Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Kendini Kabul Etmek: Bağımlılıktan Gerçek Özgürlüğe Giden Yol

EyesOnTheWord

Merkür Yolcusu
Katılım
26 Kas 2020
Mesajlar
97
Tepki puanı
173
Puanları
48
Herkese merhaba,


Bugün, belki de hayatımda en zor olanı yapıyorum: Kendimle yüzleşiyorum. Bu yazıyı yazarken kendimi açıkça ifşa ettiğimi biliyorum ama biliyorum ki bu yazı sadece bir itiraf değil, bir çağrı. Kendi iç yolculuğumu anlatmak, başkalarına da ışık tutabilir, belki birinin duygusal bir dönüşümüne vesile olabilir. Çünkü fark ettim ki, hepimiz bir şekilde hayatın farklı alanlarında bağımlılıklara yakalanıyoruz ama aslında bu bağımlılıklar, aradığımız derin duygusal ihtiyaçların bir yansıması.


Beni PMO'ya yönelten şeyin sadece fiziksel bir ihtiyaç olmadığını şimdi fark ediyorum. Evet, bu bir tür alışkanlık, belki bir bağımlılık gibi görünüyordu ama temelde duygusal açlığımın ve derin bir boşluğun yansımasıydı. Bağımlılık dediğimiz şey aslında bir şekilde içsel bir boşluk, sevgisizlik, anlaşılmamışlık ve duygusal tatminsizlikle ilişkili. Bu tür bir boşluk, insanın hep bir şey aramasıyla sonuçlanır. Bazen bu arayış, dışarıda, çevremizde, başkalarında, hatta ekranlarda gerçekleşir.


Ama işin asıl gerçeği şu ki, bağımlılıklar, yaralı taraflarımızın dışa vurumudur. Bunu fark etmek, benim için büyük bir aydınlanma oldu. Kendime sorular sordum, ve her birine cevap aradım. “Neden bunu yapıyorum?” diyorum. “Neden tekrar tekrar bu döngüyü yaşıyorum?” Her seferinde aynı duyguları, aynı boşlukları hissediyorum, ama hiçbir zaman gerçek bir tatmin bulamıyorum. Çünkü ben sadece fiziksel değil, duygusal bir tatmin arıyorum.


İçsel dünyamda yıllarca eksiklik duygusu taşıdım. Küçükken belki de annemden ya da babamdan aldığım sevgiyi, ilgi ve şefkati tam anlamıyla hissedemedim. Bunun etkisiyle büyüdüm ve her fırsatta bu duygusal eksiklikleri dış dünyada, insanlarda ve özellikle de dijital dünyada aradım. Evet, ekranlar, ilişkiler, sosyal medya, hepsi kısa süreli bir tatmin sağlıyordu ama içimdeki boşluk bir türlü dolmadı.


Şimdi bir farkındalıkla diyebilirim ki; benim bağımlılığım bir arayıştı. Duygusal bir boşluğun, eksikliğin, sevgiye olan açlığımın sonucu olarak bu davranışları tekrarladım. Ve bu farkındalığı kazanmak, beni daha güçlü biri haline getirdi. Çünkü artık anlamaya başladım: Bağımlılık değil, duygusal tatminsizlikle savaşmam gerekiyor.


Duygusal dünyamızda bu kadar yoğun bir boşluk hissiyle yaşarken, doğal olarak dışarıdan bir şeyler arıyoruz. Ama dışarıda bulduğumuz her şey geçici ve yüzeysel. Gerçek tatmini içsel dünyamızda bulmalıyız. Bunu fark ettiğimde, gerçekten kendime dönmeye başladım. Kendimi onaylamayı, sevmenin, değerli hissetmenin ve hayatımda sağlıklı ilişkiler kurmanın zamanının geldiğini düşündüm.


PMO gibi alışkanlıklar, sadece zevk arayışımızın bir yansımasıdır. Bu alışkanlıkları terk etmek, sadece fiziksel bir eylemi bırakmak değil, kendimize olan derin sevgi ve şefkatimizi de yeniden keşfetmek demek. Kendi duygusal ihtiyaçlarımızı dışarıda bir şeyle değil, içimizde bulmalıyız.


Bunu yapabilmek için, kendimizi tam anlamıyla kabul etmemiz ve sevmemiz gerekiyor. İçsel güç ve gerçek özgürlük, kendimizi kabul etmekle başlar. Bunu yaparken, duygusal dünyamızı inşa etmek, sevinç ve tatmin için dışarıya değil, kendi içimize yönelmek şarttır.


Şimdi burada durup şunu soruyorum kendime: “Bütün bu yıllar boyunca neden hep dışarıda aradım? Neden içsel dünyama yeterince saygı gösteremedim?” Ama öğrendim ki, hayat bize her zaman yeni fırsatlar sunuyor. İçsel bir dönüşüm geçirebiliriz, yeter ki kendimizi sevmeye ve onaylamaya başlarsak.


Ve burada size bir şey söylemek istiyorum: Evet, duygusal olarak yaralı olabiliriz. Hepimizin geçmişinde travmalar ve eksiklikler olabilir. Ama bu yaralar bizi tanımlamaz. Onlar sadece geçmişin izleridir, biz onları dönüştürebiliriz. Ben bunu yapmaya kararlıyım ve sizleri de aynı şekilde yapmaya çağırıyorum. Çünkü sizler değerli, güçlü ve özgürsünüz. Bağımlılıklar sadece bir alışkanlık değil, bir arayışın sonucu. O yüzden gerçek özgürlüğü, gerçek huzuru ve tatmini içsel dünyamızda bulmak zorundayız.


Özetle, şunları unutmamalıyız:


  1. Kendinizi onaylayın ve sevin. Başkalarından onay almadan, önce kendinizi değerli hissedin.
  2. Duygusal ihtiyaçlarınızı dışarıda aramayın. İçsel gücünüz ve tatmininiz her zaman iç dünyanızda var.
  3. Gerçek dönüşüm, kendinizi tanımaktan ve kabul etmekten gelir. Bu yolculuk kolay olmayacak ama her adım sizi daha güçlü yapacak.
  4. Bağımlılıklar sadece bir kaçış yoludur. Onları terk ettiğinizde, gerçek özgürlüğe ulaşacaksınız.

Hepimiz farklıyız, farklı yaralarımız var, ama hepimizin içinde bir güç var. Kendinizi sevin, kabul edin ve kendi hikâyenizin kahramanı olun.


Başarılar, yolculuğunuzda size güç ve sabır dilerim.
 

oldschool

Jüpiter Yolcusu
Meydan Okuma Rozeti
Katılım
30 Eyl 2022
Mesajlar
143
Tepki puanı
276
Puanları
84
Müthiş bir yazı ve bende çok derinlerde bir yere dokundu ve 'evet ya harbiden bu' dediğim yerler var özellikle benim bağımlılığım bir arayıştı mevzusu.

Bir anımı anlatmak isterim ergenliğimde PMO nun dibinde vurulan yıllardır genelde. Bir kıza aşık olmuştum ve ilk defa karşılıklı bir aşk yaşıyordum. nerdeyse 30-40 gün pmo aklımın ucundan bile geçmemişti. Sabahlara kadar mesajlaşıyorduk, konuşuyorduk ve PMO gerçekten aklımın ucuna gelmiyordu. O zamanlar bile dedim ki abi bunu niye yapıyorum felan madem ihtiyaç yok, ta ki her şey ilk tartışmalarımıza kadarmış, duruma alışınca veya tartışma vesaire yaşayınca tekrar yalnızlığımla baş başa kalıp PMO döngüsüne girmiştim.

Bu anlattığın duygusal tatmin veya duygusal tatminsizliğin PMO döngüsü üzerindeki etkisini ilk burada fark etmiştim. Çok doğru bir tespit.
 

EyesOnTheWord

Merkür Yolcusu
Katılım
26 Kas 2020
Mesajlar
97
Tepki puanı
173
Puanları
48
Müthiş bir yazı ve bende çok derinlerde bir yere dokundu ve 'evet ya harbiden bu' dediğim yerler var özellikle benim bağımlılığım bir arayıştı mevzusu.

Bir anımı anlatmak isterim ergenliğimde PMO nun dibinde vurulan yıllardır genelde. Bir kıza aşık olmuştum ve ilk defa karşılıklı bir aşk yaşıyordum. nerdeyse 30-40 gün pmo aklımın ucundan bile geçmemişti. Sabahlara kadar mesajlaşıyorduk, konuşuyorduk ve PMO gerçekten aklımın ucuna gelmiyordu. O zamanlar bile dedim ki abi bunu niye yapıyorum felan madem ihtiyaç yok, ta ki her şey ilk tartışmalarımıza kadarmış, duruma alışınca veya tartışma vesaire yaşayınca tekrar yalnızlığımla baş başa kalıp PMO döngüsüne girmiştim.

Bu anlattığın duygusal tatmin veya duygusal tatminsizliğin PMO döngüsü üzerindeki etkisini ilk burada fark etmiştim. Çok doğru bir tespit.
Ben cezaevinden çıkmış adamlada muhabbet ettim adam beni aşırı sevdi.
Neden sevdi çünkü onu anlamaya çalışıyordum yargılamıyordum empati kuruyordum adam beni kardeşi gibi sevdi.
Oradan şunu çıkardım işte o da aslında aradığı şey bende olanlardı.
Ancak kendisinde yoktu bu yüzden uyuşturuculara sarmıştı hayatı kaymıştı muhtemelen ki tanıdıklarımda var böyle
Hayat devam ediyor bağımlılık değil bu kaçış aslında hiçbirimizin ne boşalmaya nede kadına ihtiyacı yok bu enerji yönlendirilebiliyor tabi kişi kendinin farkına varırsa
Mesela bir olaya aşırı öfkeleneyim akşamı kesin daha cinsel arzulu oluyorum neden? Çünkü öfkelenmek erkekte kısa süreli testosteron salınımını arttırıyormuş mesela bu farkındalık ben bunu bilmiyordum gözlemimle çıkarım yapmıştım sonra bir yerden dinledim.

Bizim iç dünyamızda negatif duyguları tetikleyen olayları farketmeli ve yönlendirmeliyiz.
O olumsuz duyguları kısa yoldan pmo ile uyuşturur rahatlayadabilirsin yazıp da rahatlayabilirsin çıkarsın dışarıya tek başına yürürsün veya koşu yaparsın.
Alternatif yolları var bir sürü
Ama mesele şu işte

Gün içerisinde yaşanan bir olayın bizlerde negatif bir duyguyu tetiklemesi > Negatif duygu > O duyguyu yatıştırmak için kısa yoldan beyin en güçlü yatıştırıcıları hatırlatır > Uygula

Birde şöyle bir durum var senin kardeşin var diyelim aynı olayı yaşadığınızda o öfkelenmez sen çılgına dönersin çünkü yaratışınız farklı
Benim ikizim var erkek o asla benim kadar duygusal değil ben 10 duygusalsam 2 falandır

Aynı olayı o yaşadığında o zorlu hissi çok rahat yönetebilirken ben çok yoğun hissettiğim için bir şeylere kaçıyormuşum onu farkettim.
Anlık kaçılan şeyler rahatlatır ama uzun vadede güçsüz bir benlik sahibi oluruz.
Ancak sağlıklı şeylerle o olumsuz duyguları yönetirsek örneğin olay > Duygu tetiklenmesi bağlantısını yazmak ve sonrasında şuan ne yapsam beni rahatlatır alternatif yolu bulsak
Uzun vade de çok ama çok güçlü benlikler inşa ederiz.
Örneğin ben bana ne iyi geldiğini biliyorum koşu yapmak veya boksa gitmek neden? Dayanıklılık sporları insanın iç dünyasını güçlendirir.
O kadar çok endorfin hormonu salgılarsınki kuş gibi hafiflersin.
Bodyciler asıl daha asi emin olabilirsin bro çünkü aksine o spor insanın hormon düzeyini daha arttırır ama o hormon düzeyini kaldıracak alt yapın yani iraden yoksa ve duygusal dayanıklılık ve özellikle farkındalık hep şehvetle ilgili şeylere gidersin.

Eğer hiç hayatında yapmadıysan mutlaka dövüş ama imkanın yoksa koşuya başla.
İç dünyanın uzun vadede ne kadar farklı bir hale geldiğini göreceksin ve üzerine farkındalık günlüğünü ekledik mi tamamdır.
 

Alevlimeteor

Uranüs Yolcusu
Katılım
25 Eki 2022
Mesajlar
239
Tepki puanı
374
Puanları
111
Ben cezaevinden çıkmış adamlada muhabbet ettim adam beni aşırı sevdi.
Neden sevdi çünkü onu anlamaya çalışıyordum yargılamıyordum empati kuruyordum adam beni kardeşi gibi sevdi.
Oradan şunu çıkardım işte o da aslında aradığı şey bende olanlardı.
Ancak kendisinde yoktu bu yüzden uyuşturuculara sarmıştı hayatı kaymıştı muhtemelen ki tanıdıklarımda var böyle
Hayat devam ediyor bağımlılık değil bu kaçış aslında hiçbirimizin ne boşalmaya nede kadına ihtiyacı yok bu enerji yönlendirilebiliyor tabi kişi kendinin farkına varırsa
Mesela bir olaya aşırı öfkeleneyim akşamı kesin daha cinsel arzulu oluyorum neden? Çünkü öfkelenmek erkekte kısa süreli testosteron salınımını arttırıyormuş mesela bu farkındalık ben bunu bilmiyordum gözlemimle çıkarım yapmıştım sonra bir yerden dinledim.

Bizim iç dünyamızda negatif duyguları tetikleyen olayları farketmeli ve yönlendirmeliyiz.
O olumsuz duyguları kısa yoldan pmo ile uyuşturur rahatlayadabilirsin yazıp da rahatlayabilirsin çıkarsın dışarıya tek başına yürürsün veya koşu yaparsın.
Alternatif yolları var bir sürü
Ama mesele şu işte

Gün içerisinde yaşanan bir olayın bizlerde negatif bir duyguyu tetiklemesi > Negatif duygu > O duyguyu yatıştırmak için kısa yoldan beyin en güçlü yatıştırıcıları hatırlatır > Uygula

Birde şöyle bir durum var senin kardeşin var diyelim aynı olayı yaşadığınızda o öfkelenmez sen çılgına dönersin çünkü yaratışınız farklı
Benim ikizim var erkek o asla benim kadar duygusal değil ben 10 duygusalsam 2 falandır

Aynı olayı o yaşadığında o zorlu hissi çok rahat yönetebilirken ben çok yoğun hissettiğim için bir şeylere kaçıyormuşum onu farkettim.
Anlık kaçılan şeyler rahatlatır ama uzun vadede güçsüz bir benlik sahibi oluruz.
Ancak sağlıklı şeylerle o olumsuz duyguları yönetirsek örneğin olay > Duygu tetiklenmesi bağlantısını yazmak ve sonrasında şuan ne yapsam beni rahatlatır alternatif yolu bulsak
Uzun vade de çok ama çok güçlü benlikler inşa ederiz.
Örneğin ben bana ne iyi geldiğini biliyorum koşu yapmak veya boksa gitmek neden? Dayanıklılık sporları insanın iç dünyasını güçlendirir.
O kadar çok endorfin hormonu salgılarsınki kuş gibi hafiflersin.
Bodyciler asıl daha asi emin olabilirsin bro çünkü aksine o spor insanın hormon düzeyini daha arttırır ama o hormon düzeyini kaldıracak alt yapın yani iraden yoksa ve duygusal dayanıklılık ve özellikle farkındalık hep şehvetle ilgili şeylere gidersin.

Eğer hiç hayatında yapmadıysan mutlaka dövüş ama imkanın yoksa koşuya başla.
İç dünyanın uzun vadede ne kadar farklı bir hale geldiğini göreceksin ve üzerine farkındalık günlüğünü ekledik mi tamamdır.
Hocam çok yüksek farkındalık seviyeniz var.
 

oldschool

Jüpiter Yolcusu
Meydan Okuma Rozeti
Katılım
30 Eyl 2022
Mesajlar
143
Tepki puanı
276
Puanları
84
Ben cezaevinden çıkmış adamlada muhabbet ettim adam beni aşırı sevdi.
Neden sevdi çünkü onu anlamaya çalışıyordum yargılamıyordum empati kuruyordum adam beni kardeşi gibi sevdi.
Oradan şunu çıkardım işte o da aslında aradığı şey bende olanlardı.
Ancak kendisinde yoktu bu yüzden uyuşturuculara sarmıştı hayatı kaymıştı muhtemelen ki tanıdıklarımda var böyle
Hayat devam ediyor bağımlılık değil bu kaçış aslında hiçbirimizin ne boşalmaya nede kadına ihtiyacı yok bu enerji yönlendirilebiliyor tabi kişi kendinin farkına varırsa
Mesela bir olaya aşırı öfkeleneyim akşamı kesin daha cinsel arzulu oluyorum neden? Çünkü öfkelenmek erkekte kısa süreli testosteron salınımını arttırıyormuş mesela bu farkındalık ben bunu bilmiyordum gözlemimle çıkarım yapmıştım sonra bir yerden dinledim.

Bizim iç dünyamızda negatif duyguları tetikleyen olayları farketmeli ve yönlendirmeliyiz.
O olumsuz duyguları kısa yoldan pmo ile uyuşturur rahatlayadabilirsin yazıp da rahatlayabilirsin çıkarsın dışarıya tek başına yürürsün veya koşu yaparsın.
Alternatif yolları var bir sürü
Ama mesele şu işte

Gün içerisinde yaşanan bir olayın bizlerde negatif bir duyguyu tetiklemesi > Negatif duygu > O duyguyu yatıştırmak için kısa yoldan beyin en güçlü yatıştırıcıları hatırlatır > Uygula

Birde şöyle bir durum var senin kardeşin var diyelim aynı olayı yaşadığınızda o öfkelenmez sen çılgına dönersin çünkü yaratışınız farklı
Benim ikizim var erkek o asla benim kadar duygusal değil ben 10 duygusalsam 2 falandır

Aynı olayı o yaşadığında o zorlu hissi çok rahat yönetebilirken ben çok yoğun hissettiğim için bir şeylere kaçıyormuşum onu farkettim.
Anlık kaçılan şeyler rahatlatır ama uzun vadede güçsüz bir benlik sahibi oluruz.
Ancak sağlıklı şeylerle o olumsuz duyguları yönetirsek örneğin olay > Duygu tetiklenmesi bağlantısını yazmak ve sonrasında şuan ne yapsam beni rahatlatır alternatif yolu bulsak
Uzun vade de çok ama çok güçlü benlikler inşa ederiz.
Örneğin ben bana ne iyi geldiğini biliyorum koşu yapmak veya boksa gitmek neden? Dayanıklılık sporları insanın iç dünyasını güçlendirir.
O kadar çok endorfin hormonu salgılarsınki kuş gibi hafiflersin.
Bodyciler asıl daha asi emin olabilirsin bro çünkü aksine o spor insanın hormon düzeyini daha arttırır ama o hormon düzeyini kaldıracak alt yapın yani iraden yoksa ve duygusal dayanıklılık ve özellikle farkındalık hep şehvetle ilgili şeylere gidersin.

Eğer hiç hayatında yapmadıysan mutlaka dövüş ama imkanın yoksa koşuya başla.
İç dünyanın uzun vadede ne kadar farklı bir hale geldiğini göreceksin ve üzerine farkındalık günlüğünü ekledik mi tamamdır.
Dövüş sporu da yaptım, koşu da yaptım, maratonlara katılıyorum hatta bugün yarı maratona katıldım ama bitirince şöyle diyorum 'ee bitte işte zaten yapabileceğini biliyordun'. Tüm başardığım şeyler için insanlar oha ya felan nasıl yaptın vesaire diyorlar ben sıfır duyguyla cevap veriyorum. Çünkü gerçekten de kolay bence çalışınca yapılıyor ki. Onla benim aramdaki tek fark o buna vakit ayırmamış hepsi bu. Neyimle övüneyim ki?

Ama başka insanlar böyle yapmıyor, o narsist kişilikler bu mevzuları öyle allandıra ballandıra anlatıyorlar ki hem etraflarında çok daha fazla insan oluyor, kralın şakşakçısı misali, hem bu ona gerek maddi gerek manevi anlamda kar olarak geri dönüyor.

Ama benim gibi kimseye bir şey anlatmayan, yaptıklarını bile basit görenler anlatmıyorlar, bilinmiyorlar, umursanmıyorlar, duygusal anlamda da doygunluk olmuyor. Beki onlar bunu uygulasa bile bu sefer ben rahatsız olacağım çünkü olay aynı yere geliyor.

Kendimiz onaylayamamak. Bu yazıları yazıyorum konusu açılmışken konuşalım diye, yazılarım genelinde depresif bir hava esiyormuş gibi durabilir ama hiç alakası yok bazen gerçekleri konuşurken direk anlatıyorum. Belki ondan öyle geliyor olabilir.
 

EyesOnTheWord

Merkür Yolcusu
Katılım
26 Kas 2020
Mesajlar
97
Tepki puanı
173
Puanları
48
Dövüş sporu da yaptım, koşu da yaptım, maratonlara katılıyorum hatta bugün yarı maratona katıldım ama bitirince şöyle diyorum 'ee bitte işte zaten yapabileceğini biliyordun'. Tüm başardığım şeyler için insanlar oha ya felan nasıl yaptın vesaire diyorlar ben sıfır duyguyla cevap veriyorum. Çünkü gerçekten de kolay bence çalışınca yapılıyor ki. Onla benim aramdaki tek fark o buna vakit ayırmamış hepsi bu. Neyimle övüneyim ki?

Ama başka insanlar böyle yapmıyor, o narsist kişilikler bu mevzuları öyle allandıra ballandıra anlatıyorlar ki hem etraflarında çok daha fazla insan oluyor, kralın şakşakçısı misali, hem bu ona gerek maddi gerek manevi anlamda kar olarak geri dönüyor.

Ama benim gibi kimseye bir şey anlatmayan, yaptıklarını bile basit görenler anlatmıyorlar, bilinmiyorlar, umursanmıyorlar, duygusal anlamda da doygunluk olmuyor. Beki onlar bunu uygulasa bile bu sefer ben rahatsız olacağım çünkü olay aynı yere geliyor.

Kendimiz onaylayamamak. Bu yazıları yazıyorum konusu açılmışken konuşalım diye, yazılarım genelinde depresif bir hava esiyormuş gibi durabilir ama hiç alakası yok bazen gerçekleri konuşurken direk anlatıyorum. Belki ondan öyle geliyor olabilir.
Ben bu mevzuyu farkettikten sonra hayatımda büyük oranda her şey değişti kötü bir olay yaşadığımda duygusal olarak negatif etkilendiğimde ben kendimi yeryüzünde kimse sevmese bile her şeyimle kendimi çok seviyorum diyorum.
Aynısı bende var dostum ben yapıyorsam herkes yapar doğru neye vaktini ayırırsan o olursun bunu biliyorum
Ama şunu unutma o maraton çizgisini geçince bir kere daha kendime meydan okudum bir kere daha kendimi aştım de takdir et birilerine göstermene gerek yok ama çevrendekiler takdir ettiğinde hoşuna gitsin bu kötü bir şey değil
Ancak böyle başarıları paylaşmak ilgi açlığı oluyor senin durum öyle değil en küçük yaptığın ilerlemelerin için gurur duy dostum emin ol bizim bu durumumuzda olmayan insanlar hayatını dönüştürmek için hiçbir şey yapmıyor.
Yatağını toplamak,diş fırçalamak bu küçük disiplinlerinle bile gurur duy.
İleride bir baba olacağın zaman Allah izin verirse evlatlarında babasıyla çok gurur duyacak bunu unutma
İlk kendini sev aynaya bak güzel yüzüne fiziğine bak karakterine bak kendin için yaptıklarını düşün
Ben kendimi zaten sevmesem bunları yapmazdımki ben kendimi çok seviyorum de kötü hissettiğinde kendini sevgini hatırlatacak motive edici iç ses yarat
Maraton bitmiyor " Başarabilirim ben asla pes etmem çok azimli biriyim "
Kız arkadaşınla ayrıldın sen suçlusun veya değil o suçlu " Ben kendimi çok seviyorum ne olursa olsun hatalarım olmuş olabilir ama bu değersiz olduğum anlamına gelmez tecrübeleniyorum ve daha göz alıcı olmaya doğru evriliyorum zaten ben değerli bir cevherim isterse ışıldamayayım her zaman güzel ve göz alıcıyım ben sadece onun üzerindeki tozları titizlikle siliyorum ilgileniyorum çünkü kendimi çok seviyorum.
Annen senin karakterin hiç hoş değil mi dedi umrunda olmasın ben kendimi seviyorum de iç dünyanda zamanla birden değiştiğini göreceksin
 

kartel

Yeni Fapstronot
Katılım
15 Kas 2020
Mesajlar
34
Tepki puanı
37
Puanları
19
Dövüş sporu da yaptım, koşu da yaptım, maratonlara katılıyorum hatta bugün yarı maratona katıldım ama bitirince şöyle diyorum 'ee bitte işte zaten yapabileceğini biliyordun'. Tüm başardığım şeyler için insanlar oha ya felan nasıl yaptın vesaire diyorlar ben sıfır duyguyla cevap veriyorum. Çünkü gerçekten de kolay bence çalışınca yapılıyor ki. Onla benim aramdaki tek fark o buna vakit ayırmamış hepsi bu. Neyimle övüneyim ki?

Ama başka insanlar böyle yapmıyor, o narsist kişilikler bu mevzuları öyle allandıra ballandıra anlatıyorlar ki hem etraflarında çok daha fazla insan oluyor, kralın şakşakçısı misali, hem bu ona gerek maddi gerek manevi anlamda kar olarak geri dönüyor.

Ama benim gibi kimseye bir şey anlatmayan, yaptıklarını bile basit görer anlatmıyorlar, bilinmiyorlar, umursanmıyorlar, duygusal anlamda da doygunluk olmuyor. Beki onlar bunu uygulasa bile bu sefer ben rahatsız olacağım çünkü olay aynı yere geliyor.

Kendimiz onaylayamamak. Bu yazıları yazıyorum konusu açılmışken konuşalım diye, yazılarım genelinde depresif bir hava esiyormuş gibi durabilir ama hiç alakası yok bazen gerçekleri konuşurken direk anlatıyorum. Belki ondan öyle geliyor olabilir.
Dostum öyle güzel yazmışsın ki aynı hisleri bende yaşıyorum, küçüklüğümden beri extreme sporlar yapmayı deneyimlemek istiyordum şu an bir çok extreme sporu deneyimlemiş haldeyim ve bunu herkesin yapabileceğini düşünüyorum ve bununla övünmenin yanlış olduğunu düşünüyorum oysa insanlar doğaya çıkıp yürüyüş yaptığında bile dünyanın en zor işini başarmış gibi övünebiliyorlar ve daha absürt olan şeyse böyle olan insanlar daha fazla saygı görüyor ve yüceltiliyorlar.
Çünkü biz yapabildiğimiz şeyleri herkesin yapabileceğini düşünüyoruz ve kendimizi övmüyoruz.
Maraton koşmakta zor ve takdir edilesi bir iş. Evet çalışsa herkes yapabilir mi yapabilirde zor olan zaten bu süreci ve istikrarı çoğu insanın yapamaması, psikolojisini yönetememesi sen bunu başarabiliyorsun.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst