Machiavellli
Merkür Yolcusu
- Katılım
- 10 Şub 2021
- Mesajlar
- 55
- Tepki puanı
- 171
- Puanları
- 43
...
Son düzenleme:
Son yıllarda çok eleştirmeye ve düşünmeye başladım.
Mesela hak din İslam ise 2 milyar insan cennete geri kalanı cehenneme gidecek
Eğer Hristiyanlık hak ise 3 milyar insan cennete gidecek.
Bide bu sadece şuan yaşayan insanlık için.
Dünyada doğmuş 110 milyar insan olduğu düşünülüyor. Hesabı siz yapın.
Sadece tek bir kutsal kitabı okuyup ona inanıp (okumadan inananlar da var) öbür dünyaya güzel gideceğimizi mi düşüneceğiz?
Bize en uygun , en mantıklı kutsal kitabı arayarak zaman geçirmeyi denesek ömür yetmez.
Hani nasıl yaşarsan öyle ölürsün derler ya ha
Bence tam öyle
Bu dünyada ne yaptıysanız, neyi sevdiyseniz, neyden korktuysanız, neyi çok düşündüyseniz bence ölünce karşınıza bunlar çıkacak.
Rüya ve ölümün benzerliğinden bahsetmeme gerek yok herhalde. Nasıl gün içinde bilincimiz verileri toplar ve rüyada bunu kusarsa, aynı şey bence ölümde de olacak.
İşin aslını hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Ama bilmemiz gereken şey bu hayatı dolu dolu yaşamak.
Tekrar teşekkürler. Amacım sap gibi yaşayıp gitmek değil. Herkesle aynı yoldan gitmek istemiyorum. Verdiğin bilgiler çok değerli. Yakın zamanda Tevrat ve İncili de okuyacağım. Sen nasıl kuranı daha mantıklı buluyorsan ben de bilimin anlattığı bazı şeyleri mantıklı buluyorum.Dostum görüşlerine saygı duyarım. Madem amaç bilgi alışverişi diyorsun buyur edelim. Dostum dediğin gibi durum ondan ibaret, herkes kendi görüşünü öne çıkarır. Mesela Kitab-ı Mukaddes'te Davud'un zina yaptığı, Süleyman'ın bir ata olan sevgisinden dolayı dinden çıktığı, bir peygamberin yeryüzüne inen tanrıyla güreştiği ve onu yendiği belirtilir. Mesela yine Kur'an'da Musa'ya 9 emir verildiği yazar. Ama Yahudilik'te Musa'ya 10 emir verilmiştir. Eklenilen 1 emir Sebt Günü'dür. Yani Cumartesi günü. Bu gün onlara göre tanrının evreni 6 günde yaratıp, dinlendiği gündür. Bu yüzden onlar da dinlenerek geçirirler bu günü. Ama Kur'an'da bu geçmez. Kur'an'da yaratıcı dinlenmeyendir. Bunlar basit örnekler mesela, hepsini de kendin de araştırabilirsin. Emin ol ki mantıklı bakınca Kur'an'ın bunlar arasında en doğru olan kitap olduğunu görebiliriz.
- Darabe fiili vardır. Nisa 34'te geçer. Doğrudur dövmek anlamındadır. Ben neyse onu söylerim, evirip çevirmem. Eski Kur'an ayetlerine ve bunların meallerine de bakarsanız göreceksiniz ki o zaman da dövmek manasında kullanılmıştır. Bunun da bir nedeni var ama. Bu görüş benim kendi sahip olduğum bir görüş ama değinmek istemem, konu başka yere çekilir, karmaşık biraz.
- Dediğin gibi dini kullananlar her yerde varlar. Mesela Hasan Sabbah'tan güzel örnek verdin. Alamut Kalesi'nde kendini peygamber olarak gösterip en kral hayatı yaşıyordu. Din üzerinden kendine insanları çekip, onlara cenneti vaat ediyordu. Peki günümüz dünyasında çok mu farklı? Hayır. Bu tarz kişiler her zaman vardı ve de olmaya da devam edeceklerdir. Çünkü din kolay lokmadır. Din üzerinden rahatça insanları kandırarak müthiş paralar kazanabilirsin.
- Dediğin kimse yoğurduna ekşi demez. Ama gerçekten de, bakın bunu tarafsız diyorum. Kıtab-ı Mukaddes ve Kur'an'ı okuyunca Kur'an'ın daha mantıklı olduğunu göreceksinizdir. Tefsir aslında bazı yerlerde gerçekten de gerekli. Çünkü bazı ayetler tam anlaşılamıyor, mealinden bahsediyorum. Zaten okusanız anlarsınız orayı. Kur'an'da açık ve de gizli ayetler vardır. Tefsir bu konuda devreye girmesi iyi oluyor ama müfessirlerin bunu yanlışa yöneltmesi terbiyesizliktir.
- Kur'an'ın okunulmaması doğrudur. Güzel bir tespit yapmışsın. Gerçekten de Müslümanlar Kur'an'ı 3 defa öperler, korkuyla yaklaşırlar, sürekli boş boş Arapça okurlar, kitabı yüksek bir yere asarlar... Ama kitabın vermek istediği mesajı alamazlar ve de bunu hayatlarına uygulayamazlar. Halbuki kitabın kendisi ilk kelimesiyle "Oku" diyor. Müslümanlar zaten kendilerini bile anlamamış olan din mensubu topluluktur. Bu yüzden kitabı anlayacak şekilde okumalıyız, sürekli boş boş Arapça değil.
- Hitler örneğini vermişsin mesela. Sana şöyle diyeyim. Yaratıcının kendisini gösterdiğini düşün, peki bu yaratıcının diğerlerinden farkı kalır mı? Bu dünyadaki mücadele sistemi devam eder mi? Hayır. Çünkü herkes onu görüp, inanır. Bu insanlara verilen akıl ve irade ile yine insanların akıl ve kalbini kullanarak doğruyu bulmalarına bırakılmıştır. Hitler büyük katliamlar yapmış olabilir, ki birçok kişi de yaptı. Bunlar illa ki cezasını çekeceklerdir diye düşünüyorum. Geçmişte ayetlerde örneklerle anlatılıyor. Ama bence günümüzde ve son zamanlarda bunların, yani bu tarz kişilere karşılık verilmesinin yaşanmama sebebi; kıyametin yaklaşmasıdır. Artık insanlara son bir zaman dilimi verilmiş, herkes kendi kabuğunda son halini almaya çalışmıştır. Bir müdahale bulunmamaktadır. Çünkü insanlar artık kendi sınırlarını aşmışlardır. Düşünsene 14 milyar yıla yakın var olan bir gezegenimiz var. Ve bu gezegen bu kadar süre içerisinde uzay, teknoloji, televizyon, görüntü, ses... gibi birçok şeyi son 100 sene içerisinde görüyor. Bu insanların sınırlarını aştığının bir göstergesidir. Peki yanlış bir şey mi? Hayır, zaten yaratıcı ilimi ister yarattığından. Ama yaratılan işte bu ilim sayesinde kafayı yer ve kendi sınırlarını aşmaya, her şeyi yapabileceğine inanır ve de bunu kabullenir. Sorun da burada. Bu da yaratıcının gelen son raddeye müdahalesinin belirtileridir diye düşünüyorum. Tabii bunlar benim görüşlerim.
-Dostum sorgulaman, araştırman, incelemen çok güzel gerçekten de. Gündelik Müslümanlar gibi sap şekilde inanmaktansa senin gibi sorgulayaraktan doğruyu bulmak çok daha değerlidir. Görüşlerine de saygılıyımdır.
Kesinlikle öyle dostum. Araştır, sorgula, incele ve kendi hakikatini kendin yarat. En azından başkalarının piyonu olmazsın yahut başkaları tarafından onların çıkarları için kullanılmazsın. Günümüz dünyasının sorunu da bu ya: Sorgulamamak. Yalnız şunu da eklemek isterim son olarak, bu konuları araştırman güzel ama fazla da derine inme, seni başka yerlere götürür. Bir inancın olsun ama fazla derine inme, gerçekten de insan hiç beklemediği yerlere sürüklenebiliyor. Başarılar dilerim.Tekrar teşekkürler. Amacım sap gibi yaşayıp gitmek değil. Herkesle aynı yoldan gitmek istemiyorum. Verdiğin bilgiler çok değerli. Yakın zamanda Tevrat ve İncili de okuyacağım. Sen nasıl kuranı daha mantıklı buluyorsan ben de bilimin anlattığı bazı şeyleri mantıklı buluyorum.
Mesela ilk insan olayı. Çok fazla çelişki var ve sadece bu bile kutsal kitapların sorgulanmasına değer.
Dediğim gibi amacım düşman olmak değil. Doğruyu bulmak isterim. Hak dini varsa bulmak isterim ama mantıklı bulduğum sürece.
Ayrıca fikirlerim sabit kalacak diye bir şey yok. Aslında bu hepimiz için geçerli. Açık fikirli olmalı, doğruyu aramalıyız. Hepimizin doğruyu bulmasını ümit ediyorum.
Tekrar teşekkürler. Amacım sap gibi yaşayıp gitmek değil. Herkesle aynı yoldan gitmek istemiyorum. Verdiğin bilgiler çok değerli. Yakın zamanda Tevrat ve İncili de okuyacağım. Sen nasıl kuranı daha mantıklı buluyorsan ben de bilimin anlattığı bazı şeyleri mantıklı buluyorum.
Mesela ilk insan olayı. Çok fazla çelişki var ve sadece bu bile kutsal kitapların sorgulanmasına değer.
Dediğim gibi amacım düşman olmak değil. Doğruyu bulmak isterim. Hak dini varsa bulmak isterim ama mantıklı bulduğum sürece.
Ayrıca fikirlerim sabit kalacak diye bir şey yok. Aslında bu hepimiz için geçerli. Açık fikirli olmalı, doğruyu aramalıyız. Hepimizin doğruyu bulmasını ümit ediyorum.
Selam dostum.Selamlar dostum, sorgulaman, bir arayışa girmen çok değerli. Sana şu videoyu izlemeni tavsiye ediyorum islama bakış açımda değişikliklere sebep oldu:
Selam dostum.
Öncelikle ateist değilim. Müslüman değilim de demiyorum. Sadece hataları görüp neden bu böyle demeye başladım.
Bir çok kişiden İslam dinledim ve sonunda bunun yanlış olduğunu anladım. Çünkü herkes kendine göre yorum yapıyor ve bize kendi tecrübesini aktarıyor. Ben de eğer İslam'a tam manasıyla tabi olacaksam bunun Kur'an la mümkün olacağını düşündüm. Dolayısıyla Kur'anı okuyup bunları yazdım. Bu eksiklikleri bir kişinin İslam tecrübesinden kaynaklı değiştirebileceğini sanmıyorum. Bu benim elimde
Merhabalar, araştırman sorgulaman güzel şeyler. Yukarıda siz müslüman olarak doğduğunuz için İslam'a inanıyorsunuz vs demişsin. Ben bu görüşe katılmıyorum çünkü gerçekten araştırdım sorguladım ve en mantıklı dinin İslam olduğunu düşünmekteyim. Bence önyargılı davranmayın ve arkadaşın attığı videoyu izleyin çünkü gerçekten felsefi açıdan önermelerle ilerleyerek sonuca ulaşılan bir video.Selam dostum.
Öncelikle ateist değilim. Müslüman değilim de demiyorum. Sadece hataları görüp neden bu böyle demeye başladım.
Bir çok kişiden İslam dinledim ve sonunda bunun yanlış olduğunu anladım. Çünkü herkes kendine göre yorum yapıyor ve bize kendi tecrübesini aktarıyor. Ben de eğer İslam'a tam manasıyla tabi olacaksam bunun Kur'an la mümkün olacağını düşündüm. Dolayısıyla Kur'anı okuyup bunları yazdım. Bu eksiklikleri bir kişinin İslam tecrübesinden kaynaklı değiştirebileceğini sanmıyorum. Bu benim elimde
Tefsir gerekli bir şeydir. Çünkü okuduğun türkçe meal nihayetinde bir çeviri ürünüdür. Kuran arapça dilinde o kadar açıktır belki, türkçeye kelimesi kelimesine çevirdiğin zaman aynı anlamı taşımayacaktır. Çeviri bilimindeki ''equivalence/eşdeğerlik'' problemi yüzünden açıklamasını veya yorumunu yapmak bazen gerekli olabiliyor. Ki kutsal metinlerin çevirisi çok farklı bir boyut, ne denmek isteniyor tam olarak açıklanmalı. Bu yüzden tefsir gereklidir bence.Bir de tefsir olayı var
Ya arkadaşım yüce Allah dememiş mi
Hac 16
İşte böylece biz onu apaçık âyetler olarak indirdik. Kuşkusuz Allah dilediğini doğru yola iletir.
Kur'an bu kadar açık iken neden bir adamın ayetleri takla attırtıp bana sunmasını bekleyeyim?
Saygı çerçevesinde oluşmuş hiçbir düşünceye veya inanca saçmalık diyemezsiniz. Şunu bilin ki; bir inanca ister inanın, ister inanmayın ama sevmeseniz de, inanmasanız da saygı duymak zorundasınız. Bu bir tercih meselesi değil, saygı duymak zorunluluktur. İster Ateist olsun dini ve yaratıcıyı reddetsin, isterse de dine ve de yaratıcıya inansın; saygı çerçevesinde oluşmuş hangi inanca sahip olursa olsun, siz buna saçmalık diyemezsiniz. Derseniz zaten başından kaybetmişsiniz demektir.Beyler bırakın onu bunu Din Tanrı fikri saçmalıklardan ibaret olduğunu düşünüyorum. Sahip olduğunuz düşünceler size başkaları tarafından verildi. Gerçekten hayat bu mu yani sonsuz bir varoluş güzelliğine dayanan hayatı bir kitapla mı açıklıyorsunuz. Açıklayamassınız hayatı ve onun amacını bulamassınız. Kesin olarak bu yüzden buradayız diyemeyiz. Kesin olarak ölünce şuraya gideceğiz diyemeyiz. Bu varoluş doğa türler gezegenler yıldızlar o kadar güzel var olmuşlar ki bunu hiçbir kitap açıklayamaz. İstiyorsanız 1000 tane bilimsel makale yazın. 10000 tane ayetle açıklamaya çalışın yine açıklayamassınız. Belkide yaratıcı varoluşun takendisidir. Belkide Tesadüfen oluşmuşuzdur. Bunların hiçbirinin önemi yok. Gerçekten Neden burada olduğumuzun ölünce nereye gideceğimizin hiçbir önemi yok. Siz bir kızın güzelliğinde büyülenirken sorguluyor musunuz bu kız neden güzel gözüküyor. Bu kızın güzelliğinin ne önemi var. Hayır sadece o anın tadını çıkarıyorsunuz. Hayat da varoluş da bu yani sorgulanamayacak kadar boş ve yaşanılacak kadar güzel. Neyin gerçek olduğunu ve ne yapmam gerektiğini biliyorum. Özgür olucam anlamı yaşıyacağım mutluluğu yaşıyacağım. Yaşamı onurlandırıp kutsuyacağım. Her şeyi seviceğim. Gerçek olan şu anda hissetiğimizden başka bir sey değil. Anlamlı hissediyorsak Özgür hissediyorsak Sevgi dolu hissediyorsak gerçeğe yaklaşıyoruz demektir. Sorgulayarak hayatta ilerlenmez. Sadece varoluşu doğayı özümüzü deneyimleyerek ilerleriz. Ruhumuzu besleriz sanatla bilimle şarkılarla danslarla. Bunlar bize anlamlı gelir. Düşüncelerimizde yaptıklarimızda özgür olmalıyız. Tıpki bir çocuk gibi düşüncesiz olup anın varoluşun tadını çıkarmalıyız. Gerçeği en iyi ruhun kendisi bilebilir. O anda hissetikleri sadece gerçektir.
Iyi hoş da o zaman benim dağda mutlu mutlu otlayan inekten, yaşamın tadını doyasıya çıkaran tavuktan ne farkım kalıyor,Beyler bırakın onu bunu Din Tanrı fikri saçmalıklardan ibaret olduğunu düşünüyorum. Sahip olduğunuz düşünceler size başkaları tarafından verildi. Gerçekten hayat bu mu yani sonsuz bir varoluş güzelliğine dayanan hayatı bir kitapla mı açıklıyorsunuz. Açıklayamassınız hayatı ve onun amacını bulamassınız. Kesin olarak bu yüzden buradayız diyemeyiz. Kesin olarak ölünce şuraya gideceğiz diyemeyiz. Bu varoluş doğa türler gezegenler yıldızlar o kadar güzel var olmuşlar ki bunu hiçbir kitap açıklayamaz. İstiyorsanız 1000 tane bilimsel makale yazın. 10000 tane ayetle açıklamaya çalışın yine açıklayamassınız. Belkide yaratıcı varoluşun takendisidir. Belkide Tesadüfen oluşmuşuzdur. Bunların hiçbirinin önemi yok. Gerçekten Neden burada olduğumuzun ölünce nereye gideceğimizin hiçbir önemi yok. Siz bir kızın güzelliğinde büyülenirken sorguluyor musunuz bu kız neden güzel gözüküyor. Bu kızın güzelliğinin ne önemi var. Hayır sadece o anın tadını çıkarıyorsunuz. Hayat da varoluş da bu yani sorgulanamayacak kadar boş ve yaşanılacak kadar güzel. Neyin gerçek olduğunu ve ne yapmam gerektiğini biliyorum. Özgür olucam anlamı yaşıyacağım mutluluğu yaşıyacağım. Yaşamı onurlandırıp kutsuyacağım. Her şeyi seviceğim. Gerçek olan şu anda hissetiğimizden başka bir sey değil. Anlamlı hissediyorsak Özgür hissediyorsak Sevgi dolu hissediyorsak gerçeğe yaklaşıyoruz demektir. Sorgulayarak hayatta ilerlenmez. Sadece varoluşu doğayı özümüzü deneyimleyerek ilerleriz. Ruhumuzu besleriz sanatla bilimle şarkılarla danslarla. Bunlar bize anlamlı gelir. Düşüncelerimizde yaptıklarimızda özgür olmalıyız. Tıpki bir çocuk gibi düşüncesiz olup anın varoluşun tadını çıkarmalıyız. Gerçeği en iyi ruhun kendisi bilebilir. O anda hissetikleri sadece gerçektir.
İyi de kardeşim biz sorgulamazsak neyiz ki ? Sorgulamasak kendimizi geliştirebilir miydik?Sorunlarin üstesinden gelebilir miydik? Hayatı daha anlamlandirarak yaşayabilir miydik? Kendi fikirlerimiz olabilir miydi? Hayır, bir hayvan gibi olurduk. Sorgulamayan, tek amacı avlanmak ve yaşamak olan, beyinle değil güçle kazanan akılsız şeyler olurduk. Sorgulama olayı insanda doğuştan ve bir amaca bağlı olarak vardır. Şu an biz bunu yazarken de sorguluyoruz ona bakılırsa. Bu duyguyu kullanmayi genel anlamda bırakamayiz,çünkü sorgulamak için yaratıldık. Ve sorgulayarak bütünleştiriz, bir amaca bağlı oluruz. Ve o amaç bizi umutlandirir dünyaya neden geldiğimizi, amacımızın ne olduğunu, toplumdaki yerimizi böyle hatırlarız. Bu bizi motive eder. Dünya eğlence keyif dünyasi değil.Dünya yaratana ibadet etme, bundan mutlu olma, ona dayanarak çalışma ve yardımı ondan bekleme , ona güvenme, geri kalan zamanda da dinlenme ve sorgulama dünyasıdır. Mesela bir iş düşün, maaşı iyi olan bir iş, çalışanın tek görevi boş bir araziye çukur kazıp sonra da kapatmak olsun, kim işi yaparsa yapsın, fakir biri bile olsa işi en kötü 1 ayda bırakır çünkü verdiği emeğin bir amacı olmadığını bilir. Yani demek istediğim sorgulamak inanmak için var , inanmak güvenmek, dayanmak için var . Ve bunların hepsi insanın gerçek mutluluğu ve huzuru için var. Din bunları tamamlayan bir yapboz aslındaBeyler bırakın onu bunu Din Tanrı fikri saçmalıklardan ibaret olduğunu düşünüyorum. Sahip olduğunuz düşünceler size başkaları tarafından verildi. Gerçekten hayat bu mu yani sonsuz bir varoluş güzelliğine dayanan hayatı bir kitapla mı açıklıyorsunuz. Açıklayamassınız hayatı ve onun amacını bulamassınız. Kesin olarak bu yüzden buradayız diyemeyiz. Kesin olarak ölünce şuraya gideceğiz diyemeyiz. Bu varoluş doğa türler gezegenler yıldızlar o kadar güzel var olmuşlar ki bunu hiçbir kitap açıklayamaz. İstiyorsanız 1000 tane bilimsel makale yazın. 10000 tane ayetle açıklamaya çalışın yine açıklayamassınız. Belkide yaratıcı varoluşun takendisidir. Belkide Tesadüfen oluşmuşuzdur. Bunların hiçbirinin önemi yok. Gerçekten Neden burada olduğumuzun ölünce nereye gideceğimizin hiçbir önemi yok. Siz bir kızın güzelliğinde büyülenirken sorguluyor musunuz bu kız neden güzel gözüküyor. Bu kızın güzelliğinin ne önemi var. Hayır sadece o anın tadını çıkarıyorsunuz. Hayat da varoluş da bu yani sorgulanamayacak kadar boş ve yaşanılacak kadar güzel. Neyin gerçek olduğunu ve ne yapmam gerektiğini biliyorum. Özgür olucam anlamı yaşıyacağım mutluluğu yaşıyacağım. Yaşamı onurlandırıp kutsuyacağım. Her şeyi seviceğim. Gerçek olan şu anda hissetiğimizden başka bir sey değil. Anlamlı hissediyorsak Özgür hissediyorsak Sevgi dolu hissediyorsak gerçeğe yaklaşıyoruz demektir. Sorgulayarak hayatta ilerlenmez. Sadece varoluşu doğayı özümüzü deneyimleyerek ilerleriz. Ruhumuzu besleriz sanatla bilimle şarkılarla danslarla. Bunlar bize anlamlı gelir. Düşüncelerimizde yaptıklarimızda özgür olmalıyız. Tıpki bir çocuk gibi düşüncesiz olup anın varoluşun tadını çıkarmalıyız. Gerçeği en iyi ruhun kendisi bilebilir. O anda hissetikleri sadece gerçektir.
Dünya hayatı "imtihan" içindir. İnsan anın keyfini tabi yaşayacak ama bunun da bir sınırı vardır. Bir yaratıcı varsa sence bizi hiçbir amacı olmadan mı var etmiştir ? Bize hiçbir sorumluluk yüklememiş midir ? Bu kadar düzen tamamen tesadüf mü yoksa ? .Beyler bırakın onu bunu Din Tanrı fikri saçmalıklardan ibaret olduğunu düşünüyorum. Sahip olduğunuz düşünceler size başkaları tarafından verildi. Gerçekten hayat bu mu yani sonsuz bir varoluş güzelliğine dayanan hayatı bir kitapla mı açıklıyorsunuz. Açıklayamassınız hayatı ve onun amacını bulamassınız. Kesin olarak bu yüzden buradayız diyemeyiz. Kesin olarak ölünce şuraya gideceğiz diyemeyiz. Bu varoluş doğa türler gezegenler yıldızlar o kadar güzel var olmuşlar ki bunu hiçbir kitap açıklayamaz. İstiyorsanız 1000 tane bilimsel makale yazın. 10000 tane ayetle açıklamaya çalışın yine açıklayamassınız. Belkide yaratıcı varoluşun takendisidir. Belkide Tesadüfen oluşmuşuzdur. Bunların hiçbirinin önemi yok. Gerçekten Neden burada olduğumuzun ölünce nereye gideceğimizin hiçbir önemi yok. Siz bir kızın güzelliğinde büyülenirken sorguluyor musunuz bu kız neden güzel gözüküyor. Bu kızın güzelliğinin ne önemi var. Hayır sadece o anın tadını çıkarıyorsunuz. Hayat da varoluş da bu yani sorgulanamayacak kadar boş ve yaşanılacak kadar güzel. Neyin gerçek olduğunu ve ne yapmam gerektiğini biliyorum. Özgür olucam anlamı yaşıyacağım mutluluğu yaşıyacağım. Yaşamı onurlandırıp kutsuyacağım. Her şeyi seviceğim. Gerçek olan şu anda hissetiğimizden başka bir sey değil. Anlamlı hissediyorsak Özgür hissediyorsak Sevgi dolu hissediyorsak gerçeğe yaklaşıyoruz demektir. Sorgulayarak hayatta ilerlenmez. Sadece varoluşu doğayı özümüzü deneyimleyerek ilerleriz. Ruhumuzu besleriz sanatla bilimle şarkılarla danslarla. Bunlar bize anlamlı gelir. Düşüncelerimizde yaptıklarimızda özgür olmalıyız. Tıpki bir çocuk gibi düşüncesiz olup anın varoluşun tadını çıkarmalıyız. Gerçeği en iyi ruhun kendisi bilebilir. O anda hissetikleri sadece gerçektir.