Arkadaşlar merhaba, daha önceki yazılarımda NFP serüvenimdeki uzun serilerden ve tecrübe ettiğim faydalardan bahsetmiştim.
Şimdi foruma biraz göz gezdirdim ve bu yola girenlerin büyük çoğunluğunun "yapamıyorum, çok zorlanıyorum, olmuyor, yine bozdum" ifadelerini gördüm.
Bu konuyla ilgili de tavsiyelerimi size ileteceğim. Önce mantığını anlamak lazım ki kurtulmak mümkün olsun. Daha sonra da kabulleniş ve çıkış bölümleri geliyor.
Lütfen düşünerek ve içselleştirerek okuyun.
BUNU İYİCE ANLAYIN !
Önce PMO'nun erkek beyninde neden bağımlılık yaptığını; "Dopamin-Reseptör-Akson-Sinaps" dengesini anlamalısınız. İnsan beyni haz veren durumlarda Dopamin salgılıyor.
Mesela dondurma yerken neden bu işi iştahla ve severek yaparız? Çünkü şeker, ve aromalar beynimizde dopamin salınımı sağlar. Dopamin de beyin için karşı konulması zor bir şeydir. S*gara bağımlılığı da aynı sistemle çalışır. Nikotin beyindeki ödül mekanizmasını çalıştırır ve dopamin salınımını tetikler. Böylece sadece çeşitli kimyasallarla harmanlanmış bir otun (tütün) yandığı anda verdiği dumanı içine çekersin. Ve bunu belki de 50 yıl boyunca yaparsın. Halbuki sadece duman yani, araba egzozuna ağzını dayamak gibi bir şey. Çok da bir farkı yok. Burada şuna çok dikkat etmek lazım beyler ! Dopamin kötü değil, senin dopamini hangi yollardan sağladığın önemli. Meyve-sebze yersin, dopamin yükselir. Sevdiğin bir filmi izlersin, kitlenirsin filme. Çünkü dopamin seni odaklar. Ama s*gara, şeker, PMO ve diğer sağlığa zararlı yollar ile Dopamin salgılanırsa bunlar çok çabuk bağımlılık yapar. Çünkü çay içmek 5 birim Dopamin veriyorsa sigara içmek 25 birim Dopamin verir. Doğal değildir çünkü. Doğal dopamin kaynaklarında bir sınır vardır. Sen istediğin kadar elma yemeye çalış, bir yerden sonra keser. Beyin frene basar. Ama PMO vs. şeyler doğal değil. Hele ki PMO bataklığı, *y*şt*r*c* bataklığı gibi. Çok tehlikeli. Hem dopamin reseptörlerini köreltip seni depresyon-anksiyete-sosyal fobi çukuruna atıyor hem de testosteron, vitamin ve mineral depolarını tüketiyor. Daha yavaş bir beyin ve çelimsiz bir vücutla kalıyorsun. Şimdi gençken çok farkına varmayabilirsiniz ama ileride vücut eskisi kadar üstesinden gelemez bu durumun. Zaten yediğimiz içtiğimiz şeyler GDO dolu... Kendinize bunu yapmayın beyler. Daha detaylı araştırmak isteyenler bu konuda çok daha fazla kaynak bulacaktır zaten. Kısaca mekanizma böyle programlanmış. Doğal olmayan dopamin kaynaklarından kendinizi yavaş yavaş soyutlayın. Oruç tutmanızı öneririm. Kalori almadığınız aralıklı oruç sistemleri çok faydalı olacaktır. Bu konu ile ilgili Google'da "fasting and brain" yazarak araştırma yapın, beyninize PMO'nun ve diğer zararlı Dopamin bombalarının verdiği zararı en çabuk iyileştirme metodu da budur. Tabi ki herkesin vücudu farklıdır ve özellikle şeker hastalığı falan olanlar bunu doktora danışarak yapsınlar. Ben turp gibiyim, sağlığım yerinde diyenler kesinlikle denesin. Ya siz bu bağımlılığın üstesinden geleceksiniz ya da o sizi mum gibi yavaş yavaş bitirecek. Bunu iyice anlayın. Üçüncü bir ihtimal yok.
KABULLENMEK ÇOK ÖNEMLİ !
Eğer bu gruptaysan ve PMO hayatının bir parçası ise sen bir bağımlısın. Ama az bağımlısındır ama çok, orasını bilemem. Ve bu bağımlılık senden illa ki bir şey çalmıştır. Kiminiz fiziksel, kiminiz ruhsal yaşarsınız bu etkileri. Çoğunlukla birbiriyle bağlantılı olarak hem fiziksel hem de zihinsel sorunlara yol açar. Bunun şiddeti herkeste aynı olmaz.
Ama bir şeyler çalıyordur senden, kesinlikle çalıyordur. Bunu kabullenmeniz de çok önemli. Kabul edersen, çare ararsın. Çare ararken de karşına bir şeyler illa ki çıkacaktır.
Bu bağımlılık çok zararlıdır, insanı yavaş yavaş yer ve bitirir. Bu kadar basit. Kabul et ki çaresine bakabilesin.
İÇİNDEN ÇIKMADAN SANA NE KADAR ZARAR VERDİĞİNİ ANLAYAMAZSIN !
Ben bu pisliğin içinden çıktığımda ve 40+ günlere ulaştığımda yediğim golleri fark etmiştim. Enerjisi düşük, isteksiz, motivasyonsuz, sağlıksız bir adamdım. Bir şeyler hep eksikti, hep bir boşluk vardı ama ben bunu normal sanıyordum. Ben diyordum böyleyim. Yapım bu, karakterim bu. Aslında değilmiş. Bu illeti bırakmaya yemin ettim ve başardım. Eski PMO bağımlısı halim 10 üzerinden 3-4 puanlık bir adamsa eğer; bugün 8-9 puanlık bir adama dönüştüm. Hayata bakış açım değişti, yaşamım bir amaç kazandı. İnsan gibi hissettim resmen beyler, bunun eksikliğini bilen bilir... Hiçbir ortama ayak uyduramayan, fiziksel ve zihinsel sorunları olan bir adam kendini ucube gibi hisseder çünkü. Ama çare de çok yakınımdaymış. Meğer ben kendimi bitiriyormuşum. Bize "boşalmak çok sağlıklıdır, haftada 2-3 kere yapın" demişlerdi. Saçmalık. Öyle bilim falan derken sana her söylenilene inanmayacaksın. Şu hayatta tecrübe diye bir fenomen var. Daha önce hiç elma görmemiş ve duymamış birine "elma karedir" ya da "elma üçgendir" desen hangisine inanacak? Ama pazara gidip bir elma alsa ve onu tecrübe etse bilir ki elma yuvarlaktır. Tecrübe çok önemli beyler. Bu pislik çukurundan çıkın. Ne kadar erken çıkarsan o kadar iyidir. Zamanı geri getiremezsin. Bir an önce yediğin nanenin farkına var ve kendini bu bataklıktan çıkar. Yarın değil, 1 posta sonra değil. Şimdi yap.
EĞER BECEREBİLİRSEN YARDIMCI OLACAK ŞEYLER
Sosyal medyadan mümkün olduğu kadar uzak dur. "Soft P*rn" diye bir şey var çünkü. Önce bir kızın m*m*sini görüyorsun Instagram'da sonra beynin seni dürtmeye başlıyor "PMO ! PMO ! " diye.. Bunlar seni zorlar, bazen de patlatır. Düşmanını bil aslanım. Kendini ilgi duyduğun bir alana ver. Boş beyin şeytanın arka bahçesidir, sürekli zevk peşine düşer. O da zaten eşittir bağımlılık demektir. Sıkılmayı, bunalmayı, ruh hali dalgalanmalarını, ajitasyon vs. gibi durumlara hazır ol. Başa dönme ki tekrar tekrar aynı çölden geçmek zorunda kalmayasın. Akşam belirli bir saatten sonra bir şeyler yeme. İştah ve şehvet kelime olarak aynı kökten gelir. İşe yaramak beynini toparlar. Mesela ben bugün evdeki bazı tadilat işlerini yaptım. Alçı çektim, boya yaptım, kapıların menteşelerini değiştirdim. Bir işe yaradım, bir şeyler ürettim ve kendimi iyi hissediyorum. Yapman gereken işler illa ki vardır. Dersine çalış, işinde iyi olmaya çalış veya senin için ne geçerli ise o işi yap. Erteleme hastalığı ertelemekle başlıyor, ertelemeden hemen yapmakla da bir süre sonra gidiyor. Güven bana. Biraz yalnız kal. Felsefe, din, tarih, müzik veya ilgi duyduğun her neyse o konuda oku, izle, düşün. Ama mantık ve neden-sonuç ilişkisini unutma. Bana bir Üroloji hekimi "haftada 3-4 kez yapmak iyidir" demişti. Ben haftada 3-4 kez yaptığımda şimdi ki halime göre 10 kat daha kötüydüm her açıdan. Saçmalık kere saçmalık anlayacağınız. Aklına malum mevzular geldiğinde "o sefil ve bağımlı" beyninin sana oyun oynadığını unutma. S*garayı bıraktığımda gece rüyamda görüyordum böyle pöfür pöfür içerken... Bir de kendine güven ve acımasız ol. Kendini eleştir, kendi kendini gaza getir. Ne yap et ve lağım çukurundan çık.
Saygılar, selamlar gençler.
Şimdi foruma biraz göz gezdirdim ve bu yola girenlerin büyük çoğunluğunun "yapamıyorum, çok zorlanıyorum, olmuyor, yine bozdum" ifadelerini gördüm.
Bu konuyla ilgili de tavsiyelerimi size ileteceğim. Önce mantığını anlamak lazım ki kurtulmak mümkün olsun. Daha sonra da kabulleniş ve çıkış bölümleri geliyor.
Lütfen düşünerek ve içselleştirerek okuyun.
BUNU İYİCE ANLAYIN !
Önce PMO'nun erkek beyninde neden bağımlılık yaptığını; "Dopamin-Reseptör-Akson-Sinaps" dengesini anlamalısınız. İnsan beyni haz veren durumlarda Dopamin salgılıyor.
Mesela dondurma yerken neden bu işi iştahla ve severek yaparız? Çünkü şeker, ve aromalar beynimizde dopamin salınımı sağlar. Dopamin de beyin için karşı konulması zor bir şeydir. S*gara bağımlılığı da aynı sistemle çalışır. Nikotin beyindeki ödül mekanizmasını çalıştırır ve dopamin salınımını tetikler. Böylece sadece çeşitli kimyasallarla harmanlanmış bir otun (tütün) yandığı anda verdiği dumanı içine çekersin. Ve bunu belki de 50 yıl boyunca yaparsın. Halbuki sadece duman yani, araba egzozuna ağzını dayamak gibi bir şey. Çok da bir farkı yok. Burada şuna çok dikkat etmek lazım beyler ! Dopamin kötü değil, senin dopamini hangi yollardan sağladığın önemli. Meyve-sebze yersin, dopamin yükselir. Sevdiğin bir filmi izlersin, kitlenirsin filme. Çünkü dopamin seni odaklar. Ama s*gara, şeker, PMO ve diğer sağlığa zararlı yollar ile Dopamin salgılanırsa bunlar çok çabuk bağımlılık yapar. Çünkü çay içmek 5 birim Dopamin veriyorsa sigara içmek 25 birim Dopamin verir. Doğal değildir çünkü. Doğal dopamin kaynaklarında bir sınır vardır. Sen istediğin kadar elma yemeye çalış, bir yerden sonra keser. Beyin frene basar. Ama PMO vs. şeyler doğal değil. Hele ki PMO bataklığı, *y*şt*r*c* bataklığı gibi. Çok tehlikeli. Hem dopamin reseptörlerini köreltip seni depresyon-anksiyete-sosyal fobi çukuruna atıyor hem de testosteron, vitamin ve mineral depolarını tüketiyor. Daha yavaş bir beyin ve çelimsiz bir vücutla kalıyorsun. Şimdi gençken çok farkına varmayabilirsiniz ama ileride vücut eskisi kadar üstesinden gelemez bu durumun. Zaten yediğimiz içtiğimiz şeyler GDO dolu... Kendinize bunu yapmayın beyler. Daha detaylı araştırmak isteyenler bu konuda çok daha fazla kaynak bulacaktır zaten. Kısaca mekanizma böyle programlanmış. Doğal olmayan dopamin kaynaklarından kendinizi yavaş yavaş soyutlayın. Oruç tutmanızı öneririm. Kalori almadığınız aralıklı oruç sistemleri çok faydalı olacaktır. Bu konu ile ilgili Google'da "fasting and brain" yazarak araştırma yapın, beyninize PMO'nun ve diğer zararlı Dopamin bombalarının verdiği zararı en çabuk iyileştirme metodu da budur. Tabi ki herkesin vücudu farklıdır ve özellikle şeker hastalığı falan olanlar bunu doktora danışarak yapsınlar. Ben turp gibiyim, sağlığım yerinde diyenler kesinlikle denesin. Ya siz bu bağımlılığın üstesinden geleceksiniz ya da o sizi mum gibi yavaş yavaş bitirecek. Bunu iyice anlayın. Üçüncü bir ihtimal yok.
KABULLENMEK ÇOK ÖNEMLİ !
Eğer bu gruptaysan ve PMO hayatının bir parçası ise sen bir bağımlısın. Ama az bağımlısındır ama çok, orasını bilemem. Ve bu bağımlılık senden illa ki bir şey çalmıştır. Kiminiz fiziksel, kiminiz ruhsal yaşarsınız bu etkileri. Çoğunlukla birbiriyle bağlantılı olarak hem fiziksel hem de zihinsel sorunlara yol açar. Bunun şiddeti herkeste aynı olmaz.
Ama bir şeyler çalıyordur senden, kesinlikle çalıyordur. Bunu kabullenmeniz de çok önemli. Kabul edersen, çare ararsın. Çare ararken de karşına bir şeyler illa ki çıkacaktır.
Bu bağımlılık çok zararlıdır, insanı yavaş yavaş yer ve bitirir. Bu kadar basit. Kabul et ki çaresine bakabilesin.
İÇİNDEN ÇIKMADAN SANA NE KADAR ZARAR VERDİĞİNİ ANLAYAMAZSIN !
Ben bu pisliğin içinden çıktığımda ve 40+ günlere ulaştığımda yediğim golleri fark etmiştim. Enerjisi düşük, isteksiz, motivasyonsuz, sağlıksız bir adamdım. Bir şeyler hep eksikti, hep bir boşluk vardı ama ben bunu normal sanıyordum. Ben diyordum böyleyim. Yapım bu, karakterim bu. Aslında değilmiş. Bu illeti bırakmaya yemin ettim ve başardım. Eski PMO bağımlısı halim 10 üzerinden 3-4 puanlık bir adamsa eğer; bugün 8-9 puanlık bir adama dönüştüm. Hayata bakış açım değişti, yaşamım bir amaç kazandı. İnsan gibi hissettim resmen beyler, bunun eksikliğini bilen bilir... Hiçbir ortama ayak uyduramayan, fiziksel ve zihinsel sorunları olan bir adam kendini ucube gibi hisseder çünkü. Ama çare de çok yakınımdaymış. Meğer ben kendimi bitiriyormuşum. Bize "boşalmak çok sağlıklıdır, haftada 2-3 kere yapın" demişlerdi. Saçmalık. Öyle bilim falan derken sana her söylenilene inanmayacaksın. Şu hayatta tecrübe diye bir fenomen var. Daha önce hiç elma görmemiş ve duymamış birine "elma karedir" ya da "elma üçgendir" desen hangisine inanacak? Ama pazara gidip bir elma alsa ve onu tecrübe etse bilir ki elma yuvarlaktır. Tecrübe çok önemli beyler. Bu pislik çukurundan çıkın. Ne kadar erken çıkarsan o kadar iyidir. Zamanı geri getiremezsin. Bir an önce yediğin nanenin farkına var ve kendini bu bataklıktan çıkar. Yarın değil, 1 posta sonra değil. Şimdi yap.
EĞER BECEREBİLİRSEN YARDIMCI OLACAK ŞEYLER
Sosyal medyadan mümkün olduğu kadar uzak dur. "Soft P*rn" diye bir şey var çünkü. Önce bir kızın m*m*sini görüyorsun Instagram'da sonra beynin seni dürtmeye başlıyor "PMO ! PMO ! " diye.. Bunlar seni zorlar, bazen de patlatır. Düşmanını bil aslanım. Kendini ilgi duyduğun bir alana ver. Boş beyin şeytanın arka bahçesidir, sürekli zevk peşine düşer. O da zaten eşittir bağımlılık demektir. Sıkılmayı, bunalmayı, ruh hali dalgalanmalarını, ajitasyon vs. gibi durumlara hazır ol. Başa dönme ki tekrar tekrar aynı çölden geçmek zorunda kalmayasın. Akşam belirli bir saatten sonra bir şeyler yeme. İştah ve şehvet kelime olarak aynı kökten gelir. İşe yaramak beynini toparlar. Mesela ben bugün evdeki bazı tadilat işlerini yaptım. Alçı çektim, boya yaptım, kapıların menteşelerini değiştirdim. Bir işe yaradım, bir şeyler ürettim ve kendimi iyi hissediyorum. Yapman gereken işler illa ki vardır. Dersine çalış, işinde iyi olmaya çalış veya senin için ne geçerli ise o işi yap. Erteleme hastalığı ertelemekle başlıyor, ertelemeden hemen yapmakla da bir süre sonra gidiyor. Güven bana. Biraz yalnız kal. Felsefe, din, tarih, müzik veya ilgi duyduğun her neyse o konuda oku, izle, düşün. Ama mantık ve neden-sonuç ilişkisini unutma. Bana bir Üroloji hekimi "haftada 3-4 kez yapmak iyidir" demişti. Ben haftada 3-4 kez yaptığımda şimdi ki halime göre 10 kat daha kötüydüm her açıdan. Saçmalık kere saçmalık anlayacağınız. Aklına malum mevzular geldiğinde "o sefil ve bağımlı" beyninin sana oyun oynadığını unutma. S*garayı bıraktığımda gece rüyamda görüyordum böyle pöfür pöfür içerken... Bir de kendine güven ve acımasız ol. Kendini eleştir, kendi kendini gaza getir. Ne yap et ve lağım çukurundan çık.
Saygılar, selamlar gençler.
