Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Duyusal Reseptörler Hakkında İlginç Bir Bilgi

Katılım
15 Ocak 2022
Mesajlar
60
Tepki puanı
78
Puanları
21
Bugün öğrendiğim ve pek de bilindiğini düşünmediğim için bu bilgiyi paylaşmak istiyorum arkadaşlar. Bir insanın vücudunda 11 milyon duyusal reseptör bulunuyormuş. Bunun 10 milyonu sadece ve sadece görmeye ayrılmış. Yaklaşık 1 milyonu ise dokunma duyusuna. Bazı bilimadamları beynin kapasitesinin yarısının görmeye ayrıldığını iddia ediyor bu yüzden.

Peki bunun doğurduğu sonuç ne? Bu forumda bizi alakadar eden kısmı şu ki, görsel bir uyarım beynimizde en geniş nöral ağları aktive ediyor. Yani pornografik bir görüntüye maruz kaldığımızda beynin ödül sistemi doğal sınırlarının üzerinde aktive olur, yorulur, tükenir. Pornografik görüntüler, doğal hayatta bu kadar yoğun ve hızlı ardışık görsel-ödülsel uyarımın asla olmadığı bir akış sunar. Her karede yeni yüz, hareket, renk, cinsellik, jest, açı değişimi var. Bu da beynin “yeni, yeni, yeni” devresini sürekli tetikler. Sürekli reelste seksist videolar kaydırmak keza. Ses, dokunsal veya düşünsel uyarım da dopamin üretir ama görsel kadar geniş bir sinirsel koordinasyon oluşturmaz.

Bu çok küçük spesifik bir bilgi ama blogdaki o yazılarda bu bilgiyi göremedim. Başlı başına o yazıları ve bu konu hakkındaki tüm yargılarımızı desteklediği için paylaşmak istedim.
 

Whiplash

Uranüs Yolcusu
Katılım
23 May 2021
Mesajlar
184
Tepki puanı
425
Puanları
99
Çok güzel bilgi, paylaşım için teşekkürler. İsmini hatırlamıyorum ama yabancı bir doktorun pornografi için "göze enjekte edilen uyuşturucu" tanımını yaptığını hatırlıyorum. Hatta Darwin'de çalışmalarında organ olarak sadece "Göz" için net bir tanı koyamıyordu ortaya.
 

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
976
Tepki puanı
2,437
Puanları
160
Konum
Türkiye
Teşekkürler hocam gerçekten kritik bir bilgi. Göz organının bu kadar fazla reseptöre sahip olması görsel öğrenmenin ne kadar mükemmel düzeyde gerçekleşebileceğini bizlere belirtiyor. Bunun PMO bağımlılığı ile ilişkisi aşikar. Biz fark etmesekte bir sürü şey görüyoruz ve beynimiz bunları işlemek için deli gibi çalışıyor. Nelere baktığımıza dikkat etmemiz için müthiş bir bilgi.
 

Stoic Legionnaire

Merkür Yolcusu
Katılım
1 Tem 2022
Mesajlar
122
Tepki puanı
172
Puanları
58
Yaş
22
Konum
İzmir
Bugün öğrendiğim ve pek de bilindiğini düşünmediğim için bu bilgiyi paylaşmak istiyorum arkadaşlar. Bir insanın vücudunda 11 milyon duyusal reseptör bulunuyormuş. Bunun 10 milyonu sadece ve sadece görmeye ayrılmış. Yaklaşık 1 milyonu ise dokunma duyusuna. Bazı bilimadamları beynin kapasitesinin yarısının görmeye ayrıldığını iddia ediyor bu yüzden.

Peki bunun doğurduğu sonuç ne? Bu forumda bizi alakadar eden kısmı şu ki, görsel bir uyarım beynimizde en geniş nöral ağları aktive ediyor. Yani pornografik bir görüntüye maruz kaldığımızda beynin ödül sistemi doğal sınırlarının üzerinde aktive olur, yorulur, tükenir. Pornografik görüntüler, doğal hayatta bu kadar yoğun ve hızlı ardışık görsel-ödülsel uyarımın asla olmadığı bir akış sunar. Her karede yeni yüz, hareket, renk, cinsellik, jest, açı değişimi var. Bu da beynin “yeni, yeni, yeni” devresini sürekli tetikler. Sürekli reelste seksist videolar kaydırmak keza. Ses, dokunsal veya düşünsel uyarım da dopamin üretir ama görsel kadar geniş bir sinirsel koordinasyon oluşturmaz.

Bu çok küçük spesifik bir bilgi ama blogdaki o yazılarda bu bilgiyi göremedim. Başlı başına o yazıları ve bu konu hakkındaki tüm yargılarımızı desteklediği için paylaşmak istedim.
Çok güzel bilgi hocam, teşekkürler. Whiplash in dediğine katılıyorum ve ben de şöyle bir şey düşünmüştüm. Kulaktan alınan tek uyuşturucu müziktir. Yani, düşünsenize. Bir şarkı yapıyorsunuz ve çok beğenilirse on binlerce insanı stadyumda, milyonlarca insanı ise evlerinde SİZİ DİNLEMEYE ZORLUYORSUNUZ. Hem de bundan ÇUVALLA para kazanıyorsunuz. Müzik endüstrisinin dünyadaki değeri 2024 itibarıyla 29,6 MİLYAR DOLAR! (Kaynak: Uluslararası Fonograf Endüstrisi (IFPI))

Maladaptive Daydreaming, FOMO, nostalji gibi günümüzün pek çok zihinsel sıkıntısının arkasında yatan gizli gerçek şarkı ve müziklerdir. Bunu kimse inkar edemez. Reklamlar, diziler, filmler... Videolar, tanıtımlar, programlar...

Anahtar: Bir şey bize zevk dışında bir şey vermiyorsa, o şey zararlıdır.

Bu cümleyi istediğiniz her şeye uyarlayabilirsiniz. Çalışacaktır. İsterseniz deneyin.
 
Katılım
15 Ocak 2022
Mesajlar
60
Tepki puanı
78
Puanları
21
Çok güzel bilgi hocam, teşekkürler. Whiplash in dediğine katılıyorum ve ben de şöyle bir şey düşünmüştüm. Kulaktan alınan tek uyuşturucu müziktir. Yani, düşünsenize. Bir şarkı yapıyorsunuz ve çok beğenilirse on binlerce insanı stadyumda, milyonlarca insanı ise evlerinde SİZİ DİNLEMEYE ZORLUYORSUNUZ. Hem de bundan ÇUVALLA para kazanıyorsunuz. Müzik endüstrisinin dünyadaki değeri 2024 itibarıyla 29,6 MİLYAR DOLAR! (Kaynak: Uluslararası Fonograf Endüstrisi (IFPI))

Maladaptive Daydreaming, FOMO, nostalji gibi günümüzün pek çok zihinsel sıkıntısının arkasında yatan gizli gerçek şarkı ve müziklerdir. Bunu kimse inkar edemez. Reklamlar, diziler, filmler... Videolar, tanıtımlar, programlar...

Anahtar: Bir şey bize zevk dışında bir şey vermiyorsa, o şey zararlıdır.

Bu cümleyi istediğiniz her şeye uyarlayabilirsiniz. Çalışacaktır. İsterseniz deneyin.
Müziğin uyuşturucu olduğu konusunda çekimserim. Evet, aşırı uç örnekler var. Heavy metal, death metal, rap gibi. Fakat müziğin insan beynine zarar vermesi nitelik olarak değil de daha çok niceliksel olabilir gibi düşünüyorum. Yani saatlerce aralıksız müzik dinlemek, vs. Müziğin duyguları doğrudan harekete geçirici, tutku uyandırıcı, en rasyonel insanı bile ajite ettirici bir yönü var buna katılıyorum. Öte yandan iyi duyguları besleyici bir özelliği de var. Coşku, cesaret ve huzur gibi.
 

Stoic Legionnaire

Merkür Yolcusu
Katılım
1 Tem 2022
Mesajlar
122
Tepki puanı
172
Puanları
58
Yaş
22
Konum
İzmir
Müziğin uyuşturucu olduğu konusunda çekimserim. Evet, aşırı uç örnekler var. Heavy metal, death metal, rap gibi. Fakat müziğin insan beynine zarar vermesi nitelik olarak değil de daha çok niceliksel olabilir gibi düşünüyorum. Yani saatlerce aralıksız müzik dinlemek, vs. Müziğin duyguları doğrudan harekete geçirici, tutku uyandırıcı, en rasyonel insanı bile ajite ettirici bir yönü var buna katılıyorum. Öte yandan iyi duyguları besleyici bir özelliği de var. Coşku, cesaret ve huzur gibi.
Hocam ben biraz daha radikal bir bakış açısıyla bakıyorum.

Son cümlede diyorsunuz ya, "iyi duyguları besliyor" diye. İşte, biz o iyi duyguları müzikten aldığımız zaman, beyin onu hemen bir kenara not ediyor. Bunu sürekli yaptıkça da, bağımlılık oluyor. Sürekliden kastım, aralıksız ve çok değil. Her gün 10 dakika dinlesen ama 1 yıl yapsan, yine aynı sonuç.

Bana göre sistem şöyle çalışıyor. Düşününce, 3 dakikalık bir şarkı dinlemek böyle aman aman zevk vermiyor gibi gözüküyor. Hani veriyor tamam ama buna "bağımlılık" ya da "uyuşturucu" diyemeyiz gibi düşünüyoruz, değil mi?

Ama, matematikteki oran-orantı konusu işte tam burada devreye giriyor. Bence beyin şuna bakıyor; yaptığın eylemde aldığın zevk miktarına değil, o zevk miktarı için ne kadar emek harcadığın önemli. Yani, bu ikisi arasındaki oran azsa, o şey faydalıdır. Makas açıldıkça, yani oran arttıkça eylem zararlı hâle geliyor. Umarım anlatabilmişimdir.

Örnek veriyorum, ders yapmak. Uzun uğraşlar sonucunda bir matematik konusunu anlamak ve onunla ilgili soruları çözebilmek zevklidir. Ama aynı zamanda çok emek gerektirir. İşte, verdiğimiz emek ile aldığımız zevk arasında çok az fark var çünkü çok emek verdik. Ama, müzik dinleyince, neredeyse 0 emek veriyoruz hatta neredeyse değil, gerçekten 0 emek veriyoruz ve karşılığında çok fazla haz alıyoruz. Aradaki oran çok büyük. İşte beyin, biz yatağa yattığımızda, o gün başımızdan geçenleri incelerken "Hmm, bu eylemde 0 emek vermişiz ama çok zevk vermişiz, demek ki bu eylem hayatta kalmama çok fayda sağlar, ben bunu yarın tekrar isteyeyim." diyor. Hoş geldin bağımlılık bebek.

Bu arada, matematiğe başlarken, yani o konuyu anlamazken zevk çok düşük ama emek çok yüksek. E yine oran çok fazla, zararlı değil mi? Değil çünkü emek yüksekse hiçbir olasılıkta zararlı olamaz o eylem. Zaten zevki zamanla artıyor matematiğin, o yüzden problem olmuyor.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst