Merhaba dostlarım.

Eminim aranızdan birkaçı başlığın ilginçliğiyle tıklamış olabilir bu yazıya, belirtmek istiyorum ki kelimelerimi düzgün seçmeye çalışacağım ama cümlelerim sert olabilir.

Düşünüyorum. Sosyal medyaların doğuşunu, amacını ve neye hizmet etmek istediğini. Instagram'dan tut Twitter'a, Twitter'dan Linked'e. Hepsi bilinçli ve doğru kullandığımızda hayal edemediğimiz faydalara ulaşabilir. Peki biz insanoğlu ne yapıyoruz? Bütün faydalarını elimizin kenarıyla terse itip zararlarına koşar adım ilerliyoruz.

Et pazarı diyorum, bazılarınıza iğreti gelebilir, hak veririm ama iki dakika durup düşünün veya açın telefonunuzdan sosyal medyanızı. Özgürlük adı altında, beğeni ve yorum alarak ilgi mastürbasyonu yapan onlarca insanı gözlemleyin. Özgürlük bu değil dostlar. En azından benim anlayışıma göre bu değil.

Erkek, kadın fark etmez. Özgürlük adı altında bedenlerimizi açmak ne kadar doğru. Ben mi çağımızın çok gerisinde kaldım bilmiyorum lakin bana hepimizin bir değeri var gibi geliyor ve biz bu değeri hiç ediyoruz. Bedenlerimizi açmaktan kastımı anlamışsınızdır diye umuyorum, burada iki dekolte veya giyinen kısa kıyafetlerden bahsetmiyorum.

Bu çılgınlığın sonu yok. Hep daha fazlasını isteyeceğiz. Beğeniler hep bir tık ötesine daha fazla olacak, verilen ilgi hep bir tık ötesine daha çok verilecek ve bu da insanı daha fazlasını yapmaya itecek.

Büyük, karanlık bir çukura gidiyoruz insan olarak. Özellikle bizim gibi Doğu-Batı toplumlarının arasında kalmış; özgürlük, değer ve saygı kavramlarını anlayamayan bireyler için bu çukur büyüyor.

Peki ne olacak? Hayal edemiyorum ben. Siz hayal edebiliyorsanız dostlar yazın. Ben gerçekten sonunu düşünemiyorum bu sosyal medyaların.

Bu pazar yükselişini sürdürmeyi bırakmayacak gibi gözüküyor çünkü milyonlarca bağımlı yarattı kendine. Kabul edelim insanlık tarihinin en zor psikolojik savaşının verildiği dönemin içindeyiz. Kendimizden örnek vereceğim, porno bağımlısı veya eskiden bağımlı olan bizlerin karşısında kim vardı? Bu bağımlılığımızı kullanan ve bizden pazar yapıp gelir elde eden büyük bir ekip. Şimdi bunu porno kapsamından çıkararak genele yayalım. Etrafımızda sosyal medya başta olmak üzere o kadar çok bağımlılığımıza oynayan ürünler var ki ve bu ürünler, bizim zaaflarımızı bizden çok daha iyi bilen ekipler tarafından her gün güncelleniyor.

Dostlar 10 kişiden 8i bunu başaramayacak, farkında olmadan bir şeylere bağımlı olup potansiyelinin doruğuna ulaşamadan yitip gidecek.

Uzaktan bakıldığında aslında ne acı bir durum. Herkes hayatında bir şeylere hizmet eder. Zamanında Marcus Aurelius Roma'ya, Platon felsefeye, Mustafa Kemal Atatürk ülkesine ve kendi ideolojisine hizmet etti. Peki 2000'li yıllarda yaşayan insanlar neye hizmet ediyor veya edecek?

Kendi yok oluşumuzu kendimiz hazırlıyoruz. Örneklerle açıklamaya çalıştığım et(!) pazarı kavramı keşke sadece bağımlılığımıza oynayarak potansiyelimizi hiç etseydi aslında erkek - kadın yani öz benliklerimiz hakkındaki düşüncelere ağır bir darbe vuruyor.

Erkeklere pompalanan erillikten uzak düşünceler,
Kadınlara pompalanan dişilikten uzak düşünceler.

Hepimiz biliyoruz ve farkındayız dostlar kabul edelim. Kimseyi incitmek istemiyorum ama,

Toplumda ne kadar çok yumuşak erkek; güçlü, özgür ve her şeyi yaparım diyerek feminen enerjisi yiten kadın doğdu son yıllarda.
Toplumda ne kadar çok kendini ilişkilerde farklı tanımlayan - lgbt- insan doğdu son yıllarda.
Toplumda ne kadar çok depresif, amaçsız birey doğdu son yıllarda.
Toplumda ne kadar çok olgunluktan uzak, sapkın düşüncelere sahip birey doğdu son yıllarda.

Sizce de bir şeyler ters gitmiyor mu? Bazı şeyler rayından çıkmıyor mu? İlişkiler, bireyler ve toplum yozlaşmıyor mu?

Bunların tek etkeni et(!) pazarı olarak tanımladığım olgu değil, biliyorum ama en büyük sebeplerinden biri.

Umarım yitip giden değil potansiyelini yaşayan insanların arasında oluruz bu yolda.

Okuduğunuz için teşekkürler.