Merhaba geçmişten bugüne getirdiğimiz bilinçdışı alışkanlıklarımızı sorguladığımız ve kendimizi yeniden yapılandırdığımız bu platformu seviyorum. Burda hiçkimse olmasa birtek ben olsam bile bu ihtimal için değer.

Burda söylediklerim şuan aklıma gelen kendi kişisel düşüncelerimdir yarın değişebilir.

Yazma sebebimde farkındalığımı koruma ve yayma çabasıdır.

Yemek-haz-ihtiyaç ilişkisine girmicem. Burda olayı baştada belirttiğim gibi geçmişten gelen alışkanlık açısından fikir belirtcem.

Şimdiye kadar getirdiğimiz alışkanlık kendi adıma konuşcak olursam toplum diliyle "yemek buldun ye dayak buldun kaç." bu yüzden fırsatı bulduğumuz her anda yemekten kaçınmadık.

Ama bu mantaliteyi şimdi düşününce ; yani ne kadar fazla yemek yersen o kadar kardasın düşüncesini ;2 açıdan haklılık payı olabilir ;
1.geç acıkırsın böyle tıka basa yiyince. Çünkü bitkinlik halsizlik oluyor birde zaten yer olmuyor bi müddet

2.Hayatın ve hazların olabildiğince son sınırona kadar tadını çıkarmak lazım ;bunlar fırsat...

1.ciyi irdelicek olursam ; tamam uzun süre survave olmam gereken biryerde yerinde olur. Ama heryerden yemek uzatılan bir toplumda pek yerinde bir hareket değil gibi duruyor.

Bu tıpkı bir boks maçında biri size yumruk atmadan sırf alışkanlık olsun diye gard almaya benzer hatta molalarda antrenmanlarda da. Peki ne zararı var dersen
1.asıl maça çıkman gerekirse o zaman kolunu yormuş olursun.
2.sürekli biri sana yumruk atmadan yumruk yiceğini düşünerek gard alıyorsan mental olarak kontrollü olmaktan uzaklaşabilirsin buda yaptığın işten keyif almamana ve iyi olmamana sebep olur .
1.asıl açlık yaşamanın elzem olduğu biryerde bulunursan (ki bu tip durumlarla sık sık raslaşırız örneğin işyerinde biri moralimizi bozar veya bir kayıp yaşarız) işte bu durumda gardın düşer. Zira eğer bu tip durumlarda iştahın kaçmıyorsa dolayısıyla "ben iyi değilim" düşünceside oluşur ve özgüveninde düşer.
2. Sürekli yemek yemeyi düşüneceğinden bunu bir kaygı haline getirirsin bu davranışınla. Yani psikolojidede bu böyledir davranışlar düşünce ve duygumuzu etkiler hatta rol oynar ; davranış değişirse bunlarda değişir. E sen açlıktan kaygı duyulmaması gereken bir ortamda ;sanki açlıktan kaygı edilmesi gereken bir ortam varmış gibi davranış sergilersen ; ortada böyle birşey yokken yersiz kaygılar edinmiş olursun. Düşünce ve duyguların değişebilir. Yemek yemek önceden sana keyif veren bir eylemken artık kaygı veren birşeye dönüşebilir. Dolayısyla hayatında kontrol kaybı.

Ben toplumun bu zihniyetini şuna benzetiyorum ;sanki midemizi bir kumbara gibi görmüşler şimdiye kadar ne kadar atsak içine kardır yarın bize kar sağlar diye. Ama
1.bugünki bilim ; çok yemek=sağlıklı olmak demiyor sanırım(bilimle ilgili arkadaşlar yanıtlarsa sevinirim)
2.bugünki şişman kişiler de böyle demiyor
3. Çok yemenin oluşturduğu bezginlik hissi ,rahatsızlık ve uyku problemleri de kısa vadede bize aksine birşeyler anlatıyor.
4.kültürde esasında böyle söylemiyor
5.Aslında tarihteki iyi kişilerde böyle söylemiyor


Peki toplumda bu neden böyle görülmüş ?
Birçok cevabı olabilir ama ben tamamen kendi kişisel yorumumla olaya bakıcam ;
1. İnsanın iki haz kaynağı var bu hayatta hayvani olarak. 1.si bizim toplumuzda çok fazla bilinçdışına itildiği için 2.si olan yeme içmede bunun telafisi olarak çok fazla bilşnce çıkarılmış yüceltilmiş hatta kutsallaştırılmış. Ekmek parası kavramı burda aklıma gelen.
2.Bu neden böyle peki ? Neden toplumda cinsellik böylesine dışlanıyor ? Bence yine şahsi yorumum zor yaşam koşulları olması ve iyiliğin yaygın olmaması. Bu durumda insanların daha fazla savunmacı olması
3.bununda sebebi ise yine şahsi görüşüm ; eğitimsizlik. Zor koşullar eğitimin önünde engel oluyor ; eğitimsizlik ise insanların iyilik üretmesine engel olduğundan insanların birbiri için zor koşullar oluşturmasına sebebiyet veriyor.Kısır döngü


Çözüm önerim ; 1.Burda toplumdaki yanlış şeyleri yücelten rol modeller yerine ; doğru şeyleri yücelten rol modellerin koyulması ve iyinin takip edilmesi yüceltilmesi. İyi olanın rol model alınması. Bu bence çok önemli çünkü davranışın değişmesini tetikler
2. Farkındalık sağlayıcı bilgi mizi çoğaltmak. Bu çoğaltmak
a.fikirlerimizi -irdeleyerek -sorgulayayak -tartışmaya açarak
b.farkındalıklarımızı insanlara aktarmaya gayret ederek
c.bizzat bilgilenmeye çalışarak

Olur fikrindeyim.

Bir başka konu hakkındaki aforizmamda diyetisyenliğin ve eğitimin yetersiz olması. Olanlarda insanlara ekmek yemeyin gibi ütöpik temennilerde bulunuyorlar. Belkide bu yöntem böyle bir toplumda daha işe yarardır ama ekmeğin kutsal olduğu bir toplumda yerden kaldırıp öpüldüğü nerdeyse kapısında logosunda ekmek olan bir toplumda böyle bir misyon yüklemek gerçekçi değildir. Ama yararlımıdır ? Bence yararlı olabilir toplumsal anlamda.


Dediğim gibi bunu bir köşe yazısı okuyormuş gibi okuyabilirsiniz. 30 dkda yazdım çünkü umarım bu tartışmaya açtığım yazım daha fazla bilgimizi çoğaltmaya yardımcı olur ve daha iyi kaliteli bir yazı yazmak için adım olur konuyla alakalı. İyi günler.

İnsanı kilo aldıran hareketsizliktir. İnsanlar yedikten sonra genelde hareketsiz bir vaziyette kalırlar bu kiloya vesile olur, şüphesiz insanın bir kalori sınırı vardır ve ekmekte olan kalori insanın kalori sınırını kesinlikle geçer, en mantıklısı yemek yedikten sonra biraz yürüyüş yapmaktır. Çünkü yürümek insanı zayıflatır. O yüzden obeziteler ve yaşlılar mümkün olduğunca yürütülürler. Çünkü zayıflamanın ana unsuru joks(yaşlı koşusu) dediğimiz bu koşuyu gençler yapabilirler yada ufak bir yürüyüş yapabilirler.