Sevgili dostlarım hepinize merhabalar. Umarım iyi vakit geçiriyorsunuzdur. Kadınları etkilemek konusun da bi çok erkek redpill, teknikler vb. birçok şey okuyup kendilerine pay biçiyorlar. Bununla beraber yalnız kalan erkek sayısı o kadar fazla ki erkekler artık bunalıma giriyor. Ve içlerinde bir baskı oluşuyor. Diğer çiftleri görünce kıskanma, benim neden sevgilim yok, bununla beraber bıkkınlık ve içsel baskı hissedilmeye başlanıyor erkeklerde. BY POOK kitabında bu duruma çözüm olacak bir şeyler yazılıyor. Hepimize faydası olacağı için kitaptan alıntı bir kısmı paylaşacağım. Sizden istediğim okuduğunuzu anlamanız ve yoruma anladıklarınızı yazmanız. Kitabın metaforu çok ağır. Anlayıp beni de aydınlatırsanız ÇOK SEVİNİRİM. Özellikle erkeklerin için de neden iğrenç bir baskı düşüyor bunu anlatıyorum. ŞİMDİDEN OKUYUP AÇIKLAMASINI YAPANA TEŞEKKÜR EDİYORUM.
NOT: En çok merak ettiğim şey içimize düşen iğrenç kötü gergin ve melankoli hissetme duygusu. Bunu erkeklerde neden hissediyor? Bu yazıda çözümü veya neden olduğu var gibi. Özellikle bunun üzerine açıklama yaparsanız bol bol öpüyorum dostum seni
Erkek olarak bizler iki efendinin yönetimindeyiz: Zihin ve Doğa. (Zihin ve Vücut DEĞİL. Doğa darken vücudumuzun da bir parçası olan süreç ve döngülerden bahsediyorum.)
Bu ikisi birbiri ile savaş halindedir.
Zihin: “En rafine felsefeler kadınları elde etmemizi sağlayacaktır.” Doğa: “Çok sıkıcısın. Beni serbest bırak. Beni açığa çıkar!”
Ama kadınları elde etmemizi sağlayacak şey nedir?
Zihin: “Hesaplamalar. Baştan çıkarma.”
Doğa: “Dürtüler. Maskülenite.”
Peki kadınları elde etmemiz neden gerekli?
Zihin: “Zira başka herkesin kadını var ama benim yok.”
Doğa: “Çünkü ben ERKEĞİM ve o DİŞİ.”
Şimdi bu iki efendinin de karşısına zorluklar çıkaralım. İkisinin de kadınlarla artan oranda başarısız olduğunu düşünelim.
Bu konuda ne yapacaksınız?
Zihin: “Bu açık bir şekilde benim hesaplama hatalarımın ve olayları koyduğun çerçevenin bir sonucu. Ben bu sorunu baştan çıkarma sanatı hakkında daha fazla araştırma yaparak, bu konuda forumlarda yazılar yazarak, cinsel dinamiklere akademik konular gibi bakarak çözeceğim.”
Doğa: “Bu yenilginin sebebi yeterince erkek olmamak. Çözüm, masküleniteyi arttırmaktır.”
Ama onca şairi kim çileden çıkardı? Onca filozofa kim işkence etti? Lütfen ama lütfen açıkla.
Doğa: “Embryo 3 aylıkken cinsiyetsizdir. Aynı anda her iki cinsiyete de sahiptir. Bundan sonra belli bir cinsiyete dönüşür (bunu biz seçemeyiz zira bu seçim embriyonun kodlarında daha önceden yapılmıştır).”
Zihin: “Evet. Yarısı erkeğe, yarısı kadına döner. Bu, kitaplarda yazıyor.”
Doğa: “O zaman senin kütüphaneni yakmak lazım. Doğanın senin çözebileceğinden fazla sırrı vardır. Cinsiyet siyah - beyaz değildir.”
Bir karışımdır.
Zihin: “Ama bu kitaplarda yazıyor. cinsel ilişki ve Karakter kitabında Weineger, doğuştan itibaren kadın ve erkek olarak ayrıldığımızı yazar. Bazı erkekler 70% erkek, 30% dişidir. Bazıları 80% erkek, 20% dişidir. Bunun tersi de kadınlar için geçerlidir. Efemine erkekleri biliyoruz. Erkek fatmaları biliyoruz. Cinsel çekim tercih değildir. 60% erkek, 40% dişi olan bir erkek, %60 dişi, 40% erkek olan bir kadını kendisine çekecektir. 90% dişi, 10% erkek olan bir kadın, 90% erkek ve 10% dişi olan bir erkeği kendisine çekecektir. Bazı erkekler, diğer erkeklere göre daha feminendir. Bu çekicilik skalası kaderdir: boşluğu en iyi dolduran ile çiftleşiriz. Weineger’in bahsettiği karışım budur. Bu onun kitabının ilk bölümünde yazıyor.”
Doğa: “Kıyamete kadar çeneni kapatmayacaksın sanırım. Senin takipçilerin, filozoflar, avukatlar, akademisyenler de senin gibi gevezeler! Dünyayı renklendiren tüm o yaşam mevsimlerinden bir habersin. Ama ben şüpheleniyorum!”
Zihin: “Ayın yarattığı medcezir gibi.”
Doğa: “Bir sus be! Weineger ve onun gibiler, benim sırlarımı keşfetmek için iyi çaba gösterdiler. Kendilerini benim “dünyevi” döngülerimin üstüne çıkarmaya çalıştılar ve benim eserlerime bir tanrı gözüyle baktılar. Benim intikamım melankoli oldu. Nietzsche ve Kierkegaard delirdi. Weineger’in hayatını o kadar zehir ettim ki silahla intihar etti.”
Zihin: “Bu senin tek intikam yolun mu?”
Doğa: “Hayır. Bu benim doğal döngülerime çomak sokanlar için ayırdığım intikam çeşidi. İstikrarlı bir şekilde bekar kalan bir erkeğe halk gıpta eder. Ben ise onu daha uygun ve doğru şekilde hem çalışmak hem de kadınları elde etmek üzere yontarım.”
Zihin: “Ama o bunu yapmayacaktır. Senin ona verdiğin melankoli kadınların ilgisini çekeceği için işe yaramayacaktır.”
Doğa: “Ben Adonis’i yarattım ve yok ettim. Bu güzel çocuk, benim ona verdiğim hediyeyi benim amaçladığım şekilde kullanmadığı için, filler tarafından tepelenerek öldü. Kimse beni alt edemez.”
Zihin: “Ama sonuçta Weineger seni açıklayabildi.”
Doğa: “Seni aptal! Bu bahsettiğin “karışım” tamamen yanlış. Olayın basitçe “erkek” ve “dişi” ayrımı olmadığı doğru. Ama androjenler de var. Erkeklik seviyeleri o kadar düşük ki, zar zor erkekler. Ya da dişilik seviyeleri o kadar düşük ki, zar zor dişiler.”
Zihin: “Sen bizi doğmadan dişi ve erkek diye ayırdın.”
Doğa: “Ve ergenliğe geçerken size yine dokundum. Oğlan çocuğu erkek olmalıydı, kız çocuğu ise kadın. Ama bir çoğu, benim yolumdan dönmek için SENİ takip ettiler. İnekler, moronlar, vs … Etiketleri biliyoruz. Bir erkek benim misyonumu ve döngülerimi görmezden geldiği sürece, eninde sonunda benim yoluma girene kadar ona daha fazla yalnızlık ve acı vereceğim.”
Zihin: “Çok gaddarsın.”
Doğa: “Sonuçta bu gaddarlık iş görüyor. Ama Weineger hatalıydı. Biz bir spektrumda doğmadık. Daha çok biz buna eklenti yapabiliriz ya da bunu eksiltebiliriz. Çekiciliğin esası yıkımdır.”
Zihin: “Yıkım?”
Doğa: “Bir kadın inanılmaz şekilde dişi ise sonuç nedir?”
Zihin: “Bir yığın erkek onu avlamaya çalışır.”
Doğa: Evet. Spektrumun uç noktaları aranıp yok edilesi şeylerdir. Dişi, dişilin vücut bulmuş halidir. Kızlar daha çok genç yaşlardan itibaren, vücutlarının genç erkekler üzerinde yarattığı etkiyi bilirler. Birer mıknatıs olduklarını bilirler. Ama onlar kimin peşinde koşarlar? Güzel kadın ekstrem dişidir. Neden, zira ekstrem erkeği arar. Piçin davranışlarına bakarsanız, kim onların yıkım peşinde koşmadıklarını söyleyebilir? Piç yıkımı güzel kadında, güzel kadın da piçte bulur. Ben ise ikisinin iğdiş edilmesini talep ederim. Ne kadar başarılı olurlarsa, ikisi de daha fazla tükenirler. Sonunda, bir eş bulup durulurlar ve androjenliğe evrilirler.
Zihin: “Güzel kadın piçi çekici bulur çünkü …”
Doğa: “Ekstrem dişi kadın ekstrem eril erkeğe çekim duyar desek daha doğru.
Ve bu çok ama çok basit bir sır. Piçler kendilerine aşırı güvenen, kadınları baştan çıkarma sanatında üstün insanlar değiller. Piçler sadece, testosteron yüklü erkekler. Bu onları, doğanın onlara verdiği testosteronu bastıran İyi Çocuklardan ayıran şeydir.”
NOT: En çok merak ettiğim şey içimize düşen iğrenç kötü gergin ve melankoli hissetme duygusu. Bunu erkeklerde neden hissediyor? Bu yazıda çözümü veya neden olduğu var gibi. Özellikle bunun üzerine açıklama yaparsanız bol bol öpüyorum dostum seni
Erkek olarak bizler iki efendinin yönetimindeyiz: Zihin ve Doğa. (Zihin ve Vücut DEĞİL. Doğa darken vücudumuzun da bir parçası olan süreç ve döngülerden bahsediyorum.)
Bu ikisi birbiri ile savaş halindedir.
Zihin: “En rafine felsefeler kadınları elde etmemizi sağlayacaktır.” Doğa: “Çok sıkıcısın. Beni serbest bırak. Beni açığa çıkar!”
Ama kadınları elde etmemizi sağlayacak şey nedir?
Zihin: “Hesaplamalar. Baştan çıkarma.”
Doğa: “Dürtüler. Maskülenite.”
Peki kadınları elde etmemiz neden gerekli?
Zihin: “Zira başka herkesin kadını var ama benim yok.”
Doğa: “Çünkü ben ERKEĞİM ve o DİŞİ.”
Şimdi bu iki efendinin de karşısına zorluklar çıkaralım. İkisinin de kadınlarla artan oranda başarısız olduğunu düşünelim.
Bu konuda ne yapacaksınız?
Zihin: “Bu açık bir şekilde benim hesaplama hatalarımın ve olayları koyduğun çerçevenin bir sonucu. Ben bu sorunu baştan çıkarma sanatı hakkında daha fazla araştırma yaparak, bu konuda forumlarda yazılar yazarak, cinsel dinamiklere akademik konular gibi bakarak çözeceğim.”
Doğa: “Bu yenilginin sebebi yeterince erkek olmamak. Çözüm, masküleniteyi arttırmaktır.”
Ama onca şairi kim çileden çıkardı? Onca filozofa kim işkence etti? Lütfen ama lütfen açıkla.
Doğa: “Embryo 3 aylıkken cinsiyetsizdir. Aynı anda her iki cinsiyete de sahiptir. Bundan sonra belli bir cinsiyete dönüşür (bunu biz seçemeyiz zira bu seçim embriyonun kodlarında daha önceden yapılmıştır).”
Zihin: “Evet. Yarısı erkeğe, yarısı kadına döner. Bu, kitaplarda yazıyor.”
Doğa: “O zaman senin kütüphaneni yakmak lazım. Doğanın senin çözebileceğinden fazla sırrı vardır. Cinsiyet siyah - beyaz değildir.”
Bir karışımdır.
Zihin: “Ama bu kitaplarda yazıyor. cinsel ilişki ve Karakter kitabında Weineger, doğuştan itibaren kadın ve erkek olarak ayrıldığımızı yazar. Bazı erkekler 70% erkek, 30% dişidir. Bazıları 80% erkek, 20% dişidir. Bunun tersi de kadınlar için geçerlidir. Efemine erkekleri biliyoruz. Erkek fatmaları biliyoruz. Cinsel çekim tercih değildir. 60% erkek, 40% dişi olan bir erkek, %60 dişi, 40% erkek olan bir kadını kendisine çekecektir. 90% dişi, 10% erkek olan bir kadın, 90% erkek ve 10% dişi olan bir erkeği kendisine çekecektir. Bazı erkekler, diğer erkeklere göre daha feminendir. Bu çekicilik skalası kaderdir: boşluğu en iyi dolduran ile çiftleşiriz. Weineger’in bahsettiği karışım budur. Bu onun kitabının ilk bölümünde yazıyor.”
Doğa: “Kıyamete kadar çeneni kapatmayacaksın sanırım. Senin takipçilerin, filozoflar, avukatlar, akademisyenler de senin gibi gevezeler! Dünyayı renklendiren tüm o yaşam mevsimlerinden bir habersin. Ama ben şüpheleniyorum!”
Zihin: “Ayın yarattığı medcezir gibi.”
Doğa: “Bir sus be! Weineger ve onun gibiler, benim sırlarımı keşfetmek için iyi çaba gösterdiler. Kendilerini benim “dünyevi” döngülerimin üstüne çıkarmaya çalıştılar ve benim eserlerime bir tanrı gözüyle baktılar. Benim intikamım melankoli oldu. Nietzsche ve Kierkegaard delirdi. Weineger’in hayatını o kadar zehir ettim ki silahla intihar etti.”
Zihin: “Bu senin tek intikam yolun mu?”
Doğa: “Hayır. Bu benim doğal döngülerime çomak sokanlar için ayırdığım intikam çeşidi. İstikrarlı bir şekilde bekar kalan bir erkeğe halk gıpta eder. Ben ise onu daha uygun ve doğru şekilde hem çalışmak hem de kadınları elde etmek üzere yontarım.”
Zihin: “Ama o bunu yapmayacaktır. Senin ona verdiğin melankoli kadınların ilgisini çekeceği için işe yaramayacaktır.”
Doğa: “Ben Adonis’i yarattım ve yok ettim. Bu güzel çocuk, benim ona verdiğim hediyeyi benim amaçladığım şekilde kullanmadığı için, filler tarafından tepelenerek öldü. Kimse beni alt edemez.”
Zihin: “Ama sonuçta Weineger seni açıklayabildi.”
Doğa: “Seni aptal! Bu bahsettiğin “karışım” tamamen yanlış. Olayın basitçe “erkek” ve “dişi” ayrımı olmadığı doğru. Ama androjenler de var. Erkeklik seviyeleri o kadar düşük ki, zar zor erkekler. Ya da dişilik seviyeleri o kadar düşük ki, zar zor dişiler.”
Zihin: “Sen bizi doğmadan dişi ve erkek diye ayırdın.”
Doğa: “Ve ergenliğe geçerken size yine dokundum. Oğlan çocuğu erkek olmalıydı, kız çocuğu ise kadın. Ama bir çoğu, benim yolumdan dönmek için SENİ takip ettiler. İnekler, moronlar, vs … Etiketleri biliyoruz. Bir erkek benim misyonumu ve döngülerimi görmezden geldiği sürece, eninde sonunda benim yoluma girene kadar ona daha fazla yalnızlık ve acı vereceğim.”
Zihin: “Çok gaddarsın.”
Doğa: “Sonuçta bu gaddarlık iş görüyor. Ama Weineger hatalıydı. Biz bir spektrumda doğmadık. Daha çok biz buna eklenti yapabiliriz ya da bunu eksiltebiliriz. Çekiciliğin esası yıkımdır.”
Zihin: “Yıkım?”
Doğa: “Bir kadın inanılmaz şekilde dişi ise sonuç nedir?”
Zihin: “Bir yığın erkek onu avlamaya çalışır.”
Doğa: Evet. Spektrumun uç noktaları aranıp yok edilesi şeylerdir. Dişi, dişilin vücut bulmuş halidir. Kızlar daha çok genç yaşlardan itibaren, vücutlarının genç erkekler üzerinde yarattığı etkiyi bilirler. Birer mıknatıs olduklarını bilirler. Ama onlar kimin peşinde koşarlar? Güzel kadın ekstrem dişidir. Neden, zira ekstrem erkeği arar. Piçin davranışlarına bakarsanız, kim onların yıkım peşinde koşmadıklarını söyleyebilir? Piç yıkımı güzel kadında, güzel kadın da piçte bulur. Ben ise ikisinin iğdiş edilmesini talep ederim. Ne kadar başarılı olurlarsa, ikisi de daha fazla tükenirler. Sonunda, bir eş bulup durulurlar ve androjenliğe evrilirler.
Zihin: “Güzel kadın piçi çekici bulur çünkü …”
Doğa: “Ekstrem dişi kadın ekstrem eril erkeğe çekim duyar desek daha doğru.
Ve bu çok ama çok basit bir sır. Piçler kendilerine aşırı güvenen, kadınları baştan çıkarma sanatında üstün insanlar değiller. Piçler sadece, testosteron yüklü erkekler. Bu onları, doğanın onlara verdiği testosteronu bastıran İyi Çocuklardan ayıran şeydir.”
Moderatörün son düzenlenenleri: