SlaveToMaster
Full Saiyan
Bu benim kendi keşfettiğim bir şey oldu (tamam tamam, kısmen de okuduğum bir yazıdan faydalanmıştım).
Çok pısırık bir çocuk olarak yetiştim hep, kimseyle konuşamazdım gittiğim yerlerde (gerçi şimdi de biraz öyleyim ama bunu bir kişilik özelliğine çevirdim; anlatırım daha sonra). Mehmet diye bir arkadaşım vardı ilkokulda. Beni Ceza ile tanıştıran oydu. Bilenler bilir, daha piyasada Spotify diye bir uygulama yoktu, herkes MP3 taşırdı yanında. İşte biz o MP3lere ya müzikçiye gidip müzik yükletirdik ya da converter aracılığı ile mp3 formatına indirip MP3'e atardık. Neyse, ben Ceza parçalarını doldurmuştum müzik çalarıma. Tek ve en yakın arkadaşım o müzikler oldu hep.
Şimdi diyeceksiniz ki "O zaman sen bunları dinleyip öz güven geliştirdin yani o yaşta." Öyle olmadı arkadaşlar. Günlüğümün ilk girdisinde kendimi anlatmıştım. Çok sıkıntılarla dolu bir çocukluk yaşadım ben, dolayısıyla müziklerin bir etkisi olamazdı; olmadı da zaten.
Çok ilginçtir ki benim öz güvenim 1 sene önce kendine gelmeye başladı. Geçen sene rap müzik dinlemeyi artırdım yine. Masaka dinlemeye başladım, bu bana sağlam olmam gerektiğini gösterdi. Grogi dinledim, bu bana hazırcevap olmayı öğretti. Daha sonra dissleri dinledim, nasıl karşılık vermem gerektiğini öğrendim. Ve en önemlisi de öz güvensizlik ile aşırı öz güven arasında kararsız kalırsam aşırı öz güveni seçmem gerektiğini öğrendim. Şu an ben kimilerine göre kibirliyim, kimilerine göre egoistim, kimilerine göre g*tün tekiyim. Bu beni üzüyor mu peki? Bilakis, bunlar bir iltifat benim için.
Bana "pislik" denmesini "çok sıkıcısın" denmesine tercih ederim. Ve ölene kadar pislik olduğum söylense yine de bıkmam.
Yazıyı Massaka'nın sözleri ile bitiriyorum:
Çok pısırık bir çocuk olarak yetiştim hep, kimseyle konuşamazdım gittiğim yerlerde (gerçi şimdi de biraz öyleyim ama bunu bir kişilik özelliğine çevirdim; anlatırım daha sonra). Mehmet diye bir arkadaşım vardı ilkokulda. Beni Ceza ile tanıştıran oydu. Bilenler bilir, daha piyasada Spotify diye bir uygulama yoktu, herkes MP3 taşırdı yanında. İşte biz o MP3lere ya müzikçiye gidip müzik yükletirdik ya da converter aracılığı ile mp3 formatına indirip MP3'e atardık. Neyse, ben Ceza parçalarını doldurmuştum müzik çalarıma. Tek ve en yakın arkadaşım o müzikler oldu hep.
Şimdi diyeceksiniz ki "O zaman sen bunları dinleyip öz güven geliştirdin yani o yaşta." Öyle olmadı arkadaşlar. Günlüğümün ilk girdisinde kendimi anlatmıştım. Çok sıkıntılarla dolu bir çocukluk yaşadım ben, dolayısıyla müziklerin bir etkisi olamazdı; olmadı da zaten.
Çok ilginçtir ki benim öz güvenim 1 sene önce kendine gelmeye başladı. Geçen sene rap müzik dinlemeyi artırdım yine. Masaka dinlemeye başladım, bu bana sağlam olmam gerektiğini gösterdi. Grogi dinledim, bu bana hazırcevap olmayı öğretti. Daha sonra dissleri dinledim, nasıl karşılık vermem gerektiğini öğrendim. Ve en önemlisi de öz güvensizlik ile aşırı öz güven arasında kararsız kalırsam aşırı öz güveni seçmem gerektiğini öğrendim. Şu an ben kimilerine göre kibirliyim, kimilerine göre egoistim, kimilerine göre g*tün tekiyim. Bu beni üzüyor mu peki? Bilakis, bunlar bir iltifat benim için.
Bana "pislik" denmesini "çok sıkıcısın" denmesine tercih ederim. Ve ölene kadar pislik olduğum söylense yine de bıkmam.
Yazıyı Massaka'nın sözleri ile bitiriyorum:
Buzdan nefesim,Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için üye olunuz. Giriş yapın veya üye olun.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için üye olunuz. Giriş yapın veya üye olun.
Massaka, piyasaya soğuk rüzgar essin
Yılandan, yalandan, hepsinden bezdim
Dördüncü mevsim, uyutmadı iblis
Ama biz güçlü kaldık, leşi dizmiş
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için üye olunuz. Giriş yapın veya üye olun.
Yanmış tüm diyarlar, aslanlar gitmiş!