Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Neverfap Öncesi Ve Sonrası Hayatım

Michael Scott

Emekli Moderatör
Katılım
9 Ağu 2020
Mesajlar
312
Tepki puanı
587
Puanları
160
Eski Forumdan Orijinal Yazar : oğuzhan7542
Tarih: Nisan 29, 2018

Herkese merhaba bugün sizlerle NeverFap öncesi hayatımı,NeverFap ile tanışma hikayemi,sürecin içerisinde yaşadıklarımı,geldiğim noktayı,ilerde yapmak istediğim ideallerimi elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım.Umarım deneyimlerimi içeren bu yazıda kendinizce haklı bulduğunuz noktalar ve işinize yarayacak bilgiler bulursunuz.

NEVERFAP ÖNCESİ HAYATIM VE YAŞADIKLARIM


İlk olarak PMO öncesine,beni etkilemediği döneme,ortaokul yıllarıma dönmek istiyorum.Orta okul 2.sınıfım adeta rüya gibiydi.Okulum yaşadığım şehrin elit bir kısmındaydı ve arkadaşlıklarımı çok sağlam temeller üzerine kurmuştum.Okul mükemmel eğlenceli geçiyordu gitmek için can atıyordum adeta.Kız ortamımda gayet iyiydi okulda yaşadığım yerde gençlerin arasında tanınan bir kız vardı ve benimle takılmayı seviyordu ona göre eğlenceli bir çocuktum buda ister istemez yaşadığım bölgede farklı farklı arkadaş gruplarına girmeme imkan sağlıyordu.Liseye geçmem sebebiyle okulumun değişmesi benim lise yıllarımın ve o yaşlarımın heba olmasına sebep oldu.O zamanlarda yavaş yavaş PMO'yu ve Mast'u büyük abilerimden öğrenmiştim.Yavaş yavaş Porno(p)batağına giriyordum ve bu batağın benim bu dönemden sonraki hayatımı ciddi bir şekilde etkileyeceğinden habersizdim.

Velhasıl sınavı verdik tercihlerimizi yaptık yazlığa gittik.Şehirde yaşamam ve yazlığın doğa içinde olması sebebiyle yazlığı çok severdim aynı zamanda yazlık sayesinde doğayı sevmeyi öğrenmiştim.Yine yazımı saroz körfezinde bulunan yazlığımızda geçiriyordum zaman güzel geçiyordu gelecek vs. yaştan dolayı pek bir düşüncemiz olmadığı için sabahtan akşama kadar denizde geçiriyorduk.Yazlık köy tarafında olduğu için internette çekmiyordu bundan dolay kendimizi doğaya atmamız için önümüzde hiçbir engel kalmamış oluyordu.Doğal ve sıcak bir ortamda günlerimiz geçiyordu.PMO'nun beni ele geçirmesi ve hayatımı *** etmesi lise yıllarıma denk geldi.

Liseyi çokta kötü sayılmayacak bir anadolu lisesinde okudum.İlk senem diğer senelere nazaran daha iyidi fakat ortaokuldaki o sıcaklığı mumla arar olmuştum.O eski heyecanımız yoktu.O eski samimiyetimiz kaybolmuştu.Farkettim ki okulu okul yapan şey içten ve sağlam kurulmuş arkadaşlıklardan ibaretti ve yeni sınıfımda kimse birbirini tanımadığı için bundan eser yoktu.Sürekli yeniden tanışmak ve lisenin zor derslerine alışmaya çalışmak yaşımızında verdiği tecrübesizlikle bizde baskı yaratıyordu.Bir şekilde eskisi gibi olmasada yavaş yavaş birbirimize kaynaşıyorduk ama ortaokulda hissettiğim yakınlığı bir türlü alamamıştım bu sınıftaki insanlar sanki bana hitap etmiyor gibiydiler.Bu sıralardada P ve Mast alışkanlığım oturmaya başlamıştı.Belkide bu sıcaklığı yakalayamamamın sebebi bendim çünkü eski alışkanlıklarımı artık PMO almıştı ve ben bunun bende böylesine zararlar oluşturacağı bilincinde değilim.Evimiz iki katlıydı.Ablam üniye gidince bende odamı üst kata taşıdım üstelik orda daha rahat P izleyebilirdim.Odamı taşıdıktan sonra tek zevkim P izlemekti . bu illetin ilerde bağımlısı olacağım aklımın zerre ucundan geçmiyordu hala daha PMO'nun beni nasıl bu kadar içine çekebildiğini idrak edebilmiş değilim.

1. seneyi iyi kötü bitirdik ve ikinci sene tekrar sayısal,sözel vs bölüm sınıfları oluşturuldu ve burda bende her ergenlik dönemindeki erkek gibi sınıfta ilk muhabbet ettiğim kıza aşık olmuştum.Aşık olduğum anı hala hatırlıyorum sınıfın en arkasında muhabbet ediyorduk o birşeyler söylerken benim tüm algılarım kapandı ve istemsiz bir şekilde kızın gözlerine kitlendim.Aklımdan ne kadar güzel olduğu geçiyordu ve içimde sanki şimşekler çarpıyordu.O günden sonrada her okula geldiğimde onu arar oldum.Zamanla birbirimize ısındık fakat bende eksik birşey vardı.PMO ile yavaş yavaş arkadaş olmaya başladığım için kızlarla eskisi gibi rahat bir şekilde muhabbet edemez olmuştum.O sempatik çocuğun yerini alıngan,ciddi ve sessiz bir çocuk almıştı bu sebeplede kızla hiçbir zaman muhabbette ileri gidemedim.PMO sayesinde farkındalığımıda kaybettiğim için düşüncelerim üzerinde kontrol sağlayamaz oldum.Bir zaman sonrada kız günümün her anında aklımdan çıkmaz oldu.Ailem bana aşk konusunda hiçbirşey anlatmamışlardı.Kitap okuma alışkanlığım yoktu bu sebeple aşk kadar güzel birşeyi saplantıya çevireceğimi bilmiyordum.Hayatımın gitgide karanlığa sürüklenmesi için gereken birkaç şey hazırdı:aşık olmuştum,ona açılamamıştım,sigaraya başlamıştım ve PMO ile arkadaşlığımı gitgide sıkılaştırmaya başladım.Sonrasında ne mi oldu? diğer sınıfın yakışıklı çocuğu kızı kaptı ve ben kızın en iyi arkadaşı oldum.

Ne zaman onları birlikte görsem içim acırdı.Aklımdan çıkmayan düşünceler beni yiyip bitiriyordu.Ailemle aramda iyi değildi zaten annem çok fazla konuşmaz ve temizlik hastası bir kadındır.Babamda işkolik bir adamdır ve nadiren eve erken gelirdi.Geldiğindede genelde alkollü olurdu.Arada bir sağa sola iş için gittiğini söylerdi ve birkaç gün gelmezdi.Bende arkadaşlıklarımında samimi olmamasından mütevellit teselliği PMO'da bulurdum.Önce sevdiğim kızı düşünür,arabesk bir
şarkı eşliğinde ağlar,sonrada PMO yapıp oyun oynardım.Derken bu yaptıklarım artık alışkanlık haline geldi.Günlerim sürekli çikolata yiyerek,PC oynayarak ve Fap yaparak geçiyordu.Okula sadece formaliteden gidiyordum ve okulda sürekli uyuyordum.Hayatım iyice ***a sarmıştı tek yaptığım güzel aktivite okulda öğlenleri basket oynamamdı onun dışında bir an önce eve gidip mala vurmak için can atıyordum.

Zamanında ortaokulda bir kaç kızdan benden hoşlandıklarını söyleyenler olmuştu.Hatta ortaokulda bir gün koridorda
sınıftan bir kız beni yanağımdan öpmüştü.Okulun playboyu olmasamda en azından kız ortamım vardı.Beni sempatik ve eğlenceli bulurlardı.Şimdi ise dershaneye bile gitmekten korkar olmuştum.Evden çıkmak çok zor geliyordu birde sınav koşuşturmacası,yetmezmiş gibi evin içindeki o soğuk ortam sonucunda sabahtan akşama kadar oyun oynayan ve 31 çeken bir çocuk ortaya çıktı.Okulun bitmesini ve yazlığa gitmeyi çok istiyordum ve bu iğrenç yaşantımdan kurtulmak,kendimi doğaya bırakmak istiyordum.Biliyordum ki doğa bana bir nebzede olsa iyi gelecekti.
Canım çok sıkılmaya başlamıştı hayattan zevk alamaz olmuştum ailemle artık aramda hiçbirşey geçmiyordu sadece harçlık alıyordum ve akşam annem bana meyva soyuyordu onun dışında yemeği bile dışarda yiyordum akşam eve gelincede odamı kitleyip dışarı çıkmıyordum.


Bir gün okula geldiğimde sevdiğim kızı ağlamaklı ve üzgün gördüm.Yanında gidip ne olduğunu sordum ve ayrıldıklarını öğrendim fakat hergün sabah akşam PMO yapmak benden duygularımı almıştı ve buna nedense sevinemedim ve kendimde
ona kendisi hakkında düşündüklerimi açıklamak konusunda bir motivasyon bulamamıştım.Zaten artık yaz tatili gelmişti açılsam bile birlikte olamayacağımız için tekrardan açılma cesaretini kendimde bulamamıştım.Gece gündüz PMO yapan bir erkek değil bir kıza açılmayı,kızın duygularını hakkında bile empati yapamıyacağı için bende onun karşısında hiçbirşey yapamamıştım.Bu evrede PMO'nun zararlarını iliklerime kadar hissediyordum.Bu illet benden duygularımı almıştı.Beni en çok etkileyen şeyde iletişim ve sınıf içinde söz hakkı aldığımda yaşadığım gerginliklerdi.Ne zaman söz hakkı alsam kendimi karıştırır bir kaç kelime bir şeyler söylemeye çalışır,kimsenin kendisinde ilgi uyandırmadığımı farkeder ve yerime oturur ***tan hayatımı yaşamaya devam ederdim.Kimi zamanlar ortaokulda tanıştığım en yakın arkadaşımla oturur o anılarımızı yâd ederdik.O zamanki halimi düşünürdüm ve o zamanlar arkadaşımla sınıfın en gözde öğrencilerindendik.Gözde olmaktan kastım öğretmenlerin yalakası değildik.Öğretmenler ve çevresi tarafından sevilen,eğlenceli,zeki çocuklardık.Kendime sürekli sorar olmuştum,lisede neden bu hale gelmiştim bilmiyordum ve genelde suçu arkadaş ortamına ve okuldaki imkanların yetersizliğine atıyordum.PMO'nun benden hergün bir parçamı aldığından ve beni psikolojik olarak sakat bıraktığından habersizdim.

Yaz neredeyse gelmişti.Yazın kumsalda top oynamanın,denizde yüzmenin,denizin altındaki güzellikte kendimi kaybetmenin hayalini kurdukça bir nebzede olsa yaşama isteğimde bir parlama oluyor gibiydi.Fakat bu yaz diğer yazlar kadar
içten ve doğal geçmeyecekti çünkü ablam laptop almıştı ve ona vınn denen şeyden bağlatmıştı buda yazlıktata PC oynayabilme imkanı sunuyordu bende yaşadığım olumsuzluklar yüzünden bilinçli bir şekilde olmasada denize gitmeyip evde oyun oynamayı seçiyordum.Çünkü artık bir bağımlıydım kendi kişisel özgür irademle karar verme yeteneğinden yoksun bir
makine gibiydim.Beynim ne derse onu yapıyordum.Sorumluluklarımdan,hayatımdan kaçıp oyunlara,PMO'ya,bana hiçbir fay-
dası olmayan aburcuburlarla kendimi bağımlı hale getirmiştim.Artık denizede gitmez olmuştum çünkü kalabalıkta rahatsız oluyordum,bir problem vardı ama problemin ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.Bende her ergenlik dönemindeki çocuk gibi kendimi kasmaya,cool olmaya çalışan ve ilgi çekme çabasına giren bir çocuk olmuştum lakin bu insanı daha çok kasıntı ve itici yapıyordu bu nedenle bende dışarı çıkmaktan vazgeçip evde vakit geçirmeye başlamıştım.Artık neredeyse hergün PMO yapıyordum.Yazlıkta sorun değildi.Hem laptopun olması hemde telefonumda internetin olması üstelikte bizimkilerin denize gidip her zaman evin boş olması, beni daha çok bu karanlığın içine girmeme,bu bağımlılığın beni ele geçirmesine sebep oldu.Fakat bir sorun vardı;Bana verdiği zevk ile tatmin olamaz olmuştum ve değişik şeyler denemeye başlıyordum.Önce hayal edip yapmaya.C2'den kızları taciz etmeye,ve işin en kötüsü ortamın müsait olduğu heryerde Mast yapmaya başlamıştım.Hayatım yokuş aşağı ivmelenerek sürükleniyordu.

Yazlıktan döndüğümde sevdiğim kızın tekrar sevgili yaptığını öğrendiğim anda panik atak geçirdim.Kalbim sanki yerinden çıkacakmışçasına 4-5 kere attı ve ben bunun psikolojik olduğunu bilmediğim için kalp krizi geçirdiğimi sandım.Gerçekten çok korkmuştum bir kaç dakika kendime gelemedim aynaya baktığımda yüzüm sapsarıydı ve kafayı yemiş gibi aynada bakıp kendime ''ben kimim,ben kimim'' diye sormaya başladım.PMO sayesinde Psikolojik hastalıklarım belirmeye başladı;Anksiyete,sosyal fobi,panik atak,kişilik bozukluğu...

Bu yaşadığım dönem hayatımın en kötü dönemiydi ve hala bu statüsünü korumakta.O yıldan sonra hiç o kadar kötü şeyler yaşamadım hiç o kadar dibe batmadım.Artık kesin bi şekilde PMO bağımlısıydım ve ciddi derecede tatmin olamama problemleri yaşıyordum.Geceleri uyumuyordum,saatlerce dizi izliyordum.Dopamin reseptörlerim infilak olmuştu.Tatmin olmak için o siteden o siteye deli gibi bir arayış içersindeydim ve bir sürü sekme açıyordum.Artık sadece bağımlı olduğum için PMO
yapıyordum çünkü tatmin olmuyordum.Boşalma sürem o kadar kısalmıştı ki,artık 1-2 dakikada işim bitiyordu.Konuşmayı unutmuştum.İletişimim artık kötü değildi çünkü iletişim kuracak gücüm bile yoktu.PMO benden hayatımı çalmıştı,sadece bir bağımlıydım artık.Eğer kendinize kötülük yapmak istiyorsanız,her gün ama hergün sabahtan akşama kadar PMO izleyip malavurun,sağlıksız beslenip,sigara için ve beyninizdeki iğrenç düşüncelerin sizi hergün yiyip bitirmesine izin verin.Eminim ki kendinize bundan daha kötüsünü yapamazsınız.İntihar bile edemezsiniz çünkü kendini bu kadar ziyan eden iğrenç bir insan intihar etme cesaretini asla kendinde bulamayacak kadar korkaktır.O bir bağımlıdır ve bağımlılığını herşeye tercih eder.Madde bağımlısı bir kadın bir miktar madde için namusunu hiçe sayar.Bağımlı bir insan yaşadığı her saniyede ölümden korkar ve ölümden korkan yaşama şansınıda elinden kaçırmış olur,arzularına yenik düşer,ortada kendisi yoktur çünkü karar verme iradesine sahip değildir.Bağımlılıkları onun yerine karar verir ve bağımlılığın istediği şey senin yaşaman değil sadece daha fazla tatmin olma duygusudur buda insanı hergün bir parça daha yok eder.Her günün boşa geçer,zaman akıp gider.Bir gün aynaya baktığınızda saçınızın nasılda beyazladığnı görürsünüz ve çocukluğunuzda aynaya baktığınız bir an aklınıza gelir,sonrasında elinizden kayıp giden,tanrının size verdiği bu değerli hayatı nasılda boşa harcadığınızı düşünür ve kahrolursunuz lakin bu çok uzun sürmez ve tekrar tv'nin başına geçip sözde yaşamaya devam edersiniz.İşte bağımlı bir insan
ın hayatına dair anlatacağı şeyler bundan fazlası değildir.Eminim ki kimsede bu hale düşmeyi istemez.

Günlerim bağımlılıklarımla geçip gidiyordu.Hiçbir günü yaşamıyordum.Sabah yataktan çıkmakta zorlanarak penceremi açıp bir sigara tüttürerek,akşamları mala vurarak,eceleride sabaha kadar oyun oynayarak günü bitiriyordum.Bu dönemlerde çok sessizdim ve bi o kadarda sakardım.Sürekli basketbolda ayağımı burkuyordum.Tek zevkimde elimden kayıp gitmişti zaten eskisi gibi oynayamıyordum.Ayağımı sene içerisinde belki 5-6 kere burkmuştum ve bir burkulmada 1 ay boyunca yürüyemedim.Sağlığının kötü olması insanda daha çok gerginlik ve stres yarattığı için PMO'ya daha fazla istek duyuyordum.Derken olanlar oldu;arkadaşlarımla alkol aldığımız bir gün sapıtıp bir bahçe çitinin üzerinden atladım ve kolumu kırdım.Alkollü olduğumumdon dolayı acı hissetmedim ama kolum sanki hamurdanmış gibi sallanıyordu.Aileme yalan söylediğim için beni hastaneye arkadaşımın ailesi götürdü.Kolumda 3 yerde kırık meydana gelmiş.Gece vakti acile gittiğimiz için alçıya alamadılar sadece geçici bir bez sardılar.Bizimkilerde aileme haber vermiş onlarda geldiler.Belki onlardan teselli bulurum diye düşünüyordum çünkü çok kötü hissediyordum.Babam gelip bir ton laf söyledi.Hiçbirşey diyemedim çünkü haklıydı.Arabaya bindiğimizde anneme kötü hissettiğimi söyledim ve bana ''kendin bi *** yemişsin şimdi çek cezasını'' dedi.

Ağlamaya başladım.O gece acıdan uyuyamadım.tam uykuya dalacakken kemiğim sinirlere çarpıyordu ve inanılmaz bi acıyla
haykırıyordum.Uykumun olması ve acı çekmem sebebiyle sürekli kabuslar gördüm şu an bile bunu yazarken kötü oldum.Diğer günde kolumu alçıya aldılar.1 ay kolum alçıda kaldı.Sabırsız olduğum için alçıyı erken çıkardım ve dikkat etmediğim için kolum yanlış kaynadı.Ve arkadaşlar Porno ve mast. bağımlısı olduğumu ne zaman farkettim biliyormusunuz? Kolum alçıda olmasına rağmen 31 çekmeye çalıştığım günde.Gerçekten o gün kolumun acısına rağmen PMO yapmaya çalıştığım için kendime acıdım ki yaptımda.Psikolojik olarak yerle bir oldum.Kolu kırılan arkadaşlar bilir geceleri uyumak çok zordur.Rahat duş alamadığın ve uyku pozisyonuna geçemediğin için sinirden kafayı yersin.Bazı günler yatakta amansız bir acıyla kıvrandığım günler oldu.Bu sadece fiziksel acı değildi.Mental anlamdada acı çekiyordum.Tam karnımın içine sanki şeytan girmiş gibiydi ve o çaresizlik duygusu beni perişan ediyordu.

Günlerce geçmeyen acılar bir an durup düşünmeme sebep oldu.Beynim daha fazla acı çekmek istemiyordu.Dur dedi artık,dur ve düşün,bunlar neden başına geldi?.Kolumu anlattığım olayın üstüne bir daha kırdım ve ameliyat oldum lakin çok fazla değinmeyeceğim.Sonuç olarak kolum alkol yüzünden kırılmıştı,psikolojim PMO yüzünden mahvolmuştu ve kolumun kaynamamasının sebebi sigara içmemdi.Nasıl olsa yataktan çıkamaz olmuştum artık mahvolan hayatım konusunda uzun uzun düşünebilirdim.

Yaşanılan bazı travmalar insana bir şeyler katar.Örneğin sürekli asabi ve emrivaki emekli bir subay geçirdiği trafik kazasından sonra pamuk gibi bir adam olur.Bende yaşadığım bu travmada ailemin bana olan sevgisini gördüm.Gerçekten beni seviyorlardı lakin yaşantımdan,halimden nefret ediyorlardı.Annem beni kolumun alçıda olduğu süreçteki ilk ayda her 2-3 günde bir beni yıkadı ve hergün bana yemek yaptı.Babam arada bir benimle taşşak geçiyordu ama oda bu süreçte maddi konuda bana çok yardımcı oldu.Sonuçta onu yadırgamamam gerek çocukluğundan beri çalıştığı için tek yapabildiği buydu.
Oda sevgiden mahrum büyüdüğü için sevgisini nasıl gösterebileceğini bilmiyordu,sarılmaktan korkardı ama benim için ömrü boyunca çalışmaya hazırdı.Bu olay evin içinde ister istemez bir dayanışma ortamı oluşturmaya başladı ve bu bana bir nebzede olsa motivasyon oluyordu.Onların yüzünü kara çıkarmamak için,değişmeliydim.

Öncelikle değişime kolaydan başlamalıydım.Sigarayı bırakmak istiyordum ki çok fazla severek yaptığım bi eylem değildi kimisi sigara içmenin çok ayrı bir zevk olduğunu söyler lakin bende sinüzit olduğu için baş ağrılarına ve burun tıkanmalarına sebep oluyordu.Bir şekilde sigarayı bıraktım.Bu beni mental açıdan bir nebze güçlendirmişti artık çok fazla kötümser değildim.Hala kolum alçıdaydı fakat o kemiğin sinire değmesi ve dikiş izlerinin oluşturduğu acılar azalmıştı.Günden güne iyileşmeye başlıyordum.Ne zaman kötü düşünceler oluşmaya başlasa alçım çıktıktan sonra yapacağım şeyleri düşünürdüm.Bu beni psikolojik açıdan baya güçlü tutuyordu.Sürekli olumlu düşünmeye çalışıyordum.Sonuçta bir yazlığımız vardı kimi çocuklar yazlarını şehirlerde PC başında geçiriyordu ve ben böyle bi olanağa sahiptim.Sağolsun doktorumda bu konuda çok motive ediciydi.Kolum alçıdan çıkınca bol bol yüzmen gerek dediğinde nasılda mutlu olmuştum anlatamam.Yüzmek en sevdiğim aktivitelerdendi ve bu benim tedavi sürecinde ilacım olacaktı.PMO konusundada artık düşünmeye başlasamda hala olayın çok fazla bilincinde değildim.Aslında tüm bu olanları sebebi PMO idi.PMO beni psikolojik açıdan mahvettiği için sigara ve alkol içmeye başlamıştım ve sonrası...Sonuçta sporu seven bir insandım,sigara ve alkolden çok tat almazdım lakin PMO'da sınıra ulaştığım için bu tatmini başka bağımlılıklarla güçlendirmeliydim.Alkol ve sigara sadece yan etkilerdi lakin ben hala ve hala bunun farkında değildim.Kolum kırıldıktan sonra çok fazla ilerleme katettim fakat PMO'yu bu olaydan 1 sene sonra bırakabildim.

NEVERFAP İLE TANIŞTIĞIM DÖNEM

Nihayet yaz tatili geldi ve kolum alçıdan çıktı.Verdiğim psikolojik savaştan dolayı çok yıpranmıştım fakat doğa benim merhemim olmuştu.Herkes için aynı olmayabilir lakin doğanın bende yeri çok farklıdır ve eminim ki hiçbir ilaç doğa kadar tedavi edici olmamıştır benim için.O dönemde yaşadığım buhrandan sonra adeta fırtına sonrası süt liman olan bir deniz gibi durulmuştum.Neredeyse 1 ay boyunca kimseyle konuşmadım.Ailem ve çevremdekiler benim kafayı sıyırdığımı falan düşünmeye başlamıştı fakat sessizlik bana çok huzur veriyordu çünkü bu dönemden önce çok çetin bir savaş vermiştim ve bir süre inzivaya çekilmek istiyordum.O dönemden bir kaç sene sonra okuduğum kitaplardan anladığım kadarıyla farkında olmadan meditasyon yapmayı,düşünmeden kendinle başbaşa kalmayı öğrenmiştim.Müslümanlar bunu namaz kılarak,katolikler günah çıkararak,bende doğada sessiz bir şekilde oturarak ibadetimi yapıyordum.

Doğa benim dinim olmuştu.O benim kurtarıcımdı artık.O 1 ay boyunca sahilde sabahtan akşama kadar oturmak beni öylesine yenilemişti ki,bir annenin şevkatiyle oğlunun dizindeki yaraya ilaç sürmesi gibi doğada benim ruhumdaki yaralara ilaç olmuştu.O dönemde aşk meclisi diye bir kitap okudum.Bu kitap beni çok etkilemişti madde bağımlısı Beykoz'lu bir janki'nin kendi günlüklerinden yazılan bu kitap bağımlılıkların insanın hayatını nasılda yiyip bitirdiğini anlatıyordu.Bağımlılıklar konusunda bakış açım genişlemişti ve oldukça bilinçlenmiştim.Doğada geçirdiğim zamanda daha berrak düşünmeme sebep olmuştu buda ilerdeki hayatımı olumlu etkileyecekti.Yazlıktan döndüğümüzde sınava hazırlık konusunda vereceğim savaşa hazır hissediyordum.

Sınav senem geçen seneye nazaran bir nebze daha iyi olsada çok stresli geçmişti.Bu sene temel liseye geçtiğim için arkadaş ortamım değişmişti.Şansım yaver gitmişti ki sınıfta kafa dengim bir sürü insan vardı.Şimdi dönüp baktığımda keşke o dönemlerdede PMO yapmasaydım diyorum kendi kendime.O günlerde eğlendiğimin 10 katı daha çok kahkaha ekleyebilirdim günlerime ama elden birşey gelmezdi.İyi bir devlet üniversitesi kazanıp aileme maddi açıdan yük olmamak için var gücümle çalışıyordum ve o sene neredeyse hiçbir sosyal faaliyete katılmamıştım tek derdim ailemden uzaklaşıp kendi hayatımı yaşamaktı,özgürlüğüme çok düşkün biriydim ve ailem bu konuda bana çok fazla engel oluyordu.Sınav koşuşturmacasının yarattığı gerilim ve stresten dolayı tekrar sigaraya başladım ama sorun etmiyordum çünkü seneye yeni bir yerde yeni bir hayat kuracaktım ve bu hayat eskisi gibi olmayacaktı.Zaten ygs'ye 1 ay kala tekrar bıraktım birgün içtiğim mentollu sigara yüzünden burnum kanadı o günden sonra ağzıma sigara almadım 3 senedirde kullanmıyorum lakin PMO için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Kendimi rahatlatmak adına PMO yapmaya devam ediyordum ama arkadaşlar size hiç bir tereddüt altında kalmadan söyleyebilirim ki o dönemde PMO yapmasaydım şuan itü'de olabilirdim çünkü bir gladyatörün azmiyle birlikte, bir peygamberin sabrıyla çalışıyordum.Sabah akşam çalışıyordum lakin PMO yüzünden çalışmalarımdan tam anlamıyla verim alamadım ama ne yalan söyliyim öyle bir maratonun içinde aynı zamanda PMO ile savaşmak gerçekten demirden bir irade ister.

Velhasıl lys'ye kaldı bir kaç hafta ve bizim gönül yaylarımız iyice gevşedi.Artık o koşuşturmaca bitiyordu.Tekrar fırtınayı atlatmıştık ve sükunetle bulutların ardından görünen güneşin sıcaklığı tenimizi ısıtmıştı.PMO ile ilk savaşlarım bu dönemde başladı(ne zaman hatırlasam mutlu olurum:)).Bi sabah kalktığımda *** gibi hissediyordum ve içimden ''amınakoyim benim neden hiç enerjim yok her sabah küfür ederek kalkıyorum hep bir halsizlik var her işi yapmaya üşeniyorum'' dedim ve şöyle bir aynanın karşısına geçtim.Göz altlarım mosmordu,kilo almıştım ve gerçek anlamda yaşayan bir ölüye benziyordum.tekrar ''lan artık Porno izlemiyicem bu olayda bir ***luk var'' dedim içimden.PMO'nun bana zararlarını hissedebiliyordum ama henüz bilimsel olarak açıklayabilmiş değildim çünkü siktiğimin internetinde mast'ın ve PMO'nun çokta zararlı olmadığı konusunda bir sürü saçma sapan yorumlarvar birde bu konuyu her insanla oturup konuşamadığın için bilinçlenmek pekte kolay olmuyordu.Nf-tr ile tanışmadan önce(o zaman nofaptürkiye idi),1 haftalık ilk sürecimi yapmıştım ve tekrar bu işte bir ***luk olduğunu ve bu konuda araştırma yapmam gerektiğini hissettim sonrasındada bu güzel siteyi buldum.Bu site ve güçlü iradem üniversite hayatımın 2 yılınında şahane geçmesine sebep oldu.

Sitede okuduğum ''300+ gün ve yaşadıklarım'',''Nofap'ın pozitif etkileri'',''30 gün ve yaşadıklarım'' tarzı yazılar beni bir hayli heyecanlandırmıştı,ne kaybederdim ki?elimden giden sadece 3 ay olurdu sonrasında tekrar istediğim kadar mala vurabilirdim.Lakin bu sürece başlamak ve her fapstronotun ballandıra ballandıra anlattığı o günleri bende yaşamak istiyordum.Onlar mağaradan çıkmışlar,güneşin sıcaklığında çayırlarda kadınlarla birlikte tertemiz nehirlerde yüzmüşler,hayatın ve tanrının bize sunduğu yeryüzündeki cennetin içine dalmışlar ve sonra burada bize o cennetten bahsetmişlerdi.Ben ise mağara karanlığında yıllarımı geçirmiştim ve kaybedicek hiçbirşeyip yoktu bu nedenle onlara kulak vermeliydim ve bende sürece başladım.İlk sürecim 23 gün olmuştu ve içimdeki bu iğrenç şeyi yapmayı bırakmam gerektiği dürtüsü daha bir güçlenmişti.Çok iyi hatırlıyorum aynanın karşısına geçip ''evet pişmanım,pişmanım ve daha iyisini yapacağım,90 güne ulaşacağım!!'' diye bağırmıştım
:))
baya motive edici olmuş olmalı ki ondan sonra bir kaç haftada bir süreci bozar olmuştum
:)
yinede bu konuda çabalamam yaz aylarımın daha güzel geçmesine sebep olmuştu.En güzelide köydeki güzeller güzeli merve'miz halamlara bir kaç günlüğüne gelmişti.Bende sürecimde 30'lu günlerdeydim.Okey oynadığımız bir gün insan gibi diyalog kurabiliyordum.Beni en çok şaşırtan olayda ortaokuldaki espri yeteneğim azar azar kendini tekrar göstermeye başlıyordu.Bu yaşadığım bir kaç olay Neverfap konusunda kuşkularımı azaltmıştı ve doğru yolda olduğumu hissetmeye başlamıştım.

Ağustos gibi başladığım bir süreçte telefonuma şafak sayan askerler için hazırlanmış bir uygulama indirdim ve 90 güne ayarladım.NeverFap artık etkilerini göstermeye başlamıştı.Dalmayı ve denizin altındaki o muhteşem dünyayı incelemeyi çok severdim ve artık nedense daldığım zaman gerçek anlamda muhteşem bir duygu hissediyordum.PMO yapmadığım için zihnim berraktı,düşünceler yoktu ve her taraf masmaviydi.Nefesimi tutmuştum,kalbimin yavaş ve yumuşak bir şekilde atışıyla birlikte etrafımda dolaşan yüzlerce balığı izliyordum,PMO'nun ne yaparsa yapsın bana veremeyeceği bir histi bu.

NEVERFAP SONRASI KENDİM DE FARK ETTİĞİM POZİTİF ETKİLER VE YAŞADIKLARIM


Tatil neredeyse bitiyordu.Hala sürecimi bozmamıştım.Sayacımdan hergün şafağa biraz daha yaklaştığımı görebiliyordum.Çabalarım sonucunda,eğitim kalitesi çokta iyi olmasada bir devlet üniversitesi olan Uludağ üniversitesinde makine mühendisliği bölümünü kazanmıştım.Sonradan üniversitemi ve Bursa'yı çok sevdim çünkü aşık olacağım kızla burda tanışacaktım ve okul ormanın içinde,doğayla içiçeydi.Üstelik bu sene hazırlık okuyacağımiçin derslerimde çok ağır olmayacaktı.Artık kendi istediğim şeylere odaklanabilecektim.

Fakültemin yapısını ve buradaki yaşayış tarzını beğenmiştim.Yaşadığım yer şehir merkezinden uzak ve en güzelide herkesin benim gibi öğrenci olduğu gençlerden oluşan bir yerleşkeydi.Bunun bir güzel birde kötü yanı olduğunu ilerde anlamıştım.Güzel yanı burada tanışıp farklı tatlar,farklı duygular alabileceğiniz binlerce insan vardı kötü yanıda böyle öğrenci yerleşkelerinde birkaç asalağın parasını nasıl alacağını çok iyi bilen birsürü e*cort ve e-cort bozması öğrenci tipleri olduğu için süreçte tetikleyici konusunda çok zorlanıyorsunuz,fakat bir yerden sonra NeverFapNeverPorn arkadaşında dediği gibi böyle kadınlara prim vermediğiniz sürece kendi ezik hayatlarını onlara hatırlattığınız için sizlerle çok fazla iletişim kurmayacak ve sizlerden uzaklaşmak isteyeceklerdir.Unutmayın bu kadınlar sadece paralarına bakarlar ve duyguya,sevgiye,güvene dayalı olmadan yapılan sekste zevke dayalı bir eylem olduğu için buda bir bağımlılıktır ve emin olun ki bu duygusuz paranın köpeği kaşarları s*kmek size elinizi s*kmekten farklı hiçbir duygu yaşatmayacaktır.Neyse bu sefil kaşarları bir kenara bırakalım ve konumuza dönelim.Yaşadığım bölgeye şimdiden ısınmaya başlamıştım.İlk işim spora başlayıp üzerimdeki fazla ağırlıklardan kurtulup sağlıklı bir vücuda sahip olmaktı.Tabi o zamanlar sağlık için değilde kaslı oliyim,kızlar bana baksın,erkek ortamında gücü kuvveti ilk bakışta anlaşılacak hayvan gibi bir vücut yapma düşüncesine sahip idim bu nedenlede BodyBuilding tarzında bir antreman programıyla spora başladım.ilk hafta okul yoktu bende bu süreçte sadece spora odaklanabilecektim lakin bizimkiler gittikten sonraki günün sabahında farketmiştim ki önüme hergün kahvaltı koyan kadın bana yaklaşık 300km uzaktaydı ve bundan sonra bazı özgürlükler istiyorsam kahvaltımı artık kendim hazırlamak zorundaydım.Kahvaltı işi sadece küçük bir detaydı,okulun yanında temizlik,faturalar,ütü vs ev işleriylede ben ilgilenecektim.En zoruda yaşadığım yerde iletişime geçeceğim hiç arkadaşım yoktu.Bir yandanda yalnızlıkla savaşıyordum bu nedenle ilk haftalar bayaa sancılı geçmişti tabi zamanla memleketten bir iki arkadaşında burayı kazandığını öğrendim ve onlara takılmaya başladım

Okulun doğayla iç içe olması ve yaşadığım yerleşkede herkesin genç olması Üniversite'nin eğlenceli olduğunu belli ediyordu.Etrafta gitar çalan gençler,çimlerde uzanan sevgililer,ilgilendiğin hobilere göre toplulukların olması sosyalleşmenin zor olmayacığını gösteriyordu.Lisede sadece bir sınıfın vardı ve her gününü onlarla geçirmek zorundaydın fakat burada bir sürü arkadaş grubu kurabilir ve yaşadığın bölgeden farklı kültürlerle,farklı karakterlerle tanışabilirdim.Okulun böyle güzel bir atmosfere sahip olması beni mutlu etse de bu sene hazırlık okuduğum için bu ortama bir sene uzak kalacaktım ve hazırlık kampüsünün uzakta olması sebebiyle her gün belediye otobüsüyle 40-45 dakika yol yapacağımı öğrendiğimde üzülmüştüm.

Okulun ilk günü nasıl gidip geleceğimi öğrendikten sonra yola koyuldum ve durakta bekliyordum ve birden karşıma lisede 2 sene aynı sınıfta geçirdiğim bir kız arkadaşımı gördüm.Önceleri bu kız hakkında olumsuz düşüncelere sahiptim ve pekte samimi bir ilişkimiz yoktu.Kızın fiziği güzel olmasından mütevellit herkesin ağzında sakız olmuştu ve bende lisedeki asalak arkadaşlarım gibi sürekli bu kız hakkında ileri geri sohbetler yaptığımız için o zamanlarda kızla ne zaman konuşsak aklıma PMO'dan alışkın olduğum için genelde kızla ilişkiye girmek gelirdi ve bu nedenle konuşmamız sağlıklı olamazdı.Yani kızla içten ve sağlıklı konuşamazdım çünki PMO' yaptığım için aklım sakatıı ve kontrol bende olmadığı için saçma sapan şeler düşünürdüm.Oysa şimdi kızla karşılaştığımda eski bir tanıdığını görmenin verdiği mutlulukla hafifçe bir gülümsemiş ve kızın cidden güzel olmadığını farketmiştim.Sonrasında otobüste bolca muhabbet edeceğimiz zaman olmuştu ve oda bendeki değişimi somut bir şekilde ifade edemesede farketmişti ve rahat davranabiliyordu.Aramızda esprilerlin olduğu samimi ve içten bir sohbet dönmüştü.Bu konuşmada NeverFap'in bana verdiklerini artık rahat bir şekilde izleyebiliyordum çünkü bu ergenlik dönemimden sonra bir kızla kurabildiğim ilk sağlıklı sohbetti.İletişimimiz gayet doğaldı ki önümüzde oturan bir arkadaşda muhabbetimize katıldı.Hiçbir çaba sarfetmeden otobüste daha önce görmediğim,tanımadığım bir insanla samimi bir diyalog kurabilmiştim.NeverFap sayesinde utanma duygusunu daha az hissetmeye başlamıştım ve bu müthiş bir histi.

Haftanın 5 günü 40 dakika gidiş 40 dakika dönüş toplamda hemen hemen 1buçuk saat yolculuk yapmak,üstelik dolu bir otobüste ayakta bir şekilde,başlarda çok zor gelmişti.Sıkılıyordum,yapçak birşeyler arıyordum.Fakat insanın yaşadığı çevreye ve durumlara her canlının olduğu gibi adaptasyon olma eğilimi vardı.Artık gideceğim saatten biraz erken çıkıp otobüste hep aynı yeri kapar olmuştum ve ilginç bir şekilde artık yolculuğa başladıktan sonra uykum gelir gibi oluyordu ve bu yolculuklar artık keyif vermeye başlamıştı.Bi nevi koşuşturmacalı hayatımda verdiğim 40dk'lık bir mola gibiydi.Önceleri muzik dinleyerek geçirmeye çalışırdım ama artık bir müzik açıp gözlerimi kapar,o müziği yaşamaya,hissetmeye,d o duygunun içine dalmaya başladım.günün o saatinde yaşadığım zorunlu molalar,bana sanki olduğumuz durum hakkında söylenmek yerine,alternatif bulup o anı yaşamaya yönelmemiz gerektiğini anlamamı sağladı.önce etrafı seyrediyordum.Sonra soft bir müzik açıyordum ve gözlerimi kapatım içimdeki sakinliğe,yaşama duygusuna,içimdeki enerjiye kulak veriyordum.Düşüncelerimi izlemeye,onları anlamaya,sonra onları uzaklaştırmaya başladım.Bu 40 dakikalık bitmek bilmez yolculuk sürekli bir şeyler yapmak yerine kendi başına kalmanın sessizliğindeki huzuru görmemi sağlamıştı.Gecelek planları yapmıyordum,geçmişe çok takılmıyordum.Sadece şu anda ve kendimle olmaktan mutlu hissediyordum.

Üniversiteye geçtiğimde PC oyunlarınıda bırakmıştım.Sonuçta artık çocuk değildim.18 yaşında delikanlı bir gençtim ve bana hiçbir faydası olmamakla birlikte aksine zararı olan bu oyunların fuzuli olduğunu düşündüğüm için tüm çocukluk ve ergenlik dönemimi gerçirdiğim PC oyunlarına elveda demiştim.Bir gün facebook'ta takılırken osho adındaki hindistanlı felsefecinin bir sözüne denk geldim.Yalan olmasın sözü tam olarak hatırlamıyorum fakat içimden ''bu adam aynı benim gibi düşünüyor'' diye geçirmiştim sonrada elemanı bir araştırmaya tuttum.Adam tam bir asiydi ve doğu'nun dünyadan soyutlanan ak sakallı keşişlerine benziyordu.D&R'dede bu adama ayırılmış bir köşe vardı bu yüzde okumaya değer diye düşündüm zaten okuma alışkanlığı edinmeye çalışıyordum buna osho'nun bir kitabıyla başlayabilirdim.Sonrasında aynı akşam internette ego adlı kitanının blogspotu vardı (bkz: ) ve onu okumaya başladım.10 dakika kitap okuduktan sonra sıkılan ve kafası dağılan ben bu adamı 1buçuk saat boyunca tek solukta okumuştum.İnsanın kendi olması,diğer insanların olmasını istediği kişiden soyutlaması,sevmesi,sevgisini dünyaya göstermesi,egosunu ve kibirini eritmesi gibi konulara değiniyordu.Batı bilimleri ve materyalizm hakkında doğuştan beri bir şey öğreniyorduk ama doğu bilimleri ve metafizik hakkında pek bir bilgim yoktubu nedenle ilginç geldi ve okudukça ''çok haklı lan '' demeye başladım.Meditasyon,spritüellik,insanın kendini keşfetmesi hakkında daha çocukluk dönemlerimizde öğrenmem gereken lakin aileminde öğrenmediği için bana aktaramadığı bilgileri bu adam sayesinde öğrenmeye başladım.Otobüste ve evde sürekli bu adamı okuyordum.Şu andada bu lanet olası anarşist herif benim hala bir numaralı öğretmenimdir.Onun kitaplarının ve bilgilerinin altından ve dünyadaki tüm servetten daha değerli olduğunu düşünüyorum.Burada size illa osho okumanız gerektiğini savunmuyorum sadece,kendi karakterinizle uyumlu bulduğunuz,kendinizden bir şeyler bulduğunuz yazarları okumak ve onların bilgilerinden faydalanmak,ileriki hayatınızda daha bilinçli,en önemliside daha mutlu yaşamanızı sağlıyor neverfap süreci içinde kendinize yapacağınız en büyük iyiliklerden bir taneside okumaktır neden böyle düşünüyorum derseniz osho'nun okuduğum kitapları sayesinde son 2 senem mükemmel geçti.

Bu adamın öğretileri sayesinde artık daha çok hayattan zevk almaya,düşünmekten çok mutlu olmaya,direnmekten çok hayata uyum sağlamaya,bastırmaktan çok ifade etmeye başladım.Gün boyunda yaşadığım stresi azalttım ve daha çok eğlenmeye başladım.Gün içinde attığım kahkahalar ve yaptığım espriler artmaya başladı.Neverfap ve osho sayesinde kendimi bulmuştum.Üstelik derslerimde fena değildi.Yinede mükemmel notlar almasamda çok çalışmama gerek kalmıyordu çünkü okuduğumu anlayabiliyordum ve günümün çoğu kısmını arkadaşlarımla takılarak,akşamları dışarı çıkarak daha çok eğlence kısmına ayırabiliyordum ki o kadar çok çalışmayarak gezmeme rağmen okulda dil seviyesinde en üst seviyede ve sınıf 6.sı olarak bitirdim. PMO ile kafamı cinsellikle doldurmadığım,Pc oyunları ile de zihnimi yormadığım için öğrendiğim şeyleri aklımda tutabiliyordum.

Bu İki Sene İçerisinde Neler Yaptım


Sizlere bahsettiğim telefona şafak sayacı indirdiğim sürecimi 89. günde edging yaparak bozdum.Fakat artık ben eski ben değildim.90 güne ulaşmaya tam 1 gün kalmışken salak gibi bozdum fakat artık farkettim ki pişman olmanında,üzülmeninde hiçbir faydası yoktu çünkü lise yıllarımda hep üzülüp pişman olmuştum.Sonrasında masama oturup bir defter açtım ve sürecimi bozan durumların listesini çıkardım.İnstagramı ve twitteri,snapchati,arkadaş bulmaya yarayan saçma salak tüm programları telefonumdan sildim.Sosyal medyayı,youtube'u,interneti,hatta bilgisayarı hayatımdan çıkardım.

Ve yeni sürecime daha istikrarlı bir şekilde başladım.

Sınıf arkadaşlarımla okul dışındada ailelerimizden uzak kaldığımız için daha sıkı fıkı oluyorduk ister istemez.Buda daha köklü,sıkı arkadaşlıklar kurmama sebep oldu.Okulda,otobüste,yerleşkede,akşam dışarı çıktığımızda,her yerde beraberdik.Geçen hergündede birbirimiz ile bağlarımız güçleniyordu.Beraber geçirdiğiniz zamanda insanların sizi hergün birazdaha keşfetmesi,sizlere birşey katması ve sizinde o insanla yakınlığınız zamanla birbirinizi anlamanızı kolaylaştırıyor.Etrafınızda sizinle aynı şeyleri paylaşan ve sizi anlayan birilerinin olmasıda sizi daha mutlu ediyor sonuçta insanoğlu bugüne dek,topluluk halinde yaşayarak evrimleşmiştir.

Yeni sürecimde daha istikrarlı gidiyordum.Telefonuma Barış Özcan'ın ''Don't Break The chain'' isimli videosunda gördüğüm aynı isme sahip uygulamayı indirdim ve her fap yapmadığım güne bir çarpı atıyordum.Takvimde attığım çarpılarla eş zamanlı olarak arkadaş çevreminde arttığını gözlemliyordum.Süreçte ilerledikçe özgüvenimde aynı oranla artıyordu ve artık tanımadığım insanların arasına girmek,farklı gruplarla kaynaşmak,arkadaş edinme ihtiyacından ziyade bana keyif vermeye başlıyordu.

Yapacak birşey bulamadığım bir günün akşam saatlerine doğru osho okuyordum ve memleketten olan arkadaşlarım beni arayıp dışarı çıkacağını benimde gelmemi istediler.Beraber yerleşkenin merkezinde bulunan pub tarzında alkollü bir mekana gittik.3 arkadaş mekana gittiğimizde arkadaşın sevgilisi ve 2 arkadaşıda oradaydı.NeverFap'ta bir başarı elde ettikten sonra kadınları anlamak adına çalışmalarıma başlamıştım ve öğrendiklerimi uygulamak istiyordum. ''amlılarla iletişim dersi 101 için sınıflara'' başlığını baştan sona okumuştum.Açıkçası kimi zaman haklı olsada bazı yerlerde amacımızın sanki kadınları sadece yatağa atmak düşüncesi olduğu için katılmadığım noktalarıda var.Eğer siz Fap yapmadan tabancanız dolu bir şekilde gidiyorsanız ve kitap okumanızın neticesi olarak kelime haznenizi geliştirdiyseniz zaten hiçbir çaba sarfetmeden içgüdüsel olarak kızlara kur yapabilme ve ilgi çekebilme becerisini kazanıyorsunuz birde çok açık birşekilde ne kadar kendine özgüveniniz var ise bununla birlikte kendinize yetmeyi başarabiliyorsanız kızlar sizinle ilgilenmeye başlıyorlar.Sevgili yapiyim,şunu etkiliyim,şu kızı yatağa atayım tarzı düşüncelere girdiğinizde duvara toslayabilirsiniz.Velhasıl üç kız ve üç erkektik buda muhabbetin uzun ve eğlenceli olacağını şimdiden belli ediyordu
:)
.Kızlardan birine şöyle bir gözüm takıldığında tamda benim kriterlerime uyan;Esmer,kısa boylu,minyon tipli,kara kaşlı kara gözlü hafif kilolu tombul yanaklı bir kız olduğunu farketsemde NeverFap'in bana kattığı kur yapma ve kendi otokontrolumu sağlama becerimden dolayı kızın gözünün içine hayvan gibi bakmak yerine sanki hiç ilgilenmiyormuşçasına diğer kızlarla ateşli tartışmalara giriyordum ve hanımkızımızda ister istemez muhabbete katılmak söylediklerime karşı anti-tezler sunuyor yada katılmadığını bildiriyordu.Muabbeti genelde ben idame ettiriyordum ve mekanda 3 erkek olmamıza rağmen kızların üçününde ilgisinin bende olduğu anlaşılıyordu çünkü arkadaşımın manitası bile beni eğlenceli bulmuştu yani siz etkileyici ve ilgi çekici bir kişilik oluşturduğunuzda kızların sevgilisinin olması çevredeki alfa erkeğine ilgi göstermeyeceği anlamına gelmiyordu ki zamanla çok yakın arkadaş olmuştuk.Beni en çok şaşırtan olayda kızların diğer sevgilisi olmayan arkadaşımla iletişime geçmek yerine benimle konuşmak için diğer kızlarla yarışa girmeleriydi.Ne yazikki öbür arkadaşım sabah akşam fap yaptığı için şansını kaybetmişti ve iki kızda önceki çabalarımın sonucu olarak benim elimdeydi ki gece boyunca kızların bana karşı olan ilgisi devam etti o gece gerçekten çok eğlenmiştik gecenin sonunda arkadaşım garsonla kavga etti ve badigardlar bizi mekandan attılar.Bu olay arkadaşlık bağlarımızın güçlenmesine ve zaman zaman bahsedip eğleneceğimiz bir anı olmuştu.

O gece birlikte olduğumuz grubla iyice kaynaşmıştık ve artık hep beraber takılıyorduk.Evde ne zaman sıkılsam bizimkilerin yanına gidiyordum ve selinde bazen orda oluyordu.Günlerimiz güzel geçiyordu.Haftasonları hep farklı etkinlikler yapıyorduk kimi zaman mundanyada balık ekmek eşliğinde denize batan güneşin yaratığı görsel şöleni izliyorduk.Kimi zaman bursanın köylerine gidip oradaki mütavezi kahvelerde okey oynuyorduk.Bazen yerleşkede toplanıp çekirdek çitliyorduk.Bazen diğer arkadaşıma üzülüyordum çünkü deli gibi PMO yapıyordu gerçekten eğlenceli bir çocuktu keşke bize katılabilse diyordum ona PMO'nun zararlarınıda anlattım kimi zaman ama bir kulağından girip öbüründen çıkıyordu ve biz haftasonları deli gibi eğlenirken o evde kalmayı tercih ediyordu.Onu gözlemlediğimde lisedeki halimi hatırlıyordum ve PMO'nun ne kadar lanet birşey olduğunu somut olarak bana göstermiş oluyordu.Bazen yine eğlenceli ve kahkahalarla geçen günlerin akşamlarında içimdeki huzuru hissederken lisede geçen zamanlarıma üzülüyordum ve lisede PMO yapmasaydım neler yaşayabileceğimi düşünüyordum fakat zararın neresinden dönersen kardır diyip kendimi teselli etmeye çalışıyordum.

Bir akşam yine sofrayı kurmuş eğleniyorduk.Arada arkadaşlarıma misafirleri geliyordu genelde her tanıştığım insan beni eğlenceli,canayakın,sıcakkanlı ve espri yapan bir çocuk olarak tanımlıyordu ortamın deli çocuğuydum
:))
.Grubumuza arada bazı arkadaşları girip çıkıyordu ve giren kızları etkilemeyi başarıyordum gözüm selinde olsada kendi hayatımdan taviz vermiyordum ve ona bağlanmak konusunda dikkat ediyordum onunda bana ilgisi olduğunu anlıyordum fakat işi somutlaştırmamaya çalışıyordum ona sevdiğimi söylersem tüm büyüsü kaçacaktı bu yüzden ne sevgili ne arkadaş denilen o dönemi olabildiğince uzatmaya çalışıyordum çünkü bu kurm yapma dönemi aşkın en güzel dönemi olduğunu biliyordum.Sürekli bir savaş içerisinde gibiydim onu sevdikçe daha güzel hissediyordum fakat ona bağlanıp her istediğini yapmaya başlayıp kendimden taviz verince bazen gülünç duruma düşebiliyordum.Arkadaşın ablası bize güzel bir yemek hazırlamıştı ve onu yedikten sonra tabu oynamaya başladık.O akşam hayatımda en çok kahkaha attığım ve eğlendiğim günlerden biriydi.Tabudan sonra kart oynamaya başladığmızda bir şekilde konu bizim yazlığımızın olduğuna geldi ve sevgilisi olan arkadaşım orda birkaç gün tatil yapalım eğlenceli olur tarzı bir fikir sunmuştu tabiki bende buna katıldım sonuçta kızlı erkekli bir tatil yapacaktık arkadaşın sunduğu fikir eğlenceli değil adeta rüya gibiydi.

Yaz yaklaşıyordu bende tatil planını organize etmeye çalışıyordum.NeverFapta yaklaşık 150. günlerdeydim,kitap okuyordum,spor yapıyordum,sağlıklı besleniyordum ve okulum sağolsun istediğim zaman kendimi doğaya atabiliyordum.Gerçekten kendimi süperman gibi hissediyordum.Eski kibirli,kasıntı ve suspus çocuk gitmişti ve yerine hayata ve yaşamaya aşık,eğlenceli ve susmak bilmeyen bir çocuk gelmişti.O dönem hayatımın en güzel dönemiydi hala güzel günler yaşıyorum fakat o dönem benim için çok ayrı kimi zaman içimden ''lan hayatımın sonuna kadar hep bu kadar güzelmi hissedeceğim,hayat ne kadar güzel,çok mutluyum allahım sana şükürler olsun'' diye dua ediyordum.Günlerim güzel geçiyordu,insanlar beni seviyordu,kafam estiğimde başımı alıp gidebiliyordum çünkü kendime güvenim tamdı.

Tatili ayarladık ve bir şekilde bizim yazlığa vardık.Yazlık tüm kış boyunca temizlenmediği için içersini *** götürüyordu fakat biz dört kafadar (selin,ben,arkadaş,manitası) beraber olduğumuz için gayet mutlu bir şekilde temizliğe koyulmuş,sürekli evin dağınıklığı hakkında espriler yapıyorduk.Evi bir şekilde üstünkörü temizledik.ali'yle manitisi mangalı yakıp sofrayı hazırladırlar,bizde selinle bulaşığı yıkadık.Gecenin sonunda denize gitme hayalleriyle,hoş sohbetlerle iskambil oynadık ve yattık.

Sabah uyandığımda içimde yine güzel bir duygu vardı.Gece geç saatlere kadar süren eğlenceli muhabbetlerin sonucu olarak öğlen 2-3 gibi uyanmıştık. Güzel bir kahvaltı ettik ve denize gitmek için yola koyulduk.Daha yaz sezonu yeni yeni açıldığı için ortada kimsecikler yoktu.Teknelerle dolu iskeleyide geçtiğimizde kimsenin olmadığı bir kumsal ve dalgasız berrak bir denizle karşılaştık.Kimsenin olmaması keyfimizi dahada çok arttırmıştı.İstediğimizi yapıyorduk.Önce kayalarda yürüyüş yapıp denize atladık,kumsalda bağara çağara şarkı söyledik,denizde oyunlar oynadık,tabiki denizde yaptığım esprilerle selini kahkaha tufanına tutturuyordum.Sonrasında selinle yürüyüşe gittik.sultaniçede sahilden birkaç km yürüdüğünüzde kanlıçayır adında bir ormana çıkarsınız ve orada sahilden yürüyerek tırmandığınızda ormanın içine dalarsınız.Orman biraz yüksek mertebede olduğu için sahil şeridi ve deniz ayaklarınızın altında kalır.Bizde selinle konuşa konuşa dediğim ormanın yamacına yaklaştığımızda şans eseri güneş batmak üzereydi.İşte tam bu an benim tanrıya ulaştığım,onun sevgisiyle,yaşama aşkıyla,tüm güzelliklerle buluştuğum andı.NeverFap'ta uzun bir süreci devam ettiriyordum,uzun bir zamandırda rüyalanmamıştım ve şimdi sevdiğim kızla birlikte mükemmel bir manzarada güneşin batışını izliyorduk.Bu olay 19 yıllık hayatımda yaşadığım en güzel olaydı.Şimdi diyeceksiniz ki kardeşim kızı öpmedinmi bişeyler yapmadınızmı vs.Bu olay cinselliğin üstünde ilahi bir olaydı beyler.İçim içime sığmıyordu.Onu öpmeyi düşündüm ama o kadar mükemmel hissediyordum ki o anı bozmak istemedim yani o kadar muhteşem bir duyguydu ki öpüp öpmemek benim için hiçbirşey ifade etmiyordu.Ben orada tanrı aşkıyla dolmuştum.Doğanın huzuru içinde kendimden geçmiştim ve selin orada o güzel duyguya,o aşka ulaşmamı sağlayan,o güzel duygulara kapı açan bir anahtardı.Tanrıya ulaşmam için geçmem gereken bir kapıydı ve oda bana güvenip benimle gelerek bu kapıyı açmıştı.Bu artık aydınlanmamı diyim,nirvanaya ulaşmamı,mutluluktan kafayı sıyırmakmı bilemem lakin o an aklıma 1 saniye bile olsa cinsellik gelmemişti.Bir ara öpmeyi düşündüm ama oda geçti gitti anın güzelliğinde zihnimde karşımdaki deniz gibi sakinleşmişti.Bu olaydan sonra bir kaç kez daha bu tarz aydınlanmalar yaşadım fakat eminim ki süreci bozsaydım böyle güzel duygular yaşayamazdım.

O günün akşamı gene şakalarımla kahkaha tufanı estiriyordu.Arkadaşım bendeki bu doğallığı hissetmiş olmalı ki laf arasında ''sende ki bu özgüven spor sayesinde dimi bende başlıyıcam'' tarzı birşey söyledi ki buda ister istemez hoşuma gitmişti.Sonuçta böyle güzel anlar yaşamamda bir nebzede olsa benimde katkım vardı.Uzun süredir neredeyse bir rahip gibi yaşıyordum fakat yaptığım acı verici ve zor olan fedakarlıklarım ile terkettiğim arzularımın karşılığında tanrının bize sunduğu huzur ve mutluluk dolu hayatla tanışmıştım.Gece boyunca selinle arada bir bakışmalarımız içimi hoş etsede,yinede içimdeki bir ses bu bakışlara kendimi kaptırmamam gerektiğini söylüyordu çünkü okuduğum bir kaç kitapta aşk ile bağlanmanın farklı şeyler olduğunu biliyordum.Evet selin bana güzel hissettiriyordu ama ne olursa olsun bu benim bedenimdi ve kendimi birtek ben bilebilirdim ve onu bu benliğimin merkezine koymak aşkın yerine kaosu getirirdi.

Yazlıkta geçirdiğimiz birkaç gün de böyle güzeldi.dört günün sonunda selin çanakkaleye gideceğini ve benimde gelmemi istedi bende kaçarmı hemen kabul ettim.Otostopla enez sahilinden çanakkaleye kadar 250 km yol kat ettik ve bu yolculuk boyuncada gayet keyifli ve eğlenceli zamanlar geçirdik.Sonrasında çanakkaledeki arkadaşlarıyla tanıştım.Kız müzik öğretmeni olduğu için arkadaş çevresinin hepsi müzisyendi ve bu sanatla içiçe olan samimi ortam bende hayranlık yaratmıştı.Heryerde çeşitli enstrümanların olması,sürekli müzik hakknında konuşmaları,enerjileri beni adeta büyülemişti.Sonuçta benim gibi düzmantık düşünen sayısalcı bir mühendisin böyle insanların içinde olmasından etkilenmemesi elde değildir diye düşünüyorum.Bizim tek bildiğimiz şey makinalardı onlar ise ruha hitap ediyorlardı ve buna benimde bayağı bir ihtiyacım vardı.Onlarda beni çok sevmişlerdi çünkü onlara göre bende çok farklı kafa yapısına sahip eğlenceli bir tiptim.Kendimi erasmusla başka ülkeye gitmiş biri gibi hissediyordum onlar tahminimce çoğu PMO'dan haberi olmayan duygusal insanlardı ben ise sanayi bölgesinde,kötü imkanlarla sikimsonik anadolu üniversitelerinde büyümüşüm bu nedenle onlara nazaran biraz yabani kalıyordum fakat içtenlikleri sayesinde bende onlarda kendimi buldum ve sevmeyi,sevilmeyi,insani duyguları bende aynı içtenlikle etrafıma dağıtmaya,insanlara güvenmeye başladım.NeverFap'in de etkisiyle böyle içten insanların içinde olmak beni dahada mutlu ediyordu.

Bu olaydan sonrada babamla limoni olan aramı düzeltmek.onları yeni oğuzhanla tanıştırmak için memlekete döndüm ve bir nebzede olsa babamın halini anlayabilmek için babamın dükkanında çalışmaya başladım.O dönemde sanayide çok pis bir ortamda,herkesin varoş olarak düşündüğü ama dışları ne kadar pis olursa olsun içleri bir o kadar pırlanta olan insanlarla tanıştım.Sanayideki yağ,talaşın sıcağı ve hiyerarşik idare biçimi içinde çalışan insanların halleri hakkında empati yapmayı öğrendim.Çalışarak alın teri ile para kazanmayı.Kimseye muhtaç olmadan gerekirse saatlerce aç bir şekilde çalışmayı,para kazanmanın zorluğunu anladım.Önceki yazlar sadece yazlıkta *g*t büyütürdüm ama bu yaz içimdeki enerji beni farklı şeyler yapmaya itti.Sonunda 6bin tl biriktirdim ve kendime mondial 125 znu adında vespa tarzı bir motorsiklet aldım.Sonra motorla kaza yaptım o ayrı bi konu fakat başımı alıp bilmediğim yerlere gimek.Bilmediğim insanlarla konuşmak muhteşem bir tattı.

Evet beyler benim nofaptan önceki hayatımıda okuduysanız nofap ile hayatımda yaşadığım sıçramayı görmüşsünüzdür.Bunu biraz yaşadığım güzel anıları hatırlamak birazda sizlere motive edici olması sebebiyle yazdım. Şuan içinde krizler ve tetikleyicilerle dolu olsada 340 gündür Porno izlemedim ve Mastürbasyon yapmadım.Bu inşa ettiğim kaleyi spor yaparak,sağlıklı beslenerek,kitap okuyarak,doğayla içiçe olarak,sosyal olarak sağlamlaştırdım.yaklaşık 20 gün sonra yaklaşık 1 yıldır mastürbasyon yapmamış olacağım.Nasıl bu kadar dayanabildin diye sorarsanız NeverFap olayını bir takıntı haline getirdim.Son bir aydır sıcağın etkisiyle beni zorlayan okuldaki tetikleyicilerden dolayı 1-1buçuk aydır okula eşoftman giyerek gidiyorum siz düşünün artık.Nasıl göründüğüm umrumda değil PMO'dan,pornografiden,duygusuz yapılan çıkar ilişkilerine dayalı karşılıklı tatmin içeren seksten o kadar çok nefret ediyorum ki herkesin özene bezene geldiği kampüse ben sabah kalktığım kıyafetlerle gidiyorum ama yinede iyi hissediyorum çünki dışım pek iç açıcı gözükmese bile içim mükemmel hissediyor.

Son zamanlarda havaların ısınmasıyla tetikleyicilerin artmasından çok müzdariptim bu konuda NeverFapNeverPorn arkadaşın nefret stratejisi gayet işe yarıyor birde beyin tetikleyiciye aynı tepkiyi verse bile bol ve rahat kıyafetler giydiğiniz taktirde dalga harekete geçmiyor ve krizi bastırmış oluyorsunuz bir süre sonrada alışkanlık haline geliyor bu durum yani ben uzun süredir eşoftman giyiyorum ve şunu farkettim;beyin tetikleyiciyi görüyor ve arzuluyor sonra eskisi gibi dalgaya temas etmediğim için ve düşünceleri bastırdığım için geçip gidiyor ama eminim ki en ufak bir taviz vermemde bu şehvet gitgide büyür ve beni relapse kadar götürebilir.Sanırım ben artık PMO ile değil cinsellik ile savaşıyorum bilemem herkesin tercihleri farklı olabilir kimisi evlenerek cinsel hayatını düzene sokmayı düşünebilir ben cinselliği tamamen hayatımdan çıkarıp bu enerjiyi farklı şekillerde kullanmayı tercih ediyorum onun yerine spor yapıyorum yada sosyalleşmeye çalışıyorum ama cinselliği hayatımdan çıkardım ilerde sevgilim olsa dahi çok ileriye gitmeyi düşünmüyorum aslında sevgili yapmayıda düşünmüyorum sanırım tek istediğim içimde biriktirdiğim enerjinin mutluluğunu yaşamak ve bağımlılıklardan uzak bir şekilde ölmek.

 

isxo

Jüpiter Yolcusu
Katılım
30 Ara 2020
Mesajlar
148
Tepki puanı
226
Puanları
64
Çok uzun bir yazı olmuş. Lakin hiç sıkılmadan bir roman gibi okudum. Hatta bazen forumdaki bu tarz yazıları okuyunca " Bu gerçek olamaz. Birisi işkembeden sallamış. Hikaye uydurmuş. İnanmiyorum hadi lan. Bu kadarı da olamaz. "diyip heyecanlanıyorum. Bende acaba kendimi böyle geliştirebilecek miyim diye düşünmeden edemiyorum. Kendi hikayemi yazmayı öyle çok istiyorum ki dostlar anlatamam. Acaba bir gün başkaları da benim bu arkadaşların hakkında düşündüğüm gibi benim hakkımda da düşünürler mi diye sormadan edemiyorum.
 

Heisenberg59

Ay Yolcusu
Katılım
6 Şub 2021
Mesajlar
13
Tepki puanı
40
Puanları
14
Eski sitede okuyup cok etkilendigim bir yaziydi,e mail hesabimla yeni siteye giris yapamadagim icin bir suredir bu yaziyi ariyordum ve buldum. Acaba o mu derken biraz ilerledikce hatirladim ve asiri derecede mutlu oldum. Hemen bitmesin diye yavas yavas okudum yine duygulandim gozlerim yasardi bu yazi o kadar gercek ve dokunakli ki okuyanlara cok sey katacagindan eminim. Eline yuregine saglik hocam...
 

Michael Scott

Emekli Moderatör
Katılım
9 Ağu 2020
Mesajlar
312
Tepki puanı
587
Puanları
160
Eski sitede okuyup cok etkilendigim bir yaziydi,e mail hesabimla yeni siteye giris yapamadagim icin bir suredir bu yaziyi ariyordum ve buldum. Acaba o mu derken biraz ilerledikce hatirladim ve asiri derecede mutlu oldum. Hemen bitmesin diye yavas yavas okudum yine duygulandim gozlerim yasardi bu yazi o kadar gercek ve dokunakli ki okuyanlara cok sey katacagindan eminim. Eline yuregine saglik hocam...
Güzel yazı gerçekten de ?
 

myigitdemir05

Mars Yolcusu
Katılım
31 Ocak 2021
Mesajlar
98
Tepki puanı
167
Puanları
58
Ef-sa-ne! Aga kiskandim seni ya, helal olsun cidden su yaziyi insallah ben de yazarim. Bir sey soracagim. Bu fap denilen sey, ders calismamizi, ogrenmemizi, ezberimizi etkiliyor mu?
 

İradeavcısı

Jüpiter Yolcusu
Katılım
10 Mar 2021
Mesajlar
264
Tepki puanı
251
Puanları
96
Abi yazın çok güzel olmuş ellerine sağlık?
Allah herkese üniversite ve böyle irade nasip etsin inşallah
 

Walter Bishop

Jüpiter Yolcusu
Katılım
7 Mar 2021
Mesajlar
114
Tepki puanı
246
Puanları
64
Konum
istanbul
Orijinal Yazar :
Tarih: Nisan 29, 2018, 22:37:22

GÖNDERİ

Herkese merhaba bugün sizlerle NeverFap öncesi hayatımı,NeverFap ile tanışma hikayemi,sürecin içerisinde yaşadıklarımı,geldiğim noktayı,ilerde yapmak istediğim ideallerimi elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım.Umarım deneyimlerimi içeren bu yazıda kendinizce haklı bulduğunuz noktalar ve işinize yarayacak bilgiler bulursunuz.

NEVERFAP ÖNCESİ HAYATIM VE YAŞADIKLARIM


İlk olarak PMO öncesine,beni etkilemediği döneme,ortaokul yıllarıma dönmek istiyorum.Orta okul 2.sınıfım adeta rüya gibiydi.Okulum yaşadığım şehrin elit bir kısmındaydı ve arkadaşlıklarımı çok sağlam temeller üzerine kurmuştum.Okul mükemmel eğlenceli geçiyordu gitmek için can atıyordum adeta.Kız ortamımda gayet iyiydi okulda yaşadığım yerde gençlerin arasında tanınan bir kız vardı ve benimle takılmayı seviyordu ona göre eğlenceli bir çocuktum buda ister istemez yaşadığım bölgede farklı farklı arkadaş gruplarına girmeme imkan sağlıyordu.Liseye geçmem sebebiyle okulumun değişmesi benim lise yıllarımın ve o yaşlarımın heba olmasına sebep oldu.O zamanlarda yavaş yavaş PMO'yu ve Mast'u büyük abilerimden öğrenmiştim.Yavaş yavaş p****(p)batağına giriyordum ve bu batağın benim bu dönemden sonraki hayatımı ciddi bir şekilde etkileyeceğinden habersizdim.

Velhasıl sınavı verdik tercihlerimizi yaptık yazlığa gittik.Şehirde yaşamam ve yazlığın doğa içinde olması sebebiyle yazlığı çok severdim aynı zamanda yazlık sayesinde doğayı sevmeyi öğrenmiştim.Yine yazımı saroz körfezinde bulunan yazlığımızda geçiriyordum zaman güzel geçiyordu gelecek vs. yaştan dolayı pek bir düşüncemiz olmadığı için sabahtan akşama kadar denizde geçiriyorduk.Yazlık köy tarafında olduğu için internette çekmiyordu bundan dolay kendimizi doğaya atmamız için önümüzde hiçbir engel kalmamış oluyordu.Doğal ve sıcak bir ortamda günlerimiz geçiyordu.PMO'nun beni ele geçirmesi ve hayatımı *** etmesi lise yıllarıma denk geldi.

Liseyi çokta kötü sayılmayacak bir anadolu lisesinde okudum.İlk senem diğer senelere nazaran daha iyidi fakat ortaokuldaki o sıcaklığı mumla arar olmuştum.O eski heyecanımız yoktu.O eski samimiyetimiz kaybolmuştu.Farkettim ki okulu okul yapan şey içten ve sağlam kurulmuş arkadaşlıklardan ibaretti ve yeni sınıfımda kimse birbirini tanımadığı için bundan eser yoktu.Sürekli yeniden tanışmak ve lisenin zor derslerine alışmaya çalışmak yaşımızında verdiği tecrübesizlikle bizde baskı yaratıyordu.Bir şekilde eskisi gibi olmasada yavaş yavaş birbirimize kaynaşıyorduk ama ortaokulda hissettiğim yakınlığı bir türlü alamamıştım bu sınıftaki insanlar sanki bana hitap etmiyor gibiydiler.Bu sıralardada P ve Mast alışkanlığım oturmaya başlamıştı.Belkide bu sıcaklığı yakalayamamamın sebebi bendim çünkü eski alışkanlıklarımı artık PMO almıştı ve ben bunun bende böylesine zararlar oluşturacağı bilincinde değilim.Evimiz iki katlıydı.Ablam üniye gidince bende odamı üst kata taşıdım üstelik orda daha rahat P izleyebilirdim.Odamı taşıdıktan sonra tek zevkim P izlemekti . bu illetin ilerde bağımlısı olacağım aklımın zerre ucundan geçmiyordu hala daha PMO'nun beni nasıl bu kadar içine çekebildiğini idrak edebilmiş değilim.

1. seneyi iyi kötü bitirdik ve ikinci sene tekrar sayısal,sözel vs bölüm sınıfları oluşturuldu ve burda bende her ergenlik dönemindeki erkek gibi sınıfta ilk muhabbet ettiğim kıza aşık olmuştum.Aşık olduğum anı hala hatırlıyorum sınıfın en arkasında muhabbet ediyorduk o birşeyler söylerken benim tüm algılarım kapandı ve istemsiz bir şekilde kızın gözlerine kitlendim.Aklımdan ne kadar güzel olduğu geçiyordu ve içimde sanki şimşekler çarpıyordu.O günden sonrada her okula geldiğimde onu arar oldum.Zamanla birbirimize ısındık fakat bende eksik birşey vardı.PMO ile yavaş yavaş arkadaş olmaya başladığım için kızlarla eskisi gibi rahat bir şekilde muhabbet edemez olmuştum.O sempatik çocuğun yerini alıngan,ciddi ve sessiz bir çocuk almıştı bu sebeplede kızla hiçbir zaman muhabbette ileri gidemedim.PMO sayesinde farkındalığımıda kaybettiğim için düşüncelerim üzerinde kontrol sağlayamaz oldum.Bir zaman sonrada kız günümün her anında aklımdan çıkmaz oldu.Ailem bana aşk konusunda hiçbirşey anlatmamışlardı.Kitap okuma alışkanlığım yoktu bu sebeple aşk kadar güzel birşeyi saplantıya çevireceğimi bilmiyordum.Hayatımın gitgide karanlığa sürüklenmesi için gereken birkaç şey hazırdı:aşık olmuştum,ona açılamamıştım,sigaraya başlamıştım ve PMO ile arkadaşlığımı gitgide sıkılaştırmaya başladım.Sonrasında ne mi oldu? diğer sınıfın yakışıklı çocuğu kızı kaptı ve ben kızın en iyi arkadaşı oldum.

Ne zaman onları birlikte görsem içim acırdı.Aklımdan çıkmayan düşünceler beni yiyip bitiriyordu.Ailemle aramda iyi değildi zaten annem çok fazla konuşmaz ve temizlik hastası bir kadındır.Babamda işkolik bir adamdır ve nadiren eve erken gelirdi.Geldiğindede genelde alkollü olurdu.Arada bir sağa sola iş için gittiğini söylerdi ve birkaç gün gelmezdi.Bende arkadaşlıklarımında samimi olmamasından mütevellit teselliği PMO'da bulurdum.Önce sevdiğim kızı düşünür,arabesk bir
şarkı eşliğinde ağlar,sonrada PMO yapıp oyun oynardım.Derken bu yaptıklarım artık alışkanlık haline geldi.Günlerim sürekli çikolata yiyerek,PC oynayarak ve Fap yaparak geçiyordu.Okula sadece formaliteden gidiyordum ve okulda sürekli uyuyordum.Hayatım iyice ***a sarmıştı tek yaptığım güzel aktivite okulda öğlenleri basket oynamamdı onun dışında bir an önce eve gidip mala vurmak için can atıyordum.

Zamanında ortaokulda bir kaç kızdan benden hoşlandıklarını söyleyenler olmuştu.Hatta ortaokulda bir gün koridorda
sınıftan bir kız beni yanağımdan öpmüştü.Okulun playboyu olmasamda en azından kız ortamım vardı.Beni sempatik ve eğlenceli bulurlardı.Şimdi ise dershaneye bile gitmekten korkar olmuştum.Evden çıkmak çok zor geliyordu birde sınav koşuşturmacası,yetmezmiş gibi evin içindeki o soğuk ortam sonucunda sabahtan akşama kadar oyun oynayan ve 31 çeken bir çocuk ortaya çıktı.Okulun bitmesini ve yazlığa gitmeyi çok istiyordum ve bu iğrenç yaşantımdan kurtulmak,kendimi doğaya bırakmak istiyordum.Biliyordum ki doğa bana bir nebzede olsa iyi gelecekti.
Canım çok sıkılmaya başlamıştı hayattan zevk alamaz olmuştum ailemle artık aramda hiçbirşey geçmiyordu sadece harçlık alıyordum ve akşam annem bana meyva soyuyordu onun dışında yemeği bile dışarda yiyordum akşam eve gelincede odamı kitleyip dışarı çıkmıyordum.


Bir gün okula geldiğimde sevdiğim kızı ağlamaklı ve üzgün gördüm.Yanında gidip ne olduğunu sordum ve ayrıldıklarını öğrendim fakat hergün sabah akşam PMO yapmak benden duygularımı almıştı ve buna nedense sevinemedim ve kendimde
ona kendisi hakkında düşündüklerimi açıklamak konusunda bir motivasyon bulamamıştım.Zaten artık yaz tatili gelmişti açılsam bile birlikte olamayacağımız için tekrardan açılma cesaretini kendimde bulamamıştım.Gece gündüz PMO yapan bir erkek değil bir kıza açılmayı,kızın duygularını hakkında bile empati yapamıyacağı için bende onun karşısında hiçbirşey yapamamıştım.Bu evrede PMO'nun zararlarını iliklerime kadar hissediyordum.Bu illet benden duygularımı almıştı.Beni en çok etkileyen şeyde iletişim ve sınıf içinde söz hakkı aldığımda yaşadığım gerginliklerdi.Ne zaman söz hakkı alsam kendimi karıştırır bir kaç kelime bir şeyler söylemeye çalışır,kimsenin kendisinde ilgi uyandırmadığımı farkeder ve yerime oturur ***tan hayatımı yaşamaya devam ederdim.Kimi zamanlar ortaokulda tanıştığım en yakın arkadaşımla oturur o anılarımızı yâd ederdik.O zamanki halimi düşünürdüm ve o zamanlar arkadaşımla sınıfın en gözde öğrencilerindendik.Gözde olmaktan kastım öğretmenlerin yalakası değildik.Öğretmenler ve çevresi tarafından sevilen,eğlenceli,zeki çocuklardık.Kendime sürekli sorar olmuştum,lisede neden bu hale gelmiştim bilmiyordum ve genelde suçu arkadaş ortamına ve okuldaki imkanların yetersizliğine atıyordum.PMO'nun benden hergün bir parçamı aldığından ve beni psikolojik olarak sakat bıraktığından habersizdim.

Yaz neredeyse gelmişti.Yazın kumsalda top oynamanın,denizde yüzmenin,denizin altındaki güzellikte kendimi kaybetmenin hayalini kurdukça bir nebzede olsa yaşama isteğimde bir parlama oluyor gibiydi.Fakat bu yaz diğer yazlar kadar
içten ve doğal geçmeyecekti çünkü ablam laptop almıştı ve ona vınn denen şeyden bağlatmıştı buda yazlıktata PC oynayabilme imkanı sunuyordu bende yaşadığım olumsuzluklar yüzünden bilinçli bir şekilde olmasada denize gitmeyip evde oyun oynamayı seçiyordum.Çünkü artık bir bağımlıydım kendi kişisel özgür irademle karar verme yeteneğinden yoksun bir
makine gibiydim.Beynim ne derse onu yapıyordum.Sorumluluklarımdan,hayatımdan kaçıp oyunlara,PMO'ya,bana hiçbir fay-
dası olmayan aburcuburlarla kendimi bağımlı hale getirmiştim.Artık denizede gitmez olmuştum çünkü kalabalıkta rahatsız oluyordum,bir problem vardı ama problemin ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.Bende her ergenlik dönemindeki çocuk gibi kendimi kasmaya,cool olmaya çalışan ve ilgi çekme çabasına giren bir çocuk olmuştum lakin bu insanı daha çok kasıntı ve itici yapıyordu bu nedenle bende dışarı çıkmaktan vazgeçip evde vakit geçirmeye başlamıştım.Artık neredeyse hergün PMO yapıyordum.Yazlıkta sorun değildi.Hem laptopun olması hemde telefonumda internetin olması üstelikte bizimkilerin denize gidip her zaman evin boş olması, beni daha çok bu karanlığın içine girmeme,bu bağımlılığın beni ele geçirmesine sebep oldu.Fakat bir sorun vardı;Bana verdiği zevk ile tatmin olamaz olmuştum ve değişik şeyler denemeye başlıyordum.Önce hayal edip yapmaya.C2'den kızları taciz etmeye,ve işin en kötüsü ortamın müsait olduğu heryerde Mast yapmaya başlamıştım.Hayatım yokuş aşağı ivmelenerek sürükleniyordu.

Yazlıktan döndüğümde sevdiğim kızın tekrar sevgili yaptığını öğrendiğim anda panik atak geçirdim.Kalbim sanki yerinden çıkacakmışçasına 4-5 kere attı ve ben bunun psikolojik olduğunu bilmediğim için kalp krizi geçirdiğimi sandım.Gerçekten çok korkmuştum bir kaç dakika kendime gelemedim aynaya baktığımda yüzüm sapsarıydı ve kafayı yemiş gibi aynada bakıp kendime ''ben kimim,ben kimim'' diye sormaya başladım.PMO sayesinde Psikolojik hastalıklarım belirmeye başladı;Anksiyete,sosyal fobi,panik atak,kişilik bozukluğu...

Bu yaşadığım dönem hayatımın en kötü dönemiydi ve hala bu statüsünü korumakta.O yıldan sonra hiç o kadar kötü şeyler yaşamadım hiç o kadar dibe batmadım.Artık kesin bi şekilde PMO bağımlısıydım ve ciddi derecede tatmin olamama problemleri yaşıyordum.Geceleri uyumuyordum,saatlerce dizi izliyordum.Dopamin reseptörlerim infilak olmuştu.Tatmin olmak için o siteden o siteye deli gibi bir arayış içersindeydim ve bir sürü sekme açıyordum.Artık sadece bağımlı olduğum için PMO
yapıyordum çünkü tatmin olmuyordum.Boşalma sürem o kadar kısalmıştı ki,artık 1-2 dakikada işim bitiyordu.Konuşmayı unutmuştum.İletişimim artık kötü değildi çünkü iletişim kuracak gücüm bile yoktu.PMO benden hayatımı çalmıştı,sadece bir bağımlıydım artık.Eğer kendinize kötülük yapmak istiyorsanız,her gün ama hergün sabahtan akşama kadar PMO izleyip malavurun,sağlıksız beslenip,sigara için ve beyninizdeki iğrenç düşüncelerin sizi hergün yiyip bitirmesine izin verin.Eminim ki kendinize bundan daha kötüsünü yapamazsınız.İntihar bile edemezsiniz çünkü kendini bu kadar ziyan eden iğrenç bir insan intihar etme cesaretini asla kendinde bulamayacak kadar korkaktır.O bir bağımlıdır ve bağımlılığını herşeye tercih eder.Madde bağımlısı bir kadın bir miktar madde için namusunu hiçe sayar.Bağımlı bir insan yaşadığı her saniyede ölümden korkar ve ölümden korkan yaşama şansınıda elinden kaçırmış olur,arzularına yenik düşer,ortada kendisi yoktur çünkü karar verme iradesine sahip değildir.Bağımlılıkları onun yerine karar verir ve bağımlılığın istediği şey senin yaşaman değil sadece daha fazla tatmin olma duygusudur buda insanı hergün bir parça daha yok eder.Her günün boşa geçer,zaman akıp gider.Bir gün aynaya baktığınızda saçınızın nasılda beyazladığnı görürsünüz ve çocukluğunuzda aynaya baktığınız bir an aklınıza gelir,sonrasında elinizden kayıp giden,tanrının size verdiği bu değerli hayatı nasılda boşa harcadığınızı düşünür ve kahrolursunuz lakin bu çok uzun sürmez ve tekrar tv'nin başına geçip sözde yaşamaya devam edersiniz.İşte bağımlı bir insan
ın hayatına dair anlatacağı şeyler bundan fazlası değildir.Eminim ki kimsede bu hale düşmeyi istemez.

Günlerim bağımlılıklarımla geçip gidiyordu.Hiçbir günü yaşamıyordum.Sabah yataktan çıkmakta zorlanarak penceremi açıp bir sigara tüttürerek,akşamları mala vurarak,eceleride sabaha kadar oyun oynayarak günü bitiriyordum.Bu dönemlerde çok sessizdim ve bi o kadarda sakardım.Sürekli basketbolda ayağımı burkuyordum.Tek zevkimde elimden kayıp gitmişti zaten eskisi gibi oynayamıyordum.Ayağımı sene içerisinde belki 5-6 kere burkmuştum ve bir burkulmada 1 ay boyunca yürüyemedim.Sağlığının kötü olması insanda daha çok gerginlik ve stres yarattığı için PMO'ya daha fazla istek duyuyordum.Derken olanlar oldu;arkadaşlarımla alkol aldığımız bir gün sapıtıp bir bahçe çitinin üzerinden atladım ve kolumu kırdım.Alkollü olduğumumdon dolayı acı hissetmedim ama kolum sanki hamurdanmış gibi sallanıyordu.Aileme yalan söylediğim için beni hastaneye arkadaşımın ailesi götürdü.Kolumda 3 yerde kırık meydana gelmiş.Gece vakti acile gittiğimiz için alçıya alamadılar sadece geçici bir bez sardılar.Bizimkilerde aileme haber vermiş onlarda geldiler.Belki onlardan teselli bulurum diye düşünüyordum çünkü çok kötü hissediyordum.Babam gelip bir ton laf söyledi.Hiçbirşey diyemedim çünkü haklıydı.Arabaya bindiğimizde anneme kötü hissettiğimi söyledim ve bana ''kendin bi *** yemişsin şimdi çek cezasını'' dedi.

Ağlamaya başladım.O gece acıdan uyuyamadım.tam uykuya dalacakken kemiğim sinirlere çarpıyordu ve inanılmaz bi acıyla
haykırıyordum.Uykumun olması ve acı çekmem sebebiyle sürekli kabuslar gördüm şu an bile bunu yazarken kötü oldum.Diğer günde kolumu alçıya aldılar.1 ay kolum alçıda kaldı.Sabırsız olduğum için alçıyı erken çıkardım ve dikkat etmediğim için kolum yanlış kaynadı.Ve arkadaşlar p**** ve mast. bağımlısı olduğumu ne zaman farkettim biliyormusunuz? Kolum alçıda olmasına rağmen 31 çekmeye çalıştığım günde.Gerçekten o gün kolumun acısına rağmen PMO yapmaya çalıştığım için kendime acıdım ki yaptımda.Psikolojik olarak yerle bir oldum.Kolu kırılan arkadaşlar bilir geceleri uyumak çok zordur.Rahat duş alamadığın ve uyku pozisyonuna geçemediğin için sinirden kafayı yersin.Bazı günler yatakta amansız bir acıyla kıvrandığım günler oldu.Bu sadece fiziksel acı değildi.Mental anlamdada acı çekiyordum.Tam karnımın içine sanki şeytan girmiş gibiydi ve o çaresizlik duygusu beni perişan ediyordu.

Günlerce geçmeyen acılar bir an durup düşünmeme sebep oldu.Beynim daha fazla acı çekmek istemiyordu.Dur dedi artık,dur ve düşün,bunlar neden başına geldi?.Kolumu anlattığım olayın üstüne bir daha kırdım ve ameliyat oldum lakin çok fazla değinmeyeceğim.Sonuç olarak kolum alkol yüzünden kırılmıştı,psikolojim PMO yüzünden mahvolmuştu ve kolumun kaynamamasının sebebi sigara içmemdi.Nasıl olsa yataktan çıkamaz olmuştum artık mahvolan hayatım konusunda uzun uzun düşünebilirdim.

Yaşanılan bazı travmalar insana bir şeyler katar.Örneğin sürekli asabi ve emrivaki emekli bir subay geçirdiği trafik kazasından sonra pamuk gibi bir adam olur.Bende yaşadığım bu travmada ailemin bana olan sevgisini gördüm.Gerçekten beni seviyorlardı lakin yaşantımdan,halimden nefret ediyorlardı.Annem beni kolumun alçıda olduğu süreçteki ilk ayda her 2-3 günde bir beni yıkadı ve hergün bana yemek yaptı.Babam arada bir benimle taşşak geçiyordu ama oda bu süreçte maddi konuda bana çok yardımcı oldu.Sonuçta onu yadırgamamam gerek çocukluğundan beri çalıştığı için tek yapabildiği buydu.
Oda sevgiden mahrum büyüdüğü için sevgisini nasıl gösterebileceğini bilmiyordu,sarılmaktan korkardı ama benim için ömrü boyunca çalışmaya hazırdı.Bu olay evin içinde ister istemez bir dayanışma ortamı oluşturmaya başladı ve bu bana bir nebzede olsa motivasyon oluyordu.Onların yüzünü kara çıkarmamak için,değişmeliydim.

Öncelikle değişime kolaydan başlamalıydım.Sigarayı bırakmak istiyordum ki çok fazla severek yaptığım bi eylem değildi kimisi sigara içmenin çok ayrı bir zevk olduğunu söyler lakin bende sinüzit olduğu için baş ağrılarına ve burun tıkanmalarına sebep oluyordu.Bir şekilde sigarayı bıraktım.Bu beni mental açıdan bir nebze güçlendirmişti artık çok fazla kötümser değildim.Hala kolum alçıdaydı fakat o kemiğin sinire değmesi ve dikiş izlerinin oluşturduğu acılar azalmıştı.Günden güne iyileşmeye başlıyordum.Ne zaman kötü düşünceler oluşmaya başlasa alçım çıktıktan sonra yapacağım şeyleri düşünürdüm.Bu beni psikolojik açıdan baya güçlü tutuyordu.Sürekli olumlu düşünmeye çalışıyordum.Sonuçta bir yazlığımız vardı kimi çocuklar yazlarını şehirlerde PC başında geçiriyordu ve ben böyle bi olanağa sahiptim.Sağolsun doktorumda bu konuda çok motive ediciydi.Kolum alçıdan çıkınca bol bol yüzmen gerek dediğinde nasılda mutlu olmuştum anlatamam.Yüzmek en sevdiğim aktivitelerdendi ve bu benim tedavi sürecinde ilacım olacaktı.PMO konusundada artık düşünmeye başlasamda hala olayın çok fazla bilincinde değildim.Aslında tüm bu olanları sebebi PMO idi.PMO beni psikolojik açıdan mahvettiği için sigara ve alkol içmeye başlamıştım ve sonrası...Sonuçta sporu seven bir insandım,sigara ve alkolden çok tat almazdım lakin PMO'da sınıra ulaştığım için bu tatmini başka bağımlılıklarla güçlendirmeliydim.Alkol ve sigara sadece yan etkilerdi lakin ben hala ve hala bunun farkında değildim.Kolum kırıldıktan sonra çok fazla ilerleme katettim fakat PMO'yu bu olaydan 1 sene sonra bırakabildim.

NEVERFAP İLE TANIŞTIĞIM DÖNEM

Nihayet yaz tatili geldi ve kolum alçıdan çıktı.Verdiğim psikolojik savaştan dolayı çok yıpranmıştım fakat doğa benim merhemim olmuştu.Herkes için aynı olmayabilir lakin doğanın bende yeri çok farklıdır ve eminim ki hiçbir ilaç doğa kadar tedavi edici olmamıştır benim için.O dönemde yaşadığım buhrandan sonra adeta fırtına sonrası süt liman olan bir deniz gibi durulmuştum.Neredeyse 1 ay boyunca kimseyle konuşmadım.Ailem ve çevremdekiler benim kafayı sıyırdığımı falan düşünmeye başlamıştı fakat sessizlik bana çok huzur veriyordu çünkü bu dönemden önce çok çetin bir savaş vermiştim ve bir süre inzivaya çekilmek istiyordum.O dönemden bir kaç sene sonra okuduğum kitaplardan anladığım kadarıyla farkında olmadan meditasyon yapmayı,düşünmeden kendinle başbaşa kalmayı öğrenmiştim.Müslümanlar bunu namaz kılarak,katolikler günah çıkararak,bende doğada sessiz bir şekilde oturarak ibadetimi yapıyordum.

Doğa benim dinim olmuştu.O benim kurtarıcımdı artık.O 1 ay boyunca sahilde sabahtan akşama kadar oturmak beni öylesine yenilemişti ki,bir annenin şevkatiyle oğlunun dizindeki yaraya ilaç sürmesi gibi doğada benim ruhumdaki yaralara ilaç olmuştu.O dönemde aşk meclisi diye bir kitap okudum.Bu kitap beni çok etkilemişti madde bağımlısı Beykoz'lu bir janki'nin kendi günlüklerinden yazılan bu kitap bağımlılıkların insanın hayatını nasılda yiyip bitirdiğini anlatıyordu.Bağımlılıklar konusunda bakış açım genişlemişti ve oldukça bilinçlenmiştim.Doğada geçirdiğim zamanda daha berrak düşünmeme sebep olmuştu buda ilerdeki hayatımı olumlu etkileyecekti.Yazlıktan döndüğümüzde sınava hazırlık konusunda vereceğim savaşa hazır hissediyordum.

Sınav senem geçen seneye nazaran bir nebze daha iyi olsada çok stresli geçmişti.Bu sene temel liseye geçtiğim için arkadaş ortamım değişmişti.Şansım yaver gitmişti ki sınıfta kafa dengim bir sürü insan vardı.Şimdi dönüp baktığımda keşke o dönemlerdede PMO yapmasaydım diyorum kendi kendime.O günlerde eğlendiğimin 10 katı daha çok kahkaha ekleyebilirdim günlerime ama elden birşey gelmezdi.İyi bir devlet üniversitesi kazanıp aileme maddi açıdan yük olmamak için var gücümle çalışıyordum ve o sene neredeyse hiçbir sosyal faaliyete katılmamıştım tek derdim ailemden uzaklaşıp kendi hayatımı yaşamaktı,özgürlüğüme çok düşkün biriydim ve ailem bu konuda bana çok fazla engel oluyordu.Sınav koşuşturmacasının yarattığı gerilim ve stresten dolayı tekrar sigaraya başladım ama sorun etmiyordum çünkü seneye yeni bir yerde yeni bir hayat kuracaktım ve bu hayat eskisi gibi olmayacaktı.Zaten ygs'ye 1 ay kala tekrar bıraktım birgün içtiğim mentollu sigara yüzünden burnum kanadı o günden sonra ağzıma sigara almadım 3 senedirde kullanmıyorum lakin PMO için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Kendimi rahatlatmak adına PMO yapmaya devam ediyordum ama arkadaşlar size hiç bir tereddüt altında kalmadan söyleyebilirim ki o dönemde PMO yapmasaydım şuan itü'de olabilirdim çünkü bir gladyatörün azmiyle birlikte, bir peygamberin sabrıyla çalışıyordum.Sabah akşam çalışıyordum lakin PMO yüzünden çalışmalarımdan tam anlamıyla verim alamadım ama ne yalan söyliyim öyle bir maratonun içinde aynı zamanda PMO ile savaşmak gerçekten demirden bir irade ister.

Velhasıl lys'ye kaldı bir kaç hafta ve bizim gönül yaylarımız iyice gevşedi.Artık o koşuşturmaca bitiyordu.Tekrar fırtınayı atlatmıştık ve sükunetle bulutların ardından görünen güneşin sıcaklığı tenimizi ısıtmıştı.PMO ile ilk savaşlarım bu dönemde başladı(ne zaman hatırlasam mutlu olurum:)).Bi sabah kalktığımda *** gibi hissediyordum ve içimden ''amınakoyim benim neden hiç enerjim yok her sabah küfür ederek kalkıyorum hep bir halsizlik var her işi yapmaya üşeniyorum'' dedim ve şöyle bir aynanın karşısına geçtim.Göz altlarım mosmordu,kilo almıştım ve gerçek anlamda yaşayan bir ölüye benziyordum.tekrar ''lan artık p**** izlemiyicem bu olayda bir ***luk var'' dedim içimden.PMO'nun bana zararlarını hissedebiliyordum ama henüz bilimsel olarak açıklayabilmiş değildim çünkü penistiğimin internetinde mast'ın ve PMO'nun çokta zararlı olmadığı konusunda bir sürü saçma sapan yorumlarvar birde bu konuyu her insanla oturup konuşamadığın için bilinçlenmek pekte kolay olmuyordu.Nf-tr ile tanışmadan önce(o zaman nofaptürkiye idi),1 haftalık ilk sürecimi yapmıştım ve tekrar bu işte bir ***luk olduğunu ve bu konuda araştırma yapmam gerektiğini hissettim sonrasındada bu güzel siteyi buldum.Bu site ve güçlü iradem üniversite hayatımın 2 yılınında şahane geçmesine sebep oldu.

Sitede okuduğum ''300+ gün ve yaşadıklarım'',''Nofap'ın pozitif etkileri'',''30 gün ve yaşadıklarım'' tarzı yazılar beni bir hayli heyecanlandırmıştı,ne kaybederdim ki?elimden giden sadece 3 ay olurdu sonrasında tekrar istediğim kadar mala vurabilirdim.Lakin bu sürece başlamak ve her fapstronotun ballandıra ballandıra anlattığı o günleri bende yaşamak istiyordum.Onlar mağaradan çıkmışlar,güneşin sıcaklığında çayırlarda kadınlarla birlikte tertemiz nehirlerde yüzmüşler,hayatın ve tanrının bize sunduğu yeryüzündeki cennetin içine dalmışlar ve sonra burada bize o cennetten bahsetmişlerdi.Ben ise mağara karanlığında yıllarımı geçirmiştim ve kaybedicek hiçbirşeyip yoktu bu nedenle onlara kulak vermeliydim ve bende sürece başladım.İlk sürecim 23 gün olmuştu ve içimdeki bu iğrenç şeyi yapmayı bırakmam gerektiği dürtüsü daha bir güçlenmişti.Çok iyi hatırlıyorum aynanın karşısına geçip ''evet pişmanım,pişmanım ve daha iyisini yapacağım,90 güne ulaşacağım!!'' diye bağırmıştım
:))
baya motive edici olmuş olmalı ki ondan sonra bir kaç haftada bir süreci bozar olmuştum
:)
yinede bu konuda çabalamam yaz aylarımın daha güzel geçmesine sebep olmuştu.En güzelide köydeki güzeller güzeli merve'miz halamlara bir kaç günlüğüne gelmişti.Bende sürecimde 30'lu günlerdeydim.Okey oynadığımız bir gün insan gibi diyalog kurabiliyordum.Beni en çok şaşırtan olayda ortaokuldaki espri yeteneğim azar azar kendini tekrar göstermeye başlıyordu.Bu yaşadığım bir kaç olay Neverfap konusunda kuşkularımı azaltmıştı ve doğru yolda olduğumu hissetmeye başlamıştım.

Ağustos gibi başladığım bir süreçte telefonuma şafak sayan askerler için hazırlanmış bir uygulama indirdim ve 90 güne ayarladım.NeverFap artık etkilerini göstermeye başlamıştı.Dalmayı ve denizin altındaki o muhteşem dünyayı incelemeyi çok severdim ve artık nedense daldığım zaman gerçek anlamda muhteşem bir duygu hissediyordum.PMO yapmadığım için zihnim berraktı,düşünceler yoktu ve her taraf masmaviydi.Nefesimi tutmuştum,kalbimin yavaş ve yumuşak bir şekilde atışıyla birlikte etrafımda dolaşan yüzlerce balığı izliyordum,PMO'nun ne yaparsa yapsın bana veremeyeceği bir histi bu.

NEVERFAP SONRASI KENDİM DE FARK ETTİĞİM POZİTİF ETKİLER VE YAŞADIKLARIM


Tatil neredeyse bitiyordu.Hala sürecimi bozmamıştım.Sayacımdan hergün şafağa biraz daha yaklaştığımı görebiliyordum.Çabalarım sonucunda,eğitim kalitesi çokta iyi olmasada bir devlet üniversitesi olan Uludağ üniversitesinde makine mühendisliği bölümünü kazanmıştım.Sonradan üniversitemi ve Bursa'yı çok sevdim çünkü aşık olacağım kızla burda tanışacaktım ve okul ormanın içinde,doğayla içiçeydi.Üstelik bu sene hazırlık okuyacağımiçin derslerimde çok ağır olmayacaktı.Artık kendi istediğim şeylere odaklanabilecektim.

Fakültemin yapısını ve buradaki yaşayış tarzını beğenmiştim.Yaşadığım yer şehir merkezinden uzak ve en güzelide herkesin benim gibi öğrenci olduğu gençlerden oluşan bir yerleşkeydi.Bunun bir güzel birde kötü yanı olduğunu ilerde anlamıştım.Güzel yanı burada tanışıp farklı tatlar,farklı duygular alabileceğiniz binlerce insan vardı kötü yanıda böyle öğrenci yerleşkelerinde birkaç asalağın parasını nasıl alacağını çok iyi bilen birsürü e*cort ve e-cort bozması öğrenci tipleri olduğu için süreçte tetikleyici konusunda çok zorlanıyorsunuz,fakat bir yerden sonra NeverFapNeverPorn arkadaşında dediği gibi böyle kadınlara prim vermediğiniz sürece kendi ezik hayatlarını onlara hatırlattığınız için sizlerle çok fazla iletişim kurmayacak ve sizlerden uzaklaşmak isteyeceklerdir.Unutmayın bu kadınlar sadece paralarına bakarlar ve duyguya,sevgiye,güvene dayalı olmadan yapılan sekste zevke dayalı bir eylem olduğu için buda bir bağımlılıktır ve emin olun ki bu duygusuz paranın köpeği kaşarları s*kmek size elinizi s*kmekten farklı hiçbir duygu yaşatmayacaktır.Neyse bu sefil kaşarları bir kenara bırakalım ve konumuza dönelim.Yaşadığım bölgeye şimdiden ısınmaya başlamıştım.İlk işim spora başlayıp üzerimdeki fazla ağırlıklardan kurtulup sağlıklı bir vücuda sahip olmaktı.Tabi o zamanlar sağlık için değilde kaslı oliyim,kızlar bana baksın,erkek ortamında gücü kuvveti ilk bakışta anlaşılacak hayvan gibi bir vücut yapma düşüncesine sahip idim bu nedenlede BodyBuilding tarzında bir antreman programıyla spora başladım.ilk hafta okul yoktu bende bu süreçte sadece spora odaklanabilecektim lakin bizimkiler gittikten sonraki günün sabahında farketmiştim ki önüme hergün kahvaltı koyan kadın bana yaklaşık 300km uzaktaydı ve bundan sonra bazı özgürlükler istiyorsam kahvaltımı artık kendim hazırlamak zorundaydım.Kahvaltı işi sadece küçük bir detaydı,okulun yanında temizlik,faturalar,ütü vs ev işleriylede ben ilgilenecektim.En zoruda yaşadığım yerde iletişime geçeceğim hiç arkadaşım yoktu.Bir yandanda yalnızlıkla savaşıyordum bu nedenle ilk haftalar bayaa sancılı geçmişti tabi zamanla memleketten bir iki arkadaşında burayı kazandığını öğrendim ve onlara takılmaya başladım

Okulun doğayla iç içe olması ve yaşadığım yerleşkede herkesin genç olması Üniversite'nin eğlenceli olduğunu belli ediyordu.Etrafta gitar çalan gençler,çimlerde uzanan sevgililer,ilgilendiğin hobilere göre toplulukların olması sosyalleşmenin zor olmayacığını gösteriyordu.Lisede sadece bir sınıfın vardı ve her gününü onlarla geçirmek zorundaydın fakat burada bir sürü arkadaş grubu kurabilir ve yaşadığın bölgeden farklı kültürlerle,farklı karakterlerle tanışabilirdim.Okulun böyle güzel bir atmosfere sahip olması beni mutlu etse de bu sene hazırlık okuduğum için bu ortama bir sene uzak kalacaktım ve hazırlık kampüsünün uzakta olması sebebiyle her gün belediye otobüsüyle 40-45 dakika yol yapacağımı öğrendiğimde üzülmüştüm.

Okulun ilk günü nasıl gidip geleceğimi öğrendikten sonra yola koyuldum ve durakta bekliyordum ve birden karşıma lisede 2 sene aynı sınıfta geçirdiğim bir kız arkadaşımı gördüm.Önceleri bu kız hakkında olumsuz düşüncelere sahiptim ve pekte samimi bir ilişkimiz yoktu.Kızın fiziği güzel olmasından mütevellit herkesin ağzında sakız olmuştu ve bende lisedeki asalak arkadaşlarım gibi sürekli bu kız hakkında ileri geri sohbetler yaptığımız için o zamanlarda kızla ne zaman konuşsak aklıma PMO'dan alışkın olduğum için genelde kızla ilişkiye girmek gelirdi ve bu nedenle konuşmamız sağlıklı olamazdı.Yani kızla içten ve sağlıklı konuşamazdım çünki PMO' yaptığım için aklım sakatıı ve kontrol bende olmadığı için saçma sapan şeler düşünürdüm.Oysa şimdi kızla karşılaştığımda eski bir tanıdığını görmenin verdiği mutlulukla hafifçe bir gülümsemiş ve kızın cidden güzel olmadığını farketmiştim.Sonrasında otobüste bolca muhabbet edeceğimiz zaman olmuştu ve oda bendeki değişimi somut bir şekilde ifade edemesede farketmişti ve rahat davranabiliyordu.Aramızda esprilerlin olduğu samimi ve içten bir sohbet dönmüştü.Bu konuşmada NeverFap'in bana verdiklerini artık rahat bir şekilde izleyebiliyordum çünkü bu ergenlik dönemimden sonra bir kızla kurabildiğim ilk sağlıklı sohbetti.İletişimimiz gayet doğaldı ki önümüzde oturan bir arkadaşda muhabbetimize katıldı.Hiçbir çaba sarfetmeden otobüste daha önce görmediğim,tanımadığım bir insanla samimi bir diyalog kurabilmiştim.NeverFap sayesinde utanma duygusunu daha az hissetmeye başlamıştım ve bu müthiş bir histi.

Haftanın 5 günü 40 dakika gidiş 40 dakika dönüş toplamda hemen hemen 1buçuk saat yolculuk yapmak,üstelik dolu bir otobüste ayakta bir şekilde,başlarda çok zor gelmişti.Sıkılıyordum,yapçak birşeyler arıyordum.Fakat insanın yaşadığı çevreye ve durumlara her canlının olduğu gibi adaptasyon olma eğilimi vardı.Artık gideceğim saatten biraz erken çıkıp otobüste hep aynı yeri kapar olmuştum ve ilginç bir şekilde artık yolculuğa başladıktan sonra uykum gelir gibi oluyordu ve bu yolculuklar artık keyif vermeye başlamıştı.Bi nevi koşuşturmacalı hayatımda verdiğim 40dk'lık bir mola gibiydi.Önceleri muzik dinleyerek geçirmeye çalışırdım ama artık bir müzik açıp gözlerimi kapar,o müziği yaşamaya,hissetmeye,d o duygunun içine dalmaya başladım.günün o saatinde yaşadığım zorunlu molalar,bana sanki olduğumuz durum hakkında söylenmek yerine,alternatif bulup o anı yaşamaya yönelmemiz gerektiğini anlamamı sağladı.önce etrafı seyrediyordum.Sonra soft bir müzik açıyordum ve gözlerimi kapatım içimdeki sakinliğe,yaşama duygusuna,içimdeki enerjiye kulak veriyordum.Düşüncelerimi izlemeye,onları anlamaya,sonra onları uzaklaştırmaya başladım.Bu 40 dakikalık bitmek bilmez yolculuk sürekli bir şeyler yapmak yerine kendi başına kalmanın sessizliğindeki huzuru görmemi sağlamıştı.Gecelek planları yapmıyordum,geçmişe çok takılmıyordum.Sadece şu anda ve kendimle olmaktan mutlu hissediyordum.

Üniversiteye geçtiğimde PC oyunlarınıda bırakmıştım.Sonuçta artık çocuk değildim.18 yaşında delikanlı bir gençtim ve bana hiçbir faydası olmamakla birlikte aksine zararı olan bu oyunların fuzuli olduğunu düşündüğüm için tüm çocukluk ve ergenlik dönemimi gerçirdiğim PC oyunlarına elveda demiştim.Bir gün facebook'ta takılırken osho adındaki hindistanlı felsefecinin bir sözüne denk geldim.Yalan olmasın sözü tam olarak hatırlamıyorum fakat içimden ''bu adam aynı benim gibi düşünüyor'' diye geçirmiştim sonrada elemanı bir araştırmaya tuttum.Adam tam bir asiydi ve doğu'nun dünyadan soyutlanan ak sakallı keşişlerine benziyordu.D&R'dede bu adama ayırılmış bir köşe vardı bu yüzde okumaya değer diye düşündüm zaten okuma alışkanlığı edinmeye çalışıyordum buna osho'nun bir kitabıyla başlayabilirdim.Sonrasında aynı akşam internette ego adlı kitanının blogspotu vardı (bkz: ) ve onu okumaya başladım.10 dakika kitap okuduktan sonra sıkılan ve kafası dağılan ben bu adamı 1buçuk saat boyunca tek solukta okumuştum.İnsanın kendi olması,diğer insanların olmasını istediği kişiden soyutlaması,sevmesi,sevgisini dünyaya göstermesi,egosunu ve kibirini eritmesi gibi konulara değiniyordu.Batı bilimleri ve materyalizm hakkında doğuştan beri bir şey öğreniyorduk ama doğu bilimleri ve metafizik hakkında pek bir bilgim yoktubu nedenle ilginç geldi ve okudukça ''çok haklı lan '' demeye başladım.Meditasyon,spritüellik,insanın kendini keşfetmesi hakkında daha çocukluk dönemlerimizde öğrenmem gereken lakin aileminde öğrenmediği için bana aktaramadığı bilgileri bu adam sayesinde öğrenmeye başladım.Otobüste ve evde sürekli bu adamı okuyordum.Şu andada bu lanet olası anarşist herif benim hala bir numaralı öğretmenimdir.Onun kitaplarının ve bilgilerinin altından ve dünyadaki tüm servetten daha değerli olduğunu düşünüyorum.Burada size illa osho okumanız gerektiğini savunmuyorum sadece,kendi karakterinizle uyumlu bulduğunuz,kendinizden bir şeyler bulduğunuz yazarları okumak ve onların bilgilerinden faydalanmak,ileriki hayatınızda daha bilinçli,en önemliside daha mutlu yaşamanızı sağlıyor neverfap süreci içinde kendinize yapacağınız en büyük iyiliklerden bir taneside okumaktır neden böyle düşünüyorum derseniz osho'nun okuduğum kitapları sayesinde son 2 senem mükemmel geçti.

Bu adamın öğretileri sayesinde artık daha çok hayattan zevk almaya,düşünmekten çok mutlu olmaya,direnmekten çok hayata uyum sağlamaya,bastırmaktan çok ifade etmeye başladım.Gün boyunda yaşadığım stresi azalttım ve daha çok eğlenmeye başladım.Gün içinde attığım kahkahalar ve yaptığım espriler artmaya başladı.Neverfap ve osho sayesinde kendimi bulmuştum.Üstelik derslerimde fena değildi.Yinede mükemmel notlar almasamda çok çalışmama gerek kalmıyordu çünkü okuduğumu anlayabiliyordum ve günümün çoğu kısmını arkadaşlarımla takılarak,akşamları dışarı çıkarak daha çok eğlence kısmına ayırabiliyordum ki o kadar çok çalışmayarak gezmeme rağmen okulda dil seviyesinde en üst seviyede ve sınıf 6.sı olarak bitirdim. PMO ile kafamı cinsellikle doldurmadığım,Pc oyunları ile de zihnimi yormadığım için öğrendiğim şeyleri aklımda tutabiliyordum.

Bu İki Sene İçerisinde Neler Yaptım


Sizlere bahsettiğim telefona şafak sayacı indirdiğim sürecimi 89. günde edging yaparak bozdum.Fakat artık ben eski ben değildim.90 güne ulaşmaya tam 1 gün kalmışken salak gibi bozdum fakat artık farkettim ki pişman olmanında,üzülmeninde hiçbir faydası yoktu çünkü lise yıllarımda hep üzülüp pişman olmuştum.Sonrasında masama oturup bir defter açtım ve sürecimi bozan durumların listesini çıkardım.İnstagramı ve twitteri,snapchati,arkadaş bulmaya yarayan saçma salak tüm programları telefonumdan sildim.Sosyal medyayı,youtube'u,interneti,hatta bilgisayarı hayatımdan çıkardım.

Ve yeni sürecime daha istikrarlı bir şekilde başladım.

Sınıf arkadaşlarımla okul dışındada ailelerimizden uzak kaldığımız için daha sıkı fıkı oluyorduk ister istemez.Buda daha köklü,sıkı arkadaşlıklar kurmama sebep oldu.Okulda,otobüste,yerleşkede,akşam dışarı çıktığımızda,her yerde beraberdik.Geçen hergündede birbirimiz ile bağlarımız güçleniyordu.Beraber geçirdiğiniz zamanda insanların sizi hergün birazdaha keşfetmesi,sizlere birşey katması ve sizinde o insanla yakınlığınız zamanla birbirinizi anlamanızı kolaylaştırıyor.Etrafınızda sizinle aynı şeyleri paylaşan ve sizi anlayan birilerinin olmasıda sizi daha mutlu ediyor sonuçta insanoğlu bugüne dek,topluluk halinde yaşayarak evrimleşmiştir.

Yeni sürecimde daha istikrarlı gidiyordum.Telefonuma Barış Özcan'ın ''Don't Break The chain'' isimli videosunda gördüğüm aynı isme sahip uygulamayı indirdim ve her fap yapmadığım güne bir çarpı atıyordum.Takvimde attığım çarpılarla eş zamanlı olarak arkadaş çevreminde arttığını gözlemliyordum.Süreçte ilerledikçe özgüvenimde aynı oranla artıyordu ve artık tanımadığım insanların arasına girmek,farklı gruplarla kaynaşmak,arkadaş edinme ihtiyacından ziyade bana keyif vermeye başlıyordu.

Yapacak birşey bulamadığım bir günün akşam saatlerine doğru osho okuyordum ve memleketten olan arkadaşlarım beni arayıp dışarı çıkacağını benimde gelmemi istediler.Beraber yerleşkenin merkezinde bulunan pub tarzında alkollü bir mekana gittik.3 arkadaş mekana gittiğimizde arkadaşın sevgilisi ve 2 arkadaşıda oradaydı.NeverFap'ta bir başarı elde ettikten sonra kadınları anlamak adına çalışmalarıma başlamıştım ve öğrendiklerimi uygulamak istiyordum. ''amlılarla iletişim dersi 101 için sınıflara'' başlığını baştan sona okumuştum.Açıkçası kimi zaman haklı olsada bazı yerlerde amacımızın sanki kadınları sadece yatağa atmak düşüncesi olduğu için katılmadığım noktalarıda var.Eğer siz Fap yapmadan tabancanız dolu bir şekilde gidiyorsanız ve kitap okumanızın neticesi olarak kelime haznenizi geliştirdiyseniz zaten hiçbir çaba sarfetmeden içgüdüsel olarak kızlara kur yapabilme ve ilgi çekebilme becerisini kazanıyorsunuz birde çok açık birşekilde ne kadar kendine özgüveniniz var ise bununla birlikte kendinize yetmeyi başarabiliyorsanız kızlar sizinle ilgilenmeye başlıyorlar.Sevgili yapiyim,şunu etkiliyim,şu kızı yatağa atayım tarzı düşüncelere girdiğinizde duvara toslayabilirsiniz.Velhasıl üç kız ve üç erkektik buda muhabbetin uzun ve eğlenceli olacağını şimdiden belli ediyordu
:)
.Kızlardan birine şöyle bir gözüm takıldığında tamda benim kriterlerime uyan;Esmer,kısa boylu,minyon tipli,kara kaşlı kara gözlü hafif kilolu tombul yanaklı bir kız olduğunu farketsemde NeverFap'in bana kattığı kur yapma ve kendi otokontrolumu sağlama becerimden dolayı kızın gözünün içine hayvan gibi bakmak yerine sanki hiç ilgilenmiyormuşçasına diğer kızlarla ateşli tartışmalara giriyordum ve hanımkızımızda ister istemez muhabbete katılmak söylediklerime karşı anti-tezler sunuyor yada katılmadığını bildiriyordu.Muabbeti genelde ben idame ettiriyordum ve mekanda 3 erkek olmamıza rağmen kızların üçününde ilgisinin bende olduğu anlaşılıyordu çünkü arkadaşımın manitası bile beni eğlenceli bulmuştu yani siz etkileyici ve ilgi çekici bir kişilik oluşturduğunuzda kızların sevgilisinin olması çevredeki alfa erkeğine ilgi göstermeyeceği anlamına gelmiyordu ki zamanla çok yakın arkadaş olmuştuk.Beni en çok şaşırtan olayda kızların diğer sevgilisi olmayan arkadaşımla iletişime geçmek yerine benimle konuşmak için diğer kızlarla yarışa girmeleriydi.Ne yazikki öbür arkadaşım sabah akşam fap yaptığı için şansını kaybetmişti ve iki kızda önceki çabalarımın sonucu olarak benim elimdeydi ki gece boyunca kızların bana karşı olan ilgisi devam etti o gece gerçekten çok eğlenmiştik gecenin sonunda arkadaşım garsonla kavga etti ve badigardlar bizi mekandan attılar.Bu olay arkadaşlık bağlarımızın güçlenmesine ve zaman zaman bahsedip eğleneceğimiz bir anı olmuştu.

O gece birlikte olduğumuz grubla iyice kaynaşmıştık ve artık hep beraber takılıyorduk.Evde ne zaman sıkılsam bizimkilerin yanına gidiyordum ve selinde bazen orda oluyordu.Günlerimiz güzel geçiyordu.Haftasonları hep farklı etkinlikler yapıyorduk kimi zaman mundanyada balık ekmek eşliğinde denize batan güneşin yaratığı görsel şöleni izliyorduk.Kimi zaman bursanın köylerine gidip oradaki mütavezi kahvelerde okey oynuyorduk.Bazen yerleşkede toplanıp çekirdek çitliyorduk.Bazen diğer arkadaşıma üzülüyordum çünkü deli gibi PMO yapıyordu gerçekten eğlenceli bir çocuktu keşke bize katılabilse diyordum ona PMO'nun zararlarınıda anlattım kimi zaman ama bir kulağından girip öbüründen çıkıyordu ve biz haftasonları deli gibi eğlenirken o evde kalmayı tercih ediyordu.Onu gözlemlediğimde lisedeki halimi hatırlıyordum ve PMO'nun ne kadar lanet birşey olduğunu somut olarak bana göstermiş oluyordu.Bazen yine eğlenceli ve kahkahalarla geçen günlerin akşamlarında içimdeki huzuru hissederken lisede geçen zamanlarıma üzülüyordum ve lisede PMO yapmasaydım neler yaşayabileceğimi düşünüyordum fakat zararın neresinden dönersen kardır diyip kendimi teselli etmeye çalışıyordum.

Bir akşam yine sofrayı kurmuş eğleniyorduk.Arada arkadaşlarıma misafirleri geliyordu genelde her tanıştığım insan beni eğlenceli,canayakın,sıcakkanlı ve espri yapan bir çocuk olarak tanımlıyordu ortamın deli çocuğuydum
:))
.Grubumuza arada bazı arkadaşları girip çıkıyordu ve giren kızları etkilemeyi başarıyordum gözüm selinde olsada kendi hayatımdan taviz vermiyordum ve ona bağlanmak konusunda dikkat ediyordum onunda bana ilgisi olduğunu anlıyordum fakat işi somutlaştırmamaya çalışıyordum ona sevdiğimi söylersem tüm büyüsü kaçacaktı bu yüzden ne sevgili ne arkadaş denilen o dönemi olabildiğince uzatmaya çalışıyordum çünkü bu kurm yapma dönemi aşkın en güzel dönemi olduğunu biliyordum.Sürekli bir savaş içerisinde gibiydim onu sevdikçe daha güzel hissediyordum fakat ona bağlanıp her istediğini yapmaya başlayıp kendimden taviz verince bazen gülünç duruma düşebiliyordum.Arkadaşın ablası bize güzel bir yemek hazırlamıştı ve onu yedikten sonra tabu oynamaya başladık.O akşam hayatımda en çok kahkaha attığım ve eğlendiğim günlerden biriydi.Tabudan sonra kart oynamaya başladığmızda bir şekilde konu bizim yazlığımızın olduğuna geldi ve sevgilisi olan arkadaşım orda birkaç gün tatil yapalım eğlenceli olur tarzı bir fikir sunmuştu tabiki bende buna katıldım sonuçta kızlı erkekli bir tatil yapacaktık arkadaşın sunduğu fikir eğlenceli değil adeta rüya gibiydi.

Yaz yaklaşıyordu bende tatil planını organize etmeye çalışıyordum.NeverFapta yaklaşık 150. günlerdeydim,kitap okuyordum,spor yapıyordum,sağlıklı besleniyordum ve okulum sağolsun istediğim zaman kendimi doğaya atabiliyordum.Gerçekten kendimi süperman gibi hissediyordum.Eski kibirli,kasıntı ve suspus çocuk gitmişti ve yerine hayata ve yaşamaya aşık,eğlenceli ve susmak bilmeyen bir çocuk gelmişti.O dönem hayatımın en güzel dönemiydi hala güzel günler yaşıyorum fakat o dönem benim için çok ayrı kimi zaman içimden ''lan hayatımın sonuna kadar hep bu kadar güzelmi hissedeceğim,hayat ne kadar güzel,çok mutluyum allahım sana şükürler olsun'' diye dua ediyordum.Günlerim güzel geçiyordu,insanlar beni seviyordu,kafam estiğimde başımı alıp gidebiliyordum çünkü kendime güvenim tamdı.

Tatili ayarladık ve bir şekilde bizim yazlığa vardık.Yazlık tüm kış boyunca temizlenmediği için içersini *** götürüyordu fakat biz dört kafadar (selin,ben,arkadaş,manitası) beraber olduğumuz için gayet mutlu bir şekilde temizliğe koyulmuş,sürekli evin dağınıklığı hakkında espriler yapıyorduk.Evi bir şekilde üstünkörü temizledik.ali'yle manitisi mangalı yakıp sofrayı hazırladırlar,bizde selinle bulaşığı yıkadık.Gecenin sonunda denize gitme hayalleriyle,hoş sohbetlerle iskambil oynadık ve yattık.

Sabah uyandığımda içimde yine güzel bir duygu vardı.Gece geç saatlere kadar süren eğlenceli muhabbetlerin sonucu olarak öğlen 2-3 gibi uyanmıştık. Güzel bir kahvaltı ettik ve denize gitmek için yola koyulduk.Daha yaz sezonu yeni yeni açıldığı için ortada kimsecikler yoktu.Teknelerle dolu iskeleyide geçtiğimizde kimsenin olmadığı bir kumsal ve dalgasız berrak bir denizle karşılaştık.Kimsenin olmaması keyfimizi dahada çok arttırmıştı.İstediğimizi yapıyorduk.Önce kayalarda yürüyüş yapıp denize atladık,kumsalda bağara çağara şarkı söyledik,denizde oyunlar oynadık,tabiki denizde yaptığım esprilerle selini kahkaha tufanına tutturuyordum.Sonrasında selinle yürüyüşe gittik.sultaniçede sahilden birkaç km yürüdüğünüzde kanlıçayır adında bir ormana çıkarsınız ve orada sahilden yürüyerek tırmandığınızda ormanın içine dalarsınız.Orman biraz yüksek mertebede olduğu için sahil şeridi ve deniz ayaklarınızın altında kalır.Bizde selinle konuşa konuşa dediğim ormanın yamacına yaklaştığımızda şans eseri güneş batmak üzereydi.İşte tam bu an benim tanrıya ulaştığım,onun sevgisiyle,yaşama aşkıyla,tüm güzelliklerle buluştuğum andı.NeverFap'ta uzun bir süreci devam ettiriyordum,uzun bir zamandırda rüyalanmamıştım ve şimdi sevdiğim kızla birlikte mükemmel bir manzarada güneşin batışını izliyorduk.Bu olay 19 yıllık hayatımda yaşadığım en güzel olaydı.Şimdi diyeceksiniz ki kardeşim kızı öpmedinmi bişeyler yapmadınızmı vs.Bu olay cinselliğin üstünde ilahi bir olaydı beyler.İçim içime sığmıyordu.Onu öpmeyi düşündüm ama o kadar mükemmel hissediyordum ki o anı bozmak istemedim yani o kadar muhteşem bir duyguydu ki öpüp öpmemek benim için hiçbirşey ifade etmiyordu.Ben orada tanrı aşkıyla dolmuştum.Doğanın huzuru içinde kendimden geçmiştim ve selin orada o güzel duyguya,o aşka ulaşmamı sağlayan,o güzel duygulara kapı açan bir anahtardı.Tanrıya ulaşmam için geçmem gereken bir kapıydı ve oda bana güvenip benimle gelerek bu kapıyı açmıştı.Bu artık aydınlanmamı diyim,nirvanaya ulaşmamı,mutluluktan kafayı sıyırmakmı bilemem lakin o an aklıma 1 saniye bile olsa cinsellik gelmemişti.Bir ara öpmeyi düşündüm ama oda geçti gitti anın güzelliğinde zihnimde karşımdaki deniz gibi sakinleşmişti.Bu olaydan sonra bir kaç kez daha bu tarz aydınlanmalar yaşadım fakat eminim ki süreci bozsaydım böyle güzel duygular yaşayamazdım.

O günün akşamı gene şakalarımla kahkaha tufanı estiriyordu.Arkadaşım bendeki bu doğallığı hissetmiş olmalı ki laf arasında ''sende ki bu özgüven spor sayesinde dimi bende başlıyıcam'' tarzı birşey söyledi ki buda ister istemez hoşuma gitmişti.Sonuçta böyle güzel anlar yaşamamda bir nebzede olsa benimde katkım vardı.Uzun süredir neredeyse bir rahip gibi yaşıyordum fakat yaptığım acı verici ve zor olan fedakarlıklarım ile terkettiğim arzularımın karşılığında tanrının bize sunduğu huzur ve mutluluk dolu hayatla tanışmıştım.Gece boyunca selinle arada bir bakışmalarımız içimi hoş etsede,yinede içimdeki bir ses bu bakışlara kendimi kaptırmamam gerektiğini söylüyordu çünkü okuduğum bir kaç kitapta aşk ile bağlanmanın farklı şeyler olduğunu biliyordum.Evet selin bana güzel hissettiriyordu ama ne olursa olsun bu benim bedenimdi ve kendimi birtek ben bilebilirdim ve onu bu benliğimin merkezine koymak aşkın yerine kaosu getirirdi.

Yazlıkta geçirdiğimiz birkaç gün de böyle güzeldi.dört günün sonunda selin çanakkaleye gideceğini ve benimde gelmemi istedi bende kaçarmı hemen kabul ettim.Otostopla enez sahilinden çanakkaleye kadar 250 km yol kat ettik ve bu yolculuk boyuncada gayet keyifli ve eğlenceli zamanlar geçirdik.Sonrasında çanakkaledeki arkadaşlarıyla tanıştım.Kız müzik öğretmeni olduğu için arkadaş çevresinin hepsi müzisyendi ve bu sanatla içiçe olan samimi ortam bende hayranlık yaratmıştı.Heryerde çeşitli enstrümanların olması,sürekli müzik hakknında konuşmaları,enerjileri beni adeta büyülemişti.Sonuçta benim gibi düzmantık düşünen sayısalcı bir mühendisin böyle insanların içinde olmasından etkilenmemesi elde değildir diye düşünüyorum.Bizim tek bildiğimiz şey makinalardı onlar ise ruha hitap ediyorlardı ve buna benimde bayağı bir ihtiyacım vardı.Onlarda beni çok sevmişlerdi çünkü onlara göre bende çok farklı kafa yapısına sahip eğlenceli bir tiptim.Kendimi erasmusla başka ülkeye gitmiş biri gibi hissediyordum onlar tahminimce çoğu PMO'dan haberi olmayan duygusal insanlardı ben ise sanayi bölgesinde,kötü imkanlarla penisimsonik anadolu üniversitelerinde büyümüşüm bu nedenle onlara nazaran biraz yabani kalıyordum fakat içtenlikleri sayesinde bende onlarda kendimi buldum ve sevmeyi,sevilmeyi,insani duyguları bende aynı içtenlikle etrafıma dağıtmaya,insanlara güvenmeye başladım.NeverFap'in de etkisiyle böyle içten insanların içinde olmak beni dahada mutlu ediyordu.

Bu olaydan sonrada babamla limoni olan aramı düzeltmek.onları yeni oğuzhanla tanıştırmak için memlekete döndüm ve bir nebzede olsa babamın halini anlayabilmek için babamın dükkanında çalışmaya başladım.O dönemde sanayide çok pis bir ortamda,herkesin varoş olarak düşündüğü ama dışları ne kadar pis olursa olsun içleri bir o kadar pırlanta olan insanlarla tanıştım.Sanayideki yağ,talaşın sıcağı ve hiyerarşik idare biçimi içinde çalışan insanların halleri hakkında empati yapmayı öğrendim.Çalışarak alın teri ile para kazanmayı.Kimseye muhtaç olmadan gerekirse saatlerce aç bir şekilde çalışmayı,para kazanmanın zorluğunu anladım.Önceki yazlar sadece yazlıkta büyütürdüm ama bu yaz içimdeki enerji beni farklı şeyler yapmaya itti.Sonunda 6bin tl biriktirdim ve kendime mondial 125 znu adında vespa tarzı bir motorsiklet aldım.Sonra motorla kaza yaptım o ayrı bi konu fakat başımı alıp bilmediğim yerlere gimek.Bilmediğim insanlarla konuşmak muhteşem bir tattı.

Evet beyler benim nofaptan önceki hayatımıda okuduysanız nofap ile hayatımda yaşadığım sıçramayı görmüşsünüzdür.Bunu biraz yaşadığım güzel anıları hatırlamak birazda sizlere motive edici olması sebebiyle yazdım. Şuan içinde krizler ve tetikleyicilerle dolu olsada 340 gündür p**** izlemedim ve Mastürbasyon yapmadım.Bu inşa ettiğim kaleyi spor yaparak,sağlıklı beslenerek,kitap okuyarak,doğayla içiçe olarak,sosyal olarak sağlamlaştırdım.yaklaşık 20 gün sonra yaklaşık 1 yıldır mastürbasyon yapmamış olacağım.Nasıl bu kadar dayanabildin diye sorarsanız NeverFap olayını bir takıntı haline getirdim.Son bir aydır sıcağın etkisiyle beni zorlayan okuldaki tetikleyicilerden dolayı 1-1buçuk aydır okula eşoftman giyerek gidiyorum siz düşünün artık.Nasıl göründüğüm umrumda değil PMO'dan,pornografiden,duygusuz yapılan çıkar ilişkilerine dayalı karşılıklı tatmin içeren seksten o kadar çok nefret ediyorum ki herkesin özene bezene geldiği kampüse ben sabah kalktığım kıyafetlerle gidiyorum ama yinede iyi hissediyorum çünki dışım pek iç açıcı gözükmese bile içim mükemmel hissediyor.

Son zamanlarda havaların ısınmasıyla tetikleyicilerin artmasından çok müzdariptim bu konuda NeverFapNeverPorn arkadaşın nefret stratejisi gayet işe yarıyor birde beyin tetikleyiciye aynı tepkiyi verse bile bol ve rahat kıyafetler giydiğiniz taktirde dalga harekete geçmiyor ve krizi bastırmış oluyorsunuz bir süre sonrada alışkanlık haline geliyor bu durum yani ben uzun süredir eşoftman giyiyorum ve şunu farkettim;beyin tetikleyiciyi görüyor ve arzuluyor sonra eskisi gibi dalgaya temas etmediğim için ve düşünceleri bastırdığım için geçip gidiyor ama eminim ki en ufak bir taviz vermemde bu şehvet gitgide büyür ve beni relapse kadar götürebilir.Sanırım ben artık PMO ile değil cinsellik ile savaşıyorum bilemem herkesin tercihleri farklı olabilir kimisi evlenerek cinsel hayatını düzene sokmayı düşünebilir ben cinselliği tamamen hayatımdan çıkarıp bu enerjiyi farklı şekillerde kullanmayı tercih ediyorum onun yerine spor yapıyorum yada sosyalleşmeye çalışıyorum ama cinselliği hayatımdan çıkardım ilerde sevgilim olsa dahi çok ileriye gitmeyi düşünmüyorum aslında sevgili yapmayıda düşünmüyorum sanırım tek istediğim içimde biriktirdiğim enerjinin mutluluğunu yaşamak ve bağımlılıklardan uzak bir şekilde ölmek.

NeverFap e başlayanların büyük çoğunluğu seninle benzer şeyleri yaşadı veya yaşamaya devam ediyor, bu yazı bu yüzden çok motive edici ve cesaretlendirici bir yazı olmuş, eline sağlık.
 

spartann

Venüs Yolcusu
Katılım
10 Kas 2020
Mesajlar
51
Tepki puanı
115
Puanları
39
Mükemmel bir başarı hikayesi.
 

Herakles

Jüpiter Yolcusu
Katılım
2 Eki 2020
Mesajlar
105
Tepki puanı
227
Puanları
64
Yaş
27
Son zamanlarda okuduğum en iyi yazı olabilir emeğine sağlık dostum, umarım benzerlerini bu sitedeki herkes yazar ?
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst