Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Her Şekilde Öleceksin

SlaveToMaster

Münzevi Adam
Katılım
25 Nis 2025
Mesajlar
363
Tepki puanı
371
Puanları
111
Konum
Aydın
Bu yazıyı bu sabah ölümüyle şok yaşadığım güzel muhabbet kuşumuz, canımızın yarısı Cankuş'a ithaf ediyorum.

Hepimiz bir şekilde bu hayata gözlerimizi açıyoruz. Kimimiz iyi bir çevrede yetişiyor, kimimiz kötü bir çevrede. Kimimiz rezil alışkanlıkların esiri oluyor, kimimiz bu alışkanlıklardan kurtulup güzel bir hayat yaşıyor. Ne yaptığının hiçbir önemi yok, hepimizin sonu o toprak oluyor.

Bazılarımız sonuna kadar bekar/bakir yaşıyor, bazılarımız sağlıklı bir cinsel hayat sahibi oluyor. Bazılarımız köküne kadar nefret dolu biri oluyor, bazılarımız hayata daha olumlu bir pencereden bakıyor. Hiçbir önemi yok, sonumuz kara toprak.

Bazılarımız kendini geliştirme konusunda bitmek bilmeyen bir azme sahip oluyor, bazılarımız câhil cühela yaşayıp gidiyor. Kendini geliştiren de ölüyor, cahil kalan da ölüyor.

Bazılarımız mutluluğu soyut tanımlıyor, bazılarımız da maddiyatçı bir açıdan tanımlıyor. Bazılarımız bu hayatta daha dayanıklı oluyor, bazılarımız da çok çabuk yıkılabilen biri oluyor. Ne önemi var ki? İkisi de ölecek sonuçta.

Sonuçta hepimiz ölüyoruz, değil mi? Peki ya sen nasıl bir şekilde ölmek isterdin? Madem her şekilde öleceğiz, o zaman bu hayatın tadını çıkarmış biri olarak ölelim.

İşte güzel kuşum Cankuş da tam olarak böyle bir hayat yaşadı. Çok şanslı bir kuştu. Bakılmadığı bir gün yoktu. Ölümünden 1 gün önce bile cıvıl cıvıl ötüyordu, dışarıdaki kuşlara cevap veriyordu. Kim bilebilirdi ki öleceğini? Hiçbir şekilde öyle olacağını belli etmedi bile. 10 yıl yaşadı. Daha 3 gün önce doğum günüydü. 10 yaşından 3 gün alabildi sadece. O, bana sorarsanız, görevini eksiksiz bir şekilde yerine getirdi. Çok sağlıklıydı (yani bize öyle gelmişti en azından). Hiç mucizelere inanan biri değilim ama bir mucize olsa da tekrar canlansa istiyorum.

Tamam, başkalarının hayatından da ders çıkarmamız lazım ama hayvanların hayatından daha çok ders çıkarılır bana sorarsanız. Onlar bu işin felsefesini yapıyor yaşadıkları sürece. Bence öğreneceğimiz daha çok şey var...

Yattığın yerde mutlu ol, Cankuş. Sana söz veriyorum ki hayatımı yoluna sokacağım. Bir daha boş bir hayat yaşamayacağım.
 
Son düzenleme:

Sametak256

Jüpiter Yolcusu
Katılım
20 Kas 2020
Mesajlar
153
Tepki puanı
265
Puanları
84
Benim için dünyadaki hayatımı ne kadar bir süre-nasıl yaşayacağım önemli ama bunlardan daha önemli olan şey benim dünyadaki hayatımı niçin yaşadığımdır.
Kendimi adamaya değer iyi bir hayat amacına sahipsem,dünyadaki hayatımda zaten yaptığım-yaşadığım herşey benim için her halükarda anlamlı-değerli bir hal alıcak.
Böyle oluncada ölücek olmak ve öldükten sonra neler olucağı filan umrunda olmuyor,benim için en azından durum bu.
Hayat amacıma gelicek olursak:
İnsan olmak-insanlığıma yakışır bir hayat sürmek.
Uzun zamandır hakikatin ne olduğunun arayışı içinde olan birisiydim,inişli-çıkışlı birçok süreç yaşadım.
Birşeyden artık çok eminim:
Kişi,varlık özüne uygun bir tabiata sahip değilse hangi hakikate sahip olduğunun hiçbir önemi yok.
Ama kişi varlık özüne uygun bir tabiata sahipse o zamanda zaten hakikat ne olursa olsun her halükarda zaten kendisi için en makul-en doğru-en iyi-en hayırlı şeyi yapmış olucak.
Böyle oluncada ölüm-ölüm sonrasına dair birşeyler sizi fazla korkutmayacak,buna emin olun.
Ben hayatımda birşeyleri gereğinden fazla önemsemeyen-ciddiye almayan biriyim.
Böyle değincede gamsız diyorlar,kimsenin ne dediğide umrumda değil.

İnsanların çoğu gerçekten beni anlamıyor.
Ben sadece hayatımdaki öncelikleri belirledim,onların dışında birşeyleri umursamıyorum bu kadar.
Benim hayatımdaki tek ciddi derdim-odak noktam şu:İnsan olmak ve ölene kadar dünyadaki hayatımı insanlığıma uygun birşekilde yaşamak.
Tekrara düşücem ama yine söylüyorum:
Hakikat nedir bilmiyorum,ama hakikat ne olursa olsun;
insan olmak-insanlığına yakışır bir hayat yaşamaya çalışmak
birçok açıdan kendim için en makul-en doğru-en iyi-en hayırlı seçenek gibi duruyor.
Bu kabul ettiğim şey için elbette akla-mantığa uygun gerekçelerim var,
kısa ve özetle belirtecek olursam:
Evrene-dünyaya-doğaya bakın;
Varlık özüne aykırı hareket eden insan dışında bir varlık göremezsiniz.
Bu dünyada neyi yapmak için var olduğumuz gözlerimizin önünde an be an durmakta,lakin bunlardan ibret alan kişi sayısı çok az.
 

SlaveToMaster

Münzevi Adam
Katılım
25 Nis 2025
Mesajlar
363
Tepki puanı
371
Puanları
111
Konum
Aydın
Benim için dünyadaki hayatımı ne kadar bir süre-nasıl yaşayacağım önemli ama bunlardan daha önemli olan şey benim dünyadaki hayatımı niçin yaşadığımdır.
Kendimi adamaya değer iyi bir hayat amacına sahipsem,dünyadaki hayatımda zaten yaptığım-yaşadığım herşey benim için her halükarda anlamlı-değerli bir hal alıcak.
Böyle oluncada ölücek olmak ve öldükten sonra neler olucağı filan umrunda olmuyor,benim için en azından durum bu.
Hayat amacıma gelicek olursak:
İnsan olmak-insanlığıma yakışır bir hayat sürmek.
Uzun zamandır hakikatin ne olduğunun arayışı içinde olan birisiydim,inişli-çıkışlı birçok süreç yaşadım.
Birşeyden artık çok eminim:
Kişi,varlık özüne uygun bir tabiata sahip değilse hangi hakikate sahip olduğunun hiçbir önemi yok.
Ama kişi varlık özüne uygun bir tabiata sahipse o zamanda zaten hakikat ne olursa olsun her halükarda zaten kendisi için en makul-en doğru-en iyi-en hayırlı şeyi yapmış olucak.
Böyle oluncada ölüm-ölüm sonrasına dair birşeyler sizi fazla korkutmayacak,buna emin olun.
Ben hayatımda birşeyleri gereğinden fazla önemsemeyen-ciddiye almayan biriyim.
Böyle değincede gamsız diyorlar,kimsenin ne dediğide umrumda değil.

İnsanların çoğu gerçekten beni anlamıyor.
Ben sadece hayatımdaki öncelikleri belirledim,onların dışında birşeyleri umursamıyorum bu kadar.
Benim hayatımdaki tek ciddi derdim-odak noktam şu:İnsan olmak ve ölene kadar dünyadaki hayatımı insanlığıma uygun birşekilde yaşamak.
Tekrara düşücem ama yine söylüyorum:
Hakikat nedir bilmiyorum,ama hakikat ne olursa olsun;
insan olmak-insanlığına yakışır bir hayat yaşamaya çalışmak
birçok açıdan kendim için en makul-en doğru-en iyi-en hayırlı seçenek gibi duruyor.
Bu kabul ettiğim şey için elbette akla-mantığa uygun gerekçelerim var,
kısa ve özetle belirtecek olursam:
Evrene-dünyaya-doğaya bakın;
Varlık özüne aykırı hareket eden insan dışında bir varlık göremezsiniz.
Bu dünyada neyi yapmak için var olduğumuz gözlerimizin önünde an be an durmakta,lakin bunlardan ibret alan kişi sayısı çok az.

Ünvan kısmında "Münzevi Adam" yazıyor profilimde. Bunu koymamın bir sebebi vardı: Ben ne olursa olsun bu hayatta herkesin kendisiyle baş başa olduğuna inanıyorum. Hayatına insan girip çıkar, bu yaşanan bir şey. Ama hiçbir insan sonsuza kadar kalmaz hayatında. Yani seni çok sevdiğini düşündüğün bir insan bile aslında sandığın kadar sevmiyordur seni.

Nietzsche bu konuda şöyle demiş:

"Genelde birisini ya da bir şeyi sevmekten bahsedilir ama aslında olan kişinin dolaylı olarak kendisini sevmesidir."​


Yani aşk dediğimiz şey aslında oldukça bencil bir duygudur. Bencil olan insanoğlunun icat ettiği şeyin de bencil çıkarlara hizmet etmesi kadar doğal bir şey olamaz.

Eskiden sokakta sevgili çiftlere bakınca içten içe kıskanırdım. Sonradan anladım ki kıskançlık bir tek bana zarar veriyor ve yersiz yere kıskanıyorum. Biraz düşündüm bu konu hakkında: O insanlar da kendi çıkarı için o kişiyle birlikte oluyor ve ben bir insanı hiçbir zaman sırf bana olan faydasından dolayı hayatımda tutsun istemem ve aynı şekilde birisinin beni kendi çıkarı için de hayatında tutmasına müsaade edemem. Geldiğim noktada tek başınalıktan memnunum. Bu düşüncemi değiştirmeye niyetli değilim.
 

oldschool

Hapishaneden Kaçan Savaşçı
Meydan Okuma Rozeti
Katılım
30 Eyl 2022
Mesajlar
295
Tepki puanı
614
Puanları
160
Yakın birini kaybetmek, insan zihninin en büyük "kabul" savaşlarından biridir çünkü sadece bir eksiklik değil, bir sonsuzluk duygusu bırakır ardında.

Diğer birçok acı zamanla onarılır, yerini başka duygular alabilir, ama ölümün getirdiği "bir daha asla" hali çok farklıdır. Çünkü bu tür bir kayıpta kişi, sadece o insanı değil; onunla birlikte yaşanacak potansiyel anıları, belki de hiç kurulamamış cümleleri, yarım kalmış dokunuşları da kaybeder.

Bazen bir ölüm, insanın içinde bir mevsimi sonsuza dek kış yapar.
Ama işte burada bir yaşam becerisi giriyor devreye: yas tutmayı öğrenmek.
Çünkü yas, sadece kaybı değil, aynı zamanda sevginin büyüklüğünü de gösterir. Sevgi ne kadar büyükse, yokluğu o kadar yakıcı olur.

Ben nadir ağlayan biriyim. Ama çok sevdiğim kedim öldüğünde yaklaşım 2-3 gün zaman zaman hatırlayıp ağlamıştım hatta bazen eşimle birlikte. Bu kaybını yaşadığım bir canlıya duyduğum sevginin büyüklüğündendi.

Yas için kendine bir süre belirlemelisin. Bitince de normal hayatına devam edeceğini söylemelisin kendine.
 

SlaveToMaster

Münzevi Adam
Katılım
25 Nis 2025
Mesajlar
363
Tepki puanı
371
Puanları
111
Konum
Aydın
Yakın birini kaybetmek, insan zihninin en büyük "kabul" savaşlarından biridir çünkü sadece bir eksiklik değil, bir sonsuzluk duygusu bırakır ardında.

Diğer birçok acı zamanla onarılır, yerini başka duygular alabilir, ama ölümün getirdiği "bir daha asla" hali çok farklıdır. Çünkü bu tür bir kayıpta kişi, sadece o insanı değil; onunla birlikte yaşanacak potansiyel anıları, belki de hiç kurulamamış cümleleri, yarım kalmış dokunuşları da kaybeder.

Bazen bir ölüm, insanın içinde bir mevsimi sonsuza dek kış yapar.
Ama işte burada bir yaşam becerisi giriyor devreye: yas tutmayı öğrenmek.
Çünkü yas, sadece kaybı değil, aynı zamanda sevginin büyüklüğünü de gösterir. Sevgi ne kadar büyükse, yokluğu o kadar yakıcı olur.

Ben nadir ağlayan biriyim. Ama çok sevdiğim kedim öldüğünde yaklaşım 2-3 gün zaman zaman hatırlayıp ağlamıştım hatta bazen eşimle birlikte. Bu kaybını yaşadığım bir canlıya duyduğum sevginin büyüklüğündendi.

Yas için kendine bir süre belirlemelisin. Bitince de normal hayatına devam edeceğini söylemelisin kendine.

Hayvan sahibi olmak bana bu hayatta insanları sevmekten daha güzel sevgi türleri olduğunu gösterdi. Senin ilginden ve sevginden anlayan, son anına kadar sana eşlik eden bir canlının olması ister istemez onla derin bir bağ kurmanı sağlıyor.

Bundan önce kaybettiğimiz hayvanımız sadece birkaç aylık olan yavru kedi Pamuk idi. 8. kattan, sadece oyun oynarken düşmüştü. Ondan sonra 3 yıl boyunca eve hayvan almadık (o sırada Cankuş da vardı). Sonra, 2019'da şimdi 6 yaşında olan kedimiz Yumoş'u sahiplendik o daha 2 aylıkken.

Her ne kadar insan kendisine "Ben duygusuz biriyim, tüm duygularımı kaybettim" dese de gün geliyor hiç beklemediği bir olay neticesinde öyle biri olmadığını anlıyor.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst