NasuhTövbe
Yeni Üye
- Katılım
- 10 Tem 2023
- Mesajlar
- 2
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 1
Gazalî, nasûh tövbesini tanımlarken şunlara yer vermiştir:
“Nasûh tövbesi yapanlar, tövbe edip ölünceye kadar tövbesinde duranlardır. Bunlar geçmişteki eksiklerini tamamlar ve bir daha günaha dönmeyi hatırdan bile geçirmezler, zelle ve sürçmeler müs tesna. İşte tövbede istikamet budur. Günahların sevaplarla değiştirilip hayırlarda müsabaka edenler bu tür tövbe sahipleridir.” (Gazalî, İhyâ, IV, 78.)
"Hatırından bile geçirmezler..."
Anladığım şu, tövbe ettikten sonra, herhangi bir gevşeklik, tembellik, günaha karşı meyil, yaklaşma v.s olduğunda, bunlar fikir/düşünce olarak bile akla gelse bu fikre şiddetle karşı çıkmalıyız. Zaten, irade kudreti çok cehd sarfından ziyade, zihnin bütün kuvvetlerinin aynı gaye ve istikamete doğru sevk edilmesiyle izah edilebilir. Fikir ve hisler faaliyete dönüşebildiği için, bu tavizleri fikir aşamasında vermemeliyiz, nasıl düşünüyorsak, hareket ediyorsak bir süre sonra o insan olabiliyoruz. Bakın lütfen ama lütfen burası çok önemli, çok dikkat etmenizi TAVİZ VERİRSENİZ, bir kereler, son kereler, şundan bundan bir şey olmazlar, v.s v.s her türlüsünü bırakın. NE OLURSA OLSUN EN UFAK BİR MEYİL VE TAVİZ VERMEYECEĞİM DİYE DEVAM EDİN. ve dua çok önemli. samimi olursanız Allah nasip eder inşaAllah
Eğer süfli ve lüzümsuz bir fikir şuuruma gelir ve beni meşgül ve rahatsız ederse, ona dikkat sarf etmekten vazgeçmeliyim. Zihnimi dağıtmamak için, gâyem dışındaki lüzumsuz şeylerle meşgul olmamalıyım. Vakit zayi etmemeliyim. Zamanımı israf eden münakaşa ve sohbetlere katılmamalıyım. Kendi nefsin inâyet-i Hakla, himmet-i Nurla hâkim olmaktan, tasarruf etmekten mütevelli, bir şükür ve şeref duymamalıyım. Ve başkalarının tâbi oldukları cereyanlar, kendimi kat’iyyen kaptırmamalıyım.
“Nasûh tövbesi yapanlar, tövbe edip ölünceye kadar tövbesinde duranlardır. Bunlar geçmişteki eksiklerini tamamlar ve bir daha günaha dönmeyi hatırdan bile geçirmezler, zelle ve sürçmeler müs tesna. İşte tövbede istikamet budur. Günahların sevaplarla değiştirilip hayırlarda müsabaka edenler bu tür tövbe sahipleridir.” (Gazalî, İhyâ, IV, 78.)
"Hatırından bile geçirmezler..."
Anladığım şu, tövbe ettikten sonra, herhangi bir gevşeklik, tembellik, günaha karşı meyil, yaklaşma v.s olduğunda, bunlar fikir/düşünce olarak bile akla gelse bu fikre şiddetle karşı çıkmalıyız. Zaten, irade kudreti çok cehd sarfından ziyade, zihnin bütün kuvvetlerinin aynı gaye ve istikamete doğru sevk edilmesiyle izah edilebilir. Fikir ve hisler faaliyete dönüşebildiği için, bu tavizleri fikir aşamasında vermemeliyiz, nasıl düşünüyorsak, hareket ediyorsak bir süre sonra o insan olabiliyoruz. Bakın lütfen ama lütfen burası çok önemli, çok dikkat etmenizi TAVİZ VERİRSENİZ, bir kereler, son kereler, şundan bundan bir şey olmazlar, v.s v.s her türlüsünü bırakın. NE OLURSA OLSUN EN UFAK BİR MEYİL VE TAVİZ VERMEYECEĞİM DİYE DEVAM EDİN. ve dua çok önemli. samimi olursanız Allah nasip eder inşaAllah
Eğer süfli ve lüzümsuz bir fikir şuuruma gelir ve beni meşgül ve rahatsız ederse, ona dikkat sarf etmekten vazgeçmeliyim. Zihnimi dağıtmamak için, gâyem dışındaki lüzumsuz şeylerle meşgul olmamalıyım. Vakit zayi etmemeliyim. Zamanımı israf eden münakaşa ve sohbetlere katılmamalıyım. Kendi nefsin inâyet-i Hakla, himmet-i Nurla hâkim olmaktan, tasarruf etmekten mütevelli, bir şükür ve şeref duymamalıyım. Ve başkalarının tâbi oldukları cereyanlar, kendimi kat’iyyen kaptırmamalıyım.