Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Porno Endüstrisi Deşifre Oldu

Priv@te_reflection

Venüs Yolcusu
Katılım
18 Ocak 2023
Mesajlar
160
Tepki puanı
107
Puanları
49

Başlığını açmış olduğum bu yazı forum tr adlı siteden alıntıdır. Yazı uzundur ilk başta onu belirtmiş olayım.50 bölümden oluşuyor bitirmeniz ortalama 40-45 dakikayı bulacaktır ama içinde daha önce hiç duymamış olduğunuz türden bilgilere rastlamanız açısından okumaya değer bu yazıyı okuyun,okutturun hatta paylaşın.


Başlığı okuduğunuzda muhtemelen, zihninizde yalnızca daha evvel izlemiş olduğunuz videolardan birkaç kesit canlandı. Fakat ''porno endüstrisi'' derken aynı zamanda ABD’de yıllık 100 milyar $'lık hacme sahip bir endüstriden bahsediyorum.

Arkaplanda dönen dolaplardan söz etmek istiyorum.

İlk olarak kendinize şu birkaç soruyu sorun;

İzlediğiniz videoların sizin üzerinizde bıraktığı fiziksel-psikolojik etkilerin gerçekten farkında mısınız?

Acaba o videolardaki insanlar, gerçekten yalnızca siz izleyip zevk alasınız diye mi kamera karşısına geçiyorlar?

Sizce bu işi gerçekten severek mi yapıyorlar?

Bu insanlar acaba dışarıdan göründükleri gibi gerçekten huzurlu bir hayat mı yaşıyorlar?

Peki porno şirketlerinin sahipleri kimdir? Niçin bu mesleği icra ederler? Bu endüstriye yatırım yaparken amaçları ne olabilir, hiç düşündünüz mü?



-Bölüm 2-


Ortada 100 milyar $’lık dev bir pazar var.

Porno siteleri mantar gibi çoğalıyor, her geçen gün yüzlerce yeni porno film yayınlanıyor.

Hollywood senede ortalama 500 film üretirken, porno endüstrisi 10 000 film üretiyor.

Dünyada pornonun milyonlarca müptelası var, genç nüfus arasında porno illetine bulaşmamış kişi bulmak çölde su bulmaktan daha zor.

Bu işin bağımlıları mevcut ve bu hastalık virüs gibi yayılıyor.

Fakat tüm bunlara rağmen '' porno '' denilen olay hiçbir bilim adamının dikkatini çekmiyor. Hiçbiri çıkıp da bu konu hakkında araştırma yap(a)mıyor.

O çok övdüğümüz teknolojinin bize sunduğu bu ‘’çıplaklık nimetini’’ inceleyelim;

Bu acaba gerçekten nimet midir, bela mıdır?

Bu soruların cevaplarını yazıyı okuduktan sonra verebileceksiniz.

İnternette ulaşabileceğimiz nadir kaynaklardan birinde rastladığım ibretlik bir araştırmayı paylaşıyorum;

Yetişkin bir fare; ilk olarak sürekli aynı dişi fare ile çiftleştiriliyor. Farenin boşalma süresi giderek artıyor. ilk çiftleşmede 1 dakika içerisinde boşalırken, ilerleyen günlerde boşalma süresi 15 dakikaya kadar çıkıyor.

Aynı yetişkin fare; bu kez her gün farklı bir dişi fare ile çiftleştiriliyor. Aynı fare ile çiftleştiğinde boşalma süresi giderek artan fare kardeşimizin boşalma süresi bu sefer hiç artmıyor. Yani sürekli olarak 1-3 dakika arasında kalıyor.


Bu olayın sebebi dopamin denen bir hormondur. Aynı hormon biz insanlarda da vardır.

Dopamin bizim motive hale gelmemizi sağlayan hormondur.

Yeni bir kalem aldığımızda gelen yazma isteği tamamen dopaminden dolayıdır.

Dopamin hormonu, ‘’novelty’’ denilen yeniliklere karşı dalgalanmalar gösterir.

Bu esasında güzel bir olaydır fakat hormonun salgılanmasındaki denge bozulduğunda çok kötü sonuçları olabilir.

Güzel tarafı;

Bir aslan düşünün. Aslan haftada ancak bir tane ceylan avlayabilir. Avladığı ceylanı da birkaç Saat içerisinde tüketmesi gerekir, malum buzdolabı olmadığından et çürüyor. Fakat tüm hafta aç da gezse aslanın koca ceylanı yemesi zor bir olaydır.

Burada dopamin devreye girer ve aslan kısıtlı süre içerisinde ceylanın tamamını temizler. Ceylanı avladığında salgılanan dopamin ona kısa süreliğine normalde ihtiyacı olduğundan daha fazla et tüketebilme yeteneğini kazandırır.

Aynısını kendinden çok daha büyük hayvanları tek hamlede yutan yılanlar için de düşünebilirsiniz.

Kısacası; dopamin salınımı canlının sınırlarını aşmasına imkân tanır.

Peki dopamin salınımı dengesizleşirse ne olur?

Fare örneğinde olduğu gibi, istenmeyen sonuçlar ortaya çıkar.

Sayılarla anlatayım;

Faremiz yeni tanıştığı dişi fare ile ilk çiftleşmesinde 100 birim dopamin saldı diyelim. Sürekli aynı fare ile çiftleşmeye devam ederse bu sayı azalır, ikinci çiftleşmesinde beyin 90 birim salar, sonrasında ise 80, 70, 60... şeklinde salınan dopamin miktarı azalır.

Dopamin miktarı ile boşalma süresinin ters orantılı olduğunu yazarsam sanırım meseleyi anlarsınız. Yani dopamin azaldıkça boşalma süresi artıyor.

Dikkat edin eğer "aynı fare" ile çiftleştikçe salınan dopamin azalıyor ve boşalma süresi artıyor. Faremiz; 100 dopamin salındığında 1 dakikada boşalıyorken, 20 dopamin salındığında 15 dakikada boşalıyor.

Deneyin ikinci ayağında, fareye hergün farklı dişi fare veriliyor.

Unutmayın, farklılık, yenilik vs. dopamin dalgalanmalarına yol açar.

Sürekli yeni fare ile çiftleştiğinden dolayı sürekli 100 birim dopamin salıyor. Dolayısıyla sürekli olarak 1 dakika içerisinde boşalıyor.

Umuyorum genel hatlarıyla da olsa, olayı kavradınız.



-Bölüm 3-


Meselenin bizim konumuzla ilgili olan kısmına gelelim.

Dopamin sisteminin aynısı biz insanlarda da mevcut.

Hayatın her alanında dopamin var; yemek yerken, spor yaparken, ders çalışırken vs.

Konumuzla bağlantı kurmak amacıyla porno-dopamin bağlantısını beraber inceleyelim;

İnsanlar cinsel olarak uyarıldıklarında, beyin çeşitli hormonlar salgılar. Bunlardan biri de dopamindir.

Ve o izlediğiniz pornoların hepsi birer cinsel uyarıcıdır.

Porno sitelerindeki uçsuz bucaksız sayıda video arasından en dikkat çekeni seçersiniz. Vücut döllemek için en verimli olanı bulmaya kilitlenmiştir.

Tabii vücudun gözle gördüğünü değil, kendi elini dölleyeceğinden haberi yok.

En dikkat çekici olanı bulmaya çalışırken 68 yan sekme birden açarsınız.

Bunu yaparken de beyin, her yeni videoda dopamin salar.

Bu arada zihninize şu soruyu da sıkıştırın; bu kadar sınırsız video kaynağını babalarının hayrı için mi oluşturdular acaba?

Neyse, devam edelim.

Bir süre sonra normalde dikkat çekici gelen o videolar, artık size sıradan, basit gelmeye başlar.

İlk izlediğiniz o kalitesiz 120p videodan aldığınız hazzı bir süre sonra 4k çözünürlükteki videolardan alamayışınızın sebebi dopamindir.

Ve artık ister istemez daha farklı porno türlerine doğru kayarsınız, yalnızca anormal videolar sizin dikkatinizi çekmeye başlar. Yalnızca anormal videolar dopamin salınımı için yeterli olur.

Normal insanlara tiksindirici gelecek, kimi zaman doğal olmayan, kimi zaman şiddet içerikli vs. kategoriler size cazip gelmeye başlar.

Tam da bu süreçte fetişizmin temellerini atmış olursunuz farkında olmadan.

Çünkü farklılık demek, dopamin salınımının artması demektir ve size de o zevki-heyecanı veren dopamindir..

Size aslan örneğini vermiştim.

Haftada bir ceylan yakaladığında salgılanan dopamin ve dopaminin tetiklediği birkaç protein, kapasitesinin üzerine çıkarak koca hayvanı kısa sürede bitirebilmesini sağlıyor.

Yani, sınırlarını haftada bir kereliğine aşmasını sağlıyor.

Şimdi hesaplayın bakalım;

O izlediğiniz pornolarda gördüğünüz sadece 1 kadın bile sizin dopamin mekanizmanızı işletmek için yeterlidir.

Hatta çoğunluğu, gerçek hayatta elde edemeyeceğiniz nitelikle kadınlar olduğundan dolayı, o mekanizmayı işletmek için gereken uyarının çok daha fazlasını verir.

Açtığınız onlarca sekmeyi düşünün.

Aldığınız onlarca uyarıyı düşünün.

Beyninizin aldığı o uyarılar sonucunda hassaslaşmasını düşünün.

Artık sıradanlaştığı için o kadınların bile sizi uyarmakta yetersiz kaldığını düşünün.

Daha sonrasında çarpıcı geldiğinden dolayı dopamin mekanizmasının tekrar işlemesini ancak sağlayabilen fetişist videoları düşünün.

Bu işin sonu yoktur arkadaşlar, ilk başta dekolte gördüğünüzde dopamin salarsınız, sonrasında dengeyi bozarsanız kadının pankreasına kadar görseniz de size etki etmeyebilir.

Kışın gördüğünüz dekolte sizi uyarırken, yazın plajda karşınıza çıkan anadan doğmaları umursamamanızın nedeni de aynıdır.

Sadece parçaları birleştirmeye çalışın, aklınıza yatacaktır.



-Bölüm 4-


Farklı platformlarda daha önce de bu yazıyı paylaştığımdan dolayı, aranızdan bazılarının soracağı soruları tahmin edebiliyorum, bu yüzden şunu da belirtmek isterim;

Özelden adamlar dünyayı yönetiyor, sen mi değiştireceksin? tarzında mesajlar geliyordu mesela.

Bu dünyada hak ile batıl ya da iyilik ile kötülük, adlarına her ne derseniz deyin, iki zıtlık vardır.

Bu iki zıtlığı bir terazide düşünün.

Terazinin bir kefesi kalktığında, diğer kefesi iner.

Aynı anda iki kefe birden kalkmaz ya da aynı anda iki kefe birden inmez.

İyiler hakim olduğunda, kötüler düşer.

Kötüler hakim olduğunda, iyiler düşer.

Şu an dünyaya baktığınızda kimin hakim olduğunu net şekilde görürsünüz.

Kötülük, pislik, bâtıl hakim dünyaya.

Ama unutmayın tarih boyunca o terazi sürekli inip kalkmıştır.

Şuan kötülük hakimse, biz emin olabiliriz ki gelecekte iyilik hakim olacak.

Gelecekte hakim olma tarafı iyilerde arkadaşlar, çünkü o terazi sarsılalı çok oldu. Elbet düşecekler.

Belki adam bir site kurup 1 milyon kişiyi abdestsiz bırakabilir ama ben de buralarda yazıp 5-10 kişiyi vazgeçirebilirim.

Belki totalde 5-10 kişi bir hiç, ama benim için yeterlidir.

Çünkü dinime göre ben;

Seferle mükellefim, zaferle değil.

Allah iyiliği-hakkı hakim kılacaktır, merak etmeyin, sıra bizde.

Troll mesajlarınızı atmadan evvel, yazdığım bu kısmı göz önünde bulundurun. İsterse 100 yorumdan 95’i dalga geçsin;

Ben vazgeçemem.



-Bölüm 5-


Pornonun zararlarını bilmeniz, izlemenize ve mastürbasyon yapmanıza tek başına engel olamayabilir.

Fakat işin arka planını gördüğünüzde bu olaydan tiksineceksiniz ve artık porno izlemek, mastürbasyon yapmak sizin için;

5 dakikalık bir zevk iken artık 5 dakika boyunca zihninizi teslim edip onurunuzu çiğnetmek anlamına gelecek.

Size o pornoları sunan insanların, sizi nasıl hayvan yerine koyduğunu, üzerinizden hem para kazanıp hem de amaçladıkları toplum mühendisliğini gerçekleştirdiklerine şahit olacaksınız.

Ve siz onlara prim vermezseniz, onların bir hiç haline geleceğini de farkedeceksiniz.

Porno endüstrisi dedik, sadece ABD’de bile 100 milyar dolarlık pastası var dedik.

Peki bu endüstrinin başındakiler, o dev şirketlerin sahipleri kimlerdir?

Yalnızca ABD üzerinden ilerleyeceğim. Zira olayın çoğunluğu ABD’den ibaret.

Arkadaşlar, ABD’deki porno şirketlerinin sahipleri ekseriyetle Mason’dir.

Üstelik bu durum Masonlar için bir utanç değil, gurur kaynağı olarak görülür.

Aberdeen Üniversitesi’nde Amerikan Tarihi bölümünden sorumlu Mason Prof. Nathan Abrams, Masonların modern porno endüstrisini domine ettiklerini, bunu ‘’gentile’’ yani Mason olmayan ırklar için kurguladıklarını, bu endüstrinin Mason olmayanların ahlaklarını, psikolojik sağlıklarını bozmak için bir araç-vasıta olduğunu söylüyor beyler.

Aynı kişiye göre, Masonlar, porno endüstrisini Mason olmayanlara karşı adeta bir silah olarak kullanıyor.

Aynen şu cümleleri kuruyor;

‘’Masonlar Amerikan nüfusunun %2’sini oluşturmalarına rağmen, ülkedeki porno endüstrisinin tamamına yakınını yönetir, domine ederler ’’

‘’ Bu endüstriyi yönetmelerindeki yegâne motivasyonları da Mason olmayan ırkların ahlâki altyapılarını yıkmalarıdır’’

Bu adam, durumu müthiş bir başarı örneği olarak niteliyor arkadaşlar.



-Bölüm 6-


Peki Masonlar porno endüstrisini nerede, nasıl yönetiyor?

Amerika'nın California eyaletinin güneyinde, San Fernando Valley adlı bir bölge vardır.

Los angeles'ın hemen kuzeyindedir.

Burası ''Porno Vadisi'' veya ''diğer Hollywood'' olarak da bilinir. Çünkü, ABD’de porno filmlerin ekseriyetle çoğunluğu burada çekilir.

Bahsettiğim bölgede faaliyet gösteren şirketlerinden biri ''Vivid Entertainment'' dir ve bu şirket dünyadaki en büyük porno üreticisi olarak gösterilir.

Patronu Mason multi-milyarder Steven Hirsch'dir.

Steven Hirsch, ABD’de ''porn king'' yani ''porno kralı'' olarak da bilinir.

Şöyle bir sözü de var beyler direkt Türkçe’ye çeviriyorum;

''cinsel ilişki güçlü, etkili bir şey ve bu bizim için doğru zaman''

Acaba ne demek istiyor burada?

Doğru zaman derken neyi kastediyor?

Bunları düşünün.

Vivid Entertainment her sene ortalama 50-60 ferre film çeker, yine ortalama 100 milyon $ kadar kazanır.

Mason patronlardan biri de Paul Fishbein’dir. Kendisi Adult Video News (AVN) kurucusudur. Merkezi yine Porn Valley denilen yerde.

irving Slifkin, Barry Rosenblatt ve Eli Cross da ferre şirketi sahipleri.

Bunlar da Mason.

Totalde verdiğim 5 ismin şirketleri var, bunların şirketlerinin de şirketleri var. Yüzlerce oluşum, stüdyo, internet sitesi, oyuncu, esasında yalnızca birkaç şirkete bağlıdır. En tepelerindeki isimler de Mason, gördüğünüz gibi.

Tesadüf olabilir mi?

Video storelarda, otellerde, kablolu yayınlarda ve internette satışlarını yaparlar.

Masonların bölgede irili ufaklı yüzlerce porno şirketi, çekim stüdyosu, oyuncuları vardır.

En amatöründen en profesyoneline kadar tüm kategorilerde üretim yapılır, her ay binlerce video çekilir, çeşitli platformlarda paylaşılır, tüm dünyaya yayılır.

Teknolojinin tüm nimetlerinden de faydalanırlar.

Böylece; dünyanın bir ucunda, 30 metrekare alanda yapılan çekim, sizin evinize kadar gelir.

Getirirler.



-Bölüm 7-


Fetişizme yönelen yolculuğunuzun aşamalarını yazmıştım geçen bölümlerde.

Şimdi size insanın daha ne kadar iğrençleşebileceğinin ibretlik bir örneği olan çocuk pornosundan bahsedeceğim.

Bir İngiliz derneği olan ‘’NCH’’ adlı kuruluşa göre dünyada çocuk pornolarının %55'i Amerika'da çekiliyormuş.

Dünyada 180'i aşkın ülke var arkadaşlar, ama yarısından fazlası tek bir ülkede.

ABD’de.

Hani şu nüfusta %2 olmalarına rağmen, porno endüstrisinin neredeyse tamamını kendi başlarına domine eden Masonların ülkesinde.

Pedofiliye bulaşmış olduğu ispatlanan fakat hiçbir şekilde çekmesi gereken cezayı çekmeyen Masonlar vardır hukuk tarihinde.

Mesela;

Ünlü bilim kurgu yazarı isaac Asimov'un oğlu David Asimov.

Yasalara göre işlediği pedofili suçunun 20 yıllık hapis cezası olması gerekirken federal mahkeme 6 aylık ev hapsi verdi buna.

Demek ki yalnızca porno endüstrisinde değil, hukukta da ağırlığı var bu Masonların.

Daha ibretlik olanı;

Şimdi size 2000 yılından bir haberi yazıyorum;

''Brezilya polisi, İsrailli bir diplomatı, kız çocuklarına cinsel taciz yaptığı gerekçesiyle tutukladı.

Polis, konsolosun evinde yaptığı araştırmada, küçük kızların çıplak fotoğraflarını buldu. Diğer fotoğraflarda ise israilli konsolosun kızlara sarılmış olarak görüntülendiği belirtildi. Polis, Arie Scher isimli diplomatın, küçük kızlara cinsel taciz uyguladığı gerekçesiyle tutuklanacağını açıkladı.''

Peki sizce ne oldu Arie Scher isimli bu israilli sapık diplomata?

Hiçbir şey olmadı arkadaşlar.

Olaylar duyulur duyulmaz diplomatik dokunulmazlığını kullanarak ilk uçakla Tel Aviv’e defoldu gitti ve kimse de onun adını bir daha duymadı.

Olaylar duyulur duyulmaz diplomatik dokunulmazlığını kullanarak ilk uçakla Tel Aviv’e defoldu gitti ve kimse de onun adını bir daha duymadı.

-Bölüm 8-


Biraz da o porno filmlerde rol alan oyuncuların psikolojilerinden bahsedelim.

Sizce para için, şöhret için yapılacak meslek midir pornoculuk?

Hiç sanmıyorum arkadaşlar.

Bu insanlar farklı kültürlerden de olsalar, mahalle baskısı dediğimiz olay onlar için nispeten daha az da olsa, hiç sanmıyorum.

Birlikte düşünelim.

Bir insan evladı niçin bu mesleği yapar?

Hangi psikoloji ile o kameranın karşısına geçer, tanımadığı insanlara en özel anlarını ifşa eder.

Ne para ne de şöhret karşılığı yapılacak bir meslek değildir pornoculuk.

Normal kategorileri bir kenara bırakıp, o fetişist videoları düşündüğümüzde, bir insan acı çekmekten veya karşısındakine acı çektirmekten zevk alabilir mi?

Piyasada alenen yayınlanmayan, ancak o ‘’derin internet’’ dediğiniz yerlerde bulabileceğiniz, insanlığın sınırlarını zorlayan kategoriler mevcut bu sektörde.

Her insan; saf, temiz, pis işlerden habersiz şekilde bu dünyaya gelir arkadaşlar.

Ne oluyor da bir süre sonra insanlar bu kadar şeytanlaşabiliyor?

Bana sorarsanız, bu işin içinde kesinlikle zihin kontrolü vardır.


Zihin kontrolü vardır, gerçektir.

Bunun kanıtını burada yapmayacağım, yapılamaz da.

Fakat uygulanan insanlar vardır.

Yaşadıkları ile ilgili kitap yazanlar vardır.

CIA projesi olan MKULTRA zihin kontrolü projesinin alt dalı Monarch programı ile bizzat öz evladı ile birlikte sayısız tecavüze, şiddete, aşağılanmaya uğratılan Cathy O’Brien’in kitabı vardır.

İsmi “Trance-Formation of America”.

Türkçeye ‘’Baykuş Düzeni’’ olarak çevirmişler.

Kitaba göre “Yeni Dünya Düzeni”nin yolu fuhuş ve pornodan geçer.

MKULTRA-Monarch programı çerçevesinde zihnen kontrol edilip yönlendirilecek kurbanlar daha bebekken seçilir.

Çocukluklarından itibaren ensest ve pedofili saldırılarına, fiziksel ve psikolojik işkencelere, zorla ilaç ve uyuşturucu kullanımına maruz bırakılırlar.

Kendilerine sürekli “travma” yaşatılıp, hipnoz ile de desteklenerek, bu kurbanlarda “çoklu kişilik bozukluğu” veya “bölünmüş kimlik bozukluğu” denilen bir rahatsızlık ortaya çıkartılıyor.



-Bölüm 9-


Bu bölüm biraz daha konu ile alakasız olmakla beraber, genel kültür olarak farkına varmanız gerektiğini düşünüyorum.

‘’Bölünmüş kişilik’’ deyince aklımıza örneğin; Eminem’in Slim Shady’si veya birkaç popüler sanatçının da ikinci mahlasları gelsin.

O ikinci mahlasların tümü, o insanların ikinci kişiliklerini temsil eder.

Zaten kliplerde bile giyim kuşamları o karaktere ithafen yapılan parçalarda vs. çok daha farklıdır.

Bu arada müzik dünyasıyla bu tip gizli yapılanmaların ne ilgili olur diye merak ediyorsanız, mason olan Jay-z’nin zamanında hangi şirket için çalıştığını araştırın?

Roc-a-Fella Recordz

Tanıdık geldi mi acaba?

Bizim gizli Mason Rockefeller ailesinin ismine benziyor sanki?

Araştırılsa birçok bağlantı kurulabilecek bir endüstridir müzik endüstrisi de.



-Bölüm 10-


Zihin kontrolünden devam edelim;

Travma doğurucu işkenceler belli bir dönemle de sınırlı kalmıyor, bu süreçte ölenlerin veya kasıtlı olarak öldürülenlerin arasından sıyrılıp da sağ kalmayı başaran kurbanlara hayatları boyunca aynı işkenceler tekrar ediliyor.

Sonuçta kendi iradelerini neredeyse tamamen yitirmiş insanlar ortaya çıkıyor.

İşte bunlar Yeni Dünya Düzeninin pornocuları, fahişeleri, tetikçileri, canlı bombaları oluyor arkadaşlar.

Bu insanlar günlerinin büyük kısmını trans halinde yaşadıklarından dolayı Hafızaları işlemiyor. ‘’Normal’’ zamanlarında hiçbir şey hatırlamıyorlar yani.

Bu insanlar sürekli olarak kontrol altındalar. Kontrolden çıkmaya başlayanları ise belirli yaşı geçmeden öldürüyorlar.

Fakat bazen istisnalar olabiliyor..

Mesela; Cathy O’Brien, Brice Taylor, Kathleen Sullivan gibi kurbanlar bu kontrolden bir şekilde kurtulup, yıllar süren pahalı psikolojik tedavilerden sonra hafızalarını geri kazanabiliyor.

Bunların herbiri tüm yaşadıklarını kitaplaştırmış insanlar.

O kitapların içerisinde ABD’nin önde gelenlerinin her türlü cinsel sapıklıklarının kanıtlı ifşaları var, zihin kontrolünde olan köleleri zorla fahişeleri yapan siyasetçiler var.

Kimi pedofili, kimi nekrofil meraklısı, kimi eşcinsel vs.



-Bölüm 11-


Kurtulan istisnalardan biri olan Kathleen Sullivan der ki;

''Satanist Elit’ler, alt sınıfları hayvan olarak görür, aşağı ırktan olduklarını düşündüklerini yok etmeyi tasarlamışlardır. Onlar şeytanî arzuların açıkça uygulanabileceği, pedofili ve hayvanlarla cinsî ilişki gibi bazı aktivitelerin kanunîleştirileceği yeni bir dünya düzeni yaratmak istiyorlar.''

Yukarıda bahsedilen insanlar, o elitler diye söz ettiği topluluk, Lucifer'cılardır. Lucifer=İblis=Şeytandır.

Bu bölümü aklınızda sağlam tutmanızı tavsiye ederim.

Çünkü ileride sizinle Tevrat ve Talmud'da geçen çeşitli maddeleri paylaşacağım.

Ve bu çocuklarla, hayvanlarla ilişki olayının nasıl örtüştüğüne, nasıl taşların yerine oturduğuna şahit olacaksınız.

Şundan emin olamıyorum; Masonlar mi Lucifer akımını başlattı, yoksa Lucifer'cılar mı Mason kutsal kitaplarını tahrif etti?

Fakat ortada birbiriyle tamamen örtüşen sapık iki zihniyet var arkadaşlar.

Tek tek açıklayacağım. Tevrat'tan Talmud'dan bahsederken tek tek kaynak da vereceğim, isteyen kendisi de gidip okuyabilsin diye.

Birbirlerinin aynı olduklarını şaşkınlıkla göreceksiniz.



-Bölüm 12-


Monarch projesinde köle olup, bir şekilde kurtulanların itiraflarıyla devam ediyoruz;

O isimlerden biri Cathy O’Brien’di.

Bakalım ne demiş;

‘’ Zihin kontrolü gerçektir. MK-Monarch Projesi; travmaya dayalı zihin kontrolü nedeniyle, kendi irademi, düşüncelerimi kontrol etme kabiliyetimi kaybettim.

Ne soru sormayı, ne muhakeme yapmayı, ne de şuurlu olarak kavramayı becerebiliyordum; sadece bana söylenilenleri yapıyordum.

Zihnimi ve sonuç olarak tüm davranışlarımı kontrol edenler, kendilerini “uzaylı”, “şeytan” veya “tanrı” olarak tanıtıyorlardı.

Ama Yeni Dünya Düzeni peşinde koşan bu hainlerin iddialarına rağmen, onların dünyaya ait insanlar olduklarını kendi tecrübelerimden biliyorum.

Gerçekten de bizler için geçerli olan kurallar onlar için de geçerli. Beni; annelik içgüdülerimi ve insanlara artniyetsiz yaklaşımımı kullanarak manipüle ettiler ama ruhuma asla sahip olamadılar.

Beni kendilerinden biri yapamadılar. insan ruhunun gücünün ne kadar büyük olacağını hesaplamamışlardı.

Hattâ bunun varlığından bile haberleri olmamıştı. işte bu yüzden üzerimde başarılı olamadılar.”

Bu kişi zamanında ABD başkanlarının cinsel ilişki kölesi olarak kullanılmış arkadaşlar.


Bu arada; Cathy O’Brien’ın Türkçe’ye “Baykuş imparatorluğu” şeklinde tercüme edilen kitabının yeni baskısı yokmuş.

İntenette araştırdığıma göre, yayıncısına direkt olarak ulaşıp sorduklarında;

‘’Tekrar basılmayacak’’ cevabını almışlar.

Acaba neden?

Ama Beyazıt Devlet KÜtüphanesi’nden temin edilebilirmiş bu kitap.

Meraklı olan, bu konuda uzmanlaşmak istiyorum diyen, gidip ödünç alabilir kütüphaneden.

Okuduktan sonra geri götürün, kaybetmeyin kitabı



-Bölüm 13-


Ayrıca Cathy O’Brien, ‘’Baykuş imparatorluğu’’ kitabında ‘’Bohemian Club’’ diye bir şeyden bahseder.

Biraz bu kulüp hakkında yazmak istiyorum.

1872'de San Francisco'da kuruldu.

Her yıl Temmuz ayında 2 haftalığına Bohemian Grove denilen bölgede toplanır bu kulübün üyeleri.

Bohemian Grove; San Francisco'nun kuzeyinde bulunan Santa Rosa yakinlarinda, Redwood Ormanlari icerisinde bir kamp alanıdır.
Peki üyeleri kimdir bu Bohemian Club’ın?

ABD devletinin önde gelenleri, başkanlar, bakanlar, üst rütbeden askerler, bankerler, iş adamları, medyadan temsilciler vs. uzar gider.

Ne kadar elit Varsa burada toplanmıştır arkadaşlar.

Buraya parası olmayan giremez, 25 000 $ üyelik ücreti ve 15 yıllık kabul için bekleme listesi olduğu iddia ediliyor.

Başvuruda bulunmadığım için rakam doğru mudur, yanlış mıdır bilemeyeceğim.

Acaba ne yapıyorlar içeride?



-Bölüm 14-


Bu kulübe yalnızca erkekler üye olabiliyor. Üyelerin haricinde, üyelerin misafirleri de girebiliyor.

Fakat misafirler de kadın olamaz.

Bu kuraldan dolayı içeride eşcinsel ilişkiler yaşandığı şeklinde iddialar var.

Fakat iddialar sadece eşcinsel ilişkiler yaşandığından ibaret değil..

İçeride tam 12 metrelik dev bir baykuş heykeli bulunur.

Işık gösterileri ile birlikte heykelin altında pagan ayini yaparlar.

Nedir bu ayin?

Bu ayin insan cesedi yakma ayinidir.

Fakat gerçek bir beden mi yoksa sembolik bir beden mi kullanılıyor.

Katılmadığımdan bilmiyorum.

Ama zamanında gazetecinin biri içeri dalmıştı gizlice çekim yapmıştı, videosunu belki bulabilirsiniz nasıl bir ortam olduğunu anlayabilmeniz açısından izlenilebilir. Yine de tavsiye etmem, çığlık feryat birbirini kovalıyor.

İddialara göre içeride nekrofil ilişkiler de oluyor.

Sanıyorum kullandıkları cesetleri, şu kontrolden çıkmak üzere olduğunu hissetiklerinde infaz ettikleri cinsel ilişki köleleri olabilir.

Canlısına ayrı, ölüsüne ayrı tecavüz ediyorlar yani.

Mason lobisiyle çakıştığı için hakkında iftira kampanyaları başlatılıp görevden istifa ettirilen bir ABD başkanı vardır.

Adını muhakkak duymuşsunuzdur; Nixon.

Nixon’ı da kulübe kabul edip, kampa almışlar.

Kamptan sonra bir açıklama yapmış;

Tanık olduğum en eşcinsel oluşum budur tarzında bir şeyler söyleyerek çok sert biçimde eleştirmiş. Tam açıklamaya İngilizce küçük çaplı bir araştırma yaparak ulaşabilirsiniz.

Tabii bu açıklama ile üyelerin de tepkisini çekmiş.



-Bölüm 15-


Talat Turhan ve Faik Kurtulan adlı iki yazar, “Küresel Sermayenin Tapınağı Bohemian Club” diye bir kitapta bu kulübü incelemişler.

Oradan yaptığım alıntı ile kulüp konusunu tamamlıyorum;

"Global Çete’nin gizli örgütleri içinde en esrarlısı olan ve bugüne kadar hakkında örgütün yapısı ve işleyişine dair ülkemizde hiçbir kitap yazılmayan, Bohemian Club’dır.

Anılan örgütte genellikle Temmuz ayında iki Cumartesi-Pazar’ı da kapsayacak bir süre içinde ABD’nin global elitleri, global seçkinleri, yani tüm dünyaya büyük adam diye yutturulan ABD’li örgüt üyesi kodamanlar, bir yandan global dünyayı yönetmek için kararlar alırken, öte yandan da nekrofili (ölüye tecavüz) dahil her türlü cinsi sapıklık ve sapkınlıklarını tatmin ediyorlar.

Bununla da kalmayıp, modern insanın çoktan terk ettiği, pagan dinlerinden kalma dev bir baykuş (Moloch) heykeli altında gam yakma töreni diye adlandırdıkları insan yakma törenine de katılıyorlar.

Üstelik işledikleri bu alçakça suçları kendi çıkarttıkları kanun ile suç kapsamı dışına alarak Amerikan adaletinin içyüzünü sergilemiş oluyorlar.

George W. Bush başta olmak üzere birçok ünlü Amerikan Başkanı ve devlet adamı bu gizli örgütün üyesidir.”


Umuyorum parçalar zihninizde yavaş yavaş birleşiyor, oysa ne kolaydı değil mi 2 tık ile çıplaklığa ulaşmak? Birbirleri ile derin bağlantıları var bu insanların.

-Bölüm16-


En tepedeki insanlar gerçekten hasta ruhlu insanlar.

Ve dayatmak istedikleri yaşam tarzı da hastalıklı bir yaşam tarzı.

Peki bu insanlar niçin kendi yaşam tarzlarını dayatmak istiyorlar?

Birlikte düşünelim.

Zaten güç onlarda.

İstedikleri şekilde pislik içinde, günah içinde, sapıklık içinde yaşasalar, yönettikleri insanlar da kendi iradeleriyle istediği gibi yaşasa olmaz mı?

Niçin bizim yaşantımızı dizayn etmek istiyorlar?

Demek istediğim;

Bu adamlar zaten dünyanın malına mülküne sahip, yetki onlarda, para onlarda.

Biraz daha konumuza yoğunlaşayım;

Niçin bu adamlar kendi sapıklıklarını, cinsel anormalliklerini; gerektiğinde yüzlerce stüdyo kurarak, binlerce porno yıldızı yetiştirerek, on binlerce video çektirerek, tüm bunların dünyanın her noktasına ulaşması için teknolojinin tüm imkânlarını da kullanarak bir çaba içerisine giriyor?

Yazının başında 100 milyar $ lık pay var vs. demiştim.

O 100 milyar $ bu adamlar için önemli değil arkadaşlar.

Emin olun en tepedekiler o paraya muhtaç değil.

Paranın peşinde koşanlar ancak piyonlar.

Adamlar zaten kendi paralarını karşılıksız şekilde basıyor.

O yazdığım kulübe katılanlardan biri de Rockefeller ailesinin bireyleri, adamların merkez bankası var mesela. Paraya ihtiyacı olur mu?

Zaten enerjilerini para kazanmak için de harcamıyorlar, 1 tane ücretli porno sitesi varsa 1000 tane bedava site var.

Amaç farklı arkadaşlar, kendi yaşadıkları gibi yaşatmak, birilerinin temiz hayat biçimlerini bozmak.

Peki neden?

Attığım o bölümü hatırlayın;

Size bu dünyada iyilik ile kötülüğün bir terazide olduğunu söylemiştim.

Biri yükseldiğinde diğeri düşer demiştim.

İyilik ve kötülük, hayır ve şer sürekli olarak savaş halindedir.

Soyut gelebilir belki;

Ama bu dünyada bir enerji savaşı yaşanıyor.

Olayı bir nebze olsun somutlaştırabilmek için, gözünüzde biraz daha net canlanabilsin diye enerji olarak isimlendiriyorum.

İyi enerji ve kötü enerjinin savaşı olarak düşünün.

Bu savaş, kendi enerjisini baskın kılma savaşı, evrenin yaratılışından berivardı ve kıyamete kadar da sürecek.

Bu savaşın taşındığı birçok alan vardır, mesela;

Mimari..



-Bölüm 17-


Hayrın tarafında olanlar iyi enerjiyi, şerrin tarafında olanlar ise kötü enerjiyi yaymak isterler;

Ve enerjinin yayılabilmesi ile mimari arasında kesinlikle bir bağlantı vardır.

Eğer mimari doğru kullanılırsa, var olan enerji katlanarak artırılabilir ve etrafa bu şekilde çok daha fazla enerji yayılabilir.

En eski tarihlerden beri lucifercılar, kabalistler, gizli örgütler, adına her ne derseniz deyin, bu dünyaya şerri, kötülüğü yaymak isteyenler, mimariyi kullanmışlardır.

Fakat bizim elimiz de armut toplamamıştır.

Yani hayrı yaymak isteyenler de kullanmışlardır;

Semavi dinlerin tümü, mimariyi iyi enerjiyi yayma amacıyla kullanmıştır. Tabii hükümleri kalkmadan evvelki halleri ile tümü diyebiliriz.

Ancak günümüzde hayrı yayma işini yalnızca İslam dini yapmaktadır.


İnşa edilen tapınaklarda, enerjiyi yayma amacıyla çeşitli geometrik şekiller ısrarla kullanılır arkadaşlar.

Bazı oluşumların tapınaklarında,

Hristiyanların kiliselerinde,

Masonların sinagoglarında,

Müslümanların camiilerinde çeşitli şekillerin defalarca kullanıldığına rastlarız.

Fakat insanların çoğu bunun sebebinin yalnızca göze hoş gözükme kaygısından dolayı olduğunu düşünür. Tabii siz artık farkındasınız olayın.

Ortada bir savaş var.

Nedir bu şekiller;

Örneğin; kubbeler , beşgenler, sekizgenler, küreler, obeliskler tarzı sütunlar ve tabii ki piramitler.

İşin manyetik kısmı hakkında bilgim yok, yani nasıl oluyor da bu geometrik şekiller enerjinin daha fazla yayılmasını sağlıyor bilemem. Ancak bu şekilde inşa edilen yapıların kendi enerjisini yaymakla kalmayıp etraftaki zıt enerjiyi de absorbe ettiğini de çok önceden okumuştum.

Bu tür yapılar; etraftaki enerjiyi de depolayıp, içerisinde yapılan ibadette, ayinde, törende ya da her ne ise ortaya çıkan enerji ile yüklenip, etrafa o enerjiyi çok yüksek miktarda yayarlar.



-Bölüm 18-


Dünya üzerinde enerji yolları da vardır, kimisi ley hattı da der.

İsimlere takılmayın.

Bu enerji yolları dünyanın bazı noktalarında kesişir, birleşir, yoğunlaşır.

Eğer enerji yayma işi bu noktaların bulunduğu bölgelerde yapılırsa, yayılan enerji kat kat artar.

Mantıksal olarak bir çıkarımda bulunursak;

Enerji yollarının kesiştiği bu özel noktalara, özel geometrik şekillere sahip, o bahsettiğim mimari özelliklerde yapılar da inşa edilirse bir x1000 combo elde edilir mi acaba?

Bunun üzerinde duralım biraz..


3 dinin de Ortadoğu’da zuhur etmesi tesadüf olabilir mi?

Hiç sanmıyorum.

3 dinin peygamberi de ayak basmıştır o topraklara.

Özellikle Kudüs’ün 3 dinde de kutsal olması tesadüf değildir.

Bu bahsettiğim enerji yollarının yoğun olduğu bölgelerin arasında Kudüs de vardır.

Rastlantı olamaz.

İşin manyetik bir boyutu da var yani.

En görkemli tapınaklar Kudüs’te inşa edilmiştir.

Size ilginç bir bilgi daha vereyim;

Tapınak şövalyeleri Kabala ile Kudüs’te tanışmıştır.

Kabala’dan edindikleri ilim ile Avrupa’ya gidip masonluğu kurmuşlardır.

Böylece masonluğun temelleri Kudüs’te atılmıştır da diyebiliriz.

3000 yıl evvelden günümüze kadar bağlantı kurulabiliyor gördüğünüz gibi.

Masonların her yıl Kudüs’teki Zedekiah Mağarası’nda toplandıkları da söylenir.

Meraklı olanlar araştırabilir.



-Bölüm 19-


Kâbe ile ilgili bir tespitimi de yazmak istiyorum;

Bildiğiniz üzere Müslümanların namaz kılarken yüzlerini döndükleri yöne kıble denir

İlk kıble Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’ydı.

Sonradan Kâbe oldu.

Kâbe, dünyanın merkezi olarak da görülür.

Asıl konumuz olmadığı için altın oran vs. ayrıntılara girmeyeceğim, isteyenler araştırabilir.

Merkezi bir konumu olduğunu bilin yeterli.

Dünyanın enerji merkezi de Kâbe’dir.

Müslümanlar umre ve hac ibadeti için Kâbe’nin etrafında toplandıklarında tahmin edeceğiniz gibi müthiş bir enerji yayılır.

Gidenlerle konuşursanız da zaten oradaki atmosferin ne kadar farklı olduğunu anlatırlar.

Bahsetmek istediğim kısma gelirsem;

Arkadaşlar eski tarihlerden beri Müslümanlar Kâbe’ye saygısızlık olmasın diye ondan daha uzun binalar inşa etmemişlerdir.

Bu durum Kudüs’te Mescid’i Aksa için de böyledir. Daha alçak bırakırlar diğer yapıları, saygı amacıyla. Tabii israil’in inşa ettikleri yüksek oluyor, o ayrı.

Belli ki bu bölgede yapılanlar birilerini rahatsız etmiş.

Ne zaman ki devlet kurulup Vahhabi Suud ailesi yönetime geçti, Kâbe’den daha yüksek yapılar mantar gibi çoğaldı Mekke’de.

Kâbe 13 metre civarındadır.

Ve en son Suudlar oraya bir saat kulesi inşa etti, boyu tam 601 metre.

Kâbenin tam dibine diktiler, karabasan gibi.

Gidin inceleyin fotoğraflarını internette, saat bölümüne bir süreliğine eskiden Mekke müşriklerinin tapındığı bir putun silüetini yansıttılar. Fotoğrafları da var.

Uzatmayacağım;

Birileri bu mimariye ve enerji yoğunluğunun olduğu belirli bölgelere önem aşırı veriyor arkadaşlar.

Siz dalga da geçseniz, bu böyle.

Ve inanılmaz paralardan fedakârlık edip dikiyorlar o şekilleri, bunun üzerinde düşünmek lazım, amaç nedir?

Umuyorum nasibi olanlar bu bölümü anlamıştır.



-Bölüm 20-


Şer kısmının önde gelenlerinden Lucifercılar hakkında yazacağım. Lucifer=İblis=Şeytandır, bunlar aynı.

Lucifercılar yüzyıllardır İblis ile bağlantı kurabilmek, ifritlerle ve şeytanlarla iletişimi sağlayabilmek için o bahsettiğim enerji yollarını kullanırlar.

Bu insanlar kandırılmıştır.

Bahsedeceğim videoyu bulabilenler izleyebilir, ifritlerle iletişime geçme ayinlerinden birine katılan bir adamın itiraflarını izlemiştim.

Adam, onu Lucifercılarla tanıştırıp, kendisini de ayine sokan adamın kendisine;

‘’İyi ile kötünün savaşı var. Biz kötü taraftayız, ama aslında o kadar da kötü değiliz’’ diyor.

Bir restaurantta, götürmek istedikleri ayine katılmış ünlü bir sanatçı ile tanışmasını da anlatıyordu. Sanatçının ‘’Onunla bir anlaşma yaptım ve şuan sahip olduğum şöhrete kavuştum.’’ dediğini söylüyor.

Yani; şeytanın ‘’o kadar da kötü olmadığına’’ inandırmaya çalışıyorlar.

Başarılı da oluyorlar ki adam o ayine katılıyor.

Bu adam zaten şeytanın ayin sırasında ışık suretinde parlak bir şekilde odanın ortasına zuhur ettiğinde, onun çok güzel bir varlık olduğuna inandığını da söylüyor.

Dediğim gibi adamı biz o kadar da kötü değiliz bak şeytan da parlak bir şey çok güzel vs. diyerekten kandırıyorlar yani.

Bu örnek üzerinden düşünürsek; bu yola baş koymuşların, Lucifercıların, hepsinin amacı farklı da olsa, kişisel çıkarları için bir şeylerden vazgeçtiklerini anlayabiliyoruz. Şeytanın insanları kandırmada kullandığı yöntemlerin başında gelir dünyevi zevkler;

‘’... Muhakkak ki şeytanlar kendi dostlarına sizinle mücadele etmeleri için vahyederler. . . Eğer onlara uyarsanız, kesinlikle siz de şirk koşanlardan olursunuz.’’ (En’vajina Suresi 121)

‘’ İş bitirildiğinde (hakikat ortaya çıktığında), şeytan der ki: "Muhakkak ki Allâh size Hak vaadi bildirdi. . . Ben de size vaatte bulundum, fakat hemen sonra vaadimden döndüm. . . Ben (zaten) sizin üzerinizde bir sultaya (zorlayıcı güce) sahip olmadım. . . Sadece size fikir ilham ettim, siz de benim verdiğim fikre (nefsinize hoş geldiği için) uydunuz! O hâlde beni suçlamayın, nefslerinizi suçlayın! Ne ben sizin imdadınıza koşarım, ne de siz benim imdadıma koşup kurtarabilirsiniz. Daha önce beni ortak tutmanızı da ben kesinlikle kabul etmemiştim! Muhakkak ki zâlimler için acı bir azap vardır. " ’’ (İbrahim Suresi 22)



-Bölüm harici not-


Bölüm dışı not;

İlginç yorumlar yapıyorsunuz fakat anlattıklarımın havada kalmadığına da inanıyorum kesinlikle; zira tek tek isim, kitap, kaynak da veriyorum.

En üst seviyedeki o patronların yaptıkları iğrenç toplantıları yazdım, bunu yer vererek, adres göstererek yaptım.

ABDBaşkanı’nın bizzat o toplantılar ile ilgili basın açıklaması var, bunu da yazdım.

O tonlarca parayı yöneten adamların nasıl iğrenç sapıklıklara sahip olduklarını yazdım.

Yeri geldiğinde tertemiz insanların beyinlerini; gerek kimyasallarla, gerek fiziksel şiddetle, gerek psikolojik baskılarla bloke edip, iradelerini ortadan kaldırıp; nasıl köle olarak kullandıklarını yazdım.

Hillary Clinton ismini verdim arkadaşlar, bu şahsı hepiniz tanıyorsunuz.

Hillary Clinton tarafından cinsel ilişki kölesi olarak kullanılmış Cathy O’Brien’den bahsettim.

Doğrudan Cathy O’Brien’in yazdığı kitaptan alıntılar yaptım.

Adres de verip; gidin Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nden edinin, okuyun dedim.

Yazdıklarım gerçekten yaşanmış olaylardır ve aksini somut şekilde kanıtlayamadan ‘’bunlar hayal ürünü’’ yazarsanız size cevap vermemi geçin, ciddiye bile alamam arkadaşlar, kusura bakmayın.

Yapıcı eleştirilerin tümüne açığım ve seve seve de tartışabilirim mantıklı şekilde eleştirenlerle.



-Bölüm 21-


Eğer farkındalık oluşturabilirsem ne mutlu.

5 kişi, 10 kişi bile bir şeylerin farkına varsa yeterlidir bana göre.

Zaten her okuyan her okuduğunu kavrayabilse denge bozulurdu herhalde. Yalnızca itaat eden insanlar da lazımdır bu dünyaya. Birilerinin birilerini kullanabilmesi gerekir ki bazı işler de yürüyebilsin.

Siz o taşeronlardan olmayın bunun çabasındayım.

Bu ülkede porno izlemenin, mastürbasyonun zararları bilinmiyor.

Medyada hiç konuşulmuyor fakat neyseki bu interneti denetim altında tutmaları artık imkansız.

Din ile ilgili yazdığımda bazıları tepki gösteriyor, ne alakası olduğunu soruyorlar.

Fakat ben birbirinden çok farklı birçok konudan bahsettim, hormonlardan bile bahsettim hiç sorun çıkmadı. Bilin ki konu dine geldiğinde eğer zihninizde mantıklı bir argüman yokken bu tepkileri istemsizce veriyorsanız sizin de beyniniz bir güzel yıkanmıştır bu sonuca rahatlıkla varabiliriz.

Birçok alanda bu beyin yıkaması yapılıyor. Mesela sebepsiz yere gelip direkt olarak Ortadoğu ve Arapları eleştiren, nefretini kusan mesajlar yazanlar oldu. Beyin yıkamak gerçekten zor değil. Size çok basit bir örnek yazacağım;

Küçüklüğümüzde izlediğimiz çizgifilmlerde bile bize Arapları, dolaylı yoldan Müslümanları, dolaylı yoldan da İslamı kötü gösterdiler. İslam denildiğinde direkt aklınıza saç sakal birbirine girmiş Arapların gelmesi tesadüf değildir. Yıkanmış ‘’tertemiz’’ bir beyniniz var. [sm=icon_smile.gif]

Looney Tunes’un Bugs Bunny’si vardır, hepiniz izlemişsinizdir, hatırlarsınız.

Küfürbaz Haydo olarak bilinen karakteri de bilirsiniz.

Bu ikisi hep rekabet halindedir, tavşan iyiyi temsil eder, diğeri kötüyü temsil eder.

Birçok bölüm vardır ikisinin rekabetine konu olan ama biri çok ilginçtir; çölde geçer.

Tavşan ile diğeri savaşır.

Bugs Bunny’nin kıyafeti eski Amerikan ordusu kıyafetidir fakat rakibi;

Sakallıdır, bedevi Arapların kıyafetini giyer.

O tavşana farklı birçok bölümde de Amerikan ordusuyla alakalı roller verilmiştir, fabrikada ‘’her şey ABD için’’ sloganıyla cesur bir şekilde bomba kontrolü yaptığını ben bile kaç sene geçmesine rağmen hatırlıyorum.

Kısacası o çizgifilmlerde bile beyninize bir şeyler fısıldanır;

İyi adam; ABD’dir

Kötü adam; Araptır, yani Müslümandır.

Bilmem anlatabildim mi?

Beyninizi sevin, onu koruyun [sm=icon_smile_wink.gif]



-Bölüm 22-


O çok zengin, çok güçlü, aynı zamanda da bir o kadar sapık olan elitlerin de kutsal bir rehber olarak gördükleri kitap, sıradaki konumuz;

Kabala.

Kabala, Masonik felsefenin temelini oluşturur arkadaşlar.

Başlığımızın konusuyla da bağlantılı olması açısından Kabala’nın ve Kabalistlerin cinsellik konusundaki görüşlerine yer vereceğim.

Kabalist büyücü ve Mason üstadı olarak bilinen Donald Michael Kraig’in cümleleri ile başlayalım;

"cinsel ilişki ve buna bağlı olarak cinsel ilişki büyüsü Kabala'nın en temel öğesidir."

(Modorn Magick adlı kitabın 425. sayfasını incelerseniz görürsünüz)

Şimdi burada önceki yazdıklarımı hatırlayarak birkaç bağlantı kuracağız..

Ben başlığın başlarında sizinle dev bir porno şirketi sahibinin ilginç bir sözünü paylaşmıştım;

Bahsettiğim ferre şirketi Vivid Entertainment’dı.

Dünyadaki en büyük porno üreticisiydi bu şirket.

Sahibinin adı Steven Hirsch’di ve orada ‘’Porn King’’ lakabı vardı.

Aynı zamanda Masondu kendisi.

Söze gelirsek;

''cinsel ilişki güçlü, etkili bir şey ve bu bizim için doğru zaman''

Sanki benziyor mu ne?



-Bölüm 23-


Arthur Edward Waite adlı Kabalist bir hahamdan da söz edeceğiz.

Kendisinin ‘’Holy Kabbalah’’ isimli bir kitabı da mevcut, Kabala’yı varolan en büyük büyü ilmi olarak görür bu şahıs.

A. E. Waite’a göre ‘’serbest cinsellik’’ Kabala’nın en temel unsurudur.

Bakın ne düşünüyor;

"Kabala'daki en yüce ilim seksin gizeminde saklıdır. Hayat Ağacı'nın (sefirottan bahsediyor) iki tarafının erkek ve dişiliği temsil etmesi ve hatta tanrının ismi Yehova’nın erkek ve dişi harflerden oluşması anlaşılırsa, Kabala'nın tabiatında varolan cinsellik görülebilir."

(Holy Kabbalah kitabında sayfa 78)

Unutmayın arkadaşlar şu an o dev porno şirketi sahiplerinin Kutsal Rehber'inden parçaları işliyoruz.
Kabalistlere göre; kendileri için, yani büyücüler için, hiç bir ahlak kaidesi geçerli olmamalıdır.

Üstad olarak kabul edilen Kabalist Donald Michael Kraig der ki;

‘’Bir büyücü için ahlak yoktur.

Bir büyücü olarak inanıyorum ki insan dilediği tür cinsel ilişkiye girmekte özgürdür;

Normal, homoseksüel, çift ya da grup halinde, ayinsel veya sado-mazoşist’’

(Modern Magick kitabının 421. Sayfasını incelerseniz göreceksiniz)

Dikkat edin arkadaşlar, bu Kabalist amca size porno sitesine bakıp kategori saymıyor, 2. basımı ta 2001 tarihli olan kitabında Kabala’ya inananlar için serbest olan cinsel ilişki türlerini yazıyor.

Tabii öğrencileri diyebileceğimiz o pornocular da aldıkları emri çok güzel yerine getiriyorlar, zira sitelerdeki kategoriler de bu saydıklarına pek paralel, bazılarınızın malumu.



-Bölüm 24-


Masonluk, esasında Şeytan’ın öğretici olan tüm ahlaksızlığı bir sistem olarak kabul etmiştir.

Serbest cinselliğe en az diğer ilkeleri kadar önem vermişlerdir.

Şahsen ilk okuduğumda tüylerimi diken diken eden bir alıntıyla devam ediyoruz beyler;

‘’Köpek için kemiğin, domuz için dışkının çekici bir tadı olmasaydı, onlar bu maddelerden karınlarını doyurmak isterler miydi?

Rezilliklerin her çeşidinden ayrı bir tad alan güçlü kişileri ayıplamayınız’’

(Mason Dergisi’nin 29. sayısı 20. sayfa)

Bakış açılarını tiksinseniz de empati kurarak kavramaya çalışın arkadaşlar, anlayın bu dünyada nasıl hasta ruhlu insanların güç sahibi olduğunu.

Meşrik-i Azam Cemil Sena’nın Mason Dergisi'nde "Özgür Düşünceler" adlı bir yazısı yayınlanır.

Bu yazıda aynen şu cümle yer alır;

"Özgürlüğün engelleri şu birkaç sözde saklıdır: GÜNAH, AYIP, YAZIK, HARAM.’’

(Mason Dergisi’nde 28. sayı 10. sayfa)

Porno konusuna kilitlenip kalmayın.

Pornoya giden o yolda ilk olarak dini hassasiyetlerin ortadan kalkması gerekir.

Bu amacı gerçekleştirmek adına çalışır bazıları.

Kimi insan yetiştirilme koşullarından dolayı bu hassasiyete hiç sahip olamamıştır.

Kimisinde bu hassasiyet vardır fakar zamanla kendiğinden kaybeder.

Bazen de dışarıdan birilerinin etkileriyle o hassasiyetler azalarak yok olur. Yukarıda yazdığım gibi hür yaşama hakkı, özgürlük gibi kelimelerin arkasına sığınarak yavaş yavaş o hassasiyetlerinizin insanı kısıtlamaktan başka bir şey olmadığı fikrini birileri zihnimize empoze eder.

Çoğu zaman medya ile, diziler-filmler ile, toplumun önde gelen, esasında birileri tarafından öne çıkarılan, sanatçılar ile size hayatı nasıl yaşamanız gerektiği, hatta nasıl düşünmeniz gerektiği bile öğretilmeye çalışılır. Bilinçaltınıza istenilen mesajlar verilir.

Sonrası malum, dışarıya çıkıp biraz izleyin insanları, beyin yıkama, zihin kontrolü ne demektir, nasıl oluyor anlarsınız. Canlı canlı şahit olursunuz toplum mühendisliğinin nasıl yapıldığına.

Ahlaksızlığın normalleşmesi tamamlandıktan sonra insanın bulaşmayacağı pislik yoktur, porno da bu pisliklerden yalnızca bir tanesidir.

Bu insanlar ahlaki değerlere karşı böylesine sinsi şekilde saldırırken, kalkıp maneviyat konusunda yazmamama tepki vermeniz de gerçekten ilginç oldu arkadaşlar.

Neyse.

Bu kadar Kabala yeterli.

Şimdi sıra Talmud'da.



-Bölüm 25-


İlk olarak belirteyim;

Ben şahsen Tevrat’a da, İncil’e de, Kur’an’a da iman eden biriyim.

Fakat tabii ki ilk hallerine.

Tevrat ve İncil tahrif edilmiştir.

Bu sebepten dolayı hükümleri kalkmıştır, artık geçersizlerdir.

Hükmü geçerli olan tek kitap Kur’an’dır.

Masonların kutsal saydığı 2 kitap vardır;

Tevrat (Torah da denir) ve Talmud.

Tevrat, Hz. Musa’ya verilen kitaptır, daha sonra hahamlar tarafından tahrif edilmiştir.

Talmud ise ‘’Mason Yasaları’’ olarak bilinir.

Hahamlardan hahamlara nesilden nesile aktarılan sözlü emirlerin yine hahamlar tarafından kitaplaştırılmış halidir.

Masonların şeriat kanunları gibi düşünebilirsiniz.

İkisinden de alıntılar yaparak ilerleyeceğim.

İlk başta dediğimi unutmayın, bu kitaplar bu şekilde inmedi, sonradan tahrif ettiler, kimsenin inancına da saygısızlık olarak algılamayın.

İnsanlar isterse; patatesi pratik şekilde doğramaya yarayan o aletlere tapsın, kutsal kitapları kutudan çıkan kullanma kılavuzu olsun, sürekli onu okusunlar, ibadet olarak da patates kızartıp yesinler.

Gerçekten beni rahatsız etmedikleri sürece umrumda olmazlar, dalga filan da geçmem. Sonuçta gerçekten faydalı bir alet o, saygı duyarım yani inançlarına.

Ama bu Siyonistlerin durumu çok farklı.

Yazınca anlayacaksınız.

Tevrat ile başlıyoruz arkadaşlar.



-Bölüm 26-



Yazdıklarımın ilahi hiçbir hükmü olmadığını ve tahrif edilmiş bir kitaptan olduklarını tekrardan hatırlatarak başlıyorum;

‘’Ve gerçekten de kız kardeşimdir, kendisi babamın kızıdır ve benim karım oldu’’

(Tevrat’ın Tekvin bölümü, 20/1 2)

"Ve büyük kızı küçüğüne dedi:

Babamız, kocamıştır ve bütün dünyanın yoluna göre yanımıza girmek için memlekette erkek yoktur;

Gel babamıza şarap içirelim ve babamızla zürriyetimizi yaşatmak için onunla beraber yatarız...

Ve büyük kız girip babasıyla yattı.’’

(Tevrat’ın Tekvin Bölümü, 19/31-33)

"Ve Nuh çiftçi olmaya başladı ve bir bağ dikti.

Ve şaraptan içip sarhoş oldu;

Ve çadırın içinde çıplak oldu.

Ve Kenan'ın atası olan Ham, babasının çıplaklığını gördü ve dışarıdaki iki kardeşine söyledi...

Ve Nuh şarabından ayıldı ve küçük oğlunun kendisini yaptığını anladı.

Ve dedi: ‘Kenan lanetli olsun.’’

(Tevrat’ın Tekvin Bölümü, 19/31-33)

Bir hatırlatma daha yapayım;

Olayın en başını asla unutmayın ve sakın bağlantıyı koparmayın,

Pornoculardan girmiştik bu meselelere,

Sonrasında patronlarını incelemiştik,

Patronlarının da patronlarını incelediğimizde, yani en üst kademedeki dev şirketlerin sahiplerine baktığımızda tek ortak yönlerinin Masonluk olduğunu görmüştük,

Şimdi ise Masonluk inancını inceliyoruz.

Ve kitaplarında yazılanları incelediğimizde, hayrete düşürecek derecede çeşitli ensest kategorilerle olan benzerlikleriyle karşılaşıyoruz

Nuh ve Kenan isimleri yerine iki tane yabancı isim koyun mesela,

Sanki kutsal kitap değil de bir porno videosunun açıklama metni gibi değil mi?

Bunlar daha başlangıç, ileride çok daha mide bulandırıcı bir hal alacak yazdıklarım.



-Bölüm 27-


Talmud'a geçtik arkadaşlar.

Talmud, Mason yasalarıdır, Mason şeriatı da diyebiliriz.

Ve en mide bulandırıcı bölümü ile başlıyoruz;

Kethuboth.

Gerçekten olabilecek her türlü ilişki çeşidi işlenmiştir arkadaşlar bu bölümde, hatta serbest bırakılmıştır.

Dikkatle okuyun ve yine dikkat edin kusmayın.

Çocuklar ile cinsel ilişki hakkında;

"Bir büyük, küçük bir kız ile cinsi temas yaparsa bu göze girmiş bir parmak gibi kabul edilmeli.

Keza bir çocuk bir kadınla temas ederse bu da kadının cinsi uzvuna bir çubuk girmiş olarak kabul edilmeli.

Bir büyük tarafından bir çocuk baştan çıkartılıp ırzına geçirilirse bu ırza girme hadisesi olarak değerlendirilmemeli;

Nasıl ki gözyaşı tekrar ve tekrar yeniden insanın gözüne gelirse üç yaşında küçük iken cinsi temasta bulunan bir kızın da bekâreti geri gelebilir.

Küçük yaşlarda erkeklerle yatmış bir kız çocuğu evlenirken bu vaziyeti kocasına bildirmeli; aksi halde kan gelmez ve kocası da bu vaziyetten hoşlanmaz."

(Kethuboth 11b)

Yorum yok, aklınıza o izlediğiniz pornoları getirin.

Bizzat kendi dini tarafından meşru görülen bu iğrenç cinsel ilişki biçimi adına kategori açıp, tonlarca video yayınlamaktan çekinmez bu insanlar.

Çocuk ferrelarının %55’i ABD çıkışlıydı, bunu yazdım, hatırlatırım.

Unutmayın; eğer insanın keyfi hareket etme özgürlüğünü sınırlayan bir inancı yok ise, elde ettiği maddi gücü her türlü ahlaksızlıkta kullanır.



-Bölüm 28-


Talmud’un Kethuboth bölümüyle devam ediyoruz.

Bu insanların cinsel sapıklıklarının yanında, kendilerinden olmayan, ‘’goyim’’ şeklinde niteledikleri, farklı ırklara karşı görüşlerini de anlamaya çalışın.

‘’Goyim’’ kelimesini daha sonra detaylıca açıklayacağım.

"Bir kadın kocasının izni ile parasını vererek kendisi ile cinsi bir şekilde alakadar olacak bir şahıs kiralarsa,

Bunda hiçbir kabahat yoktur;

Fakat bu kiraladığı şahıs gayri Mason ise bu kabahattir,

Zira kazançlı çıkan gayri Mason'dur.

Fakat aynı vaziyet, bir Mason erkeği ile gayri Mason bir kız arasında vuku buluyorsa zararı yoktur,

Fakat Mason erkeği bu gayri Mason kızla evlenmemeye çok dikkat etmelidir."

(Kethuboth bölümü 51b)



-Bölüm 29-



Bazılarınız;

‘’Bu insanların bizim mastürbasyonumuzdan ne çıkarları olacak, umurlarında bile olmaz’’
tarzında eleştirilerde bulunabiliyor.

Açtıkları binlerce porno sitesini, yayınladıkları on binlerce videoyu yazmıştım.

Bunların çoğu bedava ise arkasında başka bir amaç vardır demiştim.

Ortalama bir zekaya sahip olanlar bile, şimdi yazacağım kısımla, size niçin mastürbasyon yaptırmak istediklerinin arasında çok rahat bağlantı kurabilmeli.

"Dünyada hakimiyet sağlayacak en önemli unsurlardan biri çok üremektir.

Bu amaçla Masonlar arasında her türlü cinsi münasebet serbesttir.

Bütün yeryüzündeki gayri Masonlar eşektir.

O gün geldiği zaman bunlar yer altında kendileri için kazılmış olan yerlere girip ebediyen yer altında yaşayacaklardır."

Son iki cümle klasik Siyonist bakış açısıdır, onlardan ziyade siz ilk iki cümleye odaklanın.

Üremenin öneminden bahsediyor, sayıda çok olmalarının hakimiyet sağlama da gerekli olduğundan söz ediyor.



-Bölüm 30-


Amaçları diğer ırkların nüfuslarını kontrol altında tutmak arkadaşlar.

Nüfus kontrolünün birçok yolu vardır ve bu çok geniş bir mesele.

Yalnızca bir örnek verirsem;

Bizim ülkemizde geçmişten beri nüfus kontrolü uygulanmaya çalışılmıştır.

Aile planlaması adı altında; tek çocuklu aileler dizayn etmek istenmiştir.

Eski zamanlarda yapılan bazı aşıların kısırlığa yol açtığı da belirtilir.

Ünlü bir aile de vardır bizim ülkede, bu tür nüfus kontrollerine çok meraklı olan, tonla para akıtarak bu planlama projelerine destek veren bir aile.

Ülkenin kaynaklarını sömürmüş, en güzel arazilere konmuş bir aile.

Rockefeller ailesinin Türkiye şubesi olma görevini kendine amaç edinmiş bir aile.

Tam hatırlayamadım isimlerini;

Öküz ailesi miydi, neydi?

Neyse.

Talmud'dan verdiğim yasa, Masonlara üreyip, çoğalmalarını öğütler.

Her türlü pislik ilişkiyi de sırf sayıları artsın diye serbest kılar.

Tabii kendileri 5 artarken diğer milletlerin 50 artması, onlar için -45 demek gibidir.

Emin olun salak değil bu insanlar.

Ellerindeki imkanlar ile kendileri haricindeki insanların nüfuslarını azaltmak amacıyla sinsi planları vardır.



-Bölüm 31-


Yapılan dünya savaşlarını araştırın.

Savaşın her iki tarafına da kredi verip, finans desteği sağlayan Mason bankerlere rastlarsınız.

Hem verdiği krediyi ileride yüksek faizle geri alarak, çok büyük ekonomik kazanç sağlarlar.

Hem de dünya nüfusunun azalmasına katkıda bulunmuş olurlar.

Dünya savaşının fitilini, yaptığı suikast ile ateşleyen Sırp milliyetçisi arkadaş;

İleri dereceden bir masondu arkadaşlar.

O savaşta kaç kişi öldü araştırın.

Benim porno sektörü ile varolduğunu söylediğim bağlantı da yine bir çeşit doğum kısıtlaması gibi düşünebilirsiniz.

Mastürbasyon ile çocuk sahibi olamazsınız.

Bu olay bir alışkanlık haline geldiğinde ve izlediğiniz pornolarda gördüğünüz kadınlardan dolayı güzellikten kastettiğiniz alt sınır seviye bayağı bir yukarı çekilir ve etrafınızdaki dişileri kolay kolay beğenmezsiniz.

Yani pornocuar zihninizde yer ettiğinden dolayı çirkin bulursunuz etrafınızdakileri.

Beğenmeyen insan evlenmez mantıklı olarak.

Evlenme yaşı da istatistikleri takip ederseniz git gide yükselir.

Sebebi öğrenim görüyor olmak ya da yoğun bir iş hayatına sahip olmak filan değildir.

Sebep;

İnsanların birbirlerini beğenmemesidir, o dizilerde, filmlerde kendilerine izlettirilen hayatları yaşayamayacak olmalarını bilmeleridir.

Tamam belki insanlar hala evleniyor ama;

Boşanmalar da artmıştır son yıllar da, bunu da araştırın.

Dolaylı yoldan doğum oranları da azaldığından, nüfusumuz git gide yaşlanıyor.

Yaşlanan nüfusun da ne anlama geldiğini yazmayacağım çok uzar.

Kısacası;

Size porno izlettirip, mastürbasyon yaptırmaları bana göre dolaylı yollardan bir çeşit doğum kontrolüdür beyler.

Bu benim düşüncemdir, arkasındayım.



-Bölüm 32-


"O adam ki kızkardeşi ile beraber yatıp,

Kendilerini cinsi zevklere bırakırlar ve kız kardeşi bunu şikayet etmez,

Bunda bir kabahat yoktur,

Fakat kız kardeş şikayette bulunursa bu işi tekrarlamaması bu adama bildirilir.

O şahıs ki daha annesi yaşlı değildir ve babası ölmüştür ve validesi yabancı erkeklerin koynuna girmek istemez ve kendi oğlu ile yatmak ister ve keza oğlu da validesi ile yatmak isterse böyle bir vaziyette,

Eğer bu işler zor kullanılmadan yapılıyorsa,

Bize düşen bir vazife yoktur;

Ta ki oğul evlenme yaşına gelip de başka bir kızla evlenmek talebinde bulunur ve validesi buna mani olmak isterse,

Oğul hem kendi karısının cinsi arzularını hem de annesinin cinsi arzularını tatmin etmeli;

Ta ki validesi başka bir erkek buluncaya kadar."

(Kethuboth bölümü 76a)

Yorum yapmama gerek var mı arkadaşlar?



-Bölüm 33-


Kethuboth bölümüyle ile ilgili son bölüm;

"Bir gayri Mason, Mason kızından istifade ederse, bir Mason kadınını baştan çıkartırsa, bir Mason çocuğunu kirletirse;

Mason, Umumi bir Mason kadını ile temas edip kadına parasını vermezse cezaya çarptırılır.

Eğer bir Mason, umumi kadını kullanıp parasını vermemiş ise parası alınır ve de dövülür, bir Mason kadınını baştan çıkartır ise ölünceye kadar taşlanır.

Bir Mason kızını kirleten gayrı Masonun başı yarım kesilir ve yavaş yavaş öldürülür.

Bütün bunlar bilhassa gayrı Masonların önünde yapılmalı ki bunlara müthiş bir ibret olsun ve bizim dehşetimiz karşısında titresinler ve Mason 'a dokunmaya bir daha yeltenmesinler."

(Kethuboth bölümünde 61b)

Son iki cümleye dikkat.

Burada hazır kafa kesmeden muhabbet açılmışken farklı bir konuya daha değineyim;

İslamiyette kafa kesme diye bir olay yoktur arkadaşlar.

Acaba Ortadoğu’daki yapay örgüte kim kafa kesmeyi öğretti?

Nedense kendini Müslüman olarak tanıtan bu örgüt, en fazla Müslümanlardan olmak üzere her dinden insanı öldürmüştür.

Fakat bu zamana dek nedense 1 tane bile Mason’a zararı dokunmamıştır.

İlginç.

Kethuboth bölümünü tamamladım.

Okurken kusmadan tamamlayabilenleri tebrik ediyorum.

Sırada Yebamoth bölümü var, o daha kısa sürecek, tek bölüm olacak.



-Bölüm 34-


"Bir dul kendini tatmin için her türlü usullere başvurabilir.

Bir kadın sebepler göstererek hayvan ile hayvani münasebetleri ilerletirse bunda münasebetsiz bir şey yoktur.

Böyle işlere zevklere heveslenmeyen kadın bulunmaz.

Bu sebepten bu gibi zevklere kendini verip de sonradan evlenmeyi düşünen kadını bir haham bile alabilir."

(Yebamoth bölümüden 59a ve 59b)

Sanıyorum bu son bölüm ile ortalama bir pornositesinde bulunabilecek tüm kategorileri tamamladık beyler, değil mi?



-Bölüm 35-


Size ilk olarak birkaç soru sormuştum.

Bu endüstri gerçekten sizin zevklerinize hizmet etsin diye mi kuruldu, yoksa farklı amaçlara mı sahipti?

Videolarda rol alan insanlar bu işi gerçekten zevk alarak mı yapıyor veya cinsellik aşırıya kaçıldığında da gerçekten dışarıdan görüldüğü kadar zevkli mi?

Porno sektörünün önde gelenleri kimlerdir, bu insanların ortak noktaları var mıdır?

Porno filmlerin zihninizde ve vücudunuzda bıraktığı etkilerin farkında mısınız?

Bu soruları sorduktan sonra anlatmaya başladım ve uzun uzun yazdım. Eğer buraya kadar eksiksiz okuduysanız sorulan tüm soruların cevaplarına ulaşmış olmalısınız.

Arkadaşlar, ortada üzerinde durulmuş, en ince ayrıntılarına kadar hesap edilerek oluşturulmuş bir sektör var ve biz hala mastürbasyon zararlı mı, değil mi gibi basit sorularda takılıyoruz. Karşımızda aşmamız gereken okyanus varken daha derede boğuluyoruz.

Masonlardan bol bol bahsettik, artık o kadar aşina olduk ki bu adamlara yakında peyot dedikleri şu yanlardan sarkan favorilerimiz çıkacak .

Ama farkındayım ki örneklerle açıklayınca taşlar tamamıyla yerine oturuyor. Mesela başlığa Talmud’dan verdiğim örneklerle başlasaydım ve tahmin edin bakalım porno şirketlerinin sahipleri hangi dine mensuptur? diye sorsaydım, çoğunuz doğru bilirdiniz.

Örneklerle ilerlemek etkili oluyor ve mastürbasyon konusunda da hala aklınızda soru işaretleri var, o zaman Mason dostlarımızdan biraz daha bahsedeyim. Bu sefer mastürbasyon hususunda kulaklarını çınlatacağız.



-Bölüm 36-


Porno izlemeyin ama bu tek başına yetmez, mastürbasyon da yapmayın diyoruz, neden?

Birçok sebebi var arkadaşlar, hem maddi hem de manevi.

Maddi zararları daha evvel farklı platformlarda defalarca yazıldı, çizildi; manevi zararları ile alakalı olarak da, İslam’ın bu konuya bakışını ben ileride ayrıntılı şekilde işleyeceğim, fakat şimdiden söyleyeyim istisnaları hariç islamda mastürbasyon haramdır. O istisna da emin olun hiçbirinizin başına gelmez, güvenin bana. İleride kısmet olursa detaylı şekilde yazabilirim bu konu hakkında da.


Şimdi, Masonlukta meseleye çoğalmanın önemiyle dalıp, mastürbasyonda çıkıyorum arkadaşlar, hazırsanız başlayalım;

"Onları kutsayarak, “Verimli olun, çoğalın” [Peru Urevu] dedi, “Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun."

(Tekvin, 1:28)

Tevrat’ta yazan ilk emir üreyip, çoğalmakla alakalıdır.

Bu çoğalmayı teşvikle alakalı daha evvel de birkaç parça yazmıştım, o yüzden direkt geçiyorum Masonlukta mastürbasyonun yerine.



-Bölüm 37-


Masonlukta mastürbasyon yasaktır arkadaşlar, hatta cezasının ölüm olduğunu bile görürüz.

‘’Semen (sperm)bir erkeğin hayatiyeti ve gözlerinin feridir ve fazla ifrazatta bulunulduğu halde vücut kuvvetten düşer ve yaşam kısalır’’
(4/150:17)

Masonluğa göre boş yere sperm boşaltmak yasaktır. Bu Torah’da bahsedilen günahların hepsinden daha büyük bir günahtır.

Mastürbasyon yapanlar ve boşu boşuna sperm kaybına uğrayanlar, yalnız ciddi bir günah işlemekle kalmazlar.

Bununla alakalı der ki;

‘’Bu bir insan öldürmeye bedeldir.’’ (Yaratılış, 37)

‘’Hem Er hem de Onan bu günahı işledikleri için ölmüşlerdi.’’ (4:151:1)

Bu bölümü size ferre ile beraber mastürbasyondan da uzak durmanız için yazdım.

İlk bölümden itibaren okuyanlarda vermek istediğim mesaj inanıyorum gitmesi gereken yere ulaştı.



-Bölüm 38-


Size porno izlettirip, mastürbasyon yaptıran adamlarda o işi yapmanın cezası ölüm olabiliyor.

Hatta tüm günahlardan daha günah gördüklerine dair önemli kanıtlar var ve hepsinden ziyade sizler birer Müslüman olarak bu işin maddi ve manevi zararlarını biliyorsunuz..

Yani arkadaşlar, pornodan uzak durduğunuz kadar mastürbasyondan da uzak duracaksınız.

Ben bu konular ile ilgili yazmaya başlayalı neredeyse 4 ay olacak. En başından şu güne kadar mastürbasyonu doğal bir olaymış gibi kabul ettirmeye çalışanların sunduğu ortak bir argüman vardır. Gerçi buradaki insanlar biraz daha farklı tamamını okumadan dalga geçmeye çalışıp rezil oluyorlar, fakat inci sözlük gibi bir yerde bile, tamamını okuduktan sonra argümanlarını sunuyorlardı. Bahsettiğim argüman şu;

''Maymunlar da mastürbasyon yapıyor bizim için neden doğal değil?''

Bu bakış açısı yanlıştır, doğada farklı farklı hayvanlarda var olan her yönelim insan için de doğaldır diye bir kaide yok.

Mastürbasyon yapan maymun varsa, insanın da mastürbasyonu doğaldır dersen, ben de sana şunları derim;

Hayvanlarda her türlü ensest ilişki var;

Bu durum insanlar için de doğal mı?

Eşcinsel ilişki mesela penguenlerde vardır, bu kanıtlanmıştır;

Peki insan için de bu doğal mı?

''Tamam porno zararlı ama mastürbasyon kesinlikle insanın doğasında var.'' demeyin.

Güzel kardeşlerim, o pornolar zaten siz mastürbasyon yapın diye piyasaya sürülüyor.

Kabullenip deyin ki bizim irademiz zayıf, mastürbasyon yapmadan duramayız, mastürbasyon işini hayatımızdan çıkaramayız.

Bunları yazın; sonra gidin dertleşme bölümüne kızlar hiç ilgi göstermiyor, iki kelimeyi bir araya getiremiyorum, heyecan yapıyorum, intihar edeceğim tarzında başlıklar açın.



-Bölüm 39-


Günahları hayatınızdan çıkartamazsınız, istediğiniz birçok şeyi de o hayatınıza ekleyemezsiniz.

Bu kadar basit, bu din size zorluk olsun diye değil, esasında kolaylık olsun diye indi.

O zor gelen emirler sizi bunaltmak için değil, rahatlatmak için verildi.

Şimdi bu bahsettiğim kesimden isteyen gidip mastürbasyonunu yapabilir, kimse sizi zorlamıyor.

Fakat, isteyen de şapkasını önüne koysun, düşünsün.

Ya da cinsel organınızı çıkartıp önünüze koyun, beraber düşünün. Sonuçta bu zamana kadar beyninizden çok oraya kan gitti, en az beyniniz kadar o da fikir sahibidir, onun da görüşlerini alın.

Neyse.

Bazılarınız belki benim başlığımı görmeye tahammül edemiyor olabilir, saygı duyarım;

Ama mesela o konu listesinde 50 tane başlık var,

Ve benim fikrimi sorarsan, 49 tanesine de ben tahammül edemiyorum, hatta görmek dahi istemiyorum.

Gidip konuları sabote ediyor muyum, önüme gelene hakaret ediyor muyum, saçma sapan genellemeler yaparak insanlara nefret kusuyor muyum?

Geriye kalan 1 başlık da zaten bu başlık.

Fakat gelip bu kitleyle bir şeyler paylaşmak, bu mecranın artılarından faydalanmak, aynı zamanda eksilerine de razı olmayı gerektirir.

Senin amacın burada daha farklı içerikleri kovalamak olabilir, bayan fotoğraflı konu ararken benim başlığıma rastlamış olabilirsin, doğaldır seni rahatsız etmesi.

Ama bu durum gelip burada bana saçma sapan hakaretler etmen için, niye yorum yapıyorsunuz diye diğer insanları da küçümsemen için, hatta sanki kendin Gaziosmanpaşa’da değil de İsviçre’de Alp Dağları’nın eteğindeki barakanda yaşıyormuşsun gibi ‘’Bu Türkler hep böyle şeylere prim veriyor yea’’ diyebilmen için yeterli bir sebep değil. Zira mesaj atmaya değmez dediğin konuda benden fazla mesajın var. Birkaç felsefecinin kitabını özetinden okuyup, gelip burada humanity dersi veren profesör nidasıyla saçmalama. Çok meraklıysan da özelden iletişim bilgilerini, akademik geçmişini, birikimini yaz, oradan istediğin konu ile ilgili konuşalım da yeri burası değil.



-Bölüm 40-


Başlıkta ana fikir porno endüstrisi ve niçin izlememeniz gerektiği, fakat olay bununla sınırlı değil. Mastürbasyon da porno gibi bir bağımlılıktır, hatta pornodan daha da zararlıdır.

Porno ile daha çok zihinsel olmakla beraber muhakkak fiziksel anlamda da zarar görüyor vücudunuz, dolaylı yoldan dengesizleşen dopamin, serotonin salınımı vs. hormonlarınız sebebiyle kesinlikle fiziksel olarak da etkiliyor sizi.

Fakat mastürbasyon ise doğrudan hormonlara etki ediyor, en büyük etkiyi testosterona yapıyor ve bu da sizin için hayati bir hormon, şüphesiz.

Anlattıklarım az çok etkili olsa bile, birkaç kişi bu işlerden uzak durması gerektiğini anlasa bile, hatta anlamakla kalmayıp eyleme geçse bile, ne yazık ki uzun süre devam edebilenlerin sayısı oldukça yetersiz kalıyor arkadaşlar.

Bu gibi yazılar önceden de döndü, kaynak olarak eksik yok, araştıran her bilgiye ulaşır. Ancak bilimsel kanıtlarla beraber manevi olarak da adanmış olmanız lazım ki, bağımlılıklardan tamamen kurtulabilesiniz.

Örneğin; sigaranın zararlı olduğunu herkes bilir, ama yine de kolay kolay kimse bırakamaz. Çünkü çaba sarfetmek, biraz acı çekmek ve en önemlisi de inanmak gerekiyor. İnanma olayı da çoğu insanda eksik, ancak bırakabileceğine inananlar bırakabiliyor sigarayı. İnançsızlık insanın kendine yapabileceği en büyük kötülüktür.

Porno ve mastürbasyonda da aynı şekilde ilerliyor kurtulma süreci.



-Bölüm 41-


Bu bölümde size konumuzla aslında doğrudan ilgili olmayan şekilde, kendi yaşadıklarımı, gözlemlerimi yazacağım;

Bana kısa süreliğine de olsa Kudüs'ü ziyaret etmek nasip olmuştu, o ziyareti ve Masonlar ile alakalı gözlemlerimi, sonrasında ise biraz da gerçekleşeceğini düşündüğüm kehanetlerimi paylaşacağım. Belki yeni bir başlık da açılabilirdi ama buraya yazayım olsun bitsin konuyu tamamlayalım, biraz uzun gelebilir, boş vaktinizde okursunuz;

İstanbul'dan uçağa binip, israil'in başkenti Tel Aviv'e Ben Gurion Havalimanı'na indik.

Fötr şapkalı, pardösülü Masonlar çok kısa sürede bavullarını alıp gidiyorlardı, bizi dakikalarca beklettiler, garip garip sorular sordular. Türkiye'den geldiğinizi öğrenince resmen sindirmeye çalışıyorlar.

Belki bu yazdıklarımı okuyan biri ileride giderse aklınızda bulunsun, korktuğunuzu farkettikleri anda sizin üzerinize daha da giderler ve hatta şüpheli olduğunuzu belirtip garip garip odalara da alabilirler, saçma sapan sorular sormaya devam ederler ve uzun süre bekletirler, saatleri bulabilir. Ama eğer korkmadığınızı belli eder gözlerinin içine bakarak sakince konuşursanız kısa sürede bırakırlar.

Resmen size goyim olduğunuzu hissettirmeye çalışırlar.

Ezdirmeyin kendinizi, umursamayın, umursamadığınızı da hissettirin. Siz orada turistsiniz, net şekilde kısa kısa cevaplayın sorularını.

Devam edeyim.

Havaalanından çıkıp Kudüs'e gittik, ilk olarak Zeytin Dağından göz göze geldim Kubbetüs Sahra ile, o an hayatımda ilk defa aşık oldum zaten.


Sonra birkaç yer gezdikten sonra Mescid-i Aksa'ya girince, çok farklı bir havayı çekiyorsunuz ciğerlerinize, manevi olarak eşi benzeri yoktur oranın. Kubbetüs Sahrayı yakından görünce heybeti daha da artıyor insanın gözünde, Kıble Mescidi de aynı şekilde.

Oralar çok güzel arkadaşlar.



-Bölüm 42-



Mescidi Aksa, Doğu Kudüs'te bulunuyor. Otel de Arap mahallesinde. Sokakları ilk defa gezerken çok şaşırmıştım, bir sürü Türk bayraklı, özellikle İstabul isimli dükkan var. Bazı esnafların kıyafetlerinde ay-yıldız vardı, mesela Türk dönercisinin duvarında ,beğenirsiniz beğenmezsiniz umrumda olmaz, bizim Cumhurbaşkanı'nın fotoğrafı vardı. Bildiğiniz asmışlar duvara çerçeveleyip. Çarşıda Türk bayraklı birçok dükkan görmüştüm. insan çok farklı hissediyor, halk gerçekten Türkleri çok seviyor, Erdoğan'ı da ağızlarından düşürmüyorlardı. Bir gün bu topraklar tekrar bizim olsa keşke diye iç geçirmiştim ilk geldiğimde ve daha sonrası o insanları o halde görünce bunun gerçekleşebileceğine olan inancım arttı diyebilirim, o an inandım bu halk da bizimle ise Siyonistlerden başka hiçbir engel yok önümüzde diye, yeter ki bizim halk uyansın. Siyaset konuşmayacağım daha fazla.

Asıl söylemek istediklerime gelirsem,

Havaalanından itibaren, Tel Aviv'de, Yafa'da, Kudüs'te, çarşıda-pazarda gezdiğimiz her yerde bir taraftan da Masonları inceledim beyler. Ağlama duvarına bile gittim, sinagoglarına girdim aralarında dolaştım. Hayatımda muhtemelen o duyguyu başka yerde yaşayamam. Ben eskiden beri Masonları araştırırım, lise yıllarımın başından beri dikkatimi çekerdi Siyonistler.

Ve ben o sinagog içerisinde onlarla burun burunaydım. Bildiğiniz etrafım full sipsiyah, pardösülü Siyonist kaynıyordu.

Yani anlayacağınız komplo teorisyeni değilim, çok yakın temasa da geçtim bu adamlarla. Her adımlarını dikkatle inceledim diyebilirim.



-Bölüm 43-


Öncelikle bu Masonları dindar olanları ve laik olanları şeklinde ikiye ayırabiliriz.

Laik olanlara daha çok Tel Aviv'de, Yafa'da (aynı bizim izmir gibi kıyı şehri) rastladım diyebilirim, zaten diğer Mason şehirlerine gitmedim bilemiyorum, dindar olanların ise en yoğun yaşadığı yer Kudüs.

Laik olarak sınıflandırdıklarımın bizim ülkedeki insanlardan farkı yok, Yafa'da parka gitmiştim, bankta adamın biri yalnız oturuyordu, ne olduğunu çözemedim Hristiyan mı Müslüman mı Mason mu bilemediğimden önce selamun aleyküm dedim, yüzüme baktı, sonra shalom dedim, hala yüzüme bakıyordu, en sonunda kendimi tutamadım gülerek hello dedim, o da güldü, yanlış hatırlamıyorsam ''I do not believe in'' demişti. O kadar farklı dinden insanın içerisinde gidip ateisti bulmuştum yani. [
smile.gif
]

Yani bunların nüfusu 8 milyon, ama 8 milyonun 8'i de davasına adanmış koyu siyonist değil arkadaşlar korkmayın. En koyuları Kudüs'te bunların.

Bizim için önemli olan da''koyu'' olanları, çünkü asıl mesele bunlarda.

Dediğim gibi her türlü mekanda gördüğüm her Masonu yakın takibe aldım, dikkatimi çeken ve sizinle de paylaşmak istediğim bir özellikleri var;

-Kadınları kesinlikle açık saçık giyinmiyor, yurtdışından ağlama duvarına gelen birkaç tane istisna turist kadını saymazsam, ''modest'' dedikleri şekilde kesinlikle gösterişsiz giyiniyorlar. Ben hiç görmedim Kudüs'ün sokaklarında edepsiz giyinmiş Mason kadın.

-Özellikle bu pardösülü, fötr şapkalı, (bizdeki cübbe sarıklılar diyebiliriz) adamların birkaç tane çocuğu vardı hep.

-En önemli kısma gelirsem; bunların genç olanları kesinlikle gözlerine hakimler, insanlarla göz temasına girmiyorlar, yabancılarla kesinlikle iletişime dahi zorunlu olmadıkça geçmiyorlar. Kudüs çarşısında her dinden insan vardır; Müslümanlar, Hristiyanlar ve Masonlar karışık şekilde dolaşır. Her dinin insanı kılık kıyafetinden veya yüzünden anlaşılıyor; Müslümanlar genelde birbirleri ile alakadar halde, Hristiyanlar etrafı izliyor halde, Masonlar ise kesinlikle kimse ile muhatap değil, adamların hepsi yere ayaklarına bakarak yürüyordu. Başka Kudüs'te bulunmuş olan varsa yazışabiliriz, onların da muhakkak dikkatini çekmiştir.

Tabii ki hepsi aynı değil ama genç Masonların tesadüf olamayacak kadar fazlasında durum buydu.



-Bölüm 44-


İsrail'de genelev sayısının çok yüksek olduğu ile ilgili, bu insanların kendi halklarını nasıl muhafaza ettikleri ile ilgili sorular geliyordu inci sözlükte, burada boş eleştiriler yapmaktan sormanıza fırsat olmadı gerçi ama aklına gelen olmuşsa da şimdi ufaktan anlaşılmıştır sanıyorum; bu adamlar için İsrail'de yaşayan her Mason aynı değil, dindar siyonistler Kudüs ve çevresine yerleştirilmiş, bir sürü toplu konut yapılmış, yeni inşaatlar da yapılıyordu. Diğerleri de diğer şehirlere dağılmış belli ki. Yoksa oralarda Masongençler barlara filan da gidiyor, hepsi aynı değil, belli bir tabaka çok farklı yaşıyor sadece.

Mason mahallesinde gezerken, benim Müslüman olduğumu bilmeyen bir kıza adres sormuştum, bara gitmek ister misin demişti mesela. Hiç sormamıştı bile insan mısın goyim misin diye.

Tabii ki de gitmedim, ben turistik yerleri ziyaret etmek istiyordum sadece deyip, gecenin 10'unda ağlama duvarını tarif ettirmiştim kıza.

Arap mahallesine geri dönmeye çalışırken ben bir ara kayboldum arkadaşlar, bunlar Şabat günü derler. Cuma akşamından, Cumartesi akşamına kadar teknolojik hiçbir alet çalışmaz, önemli işleri yoksa çoğunluğu gider evine ibadet eder sürekli. O gün de Cuma gecesiydi tramvay filan hiçbir şey çalışmıyordu. Sora sora bulmaya karar verdim. Yaşlı bir adamı durdurup sordum Arap mahallesine nasıl gidebilirim diye;

''Orada ne yapacaksın?'' dedi adam.

Açıkcası ilk defa o an korktum Müslüman olduğumu belli etmekten, o yüzden;

''Ben turistim sadece merak ediyorum, gidip görmek istiyorum'' dedim.

Beni Mason veya Hristiyan sanmış olacak ki, 3 defa orası tehlikeli gitme oraya dedi sesini de bayağı yükselterek.

Müslüman olduğumu bilsin istemedim. Orada herkes ırkçı Mason değil ama bazılarının bayağı radikal olduğunu da biliyordum. ''Kısa sürede dolaşıp döneceğim'' dedim. Zaten orada karakol filan vardı her saatte İsrail askeri vardı, onu anlatmaya çalıştım güvenli sayılır oralar diye, sonunda tarif etti de dönebildim geri.

Ana fikir;

Bu adamların hepsi aynı olmamakla beraber, benim başlıkta bu zamana kadar andığım bu Masonlar gözünü yabancılardan ve kadınlardan kaçıran, yere bakarak yürüyen elemanlar. Umarım anlatabilmişimdir, bu adamlar size kadınların 12 parmak bağırsağını hd izletirken, kendi evlatları gözlerini en ufak dekolteden bile kaçırıyorlar.



-Bölüm 45-



Bu adamları mağlup edilemeyecek kadar güçlü görmeyin arkadaşlar, çünkü değiller.

Neden mi?

Mesela, sahip oldukları televizyon ve internet gibi propaganda kanalları vasıtası ile verdikleri ilk mesaj şu;

'’Biz en güçlüyüz''.

İstisnasız, hep bu mesajı veriyorlar.

Dikkatli okuyun, çok basit bir mantıkla yazıyorum;

Gerçekten çok kuvvetli olan bir insan sürekli ne kadar güçlü olduğundan, herkesten daha iyi durumda olduğundan vs. bahseder mi?

Kesinlikle buna ihtiyaç duymaz.

İstediği anda, gerekeni yapar, rakiplerini yok eder.

Propaganda; tam olarak hedeflediği güce ulaşamamış olanların ''biz çoktan o güce ulaştık bile'' ayağına, destekçileri ve en önemlisi de rakiplerini kandırmak için kullandıkları bir taktiktir.

Bu adamlar ''her şeyi gören gözü'' her yere resmediyorlar, açıktan veya gizli, her tarafta şu düşünceyi aklımıza kazımak istiyorlar;

''Biz her şeyi görüyoruz''

Yukarıda yazdığım ‘’propaganda niçin yapılır?’’ çıkarımımdan dolayı bunun doğru olmadığını düşünüyorum, kimse dünyada olup biten her işin farkında olamaz, kontrol edemez.



-Bölüm 46-


Fakat yine de her şeyi gördüklerini, her şeyi kontrol ettiklerini farz edelim;

Size Kur'anda da geçen bir olaydan bahsederek örnek vermek istiyorum;

Firavun, Mısır'ın hükümdarıydı ve yüksek yapılar inşa ettirip, tüm ülkeyi gözetliyordu.

Her işten haberi oluyordu.

Firavun bir gün bir rüya gördü; Kudüs tarafından gelen bir ateş , Mısır’a kadar ulaşıp, Firavun’un ülkesini yok ediyordu..

Uyanınca hemen kâhinlerini toplayıp rüyasını anlattı.

Kâhinler de ona;

İsrailoğullarından bir erkek çocuğunun, tüm Mısırlıların helâkına ve onun krallığının da yok olmasına sebep olacağını söylediler. Doğacağı zamanın da pek yakın olduğunu bildirdiler.

Bu rüya tabirinden sonra Firavun iyice tutuştu. İsrailoğullarından doğacak ne kadar erkek çocuk varsa öldürülmesini emretti. Sonraları işleri yapacak erkek sayısı giderek azaldığı için Firavuna durumu bildirdiler, bir sene öldürüp, bir sene öldürmemekte karar kıldı.

Firavun’un erkek bebekleri öldürmediği sene Hz. Harun, öldürdüğü sene Hz. Musa dünyaya geldi



-Bölüm 47-



Hz. Musa’nın annesi çok üzüldü. Allah’a dua etti ve Allah ona Kur’anda da geçen şu cevabı verdi;

"Musa'nın annesine: "Çocuğu emzir, başına geleceklerden korktuğun zaman onu suya (Nil'e) bırak. Korkma, üzülme. Biz şüphesiz onu sana tekrar döndüreceğiz ve peygamber yapacağız" diye bildirmiştik" (Kasas Suresi 7)

Hz. Musa’nın annesi, emredileni yaptı. Bir sandığın içerisinde suya bıraktı. O sandık Firavun’un sarayına kadar gitti. Firavun’un cariyeleri su kenarındayken o sandığı ve içerisindeki bebeği gördüler. Firavun’un karısı Asiye’ye zütürdüler.

Allah çocuğu Asiye’ye sevdirdi. ilk başta çocuğu öldürme niyetinde olan Firavun’a ‘’Bizim olsun mu?’’ tarzında bir şeyler söyledi;

"Firavun'un karisi: Benim de senin de gözün aydın olsun! Onu öldürmeyiniz, belki bize faydalı olur, yahut onu oğul ediniriz" dedi. Aslında işin farkında değillerdi" (Kasas Suresi 9)

(Firavun ile Asiye’nin çocuğu olmuyordu)

Hz. Musa acıktı, emzirilmesi gerekti. Fakat mübarek kimseden emmedi. Allah Kur’an’da şu şekilde anlatıyor;

"Önceden, süt annelerinin memesini kabul etmemesini sağladık. Musa'nın ablası; "size, sizin adınıza ona bakacak, iyi davranacak bir ev halkını tavsiye edeyim mi?" dedi. Böylece onu, annesinin gözü aydın olsun diye, ona geri çevirdik. Fakat çoğu bilmezler" (Kasas Suresi 12-13)



-Bölüm 48-


Olayların daha devamı var, fakat çok uzayacağı için anlatmıyorum, filmin sonunda Hz. Musa, Firavunu yok ediyor.

Şimdi size anlatmak istediğim, dikkat etmenizi ve unutmamanızı istediğim 2 durum var;

1- Allah Hz. Musa’nın annesine bir söz vermişti ‘’merak etme, sana geri döndüreceğiz’’ demişti.

Sonuç olarak; döndü mü?

Döndü.

Allah verdiği sözü tutar arkadaşlar, süresi değişebilir, fakat Allah verdiği sözü tutar.

1 gün ya da 100 yıl olabilir.

Fakat sözünden dönmez.

Ve Kur’anda şu sözleri veriyor;

‘’ Kim, güzel davranarak tümüyle Allah'a yönelirse en sağlam bağa sarılmıştır. Tüm işleri Allah kontrol eder.’’ (Lokman Suresi 22)

‘’ Ayet Sana vahyedilene sarıl; çünkü sen doğru yoldasın’’ (Zühruf Suresi 43)

‘’Kitaba sarılanlar ve namaz kılanlara gelince, iyiliğe çalışanları ödülsüz bırakmayız.’’ (Araf Suresi 170)

Ve daha birçok ayet, birçok verilmiş söz..


-Bölüm 49-


2- Firavun, kuleleri ile tüm ülkeyi gözetleyebiliyordu; ’’Her şeyi gören gözdü’’

Herkes onun emrindeydi; ‘’Çok güçlüydü’’

Sonra ne oldu?

Allah onun sarayında büyüyen bir genç ile onu yok etti arkadaşlar.

Uzak diyarlardan gelen bir yabancı komutan ile de bitirebilirdi onu, fakat öyle istemedi, ‘’gözetlediği topraklarda doğmuş ve bizzat kendi elinde yetişmiş olan’’ vasıtası ile yok etti.

Aynı birilerine benziyor değil mi Firavun'un sıfatları? Her şeyi görmesi, yenilemeyecek kadar kuvvetli olması vs. sıfatları çok benziyor bugün etrafımızdaki birilerine. Bu birilerinin sonları da Firavun ile aynı olacak merak etmeyin. Yeter ki 1 numarada yazdığım o verilmiş sözlere inanalım, iman edelim, Allah'ın istediği gibi yaşayalım.

internet onların olabilir, ama bu interneti Firavun'un sarayına döndürebiliriz beyler?

Belki bize de Musa görevi görmek nasip olur, nereden bilebiliriz?

Kısmet.

Not: Bu yazıda tam 93 defa ‘’Mason’’ kelimesi kullanılmıştır, fakat esasında hiçbiri ‘’Mason’’ değildir. Yazarın orijinal metninde yazdığı kelime kullanıldığında moderatörler gelen ''ırkçılık yapıyor'' tarzı şikayetler üzerine uyarmış ve bahsi geçmese de çoğunuzun anladığı kelime tek tek tespit edilip yerine ‘’Mason’’ yazılmıştır.

Konuyu tamamladım, umarım faydalı olmuştur.

Selametle.

Yazıları okumaya üşenenler için videolu anlatım yaptım;

 

annonymmous17

Gelişimedevam
Katılım
24 Ocak 2024
Mesajlar
1
Tepki puanı
2
Puanları
3
Yaş
28
Konum
Almanya
Kardeşim eline,yüreğine, ağzına sağlık gerçekten o kadar icten o kadar güzel anlatmissinki , tebrik ederim. Hayran oldum sana gercekten , helal olsun. Rabbim yolunu bahtini acik etsin insaAllah. Hepsini okudum keyifle hic atlamadan. İnsaAllah Rabbim toplumumuzu bu beladan korusun , kurtarsin. Hersey oyundu , toplumu bozmak içindi hersey ve hedeflerine ulasiyorlar . Ama sorun bizde bitiyor herkes kendini ele alirsa hicbirsey yapamazlar. Her gecen gun o kadar iyi anliyorumki bu sarkilari bu pmo ‘dur giyim tarzlari cinsiyet degistirmesi falan filan hepsi bunlarin insanligi yok etmenin yollari , onlarin kurduklari oyunlar. Rabbim insaAllah okuyup anlamayi nasip etsin herkese cunku tek okumakta yetmiyor kavramasi lazim konuyu. Gercekten ve gercekten soyluyorum butun arkadaslarima cani gonulden , abi kurtulmak istiyorsaniz cok basit aslinda beyinde bitiyor ve Rabbinize yonelin icten dua edin ve cok isteyin yemin ederim siz daha güçlüsünüz nefsinizden herkes yani . İslam o kadar güzel bi nimetki onu anlaya bilene . Rabbimin yasak ettigi herseyde o kadar buyuk bir nimet varki subhanAllah . Sadece bunu anlayin arkadaslar. Sana tesekkur ederim Allah razi olsun , insanlari aydinlattigin icin adini bilmedigim kardesim , seviliyorsun
 

Priv@te_reflection

Venüs Yolcusu
Katılım
18 Ocak 2023
Mesajlar
160
Tepki puanı
107
Puanları
49
Kardeşim eline,yüreğine, ağzına sağlık gerçekten o kadar icten o kadar güzel anlatmissinki , tebrik ederim. Hayran oldum sana gercekten , helal olsun. Rabbim yolunu bahtini acik etsin insaAllah. Hepsini okudum keyifle hic atlamadan. İnsaAllah Rabbim toplumumuzu bu beladan korusun , kurtarsin. Hersey oyundu , toplumu bozmak içindi hersey ve hedeflerine ulasiyorlar . Ama sorun bizde bitiyor herkes kendini ele alirsa hicbirsey yapamazlar. Her gecen gun o kadar iyi anliyorumki bu sarkilari bu pmo ‘dur giyim tarzlari cinsiyet degistirmesi falan filan hepsi bunlarin insanligi yok etmenin yollari , onlarin kurduklari oyunlar. Rabbim insaAllah okuyup anlamayi nasip etsin herkese cunku tek okumakta yetmiyor kavramasi lazim konuyu. Gercekten ve gercekten soyluyorum butun arkadaslarima cani gonulden , abi kurtulmak istiyorsaniz cok basit aslinda beyinde bitiyor ve Rabbinize yonelin icten dua edin ve cok isteyin yemin ederim siz daha güçlüsünüz nefsinizden herkes yani . İslam o kadar güzel bi nimetki onu anlaya bilene . Rabbimin yasak ettigi herseyde o kadar buyuk bir nimet varki subhanAllah . Sadece bunu anlayin arkadaslar. Sana tesekkur ederim Allah razi olsun , insanlari aydinlattigin icin adini bilmedigim kardesim , seviliyorsun

Bu yazıyı ben yazmadım oncelikle onu belirtmiş olayım bu yazının sahibine teşekkür edjn.Yazifa da abartılı yerler var gibi yorumlarda onu söyleyenler vardı.Baska yazılar bulup sizinle paylaşırım inşallah ama ilginiz için teşekkür ederim ben de sizin gibi hala bağımlılık içinde olan birisiyim size katkısı olduysa ne mutlu
 

Mr.Twain

Adapte ol ya da yok ol!
Katılım
6 Nis 2023
Mesajlar
120
Tepki puanı
83
Puanları
34
Bu yazıyı ben yazmadım oncelikle onu belirtmiş olayım bu yazının sahibine teşekkür edjn.Yazifa da abartılı yerler var gibi yorumlarda onu söyleyenler vardı.Baska yazılar bulup sizinle paylaşırım inşallah ama ilginiz için teşekkür ederim ben de sizin gibi hala bağımlılık içinde olan birisiyim size katkısı olduysa ne mutlu
Yazı sahibinin ismini verir misin?
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst