B
Brock
Misafir
Sa arkadaşlar malumunuz artık youtube'dan veya udemyden online olarak Elon Musk'un veya Bill Gates'in bilgi birikimine ulaşacak seviyeye geldik. Veya Einstein'ın kafasının içindeki denklemi anlayabilecek. Eski insanlar bu imkanları bulamazdı sanırım.
Ama madem elimizde bu kadar imkan var neden halen insanlar instagramer veya tiktoker seviyesinde kaldılar? Kiminiz bu soruya instagramer ve tiktokerları küçümseyerek cevap veriyor olabilir .Ama sizce bu insanlar istemiyor mu gerçekten? Halen fizikte hız problemini veya matematikte fonksiyonu zor çözen insan istemiyor mu gerçekten Einstein, Newton kadar bilmek?
Arkadaslar burada iradesizlik problemini bende kabul ediyorum ama bundan daha öte bir sorun var. Buda : Bu öğrenme yöntemi ve eğitim sistemi insani bir yöntem değil.
Yani insanlar ekrana bakıp bir yere kadar öğrenebiliyor, bir yerden sonra bunu bünye kaldırmıyor.
Ardından yavas yavas anksiyete problemleri depresyon sorunları ortaya çıkıyor. Vesvese sorunları... Bu sizin iradenizin yanı sıra bu garip eğitim sistemiyle de alakalı bir durum.
Yani düşünün insanlık ,en başından beri şu eğitim modeliyle öğreniyor ; Başında bir öğretmen var. Öğrencilere ne yapmaları gerektiğini öğretiyor. Örneğin matematik öğretmeniyse, mesela kesirler için nereye nasıl çalışacağını söylüyor ve sonrada öğretmen tarafından sözlüye yazılıya kaldırılıyor ne öğrendiği konusunda. Yani interaktif : karşılıklı katılım olan etkileşimli bir öğrenim.
Udemy'i, youtube' yi açtığınızda tamam bugün de bir öğretmen var size nasıl çözeceğinizi ve nereye çalışacağınızı öğretiyor. Ama artık o öğretmen 1 milyon kişiye ders anlatıyor ve siz onunla konuşmuyorsunuz bile. Size öğreten o kişiyi yazılı ve sözlüye kaldırmıyor. Sizin varlığınızdan dahi haberi yok.
Hatırlayın ilkokulda-lisede sizle ilgisiz bir hocanız varsa ; o ilgisiz hocanın dersini sevmiyordunuz. Hocanız ne kadar ilgiliyse size karşı, sizde o kadar ilgili oluyorsunuz o derse. Öyle değilse bile, Örneğin ilgisiz hocaya rağmen siz ilgiliyseniz ;hatırlayın illa vardır o derse karşı ilgili olduğunuz, dersi sevdiren bir hocanız olduğu bir dönem.
Şimdi düşünün lisede olduğunuzu. Hoca size öğretiyor ediyor ama sizle bir kere dahi konuşmamış seni tanımıyor bile sınıftasın ama kim olduğunu bilmiyor adını sanını bilmiyor. "Çocuğum öğrendin mi sen bakim?" demiyor. Tamam ne kadar güzel anlatıyor olursa olsun ,bir süre sonra bu durumda o dersten kopmaya başlarsınız. İsterse dünyanın en mükemmel hocasını getirin yine de belli bir süre sonra dersi kaynatmaya başlarsınız pipete kagıt mermi doldurup arkadaşınızın kafasına üflemeye kadar varır iş
Şimdi diyeceksiniz ki orada arkadaşlarım var bu yüzden kaynatıyordum, şimdi ise tekim. Hoca benle ilgilenmese dahi konuşmasam da bundan rahatsızlık duymam kendimi buna 5 saat çalışmaya şartlarım. Tabi şartlarsın ama o rahatsızlığını dersi kaynatarak atamayınca, hocaya ilgisizliğinden dolayı bir şey diyemeyince ve put gibi 5 saat ders izlemeye şartlayınca, bir bakmışsın ki hoop durduk yere bir şeylerden korkmaya falan başlamışsın anksiyete, depresyon vs. başlamış. Nedenini bilmediğin korkular falan başlamış.
Nasıl doğal olmayan yoldan örneğin hormonlu gıda alınca vücutta hastalık çıkıyorsa doğal olmayan bu yöntemle bilgiyi alınca da beyin bir süre sonra hastalanıyor. Daha doğrusu kendini bu şekilde öğrenmeye şartlayınca.
Hadi sen ben kişisel gelişim için kullanıyoruz bu tarz içerikleri photoshop falan öğreniyoruz. Birde bu şekilde çalışıp hayatının sınavına girecek olanlar var. Yks, Ayt, Ales, Kpss' ye falan videolar izleyerek kendini 500 puan yapmaya şartlamış kişiler youtube' de var.
Şimdi diyeceksin ki kitap okumak? Yazarda seni görmüyor ? Dene bakalım kitaptan matematik öğrenmeyi. Birine anlatmadan ne kadar dayanabiliyorsun ?
Roman okumaktan bahsetmiyorum. Roman okurken okuduğun şeylerle aslında yaşantındaki belli parçaları birleştiriyorsun. Yani roman okumak bi nevi geçmişi hatırlamak gibi. Bu bir öğrenme yöntemi değil bu yüzden 10 saatte roman okusan bundan rahatsız olmazsın. Çünkü okuduğun şey seni ifade eder. Bu yüzden kendini roman kahramanı yerine koyamazsan, kendinden bir şey bulamazsan romanın kapağını kapatırsın. Okumazsın, sıkılırsın. Yine Bu yüzden aynı nedenle bir konuda temelin varsa daha çabuk öğrenirsin.
Ama okuduğun şey seni ifade etmiyorsa duygularını ifade etmiyorsa, o zaman öğrenmen için birinin senin duygularını cezbetmesi gerekiyor. Bunu da ya hocayla bağ kurarak ona kendini ifade ederek yaparsın, yada unutmaya yakın olduğun bu bilgileri birine aktararak kalıcılaştırırsın.
ÖNERİ ?
Benim geçtiğimiz yılda bu konuda "beyin sizsiniz" adlı bir projem olmuştu. Çalışan kardeşlerimizin kendilerini ifade edebildiği 10 15 kişilik bir ygs çalışma grubumuz platform vardı. Her günün sonunda günün en beyinlileri falan çıkıyordu. Haftanın ve ayın beyinlileri, rakamsal değerlerle pomodoro tekniğiyle en çok beynini çalıştıranları seçiyorduk.
Bu konuda daha gelişmiş bir projeye adım atmak istiyorum. Yeni bir eğitim sistemine imza atmak. Buda şu: Herkes öğrenmek istediği şeyleri söylesin. Bilen kişi bilmeyene öğretsin. Atıyorum ben fonksiyon konusunda baya iyiyim ama tarihte Osmanlı dönemi bilgim kötü. Bu konuda iyi olan biri benim öğretmenim olsun ve öğretsin. Bende aynı şekilde birine fonksiyonu anlatayım. Yani bu aktif olmadığımız ve bu yüzden sınırlı kısıtlı olduğumuz instagramerlıktan öte geçemediğimiz bu sınırsız bilgi kaynağı olan interneti silahımız haline çevirelim böylece. Birbirimizle etkileşime girerek...
Bunu Öğretmenlik gibi düşünebilirsiniz. Kendine alanında güvenen kardeşler o konuda öğretmen rolünde olacaklar.
Bu proje bence bizi öğrenmemizi birkaç kademe üste taşıyacak. En azından, ilgisiz bir öğretmenden dinleyip de, çalışıp, çabalayıp derlediğimiz onca bilgiyi başka birine aktarma ve onu kalıcı hale getirme şansımız olacaktır.
Size de olmuyor mu? Öğreniyorsun ama anlatacak kimse olmadığından bir hafta sonra unutuyorsun. Bu yüzden matematik çalışıyorsak konuları paylaşacağız. Örneğin 2 kişi logaritma çalışmayacak. Herkes eksiğini söyleyecek vs.
Bir kişi logaritma bir kişi mantık çalışacak.
Görevimiz 1 hafta seçilen konuyu çalışıp öğretmen olacak seviyeye gelmek olacak. Daha sonra bilenler bilmeyenlere öğretmenlik yapacak. Böylece çapraz biçimde bilgiyi kalıcı hale getireceğiz. Daha sonra da "Ayın öğretmeni" belirlenecek.
Görüntülü konuşma ve discord sunucumuz olacak dersler için, hatta imkanı olan ve isteyenler buluşabilecek.
Bunu belki başlangıçta 2-3 kişiyle yapacağız ama sonraları eğer değer verirseniz, bu işi dikkate alırsanız artacağını düşünüyorum.
Ben sadece bir öneride bulunuyorum ve bir adım öne atıyorum.
Öğretebileceğim şey :
Sağlam şekilde aldığım notlarla beraber Python da fonksiyonlara kadar öğretebilirim.
Öğrenmek istediğim : Herhangi bir yazılım dili.
ÖĞRETMENLER
1.Ragnar lodbrok (python giriş dersleri öğretmeni)
2.@Bravo (satranç ve jonglörlük eğitmeni)
3.@cgang (satranç ve red pill eğitmeni)
4.@Hades (Gönüllü eğitmen)
ÖĞRENCİLER
1.Ragnar lodbrok : Öğrenmek istediği : bilgisayar bilimleri ,arapça , satranç , vs...
2.@Bravo Öğrenmek istediği : Bilgisayar bilimleri
3.@cgang Öğrenmek istediği ?
4.@Hades Öğrenmek istediği ?
Ama madem elimizde bu kadar imkan var neden halen insanlar instagramer veya tiktoker seviyesinde kaldılar? Kiminiz bu soruya instagramer ve tiktokerları küçümseyerek cevap veriyor olabilir .Ama sizce bu insanlar istemiyor mu gerçekten? Halen fizikte hız problemini veya matematikte fonksiyonu zor çözen insan istemiyor mu gerçekten Einstein, Newton kadar bilmek?
Arkadaslar burada iradesizlik problemini bende kabul ediyorum ama bundan daha öte bir sorun var. Buda : Bu öğrenme yöntemi ve eğitim sistemi insani bir yöntem değil.
Yani insanlar ekrana bakıp bir yere kadar öğrenebiliyor, bir yerden sonra bunu bünye kaldırmıyor.
Ardından yavas yavas anksiyete problemleri depresyon sorunları ortaya çıkıyor. Vesvese sorunları... Bu sizin iradenizin yanı sıra bu garip eğitim sistemiyle de alakalı bir durum.
Yani düşünün insanlık ,en başından beri şu eğitim modeliyle öğreniyor ; Başında bir öğretmen var. Öğrencilere ne yapmaları gerektiğini öğretiyor. Örneğin matematik öğretmeniyse, mesela kesirler için nereye nasıl çalışacağını söylüyor ve sonrada öğretmen tarafından sözlüye yazılıya kaldırılıyor ne öğrendiği konusunda. Yani interaktif : karşılıklı katılım olan etkileşimli bir öğrenim.
Udemy'i, youtube' yi açtığınızda tamam bugün de bir öğretmen var size nasıl çözeceğinizi ve nereye çalışacağınızı öğretiyor. Ama artık o öğretmen 1 milyon kişiye ders anlatıyor ve siz onunla konuşmuyorsunuz bile. Size öğreten o kişiyi yazılı ve sözlüye kaldırmıyor. Sizin varlığınızdan dahi haberi yok.
Hatırlayın ilkokulda-lisede sizle ilgisiz bir hocanız varsa ; o ilgisiz hocanın dersini sevmiyordunuz. Hocanız ne kadar ilgiliyse size karşı, sizde o kadar ilgili oluyorsunuz o derse. Öyle değilse bile, Örneğin ilgisiz hocaya rağmen siz ilgiliyseniz ;hatırlayın illa vardır o derse karşı ilgili olduğunuz, dersi sevdiren bir hocanız olduğu bir dönem.
Şimdi düşünün lisede olduğunuzu. Hoca size öğretiyor ediyor ama sizle bir kere dahi konuşmamış seni tanımıyor bile sınıftasın ama kim olduğunu bilmiyor adını sanını bilmiyor. "Çocuğum öğrendin mi sen bakim?" demiyor. Tamam ne kadar güzel anlatıyor olursa olsun ,bir süre sonra bu durumda o dersten kopmaya başlarsınız. İsterse dünyanın en mükemmel hocasını getirin yine de belli bir süre sonra dersi kaynatmaya başlarsınız pipete kagıt mermi doldurup arkadaşınızın kafasına üflemeye kadar varır iş
Şimdi diyeceksiniz ki orada arkadaşlarım var bu yüzden kaynatıyordum, şimdi ise tekim. Hoca benle ilgilenmese dahi konuşmasam da bundan rahatsızlık duymam kendimi buna 5 saat çalışmaya şartlarım. Tabi şartlarsın ama o rahatsızlığını dersi kaynatarak atamayınca, hocaya ilgisizliğinden dolayı bir şey diyemeyince ve put gibi 5 saat ders izlemeye şartlayınca, bir bakmışsın ki hoop durduk yere bir şeylerden korkmaya falan başlamışsın anksiyete, depresyon vs. başlamış. Nedenini bilmediğin korkular falan başlamış.
Nasıl doğal olmayan yoldan örneğin hormonlu gıda alınca vücutta hastalık çıkıyorsa doğal olmayan bu yöntemle bilgiyi alınca da beyin bir süre sonra hastalanıyor. Daha doğrusu kendini bu şekilde öğrenmeye şartlayınca.
Hadi sen ben kişisel gelişim için kullanıyoruz bu tarz içerikleri photoshop falan öğreniyoruz. Birde bu şekilde çalışıp hayatının sınavına girecek olanlar var. Yks, Ayt, Ales, Kpss' ye falan videolar izleyerek kendini 500 puan yapmaya şartlamış kişiler youtube' de var.
Şimdi diyeceksin ki kitap okumak? Yazarda seni görmüyor ? Dene bakalım kitaptan matematik öğrenmeyi. Birine anlatmadan ne kadar dayanabiliyorsun ?
Roman okumaktan bahsetmiyorum. Roman okurken okuduğun şeylerle aslında yaşantındaki belli parçaları birleştiriyorsun. Yani roman okumak bi nevi geçmişi hatırlamak gibi. Bu bir öğrenme yöntemi değil bu yüzden 10 saatte roman okusan bundan rahatsız olmazsın. Çünkü okuduğun şey seni ifade eder. Bu yüzden kendini roman kahramanı yerine koyamazsan, kendinden bir şey bulamazsan romanın kapağını kapatırsın. Okumazsın, sıkılırsın. Yine Bu yüzden aynı nedenle bir konuda temelin varsa daha çabuk öğrenirsin.
Ama okuduğun şey seni ifade etmiyorsa duygularını ifade etmiyorsa, o zaman öğrenmen için birinin senin duygularını cezbetmesi gerekiyor. Bunu da ya hocayla bağ kurarak ona kendini ifade ederek yaparsın, yada unutmaya yakın olduğun bu bilgileri birine aktararak kalıcılaştırırsın.
ÖNERİ ?
Benim geçtiğimiz yılda bu konuda "beyin sizsiniz" adlı bir projem olmuştu. Çalışan kardeşlerimizin kendilerini ifade edebildiği 10 15 kişilik bir ygs çalışma grubumuz platform vardı. Her günün sonunda günün en beyinlileri falan çıkıyordu. Haftanın ve ayın beyinlileri, rakamsal değerlerle pomodoro tekniğiyle en çok beynini çalıştıranları seçiyorduk.
Bu konuda daha gelişmiş bir projeye adım atmak istiyorum. Yeni bir eğitim sistemine imza atmak. Buda şu: Herkes öğrenmek istediği şeyleri söylesin. Bilen kişi bilmeyene öğretsin. Atıyorum ben fonksiyon konusunda baya iyiyim ama tarihte Osmanlı dönemi bilgim kötü. Bu konuda iyi olan biri benim öğretmenim olsun ve öğretsin. Bende aynı şekilde birine fonksiyonu anlatayım. Yani bu aktif olmadığımız ve bu yüzden sınırlı kısıtlı olduğumuz instagramerlıktan öte geçemediğimiz bu sınırsız bilgi kaynağı olan interneti silahımız haline çevirelim böylece. Birbirimizle etkileşime girerek...
Bunu Öğretmenlik gibi düşünebilirsiniz. Kendine alanında güvenen kardeşler o konuda öğretmen rolünde olacaklar.
Bu proje bence bizi öğrenmemizi birkaç kademe üste taşıyacak. En azından, ilgisiz bir öğretmenden dinleyip de, çalışıp, çabalayıp derlediğimiz onca bilgiyi başka birine aktarma ve onu kalıcı hale getirme şansımız olacaktır.
Size de olmuyor mu? Öğreniyorsun ama anlatacak kimse olmadığından bir hafta sonra unutuyorsun. Bu yüzden matematik çalışıyorsak konuları paylaşacağız. Örneğin 2 kişi logaritma çalışmayacak. Herkes eksiğini söyleyecek vs.
Bir kişi logaritma bir kişi mantık çalışacak.
Görevimiz 1 hafta seçilen konuyu çalışıp öğretmen olacak seviyeye gelmek olacak. Daha sonra bilenler bilmeyenlere öğretmenlik yapacak. Böylece çapraz biçimde bilgiyi kalıcı hale getireceğiz. Daha sonra da "Ayın öğretmeni" belirlenecek.
Görüntülü konuşma ve discord sunucumuz olacak dersler için, hatta imkanı olan ve isteyenler buluşabilecek.
Bunu belki başlangıçta 2-3 kişiyle yapacağız ama sonraları eğer değer verirseniz, bu işi dikkate alırsanız artacağını düşünüyorum.
Ben sadece bir öneride bulunuyorum ve bir adım öne atıyorum.
Öğretebileceğim şey :
Sağlam şekilde aldığım notlarla beraber Python da fonksiyonlara kadar öğretebilirim.
Öğrenmek istediğim : Herhangi bir yazılım dili.
ÖĞRETMENLER
1.Ragnar lodbrok (python giriş dersleri öğretmeni)
2.@Bravo (satranç ve jonglörlük eğitmeni)
3.@cgang (satranç ve red pill eğitmeni)
4.@Hades (Gönüllü eğitmen)
ÖĞRENCİLER
1.Ragnar lodbrok : Öğrenmek istediği : bilgisayar bilimleri ,arapça , satranç , vs...
2.@Bravo Öğrenmek istediği : Bilgisayar bilimleri
3.@cgang Öğrenmek istediği ?
4.@Hades Öğrenmek istediği ?
Moderatörün son düzenlenenleri: