarlar. gerçekçi olup hislerimi kabul etmeliyim)

devam,
son günlerde gördüğüm tetikleyiciler ve onlara sahip olamamam, uzun zamandır eksik olan heyecan duygusunun yerine heyecan koyma isteği, ekrandan izlediğim o görsel zevk ve eğlence, dindar bir insan olmam ve aklıma şu sorunun gelmesi, ne zaman evleneceğim ve evlenene kadar bunu yapmayabilecek miyim? en sert darbeyi buradan yiyorum
sabretmeliyim,
devam,
gerçek hayattaki yenilgiler, çabalar, uğraşmalar, bazen emeklerin boşa çıkması, hayal kırıklıklarının p'de olmaması, salt doğrudan zevke hitap etmesi, bu zevkin beni öldürdüğü bilmem ve hayatımın mahvolmasından keyif almam, ne kadar saçma ! , ne kadar ağır bir bağımlıyım ben böyle.

aklıma hücum eden onca düşünce, bunları düşünmemek bana en zararlı şey. bunları düşünmemeye çalışmamalıyım. evet. düşünceler zararlı değil ki :). fiiller zararlı. bu düşüncelerden kaçmıyorum. 1 ay boyunca her akşam beni uyutmaya bilirsiniz. sorun yok. PMO yapmak şu anda zevk li mi ? Evet, öyle. PMO yapmamak şu an zevkli mi ? Evet, kat be kat daha zevkli. hangisi faydalı ? PMO yapmamak elbette, o zaman akıllı bir insanın bu ikileme vereceği cevap oldukça bellidir. aklımdan kaçmıyorum. fark ettiyseniz, buraya her gün gelip yazdım. kaçmaya çalışmadım. bir süreçte olduğum düşüncesinden kaçmaya çalışmadım. PMO düşünmemeye çalışmadım. tam aksine PMO düşüncesi geldiği zaman onu kovmadım. sadece tepkisiz kaldım. elbette beynimin bu bağımlılıktan kurtulma evresinde aklıma bir takım düşünceler yollayacağı aşikar. hayatımda çok yanlış yaptım mı yaptım. fakat iyiye gidiyorum. iyileşiyorum. o nedenle bugün ya da ertesi gün pes etmeyeceğim. şu anda bu yazıyı yazarken bile, başımın önünde şiddetli bir ağrı hissediyorum. bu ağrı, donuk gülüşlü sahte hurilerden daha çok zevk verir bana vesselam.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst