Müzik sürecimle ilgili ilk şunu hatırlıyorum: Hayatın boyunca tek bir kitap okusan bir yere gidecek olsan gibi sorular vardır hani. Bende bundan ilham alarak kendime şunu sordum hayatım boyunca sadece 3 müzik dinlesem bunlar hangileri olurdu? Bu soru benim diğer bana zevk vermeyen müzikleri elemem ve kendimi tanımam için yardımcı olmuştu. İlk zamanlarda sıkıcı gelebilir ama bu üç şarkı bana daha anlamlı geldiği için sorun olmadı. Sonra bunların arasından tek bir tane seçtim ve onu dinledim. Bu sayede yavaş yavaş müzik kafamdan silinmeye başladı. Sonra müzik dinleyeceğime kendimi dinlerim dedim. Bu müzikten kurtulmamın ilk sinyalleriydi. Kendimi dinlemeye başladığımda bazen kafamın içinden müzik sesleri geliyordu. Sanki biri kafamın içinde müzik açmıştı. Bunun sebebi beyin dopamin çekilmesinde anı bölgesinden müzik ile ilgili anıları ortaya çıkarıp halüsülasyon etikisi yapıyor ve bu sayede dopamin ihtiyacını karışıyor. O an anladım ben iyileşiyorum çünkü beynim kendi kendine yetmeyi öğreniyor. O müzik sesleri geldiğinde kafandaki müziği dinle kendini iyi hissettiyor. Ama sen gidip bir yerden o müziği açma kafandaki müziğe eşlik et bir süre sonra o ses kaybolacak. Bazen yıllar yıllar önce dinlediğin bir müzik kafanda aniden çalmaya başalyabilir. O an yok artık bu şarkı nereden çıktı diyebilirsin. İşte o zaman müziğin zararını anlıyorsun, kafanı ne kadar meşgul ettiğini ve neden dış seslere neden tahammül edemediğini. Doğa sesleri tema müzikleri konusuna gelince: Bir ara çok dinledim ta ki bir şeyleri farkedene kadar. En basitinden sana şunu sorayım. Bu tarz meditatif müzikler nereden ilham alıyor doğadan, yani dışarıdan. Yağmur sesi, kuş sesi okyanus sesi ne ararsan. Bir gün şunu farkettim. Geç bir saatteydi. Saat 2 civarıydı. Dışarıdan bir ses geldi. Kuş sesi... Bildiğin kuş cıvıltıları gece gece. Ya biz yok daha yararlı yok meditasyon diye hemen dibimizdeki sesleri dinlemiyormuşuz. Cidden o tür sesleri bırakıp dışarıyı dinle. Şehir sesi diye meditatif müzik var. Dışarıdaki gürültüyle aynı. Bunları yazarken dışarıda rüzgar ve yağmur sesi geliyor. O kadar huzur verici ki. Ama ben bu sesi bırakıp açarsam anı yakalayamam. Oyun konusunda gelince: Oyun oynamayı gerçekten çok seviyordum. Ama kusura bakmasın kimse kandırılıyoruz. Clash of Clans oyununu örnek alalım. 110. seviyedeyim. Yıllar sonra zararlarını farkedince farkettim. Ya oyuna başlayınca sana direk sana şef diyor. Ya şef olmak o kadar kolay mı? Bunun hiç mi vasıfları yok. Hemen sana statü veriyor. Bir de oyunlarda şöyle bir şey vardır. Ne sıkılacağın kadar kolay, ne de geçemeyeceğin kadar zor olacak. Neden böyle çünkü bağımlı yapmak için. Call of duty: Modern Warfare 2 ilk haftada oyuncular tarafından 33.000 yıl oynanmış. Yanlış yazmadım. Bu kadar zaman ile bu dünya nasıl bir yer haline gelirdi. Ve bu sadece ilk haftası. Oyunları bıraktığım zaman Youtube tan oyunların bitmiş videolarını izledim. Bu sayede oyun oynamak zorunda kalmadım hem final merakımı gidermiş oldum. Ama sonra bütün oyunlar aynı geliyor hepsi seni pohpohlamak ve bağımlı yapmak için tasarlanmış gibiler. Bu arada en çok satan ilk 5 oyuna bakarsak hep şiddet ve zarar verme üzerine olduğunu görürüz bu da olumsuz etkileyen bir durum. Oyun oynamak güzel ama işin sonunda elinde sadece hayatını sıkıcı bulmak ve pişmanlıklar kalıyor. Başka yardımcı olabileceğim konu varsa çekinmeden sorabilirsin.
Merhaba, bu uzun cevabın hepsini okudum çok güzel yazmışsın. Ben de eşlik edeyim:
Bildiğim kadarıyla herhangi bir NeverFap modunun içinde ilk 90 gün "reboot" yani yeniden başlatma yani bir nevi "iyileşme" dönemi diye adlandırılıyor. Benim de gelişimden önce bu iyileşim dönemine çok ihtiyacım var, çünkü şu an nötr değil eksilerde olduğumu biliyorum. O yüzden ilk önce bu "iyileşim" kısmına odaklanacağım ve müzik dinlemeyeceğim. Gitar öğrenmek istiyorum, dolayısıyla bu 90 günün ardından, yani iyileştikten sonra gelişim için işime yarayacak, az ama kaliteli parçaları dinleyebilirim. Ve o müzikleri çalmayı deneyebilirim, böylece birkaç tıkla erişeceğim keyfe emek vererek ulaşmayı istiyorum. Kafanın içinde birden müzik gelme hissini sadece ben yaşıyorum sanıyordum, sen de yaşamışsın
Yatarken/tuvalette ya da günün herhangi bir anında birden kafamın içinde mp3 player varmış gibi şarkı çalmaya başlıyordu. Bunu fark etmiştim ama neden böyle olduğunu bilmiyordum, yazdığın için sağ ol. Doğa sesleri konusunda da aynı şeyleri yaşamışız, erken uyandığım günler fark ediyordum dışarıdan en az 3-4 çeşit kuş sesi geliyordu. Geçen akşam da yağmur yağmıştı, gerçekten güzel şeyler bunlar. Anı yaşayıp bu sesleri daha çok dinlemeliyim.
Oyun konusunda da haklısın, Clash Of Clans'da gerçekten oyunu yüklemenle beraber sana "Şef" deniyor
Ama Minecraft oyununu duymuşsundur, bu 90 günün ardından onu oynamayı düşünüyorum. Çünkü o da aynı gerçek hayat gibi, 0'dan başlıyorsun ve gelişiyorsun. Tetikleyici yok, kan ve vahşet yok, değişik aksiyonlar yok. Sadece gelişim var ve bu keyif veriyor. Aynı gerçek hayattaki gibi. Ve orada da iyi şeylere ulaşmak için emek harcamak gerekiyor, dolayısıyla bence Minecraft bu saydığımız oyunlar arasından sıyrılıyor. 90 günün sonunda günümün çok az bir vaktini bu oyuna verebilirim diye düşünüyorum, gerçi oyun değil aslında bir "deneyim" de diyebiliriz. Sen neler düşünüyorsun?