Adam Shelby
Mars Yolcusu
- Katılım
- 21 Tem 2021
- Mesajlar
- 26
- Tepki puanı
- 122
- Puanları
- 38
Size bir dahaki sefere 90. gün mezuniyet yazısı yazacağım demiştim ancak 40. günde yazma kararı verdim. 40'ı çıkan bebek gibi, ölünün 40'ında mevlit okutması gibi ve alışkanlık kazanmada 40 sayısının önemi gibi sebeplerden ötürü bu sayıyı onurlandırmamız gerek. Ha bir de ülkemizde cumhurbaşkanlığı seçilme yaşı 40 olduğu için bu sayıya atıf yaptığımı düşünenler olabilir. Lakin o durum konu dışı.
Peki başlık ile konunun alakası ne kardeşim diyenler olacaktır elbet. Ona da şöyle açıklık getirelim. Sabah yazı tahtama büyük harflerle 40. gün yazıp ' hey yavrum astronot gibisin mübarek, 40 kere maşallah sana' dememden kaynaklanacak ki, bir kriz tuttu akşam üzerinde. Nazara geldik anlaşılan. Günlük rutinimde de yapmam gerekenler bittiğinden bir iş bulamadım. En son bağımlı kardeşlerimizin cuğa**sı bitince dost meclisine gidip ' bir dal var mı be' demesinden mütevellit ben de kendi arkadaş ortamıma gelip biraz kafa dağıtmaya karar verdim. Dinlemek isteyen varsa gelin 40 günde neler değişti size biraz bundan bahsedeyim.
Evvel zaman içinde, kalbur saman üstünde diye başlamak isterdim bu hikayeye ama eni topu 40 gün öncesine dayanıyor neverfap'e başlama sürecim. Aslında Ma*********n bırakma fikri 5 yıldır kafamda hep vardı. ( saymaya kalkmayın lütfen çünkü yıldız sayısı doğru, 10 kere kontrol ettim) Nofap de 3 yıldır beynimin bir köşesinde duruyordu. Ancak babaannemin kavanozları gibi tozlu ve dolapların üst rafındaydı. Daha önceden 2 kez nofap süreci denemiş ancak 13 ve 15. günlerde başarısız olup bırakmıştım. Sizlere neden 2 kez başarısızı olduğumdan bahsedeceğim ancak o başka yazı konusu olsun. Şimdilik ilk 40 günüme kulak verin.
Bazı anlar vardır. Olayların ya da değişimlerin gerçekleştiği anlar. Ancak bu olay gerçekleşmeden evvel, o an öncesinde aslında pek çok olay birikmiştir birikmiştir ve en sonunda bir şey tetikleyici olmuştur. Örneğin Fransızlar ' kanka bu kral çok baydı biraz değiwşim artık' diyerek devrim yapmadılar. Kralın yıllar süren baskısı, artan vergiler, soyluların tüm devlet dairelerini ele geçirmesi ve yıllar süren eşitsizlikler sonucu en son halk dayanamayıp tuza vergi adı altında isyan etmişti. Ben de yıllardır PMO' nun beynimde bıraktığı tahribat ve kuş kadar kalan hafızamdan dolayı sürekli bırakmak istedim ancak yapamıyordum. Bir gece ansızın ( 40 gün oldu) 'eeh yeter be' dedim ve Tony Stark'ın modern yatak odasında uyandığı gibi yataktan kalkıp nofap'e bu sefer kesin dalıyorum aga diyerek daldım. 40 günde hafızam, enerjim, odağım ve hayattan keyif almamın nasıl değiştiğini başlık başlık anlatacağım. Ancak bu süreçte ayakta kalmama ve kişisel rekorumu kırmama yardım eden neverfap akademi ve irade kampları koordinatörlüğüne teşekkür ederim.
HAFIZA
Dostlar ben velet iken dehşet bir hafızaya sahiptim. Bir okuduğumu unutmaz, gördüğümü asla silmezdim. Sonra kesinlikle bu PMO illeti benim REM i 64 GB'dan 10 MB'a düşürdü. Resmen balık hafızalı oldum. Dersten çıkınca aklımda bir şey kalmıyor, AYT edebiyat netlerim gram yükselmiyordu. Sebebini biliyordum ancak kişi celladına aşık olur misali PMO'yu bırakmam mümkün değildi. Hatta youtube'da bir psikologdan aldığım tavsiye ile hafızamı güçlendirmek için egzersizler yapıyordum. Akşam yatağa yatınca o gün yaptığım her şeyi, an be an hatırlamaya çalışıyordum. Ancak acınası bir halde öğlene kadar olan kısmı kafamda toparlamak da o kadar zorlanıyordum ki. Hatta bazen kendime sinirlenip yatıp uyuyordum. Dün aynı egzersizi bir daha yaptım ve değişime inanamadım. Otobüste kart basınca makinada kaç liram kaldı diye bakmıştım. O bile koca günün detayları arasında aklıma geldi. Tüm günü film gibi çıkardım. Bu anlattıklarım bazılarına sıradan ya da abartı gelebilir ancak ben bunun için şükrediyorum. Şimdilerde odaklanıp bir şeyler yaparken beynim karıncalanıyor ve frontal korteks denen ön beynim gıcırdıyor. Sanki 10 yıldır çalışmayan dişli çarka biraz WD40 sıkmışım ve yağlamışım da ağır ağır dönmeye başlamış gibi. ( buradan 'insan beynini tıkır tıkır işleyen bir saate benzetirim diyen Descartes abimize atıf yaptım, ruhu şad olsun)
Enerji
Yok testesteron artıyor, kızların dikkati sizde olacak muhabbetleri vardı. Ben çok takılmıyordum ancak biraz hissediyorum arkadaşlar. 40. gündeyiz ama içimden gidip insanlarla konuşma isteği geliyor. Gidip kantinci kıza nasılsınız filan diyorum. Dolmuşçu abiye ' benzine zam gelmiş be reis' diyorum ve istemeden bir itki ile yapıyorum bunu. Limitless filmindeki gibi hapı yuttum ve enerji geldi değil elbet. Nofap bir hap değil ancak bu süreçte dijital detox, günlükler, kendimle yüzleştiğim sorular ve ufak görevler sayesinde öz saygım arttı ve güvenim yerine geldi. Enerjim de bu şekil yükseliyor.
Odak ve Hayattan Keyif Alma
İlk başlarda o kadar canım sıkılıyordu ki 2. gün can sıkıntısı yüzünden öğle uykusundan uyandım. İnanamazsınız ama gerçekten. İnstagram yok, telefon az kullanım, PMO zaten yok. Öğlen 30 dk kestireyim demiştim. Uyandığımda biri sanki beynimi eline alıp sıkıyor gibiydi. Ancak günler geçtikçe ve ben yapacak başka şeyler buldukça keyiflenmeye başladım. Bir de mindfulness egzersizleri aşırı derecede hayata odaklanmamı sağladı. Dopamin salgılatan şeyleri kısınca hayata olan odağım arttı ve keyif almaya başladım.
Şimdi bir deneyden bahsedeceğim sizlere. Bir grup öğrenciyi müzede gezdiriyorlar. Diyorlar ki; gezerken bol bol fotoğraf çekin. Sonrasında aynı grubu benzer eserlerin olduğu başka bir müzeye götürüp 'hiç fotoğraf çekmeyeceksiniz diyorlar. Sonuç olarak çocukların fotoğraf çektiği müzede çok az eseri hatırladığı, ancak sadece odaklanıp eserleri inceledikleri müzede ise çoğu eseri hatırladıkları ortaya çıkıyor. ( kaynak : Bu Mu Yani podcast) Sadede gelirsek arkadaşlar, size sürekli keyif veren dopamini azaltırsanız günlük hayata daha çok odaklanıp daha fazla verim alırsınız. Her gün yolda müzik dinlemek yerine açın podcast dinleyin. ( tavsiye : fularsız entellik - bu mu yani). Gün içinde sosyal medyada asosyal takılmak yerine yanınızdaki amcaya selam verip sağlığını sıhatini sorun. Parkta banka oturup telefonda adam öldürmek yerine ağaç dallarına konan kuşları seyredin. PMO ya sarılmak yerine kendinize basit uğraşlar bulup onlarla ilgilenin. Ha bir de bana 40 kere maşallah diyin lütfen.
Siz bu yazıyı okurken umarım keyiflenmişsinizdir. Çünkü ben krizi atlattım. Esen kalın..
Peki başlık ile konunun alakası ne kardeşim diyenler olacaktır elbet. Ona da şöyle açıklık getirelim. Sabah yazı tahtama büyük harflerle 40. gün yazıp ' hey yavrum astronot gibisin mübarek, 40 kere maşallah sana' dememden kaynaklanacak ki, bir kriz tuttu akşam üzerinde. Nazara geldik anlaşılan. Günlük rutinimde de yapmam gerekenler bittiğinden bir iş bulamadım. En son bağımlı kardeşlerimizin cuğa**sı bitince dost meclisine gidip ' bir dal var mı be' demesinden mütevellit ben de kendi arkadaş ortamıma gelip biraz kafa dağıtmaya karar verdim. Dinlemek isteyen varsa gelin 40 günde neler değişti size biraz bundan bahsedeyim.
Evvel zaman içinde, kalbur saman üstünde diye başlamak isterdim bu hikayeye ama eni topu 40 gün öncesine dayanıyor neverfap'e başlama sürecim. Aslında Ma*********n bırakma fikri 5 yıldır kafamda hep vardı. ( saymaya kalkmayın lütfen çünkü yıldız sayısı doğru, 10 kere kontrol ettim) Nofap de 3 yıldır beynimin bir köşesinde duruyordu. Ancak babaannemin kavanozları gibi tozlu ve dolapların üst rafındaydı. Daha önceden 2 kez nofap süreci denemiş ancak 13 ve 15. günlerde başarısız olup bırakmıştım. Sizlere neden 2 kez başarısızı olduğumdan bahsedeceğim ancak o başka yazı konusu olsun. Şimdilik ilk 40 günüme kulak verin.
Bazı anlar vardır. Olayların ya da değişimlerin gerçekleştiği anlar. Ancak bu olay gerçekleşmeden evvel, o an öncesinde aslında pek çok olay birikmiştir birikmiştir ve en sonunda bir şey tetikleyici olmuştur. Örneğin Fransızlar ' kanka bu kral çok baydı biraz değiwşim artık' diyerek devrim yapmadılar. Kralın yıllar süren baskısı, artan vergiler, soyluların tüm devlet dairelerini ele geçirmesi ve yıllar süren eşitsizlikler sonucu en son halk dayanamayıp tuza vergi adı altında isyan etmişti. Ben de yıllardır PMO' nun beynimde bıraktığı tahribat ve kuş kadar kalan hafızamdan dolayı sürekli bırakmak istedim ancak yapamıyordum. Bir gece ansızın ( 40 gün oldu) 'eeh yeter be' dedim ve Tony Stark'ın modern yatak odasında uyandığı gibi yataktan kalkıp nofap'e bu sefer kesin dalıyorum aga diyerek daldım. 40 günde hafızam, enerjim, odağım ve hayattan keyif almamın nasıl değiştiğini başlık başlık anlatacağım. Ancak bu süreçte ayakta kalmama ve kişisel rekorumu kırmama yardım eden neverfap akademi ve irade kampları koordinatörlüğüne teşekkür ederim.
HAFIZA
Dostlar ben velet iken dehşet bir hafızaya sahiptim. Bir okuduğumu unutmaz, gördüğümü asla silmezdim. Sonra kesinlikle bu PMO illeti benim REM i 64 GB'dan 10 MB'a düşürdü. Resmen balık hafızalı oldum. Dersten çıkınca aklımda bir şey kalmıyor, AYT edebiyat netlerim gram yükselmiyordu. Sebebini biliyordum ancak kişi celladına aşık olur misali PMO'yu bırakmam mümkün değildi. Hatta youtube'da bir psikologdan aldığım tavsiye ile hafızamı güçlendirmek için egzersizler yapıyordum. Akşam yatağa yatınca o gün yaptığım her şeyi, an be an hatırlamaya çalışıyordum. Ancak acınası bir halde öğlene kadar olan kısmı kafamda toparlamak da o kadar zorlanıyordum ki. Hatta bazen kendime sinirlenip yatıp uyuyordum. Dün aynı egzersizi bir daha yaptım ve değişime inanamadım. Otobüste kart basınca makinada kaç liram kaldı diye bakmıştım. O bile koca günün detayları arasında aklıma geldi. Tüm günü film gibi çıkardım. Bu anlattıklarım bazılarına sıradan ya da abartı gelebilir ancak ben bunun için şükrediyorum. Şimdilerde odaklanıp bir şeyler yaparken beynim karıncalanıyor ve frontal korteks denen ön beynim gıcırdıyor. Sanki 10 yıldır çalışmayan dişli çarka biraz WD40 sıkmışım ve yağlamışım da ağır ağır dönmeye başlamış gibi. ( buradan 'insan beynini tıkır tıkır işleyen bir saate benzetirim diyen Descartes abimize atıf yaptım, ruhu şad olsun)
Enerji
Yok testesteron artıyor, kızların dikkati sizde olacak muhabbetleri vardı. Ben çok takılmıyordum ancak biraz hissediyorum arkadaşlar. 40. gündeyiz ama içimden gidip insanlarla konuşma isteği geliyor. Gidip kantinci kıza nasılsınız filan diyorum. Dolmuşçu abiye ' benzine zam gelmiş be reis' diyorum ve istemeden bir itki ile yapıyorum bunu. Limitless filmindeki gibi hapı yuttum ve enerji geldi değil elbet. Nofap bir hap değil ancak bu süreçte dijital detox, günlükler, kendimle yüzleştiğim sorular ve ufak görevler sayesinde öz saygım arttı ve güvenim yerine geldi. Enerjim de bu şekil yükseliyor.
Odak ve Hayattan Keyif Alma
İlk başlarda o kadar canım sıkılıyordu ki 2. gün can sıkıntısı yüzünden öğle uykusundan uyandım. İnanamazsınız ama gerçekten. İnstagram yok, telefon az kullanım, PMO zaten yok. Öğlen 30 dk kestireyim demiştim. Uyandığımda biri sanki beynimi eline alıp sıkıyor gibiydi. Ancak günler geçtikçe ve ben yapacak başka şeyler buldukça keyiflenmeye başladım. Bir de mindfulness egzersizleri aşırı derecede hayata odaklanmamı sağladı. Dopamin salgılatan şeyleri kısınca hayata olan odağım arttı ve keyif almaya başladım.
Şimdi bir deneyden bahsedeceğim sizlere. Bir grup öğrenciyi müzede gezdiriyorlar. Diyorlar ki; gezerken bol bol fotoğraf çekin. Sonrasında aynı grubu benzer eserlerin olduğu başka bir müzeye götürüp 'hiç fotoğraf çekmeyeceksiniz diyorlar. Sonuç olarak çocukların fotoğraf çektiği müzede çok az eseri hatırladığı, ancak sadece odaklanıp eserleri inceledikleri müzede ise çoğu eseri hatırladıkları ortaya çıkıyor. ( kaynak : Bu Mu Yani podcast) Sadede gelirsek arkadaşlar, size sürekli keyif veren dopamini azaltırsanız günlük hayata daha çok odaklanıp daha fazla verim alırsınız. Her gün yolda müzik dinlemek yerine açın podcast dinleyin. ( tavsiye : fularsız entellik - bu mu yani). Gün içinde sosyal medyada asosyal takılmak yerine yanınızdaki amcaya selam verip sağlığını sıhatini sorun. Parkta banka oturup telefonda adam öldürmek yerine ağaç dallarına konan kuşları seyredin. PMO ya sarılmak yerine kendinize basit uğraşlar bulup onlarla ilgilenin. Ha bir de bana 40 kere maşallah diyin lütfen.
Siz bu yazıyı okurken umarım keyiflenmişsinizdir. Çünkü ben krizi atlattım. Esen kalın..