Merhaba benim gibi sistem kölesi arkadaşlarım.
Evet arkadaşlar. Çağımız gençliğinin büyük belası PMO. Başlayalım önce bu P'nin Pornosu ile. Porno bir eğlence, zevk yeri değildir. Yani atıyorum açarsın biraz oyun oynarsın, zevk alırsın. Tabii zamanın da gereksiz ve de boş yere harcanmış olur ama bu çok çok çok daha farklı bir şey. Bir bela, illet, bataklık. Porno nedir mi arkadaşlar? Sadece erkeklerin zevk alması için kurulmuş ve de en iyi şekilde yönetilmekte olan bir sistemin adıdır. Peki neden sadece erkekler dedim? Çünkü hedefleri kadınları araç olarak kullanaraktan amaç olan erkekler üzerinden para kazanmaktır. Yani kadınlar para için bu yola başvurararaktan 1. Köle ve biz erkekler de (çoğunluğu erkek izleyenlerin zaten) anlık zevki izleyerekten onların 2. Kölesi oluruz. Adamlar da en tepeden para üstüne para basarlar. Ve de olan da sizin hayatlarınıza olur. O kadınlar bir daha asla çocuk sahibi olamazlar. Çünkü hiçbir erkek onları kabul etmez (edenler de yine onlar gibi erkek oyunculardır, bakabilirsiniz). Ki hangi kadın çocuk yapıp, mutlu-mesut bir hayat yaşamak istemez ki, soruyorum size? Biz erkeklere gelince de, biz ise sadece hadi siz diyin 3 ben diyeyim 5 saniye sürecek olan kısa bir zevk için geleceğe yönelik müthiş derecede zararlar bırakırız. Bazılarınız hayattan usanır, bazılarınız intihara girişir, bazılarınız adeta kendisini kaybeder. Ve de daha fazlası olur. Ama bunları bilmemize rağmen yine 2. Köle rolü oynamaktan vazgeçemiyoruz. Peki bu niye? Eğer bir kişi geleceğinin ne kadar karanlık olacağını bilmesine rağmen, niye yine kendisini o bataklığa atar? Çünkü sapkınlık, terbiyesizlik, ahlâksızlık hayatın her yerinde. Hangi siteye, hangi ürüne, hangi afişe, hangı yöne bakarsan bak, işte orada cinsellik var. Kurtulamıyorsunuz. Arkadaşlar şunu bilin ki, o izlediğiniz sanal ve de hayal ürünü olan videolarda kadınlar o erkeklerden nefret ederek o videoyu çekiyorlar. Ha onlar da öyle kusursuz değiller. Ne işlemlerden geçiyorlar var ya, hiç sormayın. Kısa bir video için günler harcıyorlar, müthiş paralar yatırıyorlar. Hiçbir kadın hoşlanmadığı bir erkekle yatmak istemez, ona yaklaşmak bile istemez. Ki kadınlar genelde bir defa aşık olurlar. Ama bu videolar da çok daha basit görüyorsunuz işi. Bir yandan kadınları size zor ulaşılan, sizden üstün olan canlılar, objeler gibi gösteriyorlar; bir yandan da yine kadınları istediğiniz gibi kullanabileceğiniz, istediğinizi yapabileceğiniz, sizin köleniz olan canlılar, objeler olarak gösteriyorlar. Ha örnek mi istiyorsunuz. Sizin o videoları seyrederken gördüğünüz erkeklerle kendinizi karşılaştırmanız, o böyle kadınlara sahip olabiliyorsa ben neden olamıyorum demeniz sizin kadınları kendinizden üstün görmenizi; kadınlara o videolarda yapılan işkenceleri, şiddeti, terbiyesizlikleri izlemeniz de kadınları bir obje, her türlü kullanabileceğiniz bir araç gibi görmenizi sağlar. Ama hayallerden gerçek hayata dönünce adeta bir tokat yemiş gibi olursunuz ve de anlarsınız ki o sadece hayalden ileri gidilemeyecek bir durummuş. Yani kadınları ezmenizi ister sizden. Size gelince de sizi mahveder. Hayatınızda yaşadığınız ailevi sorunların, günlük sorunların, kronik sorunların nedenleri de siz her ne kadar fark etmeseniz bile yine bu pornodur. Çünkü sizi kısa bir zevkle sınar ve de sonrasında hayatın gerçekleriyle sizi yüz yüze bırakır. Ki siz de hayatın böyle güzel, kolay olmadığını anlamayınca da kendinizi her türlü daha kötü olan durumlara yöneltirsiniz.
Arkadaşlar birçoğumuz daha genciz, hayatın gerçekleriyle değil yüzleşmek onları görmemişiz bile. Ne insanlar var düşünebiliyor musunuz ya? Adam elsiz, kolsuz geliyor şu hayata. Eğer o bile bunu kabullenip hayatından mutluysa, senin bu halinle hayata dair ümitlerini bitirmen hem hayata, hem doğaya hem de insanlığına yaptığın büyük bir terbiyesizliktir. Ülkenin halini zaten biliyorsunuz. Herkes kıt kanat geçiniyor. Kışın soğuğunda, kar kışta nerelerde ne halde olan insanlar var. Biz bir şeyi alamasak bile onu dert ediyor, günlerce onun için yakınıyor. Biz başımızı koyduğumuzda fantazilere yönelik rüyalar, geleceğe yönelik hayaller görüyoruz. Onlara gelince de mesela gün içerisinde hep yarın ne olacağını, başını koyduğunda da yine yarın ekmeğini nasıl bulacağını düşünüyor. Yine adam var ki dünyaya geliyor ve annesini ve babasını bile göremiyor. Şimdi size soruyorum (ki eminimki de hiçbiriniz böyle dertlere sahip değilsiniz) böyle dertler varken ve de bu kişiler bile her türlu adaletsizliğe, haksızlığa, zulüme rağmen (ki artık nefret ediyorum bu durumlardan) bu hayatı yaşıyor ve de mücadele ediyorsa sizin isyan etme şansınız bile olmamalıdır. Öyle işte arkadaşlar bu illete, belaya daha fazla yüz vermeyin. Hayatta kazanılacak ne başarılar var. Ki bakın şunu yaşamış biri olaraktan da söylüyorum ki, siz sadece kendi geleceğinizi düşünmeye ve de kendinizi geliştirmeye bakın. Zamanla göreceksiniz ki, artık insanlardan daha bilgi dolu olduğunuz için onları gerektiğinde umursamayacaksınız bile. Hatta hayattaki saçma durumları bile. Zaman kendisini doğru kullanana ihanet etmez arkadaşlar. Hayatınızın, kendinizin, her seyin ya her şeyin değerini bilin ve de kalkıp yeni karalara doğru açılın. Seneca bize der ki: "Gençliğinde bilgi ağacını dikmeyen, yaşlandığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz". Zamanı iyi değerlendirelim arkadaşlar.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
