Merhaba değerli arkadaşlarım, uzun süredir bu forumu takip ediyorum maalesef. Kolay yöntemi okuyup başarılı olup unutup ya da gerçekten anlamayıp tekrar korkunç batağa döndüm. İkinci kez okurken şunu fark ettim, kolay yöntem krizlerin bir çeşit yanılgı olduğunu, abartılacak bir şey olmadığını söylüyordu. İlk bakışta ciddi krizler yaşayanların bileceği gibi bu ifadeler ya anlaşılamaz ya da ciddiye alınmaz. Fakat kolay yöntemi aslında hiç bilmeyen insanlar dahi bunu hayatında uyguluyor. Şöyle, hiç trende, uçakta, otobüste vs. seyahat ederken, bir AVM'de gezerken ya da ailenizle vakit geçirirken krize girdiniz mi? Daha doğrusu fap yapmak aklınıza geldi mi bu durumlarda? Kendi tecrübemden yola çıkarsam kesinlikle hayır. Çünkü orada otokontrolünüz devrededir. İşte kolay yöntem esasında sizi her zaman bu noktada tutmayı anlatmaya çalışıyor. Yani siz trende fap yapmamak için iradenizi kullanmazsınız zira aklınızın ucundan dahi geçmez fap yapmak. Tabi ki fiziksel yoksunluklar çekmeye devam edersiniz ama kriz dediğimiz şey vuku bulmaz.
Burada insanın kendine yalan söylemesi de var. Gerçekten bu işten vazgeçmediği halde dili ile vazgeçtiğini söylüyor. Şöyle düşünün hiçbirimiz bile bile uçurumun kenarına gitmeyiz, ölümcül işler yapmayız neden, çünkü bilinç hemen o işin sonunu hesap eder. Orada ölümü görür. Ama bizim çarpıtılmış zihnimiz gerçekten pmo'dan vazgeçmediği halde biz kendimize dilimizle yalan söyleriz. O küçük tavizlerin kaynağı bu işte. Çünkü bilincimiz toplum içinde pmo yapılmayacağını, ölmemesi gerektiğini, kendine zarar vermemesi gerektiğini siz kafanızı bile kullanmadan hesaplıyor. Ama pmoda hastalıklı bilinç yani gerçekten vazgeçmemiş bilinç pmo yapmak istiyor. Olasılıkları hesap ediyor ve bunun olabileceğine karar veriyor. Siz de kendinize ufak tavizlerle yalan söyleyip ya krize giriyor ya da tuzağa düşüyorsunuz. Asıl çizgi çizmeniz gereken gerçek bilinçaltınız.
Ben buradan şu noktaya da geçtim kendi adıma. İslamdaki Allah korkusu da esasında böyle bir haldir. Çünkü Müslümanım diyen hiçbir insan başkaları kendilerini görürken kötülük yapmayı düşünmezken kendi kendilerine kaldıklarında yapabiliyorlar ya da gizli gizli bir çok günah yapıyorlar. Çünkü trende ya da uçakta olduğunuz gibi, Allah'la aynı mekanda olduğunun idrakine varamıyor. Yani düşünsenize bizim krize girmemiz aslında zihnimizde fapin mümkün olduğu gerçeğine dayanıyor. Zihin bunun imkansız olduğunu bildiğinde aklının ucundan bile geçmiyor. İşte tek başına kaldığında dahi kendinin Tanrı tarafından gözetim altında olduğu bilinci gerçek Allah korkusudur. Buraya ilgilenenler için bazı ayetleri ekleyeceğim:
"Günahın açığını da gizlisini de terkedin. Çünkü günah kazananlar, kazandıkları nedeniyle ceza göreceklerdir."
(6-En'âm 120)
"İnsanlardan gizlerler de, Allah'tan gizlemezler. Halbuki geceleyin O'nun razı olmayacağı sözleri kurarlarken, Allah onlarla beraberdir. Allah onların yapmakta olduklarını kuşatır."
(4-Nisâ 108)
"Nihayet oraya vardıklarında onların kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları hakkında onların aleyhine şahitlik edecektir. Kendi derilerine "Niye aleyhimizde şahidlik ettiniz?" derler. (Onlar da) "Her şeyi konuşturan Allah, bizi de konuşturdu" derler. Sizi önceden yaratan O'dur ve O'na döndürüleceksiniz. Siz ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden korkmadınız. Hatta yaptıklarınızın bir çoğunu Allah'ın (dahi) bilmediğini sanıyordunuz."
(Fussilet 20-22)
Burada insanın kendine yalan söylemesi de var. Gerçekten bu işten vazgeçmediği halde dili ile vazgeçtiğini söylüyor. Şöyle düşünün hiçbirimiz bile bile uçurumun kenarına gitmeyiz, ölümcül işler yapmayız neden, çünkü bilinç hemen o işin sonunu hesap eder. Orada ölümü görür. Ama bizim çarpıtılmış zihnimiz gerçekten pmo'dan vazgeçmediği halde biz kendimize dilimizle yalan söyleriz. O küçük tavizlerin kaynağı bu işte. Çünkü bilincimiz toplum içinde pmo yapılmayacağını, ölmemesi gerektiğini, kendine zarar vermemesi gerektiğini siz kafanızı bile kullanmadan hesaplıyor. Ama pmoda hastalıklı bilinç yani gerçekten vazgeçmemiş bilinç pmo yapmak istiyor. Olasılıkları hesap ediyor ve bunun olabileceğine karar veriyor. Siz de kendinize ufak tavizlerle yalan söyleyip ya krize giriyor ya da tuzağa düşüyorsunuz. Asıl çizgi çizmeniz gereken gerçek bilinçaltınız.
Ben buradan şu noktaya da geçtim kendi adıma. İslamdaki Allah korkusu da esasında böyle bir haldir. Çünkü Müslümanım diyen hiçbir insan başkaları kendilerini görürken kötülük yapmayı düşünmezken kendi kendilerine kaldıklarında yapabiliyorlar ya da gizli gizli bir çok günah yapıyorlar. Çünkü trende ya da uçakta olduğunuz gibi, Allah'la aynı mekanda olduğunun idrakine varamıyor. Yani düşünsenize bizim krize girmemiz aslında zihnimizde fapin mümkün olduğu gerçeğine dayanıyor. Zihin bunun imkansız olduğunu bildiğinde aklının ucundan bile geçmiyor. İşte tek başına kaldığında dahi kendinin Tanrı tarafından gözetim altında olduğu bilinci gerçek Allah korkusudur. Buraya ilgilenenler için bazı ayetleri ekleyeceğim:
"Günahın açığını da gizlisini de terkedin. Çünkü günah kazananlar, kazandıkları nedeniyle ceza göreceklerdir."
(6-En'âm 120)
"İnsanlardan gizlerler de, Allah'tan gizlemezler. Halbuki geceleyin O'nun razı olmayacağı sözleri kurarlarken, Allah onlarla beraberdir. Allah onların yapmakta olduklarını kuşatır."
(4-Nisâ 108)
"Nihayet oraya vardıklarında onların kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları hakkında onların aleyhine şahitlik edecektir. Kendi derilerine "Niye aleyhimizde şahidlik ettiniz?" derler. (Onlar da) "Her şeyi konuşturan Allah, bizi de konuşturdu" derler. Sizi önceden yaratan O'dur ve O'na döndürüleceksiniz. Siz ne kulaklarınızın, ne gözlerinizin, ne de derilerinizin aleyhinize şahitlik etmesinden korkmadınız. Hatta yaptıklarınızın bir çoğunu Allah'ın (dahi) bilmediğini sanıyordunuz."
(Fussilet 20-22)
