Tempest
Deneyimli Üye
- Katılım
- 13 Kas 2020
- Mesajlar
- 377
- Tepki puanı
- 935
- Puanları
- 160
"Bir kutup ayısını düşünmemeye çalışın. Göreceksiniz ki, o lânetli şey her an aklınıza gelecek."
- Fyodor Dostoyevski, Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları, 1863
Tolstoy'un erkek kardeşine evin köşesinde ayakta durup beyaz ayıyı hiç aklına getirmemesini istemesi üzerine kardeşi tüm çabalarına rağmen beyaz ayıyı düşünmeden edememiş, klinik psikologlar Tolstoy'un bu deneyine ithafen insanın bir türlü denetleyemediği ve kendi kendine tekrar ortaya çıkardığı saplantılı düşüncelerine beyaz ayı sendromu adını vermişler.
Düşünmemeye çalıştığımız şeylerin aslında buna programlı olduğumuzdan sık sık düşünüp düşünmediğimizi kontrol ederek bir nevi o düşünceleri tekrar canlandırma olayı.
Tolstoy'un kardeşi beyaz ayıyı düşünmemesi gerektiğinden aklının bir köşesinde bunu daima canlı tutmuş, tıpkı olumsuz duygularımızdan veya rahatsız edici saplantılarımızdan kaçmamız gibi. ama arada yapıp yapmadığımızı kontrol ederken de o düşünceler tekrar bir canlılık kazanarak taze kalıyor ve döngü devam ediyor.
Bu kimi yerlerde olumsuzluklardan kaçarken aslında onlara bağlı kalmakla da açıklanabiliyor. yani kişi ne kadar olumsuzlukları veya bu takıntıları ertelemeye veya düşünmemeye çalışıp üstünü örterse artarak devam edebiliyor. bu sebeple de o olumsuzlukları/saplantıları düşünmemek yerine kabullenip ilerlemek bu olayı hafifletecek çözümler arasında.
Wegner’in beyaz ayı sendromuna dair tavsiyeleri şunlardır:
1-Yeni bir fikir üret veya zihninde yeni bir şeye yer aç.
2-Düşünceyi başka zamana ertele.
3-Aynı anda birden fazla iş yapma ki zihnen seni boğan düşünceye karşı daha kararlı olabil.
4-Düşünün ama kontrollü olarak. Bu durum söz konusu fikrin daha kısa sürede zihinden atılmasını sağlayabilir.
5-Yediye kadar sayarak nefesinize odaklanın. Nefes egzersizleri metabolizmanın işleyişinde olduğu kadar zihinsel süreçler üzerinde de hayli etkili bir dönüştürücü güce sahiptir.
Ben bu olayı p*rno ve masturbasyona benzetiyorum . Bazen ne kadar düşünmek istemeyip beynimizi sürekli uyarsak da beynimiz de bu düşünceyi aslında sürekli canlı tutuyor.O yüzden bu düşünceleri düşünmemeye çalışmak yerine bu düşünceleri kabullenip ona karşı bir tavır izlemeliyiz diye düşünüyorum.
- Fyodor Dostoyevski, Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları, 1863
Tolstoy'un erkek kardeşine evin köşesinde ayakta durup beyaz ayıyı hiç aklına getirmemesini istemesi üzerine kardeşi tüm çabalarına rağmen beyaz ayıyı düşünmeden edememiş, klinik psikologlar Tolstoy'un bu deneyine ithafen insanın bir türlü denetleyemediği ve kendi kendine tekrar ortaya çıkardığı saplantılı düşüncelerine beyaz ayı sendromu adını vermişler.
Düşünmemeye çalıştığımız şeylerin aslında buna programlı olduğumuzdan sık sık düşünüp düşünmediğimizi kontrol ederek bir nevi o düşünceleri tekrar canlandırma olayı.
Tolstoy'un kardeşi beyaz ayıyı düşünmemesi gerektiğinden aklının bir köşesinde bunu daima canlı tutmuş, tıpkı olumsuz duygularımızdan veya rahatsız edici saplantılarımızdan kaçmamız gibi. ama arada yapıp yapmadığımızı kontrol ederken de o düşünceler tekrar bir canlılık kazanarak taze kalıyor ve döngü devam ediyor.
Bu kimi yerlerde olumsuzluklardan kaçarken aslında onlara bağlı kalmakla da açıklanabiliyor. yani kişi ne kadar olumsuzlukları veya bu takıntıları ertelemeye veya düşünmemeye çalışıp üstünü örterse artarak devam edebiliyor. bu sebeple de o olumsuzlukları/saplantıları düşünmemek yerine kabullenip ilerlemek bu olayı hafifletecek çözümler arasında.
Wegner’in beyaz ayı sendromuna dair tavsiyeleri şunlardır:
1-Yeni bir fikir üret veya zihninde yeni bir şeye yer aç.
2-Düşünceyi başka zamana ertele.
3-Aynı anda birden fazla iş yapma ki zihnen seni boğan düşünceye karşı daha kararlı olabil.
4-Düşünün ama kontrollü olarak. Bu durum söz konusu fikrin daha kısa sürede zihinden atılmasını sağlayabilir.
5-Yediye kadar sayarak nefesinize odaklanın. Nefes egzersizleri metabolizmanın işleyişinde olduğu kadar zihinsel süreçler üzerinde de hayli etkili bir dönüştürücü güce sahiptir.
Ben bu olayı p*rno ve masturbasyona benzetiyorum . Bazen ne kadar düşünmek istemeyip beynimizi sürekli uyarsak da beynimiz de bu düşünceyi aslında sürekli canlı tutuyor.O yüzden bu düşünceleri düşünmemeye çalışmak yerine bu düşünceleri kabullenip ona karşı bir tavır izlemeliyiz diye düşünüyorum.
Son düzenleme: