Cümleyi tamamlıyorum: "Siz o lafın etkisi altına girdiğiniz kadardır." Örneğin, Kpss sınavına hazırlanıyorsunuz ve birisi size "89 puandan aşağı oraya giren yok, bu çalışmayla giremezsin." gibi geleceğiniz veya geçmişiniz hakkında kesin ve bilmediği yargılarda bulunuyorsa karşıdaki kişinin o hareketini (veya bakış açısını) bir başkasına karşı tekrarladığınız anda artık o kendine hayali sınırlar çizen dahası hayali hapishane ve değerini diğer insanların ona başarılı ya da başarısız demesinden alan kişi siz olmuşsunuz demektir. Bu yüzden bunun tersine hareket etmek lazım ki o hayali hapishaneden kurtulalım. O hayali hapishane "aman başkaları beni hor görmesin, başkaları beğensin" diye korkan kişinin yarattığı hapishanedir.

Tam zıddına hareket etmeliyiz, o ezik bakış açısını örtmek için. Elimizden geldiğince insanların içindeki parlatılabilcek güçlü yanları görmeli ve sorunları için çözüm arayışına girmeliyiz.

Hedeflerinden herkese bahsedersen daha neler neler duyarsın. Sessiz olacaksın. Niyetin asla belli olmayacak.

Hedefine *ok atanların cetveli kendileridir. Kendi azmini referans alarak yorum yapıyordur. Bir de sen başarırsan "ben neden başaramadım" gibi bir soru ile boğuşmak zorunda kalacaktır. kendisine karşı sorumluluk hissedecektir. Onların derdi seninle değil kendi hayalleriyledir. Kişisel algılamamak gerek. Kimse bir şeyin ölçütü değil. Başarısızlıklarına yoldaş arayarak içini rahatlatıyor çoğu kişi. Bahaneciler kervanında onlara mutluluklar dilemekten başka çaremiz yok