Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Ölümden Dönme Ve 2. Bir Şans

kardanaydınlık

Ay Yolcusu
Katılım
8 Ağu 2021
Mesajlar
26
Tepki puanı
51
Puanları
16

Ölümden Dönme ve 2. Bir Şans... Garip Bir Deneyim Olacak...

25 yaşında bir genç kardeşinizim. Mütevazı olmayacağım her zaman geleceğim çok parlak diye düşünüyordum. Toplum içindeki diksiyonum, duruşum, hitabetim her zaman dikkat çekicidir. Zekama güvenirim, genellikle yapacağım dediğim şeyleri eninde sonunda başarırım. Yaklaşık 5 sene önce kendi şirketimi açtım ve büyütmeye çalışıyorum. Kasım ayının sonunda hayalini kurduğum 3 basamaklı gelirlere ulaştım. Ocak ayının başına kadar bu şekilde gitti. Bu 5 sene içinde küçük de olsa kendi arabamı aldım. Biraz aile yardımıyla evimi de aldım. Çok mutlu olduğum bir evliliğe sahibim yaklaşık 2 sene olacak. Temmuz ayında dükkanımı da aldım kiradan kurtuldum. Her şey mükemmel gidiyordu kısacası...

Plan üstüne plan yapıyordum. Bu dükkanı satıp daha büyük bir dükkan satın alma, yeni makineler alma, evi satıp biraz da borçlanıp bir çiftlik evi alma, arabayı satıp üstüne koyup 0 km araba alma...
Hayallerim bu şekilde durağı olmadan ilerliyordu. Taa ki o güne kadar.

Bir sabah uyandığımda karnımda yoğun bir gaz hissi vardı. Karnımın sağ alt kısmında da çok olmasa da hafif hissettirecek bir acı oluştu. Nedenini anlayamadım. Hafif üşüme de geliyordu. Ateşime baktık 38 derece ateş var. Eşim ve annem hastaneye gidelim dediği halde gitmek istemedim. Hayatım boyunca lise zamanı hariç (rapor) hiç hastaneye gitmedim. 1 kere bile hap yutmadım. Hastane alışkanlığım hiç yok kısacası. Ama ağrı git gide artar hâle geldi. Yürürken vb canım acıyordu. Akşama kadar geçmeyince biraz internetten araştırdım. Acı sağ alt kısımda olduğu için apandist şüphesi olduğunu gördüm. Riske atmamak için hadi acile gidelim dedim.

Doktora gittiğimizde doktor birkaç fiziksel muayene yaptı. Bastırdığı yer acıyordu ama öyle fırlatacak derecede değildi. Kan tahlili alıp bir bakalım dedi. Bir de röntgen çektirdi. Kan tahlili sonucunda CRP 35 çıktı. Sanırım apandist patlaması olanlarda çok yüksek çıkıyormuş o yüzden şüphelenmedi. Bir şeyin yok kas zedelenmesi olabilir dedi (iş gereği ağır kaldırdığımı söylemiştim) Antibiyotik yazıyorum onları yut, yine takipte kal farklı bir hissiyat olursa kusma vb olursa tekrar gel dedi. Eve döndüm apandist olmadığı için dua ede ede. Hayatımda hastaneye gelmemiş biri olarak ameliyat gözümü korkutuyordu.

Eve döndüm ama geceye doğru tekrar ateş çıktı. 3 gün boyunca ha bugün iner ha yarın biter diye diye ateş devam etti. Öyle olunca 4. gün özel hastaneden randevu aldık. Oradaki doktor apandistten şüphelenip tomografi çektirdi. Sonuçları öğrenmek için gidince apandistin 10 gün önce patladığını öğrendik...

İtiraf edeyim başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ne olacak dedim ameliyat olursun hemen genel cerrah ile görüş dedi. Kendimi bu duruma biraz hazırlamam gerekiyordu. Tarih olarak ne zaman gitmemi önerirsiniz diye sordum. Saat olarak demek istedin sanırım acil gitmen lazım hemen ameliyat olmalısın dedi. Yutkundum ve tamam diyerek tekrar devlet hastanesine gittim. Doktorlara durumu anlattım. Sağ olsunlar yine inanmadılar apandist olduğuma. Bu kadar rahat olamazsın 10 gündür patlamış olsa dediler. Tekrar tomografi, röntgen, kan tahlili yazdılar. Daha yarım saat önce yaptırdım, doktor acil olmalısın dedi vakit yok dedim. Sen geç geç dediler dinlemediler. Zaten sevmeyen biri olarak gün içinde 2. kez hepsini tekrar yapmak zorunda kaldım. İnandırabildim sonunda doktor beyleri ve genel cerraha yönlendirdiler.

Ambulans ile diğer hastaneye giderken hayatım gözlerimin önünden geçiyordu. O 10 dakikalık yol inanın gözümde öylesine büyüdü ki. Hayatımı yaşarken ölüm ihtimalini hiç düşünmüyordum. Ameliyattan korkan biri olarak komplikasyon durumunda ölecek olmak çok tuhaf gelmişti. Bu dünyadan bir anda yok olmak. Babam belki biraz daha güçlü durabilirdi ama eşim ve annem ne yapacaklardı? İkisi de bana çok bağlı. Daha sonrasında yapamadığım şeyler gözümün önüne geldi. YouTube'a video çekme hayalim vardı mesela. Onlarca projem...

Bu yaşıma kadar ne yaptım diye düşündüm sonrasında. Genellikle iş yerimi büyütmek için çalışmıştım. Para kazandım yani çoğunlukla. E şeyy. Ben ölürsem ne olacak yani? Kazandığım paralar benim ne işime yarayacak? "Kefenin cebi yok" cümlesini o an çok iyi anladım. Ve siyah ekran belirdi düşüncelerimde. Sessizleşti dünya.

Aramızda agnostik, ateist, deist vb birçok arkadaş vardır eminim. Ama sizi temin ederim o an sadece Allah ile baş başa kalıyorsunuz. İnsanın sığınabileceği bir Rabbinin olması, inancı olması o kadar değerli ki. Eğer dua edebileceğim bir inancım olmasaydı ne yapardım inanın bilmiyorum. Bu insana resmen kodlanmış. Zor anında insan daha iyi anlıyor. O an içimden geçen tek şey Allah'tan 2. bir şans istemek olmuştu. Eğer hayatımın son noktası burası olacaksa gerçekten bu kapasiteyi boşa harcamış olacaktım. Bunun hesabını nasıl verecektim? Gerçekten kapasitemin olduğunu ve bu dünyada birçok şeyi değiştirebileceğimi biliyorum. Birçok insana dokunabileceğimin farkındayım. Ama ya öleceğim an bu ansa? Şu ana kadar ne yaptım bu hayatta?

İşte bu soru derinden sarstı beni dostlarım. Kaybettiğim saatlere öylesine acıdım ki. Mobil veya pc oyunlarında kaybettiğim saatler, masturbasyon yaparken kaybettiğim saatler, boş boş reels izlerken kaybettiğim saatler, saçma sapan tv dizileri...
Şu an yazarken aklıma gelmeyen yüzlercesi vardı daha. Kaybettiğim zamana gerçekten çok acıdım. İşin ilgincini söyleyeyim. Para için çalışırken kaybettiğim zamana da çok acıdım. Tabii ki bazı şeyler mecbur. Ama yine de vaktimin tamamını işe harcamanın da ne kadar anlamsız olduğunu gördüm. Eğer o ameliyatta ölseydim her şey boşa gitmiş gibi hissedecektim. Bir diğer acıdığım şey ise parayı harcadığım ve harcamadığım noktalardı. O an keşke daha çok iyilik yapsaydım diye düşündüm biliyor musunuz?

Çünkü geride bıraktıklarım ev, araba, tarla, dükkan olarak hissetmedim. Aklıma sadece yapmış olduğum iyilikler geldi o an. Gözleri görmeyen yaşlı bir kediyi sokakta bırakamayıp eve alıp 3 sene ölene kadar bakmış olmamı gururla hatırladım. Çocuklara aldığım çikolataları gururla hatırladım. Yaşlı amcayı durumu yok diye market alışverişi yapıp evine götürmeyi gururla hatırladım. Bunun gibi örnekler geldi hep aklıma. Ve içimin yangınlarını, ölünce ne olacak korkusunu bir nebze baskıladı. Resmen soğuk su döktü ateşin üstüne. Ama insan daha çok gururlanmak istiyor. Keşke daha fazlasını yapmış olsaydım diyor ölümün ensesinde.

Sonrasında hastaneye vardık ve genel cerrah ile görüştük. O da sorular sordu. Ağrının zamanını, gaz hissettiğim tarihi, ateşin ilk başladığı zamanları vb. Yaklaşık 10 gün önce apandist patlamış. Vücut zar içinde iltihabı tutmuş. Zaten dağılmış olsa sanırım çoktan zehirleyip öldürmüştü. O an doktordan çok güzel bir haber aldım. Ameliyat yapmayacağım ben aksini diyene kadar su içmek ve yemek yemek yasak, sadece serum ile besleneceksin, antibiyotik ile tedavi edip iltihabı kurutup taburcu edeceğiz dedi. Ameliyat olmamasına çok sevinmiştim. En azından ölüm korkumu yenmiş olacaktım. Bir süre...

İlk gün susuzluk o kadar zor geldi ki aklıma hep depremde mahsur kalıp susuzluk çekenler ve Afrika gibi ülkelerde susuzluk çekenler geldi. Allah'ım ne büyük nimetmiş sadece su içebilmek bile. 24 saat susuz kalmak bile beni çok etkilemişti. Gerçekten de ne kadar az şükrettiğimizi fark ettim. Su içmek bile şükür sebebiymiş. Her gün rutin şekilde yaptığım lıkır lıkır içtiğim su. Hayat gerçekten çok güzel öğretiyor bazı şeyler.

2. günden sonra susuzluk hissim geçmişti. Verdikleri serumlar sanırım alıyor susuzluk hissiyatını. Tabii içesim geliyordu gene ama dünkü gibi ihtiyaçtan değil zevken gibiydi. Kendimi tutmak daha kolay olmuştu. Her gün 24 saat boyunca serum yiyordum uyurken bile takılı şekilde. Her akşam kan alınıp değerler kontrol ediliyordu. Damar yolum çıktığı için yeni damar yolu gerekiyordu. Ateşlendiğim için damarlarım sanırım iyice içine kaçtı hemşireler 3-4 kez delik deşik edip öyle damar yolu açabiliyordu. Biraz daha iyi gibiydim ama karnımda yoğunluk devam ediyordu. Bir de yatmaya alışık olmadığım için 2 gün yataktan hiç kalkmamak sadece tuvalete gidip gelmek tuhaf ve sıkıcı gelmeye başlamıştı.

3. gün bu sıkıcılık beni araştırmaya teşvik etti. E nabız'dan kan sonuçlarıma bakıp tek tek sorunlu olanları araştırmak gibi. Size tavsiyem kesinlikle yapmayın. Her kötü sonuç aşırı moral bozucu oluyor. Google sağ olsun kanserden tutun, kalp krizine her şeyi sayıyor size. Sonrasında bir aydınlanma geldi. Lan benim neyim var acaba bulabilir miyim ki diye. Normalde bildiğim kadarıyla herkesin bir yeri ağrır ve hastaneye gider. Apandist patladı denir ameliyat ile alınır. 2-3 güne bırakılır. Ben neden 10 gündür hissetmedim ve neden ameliyat olmuyorum?
Sonra e nabız'dan doktorun koyduğu tanıyı buldum. İsmini aratıp makaleler okumaya başladım. Sonrasında bir pdf buldum. Başka bir doktor tez yazmış. Beni anlatıyordu...
Tüm belirtiler aynı. Bir hastası gelmiş düşmeyen ateşten şikayetçi şekilde. Acısı var ama çok hafif olup geçmiş. Kusma, ishal hiçbir olması gereken apandist belirtisi yok.
Bu hastalığın çok nadir de olsa olabileceğinden bahsetmiş. Tedavi olarak antibiyotik ile iltihabı kurutmak gerektiğinden. Anladığım kadarıyla acı olmadığı için çok önceden patlamış olan apandist iltihabının çok fazla yere yayılma riski oluyor. Bu yüzden önce antibiyotik ile iltihabı kurutmak istiyorlar. Buraya kadar her şey tamamdı. Ama sonra bir cümle geldi. Bu hastalığı yaşayanları ülke ülke sınıflandırmış. Şu ülkede şu kadar kişide görülmüş. Şu ülkede şu kadar kişide var. Şu kadarı ameliyat olmadan kurtuldu. Şu kadarı sağlam çıkıp sonrasında tekrar patlayıp dönüp ameliyat oldu. Şu kadarı da öldü.
Öldü mü? E ben ameliyat olmuyorum diye bitti sanmıştım ölüm riskini. Okumaya devam ettiğimde şu cümlesini gördüm. Bazı hastalarda iyileşme gibi görülürken bir anda kötüye gidip ölüme sonuçlanmıştır.
Hasta yatağından bir ders daha. Hastalığınız hakkında hiçbir şey okumayın. Moraliniz çok bozuluyor.

4. gün ve sonrası tamamen kendimi motive etmek ve dua etmek ile geçti. Bir anda kötüye gitme korkusu hep aklımdaydı. Kolumda artık damar yolu açılabilecek ya da kan alınabilecek yer kalmamıştı. Koldan, elden girmelere kadar ilerledik. Ama çok şükür 7 günlük hastanede kalma serüvenin ardından CRP 7'ye kadar indi ve doktor taburcu etti.

Tüm serüvenimi sizlerle paylaşmak istedim dostlar. Şu an taburcuyum. Bundan sonra ne olacak bilmiyorum. Okuduğum diğer doktorun tezine göre evine dönen hastaların yüzde 13 ya da 16'sında tekrar patlama ile sonuçlanan hastaneye geri dönme ve ameliyat serüveni başlıyordu. Doktor çıktığımda 2 tane antibiyotik verdi 1 haftadır onları yutup bitirdim. Şu an haplarım yeni bitti. Ne olur bilmiyorum. Şu an için bir problem yok gibi. Sadece akciğerimin olduğu sağ kısımda bir acı var. Akciğerimde mi yoksa kaburgamda mı anlam veremedim. Eğer geçmezse birkaç güne hastaneye gideceğim inşallah ciddi bir şey çıkmaz.

Size hem böyle bir hastalık var eğer sağ tarafınız ağrırsa ve ateş olursa mutlaka gidip tomografi çekin diye diretin diye haber vermek istedim. Çünkü doktorlar bilmiyorlar bu tür apandist olduğunu. İllaki acıdan duramayacak hale geleceksiniz diye kural yok. Hem de ölüm korkusunda neler hissettiğimi görün istedim. Biliyorum hepinizin planları var ama hayatın da Allah'ın da bir planı var. Yaşarken sorgusunu verebileceğiniz şeyleri yapmanızı tavsiye ederim. Ve arkanızda hep güzel şeyler bırakın. Çünkü ölüm döşeğinde sizi ferahlatan sadece onlar oluyor. Konuya daha eklemek istediğim çok şey var aslında ama çok da uzatmak istemiyorum girişi zaten biraz uzun tuttum. 2. şansımı çok daha iyi değerlendirmeyi düşünüyorum.

Şimdi alttaki yoruma 2. şans adında bir konu daha açacağım ve ara ara da olsa güncellemeye çalışacağım. Bakalım yeni hayatımız bize neler getirecek. Her şey için Rabbime şükürler olsun...
 

Black Rose

Admin/Üst Düzey Moderatör
Üst Düzey Moderatör
Katılım
5 Kas 2020
Mesajlar
1,136
Tepki puanı
3,059
Puanları
180
Gecmis olsun, paylastığınız için tesekkurler. Paranın sağlık,aile haric bircok seye cözümü var fakat konu kötü sağlık veya ölüm olunca şahsına dair hiçbir değeri kalmıyor.
 
Katılım
10 Mar 2021
Mesajlar
378
Tepki puanı
851
Puanları
160
Öncelikle Allah şifa versin, geçmiş olsun. Büyük bir badire atlatmışsın. Uzun süredir foruma girmiyorum ve bu yazın gerçekten çok etkileyici oldu kendi adıma. Yaptığım yanlışların, anlık hazlar için insanlığımdan vazgeçmem gözümün önünden geçti. İnançlı bir insanım, yaptığım şeylerden hesaba çekilmem gerektiğini biliyorum ama uygulamada ne kadar yapıyoruz bilemiyorum. Bu farkındalık bile PMO'yu ve diğer aşırı uyarıcı bağımlılıklardan uzak durmak için yeterli olur. İnşallah hayatına eskisi gibi devam edersin ve bu farkındalığını kaybetmezsin.​
 

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
953
Tepki puanı
2,378
Puanları
160
Konum
Türkiye
Çok geçmiş olsun, umarım hastalığını alt edeceksin. Buna yapacak güce ve iradeye sahipsin. Gerçekten insan ancak böyle durumlarda ne olduğunu yorumlayabiliyor. Ancak kendinize fazla yüklenmenin de anlamı yok. Dediğiniz gibi ikinci bir hayat! Tecrübe böyle bir şey olsa gerek. Umarım hayatınızı dolu dolu yaşayacağınız uzun bir ömrünüz olur. Güncellemelerinizi bekliyoruz, günlük kısmından bir günlük açıp oraya da günlük yazabilirsiniz. Takip etmekten keyif alırım.

Sağlıklı ve mutlu yaşamlar dilerim.
 

Whiplash

Uranüs Yolcusu
Katılım
23 May 2021
Mesajlar
155
Tepki puanı
350
Puanları
99
Çok geçmiş olsun. Ne yazık ki insan olarak bu tür şeyler kendimizin veya bir yakınımızın başına gelince hayatın ne kadar kıymetli olduğunu anlıyoruz ama sonra çok çabuk unutuyoruz her şeyi ve hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.(Ta ki bir sonraki felaket gelene kadar) Aslında biraz düşününce ders çıkartmasını bilen bir insan için başına gelen kötü bir olay bile hayatın önemini kavraması ve kendine çeki düzen vermesi için ne kadar da önemlidir. Moralinizi yüksek tutun ve mümkün olduğunca konuyu güncelleyin lütfen, tekrar geçmiş olsun.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst