Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Kaptanın Seyir Defteri

Katılım
17 Haz 2022
Mesajlar
4
Tepki puanı
8
Puanları
3
0.Gün: "Liman"

Hepinize merhaba arkadaşlar. Benim adım [Patrick] ve ben bir mastürbasyon bağımlısıyım. Söylemek istediğim çok şey var ama nereden başlayacağımı bilmiyorum. "Nofap" konsepti ile yaklaşık 6 yıl önce tanıştım diyebiliriz. O zamanlar fransa'da üniversite okumaktaydım. Çoğu insanımız için "yurtdışı" bir çeşit vaadedilmiş toprak, süt ve bal akan ülke olduğu için gençliğinin en güzel yıllarını o mübarek beldelerin havasını soluyarak geçirmiş birisinin hayatta herhangi bir problem yaşaması düşünülemez bir şey ama gelin görün ki benim tecrübem böyle olmadı. Yaşadıklarımı tek kelime ile özetlemem gerekirse "yalnızlık" derim. Şu an uzun uzun anlatmak istemediğim sebeplerden dolayı kendimi 8 yıl sürecek (evet, 8 yıla kadar okulu uzattım) bir sosyal izolasyonun içinde buldum. Hatta komik bir anekdot olarak şunu söyleyeyim 2020'de tüm dünya karantinaya alındığında herkes hunharca kafayı yerken benim hayatımda hiçbir şey değişmedi. İşte tam da bu dönemde internet bağımlığı ile tanışmış oldum. Evde yalnız şekilde günde 12 saat ve üzeri internet kullanma kabiliyetine sahip bir insanım. Bu şekilde internet kullanan birisinin ise "nofap" olayını keşfetmemesi elbette imkansızdı. Tabii ki herkes gibi bizde p....'dan payımızı aldık lakin çok şükür hiçbir zaman düzenli bir tüketicisi olmadım. Mastürbasyona gelince nofapi keşfedene kadar bir problem olduğunu bile bilmiyor, normal hayatın bir parçası zannediyordum. Nofapin bana vaad ettiği şeyler derhal ilgimi çekse de malesef hiçbir zaman gerekli ciddiyetle işin üzerine eğilmedim ve sürekli "sigarayı bırakan" tipler gibi ara nofape başlayıp başlayıp bıraktım. En uzun sürecim 1 haftadır. Siz hesap edin...

Peki şimdi ne değişti?
>Her şeyden önce mezun oldum ve hayatımda yeni bir dönemin eşiğindeyim. Aile evine geri dönmek suretiyle yurtdışında yaşadığım zorlukların önemli bir kısmı şu an için son buldu. Her ne kadar artık kişiliği ve dünya görüşü oturmuş bir insan olduğum için aile evinin toksik ortamından (ilgisiz ve sürekli menuniyetsiz baba, aşırı ilgili ve kontrolcü anne) eskisi kadar fazla etkilenmiyor olsam da kısa sürede (eski izolasyon döngüsüne düşmeden) tekrar evden ayrılmak ve artık kendi düzenime geçmek istiyorum. Bu yolda her türlü zararlı alışkanlıklarımdan arınmanın bana çok faydası olacağı kanaatindeyim ve mastürbasyon en ciddi canavarlardan bir tanesi. Her ne kadar böyle istiyor olsam da motivasyon ve özgüven eksikliğinden dolayı hep bir işe başlayıp sonra maymun iştahlılıkla bıraktım. Bunun sebeplerinden birisinin hayatımda hiçbir zaman abi, akıl hocası, baba figürü veya yoldaş diyebileceğim insanlar olmasına bağlıyorum çünkü insanın hayatında sürekli aşağılayıp azarlamadan seninle ilgilenen ve ne yapman gerektiğini tek tek anlatan insanlar olması önemli. Bu olmayınca insan disiplin ve özgüven geliştiremiyor. Burada hem empati hem bilgi sahibi hem de kendisini ve çevresindeki insanları geliştirmek için özel çaba sarfeden insanlar bulup muhattap olmayı umuyorum.
>İkinci olarak 28 yaşına gelmiş birisi olarak gençliğimde güç ve enerjinin, bilhassa cinsel konularda, yavaş yavaş azaldığını fark ettim. Hala 20'lerinde birisi olarak hala genç sayılsam da eskiden bana mısın demeden aniden ereksiyon olabiliyorken artık biraz daha çabalamam gerektiğini fark ettim. Bu durum kısmen yaşın ilerlemesinden kaynaklanan kısmen doğal bir şey olsa da sağlıksız mastürbasyon alışkanlığımın bu konuda önemli bir rol oynamasından şüpheleniyorum (Her halükarda yararının olmadığı kesin). Yakın zamanda evlenmek istediğim 4 yıllık sevgilimden ayrıldım. Histerik sinir ve ağlama krizleri, rasyonel olmayan tripler atması, asla tatmin edilemez ilgi ve alaka açlığı, empati yoksunluğu gibi tipik "türk kızı" profilindeki psikolojik şiddet ve diğer toksiklikleri saymaz isek ilk ilişkim olması bakımından çok bağlandığım bir insandı. Dindar birisi olduğumdan özellikle zina etmek istediğimi söylediğim için cinsel olarak "fazla ileriye" hiç gitmedik. Kim bilir belki bu yüzden ayrılmışızdır... Velhasıl bir cinsel hayatım olmadığı ve olan da kötü sonlandığı için için herhangi bir cinsel sorunum var mı bilmiyorum ama bütün bu durumlar beni cinsel sağlığım konusunda endişeye düşürdü. Aşk hayatım çok fazla hüsran içerdiği için ileride yaşayacağım güzel bir evlilik (her ne kadar "türk kızı" ile çok zor olsa da) benim için çok önemli ve böyle bir şey yaşamak benim için felaket olur.
>Üçüncü olarak dini sebepleri sayabiliriz. Din benim için çok önemli. Hayatımın zor ve karanlık günlerinden beni bizzat Allah ve ibadetlerim kurtardı desem yalan olmaz. Bu yüzden ne kadar zorluk ve pişmanlık yaşarsam yaşayım her zaman şükür ediyorum. Hayatta her şey olması gerektiği gibi oluyor ve yaşadıklarım beni bugüne getirdi. Ne kadar yavaş olursa olsun iyiye doğru değişimimi görüyorum, ki önemli olan da bu. Bu yolda dinin bana verdiği prensipler beni asla ama asla yarı yolda bırakmadı ve bugün böyle düşünüyorsam bunda bu öğretilerin payı büyük. Bu sebeptendir ki artık günahlarımdan arınma yolunda haram olan mastürbasyondan da adam akıllı tevbe ederek iyiye ve güzele ilerleme serüvenimde bir adım daha atmak istiyorum. Doğru bir namaz, oruç ve zikir disiplini ile bunu başarabileceğimi hissediyorum.

Yani anlayacağınız hayatımda istediğim yerde değilim ve daha ileriye gitmek istediğim için bu yola girdim. Foruma ilk girdiğimde fark ettiğim ekseriyetle genç arkadaşlara hitap ediyor olması idi. Bu beni üç yönden duygulandırıyor: Birincisi henüz 19 yaşlarındaki arkadaşların hayat kalitelerini yükseltmek için bu kadar erken harekete geçmiş olması onlar adına beni sevindiriyor. İkincisi "keşke ben de onların yaşında iken böyle yapsaydım" diyerek beni hüzünlendiriyor. Üçüncüsü, artık 30 yaşına yakın birisi olarak, sanki artık yetişkin olmam gerekirken "çoluk çocuk" forumlarında girdi giriyor gibi hissediyorum hayatımda istemediğim yerde olmadığım hissimi kuvvetlendiriyor ve üzüyor. Bu sebeplerde gençlere ve diğerlerine benim sahip olmadığım abiliği yapmanın yanında burada vakit geçirdikçe kendi yaşlarımda beni anlayan insanlar da bulmayı ve bu düşüncenin basit bir önyargı olduğunu keşfetmeyi umuyorum.

Böylece neden bu günlüğü yazmaya başladığımın sebeplerini uzun uzun anlatmış oldum. Ne sıklıkla buraya yazarım bilmiyorum. İnşallah bu sefer de bir heves bırakıp başladığım bir süreç olmaz. Bu yazıyı postaladıktan birazdan soğuk gusül abdestimi alıp sürece başlayacağım. O halde YALLAAAAAAAAAAH BİSMİLLAH.
 
Son düzenleme:
Katılım
17 Haz 2022
Mesajlar
4
Tepki puanı
8
Puanları
3
I.Gün: "Ora et Labora"

1.
Dün karar günü bugün ise başlangıç günüdür ve iyi geçen her gün gibi iyi bir gün geceden başlar. Kanaatimce dün geceyi verimli geçirmekle beraber TAM olarak mükemmel geçirmemiş olacağım ki sabah istediğim kadar erken uyanamadım ve süreçte ihtiyacım olacak mental kuvvetin sadece %80 yerinde olmadığını fark ettim. Bunun bence tek bir sebebi var: Ekran bağımlılığı. Özet geçmek gerekirse akşam namazından sonra yatsı namazına kadar camide meditasyona oturdum (yaklaşık 1 saat) ve eve geldiğimde henüz erken olduğunu düşünüp biraz youtube yapayım dedim. İşte hata burada olacak ki meğerse erken değilmiş. Saat 4:30 sularında uyanmak istediğim halde 5:30'da uyandım ve henüz yorgun olduğumu fark ettim. Gene de sabah namazını cemaatle kılacak kadar erkendi ve dışarı çıkmamla beraber kendime geldim diyebiliriz. ondan sonra tıpkı akşamki gibi meditasyona oturacaktım lakin yapmadım.Kahvaltılık bir şeyler alıp yemek hazırlayacaktım lakin market açık olmadığı için boşluğa düştüm ve bir kez daha youtube'a girmek gafleti baş gösterdi. Şuna artık kanaat getirdim ki sosyal medyaya giriyorsanız müstehcen görüntü görmeniz kaçınılmaz. Henüz ilk günümde olduğum için bir şehvet patlaması olmadı ama olsaydı eminim ki şu an bir relaps raporu giriyorduk çünkü dediğim gibi mental kuvvetim %100 değildi. Görüldüğü üzere ne zaman hafif boşluk olsa süreç kasise çarpıyor. Bundan sonra kitap okumaya karar verdiğimde biraz kendime geldim. Durumu analiz ettikten sonra ise monk moda geçmeye karar vermiş bulunuyorum. Monk mod benim için şu demek: Ora et Labora. Yani latince "Dua etmek ve Çalışmak". Bunu nasıl yapacağıma dair günlük programımı ikinci kısımda yazmayı planlıyorum.

2. Önceki girdide dediğim gibi vakitlerimizi "Çalışmak" ve "Dua etmek" olarak iki şekilde doldurmak gerekiyor. Bu iki vazifeyi yerine getirmek için ise iki tane yakıta ihtiyacımız vardır ki bunlar "Uyku" ve "Yemek" olmak üzere iki tanedir. Bu iki şeyi basit birer yakıt olarak görmek lazım. Eğer bunlar keyif için alınacak olursa relaps kaçınılmazdır diyebiliriz. "Yemek" konusuna daha sonra, uyku konusuna ise vakitleri parçalar böldüğümüz kısımda değineceğiz. Vakitleri "gece" ve "gündüz" olmak üzere ikiye daha sonra geceleri 5 ve gündüzleri ise 7 parçaya bölmek lazım. Hepsi toplam 12 vakit eder.
Gecenin 1.parçası (Güneşin batmasından havanın kararmasına kadar olan vakit): Dediğimiz gibi; iyi bir gündüz her zaman iyi bir gece ile başlar ve gecenin başlaması ise akşam ezanı iledir. Bu vakit imsak vaktinin aksine insanların zinde olduğu bir vakit olduğundan güzel sabahlamak için yapmamız gereken şeyleri yapmaya bu vakitten başlanılabilir. Bu sebepten çok önemli bir vakit. Çok dikkat edilmesi gerekiyor. Bu vakit muhakkak ki meditasyon ile doldurmalı. Şahsen ben bu vaktin tamamını camide oturmak sureti ile geçirmeyi planlıyorum.
Gecenin 2.parçası (Havanın kararmasından uykunun bastırmasına kadar olan vakit): Bu vakit uykudan hemen önceki vakit olduğu için asla ama asla telefon, televizyon, bar pavyon ya da her ne halt ise geçirilmemeli. Olabildiğince sukunetli bir şekilde kişi uykuya hazırlanılmalı ve akşam yapılan meditasyonlara daha sakin şekilde devam edilmeli.
Gecenin 3.parçası (Uyku): Eğer hazırlıklarımızı doğru yaptıysak güzel ve kaliteli bir uyku bizi bekliyordur. Uykuyu mümkün mertebe kısa tutmak ve sabah erken uyanmaya gayret göstermek gerekli.
Gecenin 4.parçası (Gece yarısından gecenin son 1/6'sına kadar olan kısım): Artık tabir yerinde ise yiğidin belii olduğu vakitlere gelmiş bulunuyoruz. İşte bu vakitte kalkıp teheccüd namazı kılmak gerekir ki herkesin harcı değildir. Bu vakitlerde uyanıp meditasyona dalan kişiye helal olsun.
Gecenin 5.parçası (Gecenin son 1/6'sından şafağın sökmesine kadar olan vakit): Buna "seher" vakti denilir ki artık gece ile gündüzün birbirine çok yaklaştığı vakitlerdir. Ekstra erken uyanmak isteyenler bu vakitleri tercih etmeli ve gecenin bu en huzurlu saatlerini gündüz için kafayı toplamaya ayırmalı. Eğer yiğido bir kişilik olarak daha önceki uyanmış ise bu vakitte de meditasyon ve ibadete devam.

Geceler çeşit çeşittir. Bazen hiç uyumadan bütün gece verimli geçirilerek oturulur, bazen çok uyunarak sadece son vaktin sonunda kalkılır ve bunun arasındaki bütün çeşitler vardır. Herkes durumuna göre kendini ayarlamalı lakin genel kaideler akşam vaktinin başına özen göstererek o saatten itibaren ne kadar dıptıs dıptıs varsa terk etmek, uykuyu kısa tutmak, uyunmadığı vakitlerde meditasyona dalmak. Bir sonraki girdide gündüzleri izah edeceğim.

3. Geceden sonra tabii ki gündüzler geliyor ki bunlar da 5 parça:
Gündüzün 1.parçası (İmsak vaktinden güneş doğana kadar): Bildiğiniz sabah namazı vakti. Eğer az önce yazılanları okuduysanız şu anda az çok uyanık olmanız gerekiyor. Sabah namazını cemaatle kılmak önemli. Müslüman olmayan arkadaşlar ise bir şekilde evden çıksın ve spor yapsınlar veya hava alsınlar derim. Artık kendilerine uygun şekilde adapte ederler. Müslüman arkadaşlara geri dönecek olursak sabah namazından sonra 1 saat kadar dua, zikir, kuran ve tefekkürle meşgul olmak önemli sünnetlerdendir. Namazdan sonra camide vakit geçirmeye özen gösterin.
Gündüzün 2.parçası (Güneşin doğmasından kuşluk vaktine kadar): Dediğim gibi sabah namazından sonra (kerahat vaktinde) 1 saat veya 45 dakika camiyi terk etmemiş iseniz "işrak" namazını kılın ve güne başlayın. Artık tam verim ile çalışma zamanı. Ders, araştırma, proje, iş-güç hayatta ne yapıyorsanız ona abanın. Eğer yapacak işiniz yoksa hayır hasenat işleri ile uğraşın. Hasta ziyaret edin, sosyal sorumluluk projesine katılın, anne babanıza yardım edin. Size kalmış. "Kuşluk vakti" dediğimiz saat 10:00-11:00'e tekabül eden vakitlerde "Duha namazı" vaktidir. Müslüman olmayan arkadaşlar gene kendilerince bir mola ayarlayabilir.
Gündüzün 3.parçası (Kuşluk vaktinden öğle vaktine kadar): Bu saatlerde de çalışmaya devam lakin eğer dediğim gibi gece az uyumuş iseniz yorulmuş olmanız muhtemel. Bu saatlerde 1 saati aşmayacak 15 dakikanın altına düşmeyecek bir öğlen uykusu yapılması gerekiyor. Eğer geceleri değerlendirmek konusunda ciddi isek bu önemli. Yok eğer namaz/meditasyon yerine uykuyu tercih ettiysek uyumanın lüzumu yok. DEVAM!
Gündüzün 4.parçası (Tam öğlen vakti): Bu vakit gündüzün en kısa parçası. Öğlen ezanı ile öğlen namazı arasında kalan vakit. Yani camide öğlen namazının 4 rekat ilk sünnetinin kılındığı vakit. Bu vakit de islam da çok kıymetli bir vakittir. Bunun farkında olarak sünneti kılalım.
Gündüzün 5.parçası (Öğlen vaktinden ikindi vaktine): Bu vakitleri de gene aynı şekilde çalışarak veya işimiz yoksa ibadetle geçirmek gerekiyor.
Gündüzün 6.parçası (İkindi vaktinden kerahat vaktine): Bu vakitde sadece ikindi namazı var ve sonrasında bir namaz yoktur. Günün son vakitlerine tekabül ettiği için isteyen gene çalışma ile veya spor yaparak veya bir şeyler okuyarak geçirebilir.
Gündüzün 7.parçası (Kerahat vaktinden güneşin batmasına): Güneşin artık sararmaya, ufuğun kızıllaşmaya başladığı vakittir. Gündüzün 1 parçasında sabah namazından sonra ne yapılıyorsa aynı şekilde dua, zikir, kuran ve tefekkür dörtlüsü ile meşgul olmak gerekir. Akşam ezanı okunduğunda gece başlar ve yazdığım her şey tekrar yapılır.

Bu bilgiler, birebir şekilde, İmam Gazzali'nin "İhyâü Ulûmi'd-Dîn" eserinen alınmış olup tarafımca bir "monk mod" koseptine uyarlanmış ve bu günlük formatında yazılmıştır. Detaylı bilgi için doğrudan kaynağına müracaat ediniz.

4. Her ne kadar düşündüğüm gibi olmasa da tatmin edici bir gündü. Ders çalışmak gibi pratik şeyler yerine bol bol yazı yazdık. İlk gün olduğu için böyle ol ası normal diyorum ama sonraki günler bu kadar fazla yazmak istemiyorum. Akşam da güzel başladı. Bundan sonrası güzel bir uyku ve erkenden uyanmak. Yarın gene nu saatte görüşme üzere. Yarın günlerden Cuma olduğu için şimdiden:

🕌HAYIRLI CUMALAR!🕌



 
Katılım
17 Haz 2022
Mesajlar
4
Tepki puanı
8
Puanları
3
II. Gün: "Audentes Fortuna Iuvat"

Bugün rapor edilecek çok bir şey olmadı. Sabah 4:30'da bomba gibi kalktık ve güneş doğana kadar vakti verimli geçirdik. Daha verimli olabilirdi ama gene de artı yazıyorum. 10-11 arası garip bir şekilde yoğun değil ama yoğun. Şehre inip sınava gireceğim okulu keşfettik, büroya gidip biraz oturduk, cuma namazına gittik, 14 gibi misafir geldi ve köye geri döndük. Bütün bunlar olduktan sonra ikindi olmuştu. Belki git-gel olayındandır ama vakit gerçekten gereğinden fazla hızlı geçiyor sanki. Velhasıl ikindi oldıktan sonra iflas ettim ve uyumamam gerekirken uyudum. Kalkınca hemen ikindiyi kıldım ama ritmim artık bozulmuştu bir kere. Akşam olunca biraz toparlamaya çalıştım ama o mental zindelik gitti bir kere. Yarın sabah için endişelenmeye başladım. %100 olmasa bile gene 4 sularında kalkabilmek içün bazı hamleler yapacağım. Yarına inşallah.

Önemli gözlem: Uyku halleri çok kritik. Sabah, hatta gecenin ortasında, uyanıp relaps yaşamışlığım vardır. Sosyal medya ile beraber en çok tetiklendiğim ve mental olarak en zayıf olduğum anlar bunlar. Gerçekten Allah'a sığınmaktan başka çare yok. Hayırlısı.

Bugünlük bu kadar. [Patrick] offline.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst