DOST İSTERSEN ALLAH (cc) YETER.
Neredeyse hiç secdeden kalkmazken alnım, niçin bir kez bile sesini duyamam? Günler, geceler... asırlardır adı dudaklarımdan düşmediği hâlde neden bir defa da ben onun adımı andığını işitmem?
Niçin bir tek kelime bile etmez, niçin daima susar?
Niçin hep bu kadar uzakta durur da yakınıma gelmez?
Niçin başımı okşamaz, niçin bir kez olsun konuğum olmayı kabul etmez?
Niçin bir kez bile yüzüme bakmaz, bir kez bile yüzyüze konuşmaya razı olmaz?
Küs müdür acaba bu yetimine?
İyi ama niçin küssün bana? Kadir olan, Rahman olan o, ben değilim.
Ben ki sade mahrum olanım. Ben ki bir tek yazgısı yalnızlık olanım. Ben ki ben diye işaret edecek bir benden bile mahrum olanım.
Merhamete muhtaç olan o değil, benim. Rahmet ve şefkati, lütuf ve ihsanı isteyen benim, vaad edense o!
Kulluğumda kusurlarım, ibadetlerimde eksiklerim var, o sebeple mi ses vermiyor acep? O nedenle mi benimle konuşmuyor? Bu yüzden mi hep uzakta duruyor, bu yüzden mi bir sabah bile kapımı tıklayıp merhaba demiyor?
Sevgili niçin küssün bana, ben sevgimi hiç kazaya bırakmadım ki! Bir an bile ondan fariğ olmadım ki! Karanlığın arttığı zamanlarda bile sevgili yüzüme hiç çirkin görünmedi ki?
Derdim de bu ya, sevgili bana hiç görünmedi ki!
Dücane Cündioğlu'nun yazısından bir pasaj