Selamlar arkadaşlar. Bir önceki yazımı hayat hikayeme ayırmış ve gelişim aşamalarımı da hayat hikayem üzerinden aktarmaya çalışacağımı belirtmiştim. Kıyaslama yapabilmeniz açısından ve uyguladığım teknikler konusunda fikir sahibi olmanıza hayat hikayemin iyi derecede katkısı olacağından şüphem yok.
Üniversiteden mezun olmamın akabinde hayata atılma ve hayatımı idame ettirme telaşı sebebi ile yoğun anksiyete ve stres altında olduğum zamanlardan geçtiğimi açıklamıştım. 2013 yılında henüz mezun olmuşken; her ne kadar mesleğimi icra edebilmek için yeterli bilgi donanıma sahipsem de sosyal beceriler anlamında tam bir fiyasko hali yaşıyordum. Hepinizde olduğu gibi benim de farklı bir benlik veya kişiliğe bürünmem gerektiğinin farkındaydım. Zihnimiz bir fikre veya ideale tutku ile bağlı iseniz sizi o sonuca götürmek için muazzam bir çaba gösterecektir. Ve eğer yeterince zamanınız varsa ve sebat gösterebilmişseniz o sonuca ulaşmanız kesinlik derecesindedir. Bunu tecrübe ile sabit bir şekilde söylediğimden emin olabilirsiniz. Konudan uzaklaşmadan devam edeyim. İç dünyamdaki potansiyelim inanılmaz derecede üst düzeyken bu potansiyeli dışa aktarma veya gereken zamanda gerektiği gibi sarf etme noktasında hep sınıfta kalıyordum. (İç sesinizden evet kesinlikle buna benim de ihtiyacım var dediğinizi duyar gibiyim.)
Peki çözüm neydi ve nasıldı ? İçimdeki potansiyeli ziyan etmeden kullanabilmemin yolu yok muydu ? Veya başka bir senaryoda, içimde bir potansiyel yok ya da olduğunun ben farkında değilsem kendimi nasıl gerçekleştirebilirim? Bu ve buna benzer soruları zihnimde birinci dereceden alarm seviyesinde çözülmesi gereken soru ve sorunlar klasöründe uzunca süre tutmamın neticesine aynı yıl içinde çözüme kısmen de olsa ulaştım.
Evet yukarıdaki sorularımın neticesi olarak kendi araştırmalarım ve okumalarım sonucunda rast geldiğim bir teknik vardı. Biliçaltımın beni hedeflerime taşıyacak kodlardan mahrum olduğunu farkettim. Bilinç ve bilinçaltının aynı bünyede savaş halinde olduğu bir beden ile hareket eden bir insanın kendi ile savaşmaktan ve kendi sorunları ile boğuşmaktan başka yapabileceği bir şey yok. Çoğumuzun içinde bulunduğu durum malesef bu şekilde. Eyleme geçmek için bilgisayar dilinde klavyede “enter” tuşuna basmak istiyorsunuz ve yazılımınız ( biliçaltı kodlarınız ) devreye girerek komutlarınızı ya sabote ediyor ya da olmasını istediğiniz farklı bir sonuca sebep oluyor. Sonuç olarak boş vermişlik ve tükenmişlik sendromuna henüz girmemizseniz yerinde patinaj çeken bir arabanın tekerlerinin yanmasına benzer şekilde hareket kaabiliyetinize gün be gün ağır darbeler indiriyorsunuz.
Bilinçaltını tekrar programlamanın öyle sanıldığı gibi kolay olmadığını uzunca bir süre deneme yanılmalarla tecrübe ettikten sonra makus talihime razı olmalı mıydım acaba? Yada hedeflerimin ilahi sınırlarla doğa kanunlarına benzer çekilde kesin hatlarla kısıtlandığını kabul mu etmeliydim? Her insanın belli bir kader üzerine yaşaması ve imkanlarını zorlamaması doğru muydu? Kaderci olup mutluluğun ve huzurun bir şey bilmemekten geçtiğini kabul mü etmeliydim veya etmelimiyiz?
Tabi ki daha sonraları benim taleplerimi karşılamayan bir bilinçaltı ile yaşamayı öğrenmiş ve zaman içinde onun dilinden konuşmayı öğrenerek kayatımı toparlamayı başarmıştım. Ancak bahsettiğim dönemlerde karamralıkların ardı arkası kesilmiyordu. Bilinçaltımı kısa sürede programlayamıyorsam ben de manipüle ederim düşüncesi bir takım teknikler denedim ve evet başarmıştım.
Ses frekansları ( brain binaurial beats ) konusunu araştırmak isteyebilirsiniz ancak ben kendi gelişim sürecinde bunları birer basamak olarak nitelemeyi tercih ediyorum. Ses frekansları ile öğrenme süreçlerini hızlandırma cezaret ve sosyal ortamlarda başarılı olacak doğal tavırlar geliştirme konusunda bir kaç yıl kadar çok iyi netice aldığımı itiraf etmeliyim. Hatta ses frekanslarının kombine edildiği ve kişiyi olduğundan daha neşeli, sosyal, zeki ve girişken yapan kayıtları dinleyerek şu an bile yakalayamadığım modlarda devam ettiğimi söylemeliyim. Ancak bu ve buna benzer yöntemler sürdürülebilir değil ve neverfap yapmaktan daha yüksek irade gösterecek durumlarla mücadele etmenizi gerektirebilir.
Bahsettiğim çözümlerle aradığımı bulmuş mutamin oldum diyebilsem de hayat boyu yüksek çaba ile bunu devam ettirmek istemedim. Bunun yerine daha işlevsel ve kalıcı bir yolun olduğundan mutlak derecede emindim. Ancak M ile ziyan ettiğim enerjimin farkında olsaydım belki çözümü bu enerji ve motivasyon ile şu an olduğundan daha önceki zamanlarda keşfedebilirdim.
Üniversiteden mezun olmamın akabinde hayata atılma ve hayatımı idame ettirme telaşı sebebi ile yoğun anksiyete ve stres altında olduğum zamanlardan geçtiğimi açıklamıştım. 2013 yılında henüz mezun olmuşken; her ne kadar mesleğimi icra edebilmek için yeterli bilgi donanıma sahipsem de sosyal beceriler anlamında tam bir fiyasko hali yaşıyordum. Hepinizde olduğu gibi benim de farklı bir benlik veya kişiliğe bürünmem gerektiğinin farkındaydım. Zihnimiz bir fikre veya ideale tutku ile bağlı iseniz sizi o sonuca götürmek için muazzam bir çaba gösterecektir. Ve eğer yeterince zamanınız varsa ve sebat gösterebilmişseniz o sonuca ulaşmanız kesinlik derecesindedir. Bunu tecrübe ile sabit bir şekilde söylediğimden emin olabilirsiniz. Konudan uzaklaşmadan devam edeyim. İç dünyamdaki potansiyelim inanılmaz derecede üst düzeyken bu potansiyeli dışa aktarma veya gereken zamanda gerektiği gibi sarf etme noktasında hep sınıfta kalıyordum. (İç sesinizden evet kesinlikle buna benim de ihtiyacım var dediğinizi duyar gibiyim.)
Peki çözüm neydi ve nasıldı ? İçimdeki potansiyeli ziyan etmeden kullanabilmemin yolu yok muydu ? Veya başka bir senaryoda, içimde bir potansiyel yok ya da olduğunun ben farkında değilsem kendimi nasıl gerçekleştirebilirim? Bu ve buna benzer soruları zihnimde birinci dereceden alarm seviyesinde çözülmesi gereken soru ve sorunlar klasöründe uzunca süre tutmamın neticesine aynı yıl içinde çözüme kısmen de olsa ulaştım.
Evet yukarıdaki sorularımın neticesi olarak kendi araştırmalarım ve okumalarım sonucunda rast geldiğim bir teknik vardı. Biliçaltımın beni hedeflerime taşıyacak kodlardan mahrum olduğunu farkettim. Bilinç ve bilinçaltının aynı bünyede savaş halinde olduğu bir beden ile hareket eden bir insanın kendi ile savaşmaktan ve kendi sorunları ile boğuşmaktan başka yapabileceği bir şey yok. Çoğumuzun içinde bulunduğu durum malesef bu şekilde. Eyleme geçmek için bilgisayar dilinde klavyede “enter” tuşuna basmak istiyorsunuz ve yazılımınız ( biliçaltı kodlarınız ) devreye girerek komutlarınızı ya sabote ediyor ya da olmasını istediğiniz farklı bir sonuca sebep oluyor. Sonuç olarak boş vermişlik ve tükenmişlik sendromuna henüz girmemizseniz yerinde patinaj çeken bir arabanın tekerlerinin yanmasına benzer şekilde hareket kaabiliyetinize gün be gün ağır darbeler indiriyorsunuz.
Bilinçaltını tekrar programlamanın öyle sanıldığı gibi kolay olmadığını uzunca bir süre deneme yanılmalarla tecrübe ettikten sonra makus talihime razı olmalı mıydım acaba? Yada hedeflerimin ilahi sınırlarla doğa kanunlarına benzer çekilde kesin hatlarla kısıtlandığını kabul mu etmeliydim? Her insanın belli bir kader üzerine yaşaması ve imkanlarını zorlamaması doğru muydu? Kaderci olup mutluluğun ve huzurun bir şey bilmemekten geçtiğini kabul mü etmeliydim veya etmelimiyiz?
Tabi ki daha sonraları benim taleplerimi karşılamayan bir bilinçaltı ile yaşamayı öğrenmiş ve zaman içinde onun dilinden konuşmayı öğrenerek kayatımı toparlamayı başarmıştım. Ancak bahsettiğim dönemlerde karamralıkların ardı arkası kesilmiyordu. Bilinçaltımı kısa sürede programlayamıyorsam ben de manipüle ederim düşüncesi bir takım teknikler denedim ve evet başarmıştım.
Ses frekansları ( brain binaurial beats ) konusunu araştırmak isteyebilirsiniz ancak ben kendi gelişim sürecinde bunları birer basamak olarak nitelemeyi tercih ediyorum. Ses frekansları ile öğrenme süreçlerini hızlandırma cezaret ve sosyal ortamlarda başarılı olacak doğal tavırlar geliştirme konusunda bir kaç yıl kadar çok iyi netice aldığımı itiraf etmeliyim. Hatta ses frekanslarının kombine edildiği ve kişiyi olduğundan daha neşeli, sosyal, zeki ve girişken yapan kayıtları dinleyerek şu an bile yakalayamadığım modlarda devam ettiğimi söylemeliyim. Ancak bu ve buna benzer yöntemler sürdürülebilir değil ve neverfap yapmaktan daha yüksek irade gösterecek durumlarla mücadele etmenizi gerektirebilir.
Bahsettiğim çözümlerle aradığımı bulmuş mutamin oldum diyebilsem de hayat boyu yüksek çaba ile bunu devam ettirmek istemedim. Bunun yerine daha işlevsel ve kalıcı bir yolun olduğundan mutlak derecede emindim. Ancak M ile ziyan ettiğim enerjimin farkında olsaydım belki çözümü bu enerji ve motivasyon ile şu an olduğundan daha önceki zamanlarda keşfedebilirdim.
