Şahsi görüşüm bahane olduğu yönündedir. Kapasitemizin % 51 ini kullanıyoruz araştırmalara göre. Bu arada hedeflerin birine tam odaklanarak ilerlesen daha iyi olur. Lüks karışık çerez modunda çalışmıyor ki beynimiz. Git kağıda yaz düşüncelerini patır patır. Şu anki halini yaz iyisiyle kötüsüyle. Kendini iyi olduğun yönler için takdir et ve kötü olduğun yerlerde de objektif ol. Berbat olduğun noktaları gündeme getirmekten ve onları hatırlamaktan kaçma. Dök içini. Hiç filtreleme. Sonra gelecekte nasıl biri olsan hangi rollerin olsa kendini tamamlanmış hissedersin ve dünyaya bir faydan dokunur onu düşün yaz. (modern dünyanın özendirdiği hayatı kast etmiyorum ) Artık bir hedefin ve başlangıç noktan var. Sonra 2 yılını al. Dolu dolu 730 gün. Hedeflerini küçük parçalara ayır ve yap. Yaptıkça kendini ödüllendir. Zevklerini de kaliteli hale getir gittikçe. Sonra yeniden parçalardan birini yap. İlerlemiş olacaksın. Birden pek çok konuda aydınlanmaya veya yetkin olmaya gerek yok. Başarı mikro ölçekte düzen ister. Küçük küçük gelişirsin.
Unutma ki gerçekten yapmayı istersen muhakkak bir yolunu da bulursun. Gerçekten yapmayı istemediğin ( özendirilmiş) şeyleri bir kenara fırlat. Bu belki hayatının büyük çoğunluğu olabilir. Ama yapmayı istemediğin ( mecburi sorumlulukların gibi) şeyleri seçerken de dikkatli ol. Varoluşunu dışarı yansıt. Dünyaya kalibre ol. Kırılgan , sürekli mutluluk peşinde koşan , bilinmeyenden korkup risk alamayan , sahip olduklarını yararlı işler için kullanamayan , niteliksiz, işe yaramamaktan kaynaklı öfke ve saldırganlıktan uzak bir karakteri benimsemeni de tavsiye ederim.