Jig la Thor
Mars Yolcusu
Beynin ödül sisteminde 4 mutlu hormon vardır. Bunlar dopamin, oksitosin, serotonin ve endorfindir.
Bir hedefinizi gerçekleştirince dopamin, bir yere ait olup birileri tarafından sevilince veya kedi köpek sevince oksitosin, saygı gördüğünüz ve güldüğünüz zaman serotonin, spor veya cinsel ilişki yaptığınız, kahkaha attığınız zaman endorfin salgılarsınız (veya yaralanınca). Aşk ise bu 4 hormonu da salgılatır ve adeta o kızın bağımlısı olursunuz. Beyninizin ödül kaynağı hedefiniz, üniversiteniz, işiniz, hayalleriniz değil o kız olur! Hedefine çok sıkı bağlı insanların açlık, yoksulluk ve hormonal ihtiyaçlarını dinlemeden çalışıp başardığını biliyoruz. Yanılgının icadı kitabı bu konu üzerinde duruyordu tavsiye ederim. Beynin hayatta kalma modu hiçbir hormonu ve ihtiyacı iplemeden insanı istediği hedefe götürmeye yarayan bir sistemdir. Yani beyniniz dopamin diye ağlasa da siz günde 15 saat ders çalışıp o istediğiniz üniversiteye gidebilir, o işi kurabilir, o hayali gerçekleştirebilirsiniz. Aşk ise bu yolun ortasına atılan bir bomba gibidir her şeyi mahveder. Beyninizin aşkla ilgili bölümünü kapatın ve hiçbir kadının size aşık olmadığını, bunun sadece çocuk yapmanız ve o çocuğa bakmanız için kurgulanan, dünyadaki en gelişmiş ilişki sistemi olduğunu fark edin. Beyin için üremek ve hayatta kalmak her şeydir. Sizin hedeflerinizi umursamaz. Bu uğurda sizin ihtiyacınız olan hormonları da harcar ve siz de aynı pmo gibi o kıza bağımlı olursunuz. Aşksız, başarılarla dolu günler.
Not: Aşkla ilgili olarak: Aşk tek taraflıdır. Yani kadınların aşık olma duygusu yoktur, bu sadece erkeklerde vardır. Kadınlar kendisini dölleyecek ''o'' erkeği bulduğu zaman bunu aşk zanneder ancak siz erkek gibi davranmayıp, kendinize bakmayıp, beta loser gibi davrandığınız zaman size aşık zannettiğiniz o kızı başkalarıyla görmeniz işten bile değildir. Bunun en bilinen örneği uzun ilişkidir. Başta kız size hayatının aşkıymış gibi bakarken ayrılınca size iğrenç bir yaratık gibi bakabilir. Şimdi anlık kararları değişen ve sadece her durumda kendini düşünen bir canlı için hayatınızı ve hedeflerinizi feda etmeye değer mi?
2.Not: Başardığınız zaman zaten hatunlar sizin peşinizden koşacak. Win win yani. Ömrünü kız peşinde harcamak mı, başarıp onların sizin peşinizden koşması mı?
3.Not: Çocuk yapmak size kalmış bir mevzu. Pek çok insan eşini hayat arkadaşı olarak görüp birlikte problemlerini aşarlar. Ancak evlenmek için önümüzde çok uzun zaman var. Misalen benim yaşım 19, forumun geneli benim yaşlarımda. Bir şeyleri fark etmişsiniz ve bunun için buradasınız. Cinsel gücü başarıya dönüştürmek için.
4.Not: İlk not biraz kırmızı hap kafasında ancak hayatın gerçeği bu. Kırmızı hapın mantıklı olduğu çok fazla yer var ve bilimle örtüştüğü sürece doğru bir mentalite.
Bir hedefinizi gerçekleştirince dopamin, bir yere ait olup birileri tarafından sevilince veya kedi köpek sevince oksitosin, saygı gördüğünüz ve güldüğünüz zaman serotonin, spor veya cinsel ilişki yaptığınız, kahkaha attığınız zaman endorfin salgılarsınız (veya yaralanınca). Aşk ise bu 4 hormonu da salgılatır ve adeta o kızın bağımlısı olursunuz. Beyninizin ödül kaynağı hedefiniz, üniversiteniz, işiniz, hayalleriniz değil o kız olur! Hedefine çok sıkı bağlı insanların açlık, yoksulluk ve hormonal ihtiyaçlarını dinlemeden çalışıp başardığını biliyoruz. Yanılgının icadı kitabı bu konu üzerinde duruyordu tavsiye ederim. Beynin hayatta kalma modu hiçbir hormonu ve ihtiyacı iplemeden insanı istediği hedefe götürmeye yarayan bir sistemdir. Yani beyniniz dopamin diye ağlasa da siz günde 15 saat ders çalışıp o istediğiniz üniversiteye gidebilir, o işi kurabilir, o hayali gerçekleştirebilirsiniz. Aşk ise bu yolun ortasına atılan bir bomba gibidir her şeyi mahveder. Beyninizin aşkla ilgili bölümünü kapatın ve hiçbir kadının size aşık olmadığını, bunun sadece çocuk yapmanız ve o çocuğa bakmanız için kurgulanan, dünyadaki en gelişmiş ilişki sistemi olduğunu fark edin. Beyin için üremek ve hayatta kalmak her şeydir. Sizin hedeflerinizi umursamaz. Bu uğurda sizin ihtiyacınız olan hormonları da harcar ve siz de aynı pmo gibi o kıza bağımlı olursunuz. Aşksız, başarılarla dolu günler.
Not: Aşkla ilgili olarak: Aşk tek taraflıdır. Yani kadınların aşık olma duygusu yoktur, bu sadece erkeklerde vardır. Kadınlar kendisini dölleyecek ''o'' erkeği bulduğu zaman bunu aşk zanneder ancak siz erkek gibi davranmayıp, kendinize bakmayıp, beta loser gibi davrandığınız zaman size aşık zannettiğiniz o kızı başkalarıyla görmeniz işten bile değildir. Bunun en bilinen örneği uzun ilişkidir. Başta kız size hayatının aşkıymış gibi bakarken ayrılınca size iğrenç bir yaratık gibi bakabilir. Şimdi anlık kararları değişen ve sadece her durumda kendini düşünen bir canlı için hayatınızı ve hedeflerinizi feda etmeye değer mi?
2.Not: Başardığınız zaman zaten hatunlar sizin peşinizden koşacak. Win win yani. Ömrünü kız peşinde harcamak mı, başarıp onların sizin peşinizden koşması mı?
3.Not: Çocuk yapmak size kalmış bir mevzu. Pek çok insan eşini hayat arkadaşı olarak görüp birlikte problemlerini aşarlar. Ancak evlenmek için önümüzde çok uzun zaman var. Misalen benim yaşım 19, forumun geneli benim yaşlarımda. Bir şeyleri fark etmişsiniz ve bunun için buradasınız. Cinsel gücü başarıya dönüştürmek için.
4.Not: İlk not biraz kırmızı hap kafasında ancak hayatın gerçeği bu. Kırmızı hapın mantıklı olduğu çok fazla yer var ve bilimle örtüştüğü sürece doğru bir mentalite.