-Adınız nedir?
-Davis…
“Guilty or not guilty". İşte bütün mesele bu. Filmi burada sadece “çok güzel” diye övecek değilim. İyide neden güzel bu film? Ne yapmış yani? Ne anlatıyor yani? Bir tane kaçık, yufka yürekli adamın diğer 11 adamla, bir çocuğun babasını öldürmemiş olabileceğini anlatıyor sadece!

Filmin başında bir oylama ile başlıyoruz. Üstadımız Davis suçlu değil oyu veriyor, gerekçe olarak sunduğu şey çok güzel; “Emin değilim, bir çocuğu elektrikli sandalyeye göndermek bu kadar kolay olmamalı.”
Oradaki adamlardan biri sırf maça gitmek için suçlu diyor. Diğeri sırf oğluna duyduğu intikam duygusunu içselleştirip tüm çocuklara yaydığı için suçlu diyor ama kimse durup düşünmüyor bu çocuk suçlu mu diye? 12 değişik adam, kimileri toplumla birlikte kararlarını veriyor, kimi düşünüyor ama detaylara inmiyor, kimisi sadece intikam ve kin güdüyor, kimisi de bir an önce defolup gitmek.
Başta verdiğim bölüm beni çok etkiledi, filmin sonunun böyle olmasının film boyunca kimsenin adının öğrenilmemesine bağlıyorum. İsimler nedir zaten, bir kişiye hitap etmek dışında o kişinin hangi karakterini ele verir. Biraz detaya indiğimde, Davis isminin; “hafif ses, tıkırtı” anlamına geldiğini gördüm. Gerçekten çok manidar ve bu filmin sonunu biraz daha anlamlı yapıyor. Herkes suçlu derken Davis durup “ya değilse?” diyor. Bu boş bir değilse değil, aklında “mantıklı şüpheler var.” Sırf iddialar yüzeysel bir şekilde çocuğu gösterdi diye, onun suçlu olduğunu söylüyorlar. Oysa detaylara inilince ortada başka şeylerinde olabileceği sonucu çıkıyor. Burada filmin detaylarına inecek değilim ben bu filmin neden bu kadar konuşulduğunu ve İMDB ‘de 5.sırada olduğunu sorguluyorum. Sonuç olarak 1957 yapımı bir film.
Filmin başında adamlara sorulduğunda “neden suçlu olduğunu düşünüyorsun?” diye. Kimse düzgün cevap veremiyor biri hariç; gözlüklü herif gayet mantıklı argümanlar sunuyor. Diğerlerinin çoğu aslında tam bir kanıya varmış değil, sadece delillere bakıyorlar ve “sanırım suçlu olmalı ha!” diyorlar. Filmde fikirleri oturmamış, sadece kibir ve gururlarıyla düşünen iki insan görüyoruz. Bağırmalar ve sinirlenmeler hep bu adamlardan geliyor. Düşünmüyorlar ama doğru gördükleri fikirleri de savunmaktan geri kalmıyorlar. Bunu doğru şekilde yapmak yerine bağırma ve sinirlenmeler ile öne çıkmaya çalışıyorlar.
Davis’in yaptığı şey çok basit, bir anlığına çocuğun yerine kendini koyuyor ve düşünüyor tüm bu gelişen olaylar olsa çocuğun tepkisi nasıl olurdu? Onun gibi düşünmeye çalışıyor. Çocuğun bir kenar mahallede büyüdüğünü ve serseri bir şekilde yetiştiğini anlıyor. Film baştan aşağı psikolojik bir analiz. Hatta filmin sonunda çocuğun suçlu olup olmadığını öğrenmeyeceksiniz. Çünkü mesele bu değil, mesele düşünmek, sorgulamak, mantıklı argümanlara dayanmak. Şüphelenmek en ufak şeyden bile şüphelenmek ya doğru değilse ya yanlış yapıyorsam diyebilmek. Ortalara doğru maça gitmek isteyen adam oyunu değiştiriyor, ona verilen tepki çok güzel:” Neden oyunu değiştirdin, mantıklı bir argümanın olmalı, düşünüp bu sonuca varmalısın! ”
Davis sorgulamalar ile ortamdaki kin ve intikam duygusu gütmeyen herkesi bir şüphe ile kendi tarafına çekmeye başarıyor. Çekemediği 3 kişi kalıyor. İkisi bağırıp, çağıran kişiler biri de gözlüklü adam. Gözlüklü adamı mantıklı bazı argümanlar ile alt ediyor. Ama öfkesi ve insanlara olan güveniyle, sorgulamalar yapan birinin fikrini nasıl değiştirirsiniz. Davis burada sadece çocuğu kurtarmıyor muhteşem bir derste veriyor herkese. Önyargılar bizi olduğumuz yerden bir yere götürmez onlar sadece yıkılmak içindir.
Beni bu kadar düşünceye ve sorgulamaya iten başka bir film göremedim. Bu zamana kadar yaklaşık 300 film izledim, en iyisi bu idi. Filmde sık sık şaşırmaktan kendinizi almayacaksınız. Filmin sonu hiç önemli değil , komple bir odada geçiyor zaten. Jenerik ve görsel olarak hiçbir şey sunmuyor , olay konuda.
Bu filmi anlatmak elimden gelen bir şey değil; sadece film hakkında bir bilgilendirme yapmak istedim. Kusurum varsa affedin.
Filmden bazı alıntılar:
“Herhangi bir tarafa sadık kalmak zorunda olduğumu sanmıyorum.”
"Gerçeklerden bıktım usandım, gerçekleri istediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz."
"Ne zaman önyargınızı kullansanız, gerçekleri göz ardı edersiniz."
"Beyler, hiçbir şey olmak çok üzücü bir şeydir."
IMDB SAYFASI:
-Davis…
“Guilty or not guilty". İşte bütün mesele bu. Filmi burada sadece “çok güzel” diye övecek değilim. İyide neden güzel bu film? Ne yapmış yani? Ne anlatıyor yani? Bir tane kaçık, yufka yürekli adamın diğer 11 adamla, bir çocuğun babasını öldürmemiş olabileceğini anlatıyor sadece!

Filmin başında bir oylama ile başlıyoruz. Üstadımız Davis suçlu değil oyu veriyor, gerekçe olarak sunduğu şey çok güzel; “Emin değilim, bir çocuğu elektrikli sandalyeye göndermek bu kadar kolay olmamalı.”
Oradaki adamlardan biri sırf maça gitmek için suçlu diyor. Diğeri sırf oğluna duyduğu intikam duygusunu içselleştirip tüm çocuklara yaydığı için suçlu diyor ama kimse durup düşünmüyor bu çocuk suçlu mu diye? 12 değişik adam, kimileri toplumla birlikte kararlarını veriyor, kimi düşünüyor ama detaylara inmiyor, kimisi sadece intikam ve kin güdüyor, kimisi de bir an önce defolup gitmek.
Başta verdiğim bölüm beni çok etkiledi, filmin sonunun böyle olmasının film boyunca kimsenin adının öğrenilmemesine bağlıyorum. İsimler nedir zaten, bir kişiye hitap etmek dışında o kişinin hangi karakterini ele verir. Biraz detaya indiğimde, Davis isminin; “hafif ses, tıkırtı” anlamına geldiğini gördüm. Gerçekten çok manidar ve bu filmin sonunu biraz daha anlamlı yapıyor. Herkes suçlu derken Davis durup “ya değilse?” diyor. Bu boş bir değilse değil, aklında “mantıklı şüpheler var.” Sırf iddialar yüzeysel bir şekilde çocuğu gösterdi diye, onun suçlu olduğunu söylüyorlar. Oysa detaylara inilince ortada başka şeylerinde olabileceği sonucu çıkıyor. Burada filmin detaylarına inecek değilim ben bu filmin neden bu kadar konuşulduğunu ve İMDB ‘de 5.sırada olduğunu sorguluyorum. Sonuç olarak 1957 yapımı bir film.
Filmin başında adamlara sorulduğunda “neden suçlu olduğunu düşünüyorsun?” diye. Kimse düzgün cevap veremiyor biri hariç; gözlüklü herif gayet mantıklı argümanlar sunuyor. Diğerlerinin çoğu aslında tam bir kanıya varmış değil, sadece delillere bakıyorlar ve “sanırım suçlu olmalı ha!” diyorlar. Filmde fikirleri oturmamış, sadece kibir ve gururlarıyla düşünen iki insan görüyoruz. Bağırmalar ve sinirlenmeler hep bu adamlardan geliyor. Düşünmüyorlar ama doğru gördükleri fikirleri de savunmaktan geri kalmıyorlar. Bunu doğru şekilde yapmak yerine bağırma ve sinirlenmeler ile öne çıkmaya çalışıyorlar.
Davis’in yaptığı şey çok basit, bir anlığına çocuğun yerine kendini koyuyor ve düşünüyor tüm bu gelişen olaylar olsa çocuğun tepkisi nasıl olurdu? Onun gibi düşünmeye çalışıyor. Çocuğun bir kenar mahallede büyüdüğünü ve serseri bir şekilde yetiştiğini anlıyor. Film baştan aşağı psikolojik bir analiz. Hatta filmin sonunda çocuğun suçlu olup olmadığını öğrenmeyeceksiniz. Çünkü mesele bu değil, mesele düşünmek, sorgulamak, mantıklı argümanlara dayanmak. Şüphelenmek en ufak şeyden bile şüphelenmek ya doğru değilse ya yanlış yapıyorsam diyebilmek. Ortalara doğru maça gitmek isteyen adam oyunu değiştiriyor, ona verilen tepki çok güzel:” Neden oyunu değiştirdin, mantıklı bir argümanın olmalı, düşünüp bu sonuca varmalısın! ”
Davis sorgulamalar ile ortamdaki kin ve intikam duygusu gütmeyen herkesi bir şüphe ile kendi tarafına çekmeye başarıyor. Çekemediği 3 kişi kalıyor. İkisi bağırıp, çağıran kişiler biri de gözlüklü adam. Gözlüklü adamı mantıklı bazı argümanlar ile alt ediyor. Ama öfkesi ve insanlara olan güveniyle, sorgulamalar yapan birinin fikrini nasıl değiştirirsiniz. Davis burada sadece çocuğu kurtarmıyor muhteşem bir derste veriyor herkese. Önyargılar bizi olduğumuz yerden bir yere götürmez onlar sadece yıkılmak içindir.
Beni bu kadar düşünceye ve sorgulamaya iten başka bir film göremedim. Bu zamana kadar yaklaşık 300 film izledim, en iyisi bu idi. Filmde sık sık şaşırmaktan kendinizi almayacaksınız. Filmin sonu hiç önemli değil , komple bir odada geçiyor zaten. Jenerik ve görsel olarak hiçbir şey sunmuyor , olay konuda.
Bu filmi anlatmak elimden gelen bir şey değil; sadece film hakkında bir bilgilendirme yapmak istedim. Kusurum varsa affedin.
Filmden bazı alıntılar:
“Herhangi bir tarafa sadık kalmak zorunda olduğumu sanmıyorum.”
"Gerçeklerden bıktım usandım, gerçekleri istediğiniz gibi yorumlayabilirsiniz."
"Ne zaman önyargınızı kullansanız, gerçekleri göz ardı edersiniz."
"Beyler, hiçbir şey olmak çok üzücü bir şeydir."
IMDB SAYFASI:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için üye olunuz.
Giriş yapın veya üye olun.