Bekarken yani yaklaşık 6 ay önce ben de evlenince tüm cinsel açlığım sona erecek ve tüm cinsel ihtiyacımı eşimle gidereceğim diye düşünüyordum. ama emin olun öyle olmuyor. Vücudum boşalmak istemiyor ama beynim pornografik görsellere bakmam için yalvarıyor. Kötü giden günlerimde mesela defalarca pmo yaptığımda artık vücudum kaldırmıyor çok bitkin ve tükenmiş haldeyken bile pornografik içeriklere bakmak geçiyor zihnimden.
Bağımlılığımı tetikleyen şey zannederim şu; sosyal anlamda çok kaygılıyım birisiyle konuşurken bile sesim titriyor o derece kaygı hali ve stres yaşıyorum. Bu stresi unutabilmek/bastırabilmek için pmo yapıyorum. Oldum olası sessiz birisiyim ve özgüvensizlik beni hayattan uzaklaştırıyor pmo ile bu düşünceleri unutmak istiyorum.
hayatımı düzene soktukça, belirli rutinleri hayatıma dahil ettikçe pmo isteği azalıyor fakat istikrarsız bir insanım. yani motive ve kararlı bir hayat yaşayamadım diye düşünüyorum.
Çok sessiz ve içe kapanık biriyim. Birisi bana haksızlık yaptığında sesimi çıkaramıyorum. Bana bile bile yalan söylüyorsa bu yalandır diyemiyorum. Sosyal alanlardaki kaygıyı sizce nasıl atlatabilirim? Hiç spor yapmadım spor yapmak faydalı olabilir mi sizce özgüven için.
Bu arada desteğiniz için teşekkürler.
Dostum çok samimi ve derin bir yazı olmuş, yüreğine sağlık.
İlk önce şunu bilmeni isterim: yalnız değilsin.
Senin anlattığın bu döngüyü yaşayan yüz binlerce insan var ve çıkışı da var.
> “Bağımlılık, aslında içimizde eksik kalan bir bağın yerine geçmek ister.”
— Gabor Maté
Senin durumunda da görüyoruz ki;
PMO sadece bir “zevk” değil, bir kaçış yolu olmuş.
Sosyal kaygıdan, özgüvensizlikten, bastırılmış öfkeden, iletişim korkusundan kaçmak için zihnin seni oraya sürüklüyor.
Bu yüzden evlenmek de çözüm olmuyor. Çünkü bu mesele cinsellikten değil, duygusal açlıktan besleniyor.
Peki çözüm ne?
Bak dostum, insan duygularını bastıra bastıra içine bir buhar kazanı kurar.
Sen de o buhar kazanının vanasını PMO ile patlatıyorsun.
Ama bu sadece geçici bir rahatlama veriyor.
Uzun vadede ise: seni daha kırılgan, daha izole, daha sessiz birine dönüştürüyor.
> “Sustuğun her an, kendi kimliğinden biraz daha uzaklaşırsın.”
— oldcschool metaforu
Senin ihtiyacın olan şey şunlar:
1. Rutin oluşturmak: Sabah kalk, yatağını topla, yürüyüşe çık, akşam belli saatte yat. Bunlar küçük ama beynine “ben kontrolü elime alıyorum” mesajı verir.
2. Spor: Evet, kesinlikle. En azından haftada 3 gün 20-30 dk vücut ağırlığıyla çalış.
Kas yaptığın kadar karakterini de inşa edersin.
3. Kendini ifade etme alıştırmaları: Günlük tut. Duygularını yaz.
İlk başta sesin titrer, ama zamanla iç sesin güçlenir.
4. Sosyal minik adımlar: İnsanlarla tam sohbete girmesen bile, gülümsemek, selam vermek bile iyileştirir.
Küçük kazanımlar büyük özgüven üretir.
Ve en önemlisi:
> “PMO’yu bırakmak bir savaş değil, kendinle barış yapmaktır.”
Sen kendine dönmeye çalışıyorsun.
Yol uzun gibi gözükse de, her küçük adım seni o eski sessiz çocuğun yanından alır ve özgür, güçlü bir adama doğru götürür.
Sen bu yazıyı yazacak kadar farkındalık sahibi birisin.
Bu bile birçoklarının ilerisindesin.
Devam et. Kendini inşa et. Ve asla yalnız olduğunu unutma.