PMO illeti ile git gide kendi değerimi alçattığımı hissediyorum. Varlık olan ben aynı ben ama mental olarak git gide dibe batırıyor. Porno izlemiyorum ama sosyal medyada her yerde kızlar karşıma çıkıyo ve bakmaya engel olamıyorum. Hayat motivem iyice azaldı, sağlıklı beslenme yok, yapmak istediğim şeyleri sürekli erteliyorum, üşengeç birine dönüştüm, gözlerimde ki parıldı gitti. En çok aklıma takılanda bunun bu şekilde hayatım boyunca devam etmesi düşüncesi. Yaşama sevincini elden alan bi duygu.

Tüm bunlar dopamin hormonu ve reseptörlerle alakalı onu çözdüm ancak çözüm yetmiyo irade lazım. Neverfap Akademi de artık video paylaşmaz oldu eskiden ordan dinlerdik başarı hikayesi vesaire sesleri bile motive ederdi. Neyse bu yolda tek başımızayız. Şekerli gıdaları ve ekmeği tamamen hayattan çıkarmak gerekiyo, kızlara bakmayı kesmek ve yeni uğraşlar edinmek lazım. Umarım bunu başarırım dostlar. Yazıyı yazarken bile üşendim, büyük ihtimal sizde okurken üşeneceksiniz. Çünkü pmonun verdiği dopamini hiçbir şey vermediği için diğer şeyler sıkıcı geliyo. Ancak dopaminde en dibi yaşarsak ve reseptörler yeniden artar harekete geçerse tekrar en ufak şeyleri bile yapma isteğimiz gelir.

Sosyal medyayı kalıcı olarak kapatman ve spora gidip ağırlık kaldırman sana iyi gelebilir.

Üstelik spor yaparken derslere/yazılara konsantre olduğun gibi efor harcamana gerek yok, saf fiziksel efor sergileyip mutlu olabilirsin.

Bende de önceden bu ciddi üşengeçlik durumu vardı. The Social Dilemma belgeselini izlediğim zaman tüm sosyal medya uygulamalarını silmeye karar verdim. Youtube’u hem malum direkt olarak silinemediğinden hem de ders videoları izlerim düşüncesiyle silmedim, sosyal medya bağımlılığının aman aman bir bağımlılık olduğunu da düşünmüyordum ancak sildikten sonra bıraktığım tek uygulama olan youtube’la cebelleşmem, her saniye irade savaşı vermem sosyal medya kullanıcısı olmanın gerçekten nasıl bir bağımlılık yarattığını bana öğretmiş oldu. Ancak bunu ara sıra da youtube reels’lardan kaçamak yapmak kaydıyla uyguladıktan sonra gerçekten üşengeçlik seviyemi ciddi derecede azalttı. Daha bariz gördüğüm şey ise odak süremi ciddi derecede artırması oldu. 100 sayfa üstü kitap bitirirken azap çeken ben 380 sayfa civarı Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nü 4 günde keyiften dört köşe okuyarak bitirdim. Odak süremin arttığını bu zamanlar fark ettim. Üşengeçlik de aslında şöyle işliyor: Beyin bir işe yoğun dopamin salgıladığı vakit diğer işlerle uğraşmak istemiyor, dopamin akışını kesmeye lüzum yok diye düşünüyor. Bunu da büyük ihtimal biz üşengeçlik olarak algılıyoruz. Tabii reseptör eksikliğinin de etkisi çok fazla, orası ayrı.

Sosyal medya bağımlılığında az kullanmak vs. de asla işlemiyor, denersen görmüşsündür ya da denemişsindir. Az PMO yapma düşüncesi kadar saçma, bu da bağımlılık olduğundan, bağımlı zihin az süre kullanma bariyerini ezip geçiyor. Uygulama zaman sınırlayıcısı programlarını da denedim, süre 5 dakika 5 dakika ekleye ekleye o kadar çok uzamıştı ki uygulamayı silmeden önce baktığımda sınır 8 küsür saatti. İşin özü tek çare uygulamaları erişemeyecek biçime sokmak, yani silmek. Geri yükleme ihtimaline karşı (ben üşenmiştim ve bir defa dahi yüklememiştim) hesabını da silebilirsin. O en kalıcı çözüm olur. Her neyse, umarım yazıyı okumaya üşenmezsin. Kolay gelsin.

Sevdiğim bir bağımlılık tanımı var:
"Bağımlılık esasen zevk aldığın şeylerin daralmasıdır"
Bağımlılık yapacak olan birşeyleri bıraktığında zaten en küçük şeylerden bile haz alacak duruma gelirsin.
Önce zihinsel veya fiziksel olarak birşeylerle uğraş-yorulmaya bak,
Bu süreçte hazzı ertelediğinde,
geçiken hazzın keyfi daha fazla olucak buna emin ol(birçok kez bunu yaşadım)
En basit örnek olarak:
Bende tembeldim,fazla hareket etmezdim ve gereğinden fazla yemek yerdim ama yerken biraz haz alıyordum,fakat yedikten sonra baya yorgun düşüyordum,kendimi kötü hissediyordum.
Beslenmemi ve uykumu düzene soktum,1.5 ay önce spor yapmaya başladım.
Mesela spor yaptıktan sonra yemek yemenin keyfi bambaşka birşey ve yemek bittikten sonrada kendimi daha dinç ve iyi hissediyordum.
Biyolojik donanımımız,
önce bedel öde/sonra kendini ödüllendir-ödül elde etmeye çalış üzerine dizayn edilmiş.
(deneme-yanılma yöntemiyle kendimde yaptığım gözlemlerle vardığım bir kanaattır)
İnsan vücudu birçok açıdan sınırlıdır ve bu sebeble hazlarınada sınırlar koymalıdır.
Kendini ne kadar kontrol edebiliyorsan hayattan alacağın hazda o oranda artar.
Kendini kontrol etmez,ben önüme gelen şeyi yapıcam-yaşıcam dersen bu dünyanın seni tatmin etmesi mümkün değildir.
Bağımlılıklarına dur demezsen doyumsuz olursun ve buda bu dünyada başına gelebilecek en kötü şeylerden bir tanesidir,deyim yerindeyse bu dünyada sana cehennemi yaşatır.

"İlkinde yanlış davranmışsında,
ikinci kez yaşıyormuşsun gibi bundan sonra hayatını öyle yaşa."
(Viktor Emil Frankl)

absolutely' Alıntı:

The Social Dilemma belgeselini izlediğim zaman tüm sosyal medya uygulamalarını silmeye karar verdim.

Genişletmek için tıklayın ...

Tüm yazını sonuna kadar okudum ve bu belgeseli merak ettim izleyeceğim

Sametak256' Alıntı:

Kendini ne kadar kontrol edebiliyorsan hayattan alacağın hazda o oranda artar.

Genişletmek için tıklayın ...

Baştan sona müthiş bir yazı bu alıntıladığım yer can alıcı noktası teşekkürler