SlaveToMaster
Full Saiyan
Etrafta ciddi bir salgın var, adı da "Prenses Erkek Sendromu". Bu salgının kurbanları kimler? Neredeyse tüm erkekler. Kadınlar erkeklerin kadınsı davranmasından yakınıyor ama durum onlardan çok bizi kaygılandırmalı çünkü biz onlar için değil KENDİMİZ için yaşıyoruz hayatımızı. Bizler, Neverfap Türkiye olarak bu sendromun karşısında adeta tankın önünde korkusuzca duran adam gibi durmalıyız. Amacımız da bu zaten. Hedefimiz kendi kendimize yetebilmek olmalı. Elbette bu demek değildir ki kimseden yardım almayacağız. İnsan yeri geldiğinde yardım istemeyi bilmeli ve bunu bir zayıflık olarak görmemeli. Ben de dahil çoğu erkek prenses gibi yaşıyor. Ben bunu rahatlıkla itiraf ediyorum çünkü kendi hatalarımı itiraf edecek cesareti kendimde bulabiliyorum. Asıl sorun ise bunu kabul ettikten sonra bunu çözmek için bir harekete geçilip geçilmediği. "Konfor alanı" dediğimiz alan aslında bizi öldüren alanın ta kendisi. Asıl konfor dışarıda yaşanıyor. Çünkü insan gerçek hayata karıştığında anlıyor ki onca zaman yaşamamış aslında. Gerçek hayata karışıldığında ölen ruh tekrar diriliyor. O mezardan hortlayıp çıkıyor o ruh, dinç bir şekilde. Aslında o kadar çok kaynak var ki kendimizi geliştirmek için biz bunları görmüyoruz.
Tüm cevaplar gözümüzün önünde ve biz o kadar çok uyarana maruz kalıyoruz ki o cevaplar karıncalı bir televizyon ekranı gibi anlamsızlaşıyor.
Bize bahşedilmiş en önemli ikinci organ, bana soracak olursanız, gözdür. Çünkü gören insanlarla gözlemleyen insanlar arasındaki farkı ortaya koyar. Gözlemlemek aktif bir süreçtir. O olayın içinde olmak gerekir ve bazen uzun sürer. Birkaç saniyede olup biten bir şey değildir. Kaç kişi etrafına dikkatlice bakıyor ve o ortam hakkında tespit yapıyor? Ne bileyim, bir insana bakıp o insan hakkında yerinde tespitler yapmak yılların deneyimini ister. Çoğu insanın zombiden farkı yok bu hayatta. Ellerinde telefonla etraflarına bakmadan yürüyorlar. Toplu taşımada kulaklarında kulaklık takılı bir şekilde etraftaki seslere kulak vermiyorlar, gerçek hayattan soyutlanmışlar. Ben ajan filmlerini/dizilerini çok severim çünkü o filmlerde/dizilerde kendimi görürüm. O ajanlar hep aşırı iyi derecede gözlemleme yeteneğine sahiptir.
Bir şeyi saklamanın en iyi yolu, onu herkesin görebileceği bir yere koymaktır. -Sherlock Holmes
Tüm cevaplar gözümüzün önünde ve biz o kadar çok uyarana maruz kalıyoruz ki o cevaplar karıncalı bir televizyon ekranı gibi anlamsızlaşıyor.
Gözlemlemenin Gücü
Görüyorsun ama gözlemlemiyorsun. Aradaki fark açık. -Sherlock Holmes
Bize bahşedilmiş en önemli ikinci organ, bana soracak olursanız, gözdür. Çünkü gören insanlarla gözlemleyen insanlar arasındaki farkı ortaya koyar. Gözlemlemek aktif bir süreçtir. O olayın içinde olmak gerekir ve bazen uzun sürer. Birkaç saniyede olup biten bir şey değildir. Kaç kişi etrafına dikkatlice bakıyor ve o ortam hakkında tespit yapıyor? Ne bileyim, bir insana bakıp o insan hakkında yerinde tespitler yapmak yılların deneyimini ister. Çoğu insanın zombiden farkı yok bu hayatta. Ellerinde telefonla etraflarına bakmadan yürüyorlar. Toplu taşımada kulaklarında kulaklık takılı bir şekilde etraftaki seslere kulak vermiyorlar, gerçek hayattan soyutlanmışlar. Ben ajan filmlerini/dizilerini çok severim çünkü o filmlerde/dizilerde kendimi görürüm. O ajanlar hep aşırı iyi derecede gözlemleme yeteneğine sahiptir.
İyi bir gözlemci tek bir ipucuna ulaştığında sadece olanları değil, ileride olabilecekleri de görmelidir. -Sherlock Holmes
SONUÇ
Herkes dama oynarken sizin satranç oynamanız lazım. 1 adım değil, 3-4 adım ötesini görebilmeniz gerekir. Biliyorum, bazen yaptığınız planlar suya düşecek öyle ya da böyle. Ama Z planına kadar plan yapmanız gerekir bazen bu hayatta. Yapay zeka imdadınıza koşuyor bu durumda. Kullanabildiğiniz takdirde sizi oldukça güçlendirecek bir silahtır yapay zeka (ChatGPT ya da DeepSeek, seçim size kalmış). Onu kullanmayı öğrenin ve göreceksiniz ki durdurulamaz bir adam olacaksınız.
Son düzenleme: