Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Özgürlük Modeli | Kitap Çevirisi

easypeasy

Yeni Fapstronot
Katılım
7 Ağu 2022
Mesajlar
11
Tepki puanı
32
Puanları
14

Özgürlük Modeli


Özgürlük modeli ( The Freedom Model) 30 yıl öncesinde ortaya çıkmış bir alkol ve madde kullanımı bırakma rehberidir. Addiction (Bağımlılık) ve Recovery (Süreç – İyileşme) hakkındaki doğru bildiğimiz yanlışları ve mitleri ortaya çıkararak madde kullanımını bırakma , kullanmaya devam etme ( herhangi bir dozda) seçeneklerini kişinin özgür iradesine bırakır. Addiction (Bağımlılık) ve Süreç terimlerini bilimsel ve rasyonel bir şekilde yerle bir eder (Bağımlılık diye bir şeyin olmadığını her seçimin kişinin özgür iradesine bağlı olduğunu ve dolayısıyla süreç (bağımlılıktan iyileşme) diye bir durumunda olamayacağını söyler) ve seçim kişiye kalır. Yöntem ve kitap son yıllarda Porno ve Masturbasyon “bağımlıları” arasında ve yabancı forumlarda yaygınlaştı ve kullanılan diğer yöntemlerden açık ara çok daha başarılı bir yöntem. Sorunu kökten çözdüğünü düşünüyorum ve bu kitabı Türkçeye kazandırmak amacıyla Abridged ( Kısaltılmış) versiyonunu Türkçeye çevirdim. Orijinal kitap 450 sayfa ve The Freedom Model ismiyle bulabilirsiniz. Konuyla ilgili tüm doğru bildiklerinizi kökünden değiştireceğini öngörüyorum. İyi okumalar dilerim...

Bağımlılık/İyileşme-Süreç kültürü/ideolojisi = Günümüzde yaygın olarak inanılan addict (bağımlı) kişilerin var olduğu, kullandıkları maddeyi bırakamadıkları ve o maddenin kişinin özgür iradesini devre dışı bıraktığı inancıdır. Ayrıca kişinin bu durumdan kurtulmak için Recovery (İyileşme – Süreç) denen bir duruma bir yola girmesi gerektiği ve bunsuz başaramayacağı ve “relaps” (nüks) edeceği görüşüdür. (Ç.N.)

AA (Alcoholic Anonymous) – Adsız Alkolikler = Alkol bağımlılıları için bir recovery (iyileşme) grubudur. Bağımlılık ve iyileşme ideolojisini ve 12 adımlı tedavileri ana tedavi yöntemi olarak kullanır. (Ç.N.)

Özgürlük Modeli, kendi hayatınızda yapabileceğiniz ve yapacağınız seçimler hakkında bir düşünce biçimidir. Bağımlılık ve iyileşme adı verilen kafa karıştırıcı bir fikir hakkında bir yaklaşımdır ve havayı bunlardan temizlemeyi amaçlar. Özgürlük Modeli, tüm bağımlılık ve süreç mitlerini çürütür, böylece üç seçenekten birini mutlulukla seçebilirsiniz: yoğun kullanıma devam etmek, ölçülü kullanmak (sizin için ne anlama geliyorsa) veya kullanmayı bırakmak.Ve bunu hikayelere ve korkuya göre değil, gerçeklere ve özgüvene dayanarak özgürce seçmek.

İnançlar Güçlüdür


Evet, son paragrafı doğru okudunuz. Özgürlük Modeli, tüm olası sonuçlara izin verir çünkü pek çok insan madde kullanımını başarılı bir şekilde sorunlu olmayan seviyelere indirmektedir. Bu gerçek bilgiyi dahil etmemek okuyucularımıza haksızlık olurdu. Bu, sizin adınıza karar vermemiz için gerçeği gizlememiz anlamına gelirdi. Bu tam olarak bağımlılık ve süreç-iyileşme kültürünün yaptığı şeydir ve işe yaramaz, ayrıca bu kitapta öğreneceğiniz gibi madde kullanıcıları için çok daha fazla sorun yaratır.

Bununla birlikte, aşağıdaki noktayı kesinlikle açıkça ortaya koymak istiyoruz: bir kez bağımlılık ve sürece-iyileşmeye inanan biri olduğunuzda, asla maddeyi ölçülü kullanmaya çalışmamalısınız. Elbette, güçsüzlük inancınıza bağlılığınız göz önüne alındığında bu davranış mantıklıdır. Eğer bir kez başladıklarında uyuşturucu ve/veya alkol almayı durduramayan "bağımlılar" adında bir insan sınıfı olduğuna inanıyorsanız, o zaman herhangi bir kullanım ölçüsü sizin için kötü ve potansiyel olarak ölümcül bir fikirdir. “Bağımlılığa” inanan biri olarak, madde kullanımınızı ayarlamaya yönelik herhangi bir girişim kesinlikle başarısız olacaktır çünkü seçim yapma gücünüze gerçekten inanmıyorsunuz.

Seçim mutlaktır; ya ona sahipsiniz ya da değilsiniz. Uyuşturucuların sizi köleleştirebileceğine inanıyorsanız, o zaman kullanmaktan kaçının. Kontrolü kaybedeceğinize inanıyorsanız, kaçının. Yaşam boyu sürece-iyileşmeye inanıyorsanız, kaçının. Bağımlılığa inanıyorsanız, kaçının. Tabii ki, bağımlılık ve iyileşme kavramlarının sağlam bir şekilde reddedilmesiyle bile, yine de kullanmamanın sizin için en iyisi olduğunu belirleyebilirsiniz. Birçok kişi bunu yapıyor çünkü kullanmayarak daha mutlu olacaklarını görüyorlar. Kendiniz için hangi madde kullanımı seçeneğini seçtiğiniz tamamen ve bütünüyle sizin tercihinizdir. Ancak her iki şekilde de, aktif madde kullanımın sonuçlarına gözünüzü açmanızı ve kararlarınızda bunu göz önünde bulundurmanızı öneririz. Bu hayati önem taşır.

İşte gerçek; uyuşturucular doğası gereği "bağımlılık yapıcılık" içermez, insanların özgür iradeleri vardır ve kendileri için seçim yapabilirler. Gerçek şu ki, ciddi bir uyuşturucu veya alkol sorunu yaşamış insanların %90'ından fazlası kendi başlarına kullanımı azaltıyor veya bırakıyor. Bu istatistik bağımlılık araştırmaları tarafından iyi bilinir ve tutarlıdır ancak belli nedenlerden dolayı tedavi-süreç sağlayıcıları tarafından nadiren kabul edilir veya bahsedilir. Bağımlılık ve iyileşme, kültürümüzün başkalarının davranışlarını kontrol etme takıntısını destekleyen, bireylere seçtikleri alışkanlıklarında gerçekten yardımcı olmayan uydurma yapılardır. Tıpkı kendi başlarına madde kullanımlarını değiştirenler gibi, sizin için ve hayatınız için en iyisinin ne olduğunu seçmekte özgürsünüz.

Bu e-kitapta okumaya devam ederken, aşağıdakileri anladığınızdan emin olun: Özgürlük Modeli madde kullanımının doğasında var olan tehlikeleri görmezden gelmez ve herhangi bir şekilde kullanmayı seçerseniz bu riskler hala oradadır. Ayrıca, bu e-kitabı okuduktan sonra, bağımlılık/iyileşme mitlerinin tamamına veya bir kısmına hala tutunmak onlara inanmak istiyorsanız, tamamiyle bırakmak düşünmeniz gereken tek yoldur. Fakat farkına varırsanız ve özgür iradenizi ve düşüncelerinizi davranışlarınızı ve isteklerinizi seçme yeteneğinizi kucaklarsanız, kendiniz için sonsuz olasılıklarla dolu bir dünyaya kapı açmış olacaksınız. Bağımlılığınız(ları)ı kolaylıkla değiştirebilecek ve üstesinden gelebileceksiniz ve gerçekten özgür olacaksınız.

Özgürlük Modeli


İyileşme ideolojisi yoğun madde kullanıcılarının köleleştirildiğini ve istemsizce madde kullandığını söylerken, The Freedom Model'in madde kullanımı açıklaması tam tersidir. İnsanların her madde veya alkol dozu aldıklarında aktif ve özgürce seçim yaptıklarını ve bunu motive eden tek bir şeyin olduğunu söyler: mutluluk arayışı. Bireyin zihninde madde kullanımı için her türlü neden olabilir (zevk, stres giderme, sosyal yağlayıcı arzusu), ancak hepsi madde kullanıcısının bir sonraki dozu bir şekilde iyi hissetmek için mevcut en iyi seçeneği olarak görmesine dayanır. Bazıları, bu yoğun madde kullanıcılarının ve yaşam koşullarının ayıkken dayanılmaz olduğunu ve bu nedenle maddelerini kaçış olarak kullandıklarını söyleyecektir. Ancak bu sadece sarhoşluğu daha mutlu seçenek olarak gördüklerini söylemenin başka bir yoludur.

Özgürlük Modeli’nde, yoğun madde kullanıcılarının herhangi bir anda değişmekte tamamen özgür oldukları gerçeğini ve ömür boyu devam eden bir “süreç-iyileşme” mücadelesine bakmak zorunda olmadığı gerçeğini kabul ederiz.. Bağımlılığın beyin hastalığı modeli ilk bakışta ikna edici olsa da, incelenmeye dayanamaz ve kontrol kaybı, tedavi olmadan duramama ve daha fazlası gibi bağımlılıkla ilgili diğer önemli iddialarda da durum aynıdır. "Bağımlılar" farklı bir seçim yapmakta özgürdürler. Daha az madde kullanımının daha mutlu bir seçenek olduğuna tam olarak ikna olduklarında, madde kullanımlarını buna göre azaltırlar. Bu bakış açısı değişikliğiyle, bırakmak veya kullanımı azaltmak için herhangi bir mücadeleye ihtiyaç olmadığını görürler. Bunun kolayca başlatılabileceğini ve sürdürülebileceğini keşfederler.

Evet, "kolay" olacağını söyledik. Bu kelimenin bazı okuyuculara yaşadıkları mücadeleyi, acıyı ve ıstırabı küçümseyici geldiğini biliyoruz. Bağımlı hissetmek gerçekten sinir bozucu ve acı vericidir. Bu kitabın yazarları da bu durumdan geçti. Yıllarca mücadele ettik ve bu durumun derinliklerinde her birimiz ciddi olarak intiharı düşündük. Ancak bu uzun zaman önceydi ve bundan çıkış yolumuzu bulduğumuz için bu kitabı yazıyoruz. Sonunda madde kullanımı sorunlarımızın üstesinden geldiğimizde keşfettiğimiz şey, bunun düşündüğümüzden çok daha kolay olduğuydu. Gerçekten "anladığımızda" ayık olmak ve maddelerden uzak kalmak için daha fazla mücadeleye gerek yoktu. "İyileşmeyi ve süreci sürdürmek" veya maddeleri "bağımlı bir şekilde" kullanmamızı engellemek için hiçbir şey yapmıyoruz. Geçtiğimiz otuz yıl boyunca merkezlerimizde "bağımlılıklardan" kolaylıkla ilerleyen binlerce misafirimiz oldu. Sizin için de kolay olacak. Dolayısıyla "kolay" kelimesi bazılarına rahatsız edici gelse de, bu gerçektir ve şimdi söylemeseydik size kötülük etmiş olurduk. Sonunda bunun kolay olduğunu anlayacaksınız ve bu muhteşemdir.

Pozitif Bir Yaklaşım


Şu anda önünüzde olan yaklaşım, insanlara yardım etmede 30 yıllık sürekli araştırma, test ve deneyimin bir ürünüdür. Baldwin Araştırma Enstitüsü'nde yöntemimizi geliştirmeyi hiç bırakmadık ve bu her zaman büyük başarı sağladı. Çok kez değişikliğe uğradı, bazen radikal bir biçimde. Başlangıçta aslında 12 adımlı programların birçok öğesini kullandık ve önerdik; aslında biz de AA (Alcoholic Anonymus) üyesiydik. İlk hedefimiz AA'nın hangi kısımlarının işe yaradığını bulmaktı ve yıllar içinde verimsiz, kısıtlayıcı veya gereksiz olduğunu keşfettiğimiz öğeleri birer birer ayıkladık. Sonunda hastalık kavramı ve 12 adım metodolojilerinde yardımcı olan hiçbir öğe olmadığı açıkça ortaya çıktı ve sonunda hepsini attık. Tüm bunlar boyunca, başından beri sabit kalan bir şey vardı: her zaman kendi kendine başlatılan, kendi kendini iten değişimin olumlu bir vizyonunu sunduk.

Size ömür boyu tedavi ve desteğe ihtiyaç duymadan sorunlarınızın üstesinden gelebileceğinizi ve gelebileceğinizi söylediğimizde aynı olumlu mesajın bir kısmını zaten aldınız. Şunu bilin: değişiklikler yapabilirsiniz ve iyi olacaksınız. 10 kişiden 9'u bu sorunların üstesinden gelir. Çoğu tedavi görmez ve görenlerden sadece küçük bir kısmı aslında tedavi protokolünü takip ederek ömür boyu destekte devam eder. En başarılı olanların çoğunluğu basitçe hayatlarına devam eder. Siz de yapabilirsiniz.

"İyileşme-Süreç" İstiyor musunuz?


Yıllar içinde yaptığımız en önemli keşiflerden biri, "bağımlı" veya "alkolik" kimliğini atmak ve kendiniz için istediğiniz hayatı yaratmaya odaklanmanın, "iyileşme ve sürece" odaklanmaktan çok daha iyi olduğudur. Bunun bazılarınızı şaşırttığını biliyoruz. İyileşmek istediğinizi düşünüyorsunuz ve biz onu kötülüyoruz. Madde kullanım sorunları alanında "iyileşme – süreç "nin gerçekte ne anlama geldiğini anlamanız gerekecek. Bunu anladığınızda muhtemelen bunun gerçekten istediğiniz bir şey olmadığına karar vereceksiniz.

Eğer daha önce iyileşme topluluklarıyla, gruplarıyla veya tedavi programlarıyla ilişkiniz olmadıysa, muhtemelen iyileşmenin sürecin iyi bir şey olduğunu düşünüyorsunuzdur. Muhtemelen bunu bir madde kullanım sorununu aşmak olarak tanımlıyorsunuzdur. Ancak iyileşme topluluklarında bulunduysanız önceden, bu terimle ne kastedildiğini biliyorsunuzdur. Yukarıda açıkladığımız gibi, "iyileşme-süreç" bağımlı benlik imajı etrafında inşa edilmiş ve bağımlılık hastalığıyla savaşmaya ve mücadeleye odaklanmış bir yaşam tarzıdır. İyileşmenin Sürecin sonu yoktur; sürekli olarak nüksden relapsdan korktuğunuz bir sınır halidir. Sizi sürekli öz-şüphe içinde tutan bir kırılganlık benlik imajını sürdürür ve kalıcı bir kurban hissini besler. Bu bir resmi politikadır da ayrıca, Beyaz Saray tarafından da önerilen bir dildir - artık kimseye "eski/değişmiş bir bağımlı" olarak atıfta bulunmamayı ve bunun yerine onlara "iyileşmekte olan kişi" ve "aktif olarak kullanmayan" demeyi öneriyorlar. Tabii ki, bu tanımla bu "aktif olarak kullanmayan" ama hala "madde kullanım bozukluğu olan kişi" olduğunuz anlamına gelir. İyileşme ve süreç, bağımlılığın uğursuz varlığını zihninizde ve hayatınızda canlı ve sağlıklı tutar. Bunların hepsi trajik bir hatadır.

"İyileşme" hem belirli bir fikir setidir ("bağımlı/alkolik" veya yeni dil kılavuzlarına göre "madde kullanım bozukluğu olan kişi" benlik imajı) hem de bir eylem setidir (bağımlılık hastalığıyla savaşmak için çalışmak). Bu fikirler ve eylemler, kişisel değişimin özündeki noktayı kaçırır.

Araştırmalar, bağımlılığın hastalık modeline inanmanın problematik madde kullanımına "nükse-relapsa" yol açtığını göstermiştir (Miller, 1996). Araştırmalar ayrıca hastalık modeline (bağımlılığa) inanmanın aşırı kullanımı alarm verici bir oranda çoğalttığını göstermektedir (Brandsma, 1980). İnsanlar bağımlılık tedavisine girdiklerinde ve bu fikirleri öğrendiklerinde, ölümcül aşırı doz riskleri artar ve bu risk bağımlılık tedavisini bıraktıktan hemen sonra zirveye ulaşır (Pierce et al., 2016). İyileşme kültürü ideolojisi tarafından öğretilen mücadele eden çaresiz bağımlı benlik imajı, bir madde kullanım sorununu aşmak dışında her şeyi teşvik eder. Madde kullanım sorunlarını artırır ve insanları daha uzun süre mücadele etmeye yönlendirir. Sonuç olarak tedavi, bağımlılar ve alkolikler yaratır!

Sürekli İyileşmeye/Sürece Sıkıştırılmak


İyileşme ideolojisini öğrenmek insanların madde kullanımı arzusunu azaltmaz. Yaptığı şey korku yaratmak ve insanların bırakmaya sıkıştırılmış hissetmelerini sağlamaktır. Bazen madde kullanıcıları o köşede uzun süre otururlar ve madde kullanmak için can atarlar, kendilerini mutsuz ve mahrum kalmış hissederler. Ara sıra kimse bakmıyorken köşeden gizlice çıkarlar ve tekrar köşeye geri konana kadar olabildiğince kullanırlar. Köşedeyken onlara iyileşmeyi tanımlayan belirli bir dizi eylemden geçmeleri söylenir. Ne yazık ki bu eylemler de arzularını azaltmaz, bunun yerine maddeler için arzuyu artırırlar. AA gibi destek grubu toplantılarına katılan pek çok kişi, madde kullanma arzusunun bir toplantıdan ayrıldıktan hemen sonra en yüksek olduğunu bildiriyor.

Bağımlılık hastalığı yoktur, bu yüzden ironik bir şekilde, onunla savaşmak için alınan eylemlere odaklandığınızda, kendinize sadece zarar verebilirsiniz. İyileşme-Süreç ideolojisi insanlara en iyi ihtimalle sürekli olarak "iyileşmekte" olabileceklerini söyler, bu da sürekli bir relaps tehdidiyle ve bağımlılıkla savaşmak anlamına gelir. İlk zamanlarımızda, insanlara iyileşmiş (geçmiş zaman anlamında) olduklarını söyledik - yani problematik madde kullanımıyla işinizin bittiğinden emin olmak ve artık hiçbir şeyle savaşmaya ihtiyaç duymamak anlamında. Bu fikir, iyileşme ideolojisinin sunduğundan daha iyi bir benlik imajı olasılığı sunarak kesinlikle doğru yönde bir adımdı.

Bağımlılığın Olduğunu İnkar mı Ediyorsunuz?


Bu, arayanlarımız, okuyucularımız, öğrencilerimiz ve merkezlerimizdeki misafirlerimiz tarafından sorulan en yaygın sorulardan biridir. Daha önce söylediğimiz gibi, bağımlılığın herhangi bir tanımının veya açıklamasının temel bileşeni, insanların madde kullanımının istemsiz bir davranış haline geldiği iddiasıdır. Bu istemsiz/zorunlu davranış fikri, iyileşme ideolojisi ve savunucuları tarafından pek çok şekilde açıklanmıştır, ancak açıklamalarından hiçbiri asla kanıtlanmamış ve hatta araştırmalarla desteklenmemiştir. Aslında araştırmalar her zaman tüm madde kullanımında seçim öğesinin dahil olduğunu ve bunun gönüllü, özgürce seçilmiş bir davranış olduğunu göstermektedir.

Yani evet, genel bağımlılık fikrini inkar ediyoruz; özellikle bunun istemsiz bir davranış olduğunu. Ancak, insanların rahatsız edici ve maliyetli şekillerde madde kullandıklarını inkar etmiyoruz; ne de bazı madde kullanıcılarının madde kullanmaya zorunlu hissettiklerini ve duramayacaklarını hissettiklerini inkar ediyoruz. İnsanların mücadele ettiklerini kesinlikle inkar etmiyoruz; ediyorlar ve biz de ettik. Madde kullanımının istemsiz hale geldiği fikri, insanların duramayacakmış gibi hissetmelerinin ana sebebidir. Şimdi insanları "bağımlı" olduklarına ikna etmek için kullanılan en popüler üç açıklamayı hızlıca çürüteceğiz.

İlk olarak, bağımlılığın bir "kontrol kaybı" içerdiği söylenir ki bununla bir bağımlının içmeye veya uyuşturucu kullanmaya başladığında duramayacağı kastedilir. Son 50 yıldaki bazı laboratuvar deneyleri bunun yanlış olduğunu göstermiştir. Bağımlılar ve alkolikler olarak etiketlenen insanlarda hiçbiri bu tarz bir durumun varlığını ortaya koyamamıştır.

Çalışmaların gösterdiği şey, "bağımlı" olduğu teşhis konulan kişilere haberleri olmadan bir madde verildiğinde, daha fazla madde aramaya ve almaya devam etmedikleridir. Bu çalışmalar ayrıca bağımlı oldukları söylenen kişilerin, bir maddenin arzı sıkı bir şekilde kontrol edildiğinde kullanımı azalttıkları0 ve aşırı kullanım için birkaç dozu biriktirdiklerini göstermiştir; ve para veya daha fazla maddeyi seçmeleri teklif edildiğinde, çoğu "bağımlı" diğer ödül lehine kendilerine teklif edilen bir sonraki dozu reddederler. Dahası, veriler eski "alkoliklerin" yarısı kadar çoğunun ara sıra içen ılımlı içiciler haline geldiğini göstermektedir. Tüm bu gerçekler, bağımlıların davranışlarını yöneten faktörlerin gizemli bir "kontrol kaybı" fenomeni, "istek" fenomeni veya bir tür zayıflık yerine bilinç ve seçim olduğunu göstermektedir.

İkinci olarak, maddelerin tekrarlayan kullanımının bağımlıların sürekli olarak maddeleri arzulamalarına ve kullanmalarına zorlayan sinirsel değişikliklere neden olduğu söylenir; beyinlerinin maddeler tarafından ele geçirildiği söylenir. Yine, kapsamlı araştırmalar bu iddiayı çürütmektedir. Bağımlıların büyük çoğunluğu, bu tür sinirsel adaptasyona rağmen (genellikle "beyin değişiklikleri" olarak adlandırılır) madde kullanımlarını bırakır veya azaltır. Dahası, bağımlıların kullanımlarını bırakma veya azaltma olasılığı, maddelere bir yıldan az veya 40 yıldan fazla "bağımlı" olmuş olsalar bile sabit kalır. Bu gerçek, maddelere daha fazla maruz kalmanın beynin daha fazla ele geçirilmesine yol açacağı, bunun da daha fazla istemsiz arzuya ve madde kullanımına yol açacağı teorisine aykırıdır. Beyin değişiklikleri ne kadar olursa olsun, insanlar yine de bu fiziksel duruma rağmen bırakıyor ve kullanımı azaltıyorlar. Saygın bir araştırmacının bu araştırma konularını gözden geçirdikten sonra dediği gibi:

"İlaçların neden olduğu sinirsel adaptasyonlar ile zorunlu ilaç kullanımı arasında nedensel bir bağlantı kuran veya ilaçların neden olduğu sinirsel değişiklikler ile bağımlılık yapan bir ilaca olan tercihteki artış arasında bir korelasyon kuran yayınlanmış hiçbir çalışma yoktur." (Heyman, 2013)

Mevcut kanıtlar, bağımlılığın beyin hastalığı modelini tamamen çürütmektedir. Bağımlılığa neden olduğu söylenen beyin değişiklikleri tamamen normal bir fenomendir. Bu değişiklikler yüksek düzeyde pratik yapılan herhangi bir beceri veya alışkanlığın öğrenilmesiyle meydana gelir, ancak kimseyi becerilerini kullanmaya veya alışkanlıklarını sürdürmeye zorunlu kılmazlar. Piyano çalanların, taksi sürücülerinin veya hokkabazların bu becerilerde yetenekli hale geldikten sonra bu aktiviteleri gerçekleştirmeye zorunda hissetmekte olduklarını düşünür müsünüz? Elbette hissetmezler, ancak tüm bu aktiviteler tekrarlayan madde kullanımının yaptığı gibi önemli beyin değişikliklerine yol açar. Bu tür beyin değişiklikleri alışkanlığın sonucudur, nedeni değil. Sadece alışkanlığın verimli bir şekilde devam etmesini kolaylaştırmaya hizmet ederler, ancak bireyi özgür iradesinden yoksun bırakmazlar. Bunu ağırlık kaldırmanın kas dokusunu değiştirmesiyle aynı şekilde düşünebilirsiniz, ancak bu fiziksel değişiklik insanları yumruklamaya neden olmaz.

Son olarak insanların, opiyatlar, benzodiazepinler ve alkol gibi bazı maddeleri kullanmayı bıraktıklarında meydana gelen fiziksel bağımlılık ve yoksunluk sendromunun rolünden çok bahsedilir

Evet, bundan muzdarip insanlar kesinlikle seçtikleri ilaca köleleştirilmiş gerçek bağımlılar olmalıdır, değil mi? Yine durum bu şekilde değildir. Tarih boyunca, yoksunluk sendromu yaşayan insanların büyük çoğunluğu bunu daha fazla ilaç arama ve kullanma zorunluluğu olarak değil, basitçe bir hastalık olarak deneyimlemiştir. Bu durumu güvenli bir şekilde atlatmak için bazılarının tıbbi yardıma ihtiyacı olduğu doğrudur, ancak yoksunluğun insanları madde kullanmaya zorunlu kıldığı doğru değildir. Dahası, insanların bağımlı hissetmesi için yoksunluk semptomlarının mevcut olması gerekmez. Bu durum, insanların bağımlı hissettikleri tüm madde kullanımı içermeyen aktivitelerde - kumar, alışveriş veya pornografi izleme gibi - görülebilir.



Freedom Modeli Nedir, ve Bana Nasıl Yardım Edebilir?




Kitabın devamını çeviriyorum. Ancak yoğunluk ve iş sebepli uzama ihtimali var. Çeviride yardımcı olmak isteyen belli bir seviye ingilizcesi olan arkadaşlarım özelden ulaşabilir. Hızlı bir şekilde kalanını çevirir foruma bu kitabı kazandırırız. İyi okumalar dilerim.
 

Whiplash

Uranüs Yolcusu
Katılım
23 May 2021
Mesajlar
192
Tepki puanı
436
Puanları
99
Zaman ayırıp çevirdiğiniz için çok teşekkürler ,elinize sağlık.
 

Rodion Romanoviç

Raskolnikov
Üst Düzey Moderatör
Çevirmen Üye
Katılım
16 Şub 2021
Mesajlar
984
Tepki puanı
2,458
Puanları
160
Konum
Türkiye
Eline sağlık hocam, bir parça ve kitabın bağlantısını verirseniz çevirebilirim. Özelden mesaj gönderebilirsiniz.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst