Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Kendinizi Gerçekten Olduğu Gibi Kabul Ediyor Ve Seviyor Musunuz?

EyesOnTheWord

Mars Yolcusu
Katılım
26 Kas 2020
Mesajlar
94
Tepki puanı
164
Puanları
43
Sözde kendimi seviyorum değil davranışlarınızla kendinizi seviyor musunuz?

Kendinizi şuandaki halinizi kabulleniyor ve seviyor musunuz? Yoksa değiştiğimde daha kendimi seveceğim umuduyla çabalayanlardan mısınız?
Öncelikle kendimizi mevcut halimizi tam anlamıyla kabul etmeli ve sevmeliyiz.
Sonrasında üzerinde eklemeler yapmalıyız aksi takdirde psikolojik problemler çözülecek gibi görünmüyor.
Bugün farkına vardım benim kurtulmaya çalıştığım bağımlılıktan muzdarip olmayan insanların karakterini analiz ettiğimde şunu fark ediyorum.
Kendilerini gerçekten ilk başta seviyorlar kendilerini kabul etmişler.
Peki ben neden kendimi kabul edemedim sürekli kendimi değiştirme daha iyi hale getirme mentalitesine büründüm ve bu bağımlılığa saplanıp kaldım diye sorgulamaya başladım ve cevabı çocukluk dönemimde buldum.

Ama şuan kendimi gerçek anlamda seviyorum ve kabulleniyorum dışarıda ilgi,sevgi içten içe onay görme arayışımın hep dış çevreden etkilenmem sonucu oluştuğunun farkına vardım.
Lisede erkeklerin kız arkadaşı var öpüşüyorlar geziyorlar sokağa çıkıp yürüyorum el ele çiftler bunlar ben farkında olmadan beni etkilemiş ve özdeğerime karşı bir sarsıntı yaratmış kendimi eksik yetersiz görmeye başlamışım.
Neden beni kimse istemiyor.
İlk ebeveynimin beni kabullenmeyişi ikinci dış çevrede karşı cinsinde beni kabul etmemesi bende büyük bir yankı yapmış olacak ki şefkati,ilgiyi ve birçok duyguyu orgazm duygusundan karşılamışım tabi bunu bilinçsizce yapmışım bunca seneye kadar
Bugün sanki üçüncü gözüm açılmış gibi hissettim sizede bu farkındalığı paylaşmak istedim.
Hepimiz yalnızca hayatımızı doldurmaya kendimizi geliştirmekle bu bağımlılığı yenebileceğimizi zannediyoruz ama durum öyle değil.
Mesele aslında duygusal ihtiyaçlarımızı duygularımızın üzerinde farkındalığımızın son derece az olmasından kaynaklanıyor diye düşünüyorum.
Arkadaşlar emin olabilirsiniz bu topluluktaki bizler gibi dolu hayat yaşamaya çalışmayan ama gerçekten bizim bulunduğumuz durumda olmayan çok ama çok insan var.
Birçoğunda kendini tam anlamıyla kabul etmiş bir yapı görmeniz çok ama çok olası
Genelde bu insanlar yaratılış olarak duygusal olmuyorlar ve bu yüzden ebeveynlerinin tavrından daha az negatif etkileniyor.
Ancak çok duygusal bir yaratılışa sahipseniz özellikle erkekseniz anneniz kızsanız babanız size onay göstermeyince koşulsuz sevgi ve ilgi vermeyince işte orada psikolojik sorunlar oluşmaya başlıyor.
Birde yaratılış itibariyle libidonuz yüksekse davranışsal bağımlılık geliştirmeniz çok normal
Duygusal insanların cinsel iştahının yüksek ve gerçeklik algısının zayıf olduğunu
Duygusal olmayan yaratılışta insanların ise cinsel iştahının orta veya düşük ama gerçeklik algısının yüksek olduğunu farkettim.
Bazı insanlar vardır hiç ama hiç +18 içerik izlemezler ancak çok nadir mastürbasyon yaparlar.
Bazı insanlar vardır hiç ama hiç mastürbasyon yapmazlar.
Aklınızda bir şeyi hayal ettiğinizde hemen tahrik olup tetikleniyorsanız şunu anlayın daha duygusal bir yapıya sahipsiniz yüksek ihtimal
İlginçtir hayal gücü çok yüksek olanlar genelde çok duygusal insanlar oluyor.
Hayal gücü az olan insanlar ise daha realist kişiler oluyor ve hayatta daha başarılı yerlere gelebiliyor.
Ancak hayal gücü yüksek insanlar kendi üzerinde yüksek bir farkındalık geliştirirse ve bu yaratıcı gücü kendi lehine kullanırsa çok ama çok iyi yerlere gelebileceği kanaatindeyim.
 

oldschool

Jüpiter Yolcusu
Meydan Okuma Rozeti
Katılım
30 Eyl 2022
Mesajlar
138
Tepki puanı
268
Puanları
84
Bu güzel yazıyı emek verip yazdığın için çok teşekkürler dostum.

Son kısımla ilgili bazı noktalara katılıyorum, özellikle çocukken çok duygusal biriydim. Ergenlikle birlikte stoacı bir kafaya girdiğimi fark ettim ve ailemin bana öğrettiği değerleri birkaç tanesi hariç bir kenara atıp kendi karakterimi oluşturmam gerektiği gerçeği ile yüzleştim ve hala da bu yoldayım. Evet dediğin gibi hala değişmem gerektiğini biliyorum ama bunu yaparken içimde oluşturduğum karaktere saygı duyuyorum. Onun başaramayacağı hiç bir şey olmadığını biliyorum ve onu öyle seviyorum. Ama daima ileriye gitmem gerektiğini de biliyorum çünlü zaman ilerliyor, durmal ise geriye gitmenin en kolay yolu.

Son kısımda bahsettiğin duygusal insanların hayal gücü yüksektir demişsin, hayal gücüm fazlasıyla yüksek ama çevremdeki insanlar beni ultra realistik olarak görüyor ve bunu fazlasıyla söylüyorlar. Özellikle duygularım konusunda hakimiyetinin bu kadar kuvvetli olmasına gerek ailem gerek büyüklerim, arkadaşlarım oldukça saygı gösteriyorlar. Ancak bu duygu kontrolünün hayal gücümü asla etkilemediğini belki de duyguları çok da çoşkun yaşayamamamın içimdeki hayal gücünü tetikleyip daha da arttırdığını düşünüyorum.

Peki çocuklem duygusal olup ergenlikte neden böyle bir karar verdim?
Çocukken aile içinde çok fazla çatışma olduğunu gözlemledim ve bu sorunların en başında iletişim problemi geliyordu. Ve bu ailemdeki insanlar duyguları ile birbirlerine bağırıyor, kavga ediyorlardı. Ve ben de şöyşe düşündüm bu insanlar öfkelenmese, mantıklı düşünse düzgün bir iletişim kurabilirler. Ve ben kendimi buna dönüştürmeye karar verdim.
 

EyesOnTheWord

Mars Yolcusu
Katılım
26 Kas 2020
Mesajlar
94
Tepki puanı
164
Puanları
43
Bu güzel yazıyı emek verip yazdığın için çok teşekkürler dostum.

Son kısımla ilgili bazı noktalara katılıyorum, özellikle çocukken çok duygusal biriydim. Ergenlikle birlikte stoacı bir kafaya girdiğimi fark ettim ve ailemin bana öğrettiği değerleri birkaç tanesi hariç bir kenara atıp kendi karakterimi oluşturmam gerektiği gerçeği ile yüzleştim ve hala da bu yoldayım. Evet dediğin gibi hala değişmem gerektiğini biliyorum ama bunu yaparken içimde oluşturduğum karaktere saygı duyuyorum. Onun başaramayacağı hiç bir şey olmadığını biliyorum ve onu öyle seviyorum. Ama daima ileriye gitmem gerektiğini de biliyorum çünlü zaman ilerliyor, durmal ise geriye gitmenin en kolay yolu.

Son kısımda bahsettiğin duygusal insanların hayal gücü yüksektir demişsin, hayal gücüm fazlasıyla yüksek ama çevremdeki insanlar beni ultra realistik olarak görüyor ve bunu fazlasıyla söylüyorlar. Özellikle duygularım konusunda hakimiyetinin bu kadar kuvvetli olmasına gerek ailem gerek büyüklerim, arkadaşlarım oldukça saygı gösteriyorlar. Ancak bu duygu kontrolünün hayal gücümü asla etkilemediğini belki de duyguları çok da çoşkun yaşayamamamın içimdeki hayal gücünü tetikleyip daha da arttırdığını düşünüyorum.

Peki çocuklem duygusal olup ergenlikte neden böyle bir karar verdim?
Çocukken aile içinde çok fazla çatışma olduğunu gözlemledim ve bu sorunların en başında iletişim problemi geliyordu. Ve bu ailemdeki insanlar duyguları ile birbirlerine bağırıyor, kavga ediyorlardı. Ve ben de şöyşe düşündüm bu insanlar öfkelenmese, mantıklı düşünse düzgün bir iletişim kurabilirler. Ve ben kendimi buna dönüştürmeye karar verdim.
Bu bağımlılıkları bıraktığında yine bu kadar sakin kalabiliyorsan bu çok iyi bende aynı senin gibi düşünüyorum ancak bu bağımlılıkların etkisindeyken zaten öfkelenemiyorumki
Ne zaman bırakıyorum o zaman gerçek benliğime dönüyorum uyuşukluktan iç dünyam çıkıyor.
Ergenlikte aşırı asi bir çocuktum kimse bana söz geçiremezdi ama bu bağımlılıklara bağlanmam beni öfkelenemez üzülemez insan haline getirdi.
İşin garip yanı bunları bırakınca 3 veya 4.günde öyle bir yoksunluk yaşıyorumki öfke nöbeti ve hüngür hüngür ağlamak sebep yok sadece duygusal yoksunluğun yaşattığı etkiler farkındayım ama yinede bir film izlerken sevdiğim bir enstürmanı dinlerken veya beni üzen bir şeyi hayal ettiğimde direkt gözlerim yaşarırdı.
Diğer taraftan beni öfkelendirecek bir şeyi aklımda canlandırdığımda vücudum sanki gerçekmiş gibi reaksiyon veriyordu.
Bende aşırı realist bir insanım ama sanki beynimde iki kişi var biri çok ama çok hayal gücü güçlü ve duygusal biri de aşırı sert örnek gösterecek olursam David Goggins gibi hep iç dünyamda o iki kişilik çatışıyor hep
Çocukken yatağımda tavana bakar gülermişim ailem beni görüp neye gülüyorsun diye endişelenirmiş çizgifilm izliyorum dermişim düşün o kadar hayal gücüm var.
Zaten tuhaftır hayal gücü çok yüksek insanlar pmo bağımlısı olmaya aşırı yatkın oluyor.
Hayal gücü zayıf olan insanlar değil.
Çünkü hayal gücü kurarken aşırı beyin enerji sarfediyor ve bizim yaratılışımızda bu var.
Beyine hayaldan basit görmekle en arzuladığı şeyi gösterince bir daha hayal etme zahmetine girmemek için ona alışıyor ve bağımlılık geliştiriyor.
Bu yüzden cinsel içerikli bir şey izlemeden yalnızca mastürbasyona dönemiyoruz dönsekte tekrar izlemeye dönüyoruz.
Çünkü beyin bir kere efor sarfetmeden en iyileri görmeyi tecrübe etmiş gelde onu düzelt
Bunu düzeltmek için birçok faktör devreye giriyor korkunç tek irade değil asla eğer öyle olsaydı bu forumda ilk ben pmo`yu bırakırdım.
Ama meselenin ben duygusal dünyayla alakalı olduğu kanaatindeyim oradaki bir şeylerin farkında olmadığımız ve çözemediğimizden dolayı tekrar ve tekrar bu duruma geliyoruz.
Bazıları sorunlarının farkında koşulları da daha elverişli diye daha çabuk sıyrılabilirken bazıları saplanıyor ve işin içinden çıkamıyor diye düşünüyorum.
Bazen şunu düşünüyorum belkide doğrularım yanlış ben buna inanmakta aşırı ısrarcı olduğumdan dolayı bu haldeyim.
Eğer doğrularımın bazılarını değiştirsem bu durumdan rahatlıkla çıkabilirim gibi son zamanlarda böyle düşünmeye başladım.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst