köstebek_murat
Mars Yolcusu
- Katılım
- 26 May 2021
- Mesajlar
- 55
- Tepki puanı
- 151
- Puanları
- 43
- Yaş
- 22
Bazı şeyleri hala fark edemediğimizi ve net bir şekilde göremediğimizi düşünüyorum.Böyle olunca süreç yapmanın çok zor olduğunu düşünüyorum ki görsek bile farkında olmak yoğun bir diri tutmayı gerektiriyor.Çünkü o bile geçici olabiliyor.
İnsan ne kadar farkında olmaya çalışıp tek başına çabalasa da bazen birinin sana çıplak bir şekilde göstermesi kadar etkili olamayabiliyor.Bazen hoşgörme boyutunu abarttığımızı düşünüyorum.
(Bu yazdıklarımı sınava hazırlanan,ailesiyle yaşayanlar anlar ve onlar için olduğunu düşünüyorum):
-Yıllarca oyun,pmo,YouTube vb bağımlılıklarım oldu,değişen tek şey bağımlılığın ismiydi.Üstelik yıllarca annemden "Murat,yeter oynama ders çalış" lafını duydum,tahminimce 2000 i geçmiştir.Bu lafı çok duymakta benim sinsi yöntemler geliştirmemi sağladı.Bunu annemden ciddi bir yardım istediğim an fark ettim.
Hayatım yolunda değildi ve bağımlılık çukuruna batıp duruyordum.Mezundum ve sınav senemde bile çukurdaydım.En son dışarıdan belli olacak kadar kötü duruma geldim ve ailem anlayıp bana yüklendiler(yaklaşıp 2 yıldır).Çalışmazsam neler olacağını,bu zamana kadar çalışmayarak sadece vakit kaybettiğimi ve hayatımın elimden alındığını söylediler(+ garip bir şekilde koyan hayat dersleri).
Anneme ne kadar bağımlılık yüzünden böyle olduğunu anlatsam da artık bende bile inanmama boyutuna geldi.Açıkçası ben de kendime inanmıyordum çünkü bağımlılığı bırakmak istesem bile krizlere hayır demek için bir çabam olmuyordu.Sadece bırakmak istiyordum o kadar,artık lafta bırakmaya dönüşmüş gibiydi çünkü insan aynı hatayı çok kez yapınca(bu bağımlılık için çok daha fazla kez) o hata normalleşmeye başlıyor.
Birden zorlayarak bırakmayı denedim çünkü reseptörleri bir an önce açılmasını ve yoksunluklu yaşamayı öğrenmek istiyordum ama birden olmuyordu,ille bir yerde bozuyordum.Yavaş yavaş bıraksam hiç olmuyordu,arzu çığ gibi artıyordu.Artık çaresiz hissetmeye başlıyordum çünkü tek başına hiçbir krize hayır diyemiyordum ve ailemin bana karşılıksız yemek+barınak desteğiyle bağımlılığım pekişip duruyordu.Resmen bir bakterinin üremek için birilerinin vücudunda mutualist yaşaması gibi.(vb asalak)
En son annem dayanamadı ve bana bağırdı.Bayağı bir konuştuk ve bana ciddi gerçeklerden bahsetti ancak söylediği mantıklı cümleler artık bende hiçbir şey hissettirmiyordu ve ruhsuzlaşmıştım.Çünkü o mantıklı cümleler kriz anında yok oluyordu ve bu döngüyü o kadar çok yaşadığımdan artık kurtulmada bir etkisi olduğu inancını yitirmiştim.
Sonra annem fenalaştı ve nereye gittiğimi söyledi.Çünkü yolumun sonu hiç hoş değildi ve ben farkında değildim.O kadar gruplara yazıyordum,birilerine tavsiyeler veriyordum ancak kendimi göremiyordum.Bağımlılık dolu bir gelecek,ders çalışamayan bir Murat ve olası bir köle çalışanı olma yolundaydım.Resmen intihara doğru gidiyordum ama intihar etmeyeceğimi bile bile...
En azından tecrübelerimi kullanarak anneme geçmiş için üzülmenin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini ve gelecek için kararlar almamız gerektiğini söyledim.Aslında daha öncesinde pek çok kez karar almıştık ancak annem zaman geçince uymuyordu.Daha doğrusu benim o sinsi yönümü tanımadığından ciddiye almıyordu,ona göre hayır derdim ve her şey biterdi.
Düşündüm ve gerçekten iğrenç bir sinsiliğe büründüğümü fark ettim:
-En ufak fırsatta odama kaçıp oynuyordum,içerde ders dinlerken arkada oynuyordum(ciddili ders videosunu MP3 yapmıştım),gece kriz gelince yatacakmış gibi yapıp oynuyordum,uykusuz kalıyordum,diğer gün çok kötü halde oluyordum,iyi hissetmek için gene gizli gizli yapıyordum ve hep bir döngü içindeydim.Bunları düşününce aslında çok ciddi bir durumda olduğumu fark ettim ve anneme "Bana karşı çok sert ve disiplinli olmalısın" dedim(şiddet anlamında değil).
-Annem düşündü ve şaşırdı-
"Ama sen hep bir yolunu bulup kaçıyorsun veya ben senden telefonu istediğimde beni ikna edecek bir yolu illa buluyorsun" dedi.
Ben de ona bana güvenmemesi gerektiğini,o anki benin ben olmadığını söyledim.Böyle diyince çok anlamsız geldi,kafası karıştı.Eğer oğlu gerçekten kurtulmak ve hayallerini yaşamak istiyorsa neden bu bağımlılığa düşüyordu ve nasıl böyle iki farklı kişilikli olabiliyordu.
Annem büyük şoka girdi ve soğuk su yemiş gibi oldu.Hak veriyordum çünkü hayatında ilk kez benim gibi bir bağımlıyla iç içe yaşadı ve anlamakta zorlanıyordu,ben bile...
Sonra ciddiyet moduna geçti ve bana sert davranmaya başladı.Ben ona belirli sinsi yönlerimi ifşaladım ve ikinci yüzümü tanımaya başladı.
Aynı odada ders dinliyorsam bile "bana göstererek dinle" de,odadan çıkarken telefonumu götürmeme izin verme,gece asla telefonu verme,benim fikrimi sormadan telefonu al,stresli anlarımda benden uzak tut dedim.Annem resmen hapishanedeki gardiyanım olmuştu ve ilginç bir şekilde bu durum beni çok mutlu ediyordu çünkü bana güven vermeye başlamıştı.
Şuan 3.gündeyiz ve hiç bu kadar umut dolu olmamıştım.Ben de kendi sinsi yönümü şoke olarak tanıyorum ve derslerime çalışmaya başladım.Artık her şey güzele gidiyor gibi hissediyorum,umarım siz de kurtulursunuz.
Hayatınızda size destek olacak ve sizi ciddi anlamda tanıyan bir insan varsa bence ondan yardım isteyin ancak yoksa bile üzülmeyin.Sinsi anlarınızı kaydetmek bile sizi bayağı ilerletir.
İnsan ne kadar farkında olmaya çalışıp tek başına çabalasa da bazen birinin sana çıplak bir şekilde göstermesi kadar etkili olamayabiliyor.Bazen hoşgörme boyutunu abarttığımızı düşünüyorum.
(Bu yazdıklarımı sınava hazırlanan,ailesiyle yaşayanlar anlar ve onlar için olduğunu düşünüyorum):
-Yıllarca oyun,pmo,YouTube vb bağımlılıklarım oldu,değişen tek şey bağımlılığın ismiydi.Üstelik yıllarca annemden "Murat,yeter oynama ders çalış" lafını duydum,tahminimce 2000 i geçmiştir.Bu lafı çok duymakta benim sinsi yöntemler geliştirmemi sağladı.Bunu annemden ciddi bir yardım istediğim an fark ettim.
Hayatım yolunda değildi ve bağımlılık çukuruna batıp duruyordum.Mezundum ve sınav senemde bile çukurdaydım.En son dışarıdan belli olacak kadar kötü duruma geldim ve ailem anlayıp bana yüklendiler(yaklaşıp 2 yıldır).Çalışmazsam neler olacağını,bu zamana kadar çalışmayarak sadece vakit kaybettiğimi ve hayatımın elimden alındığını söylediler(+ garip bir şekilde koyan hayat dersleri).
Anneme ne kadar bağımlılık yüzünden böyle olduğunu anlatsam da artık bende bile inanmama boyutuna geldi.Açıkçası ben de kendime inanmıyordum çünkü bağımlılığı bırakmak istesem bile krizlere hayır demek için bir çabam olmuyordu.Sadece bırakmak istiyordum o kadar,artık lafta bırakmaya dönüşmüş gibiydi çünkü insan aynı hatayı çok kez yapınca(bu bağımlılık için çok daha fazla kez) o hata normalleşmeye başlıyor.
Birden zorlayarak bırakmayı denedim çünkü reseptörleri bir an önce açılmasını ve yoksunluklu yaşamayı öğrenmek istiyordum ama birden olmuyordu,ille bir yerde bozuyordum.Yavaş yavaş bıraksam hiç olmuyordu,arzu çığ gibi artıyordu.Artık çaresiz hissetmeye başlıyordum çünkü tek başına hiçbir krize hayır diyemiyordum ve ailemin bana karşılıksız yemek+barınak desteğiyle bağımlılığım pekişip duruyordu.Resmen bir bakterinin üremek için birilerinin vücudunda mutualist yaşaması gibi.(vb asalak)
En son annem dayanamadı ve bana bağırdı.Bayağı bir konuştuk ve bana ciddi gerçeklerden bahsetti ancak söylediği mantıklı cümleler artık bende hiçbir şey hissettirmiyordu ve ruhsuzlaşmıştım.Çünkü o mantıklı cümleler kriz anında yok oluyordu ve bu döngüyü o kadar çok yaşadığımdan artık kurtulmada bir etkisi olduğu inancını yitirmiştim.
Sonra annem fenalaştı ve nereye gittiğimi söyledi.Çünkü yolumun sonu hiç hoş değildi ve ben farkında değildim.O kadar gruplara yazıyordum,birilerine tavsiyeler veriyordum ancak kendimi göremiyordum.Bağımlılık dolu bir gelecek,ders çalışamayan bir Murat ve olası bir köle çalışanı olma yolundaydım.Resmen intihara doğru gidiyordum ama intihar etmeyeceğimi bile bile...
En azından tecrübelerimi kullanarak anneme geçmiş için üzülmenin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini ve gelecek için kararlar almamız gerektiğini söyledim.Aslında daha öncesinde pek çok kez karar almıştık ancak annem zaman geçince uymuyordu.Daha doğrusu benim o sinsi yönümü tanımadığından ciddiye almıyordu,ona göre hayır derdim ve her şey biterdi.
Düşündüm ve gerçekten iğrenç bir sinsiliğe büründüğümü fark ettim:
-En ufak fırsatta odama kaçıp oynuyordum,içerde ders dinlerken arkada oynuyordum(ciddili ders videosunu MP3 yapmıştım),gece kriz gelince yatacakmış gibi yapıp oynuyordum,uykusuz kalıyordum,diğer gün çok kötü halde oluyordum,iyi hissetmek için gene gizli gizli yapıyordum ve hep bir döngü içindeydim.Bunları düşününce aslında çok ciddi bir durumda olduğumu fark ettim ve anneme "Bana karşı çok sert ve disiplinli olmalısın" dedim(şiddet anlamında değil).
-Annem düşündü ve şaşırdı-
"Ama sen hep bir yolunu bulup kaçıyorsun veya ben senden telefonu istediğimde beni ikna edecek bir yolu illa buluyorsun" dedi.
Ben de ona bana güvenmemesi gerektiğini,o anki benin ben olmadığını söyledim.Böyle diyince çok anlamsız geldi,kafası karıştı.Eğer oğlu gerçekten kurtulmak ve hayallerini yaşamak istiyorsa neden bu bağımlılığa düşüyordu ve nasıl böyle iki farklı kişilikli olabiliyordu.
Annem büyük şoka girdi ve soğuk su yemiş gibi oldu.Hak veriyordum çünkü hayatında ilk kez benim gibi bir bağımlıyla iç içe yaşadı ve anlamakta zorlanıyordu,ben bile...
Sonra ciddiyet moduna geçti ve bana sert davranmaya başladı.Ben ona belirli sinsi yönlerimi ifşaladım ve ikinci yüzümü tanımaya başladı.
Aynı odada ders dinliyorsam bile "bana göstererek dinle" de,odadan çıkarken telefonumu götürmeme izin verme,gece asla telefonu verme,benim fikrimi sormadan telefonu al,stresli anlarımda benden uzak tut dedim.Annem resmen hapishanedeki gardiyanım olmuştu ve ilginç bir şekilde bu durum beni çok mutlu ediyordu çünkü bana güven vermeye başlamıştı.
Şuan 3.gündeyiz ve hiç bu kadar umut dolu olmamıştım.Ben de kendi sinsi yönümü şoke olarak tanıyorum ve derslerime çalışmaya başladım.Artık her şey güzele gidiyor gibi hissediyorum,umarım siz de kurtulursunuz.
Hayatınızda size destek olacak ve sizi ciddi anlamda tanıyan bir insan varsa bence ondan yardım isteyin ancak yoksa bile üzülmeyin.Sinsi anlarınızı kaydetmek bile sizi bayağı ilerletir.