Sınavın ve üniversitelerin amacını öğrendikten sonra hiçbir sorunuz kalmayacak.
Büyük bir fırsatımız var: Ülkemizde üniversite okumak ücretsiz. Dünyada, birkaç istisna bölge dışında, böyle bir imkan bulmak neredeyse imkânsız. Ama burada bir sorun var; bu imkân sana ücretsiz, devlete ücretsiz değil. Devlet bir üniversite açıyorsa, oraya ciddi bir yatırım yapar. Binasını inşa eder, orada çalışacak kalifiye personeli istihdam eder, düzeni oturtur ve sürekli kaynak akıtır.
Şimdi şöyle düşünelim: Sınav diye bir şey yok ve herkes istediği üniversiteye gidebiliyor. Diyelim ki X kişisi tıp fakültesine girdi. Dördüncü sınıfa geldiğinde zor geldi ve bırakmaya karar verdi. E peki ne oldu? Devletin parasını yedi! Devlet, üniversiteyi babasının hayrına açmıyor. Sen okuyup bu ülkeye katma değer sağla diye yapıyor. İşte bu yüzden sınav var. Zor olması da bu yüzden. Sınav, senin bir bölümü gerçekten okuyup bitirebilecek zeka, azim, psikoloji, disiplin gibi birçok niteliğe sahip olup olmadığını ölçen bir eleme sistemi.
Pekala, sınavın amacını anladık: O üniversiteyi hak edip etmediğini, o bölümü okuyabilecek kapasiteye sahip olup olmadığını göstermek. Peki ya üniversitenin amacı?
Üniversitenin birincil amacı seni yetiştirmek değildir. Üniversite, başlı başına bağımsız bir kurumdur ve bu kurumların asıl amacı, araştırmalar yaparak bilim üretmektir. Sen bir üniversiteye ve bir bölüme başvurduğunda aslında “Ben bu alanda profesyonelleşmek ve kendimi geliştirmek istiyorum” demiş oluyorsun. Elbette, ülkemizde üniversiteler bu ana amacından fazlasıyla sapmış durumda ama özünde görevleri bu. Sana iş garantisi sunmak değil.
Bu yüzden "garantili meslek" diye bir şey yok. Ama olay şu ki: Üniversiteye girmekle kendini geliştirmek istediğini beyan ediyorsun. Sınavdan sonra çalışmayı bırakmak yok. Tam tersine, artık hayatın gerçek adımlarını atmaya başlıyoruz. Artık bir birey değilsen olmak zorundasın. Hedeflerin, sorumlulukların, hobilerin, yapmak zorunda olduğun işler olacak. Belki şimdi belli değil ama ileride olacak. Bunu biz bilemeyiz, sen biliyorsun. Bu yüzden, hedefin doğrultusunda çalışmak ve emek vermek zorundasın.
Bir bölüme girdiğinde çalışmaya devam etmek zorunda kalacaksın. Belki bölümün dışındaki işlere yöneleceksin, belki kendine bir hayat kurmaya başlayacaksın. Hayatla çalışma arasında bir denge kurmak zorunda kalacaksın. Ama şunu unutma: Kendini gerçekten geliştirmeye her şekilde devam etmek zorundasın, kendini geliştiren bir insanın işsiz kalması çok zordur.
(Üniversiteler olasılıkların kapısını açar, iyi olmayan üniversiteler çok kısıtlı olasılıklar sunar. İşte onlarda 'okumak boş işe yaramaz' sözü bir raddeye kadar geçerli olabilir)