Wise
Ancient Wise
- Katılım
- 22 Mar 2022
- Mesajlar
- 140
- Tepki puanı
- 355
- Puanları
- 91
4 Ay. Koskoca 4 ay olmuş. Fibromiyalji, borderline, boyun düzleşmesi, depresyon, anksiyete ve panik ataklar.
Açık konuşayım hayatımın en zor dönemiydi. Acı çektim, bol bol ağladım çok kez tanrıya yalvardım canımı alması için.
Almadı neyseki.
Tanrıya karşı dürüst olduğunuz zaman beyninizden bir enerji boşalıyor ve halihazırda yaptığınız şeylerin işe yaramadığını, farklı şeyler denemeniz gerektiğini fark ediyorsunuz.
...
..
.
Önce nereden geldiğimi anlatayım. 15-17 yaşım hafif depresyonla geçti. 18-20 Arası ağır. Hayatınızın aşkını bulduğunuza inandığınızda ve sonra onu kaybedince öyle bir depresyon geliyor ki. Bunun yanına akademik başarısızlık, gerçekleşmemiş potansiyel ve insanların size aptal gözüyle bakması da eklenince. Hiçbir hayaliniz gerçekleşmeyince. Siz ne hissederdiniz beyler? Ben sinir hastası oldum. Psikolojim bozuldu ve kendi kendimi tükettim. Ancak fark ettim ki suç bende değilmiş.
.
..
...
Kendimi çok fazla üzdüm, çok haksızlık ettim ve bedenimin acı çığlıklarını dinlemedim. Yaşadığım her olayda kendimi suçladım, sanki başkaları melekmiş sıkıntı bendeymiş gibi. Küçükken sürekli suçlandıysanız olan bişey bu. O da beni psikolojik sorunlarla cezalandırdı. Yetmedi bedensel sorunlarla. Bakın ben arabanın arka koltuğunda bile seyahat edemezdim panik atak anksiyete ve fibromiyalji hayatımı mahvetti.
.
Biraz daha bahsedeyim. Depresyonumun tavan yaptığı dönem ağustos eylül arası. Öleceğimden o kadar emindim ki. Ama bir şey oldu ve ölmedim. Bir karar aldım ve kendime dedim ki "ben bugün kefenimi yırtıyorum" (ağustos ortası olabilir) başladım spor yapmaya. Kendimi kasmaktan düğüm düğüm olmuş kaslar çatırdayarak açıldı. Çıktım sokağa koşu yaptım. Bir miktar iyi geldi bana. Değişmeye karar verdiğiniz zaman çok uzun zamandır bilinçdışınızda olan kendimi nasıl düzeltirim programları aktive oluyor ve kendi kendine bir değişim başlıyor. Her gün yürüyüşe çıkmaya karar verdim ve beyler. Başta sokakta zor yürürken şimdi her gün 17 20bin arası adım atıyorum. Sağlıklı beslenmeye karar verdim. Fibromiyalji konusunda doktorum teşhis koyduktan sonra çözümünü araştırmam gerekti. Bağırsağımdaki bakterilern düzelmesi için candida diyeti yaptım. Youtubeda var ilgili bir video kesinlikle izleyin. Pmo ve tüm kolay hazları bıraktım ki beynim iyileşsin. Aynı dönem bilgisayarımın bozulması benim için çok büyük bir şans oldu. Velhasıl okul açıldı.
Ben tabi yılların birikimiyle sınıfta bir duruşum var. Kızların dikkatini çektim tabi. Sosyal fobim de hatsafada ama hiç belli etmiyorum. Stresten irritabl bağırsak sendromu yüzünden ishal oldum hastaydım falan çok fenaydı. Neyse tüm kızlarla vakit geçirdikten sonra birini çok beğendim. O da beğenmiş. Şu an o kızla çıkıyorum ve yemin ederim önceki ilişkim işkenceymiş. Şu an onu canımdan çok seviyorum.
Tamam az çok iyileştik sağlığımız için her şeyi yaptık kız arkadaş da bulduk. Sorun niye çözülmedi ulan! niye hala mutsuz depresif kederli anksiyeteliyim?
Fap de yapmıyorum?
.
..
Aslında benim için en önemli aydınlanma anı buydu çünkü şimdiye kadar bildiğim her şeyi uygulamıştım. Artık yeni şeyler öğrenecektim.
Bir şeylerden kaçtığımı fark ettim. Geçmiş acılardan, gerçek düşüncelerimden, kendime ve başkalarına karşı dürüst olmaktan. Başkalarının gözündeki imajım kendi gözümdeki imajımdan önemliydi ve kendime değer vermiyordum. Bakın beyler tüm psikolojik acılar (hastalıklar değil) kaynağı siz olmasanız bile çözümü sizdedir. Beynimizin ön kısmı bu acıları çözmemiz için var. Kendime değer vermeye başladım. Bunun için de "kendime değer versem ne yapardım" diye düşündüm. Öz güven için arkadaş yayınlarının özgüven serisi var onu tavsiye ederim. Sorunları tespit etmiş oldum yani.
.
Kendi kişiliğimi hiç değiştirmeyip sansürlemeden ortaya koydum. İlginç olan, insanlar buna bayıldı. Rol yaptığınız kişilik sansürlü bir kişiliktir gerçek değil ve iticidir. İnsanlar beni sevince kendime güvenmeye başladım ve sosyal fobim de yavaş yavaş yok oldu. Kendime verdiğim değer arttıkça kendime olan saygım arttı ve insanlardan da aynı karşılığı gördüm. Sporumu vs aksatmadım hiç. Sizi seven bir insan bulunca iyileşmeniz çok kolay oluyor bence tanrının en büyük lütfu buydu çok şükür. Son adımda hala olumsuz düşündüğümü ve anskiyetenin bende kaldığını fark ettim. Bunun için de olumlu müzikler dinlemeye, telkinlere vs başladım. Çok faydası oldu. Olumsuz düşünce kaygan bir çukur gibi. Sürekli içine batıyorsunuz ve çıkmak zor oluyor. İşte konu buraya kadar geldi.
..
Öyle işte dostlar. Tüm sorunlarımı tek tek ele alıp tek tek çözerek bu gün sağlıklı bir şekilde buraya dönüp yazı yazabiliyorum. Sorunları tek tek ele almak gerekiyor. Nietzsche'nin de dediği gibi "sizi öldürmeyen acı güçlendirir". O kadar doğru bir söz ki. Ve itiraf edeyim: En kolay kısmı fap yapmamaktı.
Açık konuşayım hayatımın en zor dönemiydi. Acı çektim, bol bol ağladım çok kez tanrıya yalvardım canımı alması için.
Almadı neyseki.
Tanrıya karşı dürüst olduğunuz zaman beyninizden bir enerji boşalıyor ve halihazırda yaptığınız şeylerin işe yaramadığını, farklı şeyler denemeniz gerektiğini fark ediyorsunuz.
...
..
.
Önce nereden geldiğimi anlatayım. 15-17 yaşım hafif depresyonla geçti. 18-20 Arası ağır. Hayatınızın aşkını bulduğunuza inandığınızda ve sonra onu kaybedince öyle bir depresyon geliyor ki. Bunun yanına akademik başarısızlık, gerçekleşmemiş potansiyel ve insanların size aptal gözüyle bakması da eklenince. Hiçbir hayaliniz gerçekleşmeyince. Siz ne hissederdiniz beyler? Ben sinir hastası oldum. Psikolojim bozuldu ve kendi kendimi tükettim. Ancak fark ettim ki suç bende değilmiş.
.
..
...
Kendimi çok fazla üzdüm, çok haksızlık ettim ve bedenimin acı çığlıklarını dinlemedim. Yaşadığım her olayda kendimi suçladım, sanki başkaları melekmiş sıkıntı bendeymiş gibi. Küçükken sürekli suçlandıysanız olan bişey bu. O da beni psikolojik sorunlarla cezalandırdı. Yetmedi bedensel sorunlarla. Bakın ben arabanın arka koltuğunda bile seyahat edemezdim panik atak anksiyete ve fibromiyalji hayatımı mahvetti.
.
Biraz daha bahsedeyim. Depresyonumun tavan yaptığı dönem ağustos eylül arası. Öleceğimden o kadar emindim ki. Ama bir şey oldu ve ölmedim. Bir karar aldım ve kendime dedim ki "ben bugün kefenimi yırtıyorum" (ağustos ortası olabilir) başladım spor yapmaya. Kendimi kasmaktan düğüm düğüm olmuş kaslar çatırdayarak açıldı. Çıktım sokağa koşu yaptım. Bir miktar iyi geldi bana. Değişmeye karar verdiğiniz zaman çok uzun zamandır bilinçdışınızda olan kendimi nasıl düzeltirim programları aktive oluyor ve kendi kendine bir değişim başlıyor. Her gün yürüyüşe çıkmaya karar verdim ve beyler. Başta sokakta zor yürürken şimdi her gün 17 20bin arası adım atıyorum. Sağlıklı beslenmeye karar verdim. Fibromiyalji konusunda doktorum teşhis koyduktan sonra çözümünü araştırmam gerekti. Bağırsağımdaki bakterilern düzelmesi için candida diyeti yaptım. Youtubeda var ilgili bir video kesinlikle izleyin. Pmo ve tüm kolay hazları bıraktım ki beynim iyileşsin. Aynı dönem bilgisayarımın bozulması benim için çok büyük bir şans oldu. Velhasıl okul açıldı.
Ben tabi yılların birikimiyle sınıfta bir duruşum var. Kızların dikkatini çektim tabi. Sosyal fobim de hatsafada ama hiç belli etmiyorum. Stresten irritabl bağırsak sendromu yüzünden ishal oldum hastaydım falan çok fenaydı. Neyse tüm kızlarla vakit geçirdikten sonra birini çok beğendim. O da beğenmiş. Şu an o kızla çıkıyorum ve yemin ederim önceki ilişkim işkenceymiş. Şu an onu canımdan çok seviyorum.
Tamam az çok iyileştik sağlığımız için her şeyi yaptık kız arkadaş da bulduk. Sorun niye çözülmedi ulan! niye hala mutsuz depresif kederli anksiyeteliyim?
Fap de yapmıyorum?
.
..
Aslında benim için en önemli aydınlanma anı buydu çünkü şimdiye kadar bildiğim her şeyi uygulamıştım. Artık yeni şeyler öğrenecektim.
Bir şeylerden kaçtığımı fark ettim. Geçmiş acılardan, gerçek düşüncelerimden, kendime ve başkalarına karşı dürüst olmaktan. Başkalarının gözündeki imajım kendi gözümdeki imajımdan önemliydi ve kendime değer vermiyordum. Bakın beyler tüm psikolojik acılar (hastalıklar değil) kaynağı siz olmasanız bile çözümü sizdedir. Beynimizin ön kısmı bu acıları çözmemiz için var. Kendime değer vermeye başladım. Bunun için de "kendime değer versem ne yapardım" diye düşündüm. Öz güven için arkadaş yayınlarının özgüven serisi var onu tavsiye ederim. Sorunları tespit etmiş oldum yani.
.
Kendi kişiliğimi hiç değiştirmeyip sansürlemeden ortaya koydum. İlginç olan, insanlar buna bayıldı. Rol yaptığınız kişilik sansürlü bir kişiliktir gerçek değil ve iticidir. İnsanlar beni sevince kendime güvenmeye başladım ve sosyal fobim de yavaş yavaş yok oldu. Kendime verdiğim değer arttıkça kendime olan saygım arttı ve insanlardan da aynı karşılığı gördüm. Sporumu vs aksatmadım hiç. Sizi seven bir insan bulunca iyileşmeniz çok kolay oluyor bence tanrının en büyük lütfu buydu çok şükür. Son adımda hala olumsuz düşündüğümü ve anskiyetenin bende kaldığını fark ettim. Bunun için de olumlu müzikler dinlemeye, telkinlere vs başladım. Çok faydası oldu. Olumsuz düşünce kaygan bir çukur gibi. Sürekli içine batıyorsunuz ve çıkmak zor oluyor. İşte konu buraya kadar geldi.
..
Öyle işte dostlar. Tüm sorunlarımı tek tek ele alıp tek tek çözerek bu gün sağlıklı bir şekilde buraya dönüp yazı yazabiliyorum. Sorunları tek tek ele almak gerekiyor. Nietzsche'nin de dediği gibi "sizi öldürmeyen acı güçlendirir". O kadar doğru bir söz ki. Ve itiraf edeyim: En kolay kısmı fap yapmamaktı.