Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Özgürlük Sanılan Köleliğin Hikayesi

The White Rider

Emekli Moderatör
Katılım
28 Eki 2020
Mesajlar
223
Tepki puanı
781
Puanları
160
Merhaba arkadaşlar;

Gelin sizlere bir hikaye anlatayım.

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; Teknoloji Çağı'nda yaşayan bir nesil varmış. Bu nesil ürettiklerinin kölesi olmaktan mutluluk duyup, aynı zamanda da her gün gelişen bu teknolojiye aşkla bağlılarmış. Bu Teknoloji Çağı'nın gençleri de varmış. Zamanlarını, onlara asla yarar sağlamayacak olan aletlerle harcayıp; kendilerine bu aletlerin içerisinde yapay dünyalar kurarlarmış. Ve bu yapay dünyaları kendilerine gerçekmiş gibi göstermeye çalışıp, aynı zamanda da gerçek olduğunu sanarlarmış.

İşte böyle düşünen gençlerden birisinin adı da Zarar'mış. Zarar, bağımlılıklar içinde yaşayan; kendisine teknolojik aletleri dost edinen ve de onlar olmadan yaşayamayan bir erkek bireymiş. Zarar, bulunduğu çağdan dolayı sürekli teknolojik aletlerle iç içe olur ve de onlara aşkla bakarmış. Zarar zamanla bu aşkı o kadar ilerletmiş ki, artık gerçek hayattaki her nesneyi, her varlığı o aletlerdeki nesne ve de varlıklarla özdeşleştirmiş.

Zarar gibi bu aşkla boğulan bir diğer genç ise Ziyan'mış. Ziyan da Zarar gibi bu aletleri kendine en yakın dost edinip, onların olmadığı bir hayatı düşleyemeyen bir kadın bireymiş. Çünkü o da hayatın sadece teknolojik aletlerin içindekilerle sınırlı olduğunu düşünüyormuş.

Teknoloji Çağı'nın kölesi olan ama bunu bir özgürlük gibi gören her iki genç bireyimiz de bulundukları dönemden dolayı hayata farklı bakıyorlarmış. Zamanla gerçek hayatın da sunduğu negatif etkiler çerçevesinde, bu aletlerin içlerinde karşı cinse karşı ilgi duymaya ve de bu ilgiyi daha da ileriye götürmeye çalışmışlar.

Zamanla her iki genç bireyimiz de bu ilgi duyma olayını çok daha farklı yerlere çekip, kendilerini çıplak fotoğraf ve de videolara bakarken bulmuşlar. Bu durum onlara çok garip ama bir o kadar da ilgi çekici gelmiş. Ve bu sanal dünyanın içerisinden geçiş yaptıkları bir başka sanal dünyada kendilerince huzuru bulmuşlar. Ve oradaki bireylerin birbirleriyle yaşadığı yapay ilişkiler sonucu kendilerini nasıl tatmin edeceklerini ve de bedenlerini nasıl yanlış şekilde öğrenebileceklerini kavramışlar. Ve her defasında da daha fazlasını isteyerekten kendilerini kısır bir döngüye sürüklemişler.

Genç bireylerimiz ne zaman ki gerçek hayata dönüş yapsalar, az önce belirttiğimiz gibi aletlerin içindeki sanal dünyaları gerçek hayata taşımaya çalışmışlar. Yeni keşfettikleri çıplaklık dünyasındaki bedenleri, gerçek hayattaki bedenlere sığdırmayı amaç edinmişler. Ve yine oradaki gibi, istedikleri her bireye kolayca çıplak bir şekilde ulaşabileceklerini düşünmüşler. Ama yine ne yazık ki, her iki genç bireyimiz de bu konuda büyük bir hüsrana uğramışlar. Çünkü hâlâ kendilerini o hayal dünyasından kurtaramamışlar. Ve yine kısır döngüye girip kendilerini sanal dünyanın başında bulmuşlar.

Her iki genç bireyimiz de istedikleri kadar görebilecekleri çıplak bedenlerin dünyasına giriş yapmışlar. Ve yine kategoriden kategoriye, bedenden bedene yapay bir geçiş yapmışlar. Ve bu çıplak bedenler onların adeta kısıtlı hayal dünyalarının kendisi haline gelmiş.

Gel zaman git zaman derken, Zarar ve Ziyan bu teknolojik alanda birbirleriyle tanışmışlar. Ve bu tanışmayı daha da ileri götürüp, gerçek dünyada da tanışmak istemişler. Birbirlerini doğal olaraktan sadece birer cinsel obje olarak görüp, açılamamışlar. Her ikisinin de aklına sürekli çıplak bedenleri gördükleri aletler gelmiş ve o aletlerdeki çıplak bedenleri birbirlerinin bedenlerine yerleştirmeye çalışmışlar.

Zamanla ilişki daha da ileriye gitmiş ve de gençlerimiz evlenmeye karar vermişler. Yaşanan evlilik, aslında mutluluktan uzakmış. Çünkü bireylerimiz birbirlerine gerçek aşkla değil, yapay bir aşkla bağlanmışlar. Ne zaman bir ilişkiye girseler, birbirlerini daha da tanısalar; işte o zaman birbirlerinden daha da nefret etmişler. Çünkü hem Zarar, hem de Ziyan zamanında sayısızca çıplak bedenle karşılaşmış ve de her şeyi oradakiler gibi olacakmışçasına düşünmüşler. Ama birbirlerine terbiyesizlik ve de ahlâksızlık yaptıklarını da unutmamışlar. Çünkü her ikisinin gözleri de zamanında sayısızca çıplak bedenle bir olmuş ve de onları kendilerine ilgi çekici olarak bulmuşlar.

Çiftimizin ilişkisi rayına oturamamış. Sürekli birbirlerine nefretle bakmış ve de birbirlerini hiç sevemediklerini ve yine birbirlerine hiç aşkla bakamadıklarını fark etmişler. Ne Zarar Ziyan'ı, ne de Ziyan Zarar'ı tatmin edebilmiş. Her ikisi de cinsel, psikolojik ve de zihinsel sorunlar yaşamışlar. Artık bu nefret derecesine ulaşmış.

Ve ne yazıktır ki, çiftimiz boşanmış. Bir dünyanın, bir başka dünyayı nasıl yıktığını anlamışlar. Ve o yıkılan dünya sadece bu çiftimizle de sınırlı değilmiş. Çünkü her geçen gün sayısızca dünya daha bu sepeblerden dolayı yok olup gidiyormuş.

Evet. Maalesef ki hikayemizin sonunda çiftimiz yaptıkları büyük yanlışlıklardan dolayı her zaman ki gibi eremediler muradlarına, biz de çıkamadık kerevetine. Ama yine unutmamak gerekiyor ki, muradına ermek de; kerevetine çıkmak da hâlâ bizlerin ellerinde. Zarar ve Ziyan dolu bir hayal dünyasından uzaklaşmak ve de uyanmak dileğiyle...

Bu küçümsenemeyecek gerçeğin anekdotunu da okuyucumuza bırakalım...
 

Walter Bishop

Jüpiter Yolcusu
Katılım
7 Mar 2021
Mesajlar
114
Tepki puanı
242
Puanları
64
Konum
istanbul
Çok güzel bir hikaye olmuş elinize sağlık.
Merhaba arkadaşlar;

Gelin sizlere bir hikaye anlatayım.

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; Teknoloji Çağı'nda yaşayan bir nesil varmış. Bu nesil ürettiklerinin kölesi olmaktan mutluluk duyup, aynı zamanda da her gün gelişen bu teknolojiye aşkla bağlılarmış. Bu Teknoloji Çağı'nın gençleri de varmış. Zamanlarını, onlara asla yarar sağlamayacak olan aletlerle harcayıp; kendilerine bu aletlerin içerisinde yapay dünyalar kurarlarmış. Ve bu yapay dünyaları kendilerine gerçekmiş gibi göstermeye çalışıp, aynı zamanda da gerçek olduğunu sanarlarmış.

İşte böyle düşünen gençlerden birisinin adı da Zarar'mış. Zarar, bağımlılıklar içinde yaşayan; kendisine teknolojik aletleri dost edinen ve de onlar olmadan yaşayamayan bir erkek bireymiş. Zarar, bulunduğu çağdan dolayı sürekli teknolojik aletlerle iç içe olur ve de onlara aşkla bakarmış. Zarar zamanla bu aşkı o kadar ilerletmiş ki, artık gerçek hayattaki her nesneyi, her varlığı o aletlerdeki nesne ve de varlıklarla özdeşleştirmiş.

Zarar gibi bu aşkla boğulan bir diğer genç ise Ziyan'mış. Ziyan da Zarar gibi bu aletleri kendine en yakın dost edinip, onların olmadığı bir hayatı düşleyemeyen bir kadın bireymiş. Çünkü o da hayatın sadece teknolojik aletlerin içindekilerle sınırlı olduğunu düşünüyormuş.

Teknoloji Çağı'nın kölesi olan ama bunu bir özgürlük gibi gören her iki genç bireyimiz de bulundukları dönemden dolayı hayata farklı bakıyorlarmış. Zamanla gerçek hayatın da sunduğu negatif etkiler çerçevesinde, bu aletlerin içlerinde karşı cinse karşı ilgi duymaya ve de bu ilgiyi daha da ileriye götürmeye çalışmışlar.

Zamanla her iki genç bireyimiz de bu ilgi duyma olayını çok daha farklı yerlere çekip, kendilerini çıplak fotoğraf ve de videolara bakarken bulmuşlar. Bu durum onlara çok garip ama bir o kadar da ilgi çekici gelmiş. Ve bu sanal dünyanın içerisinden geçiş yaptıkları bir başka sanal dünyada kendilerince huzuru bulmuşlar. Ve oradaki bireylerin birbirleriyle yaşadığı yapay ilişkiler sonucu kendilerini nasıl tatmin edeceklerini ve de bedenlerini nasıl yanlış şekilde öğrenebileceklerini kavramışlar. Ve her defasında da daha fazlasını isteyerekten kendilerini kısır bir döngüye sürüklemişler.

Genç bireylerimiz ne zaman ki gerçek hayata dönüş yapsalar, az önce belirttiğimiz gibi aletlerin içindeki sanal dünyaları gerçek hayata taşımaya çalışmışlar. Yeni keşfettikleri çıplaklık dünyasındaki bedenleri, gerçek hayattaki bedenlere sığdırmayı amaç edinmişler. Ve yine oradaki gibi, istedikleri her bireye kolayca çıplak bir şekilde ulaşabileceklerini düşünmüşler. Ama yine ne yazık ki, her iki genç bireyimiz de bu konuda büyük bir hüsrana uğramışlar. Çünkü hâlâ kendilerini o hayal dünyasından kurtaramamışlar. Ve yine kısır döngüye girip kendilerini sanal dünyanın başında bulmuşlar.

Her iki genç bireyimiz de istedikleri kadar görebilecekleri çıplak bedenlerin dünyasına giriş yapmışlar. Ve yine kategoriden kategoriye, bedenden bedene yapay bir geçiş yapmışlar. Ve bu çıplak bedenler onların adeta kısıtlı hayal dünyalarının kendisi haline gelmiş.

Gel zaman git zaman derken, Zarar ve Ziyan bu teknolojik alanda birbirleriyle tanışmışlar. Ve bu tanışmayı daha da ileri götürüp, gerçek dünyada da tanışmak istemişler. Birbirlerini doğal olaraktan sadece birer cinsel obje olarak görüp, açılamamışlar. Her ikisinin de aklına sürekli çıplak bedenleri gördükleri aletler gelmiş ve o aletlerdeki çıplak bedenleri birbirlerinin bedenlerine yerleştirmeye çalışmışlar.

Zamanla ilişki daha da ileriye gitmiş ve de gençlerimiz evlenmeye karar vermişler. Yaşanan evlilik, aslında mutluluktan uzakmış. Çünkü bireylerimiz birbirlerine gerçek aşkla değil, yapay bir aşkla bağlanmışlar. Ne zaman bir ilişkiye girseler, birbirlerini daha da tanısalar; işte o zaman birbirlerinden daha da nefret etmişler. Çünkü hem Zarar, hem de Ziyan zamanında sayısızca çıplak bedenle karşılaşmış ve de her şeyi oradakiler gibi olacakmışçasına düşünmüşler. Ama birbirlerine terbiyesizlik ve de ahlâksızlık yaptıklarını da unutmamışlar. Çünkü her ikisinin gözleri de zamanında sayısızca çıplak bedenle bir olmuş ve de onları kendilerine ilgi çekici olarak bulmuşlar.

Çiftimizin ilişkisi rayına oturamamış. Sürekli birbirlerine nefretle bakmış ve de birbirlerini hiç sevemediklerini ve yine birbirlerine hiç aşkla bakamadıklarını fark etmişler. Ne Zarar Ziyan'ı, ne de Ziyan Zarar'ı tatmin edebilmiş. Her ikisi de cinsel, psikolojik ve de zihinsel sorunlar yaşamışlar. Artık bu nefret derecesine ulaşmış.

Ve ne yazıktır ki, çiftimiz boşanmış. Bir dünyanın, bir başka dünyayı nasıl yıktığını anlamışlar. Ve o yıkılan dünya sadece bu çiftimizle de sınırlı değilmiş. Çünkü her geçen gün sayısızca dünya daha bu sepeblerden dolayı yok olup gidiyormuş.

Evet. Maalesef ki hikayemizin sonunda çiftimiz yaptıkları büyük yanlışlıklardan dolayı her zaman ki gibi eremediler muradlarına, biz de çıkamadık kerevetine. Ama yine unutmamak gerekiyor ki, muradına ermek de; kerevetine çıkmak da hâlâ bizlerin ellerinde. Zarar ve Ziyan dolu bir hayal dünyasından uzaklaşmak ve de uyanmak dileğiyle...

Bu küçümsenemeyecek gerçeğin anekdotunu da okuyucumuza bırakalım...
 

Lazkopat

Emektar Üye
Katılım
10 Kas 2020
Mesajlar
684
Tepki puanı
1,028
Puanları
160
Merhaba arkadaşlar;

Gelin sizlere bir hikaye anlatayım.

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; Teknoloji Çağı'nda yaşayan bir nesil varmış. Bu nesil ürettiklerinin kölesi olmaktan mutluluk duyup, aynı zamanda da her gün gelişen bu teknolojiye aşkla bağlılarmış. Bu Teknoloji Çağı'nın gençleri de varmış. Zamanlarını, onlara asla yarar sağlamayacak olan aletlerle harcayıp; kendilerine bu aletlerin içerisinde yapay dünyalar kurarlarmış. Ve bu yapay dünyaları kendilerine gerçekmiş gibi göstermeye çalışıp, aynı zamanda da gerçek olduğunu sanarlarmış.

İşte böyle düşünen gençlerden birisinin adı da Zarar'mış. Zarar, bağımlılıklar içinde yaşayan; kendisine teknolojik aletleri dost edinen ve de onlar olmadan yaşayamayan bir erkek bireymiş. Zarar, bulunduğu çağdan dolayı sürekli teknolojik aletlerle iç içe olur ve de onlara aşkla bakarmış. Zarar zamanla bu aşkı o kadar ilerletmiş ki, artık gerçek hayattaki her nesneyi, her varlığı o aletlerdeki nesne ve de varlıklarla özdeşleştirmiş.

Zarar gibi bu aşkla boğulan bir diğer genç ise Ziyan'mış. Ziyan da Zarar gibi bu aletleri kendine en yakın dost edinip, onların olmadığı bir hayatı düşleyemeyen bir kadın bireymiş. Çünkü o da hayatın sadece teknolojik aletlerin içindekilerle sınırlı olduğunu düşünüyormuş.

Teknoloji Çağı'nın kölesi olan ama bunu bir özgürlük gibi gören her iki genç bireyimiz de bulundukları dönemden dolayı hayata farklı bakıyorlarmış. Zamanla gerçek hayatın da sunduğu negatif etkiler çerçevesinde, bu aletlerin içlerinde karşı cinse karşı ilgi duymaya ve de bu ilgiyi daha da ileriye götürmeye çalışmışlar.

Zamanla her iki genç bireyimiz de bu ilgi duyma olayını çok daha farklı yerlere çekip, kendilerini çıplak fotoğraf ve de videolara bakarken bulmuşlar. Bu durum onlara çok garip ama bir o kadar da ilgi çekici gelmiş. Ve bu sanal dünyanın içerisinden geçiş yaptıkları bir başka sanal dünyada kendilerince huzuru bulmuşlar. Ve oradaki bireylerin birbirleriyle yaşadığı yapay ilişkiler sonucu kendilerini nasıl tatmin edeceklerini ve de bedenlerini nasıl yanlış şekilde öğrenebileceklerini kavramışlar. Ve her defasında da daha fazlasını isteyerekten kendilerini kısır bir döngüye sürüklemişler.

Genç bireylerimiz ne zaman ki gerçek hayata dönüş yapsalar, az önce belirttiğimiz gibi aletlerin içindeki sanal dünyaları gerçek hayata taşımaya çalışmışlar. Yeni keşfettikleri çıplaklık dünyasındaki bedenleri, gerçek hayattaki bedenlere sığdırmayı amaç edinmişler. Ve yine oradaki gibi, istedikleri her bireye kolayca çıplak bir şekilde ulaşabileceklerini düşünmüşler. Ama yine ne yazık ki, her iki genç bireyimiz de bu konuda büyük bir hüsrana uğramışlar. Çünkü hâlâ kendilerini o hayal dünyasından kurtaramamışlar. Ve yine kısır döngüye girip kendilerini sanal dünyanın başında bulmuşlar.

Her iki genç bireyimiz de istedikleri kadar görebilecekleri çıplak bedenlerin dünyasına giriş yapmışlar. Ve yine kategoriden kategoriye, bedenden bedene yapay bir geçiş yapmışlar. Ve bu çıplak bedenler onların adeta kısıtlı hayal dünyalarının kendisi haline gelmiş.

Gel zaman git zaman derken, Zarar ve Ziyan bu teknolojik alanda birbirleriyle tanışmışlar. Ve bu tanışmayı daha da ileri götürüp, gerçek dünyada da tanışmak istemişler. Birbirlerini doğal olaraktan sadece birer cinsel obje olarak görüp, açılamamışlar. Her ikisinin de aklına sürekli çıplak bedenleri gördükleri aletler gelmiş ve o aletlerdeki çıplak bedenleri birbirlerinin bedenlerine yerleştirmeye çalışmışlar.

Zamanla ilişki daha da ileriye gitmiş ve de gençlerimiz evlenmeye karar vermişler. Yaşanan evlilik, aslında mutluluktan uzakmış. Çünkü bireylerimiz birbirlerine gerçek aşkla değil, yapay bir aşkla bağlanmışlar. Ne zaman bir ilişkiye girseler, birbirlerini daha da tanısalar; işte o zaman birbirlerinden daha da nefret etmişler. Çünkü hem Zarar, hem de Ziyan zamanında sayısızca çıplak bedenle karşılaşmış ve de her şeyi oradakiler gibi olacakmışçasına düşünmüşler. Ama birbirlerine terbiyesizlik ve de ahlâksızlık yaptıklarını da unutmamışlar. Çünkü her ikisinin gözleri de zamanında sayısızca çıplak bedenle bir olmuş ve de onları kendilerine ilgi çekici olarak bulmuşlar.

Çiftimizin ilişkisi rayına oturamamış. Sürekli birbirlerine nefretle bakmış ve de birbirlerini hiç sevemediklerini ve yine birbirlerine hiç aşkla bakamadıklarını fark etmişler. Ne Zarar Ziyan'ı, ne de Ziyan Zarar'ı tatmin edebilmiş. Her ikisi de cinsel, psikolojik ve de zihinsel sorunlar yaşamışlar. Artık bu nefret derecesine ulaşmış.

Ve ne yazıktır ki, çiftimiz boşanmış. Bir dünyanın, bir başka dünyayı nasıl yıktığını anlamışlar. Ve o yıkılan dünya sadece bu çiftimizle de sınırlı değilmiş. Çünkü her geçen gün sayısızca dünya daha bu sepeblerden dolayı yok olup gidiyormuş.

Evet. Maalesef ki hikayemizin sonunda çiftimiz yaptıkları büyük yanlışlıklardan dolayı her zaman ki gibi eremediler muradlarına, biz de çıkamadık kerevetine. Ama yine unutmamak gerekiyor ki, muradına ermek de; kerevetine çıkmak da hâlâ bizlerin ellerinde. Zarar ve Ziyan dolu bir hayal dünyasından uzaklaşmak ve de uyanmak dileğiyle...

Bu küçümsenemeyecek gerçeğin anekdotunu da okuyucumuza bırakalım...
Pmo'nun bu tarz hikayeleştirilerek anlatılması bir şeylerin daha da farkına varmamızı sağlıyor. Bu güzel yazıyı okumayanlar için hatırlatayım.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst