Forum ahalisine selamlar, yazmayı planladığım bu yazı kendi görüşlerimi içermektedir. Görüşlere eleştiri getirebilir veya onaylayabilirsiniz.
Bu sitenin genel içeriğine baktığımda bazen kendimden daha genç erkeklerin reddedilme veya platonik aşk hikayelerini görüyorum. Genç erkekler için reddedilmek çok normal bir şey, hatta insan bunun hayatının her döneminde yaşayacaktır. Öncelikle reddedilmek asla dünyanın sonu değildir, o kişi sizinle birlikte olmak için hayatınıza girmemiştir ancak size bir şeyler öğretmek için var olmuştur. Evrende her şeyin bir anlamı ve bir misyonu bulunmaktadır, sırf bu nedenle yaşanan hiçbir şeye "kötü" bir olay gözüyle bakılmamalıdır (çok ekstrem durumları göz ardı ettiğimiz zaman). İnsanlar ailelerini kaybediyorlar bir kazada, cinsel saldırıya uğruyorlar, fizyolojik kalıcı hasarlarla yaşamak zorunda kalıyorlar, doğuştan bacağı-gözü olmayan bireyler olabiliyorlar. Yine de hayatlarına devam ediyorlar...
Gençliğimde herkes gibi ben de reddedildim, ilişkilerin doğasını bilmemekten ve kendimi yeteri kadar geliştirmediğimden hatta karşı tarafa zaman tanımamaktan, belki kendime ergenliğimde o kadar saygı duymadığımdan. Çevrede işte reddedilince sigaraya başlayan, alkole veren veya daha kötüsü maddeye düşen insanlar elbet oluyor, bir insan için kendini böylesine yıpratmak ve kendi saygınlığını bu denli küçültmek inanılmaz saçma. Bunun daha ağırları olunca ne olacak? Terk edilince, aldatılınca ne olacak? Köşede kafamıza mı sıkacağız, bileklerimizi mi keseceğiz? Acı çekmek yaşamanın en doğal parçası çünkü acı çekmek bir bilinç gerektirir, insanoğlunun mahkum olduğu gerçeklerden biridir bu.
Yaşım ilerledi, zamanla terkler başladı. Terk etmek birini aslında onu öldürmekten farksız bence, hayatında bir daha yüksek ihtimalle olmayacak o birey ve senin hatıralarında yaşamaya devam edecek. Önemli olan kesinlikle iyi hatırlanmaktır, güzel bir şekilde hatıralarda yer etmektir. İster ret olsun, ister terk, ister aldatma; aldatma haricinde diğerlerinde iyi hatırlamak ve hatırlanmak mümkündür. Bir fani için hayata son vermeye, hayatını karartmaya hiçbir koşulda lüzum yoktur. Bazı geceler uyuyamazsın, bazı sabahlar kalkamazsın ama şunun bilinmesi gerekir, her şeye rağmen hayattasın. Hayatını kurtarabilecek durumdasın, geçmişteki hatalarından ders çıkartabilecek, kendini inşa edebilecek durumdasın. Diyorum ya hatıralarda yaşamaya devam eder diye, zamanla o hatıralar bile un ufak olur ve yenilerine yer açılır. Yüksek ihtimalle daha mutlu olacağınız hatıralar edinirsiniz.
Geri dönüşü olmayan şeyler yapmamanız, kendinize zarar vermemeniz, acınızı çekmeniz gerektiği yerde, yeni insanlar tanımanız ve yeni tecrübelere şans vermeniz dileğiyle. Her türlü ret, terk ve aldatılmanın acısı geçer; her türlü duygu insana bir lütuftur ve iyi değerlendirilmelidir. Bütün kötü duygular bir yakıt gibi görülmelidir ve insan lehine kullanılmalıdır.
Saygıyla,
Loner II
Bu sitenin genel içeriğine baktığımda bazen kendimden daha genç erkeklerin reddedilme veya platonik aşk hikayelerini görüyorum. Genç erkekler için reddedilmek çok normal bir şey, hatta insan bunun hayatının her döneminde yaşayacaktır. Öncelikle reddedilmek asla dünyanın sonu değildir, o kişi sizinle birlikte olmak için hayatınıza girmemiştir ancak size bir şeyler öğretmek için var olmuştur. Evrende her şeyin bir anlamı ve bir misyonu bulunmaktadır, sırf bu nedenle yaşanan hiçbir şeye "kötü" bir olay gözüyle bakılmamalıdır (çok ekstrem durumları göz ardı ettiğimiz zaman). İnsanlar ailelerini kaybediyorlar bir kazada, cinsel saldırıya uğruyorlar, fizyolojik kalıcı hasarlarla yaşamak zorunda kalıyorlar, doğuştan bacağı-gözü olmayan bireyler olabiliyorlar. Yine de hayatlarına devam ediyorlar...
Gençliğimde herkes gibi ben de reddedildim, ilişkilerin doğasını bilmemekten ve kendimi yeteri kadar geliştirmediğimden hatta karşı tarafa zaman tanımamaktan, belki kendime ergenliğimde o kadar saygı duymadığımdan. Çevrede işte reddedilince sigaraya başlayan, alkole veren veya daha kötüsü maddeye düşen insanlar elbet oluyor, bir insan için kendini böylesine yıpratmak ve kendi saygınlığını bu denli küçültmek inanılmaz saçma. Bunun daha ağırları olunca ne olacak? Terk edilince, aldatılınca ne olacak? Köşede kafamıza mı sıkacağız, bileklerimizi mi keseceğiz? Acı çekmek yaşamanın en doğal parçası çünkü acı çekmek bir bilinç gerektirir, insanoğlunun mahkum olduğu gerçeklerden biridir bu.
Yaşım ilerledi, zamanla terkler başladı. Terk etmek birini aslında onu öldürmekten farksız bence, hayatında bir daha yüksek ihtimalle olmayacak o birey ve senin hatıralarında yaşamaya devam edecek. Önemli olan kesinlikle iyi hatırlanmaktır, güzel bir şekilde hatıralarda yer etmektir. İster ret olsun, ister terk, ister aldatma; aldatma haricinde diğerlerinde iyi hatırlamak ve hatırlanmak mümkündür. Bir fani için hayata son vermeye, hayatını karartmaya hiçbir koşulda lüzum yoktur. Bazı geceler uyuyamazsın, bazı sabahlar kalkamazsın ama şunun bilinmesi gerekir, her şeye rağmen hayattasın. Hayatını kurtarabilecek durumdasın, geçmişteki hatalarından ders çıkartabilecek, kendini inşa edebilecek durumdasın. Diyorum ya hatıralarda yaşamaya devam eder diye, zamanla o hatıralar bile un ufak olur ve yenilerine yer açılır. Yüksek ihtimalle daha mutlu olacağınız hatıralar edinirsiniz.
Geri dönüşü olmayan şeyler yapmamanız, kendinize zarar vermemeniz, acınızı çekmeniz gerektiği yerde, yeni insanlar tanımanız ve yeni tecrübelere şans vermeniz dileğiyle. Her türlü ret, terk ve aldatılmanın acısı geçer; her türlü duygu insana bir lütuftur ve iyi değerlendirilmelidir. Bütün kötü duygular bir yakıt gibi görülmelidir ve insan lehine kullanılmalıdır.
Saygıyla,
Loner II