Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Bu Konu Hayatınızı Değiştirecek!

G

gordon

Misafir
Herkese selâmlar, keyifler nasıl ey forum ahalisi ?

Bundan bir sene kadar önce forumda herkesin yararına olduğuna inandığım bir konu açmıştım:

Konu açıldıktan itibaren makalede bahsetmiş olduğum yöntemi birçok kişi denedi ve olumlu geribildirimde bulundu.

Bu durum da beni bu konuyu bir adım daha öteye taşımaya itti. Şöyle ki; bunu bir deney hâline getireceğiz.

Hayatınızda en çok neyin olmasını istiyorsunuz kişisel olarak ? Özgüven mi ? Alfa erkek olmak mı ? Zeki olmak mı ? Kadınlarla aranızın iyi olması mı ?

O hâlde, bu istedikleriniz çoktan gerçekleşmiş gibi düşünecek ve davranacaksınız. Zaten özgüvenlisiniz, zaten Alfasınız, zaten zekisiniz, zaten kadınlarla aranız iyi...

Olay bu kadar basit.

Fakat, basit olduğu kadar da bilimsel bir temele dayanıyor: HEBBİAN PRENSİBİ

Nedir Hebbian Prensibi ? Meşhur nörolog doktor Donald Hebb beyinde tetiklenen tek bir nöronun bile çevresindeki tüm diğer nöronları ateşlediği ve bu ateşlenen nöronların da çevrelerindeki diğer nöronları ateşlediğini keşfetmiştir.

Yani, tek bir düşünce, tek bir davranış bile beyindeki bir nöron grubunu ateşler ve bu ateşlenen nöronlar da etraflarındaki diğer nöronları ateşler.

Yani Mahatma Gandhi boşuna dememiştir;

Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür… Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür… Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür… Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür… Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür… Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür… Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür.”

Gandhi'nin de bir doktor olduğunu hatırlatırım.

Bu sözün ardında çok temel bir bilim yatıyor zira.

Bu yüzden, hayatınızda hangi alanda gelişmek istiyorsanız bunun zaten gerçekleşmiş olduğunu düşünün ve buna göre davranın.

Evet, beyniniz başlarda "hadi lan ordan seni lanet palavracı" gibi tepkiler verecektir. Bu gayet doğaldır. Fakat siz buna devam ettikçe tıpkı sürekli kullanılan bir yol gibi sağlamlaşacak ve beyninizdeki nöronların ateşlenme hızı da her geçen gün daha da artacaktır. Böylece inandığınız, zaten öyle olduğunu bildiğiniz şey gerçekliğiniz hâline gelecektir ve bu da sizi hiç şaşırtmayacaktır;

Çünkü siz bunun böyle olduğunu zaten biliyordunuz. Şaşılacak bir durum yok.

Bu yüzden, forumda en az 30 günlük bir deney başlatıyorum ve buna katılmanızı can-ı gönülden diliyorum.

Meselâ, kadınlarla arası iyi olan bir erkek olmak istiyorsunuz diyelim. O halde kadınlarla arası iyi olan bir erkekmiş gibi davranmaya başlayın ve beyninizin nöroplastisite özelliğini kullanarak benliğinizi değiştirmeye başlayın.

Sonuçları kısa sürede alacaksınız ve bu durum sizi hiç de şaşırtmayacaktır. Çünkü beyninizin bilimsel bir gerçekliğini kullanıyorsunuz.

Kadınlarla aranız iyi olsa nasıl davranırdınız ? Kendinizde nelere dikkat ederdiniz ? Nasıl konuşurdunuz ?

Bunları düşünün ve imajine edin.

Özellikle, psikolojide "Bilinçaltının 30 Dakikası" adını vermiş olduğumuz bir durum vardır. Şöyle ki; beynimiz uyumadan önceki son 30 dakikada gün boyunca yaşamış olduğu tüm durumları kontrol eder ve bunları uyku aşamasında düzenleyerek bilinçaltına kaydeder. Bu düzenlemeyi ise bize rüya olarak yansıtır.

Biz de beynimizin bu özelliğini kullanarak uyumadan önceki son 30 dakikayı verimli bir şekilde değerlendireceğiz.

Peki ne yapacağız ? Uykuya dalarken, kendi olmak istediğiniz benliği, kişiliği hayal, imajine edeceksiniz, zaten bunu yaparken de uykuya dalacaksınız muhtemelen, ve yine bu sayede beyniniz bu imajinasyonları kaydedecek ve bilinçaltını bu yönde programlayacaktır.

İşte olay bu kadar basittir.

Hiç de zor görünmüyor, değil mi ?


Aynen öyle. Beyniniz sizi bu süreçte sekteye uğratmaya da çalışacaktır, bunu baştan diyeyim. Nasıl mı ? Meselâ, öz güvenli bir şekilde davranıyorsunuz, beyniniz size "öyle değilsin" diyecektir.

Böyle yapacaktır çünkü bu vakte kadar kendinizi hep öz güvensiz olduğunuza inandırdınız ve buna dair beyninizde oldukça güçlü bir nöron ağı oluşurdunuz. Hâliyle de beyniniz öz güvenle ilgili bir konu olduğunda hemen bu nöronları devreye sokacaktır. Siz ise yeni inancınızda direttikçe bu konuya dair yeni nöron ağları oluşturmuş olacak ve eski inançlarınıza dair ağı körelteceksiniz.

Peki, aklınıza "e bunun olumlamadan farkı ne Kuşçubaşı ?" sorusunun geldiğini hissedebiliyorum. Şöyle ki; olumlamalar yalnızca sözde kaldıkları için sizin köklü inançlarınızı değiştiremiyorlar.

En büyük sıkıntı da bu zaten; insanlar olumlamaları sihirli sözcükler sanıyorlar. Bunları söylediklerinde hayatlarının istedikleri yönde değişeceğini düşünüyorlar; ne büyük bir yanılgı!

Oysa, buna inanmıyorlar bilinçaltlarında. Çünkü beyler, tüm olay inançta biter!

Meselâ internete açın bakın, tüm dinler kendi mucizelerine inanırlar. Meselâ bir budist der ki "Budha bana geldi ve beni aydınlattı", bir müslüman der ki; "Hazreti Muhammed bana geldi ve hastalığımı iyileştirdi", bir Hristiyan der ki; "İsa geldi ve beni kurtardı."

Aslında hepsi haklı ve hepsi doğruyu söylüyor, çünkü buna inanıyorlar!

İnandıkları için beyinleri onlara bunu net ve tartışılmaz bir gerçekmiş gibi sunuyor ve siz ne derseniz deyin hiçbirinin bu konudaki görüşleri değişmeyecektir çünkü onlar bu durumu bizzat deneyimlediler, hayatlarındaki bir gerçeklik hâline geldi bu.

Meselâ şizofrenlere bakın, bizim hiç göremediğimiz, hiç hissedemediğimiz şeyleri görür, duyar ve hissederler. Ve onlar buna can-ı gönülden inanırlar çünkü tüm olay beyinde bitiyor. Eğer beyin bir şeye inanırsa o şey kişinin gerçekliği hâline gelir.

Olumlamalarda ise bu inanç eksiktir
ve bu yüzden işe yaramazlar. Papağan gibi tekrar eder durursunuz.

Konuyu anladığınızı ddüşünüyor ve bu bahsettiklerimi en az 30 gün boyunca uygulamanızı ve en önemlisi de sonuçlarını buraya yazmanızı istiyorum sizlerden.

Çünkü siz sonuçları buraya yazdıkça bu deneye katılmak isteyen diğer insanların da buna olan inançları pekişmiş olacak ve bu yönde hepimizden hızlı yol katedeceklerdir.

Deneyin, denerseniz hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz, ama bir şeyler kazanacaksınız, çok iyi şeyler!

Yorumlarınızı bekliyorum.

HERKESE İYİ FORUMLAR!


Sizlerinde haberdar olması için Alfaloji forumundan aldım.
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

Erogluzim

Mars Yolcusu
Katılım
25 Tem 2021
Mesajlar
124
Tepki puanı
141
Puanları
53
Yaş
28
Konum
Türkiye
Hocam kelimesi kelimesine katılıyorum, beyni doğru yönetebilirsek kullanmadığımız güçler devreye giriyor. Örneğin 1 ay önce babam vefat etti haliyle derin yara aldım bu yara beni çok değiştirdi. Sorumluluk duygusu arttı hayata ve karşı cinse bakışım değişti. Sürecimde 1.ayı dolduracağım vakit daha değerli gelmeye hatta geç kaldım diyerek ertelediğim hedefleri devreye sokmaya karar verdim.
 

root

Jüpiter Yolcusu
Katılım
10 Kas 2020
Mesajlar
104
Tepki puanı
224
Puanları
64
Bu meseleye katılıyorum katılmamın sebebi ise bunu 1-2 yıl önce deneyimlemiş olmam.
O zamanlar aklımda fikrimde sadece birşeyler başarıp kendimi geliştirmek vardı sabahları başarı hikayeleri okur motivasyon sözlerini hatmederdim ve yapmam gerekenlerin üzerine giderdim ve tüm herşeyi başarabileceğime dair katıksız bir düşünce vardı şimdi yok sebebi belli.
 
M

mete

Misafir
Herkese selâmlar, keyifler nasıl ey forum ahalisi ?

Bundan bir sene kadar önce forumda herkesin yararına olduğuna inandığım bir konu açmıştım:

Konu açıldıktan itibaren makalede bahsetmiş olduğum yöntemi birçok kişi denedi ve olumlu geribildirimde bulundu.

Bu durum da beni bu konuyu bir adım daha öteye taşımaya itti. Şöyle ki; bunu bir deney hâline getireceğiz.

Hayatınızda en çok neyin olmasını istiyorsunuz kişisel olarak ? Özgüven mi ? Alfa erkek olmak mı ? Zeki olmak mı ? Kadınlarla aranızın iyi olması mı ?

O hâlde, bu istedikleriniz çoktan gerçekleşmiş gibi düşünecek ve davranacaksınız. Zaten özgüvenlisiniz, zaten Alfasınız, zaten zekisiniz, zaten kadınlarla aranız iyi...

Olay bu kadar basit.

Fakat, basit olduğu kadar da bilimsel bir temele dayanıyor: HEBBİAN PRENSİBİ

Nedir Hebbian Prensibi ? Meşhur nörolog doktor Donald Hebb beyinde tetiklenen tek bir nöronun bile çevresindeki tüm diğer nöronları ateşlediği ve bu ateşlenen nöronların da çevrelerindeki diğer nöronları ateşlediğini keşfetmiştir.

Yani, tek bir düşünce, tek bir davranış bile beyindeki bir nöron grubunu ateşler ve bu ateşlenen nöronlar da etraflarındaki diğer nöronları ateşler.

Yani Mahatma Gandhi boşuna dememiştir;

Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür… Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür… Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür… Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür… Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür… Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür… Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür.”

Gandhi'nin de bir doktor olduğunu hatırlatırım.

Bu sözün ardında çok temel bir bilim yatıyor zira.

Bu yüzden, hayatınızda hangi alanda gelişmek istiyorsanız bunun zaten gerçekleşmiş olduğunu düşünün ve buna göre davranın.

Evet, beyniniz başlarda "hadi lan ordan seni lanet palavracı" gibi tepkiler verecektir. Bu gayet doğaldır. Fakat siz buna devam ettikçe tıpkı sürekli kullanılan bir yol gibi sağlamlaşacak ve beyninizdeki nöronların ateşlenme hızı da her geçen gün daha da artacaktır. Böylece inandığınız, zaten öyle olduğunu bildiğiniz şey gerçekliğiniz hâline gelecektir ve bu da sizi hiç şaşırtmayacaktır;

Çünkü siz bunun böyle olduğunu zaten biliyordunuz. Şaşılacak bir durum yok.

Bu yüzden, forumda en az 30 günlük bir deney başlatıyorum ve buna katılmanızı can-ı gönülden diliyorum.

Meselâ, kadınlarla arası iyi olan bir erkek olmak istiyorsunuz diyelim. O halde kadınlarla arası iyi olan bir erkekmiş gibi davranmaya başlayın ve beyninizin nöroplastisite özelliğini kullanarak benliğinizi değiştirmeye başlayın.

Sonuçları kısa sürede alacaksınız ve bu durum sizi hiç de şaşırtmayacaktır. Çünkü beyninizin bilimsel bir gerçekliğini kullanıyorsunuz.

Kadınlarla aranız iyi olsa nasıl davranırdınız ? Kendinizde nelere dikkat ederdiniz ? Nasıl konuşurdunuz ?

Bunları düşünün ve imajine edin.

Özellikle, psikolojide "Bilinçaltının 30 Dakikası" adını vermiş olduğumuz bir durum vardır. Şöyle ki; beynimiz uyumadan önceki son 30 dakikada gün boyunca yaşamış olduğu tüm durumları kontrol eder ve bunları uyku aşamasında düzenleyerek bilinçaltına kaydeder. Bu düzenlemeyi ise bize rüya olarak yansıtır.

Biz de beynimizin bu özelliğini kullanarak uyumadan önceki son 30 dakikayı verimli bir şekilde değerlendireceğiz.

Peki ne yapacağız ? Uykuya dalarken, kendi olmak istediğiniz benliği, kişiliği hayal, imajine edeceksiniz, zaten bunu yaparken de uykuya dalacaksınız muhtemelen, ve yine bu sayede beyniniz bu imajinasyonları kaydedecek ve bilinçaltını bu yönde programlayacaktır.

İşte olay bu kadar basittir.

Hiç de zor görünmüyor, değil mi ?


Aynen öyle. Beyniniz sizi bu süreçte sekteye uğratmaya da çalışacaktır, bunu baştan diyeyim. Nasıl mı ? Meselâ, öz güvenli bir şekilde davranıyorsunuz, beyniniz size "öyle değilsin" diyecektir.

Böyle yapacaktır çünkü bu vakte kadar kendinizi hep öz güvensiz olduğunuza inandırdınız ve buna dair beyninizde oldukça güçlü bir nöron ağı oluşurdunuz. Hâliyle de beyniniz öz güvenle ilgili bir konu olduğunda hemen bu nöronları devreye sokacaktır. Siz ise yeni inancınızda direttikçe bu konuya dair yeni nöron ağları oluşturmuş olacak ve eski inançlarınıza dair ağı körelteceksiniz.

Peki, aklınıza "e bunun olumlamadan farkı ne Kuşçubaşı ?" sorusunun geldiğini hissedebiliyorum. Şöyle ki; olumlamalar yalnızca sözde kaldıkları için sizin köklü inançlarınızı değiştiremiyorlar.

En büyük sıkıntı da bu zaten; insanlar olumlamaları sihirli sözcükler sanıyorlar. Bunları söylediklerinde hayatlarının istedikleri yönde değişeceğini düşünüyorlar; ne büyük bir yanılgı!

Oysa, buna inanmıyorlar bilinçaltlarında. Çünkü beyler, tüm olay inançta biter!

Meselâ internete açın bakın, tüm dinler kendi mucizelerine inanırlar. Meselâ bir budist der ki "Budha bana geldi ve beni aydınlattı", bir müslüman der ki; "Hazreti Muhammed bana geldi ve hastalığımı iyileştirdi", bir Hristiyan der ki; "İsa geldi ve beni kurtardı."

Aslında hepsi haklı ve hepsi doğruyu söylüyor, çünkü buna inanıyorlar!

İnandıkları için beyinleri onlara bunu net ve tartışılmaz bir gerçekmiş gibi sunuyor ve siz ne derseniz deyin hiçbirinin bu konudaki görüşleri değişmeyecektir çünkü onlar bu durumu bizzat deneyimlediler, hayatlarındaki bir gerçeklik hâline geldi bu.

Meselâ şizofrenlere bakın, bizim hiç göremediğimiz, hiç hissedemediğimiz şeyleri görür, duyar ve hissederler. Ve onlar buna can-ı gönülden inanırlar çünkü tüm olay beyinde bitiyor. Eğer beyin bir şeye inanırsa o şey kişinin gerçekliği hâline gelir.

Olumlamalarda ise bu inanç eksiktir
ve bu yüzden işe yaramazlar. Papağan gibi tekrar eder durursunuz.

Konuyu anladığınızı ddüşünüyor ve bu bahsettiklerimi en az 30 gün boyunca uygulamanızı ve en önemlisi de sonuçlarını buraya yazmanızı istiyorum sizlerden.

Çünkü siz sonuçları buraya yazdıkça bu deneye katılmak isteyen diğer insanların da buna olan inançları pekişmiş olacak ve bu yönde hepimizden hızlı yol katedeceklerdir.

Deneyin, denerseniz hiçbir şey kaybetmeyeceksiniz, ama bir şeyler kazanacaksınız, çok iyi şeyler!

Yorumlarınızı bekliyorum.

HERKESE İYİ FORUMLAR!


Sizlerinde haberdar olması için Alfaloji forumundan aldım.
Denenebilir :)
 

cvehileyle

Jüpiter Yolcusu
Katılım
17 May 2022
Mesajlar
483
Tepki puanı
243
Puanları
76
Çok güzel bir yazı olmuş. Bunun çekim yasası ile alakası yok. Çünkü dünyayı değil kendinizi kontrol ediyorsunuz. Siz paraya inandınız diye para size gelmez. Ama daha özgüvenli ve başarılı olursanız daha çok para kazanabilirsiniz. Dolaylı bir şey.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst