Furkan Y.
Yeni Üye
- Katılım
- 19 Mar 2021
- Mesajlar
- 3
- Tepki puanı
- 13
- Puanları
- 3
Fakir Delikanlı Yaşlı Kralı Kıskandırır
Victor Hugo'nun şaheserlerinden yalnızca biri olan Sefiller'de okuduğum bu metin beni oldukça etkilemişti. Elbette alıntı yapılan cümle ancak bütün metin içerisinde gerçek anlamına kavuşur, tek başına çıplak kalırsa da bu cümlenin daha genel bir anlama sahip olmasının verdiği avantaj beni rahatlatıyor, ayrıca tabiki yazının devamı bu cümleyi çepeçevre saracak ve umarım ki zengin kılacak.Kiminize tanıdık gelecek bir durumdan bahsetmek istiyorum; ihtiyarlar yanlarında gençlerin olmasını diler, sohbet etmek veya beraber aktivite yapmak şart değildir, aynı ortamda bulunmak da onlara yeter. Garip görünse de durum böyledir, diğer bir deyişle "it is what it is". Gençlerin dinçliği onları içinde bulundukları karamsar, sıkıntılı ruh halinden çekip kurtarır. Tıpkı gündüzün karanlığı kovması gibi.
Gençlik bir yıldız gibidir, etrafına ışıklar saçar. Oysa makinisti kader, ilerlediği rayları zaman olan bu trenin ineceği durağa yaklaşan biçare ihtiyar yolcuları hayata karşı bağlarını yitirmiş, inançlarını kaybetmişlerdir. Artık bu dünyadan huzur ve bir parça neşe dışında bir şey talep etmez halde kendi köşelerinde sakince yaşarlar. Gençlik onlar için kaybettikleri sağlık, yitirdikleri neşe, hasretini çektikleri hayatın ta kendisidir. Gençler onlar için ilaç, dertlerin dermanı, acıların merhemidir. Sönmeye yüz tutmuş yaşlı ruhlarına aniden gelen sonsuz bir aydınlık kaynağıdır genç ruhlar. Her haliyle sevecenlerdir; evet haylazdır, söz dinlemez, bilmiştir, öğütlere kulak kabartmaz ve delidir biraz, delikanlıdır. Vücudunun her bir parçasından yaşam akar, parasızlığı dert edinir oysa bilmez ki servetlerin en büyüğüne sahiptir. Fiilî ve zihnî her hareketi yaşamın delili, ölümün inkarı niteliğindedir. İşte bundan ötürü “fakir delikanlı yaşlı kralı kıskandırır”.
Madem öyle, madem gençlik kralları dahi kıskandırıyor ve hayatın altın çağı olarak niteleniyor; peki biz bu gençliğin kıymetinin ne kadar farkındayız?
Bizler farkına varamasak da gençliğimizi zedeleyen, tam potansiyelimize ulaşmamıza mani olan birtakım engeller var hayatımızda. Aslında bizler bu engellerin farkındayız, uzun uzadıya açıklamanın lüzmu yok. Fakat kısa vadeli hazlara aldanıyoruz; şuan bir saat daha fazla uyumak daha tatlı geliyor, oysa genele yaydığımızda yılda 365 saat gibi devasa bir kayıpla karşılaşıyoruz. Şuan çikolata yemek istiyorum, ne zararı olabilir ki? Bunun gibi pek çok örnek sıralayabiliriz ama esas nokta şu ki her biri kademeli olarak kendine tutsak eder, kaynayan kurbağa sendromundaki kurbağayla aynıdır kaderimiz. Genci yaşlıdan ayıran özgürlüğüdür oysa, prangalara mahkum olmaz, olmamalıdır.
Peki bu gençliği nasıl özgürce doruklarına kadar yaşayacak, prangalardan kurtulacağız?
Neverfap Akademiyi rehber edinmek yeterli.
Son düzenleme: