EyesOnTheWord
Merkür Yolcusu
- Katılım
- 26 Kas 2020
- Mesajlar
- 97
- Tepki puanı
- 173
- Puanları
- 48
Herkese merhaba,
Her insanın yaratılışı bambaşkadır.
Senin bu bağımlılığa tutunma nedenin başkadır, benim başka, bir başkasının da bambaşka.
Önemli olan, bu bağımlılığın arka planında yatan gerçek nedeni fark etmek.
Kendine şunu sorman gerek:
PMO’ya yöneldiğin zamanlar genellikle neye denk geliyor?
Olumsuz duygular mı tetikliyor bunu?
Yoksa gün içinde tükettiğin bazı şeyler mi seni geceye hazırlıyor?
Kendi deneyimimden biliyorum. Örneğin sigara içmeyen biriyim ama gün içinde bir dal bile içsem, gece PMO yapma ihtimalim %95'e çıkıyor.
Ya da saatlerce boş boş oyun oynarsam, beyin beni yine aynı noktaya sürüklüyor. Çünkü onu doğal olmayan, insan yapımı bir uyarıcıyla beslemiş oluyorum. Ve o da hemen daha fazlasını istiyor.
Bilinçdışın sana en masum gelen şeyleri düşündürtüyor:
Bir kadın hayali, bir “şöyle bir sosyal medyaya bakayım” düşüncesi…
Sonra bir bakmışsın, keşfette birkaç uyarıcı görsel… derken Google... ve o tanıdık döngü.
Aslında beyin seni doğrudan p-site’ye sokmayacağını biliyor. Bu yüzden dolaylı yoldan manipüle ediyor.
Nefs midir, şeytan mıdır, bilinmez… ama çok zeki oynuyorlar.
PMO’ya erişimin kolay olduğunu varsayalım. Bir eskortla yatabilir, fuckbuddy bulabilirsin. Ama yine de PMO’ya dönersin.
Neden mi?
Çünkü bu bağımlılık sadece cinselliğe dair değil.
Duygusal boşlukları da dolduruyor.
Duygusal tatmin bulamayan erkek, cinsel olarak ne kadar doyarsa doysun tatmin olamıyor.
Ve işin acı kısmı şu:
PMO’ya ne kadar çok dönersen, o kadar duygusuzlaşıyorsun. Beynin hissizleşiyor.
Gerçek duygulara ulaşamıyorsun.
Bir kadınla olduğunda bile “eksik bir şey” kalıyor.
İlk haftalarda hissettiğim şey şu oluyor:
Derin, yoğun bir duygusal boşluk.
O kadar yoğun ki, zannediyorsun ki bu sadece bir cinsel açlık. Ama hayır.
Ben fark ettim ki…
Benim gibi birçok erkeğin PMO bağımlısı olmasının altında çok derin bir duygusal yapı yatıyor.
Ve bu duygusal yapı, doğru ellerde beslenmemiş.
Kendimizi sevemiyoruz çünkü çocukken sevildiğimizi hissetmedik.
Onay göremedik.
Ben mesela, annemden onay görmedim.
Beni hep babama benzeterek aşağılardı.
Babam çok sertti. Asi biriydi. Ben de öyleyim. Ama bu yüzden kendimi hep "yanlış" biri gibi hissettim.
Biz erkekler güçlü olmak zorundayız, evet.
Ama “güçlü olmak” demek duygusal yanını reddetmek değildir.
Tam tersine, o tarafını anlamak ve kucaklamak, gerçek gücün temelidir.
Sen bu yanını kabul ettikçe, kimse seni manipüle edemez.
Ne bir kadın, ne bir bağımlılık, ne de geçmişin.
Kadınlar gücü sever. Ama kası, parayı değil sadece.
Gerçek gücü.
Duygusal zekâsı olan, kendini tanıyan, kendini onaylayan erkeği asla unutmazlar.
O yüzden mesele "kız tavlama" falan değil.
Mesele önce kendini tanımak.
Sonra sevmek.
Sonra da kimseden onay almaya ihtiyaç duymadan karakterini inşa etmek.
Kendine şu 4 alanda yatırım yaparsan, yalnız PMO değil, hiçbir bağımlılık seni tutamaz:
Bu dört madde birlikte çalışır. Bir tanesi eksikse, sistem çöker. Ama özellikle birinci maddeyi tam anlamıyla başarabilirsen, zaten %70 yolu yürümüş olursun.
Bu yazıyı aslında sana yazarken, kendimi daha da iyi anladım.
Kör noktalarımı gördüm.
Bana vesile olduğun için sağ ol oldschool
Ve son söz:
Her insanın yaratılışı bambaşkadır.
Senin bu bağımlılığa tutunma nedenin başkadır, benim başka, bir başkasının da bambaşka.
Önemli olan, bu bağımlılığın arka planında yatan gerçek nedeni fark etmek.
Dönüm Noktası: Ne Zaman PMO’ya Kaymaya Başlıyorsun?
Kendine şunu sorman gerek:
PMO’ya yöneldiğin zamanlar genellikle neye denk geliyor?
Olumsuz duygular mı tetikliyor bunu?
Yoksa gün içinde tükettiğin bazı şeyler mi seni geceye hazırlıyor?
Kendi deneyimimden biliyorum. Örneğin sigara içmeyen biriyim ama gün içinde bir dal bile içsem, gece PMO yapma ihtimalim %95'e çıkıyor.
Ya da saatlerce boş boş oyun oynarsam, beyin beni yine aynı noktaya sürüklüyor. Çünkü onu doğal olmayan, insan yapımı bir uyarıcıyla beslemiş oluyorum. Ve o da hemen daha fazlasını istiyor.
Beynin Sinsi Oyunu
Bilinçdışın sana en masum gelen şeyleri düşündürtüyor:
Bir kadın hayali, bir “şöyle bir sosyal medyaya bakayım” düşüncesi…
Sonra bir bakmışsın, keşfette birkaç uyarıcı görsel… derken Google... ve o tanıdık döngü.
Sigara → Sosyal Medya → PMO
Aslında beyin seni doğrudan p-site’ye sokmayacağını biliyor. Bu yüzden dolaylı yoldan manipüle ediyor.
Nefs midir, şeytan mıdır, bilinmez… ama çok zeki oynuyorlar.
“Gerçek Tatmin” Ne?
PMO’ya erişimin kolay olduğunu varsayalım. Bir eskortla yatabilir, fuckbuddy bulabilirsin. Ama yine de PMO’ya dönersin.
Neden mi?
Çünkü bu bağımlılık sadece cinselliğe dair değil.
Duygusal boşlukları da dolduruyor.
Duygusal tatmin bulamayan erkek, cinsel olarak ne kadar doyarsa doysun tatmin olamıyor.
Ve işin acı kısmı şu:
PMO’ya ne kadar çok dönersen, o kadar duygusuzlaşıyorsun. Beynin hissizleşiyor.
Gerçek duygulara ulaşamıyorsun.
Bir kadınla olduğunda bile “eksik bir şey” kalıyor.
“Ben Neden Böyleyim?”
İlk haftalarda hissettiğim şey şu oluyor:
Derin, yoğun bir duygusal boşluk.
O kadar yoğun ki, zannediyorsun ki bu sadece bir cinsel açlık. Ama hayır.
Ben fark ettim ki…
Benim gibi birçok erkeğin PMO bağımlısı olmasının altında çok derin bir duygusal yapı yatıyor.
Ve bu duygusal yapı, doğru ellerde beslenmemiş.
Kendimizi sevemiyoruz çünkü çocukken sevildiğimizi hissetmedik.
Onay göremedik.
Ben mesela, annemden onay görmedim.
Beni hep babama benzeterek aşağılardı.
Babam çok sertti. Asi biriydi. Ben de öyleyim. Ama bu yüzden kendimi hep "yanlış" biri gibi hissettim.
Duygusal Gücünü Kucakla
Biz erkekler güçlü olmak zorundayız, evet.
Ama “güçlü olmak” demek duygusal yanını reddetmek değildir.
Tam tersine, o tarafını anlamak ve kucaklamak, gerçek gücün temelidir.
Duygusal olmak zayıflık değil, empati ve derinliktir.
Bizi sıradan erkeklerden ayıran en önemli güç, bu farkındalığımızdır.
Sen bu yanını kabul ettikçe, kimse seni manipüle edemez.
Ne bir kadın, ne bir bağımlılık, ne de geçmişin.
Kadınlar Gerçek Gücü Tanır
Kadınlar gücü sever. Ama kası, parayı değil sadece.
Gerçek gücü.
Duygusal zekâsı olan, kendini tanıyan, kendini onaylayan erkeği asla unutmazlar.
O yüzden mesele "kız tavlama" falan değil.
Mesele önce kendini tanımak.
Sonra sevmek.
Sonra da kimseden onay almaya ihtiyaç duymadan karakterini inşa etmek.
Çözüm = Kendini Sevmek
Kendine şu 4 alanda yatırım yaparsan, yalnız PMO değil, hiçbir bağımlılık seni tutamaz:
- Kendini tam anlamıyla onaylamak ve sevmek
- Güçlü bir irade inşa etmek
- Hayat amacı belirlemek ve hayatını doldurmak (sorumluluklar, hobiler, rutinler)
- Tatminkar bir sosyal çevre kurmak (kaliteli dostluklar)
Bu dört madde birlikte çalışır. Bir tanesi eksikse, sistem çöker. Ama özellikle birinci maddeyi tam anlamıyla başarabilirsen, zaten %70 yolu yürümüş olursun.
Kapanış
Bu yazıyı aslında sana yazarken, kendimi daha da iyi anladım.
Kör noktalarımı gördüm.
Bana vesile olduğun için sağ ol oldschool
Ve son söz:
“Her şey kendini gerçekten sevmekle başlar.”
Kendine saygı duyarsan, dünya sana saygı duyar.
Kendini onaylarsan, kimsenin onayına ihtiyaç duymazsın.
İşte gerçek özgürlük budur.