Tarih 4 NİSAN HEPİNİZE TEKRARDAN

MERHABALAR
En son şubatta yazmışım, ondan önce de aralıkta, artık yazı sayımı arttırmaya çalışacağım.
2 ayımı şöyle özetleyebilirim. Ders, sönük ilişkiler ve uyuşukluklar…
11. Sınıf olarak derslere asılmaya daha da önem verdiğim bu iki ayda istediğim verimi alamasam da günde en az 2 saat çalışmaya çalıştım. Bir de üstüne okul mokul olduğunu düşünürsek haftaiçim böyle geçerken, haftasonları da dershane ile kalıba girmeye çalışıyorum. Ama şunu fark ettim ki, benim yapım aynı anda çok şeye odaklanmak için yaratılmamış arkadaşlar

. Hem sosyal depresyonumu hem de ders depresyonumu aynı anda kuramıyorum. Ben daha önce söylememiş olabilirim şimdi içimi açmak istiyorum izninizle. Ben lisenin başından beri kızlarla iletişimi neredeyse yok denecek biriyim, hatta direk yok da diyebiliriz. İlginç bir şekilde de hemcinslerim erkek tayfalarıyla da çok iyi anlaşırım. Erkekler grubu arasında sosyal biriyimdir. Ama yanlış anlaşılmasın elbette ben de hayallerimde hep kurardım, bir sevgilim olsa da onla aşk yaşasam, işte ne bileyim onla okul yolunda ağaçların arasında sohbete, veyahut da gözlerinin içine dalsam . Ona derdimi açabilsem onu dışarı çıkarıp ps cafeye götürüp moral kombat fifa atsam

. Lütfen gülmeyin arkadaşlar beni utandırmayın. Ben uzun süredir bir kızla hoşbeş edememiş bir insanım, çevremdeki tüm arkadaşlarım , en karizmasından en tipsizine kadar, kendine uygun bir sevgili buldu. Hatta bazılarına direk canlı tanık ettim. O kadar kolay yapıyorlar ki resmen kızlar kilitli bir kutu da kilidi takınca sonsuza kadar sana açılıyor. Lakin işte ben en basit ve en çok uğraş gerektiren kısım olan kilidi takma olayını bir türlü çözemedim. Bazen de fırsat ayağıma kadar gelmişken elim ayağıma dolaştı anahtarı çevirmesini unuttuğumu farketmedim.. Böyle çok olayım var, neyse ben izninizle sadete doğru yöneliyorum. Ergenlik ve hormonlar arkadaşlar.. Bu sefer şansımı deneyeceğim dedim ve belki de lise hayatımda ilk kez birinden bu kadar elektrik aldım , beşki de ilk kez böyle aklıma koyup bir kızla tanıştım ve sohbet ettim. Çok basit bir sohbetti ama yokluktan mıdır nedir içimde kelebekler uçmasına sebep oldum. Sonra gelsin şarkılar gitsin ders çalışmam gereken saatler, gelsin 31 çektiğim boş ve ruhsuz günler. Arkadaşalar her en kadar sınav dönemimi gerekirse 2 saat uyuyarak yine canla başla çalışarak bitirsem de artık göğsüm daralıyor. Manevi olarak bitkin ve yalnız düşüyorum. Sonra anlıyorum bu saçma sevgili işleri bana uzak. Öyle bir jenerasyondayım ki beyim eleğiyle tvden tabletten ilmek ilmek elenmiş, kendimi yaz dizisindeki adam , kötü adamı yenen kaslı süper kahraman, daha da ilerisi ise Gol kralı İcardi ve öpücük atan sigma zannediyorum, beynimi editler ,reelsler ile güzelce sıvadım, böyle bir tuzağın içinde çırpınmaktan pişmanlık duyuyorum, sanırım yaptığım her şeye, geçirdiğim tüm aptallıkara kızgınım, hem de çok ama çok kızgınım, kızgın olmalıyım.
Sonra başımı kızgınlığımla koyduğum yastıktan kaldırıp sosyal medya bağımlılığının bir saçmalık, aşka kuşkoluğun bir sahtekarlık olduğunu, senin tek gayenin çalışman ve dosdoğru yaşaman gereken hayatın ile olduğundan bahsediyorum.Umarım bu sefer başımı dik tutar ve yastığa dönmem. Çünkü hayallerimle oynadım, ve çok ama çok kızgınım. Bu öfkemi yeneceğim bu bayram, inşallah sizinle daha çok görüştüğüm, günde haftaiçi 5 saat çalıştığım bir günden ve okuduğum kitaplardan konuştuğum gecelerden oluşan bir seri kazanacağım. Beni unutmayın arkadaşlar bu sınavı( ve hayat sınavını) birlikte kazanalım umarım.
Doğaçlama bir yazı oldu, sürçü lisan ettiysek affola şimdiden

)