Yazar : gizli bir üyemiz
İÇGÜDÜSEL VE DOĞAL OLAN ÜREMEDİR, MASTÜRBASYON BİR ÜREME ŞEKLİ DEĞİLDİR.
Özellikle Sinan Canan'ın bahsettiği konu üremenin fizyolojik bir ihtiyaç olduğu, en temel içgüdümüzün genlerimizi bir sonraki nesle aktarmak olduğu konusunun sürekli yanlış anlaşılıp üremek temel içgüdümüzse o zaman mastürbasyon yapmak da normal ve bedenimizin ihtiyaç duyduğu bir şey algısı yaratılıyor. En başta Sinan hocanın bahsettiği şey bütün hayvanlarda ve insanlarda ortak olan çiftleşme yoluyla oluşan üreme faaliyetidir. Mastürbasyon, p**** ve çeşitli fantezilerin ana konusu olan şeylerin üreme ile ilgili olmadığı çok açık. Yalnızca suni bir üreme hissi yaşatıyor, hiçbir gerçekliği olmayan bir zafer duygusu. Fakat çok kısa bir zaman sonra aslında üremek diye bir şey olmadığını yani o içgüdünün karşılığını bulmadığını, kandırıldığını fark eden beyin bir anda boşlukta kalıyor, bir uyuşma hissiyle kendini gerçeklikten olabildiğince uzaklaştırıyor. Depresyon, anksiyete gibi hastalıkların başlangıcı da bu gerçekliği kabullenmeme durumu oluyor genellikle. Daha sonra bu can sıkıcı boşluktan kurtulmak isteyen beyin yine sahte bir zafer duygusu yaşamak istiyor. Sonuçlarını hesap edemeden yine aynı kandırılmaya maruz kalınca yaşadığı kısa süreli hazzın ardından içinde bulunduğu boşluk daha da büyüyor. Böylece çıldırtan bir kısır döngünün içinde buluyor kendini. Pratikte hiçbir kazancı ve sonucu olmayan bu mastürbasyon döngüsünün uzun vadede çok büyük yıkımları ve kayıpları oluyor. Bunlar Neverfap üyelerinin bizzat tecrübe ettiği ve paylaştığı şekliyle zaman kaybı, sosyal anksiyete, enerji ve motivasyon eksikliği, odaklanma sorunu, vicdan azabı, utanç, karşı cinse obje gözüyle bakmak, müthiş bir pişmanlık, iradesizlik, maddi ve manevi bitkinlik, umursamazlık, ümitsizlik, emeklerin boşa gitme duygusu, öz-saygı eksikliği, inanç zedelenmesi, zihnin sürekli cinselliğe kayması, depresiflik, çabuk yıkılma, sabır eksikliği, hayat amacından sapma, ilişkilerin sarsılması, doyumsuzluk, öz-nefret, güçsüz hissetmek, duruş bozukluğu vs...
İkinci bir manipüle edilen durum ise mastürbasyonun doğada var olduğu ve bazı hayvanların da mastürbasyon yaptığı gerçeği. Bu konuda detaylı bir araştırma yapmadım açıkçası, doğruluğu ispatlanmış bir bilgi midir bilmiyorum. Ama öyle olsa bile kendi doğasına hayvanların doğasından dayanak arayan insanın acizliğini anlamam mümkün değil. "Hayvanlar yapıyor, o halde ben de yapabilirim" diyen bir insan, insan olmanın ne demek olduğunu anlamamış bu konuda hiç düşünmemiş demektir bana göre. İnsan olmanın yemek, üremek, uyumak gibi kaba üç temel ihtiyaçtan ibaret olmadığını bunun yanında akıl, irade, kalp ve ruh gibi her birinin çok derin içeriği olan kavramlara sahip olduğumuzu fark etmeliyiz. Bunlar sıklıkla duyduğumuz ama anlamına ve içeriğine dair pek az düşündüğümüz, hayatımızda ne kadar yer tuttuğunu kontrol etmediğimiz kavramlar. Bunlarla ilgili ileride daha detaylı yazılar yazacağım.
Bu bahsettiğim durumlarla ilgili İrade Terbiyesi kitabından bir alıntı paylaşayım: "Yapısı gereği âmâ olan cinsel dürtülerimiz akıldan aldığı yön doğrultusunda amacına yaklaştığı ve ortamını bulduğu an gücü korkutucu bir hal alır. Diğer yandan cinsel arzular nasıl olursa olsun çekicidir ve doğası gereği kendine dayanak oluşturacak fikirleri kendine çekip bu fikirlerden ilave güç bulur. İkisi arasında sıkı bir ilişki, ilişkiden de öte iş birliği vardır. Öyle ki biri zayıflayınca diğeri devreye girip canladırır. Dolayısıyla birbirlerinin sürekli canlı kalmasını sağlarlar." (syf 45)
Beynimizin cinsel dürtülerimizle iş birliği yapıp bize oynadığı oyunun farkında olursak mastürbasyonu bize meşru göstermeye çalışan düşüncelerle daha kolay baş edebiliriz. Hayvanlardan farklı değiliz ama üstünüz. Bunun farkında olmak bize dürtülerle baş etmekte büyük kolaylık sağlayacak. En başta ani gelen cinsel dürtüler bize kendimizi ucube gibi hissettirmemeli. Bu normal ve hayvani bir durum. Bu durumu insani hale getirmek ise bizim elimizde. Bu dürtülerin bizi o anki uğraş verdiğimiz işten ya da yoğunlaştığımız bir düşünceden alıkoyacak kadar güçlü bir hal almasına müsaade etmemeliyiz. Bunun yolu da iradeyi terbiye etmekten geçiyor elbette. İrade Terbiyesi kitabını okumanızı tavsiye ederim.
İradenin aslında parça parça fakat neticede bir bütün halinde güçlendirilmesi gerektiğini unutmayın. Aslında ben iradenin güçlendirilmesi tabirinden hoşlanmıyorum. Bunun yerine iradeyi tamir etmek tabiri daha doğru geliyor bana. Çünkü irade özümüzde hali hazırda hep var olan ve kullanıldığı zaman zaten güçlü olan bir mekanizmadır. Yalnızca uzun süre kullanılmayıp arkalara itilmesinden dolayı paslanmış ve bazı parçaları kırılmış olabilir. Bu yüzden içimizdeki bu güçlü cevheri çıkarıp tamir etmek deyişi daha doğru geliyor bana. Tabir ne olursa olsun anlatılmak istenen hep aynıdır gerçi.
Toparlayacak olursak suni hazlar için bahaneler arayan ve içgüdülerimizle işbirliği yapan beynimize karşı elimizde irade denilen çok güçlü bir silah var. Bu silahı kullanabilmek için öncesinde buna sahip olduğumuzun farkına varmalıyız.
İÇGÜDÜSEL VE DOĞAL OLAN ÜREMEDİR, MASTÜRBASYON BİR ÜREME ŞEKLİ DEĞİLDİR.
Özellikle Sinan Canan'ın bahsettiği konu üremenin fizyolojik bir ihtiyaç olduğu, en temel içgüdümüzün genlerimizi bir sonraki nesle aktarmak olduğu konusunun sürekli yanlış anlaşılıp üremek temel içgüdümüzse o zaman mastürbasyon yapmak da normal ve bedenimizin ihtiyaç duyduğu bir şey algısı yaratılıyor. En başta Sinan hocanın bahsettiği şey bütün hayvanlarda ve insanlarda ortak olan çiftleşme yoluyla oluşan üreme faaliyetidir. Mastürbasyon, p**** ve çeşitli fantezilerin ana konusu olan şeylerin üreme ile ilgili olmadığı çok açık. Yalnızca suni bir üreme hissi yaşatıyor, hiçbir gerçekliği olmayan bir zafer duygusu. Fakat çok kısa bir zaman sonra aslında üremek diye bir şey olmadığını yani o içgüdünün karşılığını bulmadığını, kandırıldığını fark eden beyin bir anda boşlukta kalıyor, bir uyuşma hissiyle kendini gerçeklikten olabildiğince uzaklaştırıyor. Depresyon, anksiyete gibi hastalıkların başlangıcı da bu gerçekliği kabullenmeme durumu oluyor genellikle. Daha sonra bu can sıkıcı boşluktan kurtulmak isteyen beyin yine sahte bir zafer duygusu yaşamak istiyor. Sonuçlarını hesap edemeden yine aynı kandırılmaya maruz kalınca yaşadığı kısa süreli hazzın ardından içinde bulunduğu boşluk daha da büyüyor. Böylece çıldırtan bir kısır döngünün içinde buluyor kendini. Pratikte hiçbir kazancı ve sonucu olmayan bu mastürbasyon döngüsünün uzun vadede çok büyük yıkımları ve kayıpları oluyor. Bunlar Neverfap üyelerinin bizzat tecrübe ettiği ve paylaştığı şekliyle zaman kaybı, sosyal anksiyete, enerji ve motivasyon eksikliği, odaklanma sorunu, vicdan azabı, utanç, karşı cinse obje gözüyle bakmak, müthiş bir pişmanlık, iradesizlik, maddi ve manevi bitkinlik, umursamazlık, ümitsizlik, emeklerin boşa gitme duygusu, öz-saygı eksikliği, inanç zedelenmesi, zihnin sürekli cinselliğe kayması, depresiflik, çabuk yıkılma, sabır eksikliği, hayat amacından sapma, ilişkilerin sarsılması, doyumsuzluk, öz-nefret, güçsüz hissetmek, duruş bozukluğu vs...
İkinci bir manipüle edilen durum ise mastürbasyonun doğada var olduğu ve bazı hayvanların da mastürbasyon yaptığı gerçeği. Bu konuda detaylı bir araştırma yapmadım açıkçası, doğruluğu ispatlanmış bir bilgi midir bilmiyorum. Ama öyle olsa bile kendi doğasına hayvanların doğasından dayanak arayan insanın acizliğini anlamam mümkün değil. "Hayvanlar yapıyor, o halde ben de yapabilirim" diyen bir insan, insan olmanın ne demek olduğunu anlamamış bu konuda hiç düşünmemiş demektir bana göre. İnsan olmanın yemek, üremek, uyumak gibi kaba üç temel ihtiyaçtan ibaret olmadığını bunun yanında akıl, irade, kalp ve ruh gibi her birinin çok derin içeriği olan kavramlara sahip olduğumuzu fark etmeliyiz. Bunlar sıklıkla duyduğumuz ama anlamına ve içeriğine dair pek az düşündüğümüz, hayatımızda ne kadar yer tuttuğunu kontrol etmediğimiz kavramlar. Bunlarla ilgili ileride daha detaylı yazılar yazacağım.
Bu bahsettiğim durumlarla ilgili İrade Terbiyesi kitabından bir alıntı paylaşayım: "Yapısı gereği âmâ olan cinsel dürtülerimiz akıldan aldığı yön doğrultusunda amacına yaklaştığı ve ortamını bulduğu an gücü korkutucu bir hal alır. Diğer yandan cinsel arzular nasıl olursa olsun çekicidir ve doğası gereği kendine dayanak oluşturacak fikirleri kendine çekip bu fikirlerden ilave güç bulur. İkisi arasında sıkı bir ilişki, ilişkiden de öte iş birliği vardır. Öyle ki biri zayıflayınca diğeri devreye girip canladırır. Dolayısıyla birbirlerinin sürekli canlı kalmasını sağlarlar." (syf 45)
Beynimizin cinsel dürtülerimizle iş birliği yapıp bize oynadığı oyunun farkında olursak mastürbasyonu bize meşru göstermeye çalışan düşüncelerle daha kolay baş edebiliriz. Hayvanlardan farklı değiliz ama üstünüz. Bunun farkında olmak bize dürtülerle baş etmekte büyük kolaylık sağlayacak. En başta ani gelen cinsel dürtüler bize kendimizi ucube gibi hissettirmemeli. Bu normal ve hayvani bir durum. Bu durumu insani hale getirmek ise bizim elimizde. Bu dürtülerin bizi o anki uğraş verdiğimiz işten ya da yoğunlaştığımız bir düşünceden alıkoyacak kadar güçlü bir hal almasına müsaade etmemeliyiz. Bunun yolu da iradeyi terbiye etmekten geçiyor elbette. İrade Terbiyesi kitabını okumanızı tavsiye ederim.
İradenin aslında parça parça fakat neticede bir bütün halinde güçlendirilmesi gerektiğini unutmayın. Aslında ben iradenin güçlendirilmesi tabirinden hoşlanmıyorum. Bunun yerine iradeyi tamir etmek tabiri daha doğru geliyor bana. Çünkü irade özümüzde hali hazırda hep var olan ve kullanıldığı zaman zaten güçlü olan bir mekanizmadır. Yalnızca uzun süre kullanılmayıp arkalara itilmesinden dolayı paslanmış ve bazı parçaları kırılmış olabilir. Bu yüzden içimizdeki bu güçlü cevheri çıkarıp tamir etmek deyişi daha doğru geliyor bana. Tabir ne olursa olsun anlatılmak istenen hep aynıdır gerçi.
Toparlayacak olursak suni hazlar için bahaneler arayan ve içgüdülerimizle işbirliği yapan beynimize karşı elimizde irade denilen çok güçlü bir silah var. Bu silahı kullanabilmek için öncesinde buna sahip olduğumuzun farkına varmalıyız.