Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Neverfap Sürecim Ve Beraberinde Getirdikleri

Katılım
22 May 2022
Mesajlar
37
Tepki puanı
43
Puanları
21
Neverfap Süreci ve Beraberinde Getirdikleri (Mezuniyet yazısı)



Sürece başladığımdan beri birçok başarı hikayesi okuyunca insanın hayal ettiği, arzuladığı hedeflerden biri ‘acaba bende bu noktaya gelebilir miyim, bu tür bir metni yazıya dökebilir miyim’ sorusu oluyor, nihayet bende bu konuma gelmenin gururunu yaşıyorum. Bu yazı biraz uzun olacak, 23 yıllık yaşamımın beraberinde getirdikleri hikayeme ve neverfap kavramının bütününe farklı yerlerden ışık tutacağına inanıyorum. Bu salt bir başarı hikayesi değil bir analiz veya ‘insight’ yazısı da sayılabilir çünkü sadece başarıları anlatmak kolaymış gibi bir algı oluşturabilir.

Arkaplan: Anımsayabildiğim kadarıyla iyi bir çocukluk geçirdiğimi hatırlıyorum. O dönemler ülkenin durumunun nispeten iyi görünmesi Bursa sokaklarında önce yetişkinlere, daha sonra biz çocuklara oldukça yansımıştı. Arkadaş sayım azdı ama onlarla da yakındım. İlkokul birinci sınıfta babam masaüstü bilgisayar almıştı ve çok oyun oynardım ama 5. Sınıftayken (aşağı yukarı 11 yaşındaydım) dizüstü bilgisayar ve kablosuz internete geçince yazın kapıyı kapatıp resimlere baktığımı hatırlıyorum ancak henüz video ve diğer içeriklerin hakim olduğu evreye gelmemiştim. Pmo ya bulaşmam ortaokula başlayınca gerçekleşti. Babamlar orta halli olmalarına rağmen o devrin şartlarında beni özel bir ortaokula yazdırdılar ancak devlet okulundan geldiğim için biraz dışlandığımı söyleyebilirim. Okulda ilginç olan şeylerden biri küfürlerin veya kız muhabbetlerinin, cinsel içerikli sohbetlerin çok kolay, fütursuzca dile getirildiğini görmekti. Bu duruma oldukça şaşıran ben, bana karşı oluşturulan bu ablukayı, dışlanmayı kırabilmek için yelkenleri suya indirmek zorunda kaldım. Onların etrafında bu sohbetlere maruz kalınca zaten az çok bu işin içine girmiş olan benin daha ileriye atılması işten bile değildi. 6. Sınıfta 12 yaşındayken maalesef bu sürece başlamış oldum.

Farkındasızlık Dönemi: Bu girdiğim yeni evrede çok rahattım. Her gün hayatımda göremeyeceğim, konuşamayacağım güzellikte kadınlarla dolu bir haremde günümü gün ediyordum desem yalan olmaz.( O çocuklarla arayı düzeltsem de derinlikli bir iletişim hiçbir zaman söz konusu değildi, kızlarla hiç iletişimimin olmadığını buradan tahmin edebilirsiniz.) 1-2 saatlik ardından ev müsait değilse playstation, müsait olduğu zaman ise pmo yegane sığınağım haline geliyordu ve mutlu olduğumu zannediyordum. Bu durum fen lisesinin sonuna kadar sürdü.( Bu arada ileride değinirim diye konusunu açmadım ama akademik başarım her daim belli bir seviyenin üzerindeydi. Bunun arkasında aile baskısı önemli rol oynuyordu.) Tüm lise hayatım boyunca istisnasız her gün 1-2 saatini pmo ya ayırmak en büyük pişmanlığımdır.( Pmo evrenine uzanmak için sınır tanımamazlıkta adeta koşan ben, evde birileri olsa dahi yemekten sonra odamda işimi görmeye başlamıştım. Geldiğim noktanın vahametini gösteren hazin bir belirteçtir bu.) Üniversite sınavına hazırlandığım yıl olan lisenin son yılı hayatım boyunca unutamayacağım ayrı bir sürece de sahne oldu. O zamana kadar hep uzaktan kızları beğenen ancak herhangi bir girişim sergileyemeyecek derecede özgüvensiz olan ben, hoşlanmayı çoktan geride bırakıp aşk denen illetin elinde perişan olmuştum. Aşkın bir önemli tarafı da benim yerimde saymamı engelleyerek konfor alanımdan çıkarıp her daim bir hamle yapmaya itmesiydi. Gerçekten hem pmo yaparak hem de mevcut her boş saniyemi bir kızı düşünerek nasıl üniversiteye hazırlandım bilmiyorum. Şimdi dönüp geriye baktığımda o yılla ilgili elimde fazla veri yok dolayısıyla altı dolu bir argüman ortaya koyamıyorum. Zor günlerdi, az çalışır, pmo izler, hayal kurardım. Şimdi bunları anlattıktan sonra çıkan sonuca şaşırabilirsiniz ama tüm bunlara rağmen İstanbul’da bir tıp fakültesine girecek puanı kazandım.(Sanırım sınavdan sınava da çalışsam belli bir altyapım vardı ki yks sistemiyle ilk tanışan kuşak olarak yüksek netler ile başlamıştım. (Bu kısımlarda gereksiz detaya indiğimin farkındayım ancak amacım genç arkadaşlara lisenin kazandırabilecekleri bağlamında geniş bir perspektif sunmaktır.))

Farkındalık Dönemi: Tıp fakültesinin ilk yılına giriş yapmıştım ve dersleri güncel tutabilmek için her gün çalışmam gerekiyordu ancak asıl sorun çalışmamın çok süre almasıydı. Başkalarının 1 saatte okuyacağı notları aklıma sokabilmem için 3 saat ayırmam gerekiyordu. Bir cümleyi okurken 2 kez dikkatim dağılıyordu. Uzun cümleler adeta kabusum oluvermişti. Bu sorunu çözmek için denemediğim yöntem kalmadı. Vaktimin bu şekilde heba olmasına ciddi biçimde üzülüyordum, arttırdığım vakitte kitap okuyabilir, dizi izleyebilir, arkadaşlarla konuşabilirdim. En çok canımı sıkan durum da yine bu bağlamdan ele alacak olursak sınava 2 hafta kala çalışmaya başlayan insanları tüm komite boyunca çalışarak ancak birkaç puan farkla geçiyordum. Kendi potansiyelimin farkındaydım ve emeğimin karşılığını alamadığımı düşünüyordum. Ortada bir haksızlık olduğunu düşünüyordum ancak bu haksızlığı bana yapanın ben olduğunun bilincinde değildim. Ne şanslıydım ki bu açmaz, aydınlık meşalesini zihnimde yakan şeyden başkası da değildi. Bu sorunun üzerine eğilmeye karar verdim, internette dikkat dağınıklığı yapan durumları, ders başarısını arttırmanın yollarını aradım. En sonunda bazı sitelerde mastürbasyonun ve buna bağlı olarak pmo içeriklerinin yaşadığım semptomlarla doğrudan ilişkili olduğunu gördüm. O gün aydınlanma kor olup bütün evi kavuracak düzeyde yaşanmadı ama mum düzeyinde de olsa yandığını söyleyebilirim. Bunun kötü bir şey olduğunu ve kurtulmam gerektiğini idrak edecek boyuta erişmiştim. Ancak pmo bağımlılığının ne kadar kötü olduğunu bilecek teorik altyapıya sahip değildim bu da son vakte kadar beni nihai yolculuğa başlamaktan alıkoymuştur. Önce 1 gün sonra 2-3 gün derken yapmamaya başladım.(Bu ilk zamanlarda mastürbasyonun videolardan daha kötü olduğunu düşünüyor ve gerektiği zaman içeriklere bakıyor ama mastürbasyon yapmıyordum. Sonra da güya süreçte ilerlediğimi düşünüp seviniyordum. Şimdi dönüp bakınca edging yapıp daha kötü bir badireye saplanmışım da haberim yokmuş.) O sıralar (aşağı yukarı pandemi oluyor) İslama karşı bir sıcaklık hissettiğimden ara ara namaz da kılmaya çalışıyordum. Haliyle namaz kılabilmek için pmo dan uzak durmak doğal bir güvenlik duvarını inşa etmeyi sağladı. Yine de yeterli değildi tüm bu yaptıklarım. Vakit ilerledikçe pmo dan ve onun bana vurduğu prangalardan, hayallerimi, hedeflerimi gerçekleştirmem için ortaya çıkarmam gereken potansiyelime ket vurmasından duyduğum nefret artıyor, aklım, mantığım, inancımın oluşturduğu sağduyu koalisyonu güç kazanıyordu. Vakit lehime işliyor ancak savunma pozisyonundan taarruza bir türlü geçişi sağlayamıyordum çünkü dediğim gibi teorik altyapım sağlam değildi. Bardağı taşıran son damla yine bir sınav sonu oldu. Platformumuzda tıpçı arkadaşlar var mı bilmiyorum ama beni gönülden anlayacaklardır, bir halk sağlığı stajı vardır(kimi için yılın başında kimi için sonunda olur, bize ise yılın son stajı olarak belirlenmişti haziranda bitiyordu.) çevre sağlığı, sağlık sigortası sistemleri olmak üzere bilimum kıvır zıvırı bilmeniz beklenir, bir taraftan da kolaydır aslında. Bu stajda da muzdarip olduğum sorunun aynısı yaşanınca (çok vakit ayırıp verimsiz bir düzene gark olunca veya istediğim notu alamayınca) tatilde bunu bitirmek üzere kendime söz verdim. O haziranda ‘pbky, easy peasy’ gibi kitapları okudum, teorik altyapımı güçlendirdim. Tetikleyicileri ve beni bu yola sokabilecek her türlü tehlikeli durumu ortadan kaldırmaya çalıştım, sosyal medya hesaplarımı sildim, kriz anında yapılacak şeyleri belirledim ve 1 Temmuz da başladığım hakiki bir süreç 28 gün sürdü.(İlk defa bu kadar ileri gidebildiğim bu sürecin sonunda başıma gelen pozitif olayları veya sergilediğim olumlu semptomları hatırlamıyorum. Yaz olduğu için ders çalışmadığımdan dikkatle ilgili bir yorum yapamam. Mezun olsam da yaşadığım sorunsalın özünü teşkil eden bu kısma en son değineceğim.) Temmuz ayındaki ufak çaplı başarıdan sonra ağustos ayında da bunu tecrübe etmek istedim ancak ilk defa gerçek boyutlarıyla karşılaştığım chaser etkisi uzun vadeli bir süreç başlatabilmemin önüne taş koydu. Eylül ayında da bataklıktan çıkamadım ancak 3 Ekimde istediğim yola çıktım. Bu seferki süreç tam 81 gün sürdü. İşte bu süreçte gerçekten pozitif semptomlarla müşerref oldum. Göz teması, diksiyon, özgüven artışı, kızlarla neredeyse sıfır düzeyindeki iletişimi önemli ölçüde arttırma başarısına eriştim. Ayrıca hep en önemli önceliğim olarak sürekli dile getirdiğim ders meselesinde de hakikaten devrim niteliğinde bir başarı ortaya koydum. Hep bahsettiğim o verim işte bu zaman arttı. Yılın en zor stajını teşkil eden dahiliyede staj 1.si oldum. Gerçekten çok keyif aldığım vakitlerdi ta ki relapse olana kadar. O dönem yurtta kaldığım odada internet çekmiyordu, başka odaya geçince internet erişimi, sosyal medya konusunda gardımın düşmesi beni relapse olmaya mahkum etti. Maalesef 40 gün o yolda bocaladıktan sonra ancak Şubatta toparlanabildim. Bu noktada hayatımda geri dönülmeyecek bir yola beni sevkeden değişiklikten bahsedeceğim ki yeni bir başlık açmayı hak ediyor.

Düzen Arayışı ve Nizam-ı Cedid

Dönüp geriye baktığımda insanların hayatta bu kadar vakitten bahsetmesine rağmen ona kıymet vermeyip savurması her daim beni üzüntüye sevkeden bir gelişme olmuştur. Şahsen ben de zamanı verimli kullanamamaktan muzdariptim. Bugünün işlerini yarına bırakan, mevcut görevlerini de yarım yamalak yapan ‘procastrination’ hastalığının esirine dönüşmüş bir kukla aktördüm. Sadece pmo içeriklerine bakmamak yetmez, özdisiplinini sağlayacak, geleceğini sağlam temellere dayandıracak bir mentaliteye kavuşmak şarttı. Zamanının kıymetini bilip verimli değerlendiren, sorumluluk sahibi, çağdaş değerleri benimsemiş, özbakımını ve özdisiplinini sağlamış dinamik bir erkek olma arzusu hayallerimi süslüyordu. Bunu gerçekleştirmek için çok denedim, ajandalar planlayıcılar aldım ancak meselenin planları yazmak değil, onları uygulamaya geçirecek iradeyi göstermek olduğunu sonradan öğrendim. Bu iradeyi getirip önüme koyacak sihirli değneğe sahip değildim ama bir şekilde bunu gerçekleştirmek zorunda olduğumu biliyordum. Arzuladığım insan olma hedefini başaracak iradeyi ortaya koyduğum tarih 8 Şubat olarak kayıtlara geçti. (İsmi de tarihle haşır neşir olmayan arkadaşlar olabilir diye yazıyorum, Osmanlı Devleti'nin 17 ve 18.yüzyılda yaşadığı gerilemeleri bitirecek, zihniyet değişimini beyan edecek yeni düzen fikri, birçok cılız ve başarısız girişimden sonra 1790lı yıllarda Sultan 3.Selim tarafından ortaya atıldı. Yapılacak ıslahatlar devlet aygıtının her alanda iyileştirilmesini ve Avrupa medeniyetleri seviyesine çıkılmasını öngörmekteydi.) Oluşturduğum bu yeni cihazla görevlerimi yazıyor ve gün boyunca onları gerçekleştirmek için canla başla çalışıyordum, akşam yatmadan önce yaptıysam tik, yapmadıysam çarpı atıyordum ki tik için +1 diğeri için -1 lira kazanıyordum, ay sonunda da elde ne biriktiyse harcıyordum. Bu süreçte de işler her zaman gül bahçesi kıvamında olmadı. Her zaman bu ölçüde iradeyi gösteremedim. O gün bugündür her akşam yazıyorum.(Son zamanlarda iradem biraz azaldı ama eskiye çıkabilmek için gerekli tedbirleri alıyorum.)

Bu düzen aslında hayatıma neverfap sürecinden daha çok başarı getirdi desem yeridir. Öncelikle istediğim şeylerin mümkün olabileceğini, zamandan şikayet etmenin yersiz olduğunu gösterdi. Bugün akşamları tik atarken aldığım huzuru hiçbir şey sağlamıyor.


Son süreç

Yeni düzenin Şubatta başladığını söyledim ama nihai sürecim 19 Mayısta başladı, daha önce edindiğim kazanımları kalıcı hale çevirebilmiştim, yani artık özgüven, girişimcilik konularında sıkıntı yaşamıyordum. Bu sürece başlamaya beni iten sebep tarihin güzel olması( Halkımızın kolektif hafızasında yer edinmiş önemli gelişmeleri sembolize eden bu tarihler şahsen benim için de bir motivasyon unsuru teşkil etti.) ve çok çalışmam gerekeceği için verimsizliğe tahammülüm olmamasıydı. Süreç içinde birkaç kez Google images kısmından süper modellere bakma teşebbüsüm oldu. Ben resimlerden ziyade videolardan etkilenen biriyim o yüzden bu işi hasarsız atlattım. Bu süreçte pek krize girmedim, her gün foruma girdim 1-2 makale okumaya çalıştım, reddit içinde birkaç gruba dahil oldum. Bunlar günlük dozu temin etmemi sağladılar. Bunların üstüne ilk görevim ve koyduğum yasak da bu tarz içeriklere girmemekti. Bu şekilde tetikleyicilerden kaçınmış oldum. Fazla zorlanmadan bu noktaya vardım, şimdi de önümde uzun bir yol var.

Bitirirken…

Ben bu yola çıkarken edindiğim temel amaç akademik başarımın artmasıydı. Halen de öyle. Başarı kıstasım çoğu dostumuzun niyetiyle aynı değil. Ben halen en büyük gelişmeyi bu alanda görüyorum. Yeter ki konsantrasyonum artsın, dikkatim bozulmasın, daha verimli bir şekilde çalışabileyim, benim için yeterli meyve alınmıştır. Aynen bu sebepten ötürü de bu süreci bozmam çünkü bozarsam tus çalışmama, ders çalışmama, dil çalışmama büyük darbe vurur ve bunun altından kalkamam. Bu alanın dışında kızlarla olan ilişkimde büyük sıçramadan beri bir gelişme yok. Herhangi bir mecradan ( sosyal medyayı silmiştim) bir kızla konuşmuyorum, okuldakilerle denk geldiğim zaman selam verip geçiyorum. Hiç kız arkadaşım olmadı fakat olmasını istiyorum ve her ne kadar bu süreçle birlikte aklıma gelmeyen pozitif değişikliklerle önümdeki engelleri azaltsam da sanırım bu istemeyi (istemek kibar bile kalabilir açlık bile denebilir) yüzüme yansıtıyorum ki onların bilinçaltına birkaç salisede akseden mesaj benim kayda değer bir erkek olmadığımı yüzlerine çarpıyor. Aslında nitelikli ve ilerlemeci bir adamım ama bu açlık ve onlardan onay bekleme arayışı bu isteğe ket vuruyor. Bu durum değişir mi bilmiyorum ama değişirse, değişikliğin ifadeden başlayacağını biliyorum. Tabi sosyal ortamların içinde de bulunmuyorum onun da etkisini inkar edemem daha detaya girmeyeyim konudan sapmamak adına. Bu süreç elinize sihirli değnek verip sizi süper kahraman haline getirmiyor. Önünüzdeki engelleri kaldıracak fiziksel ve zihinsel kapasiteyi sunuyor, yani bir bakıma -5 yerine 0 konumuna geliyorsunuz. O noktadan +5 noktasına geçmek sizin bu süreçteki davranışlarınıza, hareketlerinize bağlı ki bu yüzden kurduğum düzen için ayrı bir paragraf açtım. Hayatın her alanına yansıyan sorun sarmallarında, ruhsal problemlerde olduğu gibi burada da çözüm bir nevi bilişsel davranışçı terapidir. Bilişsel kısımda teorik altyapınızı güçlendirip soru işaretlerini giderir, şüpheye yer bırakmazsınız. Davranış bölümünde ise tetikleyicileri kaldırıp, aktif irade sergileyerek uzak durursunuz. Zamanla ortaya çıkan enerjiyi doğru yerlere kanalize ederek kendinizi farklı alanlarda geliştirirsiniz. Neverfap yolculuğu herkes için değişkenlik arz ediyor, farklı pencereler sunuyor. Amaç aklın ve bilimin ışığında, vicdanınızın himayesinde her daim iyiye doğru gidebilmekte. Yine bu sitede bir dostumuz yazmıştı ‘ Kızınızı evlendirirken gözünüzün arkada kalmayacağı damat gibi olun’ diye, o da hep bir ilkem olmuştur.



Burada bilgilerinden istifade ettiğim tüm arkadaşlara teşekkür ediyor, yeni başlayan arkadaşlarımıza ise başarılar diliyorum.



Sevgiler…
 

IV.Murad

Venüs Yolcusu
Katılım
10 Ocak 2023
Mesajlar
42
Tepki puanı
88
Puanları
24
Tebrik ederim, başarın daim olsun. Özellikle gün içindeki yaptığınız görevleriniz için tık atma işini ben de yks zamanında yapıyordum, gerçekten insana harika bir motivasyon veriyor. +1 lira ve -1 lira meselesi ise pastanın yanında çilek olmuş ne güzel. -1 liralarınızı ise belli bir süre biriktirdikten sonra bir hayır kurumuna bağışlarsanız sizin için ayrı bir motivasyon ve iç huzur sağlamış olur

tekrardan tebrik ederim
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst