Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

En Son Okuduğunuz Kitap Ve Yorumlarınız

Whiplash

Uranüs Yolcusu
Katılım
23 May 2021
Mesajlar
186
Tepki puanı
428
Puanları
99
Merhabalar, Neverfap sürecinin verimli olabilmesi için kitap okumanın çok çok önemli olduğunu aşağı yukarı hepimiz biliriz. Türkiye'nin bir zamanlar en aktif forumlarından olan Donanım haber Forum'da da böyle bir konu vardı ve hem başkalarını kitap okumaya teşvik etmek açısından hem de okuduğumuz kitabın biraz daha aklımızda kalabilmesi için çok verimli oluyordu. Kendim evernote uygulaması kullanarak bunu zaten yapıyorum ama paylaşmanın faydalı olabileceğini düşündüm. Başka kimse katılmasa veya çok az katılım olsa bile belki birisi veya birileri görür de içinde okuma arzusu oluşur diye okuduğum kitapları buradan düzenli olarak paylaşacağım.



0001828100001-1.jpg


Yeşilçam'a ve Arzu Film yapıtlarına ilgi duyan herkesin kesinlikle okuması gereken bir kitap. Filmler, kronolojik sıralamaya göre tek tek incelemeye tutulmuş ve içinde çok önemli anekdotlar bulunuyor. Ertem Eğilmez'in sıra dışı kişiliğine tanık olmak için eşsiz bir kaynak.
 
Katılım
31 Ocak 2024
Mesajlar
514
Tepki puanı
1,435
Puanları
160
1738073300264.png
Son okuduğum kitap Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar romanıydı. Kısa bir anlatı. İlk bölümde sanki dalga geçiyormuşçasına anlattığı aslında ilginç saptamalar içeren ve etrafını da iyi okuyabilen bir deneme kısmı var. Burada ilk başta dili anlamakta zorlandım fakat yavaş yavaş çözümlemeleri özellikle kendi yaşadığı olayları ele almasıyla daha iyi kavradım. Aslında Sabahattin Ali'nin de İçimizdeki Şeytan'ındaki eleştirileri anımsadım adeta tabi daha farklı bir bakış açısıyla ele alınan bir kitap çünkü İçimizdeki Şeytan'da daha duygusal bir hava hakimken Yeraltından Notlar'da tam tersine zaman zaman öfkeli ve işin trajikomik yerlerini de gösteren bir yaklaşım vardı. Topluma kızgın ve izole bir hayat yaşayan anlatıcı varoluşuna ve hayatın anlamına fazlasıyla kafa yorar. Anlattığı 3-4 olayın içerisinde yaşadığı sıkışmışlık hissi her ne kadar alaycı gibi gözükse de kendi içinde çektiği sıkıntılar fazlasıyla ön plandadır. Yüksek egosu, takıntıları, zamanında birlikte eğitim gördüğü arkadaşlarına olan öfkesi, onlarla tekrar bir araya geldiğinde yaptığı farklı davranışlar ve sonrasında kötü bir yola düşmüş olan bir kadınla olan münasebeti her birini okurken sanki bir film izliyormuş gibi hissettim. Hayatın tüm süreçlerine dair bir ipucu yakalamak mümkün. Aslında o zamanlarda yeterince ilgi görmese de benim nezdimde anlamlı bir eser oldu.
 

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
976
Tepki puanı
2,437
Puanları
160
Konum
Türkiye
Somon ve Godoro

Cumhuriyet dönemi öncesindeki İstanbul içerisindeki ahlaksızlığa değinen müthiş bir kitap. Yabancılara yakın olmaya çalışan ahlaksızlar, erkek erkeğe kadın kadına ilişkiler, medeti İngilizlerden bekleyenler... Belkide Captain Gerald Jackson son mektubunda her şeyi özetledi:

"Anneciğim sizin istediğiniz Van kedisini almam mümkün değil çünkü değil Van, Ankara'dan öteye geçmemiz mümkün değil."
 
Son düzenleme:
Katılım
14 Eyl 2023
Mesajlar
254
Tepki puanı
553
Puanları
160
Arthur Schopenhauer - Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar

Dili, diğer felsefe kitaplarına göre bana çok ağır gelmedi. Kitabı okurken kalem kağıt elimden düşmedi, kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. İçinden beğendiğim cümleleri not almıştım:

-İnsanın olası mutluluğunun ölçüsü, bireyselliğiyle önceden belirlenmiştir.
-Sağlıklı bir dilenci, hasta bir kraldan daha mutludur.
-Ne olduğun, neye sahip olduğundan çok daha önemlidir.
-İnsanları huzursuz eden olaylar değil olaylar hakkındaki görüşleridir.
-Sağlık, mutluluk için çok önemlidir ama sağlık, mutluluk için başlı başına etken değildir.
-İnsan mutluluğunun iki düşmanı: Acı ve can sıkıntısıdır. Birincisinden uzaklaştıkça diğerine yakınlaşırız.
-Yoksullar çok çalışmaktan acı, zenginler rahatlıktan can sıkıntısı çeker.
-İç dünyası zengin bir insan, her şeyden önce acı çekmemeye, kendini ihmal etmemeye, dinginliğe ve kendi başına kalmaya yönelecektir. Yani sakin, alçakgönüllü ama olabildiğince engellenmemiş bir yaşam arayacaktır ve buna göre sözümona insanlarla kimi tanışıklıklardan sonra, kendi köşesine çekilmişliği ve hatta büyük bir kafaysa eğer, yalnızlığı seçecektir. Çünkü bir kimse kendinde ne çok şeye sahipse, dışarıdan o denli az şeye gereksinir ve ötekiler de o denli az onun olabilirler.
-Zihnin kendinde olağanüstülüğü, toplumdan uzak durmasına yol açar. İnsanın kendine döndüğü yalnızlıkta, kendinde neye sahip olduğu ortaya çıkar.
-Aptal insan, kendi kendisinden bıkmaya mustariptir.
-Boş zaman, cahillerin can sıkıntısıdır.
-Sıradan insanlar, sadece zamanı geçirmeyi düşünür; yetenekli olan ise ondan yararlanmayı düşünür.
-Kendi varlığına sahip olmayı yalnızca boş zaman sağlar.
-Mutluluk, kendi kendine yetenlerindir.
-Aklı olmayana, tüm dünyanın tüm aklının yararı dokunmaz.
-Felsefem, bana asla bir şeyler getirmedi ancak çok şeyi benden uzak tuttu.
-Önemli kişisel üstünlüklere sahip olan kimse, kendi ulusunun hatalarını en açık biçimde görecektir. Kendini, çoğunluğun bulunduğu ulusal gurura sürüklemeyecektir.
-İnsan ancak yalnız olduğundan özgürdür.
-Bir kişinin arkadaş canlılığı, entelektüel değeri ile ters orantılıdır.
-Yeryüzü, kendileriyle konuşmaya değmeyen insanlarla kaynıyor.
 

Onur A.

Monte Kristo Kontu
Katılım
18 Ocak 2025
Mesajlar
77
Tepki puanı
61
Puanları
21
Yaş
28
Konum
Aydın
İnsan mutluluğunun iki düşmanı: Acı ve can sıkıntısıdır. Birincisinden uzaklaştıkça diğerine yakınlaşırız.
Gelişimin sağlandığı yer acının olduğu yerdir. Acı çekmeden herhangi bir alanda gelişim sağlanamaz. Basit bir şekilde anlatacak olursak, ya bir işe girişiriz ya da o şeyle ilgilenmeyiz. O işe giriştiğimiz zaman ya bir yerlerde hata yaparız ya da o şeyi doğru yaparız; ama her iki durumda da bir şeyler öğrenip gelişiriz. Peki ya o şeye girişmesek ne olur? Çok basit: Bir gelişim gösteremez, olduğumuz yerde sayarız ki bu da olgunlaşmanın önündeki en büyük engeldir. Buddha neden saraydan kaçıp sokakta yaşamaya başladı? Çünkü yaşadığı şeyin onu geliştirmediğini ve hayatı sokaklarda öğrenebileceğini biliyordu.
Bir kişinin arkadaş canlılığı, entelektüel değeri ile ters orantılıdır.
Bu konuda daha önceden yazmıştım. Bunun olası 2 nedeni var: (1) Entelektüel değer, insanlardan uzaklaşıp kendinle vakit geçirdikçe gelişen bir şeydir, insanlarla çok fazla vakit geçiren kişiler hayatlarında yerine oturmuş fikirlere sahip olmazlar ve (2) İnsan entelektüel değerini arttırdıkça anlaşabileceği insan sayısı bir o kadar azalır (çan eğrisini düşünün). Dolayısıyla diğer insanları vakit geçirmeye uygun bulmaz.
 

LightElectricWave

Üst Düzey Moderatör
Üst Düzey Moderatör
Katılım
14 Nis 2023
Mesajlar
352
Tepki puanı
671
Puanları
160
Gelişimin sağlandığı yer acının olduğu yerdir. Acı çekmeden herhangi bir alanda gelişim sağlanamaz. Basit bir şekilde anlatacak olursak, ya bir işe girişiriz ya da o şeyle ilgilenmeyiz. O işe giriştiğimiz zaman ya bir yerlerde hata yaparız ya da o şeyi doğru yaparız; ama her iki durumda da bir şeyler öğrenip gelişiriz. Peki ya o şeye girişmesek ne olur? Çok basit: Bir gelişim gösteremez, olduğumuz yerde sayarız ki bu da olgunlaşmanın önündeki en büyük engeldir. Buddha neden saraydan kaçıp sokakta yaşamaya başladı? Çünkü yaşadığı şeyin onu geliştirmediğini ve hayatı sokaklarda öğrenebileceğini biliyordu.
Bu acının sağladığı verimin anahtarı hayatın elinde, düşük verimde verebilir yüksek verimde. İstediğiniz kadar akıl yürütün geleceği tahmin edip plan proje oluşturun, karşınıza çıkan fırsatlar sizi bir üst tabakaya yükseltebilir de bir alt tabakaya düşürebilir de.

Ama çektiğimiz acılar hiçbir zaman boşa gitmez, acı çekmeyenlerin (istisna hariç) neredeyse tamamından daha iyi bir hayat yaşayacağınıza emin olun.
 

Onur A.

Monte Kristo Kontu
Katılım
18 Ocak 2025
Mesajlar
77
Tepki puanı
61
Puanları
21
Yaş
28
Konum
Aydın
Bu acının sağladığı verimin anahtarı hayatın elinde, düşük verimde verebilir yüksek verimde. İstediğiniz kadar akıl yürütün geleceği tahmin edip plan proje oluşturun, karşınıza çıkan fırsatlar sizi bir üst tabakaya yükseltebilir de bir alt tabakaya düşürebilir de.

Ama çektiğimiz acılar hiçbir zaman boşa gitmez, acı çekmeyenlerin (istisna hariç) neredeyse tamamından daha iyi bir hayat yaşayacağınıza emin olun.
Çok basit bir örnek verecek olursam, ben birkaç gündür yazılım öğreniyorum. Adam birkaç konu anlattıktan sonra bir tane challenge veriyor ödev olarak. Ben o challenge'ı iki gündür çözemiyorum ama geliştiğimi hissediyorum onu çözmeye çalışırken. Ben gidip doğrudan çözümüne de bakabilirdim, ya da ChatGPT'ye de sorabilirdim ama kendimi geliştirmemiş ve de bir şey öğrenmemiş olurdum.
 

Whiplash

Uranüs Yolcusu
Katılım
23 May 2021
Mesajlar
186
Tepki puanı
428
Puanları
99


Konusu itibariyle biraz fantastik ve bir nevi çocuk kitabı gibi olsa da, sürükleyici bir eser ve her yaştan insana hitap ediyor. Herkes farklı bir şekilde yorumlayabilir tabi ama benim kitaptan çıkardığım mesaj "hayatın bütün olumsuzluklara rağmen yaşamaya değer olduğu ve yaşadığımız hayatı kabullenmemiz gerektiği " üzerine zaten kitabın ana karakteri Nora Seed'te başına gelen üst üste olumsuz olaylardan sonra intihar etmeye karar veriyor ama kütüphane sayesinde bir anlamda hayatta kalıyor.
 

Whiplash

Uranüs Yolcusu
Katılım
23 May 2021
Mesajlar
186
Tepki puanı
428
Puanları
99
wi:800


Milli mücadele dönemimizde kolunu kaybeden eski bir Türk aydını subay'ın içine düştüğü cendere'yi anlatıyor kitap. Muhteşem diyaloglar ve insana dair harika evrensel analizler barındırıyor içinde. Bugün Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmasa ne zorluklarla karşı karşıya kalacağımızı anlamamız açısından da çok kıymetli bir eser. Kesinlikle tavsiye ederim.
 

Eren11

Ay Yolcusu
Katılım
5 Nis 2025
Mesajlar
66
Tepki puanı
66
Puanları
21
Konum
Ankara
Stefan Zweig - Korku adlı kitabı okudum. İnsanın belirsizlikten ortaya çıkan korkularını, cesaretsizliğini güzel bir olay örgüsüyle işleyen bir kitaptı. Lakin tetikleyici diyebileceğim birkaç an vardı okuyacaksanız bunu bilerek okusanız daha iyi olur. Tavsiye edebileceğim bir kitap. Şu anda Küçük Prens'i okuyorum, hiç okuyamamıştım. Onu da kesinlikle tavsiye ederim.
 

Start

Neptün Yolcusu
Katılım
3 Ağu 2023
Mesajlar
486
Tepki puanı
478
Puanları
120
Suç ve Ceza - Dostoevski

Her kesin bildiği bir felsefeyi düz bir şekilde değil de, yaşayarak anlatmış. Bir çok şey öğrenile bilir kitaptan, felsefesi ilginçtin. Lakin, kitabın bence esas olayı Dostoevskinin anlatımında. İnsan ruhunu bu kadar açık bir şekilde tasvir eden bir eser hiç okumamıştım. Raskolnikovun kendisi oluyorsunuz, onun hissetiği her şeyi hissediyorsunuz. Kendinizi ezilmiş ve baskı altında hissediyor, hayatdakı bazı kararların nasıl kim olduğunuzu gösterdiğini öğreniyorsunuz. Düşününce hala o hissler geliyor, Dostoevski çok büyük bir yazar..
 
Katılım
31 Ocak 2024
Mesajlar
514
Tepki puanı
1,435
Puanları
160
1760775180151.png
Toplum sözleşmesi, Fransız İhtilali'ndeki düşüncelerin temelini oluşturan ayrıca demokrasi, cumhuriyet, kamu hakkı ve vatandaşlık gibi aslında tüm ulusların en iyi şekilde dönüşmesini sağlayan temel kavramları en nitelikli şekilde içeren eserlerden biri. Bir parantez açmak istiyorum yani kendi düşüncelerim bana bunu söyletiyor da diyebilirim. Vatan sevgisi, anne sevgisi gibi kutsallıklar sayesinde ulusların kültürleri ve gelişimleri bu noktaya geldi. Eğer küresel düzeyde yurtta sulh cihanda sulh ilkesine göre hareket edilmiş olsa üretim yapan her ülke kendi kaynaklarıyla gelişebilseydi dünya bugün yaşadığımızdan çok farklı olurdu. Düzeni sağlayan geniş halk kitleleri ve dünyanın ortak aklı olsaydı keşke lakin böyle değil diyalektik esaslarla çağımıza baktığımızda ne yazık ki büyük bir trajedi görüyoruz. Madenler, para, lüks vb. tutkular sebebiyle artık sefalet artmakta en ileri gördüğümüz uluslarda bile görülen büyük kodamanların her yerde düzeni istediği gibi sağlama tutkusu oluyor. Ne yazık :( Bu kitabı okurken aslında bir binanın günümüze kadar nasıl yıkılabileceğini de net bir şekilde gözlemledim.
 
Son düzenleme:

Delifisek

Merkür Yolcusu
Katılım
1 Ocak 2022
Mesajlar
82
Tepki puanı
187
Puanları
54
Tekrardan okuma alışkanlığı oturtmak için kısa klasiklerden okuyordum, yakın zamanda aşağıdaki iki kitabı okudum.

Vahşetin Çağrısı | Jack London

Buck, ansızın sıcak yuvasından koparılıp kendini Kuzey'deki altın yataklarına giden bir posta kızağına koşulmuş bulur. Sert koşullara ve doğa kanunlarına uyum sağlamayı öğrendiği bu yolculukta arkadaşları değişse de değişmeyen tek şey atalarının izinden gitmesini fısıldayan yabanın çağrısı olur.

Bana biraz Beyaz Diş'i anımsattı konusuyla ama biraz daha farklı (birinde evcilleşen kurt, diğerinde vahşileşen köpek anlatılıyor dersem temele indirgemiş olurum sanırım). Kısa olduğu için bir solukta okunabilecek güzel bir kitap, Jack London'ın çoğu kitabı gibi bu da okuyucuyu üzmüyor. Bir keresinde birisi London'ın eserlerinin her birinde kendi hayatından bir şeyler taşıdığını söylemişti, bu göz önünde bulundurularak okunabilir, öncesinde yazarın biyografisini okumak da mantıklı.

Altıncı Koğuş | Anton Çehov

Rusya'da fakir bir kasabaya atanan doktor Andrey Yefimiç, bir gün tımarhanede yatan İvan Dmitriç ile hayat üzerine bir sohbette bulunur. Hayat ve acı çekmek hakkında teoride ve pratikte çatışan fikirlere sahiptirler. 6. koğuşta dönen bu konuşma doktorun hayatını hepten değiştirecektir.

Çehov biraz dönemin Rus aydınlarına giydirmek için yazmış gibi geldi. Kitapta sürekli olarak toplumun kötü halinden yakınıp aydınların bu konuda kayıtsız kalmasına sitem ediyor. Ayrıca birkaç felsefi sohbet içeriyor kitap; karakterler aynı konuya dair zıt fikirleri tartışıyorlar. Benim anlatmamdansa siz okusanız daha iyi, hem tam anlatamam hem de biraz dolu kafayla okuduğumdan bazı yerleri doğru anlamamış olabilirim, siz sakin sakin okuyun. (Benim okuduğum yayın 20 sayfa kadar kısaltmıştı sanırsam, onun da etkisi olmuş olabilir.)​
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst