Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

5-6 Yıllık Alışkanlığı Kırıyorum(Kafada Bitirmek)

Nothing but himself

Yeni Fapstronot
Katılım
1 Mar 2021
Mesajlar
25
Tepki puanı
26
Puanları
14
Merhaba insanlar,
Burada günce tutacağım. Bunun beni motive etmesini umuyorum. Zaman zaman güncelleyeceğim burayı.
Belki diğer arkadaşlara da ilham olurum.

Özetle yıllardır porno+mastürbasyon alışkanlığım var. Bağımlı olduğumu düşünmüyorum, zira elektronik cihazlara ulaşamadığımda ne kadar süre geçerse geçsin yoksunluk semptomu göstermiyorum. Bu sadece bir tür keyif verici alışkanlık. Çok fazla kola içmek gibi. Tabii, teoride böyle olsa da pratik hayatınıza diğer keyif verici alışkanlıklardan daha fazla etki eden bir alışkanlık. Özellikle karşı cinse olan bakış açınızı etkileyebilir. Bu ahlâki olarak hoşuma gitmiyor herhangi bir dine inanmasam bile.
Ayrıca pornografiden uzak durarak cinsel sağlığımın daha iyi olacağını düşünüyorum. Pek çok açıdan aslında yine uzun vadeli zevkime hitap ediyor bu alışkanlığı kırmak.

Mastürbasyonun belli bir seviyede kesinlikle sağlıklı olduğunu düşünüyorum ancak her şeyin aşırısı zarar. Doğrusu pek çok insan kendi cinsel kimliğini keşfedemiyor bile pornografi yüzünden. Mastürbasyonun faydalarından birisi de insanın ne tür fantezilerden zevk aldığı, bedeninin nerelerinin hassas olduğu gibi cinsel kimliğini öğrenmeye yardımcı olmasıdır. Fakat pornografi bu faydayı sizin elinizden alıyor. Aynılaştırıyor, başka insanlarla kıyaslatıyor. Size özel olması gereken oldukça kişisel hatta hayatın bir yönünün dışavurumu olarak kutsal sayılabilecek bir anıyı lekeliyor. Kısaca pornosuz mastürbasyon yapmakta problem görmüyorum. Yine de birbirleriyle çok fazla ilişkilendirdiğim bu 2 ayrı alışkanlıktan sağlıklı olanını da molaya bıraksam iyi olacak. Zira nörolojik olarak dopamin yolakları birbirlerine bağlı.
Hayatımda çok az şey için böyle kararlı bir başlangıç yapmışımdır. Kendime güveniyorum. Bildiğim yöntemlerin hepsini kullanacağım.

Bu sadece bir alışkanlığı bırakmaktan daha öte insanın kişiliğini, karakterini yapılandırması. Bununla beraber bazı şeyleri de değiştirmek zorunda olduğum kaçınılmaz.
Bu yazılık bu kadar yeter. İyi forumlar!

Hedef: En az 1 ay mastürbasyon yapmayacağım. Pornoyu ise temelli bıraktım.
 

Nothing but himself

Yeni Fapstronot
Katılım
1 Mar 2021
Mesajlar
25
Tepki puanı
26
Puanları
14
Merhaba insanlar,
Burada günce tutacağım. Bunun beni motive etmesini umuyorum. Zaman zaman güncelleyeceğim burayı.
Belki diğer arkadaşlara da ilham olurum.

Özetle yıllardır porno+mastürbasyon alışkanlığım var. Bağımlı olduğumu düşünmüyorum, zira elektronik cihazlara ulaşamadığımda ne kadar süre geçerse geçsin yoksunluk semptomu göstermiyorum. Bu sadece bir tür keyif verici alışkanlık. Çok fazla kola içmek gibi. Tabii, teoride böyle olsa da pratik hayatınıza diğer keyif verici alışkanlıklardan daha fazla etki eden bir alışkanlık. Özellikle karşı cinse olan bakış açınızı etkileyebilir. Bu ahlâki olarak hoşuma gitmiyor herhangi bir dine inanmasam bile.
Ayrıca pornografiden uzak durarak cinsel sağlığımın daha iyi olacağını düşünüyorum. Pek çok açıdan aslında yine uzun vadeli zevkime hitap ediyor bu alışkanlığı kırmak.

Mastürbasyonun belli bir seviyede kesinlikle sağlıklı olduğunu düşünüyorum ancak her şeyin aşırısı zarar. Doğrusu pek çok insan kendi cinsel kimliğini keşfedemiyor bile pornografi yüzünden. Mastürbasyonun faydalarından birisi de insanın ne tür fantezilerden zevk aldığı, bedeninin nerelerinin hassas olduğu gibi cinsel kimliğini öğrenmeye yardımcı olmasıdır. Fakat pornografi bu faydayı sizin elinizden alıyor. Aynılaştırıyor, başka insanlarla kıyaslatıyor. Size özel olması gereken oldukça kişisel hatta hayatın bir yönünün dışavurumu olarak kutsal sayılabilecek bir anıyı lekeliyor. Kısaca pornosuz mastürbasyon yapmakta problem görmüyorum. Yine de birbirleriyle çok fazla ilişkilendirdiğim bu 2 ayrı alışkanlıktan sağlıklı olanını da molaya bıraksam iyi olacak. Zira nörolojik olarak dopamin yolakları birbirlerine bağlı.
Hayatımda çok az şey için böyle kararlı bir başlangıç yapmışımdır. Kendime güveniyorum. Bildiğim yöntemlerin hepsini kullanacağım.

Bu sadece bir alışkanlığı bırakmaktan daha öte insanın kişiliğini, karakterini yapılandırması. Bununla beraber bazı şeyleri de değiştirmek zorunda olduğum kaçınılmaz.
Bu yazılık bu kadar yeter. İyi forumlar!

Hedef: En az 1 ay mastürbasyon yapmayacağım. Pornoyu ise temelli bıraktım.

Daha önce de denemeler yapmıştım, bu sefer farklı olacağını biliyorum sadece.
Önünde sonunda hata yaparsam önceki gibi kendimi bunun için suçlu hissettirmeyeceğim. Bu doğal bir süreç. Bazen hata yapabilirim.
Yanlış anlaşılmasın, hatanın yolunu şimdiden yapmıyorum. Suçluluk hissetmenin faydası yok. Daha önceki süreçlerimin çoğunu başarısız olduğum için değil, aksine kendimi suçlu hissettiğim için bıraktığımı iyi anlıyorum.
Kendime not:
''Önemli olan devam etmek, ne kadar düşersen düş. Unutma, bu pornoyu bırakmakla bile ilgili değil genel ölçekte. Kendi hayatının kontrolünü eline almakla ilgili. Kendine barışman bundan önce gelir. Şefkat göstermeyi de unutma.''
 

Nothing but himself

Yeni Fapstronot
Katılım
1 Mar 2021
Mesajlar
25
Tepki puanı
26
Puanları
14
Pornografiyi bırakma kararını kesinkes vermemin 4.günündeyim.

Defterime çarpı atacağım belli bir süre boyunca. Somut ilerlememi görmek motivasyonumu arttıracaktır. ''Zinciri Kırma'' metoduna benziyor biraz.
Bunun yanı sıra süt tozu, tatlandırıcı içeren kahveleri içmeyi bıraktım. Çay&Kahve türevlerine şeker atmaktan uzak durdum bu süreç boyunca, yan hedef gibi bir şey bu benim için. İleride kendim üzerindeki kontrolü arttırmak için birkaç ''kafada bitirme'' daha yapmam gerekecek.

Bunların sınırlama değil, hayat kalitesini arttırmak hatta uzun vadede özgürleştirici bir amaç taşıdığını kendime hatırlatmalıyım.

''Unutma; kendi kendini sık boğaz etmek, zevkten kendini mahrum bırakmak veya birilerine bir şey kanıtlamak için yapmıyorsun bunları. Ayrıca kendin üzerinde kontrolünü arttırmak isteğin bilgece bir istektir, bu kontrolün imkânsızı değiştirmeye çalışmasına izin verme yeter. İnsani sınırlılıklarını kabul et. Kendi zevklerin üzerinde de sınırların üzerinde de akıllıca beklentilere sahip ol. Bu yola çıkma amacın buydu.
Bırakmıyorsun, sadece istemiyorsun.''
 

Nothing but himself

Yeni Fapstronot
Katılım
1 Mar 2021
Mesajlar
25
Tepki puanı
26
Puanları
14
6.gün
Her şey güzel gidiyor. Yaz ayını şimdiden daha verimli geçirdiğimi hissediyorum. Özellikle hayatımda bir şeyi düzeltince ister istemez diğer alışkanlıklarımın da düzene girmesi kaçınılmaz oluyor. Tekrar okumalar yapmaya başladım. Bu yaz ''Bilim ve Teknik dergileri, birkaç roman ve bölümüm hakkında akademik çalışmalar'' için okumalar yapmayı plânlıyordum halihazırda.

Yaz plânlarım arasında spor aktivitesi yapmak da vardı fakat bunu birkaç nedenden ötürü üniversite başladığı zamana erteledim. Daha fazla imkânım olacak oraya gidince. Yine de yürüyüş yapmayı ve bol su içmeyi ihmal etmemeye çalışıyorum. Spor yapmak için sarf etmeyi plânladığım enerjimi daha fazla okuma yapmaya, film&oyun kültürümü geliştirmeye yönlendireceğim. Her şeyin dört dörtlük olmasına gerek yok sonuç olarak.

Birkaç defa ''Hadi şunu tekrar yapalım!'' şeklinde bir dopamin dürtüsü gelmedi desem yalan olur. Fakat biliyorum, bu sondu. Kendime verdiğim sözü hatırladım. Gerçekten tiksinmiştim bu alışkanlıktan. Bağımlı olduğum düşüncesini bile sırf gözümde bu alışkanlığı fazla büyüterek kendimi kurtarmaya çalışmak için uydurmuştum istemeden. Kadınlara karşı bir ''et'' gibi bakma düşüncesini içselleştirme düşüncesinden çok tiksiniyordum özellikle. Bu bilinç düzeyinde gerçekleşmese de pornografik içerikler tüketmek bilinçaltına bunları yerleştiriyordu. Öyle ki burada bile pornografiyi bıraktıktan sonra hâlâ diğer erkekler ile rekabet etme ve daha fazla kadına ulaşmak için motive olan insanlar görebiliyorum. Bana kalırsa bu bilinçaltına yerleşmiş kendi erkekliğini test etme, sınama, daha iyisi olduğunu kanıtlamaya çalışma çabasının(yetersizlik hissi ama pornografi tarafından yozlaştırılmış bir şekli) bir sonucu olabilir.

Kendi bedeni üzerinde söz sahibi olmak erkeği, kadını fark etmez her bireyin ayrıcalığı olmalıdır. Eskiden prangalara vururlardı, şimdi kendi arzularımızı bize karşı manipüle ediyorlar. Arzularımızda utanılacak bir şey yok, utanmamıza neden olanlar onlar. Kendi ifade özgürlüğümüz ve arzularımızla özgün bir şekilde etkileşim kurmak için bunu yapmalıyız. En azından benim doğrum bu...


*Pornografiden uzak duruldu(temelli)
*Mastürbasyon alışkanlığım üzerinde daha fazla kontrole sahip olmak için 1 aylığına ara verdim.
(Uyarıcı olarak porno ile ilişkilendirme tehlikesi)
*Daha sağlıklı beslenmeye başladım.
*Entelektüel anlamda gelişimime daha fazla odaklanmaktan memnunum.
*Hayata karşı daha motive hissediyorum, zira kendi bedenimin kontrolünü elime almış hissediyorum. Sahip olmaktan utandığım, kendimde sevmediğim bir alışkanlığı kırmaktan başka çok az şey bu kadar memnun ederdi. Arzularımdan utanmıyorum, onlar tarafından yönlendirilmekten... hatta birilerinin onları kullanarak beni yönlendirmesinden utanıyordum.
1 ay geçtikten kendi cinsel yönümü ifade etmek için daha ''Benlik'' bir yol bulacağım. Kendime sözüm olsun.
 

agaste

Ay Yolcusu
Katılım
26 Haz 2025
Mesajlar
56
Tepki puanı
53
Puanları
21
6.gün
Kadınlara karşı bir ''et'' gibi bakma düşüncesini içselleştirme düşüncesinden çok tiksiniyordum özellikle. Bu bilinç düzeyinde gerçekleşmese de pornografik içerikler tüketmek bilinçaltına bunları yerleştiriyordu. Öyle ki burada bile pornografiyi bıraktıktan sonra hâlâ diğer erkekler ile rekabet etme ve daha fazla kadına ulaşmak için motive olan insanlar görebiliyorum. Bana kalırsa bu bilinçaltına yerleşmiş kendi erkekliğini test etme, sınama, daha iyisi olduğunu kanıtlamaya çalışma çabasının(yetersizlik hissi ama pornografi tarafından yozlaştırılmış bir şekli) bir sonucu olabilir.

Kendi bedeni üzerinde söz sahibi olmak erkeği, kadını fark etmez her bireyin ayrıcalığı olmalıdır. Eskiden prangalara vururlardı, şimdi kendi arzularımızı bize karşı manipüle ediyorlar. Arzularımızda utanılacak bir şey yok, utanmamıza neden olanlar onlar. Kendi ifade özgürlüğümüz ve arzularımızla özgün bir şekilde etkileşim kurmak için bunu yapmalıyız.
Maalesef kadınları obje olarak görmeyi sadece pornografi sağlamıyor.
Pornografi direk bu bakış açısında söz sahibi ancak çoğu kadının kendini obje olarak gösterttiğini düşünüyorum. Ve bence bunu yapmalarının amacı erkekleri daha kolay elde etmek, erkek nüfusunun çoğu porno ve mast bağımlısı bunlar zaten kadınları sadece cinsellik olarak gördürtüyor. Erkeklerde bunları bıraksa bile karşı cins kendini böyle gösteriyor.
Yani demem o ki direk kafada bitmesi gerekiyor. Çünkü kadınlarda böyle görünmekten [büyük çoğunluğu ve bence] büyük avantaj sağlıyor.
 

Nothing but himself

Yeni Fapstronot
Katılım
1 Mar 2021
Mesajlar
25
Tepki puanı
26
Puanları
14
Maalesef kadınları obje olarak görmeyi sadece pornografi sağlamıyor.
Pornografi direk bu bakış açısında söz sahibi ancak çoğu kadının kendini obje olarak gösterttiğini düşünüyorum. Ve bence bunu yapmalarının amacı erkekleri daha kolay elde etmek, erkek nüfusunun çoğu porno ve mast bağımlısı bunlar zaten kadınları sadece cinsellik olarak gördürtüyor. Erkeklerde bunları bıraksa bile karşı cins kendini böyle gösteriyor.
Yani demem o ki direk kafada bitmesi gerekiyor. Çünkü kadınlarda böyle görünmekten [büyük çoğunluğu ve bence] büyük avantaj sağlıyor.
İlgi çekmekten hoşlanıyorlar ama bu ilgiyi salt erkeklerden görmek istediklerinden emin değilim, en azından ülkemizdeki kadınlar için bu yorumu yapabilirim sanıyorum ki. Kadınların nasıl giyindiğini belirleyen kültürel standartların olmasına ve bu standartların kozmetik, moda sektörü tarafından yerine göre kullanılmasına bağlıyorum bu tür giyim davranışlarını. Böylelikle yalnızca beğenilme, kabul görme isteği başka kişilerin yararına kullanılmış oluyor. Mesele cinsel, romantik olarak beğenilmenin ötesinde. Varoluşsal olarak varlığının görülmesini istemek, bu şekilde tatmin olmak. Ancak her halükârda sistem kadını da erkeği de metalaştırıyor, ''beğenilme öznesi'' haline gelen bireyler halihazırda kapitalizmin rekabetçi anlayışıyla daha da yozlaşıyorlar. Kendileri tanımladıkları şeyden başka bir şey haline gelmiyor ve onlar kendi tanımlarına sahip değiller.

Tabii bunu üst pencereden bakarak söylüyorum. Bir kadın sırf etek giymeyi sevdiği için bunu giyiyorsa sadece bunun için giyiyor olabilir, benim sorunum da değildir açıkçası başkasının giyim özgürlüğüne karışmak. Bir kadının ne giydiği değil, bir erkeğin kas kütlesi veya onu ön plâna çıkaracak statüsü değil. Onun ardındaki motivasyonları görmek kandırılmamamızı sağlar. Bir kadın toplumun tasvip ettiği ve ''ahlâklı'' gördüğü şekilde giyinirken kendi beğenilme arzusunun kurbanı olabilirken bir başka kadın giydiği hoş bir elbiseyi kendisini adadığı partneriyle güzel ve unutulmaz bir akşam geçirmek için giymek istemiş olabilir. Neyin giyilmeye uygun, neyin uygun olmadığı ise dediğim gibi bir amaçtan ziyade kültürel etkilerin sonucu. Bu etkiler tarafından şekillendirilmek zorunlu olarak kötü olmak zorunda değil. Sömürülmeye müsaade etmemek lazım. Ne yazık ki sadece arka plânda güzellik standartlarıyla sömürülen bireyler görüyorum, dış kalıplardan bağımsız. Anoreksiya vakalarının artmasında bu tür güzellik standartları oldukça etkili mesela.

Netice olarak kendi içsel dinamiklerimin manipüle edilmemesine dikkat etmeliyim. Böylelikle hayatımdaki insanları da ona göre seçebilirim. Gördüğüm şeyleri görüyor olmamın amacı onlara göre tavır almak olabilir. Değişimi kendim taşıyorum, kontrol edebildiğim kadarına yön veriyorum. Üst pencereden kendime inmeyi unutmamalıyım.
 

Nothing but himself

Yeni Fapstronot
Katılım
1 Mar 2021
Mesajlar
25
Tepki puanı
26
Puanları
14
11. Gün

Sürecin başında belirlediğim hedef ve hareket plânlarında pek bir değişiklik olmadı, aynı doğrultuda devam ediyorum.
Spor salonuna gitmek için bir bahanemi çözümledim. 1-2 gün içerisinde spora başlayacağım böylece. Dergi&Kitap okumalarım zaman zaman aksıyor olsa da okuduğum günler okumadığım günlerin hakkını veriyorum. Ayrıca günlerimin çoğunu ailemle geçiriyorum. Onlarla vakit geçirmekten zevk alıyorum. Bu kötü bir şey olmasa gerek, kendimi her zaman mükemmel ve motive hissetmek zorunda değilim. Huzurlu hissediyorum bazı açılardan. Sadece ''daha iyisini yapabilirsin'' diyen bir ses var içimde. Onunda varlığını seviyorum. Kendi gölgemle, duygularımla, arzularımla yüzleşiyorum süreç içerisinde.
Zinciri kırmaya hiç niyetim yok. Gerçekten kafada bitirdiğimi hissediyorum. Eski alışkanlığımı aramıyorum, bazen aklıma geldiğinde ise artık bir zamanlar olduğum kişi olmadığımı söylüyorum kendime. Bu bir tahammül etme durumu değil, istememe durumu. Bırakma özgürlüğü... bu mutluluk verici. Eski alışkanlığımı devam ettirmemden daha fazla zevk veriyor. Ruhsal tatmin veriyor. Neyse, içimi dökmek istedim biraz da. Bu yazım diğerlerinden daha az düzenli oldu. Olsun, esneklik iyidir bazen.

''Unutmamalıyım. Gerçek olgunluk, bastırmak değil; tanımaktır. Ben kendimi tanıyorum. Bu süreçte yaptığım hatalar kendime dair hayal kırıklıkları değil, çıkarılacak yeni dersler anlamına geliyor. Ayrıca hatalar bazen öğretici olduğu kadar bize insan olduğumuzu da hatırlatır. Hata yapma esnekliğine sahip olabilmek iyidir zira utançtansa öğrenmek ön plândadır. Bıraktığım alışkanlığın yeri daha iyisiyle her zaman dolmak zorunda değil. Ben performans öznesi değilim. Aynı şekilde her zaman daha iyisiyle dolmak zorunda olmaması daha az verimli geçen günümün üzerimde baskı oluşturmasını engelleyecektir. Bu da genel ölçekte beni eski alışkanlıklarımdaki beni yozlaştıran şeylere çekilmekten alıkoyar.
Daha iyisiyle dolmuyorsa daha kötüsünü de tekrar çağırma derim.''
 

Nothing but himself

Yeni Fapstronot
Katılım
1 Mar 2021
Mesajlar
25
Tepki puanı
26
Puanları
14
16.Gün

Wuhuuu, 16. Gündeyim. Neredeyse artık şöyle düşünüyorum: "Bir dakika ya, ben böyle bir şey yapan birisi miydim?"
Düzenli spora da başladım, ev egzersizi yapıyorum bir uygulama vasıtasıyla ve kaslarımın yanıp yanmadığına göre sporun işe yaradığını anlıyorum. Son birkaç yıldır yılın neredeyse yarısını düzenli spor aktivitesiyle geçiriyorum. Buraya ilk geldiğim yakın ve uygun fiyatlı spor salonu aradım. Özellikle cinsel enerjimi kanalize edip onu yönlendirerek kendimi geliştirmenin bir yolu olarak gördüm. Saydığım kriterlere uygun bir yer bulamayınca kendi imkanımı yarattım.

*Dolayısıyla evde egzersiz yapmamın 4. günündeyim.
*Şekerli ve yağlı gıdalardan olabildiğince uzak durdum.
*Beyaz ekmek tüketmeyi tam anlamıyla bıraktım.
*Kahve içmeyi çok severim ama artık onu da 3'ü 1 arada olanlardan değil de klasik, acı olanını tüketiyorum. Günde 1-2 fincan.
*Kişisel bakımıma daha çok özen gösterir oldum.
*Entelektüel olarak kendimi geliştirme faaliyetlerime kendi tempomda devam ediyorum.


Ayrıyeten bugün inanılmaz bir deneyim yaşadım. Evde tek kalmıştım, istediğimi yapabileceğim bir ortam vardı.
İlk başlarda hiç sorun yaşamadım. Daha sonrasında "o eski tanıdık sesi" duydum. Hiç sürecin başından beri böylesine rahatsız etmemişti. ''Kafada bitirmem'' ile koyduğum zihin bariyerime defalarca ama defalarca çarptı durdu.
Bir dopamin krizinde olduğumu anlamıştım zira heyecanım bile artmıştı. Sezgisel bir manevrayla bu isteğe iyice kulak verdim. İlk başta içgüdüsel olarak onunla bilimsel verilerle, yeni kişilik gelişimimle ve ahlâki gerekçelerle saldırsam da bunun işe yaramayacağını fark etmem uzun sürmedi.
Bu sefer sadece onu kabullendim.
Uzandım ve o isteğin beni ikna etmeye çalışmasına izin verdim. Bir mahkeme gibiydi, içimdeki bu yönü inkar edemezdim. O yüzden o yön hâlâ beni daha memnun kılabileceğine dair verilere sahip olduğunu iddia ediyorsa ve ben bunu istemiyorsam bile o verileri incelemeden bunu yapamazdım. Bu dürtüyü düşman gibi görmedim.
Yanlış anlamayın, ona boyun da eğmedim. Sadece ikna etmeye çalışmasına izin verdim. Resmen zihnimdeki şimdiye kadar izlediğim en akılda kalıcı porno videolarının bulunduğu arşivi açtı. Her birisi aklıma geldi. Onları izlerken nasıl hissettiğimi hatırlattı. Heyecanlandırdı. Fakat... Bunun ötesi yoktu. Sadece izliyordum. Bu isteğin bana izlediğim anda yaşadığım gerçek hazzı ve hayat memnuniyetimi göstermesini de bekledim ama bunu yapmadı. Sadece izliyordum. Çılgın bir şekilde oradaki kadınlarla fanteziye girdiğimi söylüyordu sanki ama ben sadece izliyordum.
(Zihnimdekileri izliyordum, yanlış anlaşılmasın.)
O zaman istekle konuştum. Atomik Alışkanlıklardaki okumalarımdan bir içgörü aklıma gelmişti. Şöyle dedim ona:

"Sen sadece bir isteksin, vaat ettiğini düşündüğün ödül değilsin. İstekler ise eyleme dönüşmek zorunda değildir.
İnsanlar ödülle değil, onlara ödüle gittiklerini düşündürten arzularına tutulurlar. Ben senin arzunda sahip olduğunu iddia ettiğin şeyi görmedim. Zihnimdeki her bir dosyayı kurcalamana izin verdim. Beni yalnızca izleyen bir özne olarak konumlandırmıştın. Aslında dürtülerime bile hizmet etmiyordun. Zira bana gösterdiklerin arasında tatmin olmakla ilgili bir tane görüntü yoktu. Bu yüzden sen beni memnun kılmaya çalışırken aslında zorluklarla yüzleşmekten beni alıkoyan içimdeki başkasının sesisin. Bir parçam olmuştun bir zamanlar ama artık sana ihtiyacım yok. Kendimi daha bütün hissediyorum sensiz. Kimliğime ait görmüyorum artık seni. Bu yüzden... artık dinlenebilirsin.
Böylelikle iddian kabul edilmedi. Bir kez daha seni uğurluyorum ama bu sefer hiç olmadığım kadar güçlü hissediyorum."

Bugün bir içgörü kazandım. Bu düşüncelerle meşgul olurken olduğum yerde uyuyakalmıştım. Kalktığımda artık daha özgür hissediyordum. Uyumak üzereyken hissettiklerim yerini huzura bırakmıştı :)
 
Son düzenleme:

Nothing but himself

Yeni Fapstronot
Katılım
1 Mar 2021
Mesajlar
25
Tepki puanı
26
Puanları
14
18.Gün

Dile kolay... 18. Güne geldik.

En basitinden kendi aileme karşı daha fazla zaman ayırıp sorumluluk aldığımı fark ettim bu süreçte.
İlginç bir şey var... Artık rastgele bir yerlerde gördüğüm ve çekici olduğunu düşündüğüm karşı cinsten bireylere karşı daha fazla bir şeyler hissediyorum. Tabii, bunu karşı cinsi metalaştırmak için yapmıyorum. Bu sadece dürtü, bir arzu. Doğa ananın bana bahşettiği türden. Herkese bahşettiği türden. Ben arzularımla kurduğum ilişkiyim. Bu hissiyattan ötürü kendime yüklenmiyorum veya karşı cinsin peşinden koşmaya çalışmıyorum. Arzularımla hareket edemem bu tür durumlarda.
Sanırım cinsel benliğimi ifade etmeyi öğreniyorum. Arzularımı illaki ifade edeceğim ama şu anda odağım farklı. Dışarıda rastgele gördüğüm birisine arzumu kanalize etmem hem abes hem de iğreti olurdu. Bir standardım olmalı sonuç olarak :D

Sanırım bazı büyük insanların nasıl büyük olduklarını daha iyi anlıyorum. Cinsel enerji sadece üremekle ilgili değil, bir tür hayat enerjisi. Bu büyük insanlar ise hayat enerjilerini muazzam şeyleri inşa etmek için harcıyorlar.
Aslında doğa ana bu enerjiyi içimize sırf üreyelim diye değil, bir anlamda yaşamın iliğini emelim ve kendimizi gerçekleştirelim diye koymuş. Bir canlının olduğu gibi olması için bir enerji. Cinsellik kısmı bu işin sadece bir parçası, özel ve en somut parçası ama tamamı değil. Hayat enerjisi yüksek olanlar büyük bir verme gücüne sahiptirler. Büyük insanlar ise insanlığa can verirler. Çiftleşmenin doğasında bulunan üreme gücünün üretmeye devinimi gibi.

Bunu yazmama neden olan bir deneyim yaşadım bugün. Spor yaparken neredeyse cinsel bir heyecan hissettiğimi söylesem abartmış olmazdım. Hayır, erotik bir şeyler aklıma geldiğinden değil. Bedenime karşı duyarlılığımın artmasını kastediyorum. Bedensel duyumlarımı hissetmekten daha yoğun haz aldığımı söylüyorum. Bu sadece spor için de değil. Herhangi bir ''Gelişim, Üretme'' aktivitesinde aynı şeyi daha yoğun hisseder oldum.
Cinsel enerjinin bilinçli bir içsel disipline dönüşmüş şekli olmalı. Carl Gustav Jung'un neden libidoya sadece cinsel açıdan değil de bir hayat enerjisi olarak baktığını daha iyi anlıyorum. ''Hayatta kalma ve yayılma dürtüsünün sinirsel ifadesi''
Çeşitli doğu inanışlarında da bu enerjiyi yaratma gücüne çevirmeye büyük önem veriliyordu. Bütün bunları deneyimle daha iyi idrak edebiliyorum.

Bu o kadar hoşuma gitti ki not etme ihtiyacı duydum. Dürtülerimi daha iyi anlıyorum artık. Bütün bunlar daha büyük bir hayatın parçası... daha iyi anlıyorum. ''Ben CANLIYIM'' Eril enerji dedikleri şu klişe hatta pek sevmediğim kalıbı kullanabilirim sanırım burada.
Bir canlı olduğumu, hatta erkek bir birey olduğumu uzun zamandır bu kadar net hissetmemiştim. Aşağıya Jung'un sözünü bırakacağım.

Libido sadece arzunun gücü değildir; aynı zamanda ruhun yönünü belirleyen içsel motordur.
Carl Jung

Bu yazımın sürecimdeki dönüm noktalarından birisi olduğunu düşünüyorum.
 

Nothing but himself

Yeni Fapstronot
Katılım
1 Mar 2021
Mesajlar
25
Tepki puanı
26
Puanları
14
-

Sanırım gün sayısı o kadar da bir şey ifade etmiyormuş. Relaps diyeceğim sadece :')
Kendime kızmıyorum, kınanacak bir şey de yapmadım. Fakat bu günceyi nasıl devam ettireceğim bunu zaman gösterecek.
Yaptığım diğer iyi alışkanlıkların hepsini devam ettireceğim. Günün sonunda kabullenmek en çıkar yol. Herhangi bir şeyi meşrulaştırmaya çalışmadan söylüyorum bunu. Sadece kendimi biraz bu alışkanlıkta göreceğim, bir bağımlı olsaydım 19 gün boyunca uzak kalamazdım. Bağımlılık koşullarına baktığımda da DSM 5'deki kriterleri karşılamıyorum. Bu yüzden literatürde ''Porno bağımlılığı'' diye bir şey yok henüz. Sınırları bulanık.

Neyse, bu süreç bana çok şey öğretti. İyi yanından bakıyorum. Şunu biliyorum ki bu benim ahlâksız, düşük veya kadınları metalaştıran birisi olduğum anlamına gelmiyor. Her insanın kişisel bir yolculuğu var. Bazıları bir takım alışkanlıklara kendilerinin bile henüz farkında olmadığı motivasyonlarla bir boşluğu doldurmak için tutunurlar. Ben bu alışkanlığı kök zannetmiştim, meğerse sadece toprağın üstündeki bitkiyi biçmişim. Köküyle ilgilenmem gerekiyor. Üstte ne olursa olsun çoğunlukla benim bilincimin kontrolü altında olacak.

Bu alışkanlık benim ilişki, maddi, entelektüel gelişim, iş hatta sportif faaliyetlerimi bile etkilemedi daha öncesinde. Yeri geldiğinde canım bile istemeden uzun süreler bırakıyordum. 75 gün bırakmıştım mesela öncesinde de. Belki de bu benim için yalnızca stres atma ve rahatlama ritüelidir(?)
Bunu anlamak da sürecin bir parçası. Bu forumdaki pek çok insan nofap sürecinde aslında kendini tanıyor. Kendini keşfediyor. En nihayetinde bazıları PMO'yu bırakmasa bile kendileri ve bunların etkileri hakkında daha bilinçli olacakları kesin. Ya hep ya hiç protokolünü ortadan kaldırıyorum.

İlk kez bir süreci herhangi bir stres altında olmadan sadece rutinimi devam ettirerek 19. güne kadar getirdim ve ilk kez bir süreci bozduğum için pişman olmadım. Aslında bozmaya bile karar verdim desem yeridir. Kriz anını atlatmıştım, sadece uyumaya devam edebilirdim ama tüm bu süreci sorguladım.
''Bu kadar içsel gerilimi yaratan şey aslında alışkanlığı yorumlayış şeklimse? Bu zamana kadar bunun benden ne götürdüğünü gördüm ki? Diğer insanlara karşı başka yönlerden ahlâksızlık eden kötü birisi oldum mu hiç? Cinselliği kanalize etmek onu tatmin etmemek mi? Bu dürtünün temelinde kanalize edilmiş enerjiye rağmen cinsel bir rahatlama düşüncesi olamaz mıydı?''

Sadece bir yerden sonra anlamsız hissettirdi bu kendimle olan kavgam. Birkaç ilişkim olmuştu daha öncesinde. O zamanlarda da fark etmiştim bağımlı olmadığımı. Yine de süreç gösterecek ne olacağını. Daha önce yazdıklarımla çelişiyor demiyorum, burada herhangi bir güzelleme yapma amacında değilim. Bunları da sürecin bir parçası olarak görüyorum. Kafada bitirmek sandığım gibi bir şey değilmiş, bunu öğrendim sadece.

Öğreniyorum, önemli olan bu. En önemlisi çaresiz hissetmiyorum ve bu yüzden sağlıklı rutinlerime devam edeceğim. Arada güncellemeler yapacağım yine.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst