purplesox05
Mars Yolcusu
- Katılım
- 31 Ocak 2021
- Mesajlar
- 75
- Tepki puanı
- 157
- Puanları
- 43
Herkese merhaba, ben purplesox. Bu sitenin ilk kurulmasından beri bu işin içindeyim tabii daha önce de no fap hakkında bilgim vardı fakat 2016 idi sanırım, bu site kuruldu ve bazı şeyler değişmeye başladı. Her neyse konumuza geçelim.
Dopamin tuzağı dediğimde ne geliyor aklınıza? Çoğunluğun aklında benzer durumlar şekillendiğine eminim. Dopamin ve bize uyguladığı baskı, dürtülerimize karşı koyamadığımız durumlar, kontrolümüzü kaybettiğimiz zamanlar... Dopaminin bize uyguladığı tuzak aslında çok basit. Beyinde gerçekleşen kimyasal olaylar bütünü. Bu konular fazla girip zaten bildiğimiz şeyler tekrar etmek istemiyorum. Benim burada daha çok değinmek istediğim neden kendimizi kaybediyoruz ya da dopamin bizi nasıl tuzağına çekiyor. Odaklanmak istediğim yer birazda relapseden önceki son çıkış. Köprüden önceki son çıkış da diyebiliriz. O kırılma anı. Biraz buna odaklanıp sizinle beyin fırtınası yapmak istiyorum.
Düşünün, belki de bir gün öncesinde mastürbasyon yapmak ve porno izlemek aklınızın ucundan bile geçmiyordu. Hatta belki de "artık kesin yapmam şu iğrenç şeyi" demiş olabilirsiniz. Şunu sormak istiyorum, dün bu kadar rahatken ve PMO üçgeninden bu kadar uzakken ne oluyor da biz yarın relapse'in eşiğine geliyoruz? Tetikleyicilerin üst üste binmesi bu duruma sebep olabilir. Şekerli yiyecekler bu duruma sebep olabilir. Konfor alanında hapis olmak ki Covid-19 sebebiyle çoğu kişi bu durumda, sebep olabilir. Bu durumlara engel olmak için zamanı bükebiliriz ve "son çıkış" anında daha sağlıklı düşünebiliriz. Fakat bu zaman kontrolü pek mümkün olmadığından bizim başka çözümler aramamız lazım.
1- Not Tutmak
Mesela migren hastaları not tutarlar, ataklarının ne zaman geldiğini ya da ne sonucu geldiğini anlamak için. Örnek veriyorum, şu saate şunu yedim ve ağrım şu saate başladı. Bu, o yediğini bir daha yememesi ve atağın o yiyecek temelli tekrar etmemesi adına olumlu bir durumdur. Bizde böyle şeyler yapabiliriz. Bir ay boyunca saat saat ne yaptığımızı not eder ve relapse olursak nelerin bu duruma bizi getirdiğini anlayabiliriz. Bunu ayrı bir başlıkta tartışmak daha iyi olacaktır.
2- Sıfır Cinsellik
Bekar ve kız arkadaşı olmayan arkadaşlar için bunu yazıyorum. Monk mode bu durumu kapsıyor olabilir fakat Monk mode demek istemedim. Hayatımızdaki cinselliği sıfıra indirebilirsek, belirli bir zaman için, neler olur. Atıyorum 3 ay boyunca cinsellikten tamamen uzak durulacak. Tamamenden kastım, sanal veya gerçek her türlü cinsel noktaların beş duyu organlarıyla algılanmamasından bahsediyorum. Böyle bir durumun çok zor olduğu bir gerçektir. Gerek teknoloji gerekse alışkanlıklar ve dürtüler bu duruma engel olabilir fakat ben yine de bunun denenmesi gereken bir şey olduğunu düşünüyorum.
3- Kendini Zor Duruma Sokmak
Zor durum, ağır şartlar içermeyebilir fakat alışık olmadığınız bir durum olmalı. Bunu örneklemek doğru olmaz çünkü her insanın yaşantısı ve alışkanlıkları farklılık gösterebilir. Konfor alanından çıkmak bu konunun alt başlığı olabilir. Alışık olmadığınız durumlar zaten konfor alanınızın bozulduğu durumlar olacaktır. Yapmak istediğiniz fakat korktuğunuz şeyleri düşünün. Bu, dövme yaptırmak, saçını boyatmak, uzak bir şehre üniversite okumaya gitmek, kadınlarla sohbet etmek ve yeni insanlarla tanışmak vs. Fakat benim en sevdiğim durum, sizi geliştireceğinizi bildiğiniz fakat yapmak istemediğiniz veya yapılması zor olan şeyler için uğraşmak veya onları yapmaktır. Her gün bir hedefiniz olsun ve o hedef ne kadar farklı ne kadar zor olursa olsun onun için her gün uğraşın. Ya da yapılması gereken şey ne ise onu yapın ve düşünmeyin.
Son maddenin özeti şu aslında; alışkanlıklarınızı onların yerine başka alışkanlıklar koyarak bitirin. Şöyle düşünün bir insan bir günde kaç şeyi yapabilir. İnsanın da yapabileceklerinin bir sınırı vardır. Bu sınırı yaratan ise zaman kavramıdır. Uzun lafın kısası kendiniz için savaşın ve gelecekten korkmayın çünkü gelecekte aslında bir geçmiştir.
Dopamin tuzağı dediğimde ne geliyor aklınıza? Çoğunluğun aklında benzer durumlar şekillendiğine eminim. Dopamin ve bize uyguladığı baskı, dürtülerimize karşı koyamadığımız durumlar, kontrolümüzü kaybettiğimiz zamanlar... Dopaminin bize uyguladığı tuzak aslında çok basit. Beyinde gerçekleşen kimyasal olaylar bütünü. Bu konular fazla girip zaten bildiğimiz şeyler tekrar etmek istemiyorum. Benim burada daha çok değinmek istediğim neden kendimizi kaybediyoruz ya da dopamin bizi nasıl tuzağına çekiyor. Odaklanmak istediğim yer birazda relapseden önceki son çıkış. Köprüden önceki son çıkış da diyebiliriz. O kırılma anı. Biraz buna odaklanıp sizinle beyin fırtınası yapmak istiyorum.
Düşünün, belki de bir gün öncesinde mastürbasyon yapmak ve porno izlemek aklınızın ucundan bile geçmiyordu. Hatta belki de "artık kesin yapmam şu iğrenç şeyi" demiş olabilirsiniz. Şunu sormak istiyorum, dün bu kadar rahatken ve PMO üçgeninden bu kadar uzakken ne oluyor da biz yarın relapse'in eşiğine geliyoruz? Tetikleyicilerin üst üste binmesi bu duruma sebep olabilir. Şekerli yiyecekler bu duruma sebep olabilir. Konfor alanında hapis olmak ki Covid-19 sebebiyle çoğu kişi bu durumda, sebep olabilir. Bu durumlara engel olmak için zamanı bükebiliriz ve "son çıkış" anında daha sağlıklı düşünebiliriz. Fakat bu zaman kontrolü pek mümkün olmadığından bizim başka çözümler aramamız lazım.
1- Not Tutmak
Mesela migren hastaları not tutarlar, ataklarının ne zaman geldiğini ya da ne sonucu geldiğini anlamak için. Örnek veriyorum, şu saate şunu yedim ve ağrım şu saate başladı. Bu, o yediğini bir daha yememesi ve atağın o yiyecek temelli tekrar etmemesi adına olumlu bir durumdur. Bizde böyle şeyler yapabiliriz. Bir ay boyunca saat saat ne yaptığımızı not eder ve relapse olursak nelerin bu duruma bizi getirdiğini anlayabiliriz. Bunu ayrı bir başlıkta tartışmak daha iyi olacaktır.
2- Sıfır Cinsellik
Bekar ve kız arkadaşı olmayan arkadaşlar için bunu yazıyorum. Monk mode bu durumu kapsıyor olabilir fakat Monk mode demek istemedim. Hayatımızdaki cinselliği sıfıra indirebilirsek, belirli bir zaman için, neler olur. Atıyorum 3 ay boyunca cinsellikten tamamen uzak durulacak. Tamamenden kastım, sanal veya gerçek her türlü cinsel noktaların beş duyu organlarıyla algılanmamasından bahsediyorum. Böyle bir durumun çok zor olduğu bir gerçektir. Gerek teknoloji gerekse alışkanlıklar ve dürtüler bu duruma engel olabilir fakat ben yine de bunun denenmesi gereken bir şey olduğunu düşünüyorum.
3- Kendini Zor Duruma Sokmak
Zor durum, ağır şartlar içermeyebilir fakat alışık olmadığınız bir durum olmalı. Bunu örneklemek doğru olmaz çünkü her insanın yaşantısı ve alışkanlıkları farklılık gösterebilir. Konfor alanından çıkmak bu konunun alt başlığı olabilir. Alışık olmadığınız durumlar zaten konfor alanınızın bozulduğu durumlar olacaktır. Yapmak istediğiniz fakat korktuğunuz şeyleri düşünün. Bu, dövme yaptırmak, saçını boyatmak, uzak bir şehre üniversite okumaya gitmek, kadınlarla sohbet etmek ve yeni insanlarla tanışmak vs. Fakat benim en sevdiğim durum, sizi geliştireceğinizi bildiğiniz fakat yapmak istemediğiniz veya yapılması zor olan şeyler için uğraşmak veya onları yapmaktır. Her gün bir hedefiniz olsun ve o hedef ne kadar farklı ne kadar zor olursa olsun onun için her gün uğraşın. Ya da yapılması gereken şey ne ise onu yapın ve düşünmeyin.
Son maddenin özeti şu aslında; alışkanlıklarınızı onların yerine başka alışkanlıklar koyarak bitirin. Şöyle düşünün bir insan bir günde kaç şeyi yapabilir. İnsanın da yapabileceklerinin bir sınırı vardır. Bu sınırı yaratan ise zaman kavramıdır. Uzun lafın kısası kendiniz için savaşın ve gelecekten korkmayın çünkü gelecekte aslında bir geçmiştir.